Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/197 E. 2023/134 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/197 Esas – 2023/134
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.

3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/197
KARAR NO : 2023/134

HAKİM :…
KATİP : …

DAVACI : … – (T.C. NO:….)
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
Av. ….
DAVALILAR : 1- …
: Av. ….
: 2- …
: Av. …
: 3- …

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 23/05/2022
KARAR TARİHİ : 06/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/04/2023

DAVA:
Davacı vekili 23/05/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin … nezdinde … sayılı “… sigorta” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun … … bülteninde yayınlandığını; davalı … ARACILIK HİZMETLERİ LTD. ŞTİ’ in … sayılı “…” ibareli markasını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kısmen kabulü ile 36. Sınıf “Sigorta Hizmetleri” mal ve hizmet yönünden kabul edilerek başvuru kapsamından bu mal ve hizmetlerin çıkartıldığını, müvekkilinin bu kararın yeniden inceleme talebinin … sayılı … kararı ile reddeddildiğini aynı … ile davalı … A.Ş. Tarafından… sayılı ve “…” esas unsurlu ibareli markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın … başkanlığınca itirazın reddi kararı üzerine yeniden inceleme taleplerinin … … kararı ile nihai olarak kabul edilerek başvurunun tümden reddedildiğini oysa Müvekkili …’nın 2003 yılı itibariyle sigorta alanında sektörün birçok kademesinde görev aldığı ve yöneticisi olduğu … SİGORTA A.Ş.’nin ise 2007 yılında sigorta sektöründe faaliyet göstermeye başladığı, “…” ibaresinin ticaret sektöründe yaygın kullanılan bir ifade olduğu ve kimsenin tekeline verilemeyeceği, müvekkilin ilgili markaya 2000li yıllardan itibaren ciddi yatırımlar yaptığı sebebiyle markanın kendisiyle özdeşleştiği, taraflara ait markaların/ibarelerin uzun yıllardır sektörde birlikte kullanıldığı ve her bir ibarenin ayrı ayrı işletmeleriyle özdeşleştiğini, … nolu markanın, … Sigorta A.Ş. adına 2013 yılında başvurulup tescil edilen, ortak unsurları “…” ibaresi olan ve 2007 yılından itibaren eylemli olarak kullanılan … “… … SİGORTA”, … “… … SİGORTA”, … nolu “”… … SİGORTA” ibareli kök markaların serileri olduğunu, … sayılı dosyaya sunulan bilirkişi raporunda; … Sigorta’nın kendi tescil markalarını kullandığını, kullanılan markaların aynı ya da ayırt edilemeyecek kadar benzer olmadığı, marka hakkına tecavüz sayılan fiiller kapsamında bir hususun görülmediğinin açık bir şekilde belirtildiği, … nezdinde davalılar tarafından sunulan belge ve doküman örnekleri itiraza … markaların kullanımını ispatlamaya yetecek mahiyette olmadığı bu ilama göre dava konusu ibare üzerinde gerçek hak sahibinin müvekkili … olduğunu belirten …’nın …’nun … sayılı kararının iptale karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Başvurunun kısmen reddine … “…” ibaresi ile davacıya ait başvuru markası olan “… sigorta” markalarının esas unsurlarına bakıldığında her iki markada da yer alan harflerin hemen hemen aynı olduğu, genel görünümleri ve bir bütün olarak olarak bakıldığında markaların görsel, işitsel açıdan karıştırılma ihtimaline neden olacak şekilde hatta birebir aynılığa dek varan benzerlikte olduğu, başvuru markasında ayırt ediciliğe katkı sağlayabilecek farklı/güçlü unsurlar olmadığı ve … markanın serisi olarak algılanabileceği, taraf markaların karıştırılmaya sebebiyet verecek kadar benzer olduğu, başvuru markasının kapsamındaki bir kısım mal/hizmetler redde … markanın kapsamındaki mal/hizmetlerle aynı/benzer olduğu ve karıştırılma ihtimaline ilişkin koşulların gerçekleştiği, dava konusu “… sigorta” ibareli markanın tanınmışlığı yeterli delillerle ispatlanamadığı için bu iddiaya itibar edilmediği, … A.Ş.’nin itiraz markları bakımından benzerlik incelenmesi; başvurunun reddine … “… …”, “… tesis yönetim”, “… …” markalarının esas unsurlarına bakıldığında her iki markada da yer alan harflerin hemen hemen aynı olduğu, genel görünümleri ve bir bütün olarak olarak bakıldığında markaların görsel, işitsel açıdan karıştırılma ihtimaline neden olacak şekilde hatta birebir aynılığa dek varan benzerlikte olduğu, başvuru markasında ayırt ediciliğe katkı sağlayabilecek farklı/güçlü unsurlar olmadığı ve … markanın serisi olarak algılanabileceği, başvuru markasının kapsamındaki bir kısım mal/hizmetler redde … markanın kapsamındaki mal/hizmetlerle aynı/benzer olduğu ve karıştırılma ihtimaline ilişkin koşulların gerçekleştiğini beyanla …’nun … sayılı kararın iptaline karar verilmesi isteminin reddini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirket …; davacı tarafından dava dilekçesinde belirtilen … ibaresi ticaret sektöründe yaygın kullanılan bir ifade olup kimsenin tekeline verilemez. Bu husus … kararları ve bilirkişi raporuyla sabittir beyanının hukuka aykırı ve mesnetsiz olduğu, davacı tarafın dava dilekçesinde belirtmiş olduğu birlikte var olma ilkesi bakımından müvekkili şirketin SMK m. 5/3-ç bendine uygun bir muvafakati veya sözleşmesi bulunmadığı, davacı tarafın tescilli markalarının “… … SİGORTA”, “… … SİGORTA”, “… … SİGORTA” olduğunu, bu markaların henüz tescil edilmemiş olan “… SİGORTA” markasının seri markaları olamayacağını ve müvekkile ait olan “…” markasının 2009 yılından itibaren tescilli olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen …sayılı bilirkişi raporunda “… SİGORTA” ile müvekkile ait “…” nın karşılaştırılması gerekirken, “… … SİGORTA” ile “…” karşılaştırılmasının doğru olmadığını ve raporun taraflı düzenlendiğini gerekçesiyle müvekkili şirketin itiraz dilekçesi verdiğini, davacının kullanım ispatı yapılamamıştır ibaresinin kötü niyetli olduğu ve müvekkili şirketin …’ye kullanım ispatına ilişkin belgeler sunulmak suretiyle markanın kullanımının ispatlandığı, davacı şirketin daha önce aynı marka ile ilgili başvurularının olduğunu ve reddedildiğini beyanla açılan haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini talep ve dava olunmuştur.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu … …’nun … sayılı kararı ile davacıya ait kod nolu marka başvuru dosyası ve davalı şirkete ait marka tescil belgeleri getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, davanın davacı başvurusu olan … sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak … tarafından alınan … sayılı kararın iptali isteminden ilişkindir. … kararının davacı başvuru sahibine 22/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, son günün hafta sonu olması nedeniyle 23/05/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 15/03/2023 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “Davaya konu markaların 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi bağlamında benzer olduğu, Davaya konu marka başvurusunda bulunan sınıflar bakımından SMK’nın 6/1. bağlamında iltibas ihtimali bulunmadığı, … tarafından verilen dava konusu … sayılı … kararının iptal koşullarının oluştuğu,” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun … sayılı “… sigorta” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 36 sınıftaki “Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler.” mal ve hizmetlerden oluştuğu, itiraza … markaların davalı … Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti. … sayılı “…” ve … A.Ş. “…” esas unsurlu idarelerden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 01-45 sınıflardaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, davaya konu markada bulunan emtialar davalılara ait itiraza konu markalarda aynen yer almaktadır. Dolayısıyla davaya konu markadan çıkartılmasına karar verilen dava konusu emtialar yönünden SMK Md. 6/1’de sayılan emtiaların aynı/ilişkili olması şartının sağlandığı kanaatine varılmıştır.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “… sigorta” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “…” ibareli ve “…” ibareli esas unsurlu ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Görsel benzerlik: Taraf markalarının esaslı unsuru olan “…” ,” “…” ibarelerinin aynı olması, yine “…” ibaresinde ise tek harf farkı olmasının markalarda görünüşteki imajı değiştirecek marjinal bir farkın bulunmaması, tüketicilerin baştaki ibarelere daha çok dikkat edeceği, bu ibarelerin ilk bakışta göze çarpan unsurlardan olması karşısında taraf markalarının görsel olarak benzer oldukları kanaatine varılmıştır.
Anlamsal benzerlik: Davaya konu “…” ibareli marka başvurusundaki anılan kelimenin İngilizce ve … “…” anlamına geldiği, yine dilimizde … derisi anlamına gelecek şekilde krokodil olarak girdiği tespiti yapılarak mezkur ibarenin davacıya ait … markaları ile benzer olduğu tespiti yapılmıştır. Açıklanan bu hususlar kapsamında somut olaya bakıldığında; dava konusu markalarda bulunan “ …” ibaresinin … sözlüğünde “ Kendi kuralları çerçevesinde sürekli gelişen, değişen canlı ve cansız varlıkların hepsi, tabiat, natür” anlamlarına gelmekle aynı anlamda kullanıldığı sonucuna varılmıştır. Davaya konu “ …” ibaresinin ise doğrudan bir anlamı görülmemekle, tüm bu kapsamda davalı …. A.Ş.’nin markalarının kavramsal olarak benzer oldukları, … Si gorta Ltd. Şti’ye ait markanın ise kavramsal olarak benzer olmadığı kanaatine varılmıştır.
İşitsel benzerlik: İşitsel benzerlik incelemesinde dikkat edilmesi gereken hususlardan birisi de sözcüklerin ilk heceleri, ilk sesleridir. Zira ortalama tüketiciler, sözcüklerin son kısmına nazaran başlangıcına daha fazla dikkat ederler. Bu nedenle sözcüklerin ilk hecelerinde, ilk bölümlerinde ayniyet, karıştırma ihtimaline yol açabilmekte, buna karşılık sözcüğün son kısmındaki benzerlikler karıştırma ihtimali incelemesinde göz ardı edilebilmektedir. Söz gelimi…, “…” ve “…” markaları arasında bu nedenle karıştırma ihtimali görmezken, “…” ve “…” markaları arasında aynı nedenle karıştırma ihtimalinin bulunduğuna karar vermiştir. Yine yüksek mahkeme “…”, “…” kararında, son harfteki farklılığa karşın, her iki marka arasındaki anlamsal farklılığı da dikkate alarak bu iki marka arasında karıştırma ihtimali görmeyen yerel mahkeme kararını onamıştır. Aynı şekilde …, “…” ve “…” markaları ile “…” markaları arasında karıştırma ihtimali görmemiştir. Zira, markalar arasında zayıf bir işitsel benzerlik bulunsa bile görsel ve kavramsal benzerlik mevcut değildir. …, “…” kararında her ne kadar “…” ibaresinden sonra farklı kelimeler eklenmişse de markaların iltibasa meydan verebilecek derecede benzer olduğuna hükmetmiştir. Somut uyuşmazlığa bakıldığında; davaya konu markalarda telaffuza konu olabilecek sözcüklerin“ …” , “…” , “…” ibareleri olması, bu ibarelerin … “…” , “…” olarak okunacak olması, markaların başlangıç ve son seslerin aynı olması karşısında taraf markalarının işitsel benzerlik taşıdığı kanaatine varılmıştır.
Genel olarak bakıldığında söz konusu markaların görsel, işitsel veya anlamsal yönleri her zaman aynı öneme sahip değildir ve markaların piyasada bulunabilecekleri nesnel koşulların incelenmesi yerindedir.43 Bu çerçevede, önceki markanın tercih edilmesinin arkasında yatan fikir de göz önüne alınmalıdır. Aynı düşünce sonraki markanın seçilmesi için de etkili olabilir. Sonuç olarak, ilgili tüketicilerin psikolojik olarak farklılığı gösteren noktalara değil benzerliği sergileyen noktalara dikkatlerini yoğunlaştırması da dikkate alındığında markaların görsel ve işitsel olarak birbirlerine benzemesi karşısında markaların bütünsel olarak benzer olduğu kanaatine varılmıştır.
Netice itibariyle Markanın diğer bileşenleri de düşük ya da daha düşük derecede ayırt edici niteliğe sahiptir veya diğer bileşenler görsel izlenimde önemsizdir ve markaların bütün olarak ortaya çıkardıkları izlenim benzer veya Markaların bütün olarak oluşturdukları izlenim aynıdır veya yüksek derecede benzerdir.
SMK 6/3 Kapsamında Değerlendirme
her ne kadar davalı tarafça 6769 sayılı SMK’nın 6/3 maddesi kapsamında gerçek hak sahipliği iddiasında bulunulmuş ise de, bu iddia ile başkalarının başvurularına itiraz, tescil halinde hükümsüzlük davası açma hakkı verdiği, ancak kendi başvurusu yönünden kendinden önce başvurusu yapılmış veya tescil edilmiş benzer markaya rağmen kendi başvurusunu tescil ettirme yönünde bir hak vermediğinden bu talebi yerinde görülmemiştir.
Müktesep Hak İddiası Yönünden Değerlendirme
Somut davada, davaya konu marka başvurusunun tarihi 02.12.2020’dur. Dolayısıyla müktesep hak iddia edilecek tarih, bu tarihtir. Bu kapsamda bakıldığında davacı tarafından işbu başvurudan önceki tarihli başvurularından sadece … başvuru numaralı markanın tescillilik şartını sağladığı görülmektedir. Bununla birlikte ne tescil sınıfının ne de markanın esas unsurunun dava konusu marka yönünden müktesep hak şartlarının sağlanmadığı sonucuna varılmıştır. Davacı tarafça dava dışı şirketlerin marka ve kullanımlarının gerçek hak sahipliği ve müktesep hak değerlendirmesinde değerlendirmeye alınması talebi ileri sürülmüş ise de farklı tüzel kişilikler olmakla bu şirketlerin markalarının değerlendirmeye alınamayacağı kanaati oluştuştur.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile 99,20 TL bakiye karar harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … ve … Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti. kendisini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde … aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/04/2023

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.