Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/231 E. 2023/139 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.

3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/12
KARAR NO : 2023/186

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – (Mersis: …)
VEKİLİ : Av. … – ….

DAVALILAR : 1- … – ….
Av. … – ….
: 2- … – (Mersis:…) ….

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 11/01/2022
KARAR TARİHİ : 04/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/05/2023
DAVA:
Davacı vekili 11/01/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin …nezdinde … sayılı “… … yönetim a.ş.” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun … yayınlandığını; davalı şirketin … sayılı ve “… …” ibareleri markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kabulüne karar verilerek başvurunun reddedildiğini, bu ret kararına karşı müvekkilin yeniden inceleme taleplerinin bu kez …. sayılı … kararı ile nihai olarak reddine karar verilerek başvurunun reddine karar verildiği, oysa müvekkilinin kurulduğu günden bugüne kadar yapmış olduğu yatırımlar ve yürütmüş olduğu projeler ile ticari kar elde etme amacının yanında sosyal sorumluluk anlayışı ve yaratılan ekonomik katma değer ile birlikte büyük bir heyecanla faaliyetlerini sürdürdüğünü, şirketin web sitesinden de … görüleceği üzere grup şirket statüsünde olan ve aynı adreste faaliyet gösteren 2002 yılında kurulan … … A.Ş’nin itibarlı bir firma olduğunu, müvekkilinin aynı zamanda ticaret unvanını marka olarak tescil ettirdiğini, taraf markalarının aynı olmadığını, markaların aynı olduğundan söz edebilmek için karıştırmaya konu markaların tamamen birbirinin aynısı olması aralarında küçük de olsa farkın mevcut olmaması gerektiğini, taraf markalarının görsel açıdan oldukça farklı olduğunu, markaların yazı tipinin renklerinin farklı olduğunu, markaların tescilli olduğu, tescilinin talep edildiği sınıfların bilinçli tüketicilere hizmet eden sınıflar olduğunu, ortalama bir tüketicinin davalının tek aktif olduğu faaliyet alanı olan … kiralama işinde aktif olmayacağının açık olduğunu, inşaat sektöründe hizmet veren davalı ile iş yapacak olan tüketici kitlesinin iki markayı karıştırmayacağını, itiraz sahibinin markalarında yer alan sözcüklerin , jenerik unsur olarak sayılmadığını, itiraz sahibinin markasında yer alan tüm sözcüklerin benzerlik karşılaştırmasında dikkate alınması gerektiğini,markaların işitsel olarak farklı olduğunu taraf markalarının tüketici kesimlerinin birbirinden farklı olduğunu her iki markanın kullanıldığı mal/hizmetlerin birbirinden bağımsız olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için taraf markaları arasında işitsel benzerliğin mevcudiyeti kabul edilse dahi söz konusu markaların görsel ve kavramsal olarak biribirinden farklı olduklarından ve kullanılacağı mal/hizmeler yönünden farklılık teşkil ettiğinden işitsel benzerliğin göz ardı edilmesi gerektiğini, markaların kavramsal olarak da benzer olmadığını, taraf markalarında salt 39.sınıfın aynı olmasının tüketici kitlesi açısından düşünüldüğünde karıştırılma ihtimalini imkansız hale getirdiğini, ,itiraza …markanın 39.sınıfta kullanılmadığını, markanın faaliyet alanının 35 ve 37.sınıflarda olduğunu, emsal gösterilen kararda görüleceği üzere … zamama bağlı olarak basitçe tercih değiştirebilen türün sektöründe dahi bilinçli tüketicinin karıştırma ihtimali olmadığını kabul etmişken tek faaliyeti inşaat hafriyatında … kiralama işi olan davalının hitap ettiği tüketici kitlesinin markaları karıştırma ihtimali olduğundan bahsedilemeyeceğini, redde …markanın gerek tescil edilmiş unvanı gerekse ticaret unvanına bakıldığında sadece … kiralama/harfiyat işlerinin yapıldığınıi markanın instagram adresindeki görseller incelediğinde de açıkça görüleceğini, ilgili adreste yalnızca … fotoğraflarının bulunduğunu, müvekkilin grup markalarından olan … Gümrük ile birlikte kullanıldığı internet sitesi incelendiğinde sektörler arası farkın ve karıştırılma iihtimalinin olmadığının görüleceğini, alt sınıfları ve faaliyet alanları farklı iki markanın karıştırılmayacağını, müvekile ait marka başvurusunun şekil unsurunun orijinal ve müvekkile özgü bir kombinasyondan oluştuğunu, müvekkile ait markanın gerek yazılışı itibariyle gerekse tasarlanma ve yaratılma biçimi olarak taşıdığı renkler ve şekil unsurları ile bir bütün olduğunu, müvekkil markasının sadece … ibaresinden ibaret olduğunun kabul edilemeyeceğini, Kurum’un internet sitesinde yapılacak araştırmada örnek olarak verilen markaların tescil edildiğini, sırf bu nedenle müvekkil markasının tescilinin sağlanması gerektiğini, … ibaresinin basit bir değişiklikle ayırt etme fonskyonu kazandığının Kurum tarafından kabul ediliyorken tamamen oijinal bir … kombinasyonu altında ticaret unvanını taşıyan müvekkil markasının itiraza …markayla karıştılma ihtimali olduğunun kabul edilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ifade ederek … kararının iptali ile dava konusu markanın tescil işlemlerinin kaldığı yerden devam edilmesine karar verilmesini belirterek, …’nun … sayılı kararının iptale karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; taraf markalarının esas unsurlarına bakıldığında her iki markada yer alan harflerin hemen hemen birbirinin aynısı olduğunu, genel görünümleri ve bir bütün olarak bakıldığında markaların karıştırılma ihtimaline neden olacak şekilde benzer olduğunu, gerek başvuru markasında gerekse redde …markada asıl marka olarak algılaması yaratan baskın unsurun … ibaresi olduğunu, başvuru markasında ayırt ediciliğe katkı sağlayacak derecede farklı/güçlü unsurların mevcut olmadığını, , başvuru konusu ibareye bakıldığında gözde bıraktığı iz, duyulduğunda kulakta kalan sesin redde …markayı hatırlattığını, bu hatırtlatmanın anılan markanın redde …işaretin bir başka biçimi veya serisi yahut uzantısı olarak algılanmasına sebebiyet vereceğini, ,aynı tür mallar üzerinde ortalama dikkate sahip tüketiciler nezdinde iki markayı birbirinden yeterince ayırt etme niteliğinin bulunmadığı ve taraf markaları arasında bağlantı kurulması ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline yol açacak düzede benzerlik bulunduğunu, taraf markalarının kapsamında bulunan mal/hizmetlerin aynı/benzer nitelikte olduğunu, m.6/1 deki karıştırma ihtimaline ilişkin koşulların gerçekleştiğini, açıklanan sebeplerle … kararının usule ve yasaya uygun olduğunu, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamıştır.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu ….’nun … sayılı kararı ile davacıya ait kod nolu marka başvuru dosyası ve davalı şirkete ait marka tescil belgeleri getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, davacı başvurusu olan … sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak …tarafından alınan … sayılı kararın iptali isteminden ilişkindir. … kararının davacı başvuru sahibine 14/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 11/01/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 21/03/2022 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…Dava konusu marka ile davalı markası arasında benzerlik olduğu, Dava konusu markada reddedilen 39.sınıfa hizmetlerin davalı markası kapsamındaki 39.sınıfa sınıftaki hizmetler ile aynı olduğu, Dava konusu marka ile davalı markası arasında SMK m. 6/1 kapsamında karıştırılma ihtimali bulunduğu …’nun 12.11.2021 tarihli ve … sayılı kararının iptali koşullarının oluşmadığı…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (…) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun “… … yönetim a.ş.” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 39. sınıftaki “39.Sınıf Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri, tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama, kurye hizmetleri. Araba parkları hizmetleri, garaj kiralama hizmetleri. Tekne barındırma hizmetleri. Boru hattı ile taşıma hizmetleri. Elektrik dağıtım hizmetleri. Su temin hizmetleri. Taşıt ve malları kurtarma hizmetleri. Malların depolanması, paketlenmesi ve sandıklanması hizmetleri. Çöplerin depolanması ve taşınması hizmetleri, atıkların toplanması ve taşınması hizmetleri.” mal ve hizmetlerden oluştuğu, itiraza …markaların “… …” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 35, 37, 39 sınıflardaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, dava konusu marka kapsamından çıkartılan yer alan mal ve hizmetlerin itiraza …markada yer alan 39. Sınıf mal ve hizmetler ile aynı/ aynı tür/ benzer olduğu tespit edilmiştir.
… benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “… … yönetim a.ş.” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “… …” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Dava konusu marka beyaz zemin üzerine siyah renk ile yazılan a ve b harflerinin kenar kısımlarında kırmızı renkli dört nokta işaretinin olduğu “…” ibaresinden ve alt kısımda daha silik siyah renk ile yazılan aynı zamanda ticaret unvanı olan … … Yönetim A.Ş ibaresinden oluşturulmuştur. Markada “…” ibaresi ön plandadır. Davalı markası ise beyaz zemin üzerine kırmızı renk ile birbirine bitişik şekilde yazılan “…” ibaresinden ve alt kısımda ise … şeklini işaret eden yatay çizgi şeklinin altında yer alan daire şekillerinden ve daha silik siyah renk ile yazılan ‘’… …’’ ibaresinden oluşturulmuştur. Dava konusu markada yer alan “… Yönetim A.Ş” ibareleri markada yardımcı unsur olarak kullanılmış olup, bu ibarelerin markaya ayırt edicilik katmadığı, ‘’…’’ ibaresinin markanın esaslı unsurunu oluşturduğu görülmektedir.
Davalı markasında ise … ibaresinin markaya ayırt edicilik katmadığı ve esas unsurun “…” ibaresi olduğu değerlendirilmektedir.
Markaların sözcük , şekil, kullanılan renk unsurları açısından görsel olarak benzerlik gösterdiği, tüketicinin dava konusu markayı davalının markalarının yeni bir versiyonu, güncellenmiş hali olarak düşünebileceği kanaatine varılmıştır.
Dava konusu marka … A.Şe şeklinde, davalı markası ise … … şeklinde telaffuz edilmektedir. Taraf markalarında “…” ibareleri açısından benzerlik oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Gerek öğreti, gerekse … ve … uygulamaları, markaların ayırt edicilik vasfı taşıyıp taşımadığına büyük önem atfetmektedir. Bu önem, markalardaki tanımlayıcı ve jenerik unsurların değerlendirme dışı bırakılacak olmasından ileri gelmektedir. Diğer bir deyişle “Markadaki ayırt edici olmayan unsurlar, karıştırılma ihtimali bakımından dikkate alınmazlar”. Yani, inceleme esnasında örtüşmeyen birleşenlerin benzerlikleri/farklılıkları ve ayırt edici özellikleri ele alınacaktır. Düşük seviyede ayırt ediciliği olan unsurların aynı olması kendiliğinden karıştırılma ihtimaline yol açmadığı kanaatine varılmıştır.
İki marka arasındaki benzerlik değerlendirmesi, karma markanın sadece bir unsuru alınarak diğer bir markayla karşılaştırılmasından daha fazla anlam taşır. Ancak belli şartlarda bir karma markanın ilgili tüketiciye ilettiği genel izlenimin, markanın bir veya daha fazla unsurunun hâkimiyeti ile sağlanmadığı anlamına gelmez. Bilindiği üzere önceki markanın tek ve baskın unsurunun, bir bütün olarak sonraki markada da yer alması halinde, … kısmen aynı oldukları ve ilgili tüketicide bu doğrultuda bir etki bırakacağı kabul edilmektedir. Dolayısıyla iltibas ihtimalinin varlığı için önemli olan, önceki markanın, sonraki marka içerisindeki kullanımında bağımsız ayırt edici karakterini koruyup korumadığıdır.İfade etmek gerekir ki markada şekil unsurunun banal ve ayırt edici özelliği olmayan bir şekil olması durumunda sözcük unsurunun ön plana çıkacağı kabul edilmektedir.
Bütünsel açıdan inceleme yapıldığında dava konusu markanın davalı markasından farklılaşmayı sağlayacak yeteri düzeyde ayırt edici kelime ve şekil unsurlarına sahip olmadığı değerlendirilmektedir. Dava konusu markada … ibaresinin ön planda olması taraf markalarının görsel olarak yüksel oranda benzerlik gösterdiği, kullanılan renkler ve her iki markanın tertip tarzları açısından benzerlikler oluştuğu, bütünsel olarak taraf markaları arasında benzerlik olduğu kanaatine varılmıştır.
Markalar arasındaki işitsel, görsel ve anlamsal benzerlik, markaların bütünsel açıdan ilişkilendirilmesi ihtimalini gündeme getirmektedir. “…” ibaresini ortak esaslı unsur olarak içeren taraf markaları arasında benzerlik ve seri marka imajı bulunduğundan; davalının markalarından haberdar olan ilgili tüketicinin, dava konusu markanın davalıya ait olduğunu, onun izni ile kullanıldığını yahut davalı markalarının yeni bir versiyonu olduğunu düşünmesi kuvvetle muhtemeldir. Markaların esaslı unsurlarındaki örtüşme, tüketici algısında taraf markaları arasında bağlantı kurulmasına sebebiyet verecek düzeyde baskındır. Bu bağlamda, ilgili tüketicinin, davacı ve davalı işletmeleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu zannına kapılma ihtimali oldukça yüksektir.
Bu kapsamda; taraf markaları arasında benzerlik bulunduğu ve aynı hizmetler yönünden markalar arasında karıştırılma ihtimalinin söz konusu olacağı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 80,70 TL harçtan düşümü ile 99,20 TL bakiye karar harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı …kendisini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde …. aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.04/05/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸