Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/201 E. 2022/232 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/201 Esas – 2022/232
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEY YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/201
KARAR NO : 2022/232

DAVA :Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali ve hükümsüzlük istemi
DAVA TARİHİ : 12/05/2017
KARAR TARİHİ : 30/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/06/2022
DAVA:
Davacı vekili 12.05.2017 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin 83418 sayılı “… GIDA” ibareli tanımış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “… FIRIN PLUS+şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TPMK’na başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa başvurunun müvekkilinin markaları ile benzer olduğunu ve başvurunun tümüyle reddi gerektiğini, davalının başvurusunun iltibas yaratma ihtimalinin bulunduğunu, tüketicilerin başvuruyu, müvekkili şirketin seri markalarından birisi olarak algılayacağını, davalının kötü niyetli olduğunu, bu nedenle davaya konu kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek, … sayılı YİDK kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde, davacının itiraza dayanak markaları ile başvuruya konu markanın görsel, işitsel ve anlamsal düzeyde benzer olmadığını, haksız yararlanma, zarar verme ihtimalinin de olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı …’ya usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş yargılamaya katılmamıştır.
ANKARA BAM 20.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI KARARI:
Mahkememizin 21/12/2017 tarih ve 2017/180 esas, 2017/593 karar sayılı davanın kısmen kabulüne dair verilen kararı, Ankara BAM 20.Hukuk Dairesinin 31/03/2022 tarih ve 2020/935 esas, 2022/271 karar sayılı ilamıyla ve özetle
İlk derece mahkemesince, hükmün gerekçe kısmında, dava konusu YİDK kararının iptali koşullarının, karara itirazda dayanılan 84/083418 sayılı markanın kapsamındaki “dondurmalar” emtiasına benzer görülen 30/10. sınıftaki “Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler” malları açısından kısmen oluştuğu, … sayılı … PLUS markasının hükümsüzlüğü koşullarının ise itiraz sürecinde dayanılmayan 85/084895, 95/012913 sayılı markaların kapsamındaki 30/07. sınıftaki “Her türlü un, irmikler, nişastalar” 30/14. sınıftaki “Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç” malları yönünden bulunduğu hususlarının açıklanmasına rağmen, gerekçeli kararın hüküm kısmında söz konusu YİDK kararının , 30/07. sınıf “Her türlü un, irmikler, nişastalar”, 30/10. sınıf “Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler” ve 30/14. sınıf “Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç” malları yönünden kısmen iptaline karar verilerek hüküm ile gerekçe arasında çelişkiye yol açılmıştır. Bu husus, az yukarıda açıklanan gerekçeli karar ve hüküm fıkrasının birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırıdır. O halde anılan İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, gerekçeli karar ve hüküm fıkrası arasındaki çelişki giderilecek şekilde, yeniden bir karar verilmesi zorunlu olduğundan, usul ve yasaya aykırı olan hükmün kaldırılması gereklidir. ilk derece mahkemesine ait kararın esası incelenmeden kaldırılmasına ve HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Özetlenen kaldırma ilamına göre yargılamaya devam olunmuştur.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davalının 30/03/2015 tarihinde “… FIRIN PLUS+şekil” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 30, 43. sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davacının 83418 sayılı ve “…” ibareli markaları ile benzerlik arz ettiğinden ve tanınmışlık iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklandığı üzere, 556 sayılı KHK’nin 8/1-b hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir;
Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurusu kapsamında 30, 43. sınıftaki “30/ Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez.43/ Geçici konaklama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri” mal ve hizmetler bulunurken YİDK kararının iptali açısından, karara itirazda dayanılan 84/083418 sayılı markanın kapsamındaki “dondurmalar” emtiasına 30/10. sınıftaki “Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler” malların aynı tür veya benzer olduğu tespit ve kabul edilmiştir.
Somut olay açısından, önceki markaların esaslı unsuru olan … ibaresinin ayırt ediciliği düşüktür. Keza …, öz, hakiki, gerçek, tarihi gibi ibareler gıda sektöründe yoğun olarak üretilen ürünlerin doğallığına, tarihi geçmişine ve özüne uygunluğunu ifade etmek için yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu nedenle, … ibaresinin ayırt ediciliği gıda ürünleri için düşüktür.
Davacı vekili, dondurma sektöründe bilinen bir marka olan “Panda”dan bahsetmiş olmakla birlikte, “…” markasının kullanımına ilişkin deliller dosya kapsmında yoktur.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “… FIRIN PLUS+şekil” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların ise, standart karekterle yazılmış “… GIDA” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Markalar arasındaki benzerlik değerlendirmesi markaların hitap ettiği potansiyel müşterinin bakış açısından görsel, duysal, kavramsal açıdan markaların ayırt edici ve esaslı unsurları dikkate alınarak yapılır. Bu çerçevede, önceki markanın esaslı unsuru “…” sonraki markada aynen yer almaktadır. Sonraki markada bulunan fırın, plus ve pide/ekmek fırını unsurlarının ayırt ediciliğe katkısının çok sınırlı olması karşısında markalar arasındaki benzerlik düzeyi yüksektir.
Somut olayda, markaların benzerliği, önceki markanın ayırt ediciliği, markaların potansiyel müşterisinin dikkat ve özeninin yüksekliği bir bütün halinde değerlendirildiğinde markalar arasında karışıklık riskinin yukarıda aynı/benzer olarak mütalaa edilen 30/10. Sınıflar açısından bulunduğu kanaatine varılmıştır.
MarKHK m. 8/4’göre bir marka toplumda belli bir tanınmışlık düzeyine erişmişse bazı şartların varlığı halinde farklı mal veya hizmetlerde de kullanılamaz.
MarKHK m. 8/4’ün uygulanabilmesi bu üç şartın bir arada varlığına bağlıdır (Yargıtay 11. HD’nin uygulaması da buna paraleldir. Nitekim Bonus/Bonus Köy Peynirleri kararında; Yargıtay 11. HD; tanınmışlık kanıtlansa dahi, MarKHK m. 8/4 kapsamındaki üç olasılıktan birisin de gerçekleşme olasılığı sağlam bir zemin ile ortaya konulmadan, anılan madde uygulamaz, yönünde değerlendirmelerde bulunmuştur(Yargıtay 11. HD 2009/148 E, 2010/10527 K).
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak tarif edilmiştir(Yargırat 11. HD, 2002/010575 E. , 2003/002752 – 1999/8859, 2000/2229 K.)..
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 10.03.2005 tarih ve 2004/4268 E. 2005/2362 K. sayılı kararında tanınmışlığın tespitinde dikkate alınacak kriterler açıkça gösterilmektedir. Bu kararda, toplumda tanınmışlığın tespitinde 1999 tarihli “WIPO Ortak Tavsiye Kararları” adı altındaki ölçütlerden yararlanılması gerektiği, bu ölçütlerin kısaca; Toplumun ilgili kesiminde markanın tanınma derecesi, Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, Marka promosyonlarının hedef aldığı coğrafi alan, promosyon süresi ve yoğunluğu, Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, Markanın resmi makamlarca tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, Markanın ekonomik değeri olduğu vurgulanmaktadır.
Somut olayda, dosya kapsamında davacının … markasının tanınmış olduğunu göstermemektedir. Bu nedenle, MarKHK m. 8/4’ün koşulları yoktur.
Markhk m. 8/5 hakkındaki değerlendirme:
MarKHK m. 8/V. fıkrasına göre; tescil için başvurusu yapılmış markanın başkasına ait kişi, isim, fotograf, telif hakkı veya herhangi bir sınaî mülkiyet hakkını kapsaması halinde hak sahibi itiraz ederek tescili engelleyebilir. Karan/Kılıç’a göre; buradaki haklardan en önemlilerinden birisi kişilerin ticaret unvanları ve işletme adları üzerindeki haklarıdır.
“…” davacı unvanının esaslı unsuru olmakla birlikte dosya kapsamında davacının iştigal alanına ilişkin delillerin dosyada olmaması yanında, her halükarda … markasının davacı adına tescilli olması, tek başına 8/5’in uygulanması için yetmez, bunun yanında unvanın belli bir yoğunlukta kullanılması gereklidir. … markasının kullanımı ispatlanmadığına göre MarKHK m. 8/5’in şartları yoktur.
Kötü niyet hakkındaki değerlendirme:
Yargıtay HGK 2008/11-501-2008/507 sayılı kararında marka tescilinde kötü niyeti; başkasının markasından haksız olarak yargılanmak veya gerçekte kullanmayıp yedekleme, marka ticareti yapma amacına yönelik başvuru ve tesciller, olarak tanımlamıştır.
Davalının kötü niyetini ispatlayacak delil dosya kapsamında yoktur. Davacının kötü niyet başvurusunun yegane dayanağı müvekkili firmanın köklü mazisidir ki bu özellikle “…” ibaresinin gıda sektöründeki yaygın kullanımı da dikkate alındığında kötü niyeti ispatlayamaz.
Netice itibariyle MarKHK m. 8/1-b’nin şartlarının aşağıdaki emtia açısından bulunduğu; 30/07; Her türlü un, irmikler, nişastalar, 30/10; Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler, 30/14; Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç 5.2.MarKHK m. 8/4’ün şartlarının bulunmadığı, YİDK’nun 2017-M-409 sayılı kararının iptali koşullarının karara itirazda dayanılan 84/083418 sayılı markaların kapsamındaki “dondurmalar” emtiasına benzer görülen 30/10; Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler, açısından bulunduğu kanaatine varılmıştır.
10.01.2017 gün ve 29994 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 22.12.2016 gün ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun Geçici Madde 1/(1) hükmü uyarınca anılan kanunun yayımı tarihinden önce yapılmış marka tescil başvurularına, başvuru tarihinde yürürlükte bilinen 556 sayılı KHK hükümlerinin uygulanmasının zorunlu bulunması, YİDK kararının iptali ve buna bağlı tescil istemli davaların başvuru tarihindeki hukuki durum nazara alınarak sonuca bağlanmalarının gerekli olması karşısında 556 sayılı KHK hükümlerinin uygulanarak sonuca bağlanmalarının icap etmesi nedeniyle yeni SMK’nın yargılamanın yukarıdaki biçimde sonuçlandırılmasını engellememediği düşünülmüştür.
Usul ve yasaya uygun bulunan BAM 20. Hukuk Dairesi’nin 10/02/2022 tarih ve 2020/684 esas, 2022/118 sayılı kaldırma ilamında belirtilen ve uyulan gerekçelerle; Davanın Kısmen Kabulüne, Türkpatent YİDK nın … sayılı kararının 30. Sınıf “Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler.” emtialar yönünden kısmen iptaline, dava konusu marka henüz tescil edilmemiş olduğundan hükümsüzlük talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın Kısmen Kabulüne,
2-Türkpatent YİDK nın … sayılı kararının 30. Sınıf “Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler.” emtialar yönünden kısmen İPTALİNE,
3-Dava konusu marka henüz tescil edilmemiş olduğundan hükümsüzlük talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
4-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL ‘nin düşümü ile bakiye 49,30 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 7.375,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Reddedilen kısım itibariyle davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak belirlenmesine, davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 2.417,03 TL yargılama giderinden payına düşen 1.208,5 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalanının davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Kabul ret oranına göre, davalı TÜRKPATENT tarafından yapılan 148,60 İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcı, 54,40 TL İstinaf Karar Harcı, 26,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 229,00 TL yargılama giderinden payına düşen 114,50 TL’nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, kalanının bu davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Kabul ret oranına göre, davalı şahıs tarafından yapılan 148,60 İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcı, 54,40 TL İstinaf Karar Harcı, olmak üzere toplam 203,00 TL yargılama giderinden payına düşen 101,50 TL’nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, kalanının bu davalı üzerinde bırakılmasına,
11-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.30/06/2022

Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 67,40.-TL
Posta Masrafı 646,63.-TL
Bilirkişi Masrafı 1.500,00.-TL
İstinaf Karar Harcı 54,40.-TL
İstinaf Kan.Yol.Baş.Harcı 148,60.-TL
Toplam 2.417,03.-TL