Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/218 E. 2022/465 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/218
KARAR NO : 2022/465
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 06/06/2022
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2022
DAVA:
Davacı vekili 06/06/2022 harç tarihli dava dilekçesiyle; müvekkili şirketin tescil edilmek üzere TÜRKPATENT nezdinde … sayılı “…” ibareli marka tescil başvurusu yaptığını, başvurularının Markalar Dairesi Başkanlığı kararı ile re’sen reddedildiğini, bu ret kararına karşı yaptıkları itirazın bu kez TÜRKPATENT YİDK’nın … sayılı kararının 6769 sayılı SMK’nun 5/1-(b), (c) bentleri uyarınca nihai olarak reddedildiği, oysa müvekkilinin dünya çapında viski bardakları üretip sunan bir firma olduğunu, 2001 yılında özel olarak üretip satışa sunduğu viski bardaklarının başarı ve kalitesiyle ideal viski bardağı olarak kabul edildiğini, … viski bardağının klasik viski bardaklarında bulunmayan daralan ağız yapısına sahip olduğunu, alta doğru genişleyen kristal bombe kısmının viskinin renginin takdirine olanak sağladığını, ayrıca bardağın sağlam tabanlığı ile de elde kolayca sallanabilir olduğunu, müvekkili bardağının İskoçya’da “viski için seçilmiş resmi kadeh” şeklinde onaylanan ilk viski bardağı olduğunu, 2006 yılında Queen’s Award ödülünü kazandığını, müvekkili bardağının dünya genelinde birçok ülkede tescilli üç boyutlu bir marka olarak korunduğunu, müvekkili bardağının tek viski bardağı olmadığı halde İskoç Viski Birliği tarafından onaylanan ilk bardak olduğunu, müvekkilinin WIPO aracılığıyla gerçekleştirdiği marka başvurusunun, davalı Kurumca reddolunduğunu, verilen kararın hatalı olduğunu, müvekkili marka başvurusuna konu görseli hem ayırt edici olduğunu hem de tanımlayıcı olarak nitelendirilemeyeceğini, kaldı ki müvekkili başvurusunun kullanım yoluyla ayırt edicilik kazanmış olduğunu, bu nedenle başvurunun 5/1-b ve 5/1c maddeleri uyarınca reddi kararının yerinde olmadığını, müvekkili markasının klasik tip viski bardaklarından tamamen uzaklaşan bir barda olduğunu, … sayısı ile gerçekleştirilen başvuru kapsamında “viski bardakları, viski tadım bardakları, viski koklama bardakları” emtialarının da yer aldığını, müvekkilinin bardak tasarımının sektörde bunca ödül olmasının sebebinin kendine has özellikleri ile sahip olduğu ayırt edicilik olduğunu, klasik viski bardaklarının düz, silindirik ve kalın ağızlı olduğunu, müvekkili markasının ise ağız kısmı daralan, bombeli ve alt kısmında aşağı doğru genişleyen bir dibi olduğunu, en altta ise müvekkiline olan aidiyeti belirten markanın yer aldığını, müvekkili markasının reddi kararının yerinde olmadığını, müvekkilinin EUIPO nezdinde 008690082 sayısı ile tescilli ve yine 21. Sınıftaki viski bardaklarını da kapsayan başvurusuna karşı açılan hükümsüzlük kararında müvekkili başvurusuna konu görselin, üzerine “the … glass” yazması nedeniyle bütün olarak ayırt ediciliğe haiz olduğunun kabul edildiğini, müvekkili ürünlerinin hali hazırda Türkiye’de de satışa konu edildiğini ve bardaklar üzerinde “the … glass” ibaresinin okunabilir şekilde kullanıldığını, bu durumun tüketici yorumlarından da görülebilir olduğunu, Kurum nezdinde benzer şekilde tescil edilmiş üç boyutlu marka tescillerinin bulunduğunu, kaldı ki dava konusu markanın birebir aynısının EUIPO, Monako ve Birleşik Krallık nezdinde hali hazırda tescilli olduğunu, “the … glass” yazısının farklı şekillerdeki yazımını içerir versiyonlarının ise birçok ülkede tescilli olduğunu, müvekkili başvurusunun bu ibare olmaksızın A.B.D ve Almanya nezdinde de tescilli olduğunu, üç boyutlu bir markanın ayırt edici olup olmamasının ülkeden ülkeye değişmesinin mümkün olmadığını, yabancı ofislerde tescil edilmiş bir markanın taraf olunan uluslar arası sözleşmeler nedeniyle ülkemizde de tescilinin zorunlu olduğunu, Kurum kararında, müvekkili başvurusunun birçok ofiste ayırt edicilikten yoksun görülerek reddine karar verildiğinden bahsedilmiş ise de verilen kararlar kesin olmadığı gibi birçok ülkede de tescile dair verilmiş kararlar olduğunu, uyuşmazlıkta ilgili malların tüketicilerinin viski tüketen kimseler olarak kabul edilmesi gerektiğini, müvekkili başvurusunun kullanım sonucunda da ayırt edicilik kazandığını, sahip olduğu özgün şekli ile uzun yıllardır yoğun bir şekilde satışa sunulduğunu ve ülkemiz dahil dünya çapında kullanıldığını, www.eksisozluk.com platformunda dahi bu barda övgüler yağdırıldığını, yine müvekkili bardağı ile ilgili birçok yerde haberler ve tanıtımların mevcut olduğunu, Youtube platformunda müvekkili bardaklarının tanıtımına yönelik videoların yüzbinlerce kez izlendiğini, Google arama motorlarında müvekkili viski bardakları ile ilgili yapılan aramalarda ülkemizdeki birçok e-ticaret sitesinde bu ürünlerin yoğun bir şekilde satışa sunulduğunun görülebileceğini, müvekkili viski bardağının son derece ikonik bir hale geldiğini, hatta kişisel kullanıma yönelik bardak altlığı, sticker, tablo, anahtarlık gibi bir çok üründe müvekkili tasarımının kullanıldığını, somut olaya emsal teşkil edebilecek çok sayıda kararın mevcut olduğunu, bizzat Kurum tarafından düzenlenen kılavuzda da örnek kararların yer aldığını, Yargıtay’ın üç boyutlu markalar ile ilgili vermiş olduğu çok sayıda kararın bulunduğunu, kaldı ki üç boyutlu şekilde başvuru konusu edilmiş şekil unsuru ile birlikte ürünün markasını da ihtiva eden başvuruların ayırt edici olduklarının kabul edilmesi gerektiğini belirterek … sayılı “…” ibareli müvekkil başvurusunun reddine dair TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; verilen kurum kararının yerinde olduğunu, davanın reddinin gerektiğini beyan ederek, davanın reddine istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER:
Tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, delilleri toplanmış, iptali istenen … sayılı YİDK kararı ve davacıya ait … sayılı “…” ibareli başvuru sayılı marka işlem dosyası getirtilmiş, teknik ve özel bilgiyi gerektiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor objektif, dosya kapsamındaki delillerle tutarlı denetim ve hüküm kurmaya yeterli kabul edilmiş ve Mahkememizce de benimsenmiştir.
GEREKÇE
Uyuşmazlığın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Değerlendirilmesi ve Kabul
Dava, davacı başvurusu olan … sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali istemine ilişkindir. Kararın davacı vekiline 06/04/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 06/06/2022 tarihinde açılan davanın 5000 sayılı kanunun 15/C maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Uyuşmazlığın özü, davacının … sayılı “…” ibareli başvurusu yönünden, 6769 sayılı SMK’nun 5/1-(b) ve (c) madde ve bentleri anlamında tescil engeli bulunup bulunmadığından ibarettir.
… sayılı başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davacının, 30/12/2020 tarihinde “…” ibaresinin 21. sınıflarda yer alan ” içki kadehleri, bardaklar, viski bardakları, viski tadım bardakları, viski koklama bardakları.” mal ve hizmetlerinde kullanılmak üzere marka olarak tescili istemiyle davalı kuruma başvuruda bulunduğu, … kod numarasını alan başvurunun mutlak ret nedenleri yönünden incelenmesi sonucu, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca, 6769 sayılı SMK’nun 5/1-(b) ve (c) bendi uyarınca reddine karar verildiği, bu kararın yeniden incelenmesi isteminin ise, TÜRKPATENT YİDK’nun, … sayılı kararı ile nihai olarak reddedildiği, anılan kararın iptali istemiyle Mahkememiz önündeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş, buna göre;
6769 s. SMK 5/1-b ve 5/1-c maddesi uyarınca değerlendirme:
6769 s. SMK 5/1-b maddesi “Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler”in marka olarak tescil edilemeyeceklerini düzenlemektedir. Madde gerekçesi incelendiğinde, sicilde gösterilebilir olmasına rağmen ilgili mal veya hizmetler için ayırt ediciliğe sahip olmayan, dolayısıyla tüketiciler tarafından marka olarak algılanmayacak işaretlerin tescil edilemeyeceği düzenlenmiştir. 2015/2424 sayılı AB Marka Tüzüğünün 7. maddesinde de marka olarak tescil edilemeyecek herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler benzer şekilde düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre işaretin tescilinin mümkün olmaması için “kaynak gösterme fonksiyonu”na sahip olmaması gerekmektedir.
Zira Avrupa Adalet Divanı ve Avrupa marka Ofisi ve üye ülkelerin ulusal mevzuatlarına göre bu maddenin yorumunda hareket noktası markanın esaslı fonksiyonu kavramıdır. Bir markanın esaslı/asıl fonksiyonu, mal ve hizmetleri bir başkasının mal ve hizmetlerinden ayırt etmekten ibarettir. Dolayısıyla ürünün bir kişi veya firmaya ait olduğunu tanıtmaya imkan vermesi, yani ayırt edici gücünün olması gereklidir. Eğer ki işaret, ürünün aidiyeti hakkında tüketiciye bir bilgi veremiyor ise marka olarak tescil edilemez. Dolayısıyla ayırt edicilik fonksiyonu, işaretlerin genel ve temel bir özelliğidir. (Adalet Divanı, T-157/08 Paroc OY AB v OHIM, 2011 – “InsolateFor Life”).
“Bir markanın ayırt edici karaktere sahip olması için o markanın, tescili istenen ürünün belirli bir işletmeden kaynaklandığını belirler hale gelmiş ve böylece o ürünü diğer işletmelerin mallarından ayırır hale getirmiş olması gerekir. (C-144/06 P Henkel v OHIM [2007] and C-304/06 P Eurohypo v OHIM [2008]).”. Yargıtay kararlarında da, ayırt ediciliğin markanın temel fonksiyonu olan kaynak gösterme fonksiyonunun sağlanıp sağlanmadığına bağlı olduğu ifade edilmektedir. Yargıtay 11. H.D.’nin 2005/1359 E., 2006/3136 K. sayılı kararında:
“556 sayılı KHK ile hüküm altına alınan tanım ve ilkeler birlikte değerlendirildiğinde, ayırt edicilik fonksiyonu markanın en temel unsurudur. Çünkü, ayırt edicilik markanın üzerinde kullanıldığı bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini diğer teşebbüslerin mal ve hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlayan en önemli tescil şartıdır.” denilerek ayırt ediciliğin markanın en temel unsuru olduğuna dikkat çekilmiştir. Dolayısıyla kabul edilen bu görüşler çerçevesine işaretin, tescili talep olunan emtialar yönünden “kaynak gösterme” fonksiyonunun var olup olmadığı incelenmeli ve bu doğrultuda bir kanaate varılmalıdır.
Kanunun 5/1-c maddesi ise “Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler” in marka olarak tescil edilemeyeceklerini düzenlemektedir. 556 s. KHK döneminde 7/1-c maddesinin doğrudan karşılığı olan bu düzenlemeye göre bir işaretin 5/1-c kapsamında değerlendirilebilmesi için, mal veya hizmetin karakteristik bir özelliğini, vasfını, amacını hiçbir özel zihni çabaya mahal bırakmadan, mal veya hizmet ile olan sıkı ilişkisi sebebiyle derhal düşündürmesi ve akla getirmesi gerekmektedir.
Görüleceği üzere işaretin 6769 s. SMK 5/1-b ve 5/1-c maddeleri kapsamında kalıp kalmadığı hususu, başvuru kapsamındaki emtialar ile işaret arasındaki ilişki gözetilerek değerlendirilmesi gereken bir husustur. Zira tescili talep edilen işaretin kaynak gösterme fonksiyonuna sahip olup olmadığı ya da ilgili mal ya da hizmetin bir özelliğini ifade edip etmediği değerlendirilirken, başvuru kapsamındaki mallar/ hizmetler esas alınmak durumundadır.
Bu kapsamda somut uyuşmazlık ele alındığında; dava konusu “… Viski Bardağı+ şekil” ibare ve şekilli marka başvurusunun görseli incelendiğinde, yukarıya doğru ağız kısmının daraldığı, dip kısmına doğru özel bir açıyla genişleyerek bombe halini alan, alt kısmında yine aşağıya doğru genişleyen bir dibe sahip olan, en altında ise bardağın davacıya ait olduğunu belirten “…” yazısının bulunduğu, bu özellikler dahilinde diğer viski bardakları karşısında ayırt edicilik kazandığı sonucuna varılmıştır. Dava konusu markada yer alan işaretlerin; marka olarak tescil ettirilebilecek ve soyut ayırt edici niteliği haiz işaretlerden olduğu, tescilli oldukları emtialar haricindeki emtialar açısından somut ayırt edici niteliklerinin de yüksek olduğu, spesifik olarak tescil edilmek istenen emtialar açısından ise “….” ibaresi ile birlikte somut ayırt edici niteliklerinin, var olduğu, kanaatine varılmıştır. (Emsal Y.11. H.D. 20.09.2022 tarih 2021/4057 esas 2022/6071 karar)
Davaya konu marka olan “… Viski Bardağı+şekil” içinde geçen “viski bardağı” ibaresinin mal veya hizmet açısından tanımlayıcı olan, herkesin kullanımına açık tutulması gereken ve hiç kimsenin tekeline verilemeyecek olsa da davaya konu marka “… Viski Bardağı+şekil” ve “…. ibaresi ile oluşturulmuş ” olup 6769 sayılı SMK‟nın 5/1-c maddesi anlamında tescil engeli oluşmadığı sonucuna varılmıştır.
Her ne kadar bilirkişi heyeti “Dava konusu marka başvurusunun, kapsamında yer alan mallar bakımından, rapor kapsamında incelenen ve açıklanan nedenlerle 5/1-b ve c bentleri uyarınca mutlak tescil engelleri kapsamında kaldığı, işlem dosyasına sunulan sınırlı sayıdaki delilden, davacı marka başvurusuna konu işaretin, marka başvuru tarihinden önceki bir süreçte yoğun kullanım sonucu ayırt edicilik kazandığı hususunda kesin bir kanaate varılamadığı, dava dosyasına ayrıca sunulan delillerin ise işlem dosyası sonucu verilmiş YİDK kararı açısından dikkate alınamadığı” belirtilmiş ise de; raporun aksi yönde yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda 6769 Sayılı SMK’nin 5/1-b ve 5/1-c maddesi koşullarının somut olayda bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın KABULÜNE, TÜRK PATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2-TÜRK PATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline,
3-Alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiği için AÜTT uyarınca 15.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Aşağıda dökümü gösterilen ve davacı tarafından yapılan 3.719,88-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
7-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/12/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 172,90.-TL
Posta Masrafı 146,98.-TL
Bilirkişi Masrafı 3.400,00.-TL
Toplam 3.719,88.-TL