Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/224 E. 2023/104 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/224 Esas – 2023/104
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.

3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/224
KARAR NO : 2023/104

HAKİM : ….
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- ….
Av. ….
: 2- ….
Av. ….

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 08/06/2022
KARAR TARİHİ : 16/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/03/2023
DAVA:
Davacı vekili 08/06/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin … nezdinde … sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun … …yayınlandığını; davalı şirketin …, …, … sayılı ve “…”, “…”, “…” ibareleri markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın reddedildiğini, bu ret kararına karşı davalının yeniden inceleme taleplerinin … … sayılı … kararı ile nihai olarak kısmen kabul edilerek başvurunun 14, 16, 18, 24, 35. Sınıftaki bir kısım mal ve hizmetler yönünden kısmen reddedildiği, oysa…tarafından müvekkillerinin müktesep hakkının bulunduğunun ikrar edildiği markaların ise … no.lu “…”, … no.lu “…”, … no.lu “… international” … ibareli markalar olduğunu, her ne kadar davaya konu … kararında yer almasa da, müvekkilleri adına yapılan itiraza karşı görüşte yer verildiği üzere bu markalara ek olarak, … sayılı “…” markasının da 14, 24 ve 35. sınıfta müvekkilleri adına tescilli olduğunu, müvekkillerinin “…” ibaresini esas ve/veya yan unsur olarak içeren seri markalarını, işbu davaya konu edilen 18. sınıf ve 24. sınıflarda, uzun yıllardan beri, ciddi bir şekilde fasılasız olarak kullandığını, müvekkillerinin “…” markası altında 18. sınıf ve 24. sınıfa dahil olan emtiadan oluşan ürünleri ticarete konu ettiğini, “…” markalı faturalar altında bu ürünlerin satışını yaptığını, müvekkillerinin koleksiyonu içerisinde 18. sınıf ve 24. sınıfa dahil emtiadan oluşan kanepe, koltuk, oturum minderi, sandalye, yataktan … tekstili (örneğin kırlent, ip perde vs.) aksesuara kadar uzanan geniş bir kapsama sahip ürün yelpazesinin bulunduğunu, 18. sınıf ve 24. sınıfa dahil emtiadan oluşan ürünlerin kullanım talimatlarının yer aldığı garanti belgesi / kullanım kılavuzunun bulunduğunu, fiyatlandırmanın 18. sınıf ve 24. sınıfa dahil emtia seçeneğine göre ayrı ayrı yapıldığını, müvekkilleri adına tescilli olan “…” ibaresinin, aynı zamanda davalılardan … tarafından özel … no ile “tanınmış marka” olarak da özel koruma altında bulunduğunu, müvekkilleri şirketin, “…” markasının ayırt edici hale getirilmesi ve markanın tanınmışlığının sürdürülebilirliği adına, yıllardır çok ciddi miktarlarda yatırım yaptığını ve halen de yapmaya devam ettiğini belirterek, … …’nun … sayılı kararın 18 ve 24. Sınıf açısından kısmen iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; somut olayda kurum tarafından esas alınan sınıflandırma listesine göre markalar arasında yapılacak sınıf benzerliği incelemesinde davaya konu markanın, diğer davalının itiraza mesnet markalarının tescilli olduğu 18 ve 24’üncü sınıflarda yer alan aynı tür mal ve hizmetler için tescil ettirilmek istendiğinin görüldüğü, davacının gerekçe gösterdiği markalar incelenecek olursa; “…+…” ve “…”, şeklindeki markalardan oluştuğunu, davacı markalarının hem kapsadığı mal ve hizmetler açısından hem farklı unsurlar kullanılarak oluşturulan genel görünümleri itibariyle davalı markasından farklılaştığını, davalı markası değerlendirildiğinde; marka siyah renkte, düz bir fontla büyük harflerle yazılan “…” ibaresinden oluştuğunu, markanın esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu iddia etmek marka hukukunda esas alınan bütüncül değerlendirme ilkesine aykırılık teşkil edeceğini, sınıf benzerliği şartının da oluşmaması nedeniyle SMK 6/1 ve 6/5 hükmü kapsamında belirtilen koşulların oluşmayacağı açık olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şahıs vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin ilk olarak 2004 yılında şahıs firması olarak dikiş iplikleri sararak başladığı ticaret hayatına, ürünleri arasına dikiş aksesuarlarını da ekleyerek devam ettiğini, ürün yelpazesini daha da genişletmek amacıyla çeşitli firmalara fason üretim yaparak plaj şiltesi, paspas ve hurç gibi ürünler de üretmeye başladığını, müvekkilinin markasını oluştururken, markasının asıl unsuru olan “…” kelimesinin yanına “…” ibaresini eklemesinin sebebinin ise ürünlerinin tamamen … ürünleri üzerine olmasından kaynaklandığını, “…” ibaresinin… “…” anlamına geldiğini, günümüzde “… …”, “… …” gibi tanınmış markaların … ürününe ilişkin mağazalarında kullanmış olduğu “…” ibareli yan unsuru ile aynı mantıkta düşünülerek tasarlandığını, davacı tarafın “…” markasını yıllardır kullanıyor olmakla beraber, bu markada 18. ve 24. sınıflarda bilinçli olarak hiç tescil yaptırmadığını, … kayıtları incelendiğinde, davacıya ait çoğu markada birden fazla sınıfta tescil alındığı halde 18. ve 24. sınıfı kapsayan bir tescil başvurusunun bu zamana kadar yapılmadığı, yani davacı tarafın bilinçli ve iradi olarak bu sınıflarda bu marka için tescil yapmadığının görüldüğünü, bu tanınmış markaya rağmen, müvekkilinin 2008 tarihinden beri “…” markasını kullanmakta olduğundan ve müvekkilinin bu markasının hiçbir itiraza uğramadığından veyahut itiraza uğrasa bile tüm itiraz yolları tüketilerek tescile engel olunmadığından ve herhangi bir hükümsüzlük davasına da konu edilmediğinden müvekkilinin bu tescili ve markasındaki bu emtiaların SMK uyarınca korunacağını, davacı tarafın, bu emtialara ait ürünleri kullanmasına rağmen 18. ve 24. sınıfta tescil yaptırmamış ise sırf bu emtialara ait ürünleri kullanıyor olmasından dolayı bu sınıflar üzerinde hak sahibi olamayacağını, buradaki asıl kazanılmış hak sahibinin, uzun süredir ürünü üreten ancak tescil ettirmeyen değil, markasını bu sınıflarda ve emtialarda tescil ettirip kullanan müvekkili olduğunu, dolayısıyla davacı tarafın bu iddiaya dayanarak herhangi bir hak iddiasında da bulunamayacağını, davacı tarafa ait diğer “…” ibareli ve 35. sınıfta tescilli markaların, tescil edildikleri yıllarda 35. sınıf emtiaları arasında şu anki 18. ve 24. sınıftaki emtiaların bulunuyor olmasının işbu dava açısından hiçbir anlam ifade etmediğini beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, davacı başvurusu olan … sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak … tarafından alınan … sayılı kararın iptali istemine ilişkindir. … kararının davacı başvuru sahibine 12/04/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 08/06/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 16/02/2023 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “… Davaya konu … sayılı markanın tescili talep edilen 18. ve 24. sınıfta yer alan mallarının tamamının, davalı yanın itiraza mesnet markalarında yer alan mallar ile aynı / aynı tür veya benzer nitelikte olduğu, Davaya konu … sayılı davacı şirket markası ile davalı şahsın itiraza dayanak markaları arasında 6769 s. SMK’nun 6/1. maddesi kapsamında ilişkilendirme ihtimali dâhil karıştırılma ihtimali bulunduğu, Davacı şirket lehine, 24. sınıfta yer alan “Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. … tekstil ürünleri: Yastık kılıfları” açısından kazanılmış hak oluştuğu, heyetin yukarıda belirtilen inceleme yöntemleri, bilimsel ve teknik dayanakları kapsamında, varılan sonucu ile farklı nitelikte olan dava konusu …’nun 04.04.2022 tarih ve … sayılı kararının yerinde olup olmadığının takdirinin Sayın Mahkemede olduğu…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (…) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında dava konusu 18, 24.sınıftaki “SINIF KODU 18: İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler. Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler. Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar. Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları. SINIF KODU 24: Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. … tekstil ürünleri: perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular. Tekstilden bayraklar, flamalar, etiketler. Bebekler için kundak örtüleri.” mal ve hizmetlerin yer aldığı, itiraza mesnet markaların “…”, “…”, “…” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 08, 14, 16, 18, 20, 23, 24, 25, 35. sınıflardaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre yapılan değerlendirme neticesinde, somut olayda davacı yanın, başvuruya ve davaya konu markası ile davalı şahıs markasının kapsadığı mallar ve hizmetler karşılaştırıldığında, dava konusu marka kapsamında aynı/aynı tür ve benzer hizmetler ile birlikte, kullanım amaçları, işlevleri ve birbirleri ile olan ilişkileri (alternatif veya tamamlayıcı olması) bakımından yapılan değerlendirmede, davaya konu markanın dava konusu edilen 18 ve 24. sınıftaki malların tamamının davalı yanın markasında yer alan 18., 24. ve 35. sınıftaki mal / hizmetler ile aynı / aynı tür veya benzer nitelikte olduğu tespit ve kabul edilmiştir.
… benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “…”, “…”, “…” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Davacı yanın başvuruya konu markasının kelime unsuru içerdiği, davalı yanın itiraza … + … unsuru içerecek şekilde olduğu, davacı yan markasında “…” ibaresinin, davalı yan markalarında ise “…” ve “…” ibarelerinin yer aldığı görülmüştür.
Her iki taraf markasında da ortak ibarenin “…” ibaresi olduğu, “…” ibaresinin… “…” anlamına geldiğinin belirtildiği, davacı yan markasında esas unsurun “…” ibaresi olduğu, davalı yan markalarında ise “…” ve “…” ibarelerinin birlikte yer aldığı, her ne kadar davalı yan “…” ibaresini, “…” / “…” anlamında kullandıklarını beyan etmişseler de, …’de … yaygın bir dil olmadığı, bu hali ile tüketicilerin, “…” markasının … ürünleri için bir seri marka olarak algılamayacağı, diğer taraftan davalı yanın tescilli bütün markalarının da aynı kelime unsurunu içerdiği, “…” ibarelerinin birlikte esas unsuru oluşturduğu, taraf markalarında yer alan ortak ibarenin “…” veya “…” şeklinde benzer nitelikte okunmalarının muhtemel olduğu, görsel olarak da, davacı yan markasının beyaz zemin üzerine, sarı tonlarda kendine özgü yaz karakteri ile “…” ibaresini içerdiği, davalı yan markalarından… sayılı markaların benzer görsel öğeler içerdiği, beyaz zemin üzerine gri ve siyah tonlarda iki satıra gelecek şekilde üstte daha büyü boyutta “…” ve altta daha küçük boyutta “…” ibaresinin yer aldığı, bu ibarelerin sağında ve solunda desen formatında şeklin bulunduğu, … sayılı markanın ise kelime markası olduğu, beyaz zemin üzerine siyah tonlarda tek satıra gelecek şekilde “…” ibaresini içerdiği, markaların incelenmesinde bütünsel karşılaştırmanın esas olması hususu dikkate alındığında; davaya konu markanın kelime markası, davalı yan markalarında ise … unsuru da içerdiği, markanın bir veya daha fazla unsurunun baskın karakterine karar verilirken, özellikle bu unsurların her birinin asıl niteliklerinin diğer unsurların asli nitelikleriyle karşılaştırılmasına ve ayrıca ek ve yardımcı olarak çeşitli unsurların markadaki konumlarına dikkat edilmesi gerektiği, bu doğrultuda, davalı yan markalarında her ne kadar “…” ibaresi “…” unsuruna göre daha büyük kompozisyon edildiği görülse de baskın olduğu, ön planda asli, baskın ve ayırt edici unsur olarak kullanıldığı ve her halükarda en azından eş düzeyde markayı temsil eden hakim unsurlardan biri olduğu, bu hali ortak unsurların benzer çağrışımlar yaratacağı, somut olayda, davacı yan marka başvurusuna, itiraz eden davalı yanın, işaretler arası benzerlik ve benzerlikten dolayı karıştırılma ihtimali olduğunu beyan ettiği, dosya kapsamından anlaşıldığı üzere, davacı yanın da, davalı yanın itiraza konu bir kısım markasının tescili sürecinde işaretler arası benzerlik ve benzerlikten dolayı karıştırılma ihtimali olduğu gerekçesi ile itiraz etmiş olduğu, taraf markaları arasında benzerlik olduğunun taraflarca işbu dosyada ve başka marka tescil süreçlerinde iddia edildiği, kısaca, işaretler arası benzerlik olduğunun tarafların da kabulünde olduğu, bu hali ile … karıştırılma ihtimali yaratacağı kanaatine ulaşılmıştır.
Kazanılmış Hak Açısından Yapılan Değerlendirme
Davacı markalarına bakıldığında, tescil tarihi açısından en yeni tarihli markanın 2016 yılına ait olduğu, bu hali ile davacı şirketin sahip olduğu markalar arasında, dava tarihi itibari ile 5 yıllık tescil süresini geçirdikleri, artık çekişme konusu olmakta çıktıkları, söz konusu markaların seri marka değerlendirmesinde dikkate alınabileceği, dosya kapsamında yapılan incelemede, davacı yanın karşı görüş olarak sunmuş olduğu dilekçede markalarını hangi mal ve hizmetler açısından ciddi bir şekilde kullandığına dair bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı, davacı yanın 24. sınıfta reddedilen malları, … sayılı markada aynı tür olacak şekilde yer almakta ise de davaya konu … … kararında … sayılı “…” markası konu edinmemiştir.
Her ne kadar bilirkişi heyeti markaları 24. sınıf “Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. … tekstil ürünleri: Yastık kılıfları” yönünden kazanılmış hak oluştuğunu belirtmiş ise de; raporun aksi yönde … sayılı markayı davacının hangi mal ve hizmetler açısından ciddi bir şekilde kullandığına ilişkin karşı görüş dilekçesinde delil bildirmediği anlaşıldığından, somut olayda davacının kazanılmış hak koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Dava … kararının iptali talebine ilişkin olduğundan, başvuru ve itiraz aşamalarında kuruma sunulan delillerle bağlı olunduğundan, dava aşamasında sunulan delililer dikkate alnmamıştır.
Davacının kazanılmış hak iddiasına dayanak yaptığı tüm markalarda 18. Sınıf yönünden bir tescilin bulunmadığı, sadece … sayılı markada bu sınıfın bulunduğu bu markanında dava dilekçesinde dayanak marka olarak gösterilmediği anlaşılmıştır.
Davacı gerçek hak sahipliği iddiasında bulunulmuş ise de, bu iddia ile başkalarının başvurularına itiraz, tescil halinde hükümsüzlük davası açma hakkı verdiği, ancak kendi başvurusu yönünden kendinden önce başvurusu yapılmış veya tescil edilmiş benzer markaya rağmen kendi başvurusunu tescil ettirme yönünde bir hak vermediğinden, bu iddianında reddine karar verilmiştir.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile 99,20 TL bakiye karar harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdikleri için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde … aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/03/2023

Katip …
¸

Hakim ….
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.