Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/212 E. 2022/439 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/212 Esas – 2022/439
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/212
KARAR NO : 2022/439

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/06/2022
KARAR TARİHİ : 22/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/12/2022
DAVA:
Davacı vekili 02/06/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla özetle; müvekkili şirketin 2003/07366, 2004/38210, 2008/14663, …, … sayılı “…”, “…”, “…”, “…”, “… … paket” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin, bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa karşılaştırılan markalarda esas unsurun birebir aynı “BOL” ibaresinden türetilmiş olduğunu, Türkçe dilbilgisi kuralları gereği “…” ikilemesinde olduğu gibi iki aynı kelimeden oluşan ikilemelerde vurgunun ilk sözcüğün son seslemi üzerinde bulunduğunu, dolayısıyla somut uyuşmazlıkta karşılaştırılan markaların işitsel açıdan da benzediğini, söz konusu benzerliklerin taraf markalarının aynı firmaya ait seri markalar olduğu izlenimini yarattığını, davacının markalarının dava konusu edilen markanın kapsamına alınmak istenilen 09, 29, 35, 38 ve 42. Sınıflara giren mal ve hizmetler yönünden tescilli olduğunu, yani somut uyuşmazlıkta dava konusu edilen bu emtialar yönünden emtia ayniyeti/benzerliği şartının da gerçekleştiğini, davalının marka tescil başvurusunun kötü niyetli olduğunu ve davacının markalarının tanınmışlığından haksız olarak yararlanılmak istenildiğini, ayrıca bu durumun davalının davacı ile haksız rekabet yapma saikinde olduğunu da gösterdiğini, her ne kadar davalı firma “…” ibaresinin İngilizce’de “koza, tohum” anlamlarına geldiğini iddia ediyor ise de, bu anlamların İngilizce bilen kişiler tarafından dahi bilinmesinin düşük bir ihtimal olduğunu, davacının markalarında geçen “bol” ibaresinin markasal hüviyette ayırt ediciliğinin düşük olduğundan da bahsedilemeyeceğini, zira davacının bu markayı uzun yıllardır ciddi bir biçimde kullanarak bu markaya korunması gereken ekonomik bir değer ve ayırt edicilik kattığını belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptaline ve … sayılı “…” ibareli markanın tescil edilmi olması halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu edilen işlemde bahsi geçen markaların ortalama tüketici nezdinde karıştırılmaya sebebiyet verebilecek derecede benzemediğini, genel izlenim itibariyle taraf markalarının görsel, kavramsal ve fonetik olarak birbirlerinden farklı olduğunu, bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle karıştırılabilecek ölçüde benzer markalar olmadıklarını, davacının markalarının “BOL” ibaresi dışında başkaca unsurlar da ihtiva ettiğini, markalar benzemediği için de aralarında karıştırılma ihtimalinin veya iltibas tehlikesinin bulunmadığını, davacının somut olayda SMK m. 6/9 hükmünde belirtilen koşulların oluştuğuna dair iddialarının ispat edilemediğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, huzurdaki davanın öncelikle zamanaşımı ve husumetten usulen reddedilmesi gerektiğini, davalının 1995 yılından beri ağırlıklı olarak kuruyemiş ve kuru meyve sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalının faaliyet gösterdiği sektörlerde Türkiye’de lider firma olduğu gibi ürünlerinin yurt dışına da ihraç edildiğini, somut uyuşmazlıkta karşılaştırılan markaların görsel, işitsel ve kavramsal açılardan ve bıraktıkları toplu intiba yönünden farklı olduğunu, dava konusu markada tek unsur olarak kullanılan “…” ibaresinin İngilizce’de “koza, tohum kabuğu” anlamlarına geldiğini, bu yüzden taraf markalarının kavramsal açıdan da çok farklı olduğunu, somut uyuşmazlıkta emtia ayniyeti/benzerliği şartının da gerçekleşmemiş olduğunu, ayrıca da davacının markalarında geçen “…” ibaresinin “çok” anlamına gelen bir ikileme olması nedeniyle markasal hüviyette ayırt ediciliğinin düşük olduğunu ve koruma kapsamının daraldığını, davacının kendisine ayırt ediciliği düşük bir ibareyi marka olarak seçerken bu ibarenin başka kişi ve kuruluşlar tarafından da markasal hüviyette kullanılmasına tahammül etmek zorunda olduğunu, nitekim TÜRKPATENT nezdinde halihazırda “BOL” ibaresini de ihtiva eden 4817 tane tescilli marka bulunduğunu, dava konusu edilen markanın davalının önceki tarihlerde tescilli ve tanınmış markalarının serisinin bir devamı niteliğinde olduğunu, davalının bu markalarının yurt dışında da tescilli olarak korunduğunu, davalının “…” çatı markasının TÜRKPATENT nezdinde de … sayı ile “tanınmış marka” statüsüne alınmış olduğunu, davalının … sayılı “… …” ibareli bir başka markasının da bulunduğunu, davacının TÜRKPATENT nezdindeki işlemler esnasında itirazlarına mesnet aldığı markaları kullandığını ispat edemediğini, davalının husurdaki davada da davacının davasına mesnet aldığı markalarını kullandığını ispatlamasının talep edildiğini, yani kullanmama def’i ileri sürüldüğünü belirterek, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, TÜRKPATENT’den davalı şirkete ait … sayılı marka başvurusu işlem dosyası ile itiraza dayanak marka tescil belgesi getirtilmiş, sunulan deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava davalı başvurusu olan … sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak TÜRKPATENT tarafından alınan … sayılı kararın iptali ve hükümsüzlük istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 05/04/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 02/06/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “1) Davacının 2003 07366, 2008 14663 ve 2015 24645 sayılı kelime markaları özelinde, karşılaştırılan işaretlerin/markaların görsel, işitsel ve kavramsal açılardan benzer olduğu, 2) Davalının markasının kapsamına alınmak istenilen ve dava konusu edilen46 emtialar açısından, davacının 2016 66527 sayılı markası özelinde, 09, 38 ve 42. Sınıflara giren emtialar yönünden, 2015 24645 sayılı markası özelinde de, 29. Sınıftaki emtialar ile bunların 35. Sınıf altında toptan/ perakende satışı/ mağazacılık hizmetleri yönünden emtia ayniyeti/benzerliği/türdeşliği şartının gerçekleştiği, 35. Sınıfa giren diğer hizmetler ile davacının diğer markaları özelinde ise bu şartın gerçekleşmediği, 3) Dava konusu edilen mal ve hizmetlerden 09, 38 ve 42. Sınıflara girenlerin hitap ettiği ortalama alıcı/tüketici kitlesinin seçicilik/algı/dikkat/özen seviyesinin, bunları satın alırken düşük olmadığı, 29 ve 35. Sınıflara girenlerin ise düşük olduğu, 4) (1) ve (2) nolu bentlerde yer alan değerlendirmelere doğrultusunda, (3) nolu bentteki tespit de göz önüne alındığında, davacının sadece, kullanmama def’ine de muhatap olmayan 2015 24645 sayılı markası özelinde, sadece 29. Sınıftaki emtialar ve bunların 35. Sınıf altında toptan/perakende satışı/mağazacılık hizmetleri yönünden, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin/iltibas tehlikesinin bulunduğu, 5) Hükümsüzlük talepli dava yönünden47, davacının “kötü niyet” iddialarının değerlendirmesinin hukuki niteliği yüksek olduğundan Sayın Mahkeme tarafından yapılması gerektiği, 6) Dava konusu edilen 04.04.2022 tarihli ve … sayılı YİDK Kararının, (4) nolu bentteki değerlendirme ile kısmen uyumlu olmadığı, 7) Davacının hükümsüzlük isteminin, (4) nolu bentteki değerlendirme ile kısmen uyumlu olduğu…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 09, 29, 30, 35, 38, 39, 40, 42, 43.sınıftaki “09 Bilim, denizcilik, topoğrafya, meteoroloji, sanayide ve laboratuvarda kullanım amaçlı olanlar dahil ölçme aletleri, cihazları: tıbbi amaçlı olmayan termometreler, barometreler, ampermetreler, voltmetreler, nem ölçerler, test cihazları, teleskoplar, periskoplar, pusulalar; taşıt göstergeleri; laboratuvarlarda kullanılan malzemeler: mikroskoplar, büyüteçler, dürbünler, deney malzeme ve cihazları. Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü-tablet bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar (akıllı saatler, bileklikler, başa takılan cihazlar), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları: cep telefonları ve bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri. Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. Antenler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçaları. Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri. Makine ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yarı iletkenler, elektronik devreler, entegreler, yongalar (çipler), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar, saptırıcılar; elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar (sensörler). Birim zamandaki tüketim miktarını ölçen sayaçlar ve zaman ayarlayıcıları. Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar. Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları. Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları: fişler, buatlar, anahtarlar, şalterler, sigortalar, balastlar, starterler, elektrik panoları, rezistanslar, soketler, transformatörler, adaptörler, şarj cihazları, elektrik, elektronikte kullanılan kablolar, piller, aküler, elektrik enerjisi üretimi için güneş panelleri. Ana fonksiyonu uyarı ve alarm olan cihazlar (taşıt alarmları hariç), elektrikli ziller. Trafikte kullanım amaçlı sinyalizasyon, işaretle bildirme cihazları ve araçları. Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil). Radarlar, denizaltı radarları (sonarlar), gece görüşü sağlayıcı veya arttırıcı aletler ve cihazlar. Dekoratif mıknatıslar. Metronomlar. 29 Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. 35 Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için (29 ve 30. Sınıflara giren) malların bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) 38 Radyo ve televizyon yayın hizmetleri. Haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). Haber ajansı hizmetleri. 42 Bilimsel ve sınai inceleme, araştırma hizmetleri; mühendislik hizmetleri, mühendislik ve mimari tasarım hizmetleri, kalite ve standart belgelendirme amaçlı mal/hizmetlerin test edilmesi. Bilgisayar hizmetleri: bilgisayar programlama, bilgisayarı virüse karşı koruma, bilgisayar sistem tasarımı, başkaları adına web sitelerinin tasarlanması, bakımı ve güncelleştirilmesi, yazılım tasarımı, kiralanması ve güncelleştirilmesi, internet arama motoru sağlama, hosting, bilgisayar donanımları alanında danışmanlık, bilgisayar donanımlarının kiralanması hizmetleri. Bu sınıfa dahil olup mühendislik, mimarlık, bilgisayar hizmetleri kapsamına girmeyen her türlü tasarım hizmetleri; grafik sanat tasarım hizmetleri (reklam amaçlı tasarım ve peyzaj tasarımı hariç). Sanat eserleri orijinallik onay hizmetleri.” hizmetlerinin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise “…”, “…”, “…”, “…”, “… … paket” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 03, 05, 09, 16, 23, 24, 25, 27, 29, 30, 31, 32, 33, 35, 38, 41, 42.sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, davacının … sayılı markasının kapsamına giren 09, 38 ve 42. Sınıflara giren mal ve hizmetler ile dava konusu edilen markanın kapsamına alınmak istenilen, aynı sınıflardaki emtialar aynı/benzer/türdeş emtialar olduğu tespit ve kabul edilmiştir
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “…”, “…”, “…”, “…”, “… … paket” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Davacının “bol bol bayonez” görselli markası haricinde kalan taraf markaları, kelime markası hüviyeti baskın işaretlerdir; davacının “… … paket” görselli markası her ne kadar renk ve basit bir şekil unsurunu da haiz ise de, böyle, basit şekil unsuru yanında büyük puntolarla/baskın özelliklerde yazılmış ve konuşlandırılmış kelime unsurlarını haiz markalarda, “sözün görünümden daha yüksek sesle konuşur”. Ancak bu işarette, uyuşmazlık konusu olan “BOL” ibaresinin, “…” şeklinde bir ikileme olarak, işaretin alt kısmında çok küçük puntolarla “… paket” şeklinde bir sıfat tamlaması içerisinde yer alacak şekilde kullanılmış olması, yani işaretteki konumu itibariyle diğer unsurlardan geri planda ve göze batmayan bir şekilde konuşlandırılmış olması, bu işarette “…” ibaresinin esas unsur hüviyetinde kullanılmış olduğunun söylenmesini mümkün kılmamaktadır. Aynı yorum, davacının “bol bol mayonez” görselli markası için de yapılabilecektir; bu işaretin de bir ürün görselini ihtiva etmesi nedeniyle işarette “…” ibaresinin ön planda olduğunu veya esas unsur konumunda kullanıldığını söylemek mümkün görülmemiştir.
Davacının “…”, “…” ve “…” görselli kelime markalarında ise, “…” ve “…” kelimelerinin bütünleşik olarak markaların esas/tek unsuru olduğu, dava konusu edilen kelime markasının da esas/tek unsurunun “…” ibaresi olduğu, tüm bu ibarelerin de aynı/yakın yazım özelliklerindeki siyah renkli harflerle yazılmış olduğu hususlarında herhangi bir tereddüt yoktur.
Somut uyuşmazlık, davacının sırf kelime markaları özelinde, taraf markalarında geçen “…”, “…” ve “…” kelimelerinin baş tarafındaki, dizinler de aynı olacak şekilde aynı harflerden oluşmuş “BOL” ibaresinin ortaklığının, markaları birbirleriye benzer kılmaya yetip yetmediği ve bu ibarenin bilinen/yerleşik anlamından dolayı bir markada tek başına esas unsur olarak himaye görüp göremeyeceği hususlarında toplanmaktadır. Zira; “bol” ibaresi Türkçe’de yerleşik/anlamı bilinen bir sıfat olup, bu özelliği itibariyle markasal hüviyette ayırt ediciliğinin düşüklüğünden bahsedilebilecektir. Böyle ayırt edici niteliği zayıf olan ibareleri marka olarak seçen kişilerin bunun sonuçlarına katlanmak yani o tanıtma işaretinin bazı tedbirler alınmak ve ilaveler yapılmak suretiyle hafifçe değiştirilmiş şeklinin başkaları tarafından kullanılmasına tahammül etmek zorunda olduğu, böyle ibareleri içeren markalarda ayırt ediciliği düşük olan örtüşen bileşenlerden ziyade diğer unsurlara yönelmek gerektiği yönünde doktrinde ve Yargıtay Kararları’nda yerleşmiş bir görüş bulunmaktadır. Bununla birlikte; zayıf/ayırt edici niteliği düşük ibareleri ihtiva eden markaların da, zamanla reklam ve yaygın kullanım yoluyla daha yüksek bir ayırt ediciliğe ulaşabileceği, hem öğreti hem Yargıtay tarafından19 kabul edilmektedir. Buna özellikle, zayıf unsurlardan oluşan markaların seri marka olarak ve yaygın şekilde kullanıldığı durumlarda rastlanmaktadır. Böyle durumlarda her ne kadar marka zayıf bir unsur içermekteyse de, herhangi bir zayıf markanın aksine koruma kapsamının genişlediği kabul edilmektedir. Dava konusu somut olayda, her ne kadar davacının dava dosyasına sunduğu ürün, tanıtım ve katalog görsellerinden, davacının davasına/itirazlarına mesnet aldığı “…”lu markalarını, başta mayonezler olmak üzere çeşitli soslarda kullandığı görülse de, bu markasal kullanımların normal/mutad seviyeden öteye gidemediği görülmekte ve markanın yaygın bir biçimde kullanılarak işarete ayırt edicilik kazandırılmış olduğu söylenememektedir. Buna rağmen davacının markalarında “BOL” ibaresinin tek başına değil, “…” ikilemesi içerisinde kullanılmış olması, davacının “…”lu markalarının ayırt edicilik vasfını yükseltmektedir. Aynı şekilde, davacının “…” ibareli markası da, “bol” sıfatıyla “file” isminin birleştirilmesinden oluşmuş, anlamı itibariyle tüketici zihninde doğrudan bir algı oluşturmayan, orijinal bir kelimeyi ihtiva etmektedir. Ayrıca; davacının bu kelime markaları özelinde, taraf markalarının genel tertip tarzı da aynıdır; düz yazım karakterindeki siyah harflerden oluşturulmuş kelimeler, başkaca renk/şekil unsuru olmadan markasal hüviyette kullanılmıştır. Aralarında bir/birkaç harf farkı olan sözcüklerin, birbirleriyle benzer sözcükler sayıldığına dair Yargıtay’ın artık iyice yerleşmiş pek çok emsal kararı vardır. Ayrıca; ortalama bir tüketici, dilbilgisi kurallarından kaynaklı olarak markaların başlangıç seslerini oluşturan ibarelere normal şartlarda daha fazla dikkat etmekte olup, tüketiciler markaların başlangıçlarında yer alan ilk unsurlara, soldan sağa okuma alışkanlığı nedeniyle, daha fazla odaklanmaktadırlar. Bu sebeplerle; davalının dava konusu edilen “…” esas/tek unsurlu kelime markasının, davacının “…” ve “…”li kelime markalarına benzediği düşünülmektedir. Bu benzerliğin; potansiyel müşterilerin daha önce denedikleri markaların hafızalarında kalan kısımlarına dayanarak tekrar marka tercihi yaptıkları ve bu nedenle de markalardaki farklı unsurlardan ziyade ortak unsurlara odaklanacakları gerçeği gözetildiğinde, davacının “…” ve “…”li markalarını görmüş ve tanımış olan bir tüketicinin, davalının “…”lu markasıyla karşılaştığında bu markaları “görsel açıdan benzer bulması ve karıştırması” ihtimal dahilindedir.
Görsel açıdan ortaya çıkan bu benzerlik, duyusal/işitsel/fonetik açıdan bakıldığında da net bir sonuç vermektedir; karşılaştırılan markalardaki ilk üç harfin, dizinleri de dahil olacak şekilde aynı olması, markaların okunuşlarını, kulakta bıraktıkları “tını”ları esas unsurları itibariyle fonetik açıdan yakınlaştırmaktadır. İşaretlerin kavramsal açıdan karşılaştırılması neticesinde de, her ne kadar davalı taraf, “…” ibaresinin İngilizce’de “koza, tohum” anlamlarına geldiğini vurgulamış ise de, bu anlamların toplum nezdinde yaygın olarak bilinme olasılığı düşük olduğundan, işaretlerin kavramsal açıdan tüketicinin zihninde farklı birer algı oluşturmadıkları, daha ziyade “bol” sıfatından türetilmiş kelimeler olarak algılandıkları sonucuna varılmıştır.
Bütün bunlara göre; somut olayda; davacının 2003/07366 sayılı, … sayılı ve 2008/14663 sayılı kelime markaları özelinde, karşılaştırılan işaretler arasında, görsel, işitsel ve anlamsal açılardan bir benzerlik olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Kullanmama Def’ine Yönelik Yapılan Değerlendirme
Davacının SMK m. 6/1 hükmüne ve 2003 07366, 2004 38210, 2008 14663, 2015 24645 ve 2016 66527 sayılı markalarına dayalı olarak itiraz ettiği, davalı firmanın bu itiraza cevap verirken davacının 2003 07366, 2004 38210 ve 2008 14663 sayılı markalarının kullanıldığının ispat edilmesini talep ettiği, davacının bu markalarının kullanımına ilişkin marka işlem dosyasına ve hükümsüzlük talebi yönünden dava dosyasına herhangi bir delil sunmadığı görülmüştür.
Diğer taraftan, yukarıda da değinildiği üzere, davacının, kullanmama def’ine muhatap olmayan … sayılı markası, 29. Sınıfa giren emtialarda korunmaktadır. Bir takım emtiaların toptan/perakende satış hizmetlerine konu olması durumunda bu hizmetlerin aynı emtialar ile bağlantılı ve/veya benzer emtia sayılması gerektiği, doktrinde ve Yargıtay içtihatlarında kabul edilmektedir. Zira; “Praktiker” kararında da belirtildiği üzere, “somut bir malı satmak için verilen bu hizmet tabiatıyla bu mal olmadan bir mana ifade etmeyecektir.” Dolayısıyla, dava konusu edilen markanın kapsamına alınmak istenilen 29. Sınıftaki emtiaların 35. Sınıf altında toptan/perakende satışı/mağazacılık hizmetleri ile davacının … sayılı markasının kapsamına giren 29. Sınıftaki emtialar ilintili/benzer emtialardır.
Bütün bunlara göre; davacının kullanmama def’ine muhatap olmayan … sayılı markası özelinde, dava konusu edilen markanın kapsamına alınmak istenilen 09, 38 ve 42. Sınıflara giren emtialar yönünden, yine kullanmama def’ine muhatap olmayan … sayılı markası özelinde, dava konusu edilen markanın kapsamına alınmak istenilen 29. Sınıftaki emtialar ile bunların 35. Sınıf altında toptan/perakende satışı/mağazacılık hizmetleri yönünden somut uyuşmazlıkta emtia ayniyeti/benzerliği/türdeşliği şartının gerçekleştiği, 35. Sınıfa giren diğer hizmetler ile davacının diğer markaları özelinde ise bu şartın gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır.
Netice itibariyle karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkışında mal ve hizmetler arasındaki daha az bir benzerliğin markalar arasındaki daha yüksek bir benzerlik düzeyi ile dengelenebileceği kabul edilmektedir. Somut olay açısından bakıldığında; davacının … sayılı markası ile, karşılaştırılan davalı markası arasında görsel, işitsel ve anlamsal açılardan benzerlik olduğu, davacının kullanım ispatı gerekmeyen diğer markaları açısından böyle bir benzerlik bulunmadığı tespit edilmiştir. Somut uyuşmazlık benzer bulunan markalar açısından ele alındığında; potansiyel müşterilerin daha önce denedikleri markaların hafızalarında kalan kısımlarına dayanarak tekrar marka tercihi yaptıkları ve bu nedenle de markalardaki farklı unsurlardan ziyade ortak unsurlara odaklanacakları gerçeği de gözetildiğinde, davacının “…” ibareli markasını görmüş ve tanımış olan bir tüketicinin, davalının “…”lu markasıyla karşılaştığında bu markaları benzer bulması ve karıştırması ihtimalinin doğduğu değerlendirilmiştir. Ayrıca; davacının dava konusu edilen markaya benzer bulunan bu markalarından … sayılı markanın kapsamına giren 29. Sınıftaki emtialar ile dava konusu edilen markanın kapsamına giren 29. Sınıftaki emtialar ile bunların 35. Sınıf altında perakende/toptan satışı/mağazacılık hizmetlerinin benzer/türdeş/ilintili olduğu tespit edildiğinden ve dahi bu emtiaların hitap ettiği tüketici/alıcı kitlesinin, bu emtiaları satın aldıkları anda dikkat/özen/bilinç/seçicilik seviyeleri de yüksek olmadığından, 29. Sınıfa giren bu emtialarda ve bunların satışı hizmetlerinde “…” ve “BOL” ibarelerinin markasal hüviyette farklı firmalar/tacirler tarafından kullanılması halinde alıcıların/tüketicilerin söz konusu emtiaların aynı şirketten veya ekonomik olarak bağlantılı şirketlerden/işletmelerden geldiği düşüncesine kapılma tehlikesini ve karıştırma ihtimalini yarattığı, alıcıların/tüketicilerin iki farklı marka ile karşı karşıya olduklarını anlamaları halinde bile, her iki markanın sahibi arasında idari/işletmesel bir bağlantı bulunduğunu, ortak bir çalışma kapsamında iş yapıldığını düşünebilecekleri, davalının markasının, davacının … sayılı bu markasının kapsamına giren bu emtialar açısından davacının hedef pazarındaki tüketici/müşteri kitlesi nezdinde karışıklık yaratabileceği ve bunun da iltibas ihtimalinin kabulü için yeterli olarak görüleceği kanaatine varılmıştır.
Bütün bu nedenlerle; davalının hem marka işlem dosyasına hem de huzurdaki dava dosyasına sunmuş olduğu kullanmama def’i de gözetildiğinde, davacının … sayılı “…”lu kelime markası özelinde, dava konusu edilen markanın kapsamında kalmış olan 29. Sınıfa giren emtiaların tamamı ve bunların 35. Sınıf altında toptan/perakende satışı/mağazacılık hizmetleri açısından markaların karıştırılma ihtimalinin/iltibas tehlikesinin somut olayda kısmen bulunduğu, davacının diğer markaları ve dava konusu edilen markanın kapsamında kalmış olan diğer mal ve hizmetler açısından ise bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Kötü Niyet Hususunda Yapılan Değerlendirme:
Somut olayda, davalı şirket tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamakla ve markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, Davanın Kısmen Kabulüne, TÜRKPATENT YİDK nın … sayılı kararının 29. sınıfta yer alan malların tümü ile 35. Sınıf “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için . Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). . Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Yumurtalar, yumurta tozları. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Pekmez. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” emtialar yönünden kısmen İPTALİNE, … sayılı markanın 29. sınıfta yer alan malların tümü ile 35. Sınıf “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için . Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Yumurtalar, yumurta tozları. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Pekmez. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” emtialar yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın Kısmen Kabulüne,
2-TÜRKPATENT YİDK nın … sayılı kararının 29. sınıfta yer alan malların tümü ile 35. Sınıf “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için . Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). . Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Yumurtalar, yumurta tozları. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Pekmez. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” emtialar yönünden kısmen İPTALİNE,
3-… sayılı markanın 29. sınıfta yer alan malların tümü ile 35. Sınıf “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için . Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Yumurtalar, yumurta tozları. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Pekmez. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” emtialar yönünden kısmen HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE VE SİCİLDEN TERKİNİNE,
4-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-Alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine
7-Reddedilen kısım itibariyle davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak belirlenmesine, davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 2.975,38 TL yargılama giderinden payına düşen 1.487,69 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalanının davacı üzerinde bırakılmasına
9-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/12/2022