Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/183 E. 2022/415 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/183 Esas – 2022/415
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/183
KARAR NO : 2022/415

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan, Maddi ve Manevi Tazminat Talepli)
DAVA TARİHİ : 13/05/2022
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/12/2022
DAVA:
Davacı vekili 13/05/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; Müvekkilin 1992 yılından itibaren … markası altında mobilya, dekorasyon ve ev aksesuarı tasarımı, imalatı, teslimatı ve satışını yapmak olduğunu, TÜRKPATENT nezdinde ve yurtdışında tescilli pek çok marka ve tasarıma sahip olduğunu, pek çok tanınmış tasarımcı ile çalışmakta olduğunu, davalı tarafın müvekkil adına tescilli …,5 nolu tasarımları taklit ederek ürettiğini ve ticari faaliyete sürdüğünü, davalının bu ürünleri … Altunizade Hastanesi Şubesinde kullanmakta olduğunu, … 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası ile bu durumun tespit olunduğunu, keşif raporunda toplamda 9 adet ürünün hastanenin bekleme salonlarında kullanıldığının belirlendiğini, sehpalardan 8 tanesinin … nolu müvekkil tasarımına 1 tanesinin … nolu müvekkil tasarımına genel izlenim açısından birbiri ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunun tespit edildiğini, bu durumun davalının müvekkil tasarımlarını taklit etmek sureti ile üretildiğini ve kullanıldığını göstermekte olduğunu, davalının müvekkil şirket ürünlerini daha önceki dönemlerde de taklit ettiğini ve kötü niyetli olduğunu, gönderilen ihtarname ile beraber davalının müvekkil ürünlerin üretimini yaptırıp taklit ettiğini ikrar ettiğini ve sipariş listesi oluşturarak müvekkilden talep ettiğini, müvekkil tanınmışlığından haksız şekilde yararlanmaya çalıştığını, müvekkil maddi tazminat talebinin SMK 151/2-a kapsamında olduğunu belirterek 9 üürn için maddi tazminat taleplerinin 119.150 TL ve keşif tarihi 31.03.2022 tarihinden işletilecek faizi birlikte talep ettiklerini, manevi tazminat taleplerinin 250.000 TL olduğunu belirterek …,5 nolu tasarımlara dönük tecavüzün ve haksız rekabetin tespitin durdurulmasını ve maddi/manevi tazminat taleplerinin müvekkil şirkete ödenmesini belirterek, 119.150,00 TL maddi ve 250.000,00 TL manevi zararının keşif tarihi olan 31/03/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, … … 1. FSHHM’nin … d.iş sayılı dosyası için yapmış olduğu tüm masrafların davalıdan tahsilini, hükmün kesinleşmesinden sonra ve masrafı davalıya ait olmak üzere, mahkeme kararının, Türkiye’de yayınlanan ve tirajı en yüksek olan gazetelerden bir tanesinde bir kez ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının ileri sunduğu nedenlerin hukuki mesnetten yoksun olduğunu, müvekkil firmanın faaliyet alanının sağlık sektörü olduğunu, müvekkil firmanın tasarıma konu ürünü üretmediğini, piyasaya sunmadığını, satış sözleşmesine konu etmediğini ve ticari amaçla kullanmadığını, davaya dayanak … 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin …sayılı dosyası bilirkişi raporunun hukuka uygun olmadığını, değerlendirmelerin objektif yapılmadığını, raporun salt görsel tasarım ve biçimsel özelliklerden hareketle tesis edildiğini, piyasada benzer ürünler olduğunu, farklılıkların gözetilmediğini, ürünlerin piyasadan kolaylıkla temin edilebilecek ürünler olduğunu, davacının kötü niyetli şekilde müvekkil şirket aleyhinde algı oluşturmaya çalıştığını, maddi-manevi tazminat talebinin somut bir delile dayanmadığını ve haksız olduğunu ve reddinin gerektiğini, güncel fiyat üzerinden belirlenen maddi tazminat talebinin haksız kazanç amacı güttüğünü, davacının manevi tazminat talebinin zenginleşme amacı taşıdığını, davacının taleplerinin 2018 yılı vurgusu nedeni ile zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER:
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, delilleri toplanmış; konunun teknik yönlerine ilişkin bilirkişi raporu alınmış; raporda ortaya konulan görüşlerin teknik yönünden mahkememizin aşağıda açıklanacak kısmen kabulü doğrultusunda yararlanılmıştır.
GEREKÇE:
Uyuşmazlığın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Değerlendirilmesi ve Kabul
Dava, davacı adına tescilli 2015/02106 sayılı çoklu tasarımda yer alan 4 ve 5 sıra nolu sehpa tasarımına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ve SMK 151/2-a maddesi uyarınca maddi ve manevi tazminat istemlerinden ibarettir.
Dosya kapsamı, toplanan deliler ve bilirkişi raporu çerçevesinde incelenmiş, buna göre;
… … 1. FSHHM’nin … D.iş sayılı dosyasının incelenmesinde; Tespit adresinde tespit ve değerlendirmeye konu olabilecek 9 adet ürünün hastanenin çeşitli bekleme salonlarında kullanıldığının tespit edildiği, … nolu tasarım ile inceleme esnasında tespit edilen ürünlerin (8 adet ürün) geometrik prensibinin aynı olduğu, genel izlenim açısından birbiri ile ayırt edilemeyecek şekilde benzer olduğu, seçenek özgürlüğü gözetildiğine tasarımların herhangi bir kısıtlamaya tabi olmadığı; … nolu tasarımın … nolu tasarım ile benzer prensibe sahip olduğunu ancak oransal olarak farklılaştığı inceleme esnasında tespit edilen ürünün (1 adet ürün) … nolu tasarım ile benzer olduğu, tespit edilen ürünlerin ahşap malzeme farklı kaplamaya sahip olduğu bu ayrıntının yenilik olarak değerlendirilemeyeceği belirtilmiş olup tespit edilen 9 adet ürünün davacı tasarımlarına ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu belirtilmiştir.
Yenilik ve ayırt edicilik:
MADDE 56- (1) Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur.
(2) Birleşik ürünün parçasının tasarımı, aşağıdaki şartları taşıyorsa yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir:
a) Parça birleşik ürüne takıldığında, birleşik ürünün normal kullanımında görünür durumda olmalıdır.
b) Parçanın görünür durumda olan özellikleri, yenilik ve ayırt edici nitelik şartlarını karşılamalıdır.
(3) Bu maddede yer alan normal kullanım; bakım, servis veya onarım işleri hariç olmak üzere, son kullanıcı tarafından kullanımı ifade eder.
(4) Bir tasarımın aynısı;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir.
Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
(5) Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
(6) Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.
Koruma kapsamı ve koruma dışı haller:
MADDE 58- (1) Tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabilir.
(2) Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.
Ayırt ediciliğe ilişkin olarak değinilmesi gereken bir diğer husus, “Bilgilenmiş kullanıcı” kavramıdır. 6769 sayılı SMK’nın 56/5 hükmü uyarınca, herhangi bir tasarımın ayırt edici nitelik açısından kıyaslandığı diğer bir tasarımın, bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimin farklılık arz etmesi gerekmektedir. Bilgilenmiş Kullanıcı; tasarımı kullanarak bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan, deneyim sahibi kullanıcı olarak tanımlanmaktadır. Öğretide, bilgilenmiş kullanıcının bir uzmanı ifade etmediği; ortalama bir tüketiciden daha üst düzeydeki bir ara veya nihai tüketici olarak anlaşılması gerektiği ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK’nın 56/6 hükmü uyarınca ise, ayırt ediciliğin niteliğinin değerlendirilmesinde tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğunun göz önüne alınacağı da hükme bağlanmıştır.
“Seçenek özgürlüğü” kavramı ile ilgili olarak, koruma dışı hallerin değerlendirildiği Madde 58/c. bendinde; “Tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün, başka bir ürüne mekanik olarak monte edilmesi veya bağlanması için belirli biçim ve boyutlarda üretilmesi zorunlu ürünlerin görünüm özellikleri.” ifadesi yer almaktadır.
Yukarıda belirtildiği gibi, bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olabilmesi için, bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile diğer bir tasarımın böyle bir kullanıcıda yarattığı genel izlenim arasında fark olması gerekir.
Bilgilenmiş kullanıcı, kıyaslama yaparken ayrıntılar içerisinde boğulmamalı, iki tasarımın kendisinde uyandırdığı genel ve ilk izlenime dikkat etmelidir. Bir tasarım diğerinden ayrıntıda birçok farklılık içerse dahi, eğer genel izlenim benzerlik arz ediyorsa, söz konusu tasarım korunmayacaktır.
Tasarım hakkına tecavüz sayılan fiiller:
SMK 81-md uyarınca aşağıda belirtilen fiiller tasarım hakkına tecavüz sayılır:
“Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak. “
Teknik Zorunluluklar ve Seçenek Özgürlüğü Yönünden Değerlendirme
Dava konusu tasarımların yenilik ve ayırt edicilik değerlendirmesine geçmeden önce, bu tür tasarımlarda tasarımcının seçenek özgürlüğü ve tasarımda bulunması gereken teknik zorunluluklar tespit edilerek tasarımın koruma kapsamının belirlenmesi gerekmektedir. 6769 sayılı SMK’nun 56/6 fıkrasında tasarımcının tasarımını geliştirirken seçenek özgürlüğüne sahip olup olmadığının ve seçenek özgürlüğü var ise bunun ne derece geniş olduğunun tespitinin gerekliliği üzerinde durulmuştur.
Somut olaya konu tasarımlar “sehpa” tasarımlarıdır. Sehpa üstüne bir şey koymaya yarayan ayaklı destek; bir nevi küçük masadır. Çok farklı sehpa tasarımları mevcuttur.
Yukarıdaki tabloda arz olunduğu üzere somut olaya dönük seçenek özgürlüğü geniştir. Bununla beraber organik, akışkan değişik geometrileri temel alan tasarımlar yaygındır. Tasarımların belirleyiciliğinde en önemli hususlardan birisi başlangıç geometrisidir. Beşgen ve piramit temelli tasarımlarda dahi geniş bir seçenek özgürlüğüne ulaşmak mümkündür. Diğer taraftan arama motorları vasıtası ile resen yürütülen ve şimdilik davacı mesnet tasarımları muaf tutularak yapılan mutlak yenilik incelemesinde davalı tasarımlarının yeniliğini kıracak herhangi bir tasarıma denk gelinmemiştir.
Tasarımlar Bakımından Bilgilenmiş Kullanıcı Profili
Daha öncede belirtildiği üzere, 6769 sayılı SMK’da ayırt edicilik değerlendirmesinin bilgilenmiş kullanıcı gözü ile yapılması gerekliliği üzerinde durmuş ve bilgilenmiş kullanıcı olarak tespit edilen kişilerin kesinlikle bir uzman değil yalnızca daha önce ilgili tasarımla karşılaşmış olağan bir kullanıcı olması gerektiğine değinmiş olup, bilgilenmiş kullanıcı; söz konusu ürünün doğası ve görünümü hakkında bilgi sahibi olan ve daha önce o ürünü belli bir süre kullanmış, başka bir deyişle ürün hakkında bilgi sahibi olan kişidir. Dolayısıyla, bilgilenmiş kullanıcı; her somut örnek açısından ayrı ayrı tespit edilmesi gereken bir durumdur. Bilgilenmiş kullanıcı, söz konusu ürünün tasarımına bağlı olarak son kullanıcı olabileceği gibi, ürünün ait olduğu sektörü ve sektördeki ürünleri bilen bir satıcı dahi olabilir. Bu kişiler; birer uzman olmayacakları için tasarım üzerindeki detaylarda meydana gelen küçük farklılıklara dikkat etmeyecek ancak alım tercihlerini etkileyecek hususlarda yapılan değişiklikleri fark edebilecek kişilerdir.
Somut olayda bilgilenmiş kullanıcı tüketicinin bu tarz ürünlerin satıldığı mağazalarda teminin kolay olduğu, bu bakımdan günlük hayatında ihtiyaç olması sebebiyle hemen her kesimden tüketicinin bu ürünlerle daha önce en azından bir kez karşılaşmış olabileceği bir üründür. Öyleyse, somut olay açısından, başta daha önce bu ürünlerden satın almış kullanıcılar olmak üzere bu ürünleri bilen, deneyen herkesin bilgilenmiş kullanıcı olarak kabul edilebileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bilgilenmiş kullanıcı kitlesinin bu denli geniş ve özel kriterlere sahip olmadığı durumlarda tasarımlar arasındaki farklılıkların daha somut ve fark edilebilir olması gerekmektedir. Bununla beraber bu tür ürünler sıklıkla alınmadığından; rutin alışveriş sergilemediğinden ve belirli bir estetik arayışının baskınlığından dolayı bilgilenmiş kullanıcın bu tür ürünleri diğer ürünlere nazaran daha fazla muayene edeceği düşünülmelidir.
Tasarımların yenilik, ayırt ediciliğine ilişkin değerlendirme
… sıra numaralı tasarım ile davalı işyerinde tespit olunan ürünün karşılaştırılması
… sıra numaralı tasarım ile … … 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …sayılı dosyasında sunulmuş 05.04.2022 tarihli bilirkişi tespit raporu içeriğinde davalı işyerinde tespit olunan ürün yer almaktadır. Davacı tasarımı ve tespite konu ürün iki adet beşgen tabanlı kesik piramidin birleşmesi oluşmuştur. Tabla beşgen düz yüzey ile başlamakta ayak ile birleştiği noktaya kadar kenarlardan bir piramit oluşturmakta ayak ile birleştiği noktada kesilerek ayağın başlangıç noktasını oluşturmaktadır. Ayak ise tabanı ve üstü beşgen olan kesik bir piramittir. Tespit olunan üründe ayak daha yüksek olsa da görsel oranları yakındır. Kaplama veya renk farkları ürünleri ayırt etmeye yetmeyen yüzey kalite farklarıdır. Bu meyanda … sıra numaralı tasarım ile davalı işyerinde tespit olunan ürün, bilgilenmiş kullanıcı gözünden benzer olup, tespit ürün yenilik ve ayırt edicilik vasıflarından yoksun görülmüştür.
… sıra numaralı tasarım ile … … 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …sayılı dosyasında sunulmuş 05.04.2022 tarihli bilirkişi tespit raporu içeriğinde davalı işyerinde tespit olunan ürün yer almaktadır. Davacı tasarımı ve tespite konu ürün iki adet beşgen tabanlı kesik piramidin birleşmesi oluşmuştur. Tabla beşgen düz yüzey ile başlamakta ayak ile birleştiği noktaya kadar kenarlardan bir piramit oluşturmakta ayak ile birleştiği noktada kesilerek ayağın başlangıç noktasını oluşturmaktadır. Ayak ise tabanı ve üstü beşgen olan kesik bir piramittir. Tespit olunan üründe ayak daha yüksek olsa da görsel oranları yakındır. Kaplama veya renk farkları ürünleri ayırt etmeye yetmeyen yüzey kalite farklarıdır. Bu meyanda … sıra numaralı tasarım ile davalı işyerinde tespit olunan ürün, bilgilenmiş kullanıcı gözünden benzer olup, tespit ürün yenilik ve ayırt edicilik vasıflarından yoksun görülmüştür.
SMK 81-md Uyarınca Değerlendirmeler
SMK 81-md uyarınca aşağıda belirtilen fiiller tasarım hakkına tecavüz sayılır:
“Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak.”
1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …sayılı dosyasında sunulmuş 05.04.2022 tarihli bilirkişi tespit raporu uyarınca bahse konu ürünlerin davalının işyerinde tespit olunduğu aşikârdır. Bununla beraber davalı cevap dilekçelerinde müvekkilin sağlık sektöründe faaliyet gösterdiğini faaliyetleri arasında davacının iştigal alanları ile bir bağ olmadığını iddia etmektedir.
Ticari faaliyet, ticari kazanç amacıyla veya ticari kazanç elde etmek amacıyla oluşturulan herhangi bir planın veya planın parçası olan özel veya başka türlü herhangi bir faaliyet anlamına gelir. Bir faaliyetin ticari faaliyet olarak değerlendirilebilmesi için taşıması gereken bazı özellikler bulunmaktadır. Bunlardan birisi müessesenin, ticari ve sınai bir müessese şekil ve mahiyetinde olması gerekmektedir. Diğer taraftan ticari faaliyet bir bütündür. Bir faaliyetin “ticari faaliyet” sayılabilmesi için kazanç sağlama niyet ve kastı gerekmemekle birlikte, faaliyeti icra eden organizasyonun bütün unsurları ile birlikte değerlendirildiğinde kazanç sağlama potansiyeline sahip olması, şahsi ihtiyaç kapsam ve sınırlarını aşması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Somut olayda tespit olunan ürünler, davalıya ait hastanenin bekleme salonlarında tespit edilmiştir. Bununlar beraber davalının bu ürünlerin ticaretini yapmadığı sabittir. Buna karşın hastane hizmetleri/yönetimi bir bütündür. Bekleme salonları asli ticari faaliyetin gerçekleşmesi için var olan, hizmet bütünlüğü içinde elzem bir husustur. Hasta veya refakatçinin hizmet alması için var olması gerekmektedir. Somut olayda tespit ürünler şahsi ihtiyaç kapsam ve sınırlarını aşmaktadır. Yani, örneğin, bir hastane idarecisinin şahsi kullanımında değil, hizmet bütünlüğü açısından ticari öznenin bütünsel hizmet alabilmesi/ hizmet alabilmesi için oluşturulan umuma açık koşullar için vardır. Kısaca, bir hasta yatağı gibi, dava konusu somut ürünler ticari organizasyonun şekli ve maddi unsurları arasında yer almakta ve bu ürünlerin varlığının umuma açık bulunması varlıklarının ticari sayılması için yeterli olduğu düşünülmektedir. Bir müesseseye ticari olma özelliği veren en önemli ölçütlerden biri de organizasyonun bir gelir ve kazanç elde etme kasıt ve niyetiyle hareket etmesidir. Bu meyanda, gelir getirici faaliyetlerin bir organizasyon dâhilinde yapılmış olması gerektiğinden, bekleme salonunun varlığı hem elzem hem de nitelikleri bakımından hizmeti desteklemesi beklenir. Fiili ticaretin sınırları en dar ve en basit hali ile hastanın hastane sınırlarına girişi ile başladığı kabul edilirse bile hastane valesine araç tesliminden, ziyaret sonrası tetkik neticelerinin hastaya telefon ile izahı dahi tüm gelir amaçlı hizmetin bir parçasıdır. Dolayısıyla bekleme salonu hizmetin nitelikli ve etkin pazarlaması için vardır, o amaçla oluşturulduğu ve tefriş edildiği kabul edilmelidir.
Tüm bu değerlendirmeler kapsamında somut olayda tespit edilen ürünlerin şahsi ihtiyaç kapsam ve sınırları içinde kullanılmadığından, bir gelir ve kazanç elde etme kasıt ve niyetiyle yürütülen ticari faaliyetin bütünlüğü içinde kullanıldığından SMK 81-md uyarınca ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak kapsamına girdiği haliyle değerlendirilmiş, tecavüz koşullarının oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Tazminat Talepleri Yönünden Yapılan Değerlendirme
Davacı tarafından, 6769 sayılı SMK’nın 151/2-(a) maddesi uyarınca 119.150,00 TL maddi ve 250.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesi de talep edilmiştir.
Herhangi bir tescilli sınai mülkiyet hakkına tecavüz halinde, tecavüzün varlığının tespiti ve önlenmesi ile ref’i davalarında kusurlu olması şartı aranmazken, maddi ve manevi tazminat davalarında mutlaka davalının kusurlu olması gerekir.
Taklit tasarımlı malları ticari amaçla kullananlar yönünden, men ve ref sorumluluğu ile tazminat sorumluluklarını birbirinden ayırmak gerekir. Taklit tasarımlı malların üreticileri kural olarak gerek men ve ref, gerekse tazminat sorumluluğu yönünden sorumlu olduklarının kabulü gerekirken, bu malları başkasından satın alarak ticari amaçlı kullananların men ve ref sorumlulukları yönünden kusurlu olup olmadıklarına bakılmazken, tazminat talepleri yönünden sorumlulukları kusur esasına dayalıdır. Tazminat sorumluluğu kusur esasına dayalı olup, taklit tasarımlı malların ticari amaçla kullananlar yönünden tasarım hakkına tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için; bu malların taklit olduğunu bilerek sergilemesi ve bu hususu bilebilecek durumda olması gerekir. Bu durumda mobilya sektöründe iş yapmayan, sağlık sektöründe faaliyet yapan davalının sektör itibariyle tasarıma konu malların tescilli tasarıma konu olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığından tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne, davacı adına tescilli 2015/02106 nolu çoklu tasarımda yer alan 4 ve 5 sıra nolu tasarımların taklitlerinin davalıya ait hastanenin çeşitli bekleme alanlarında kullanılmakta olduğu ve bu eylemlerin, davacı adına tescilli tasarımlar üzerindeki haklara tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, tasarıma tecavüz ve haksız rekabetin durdurulmasına, 2015/02106 nolu çoklu tasarımda yer alan 4 ve 5 sıra nolu tasarımların taklitlerine, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dâhil, bulundukları her yerde el konulmasına, Hükmün kesinleşmesinden sonra ve masrafı davalıya ait olmak üzere, mahkeme kararının, Türkiye’de yayınlanan gazetelerden bir tanesinde bir kez ilanına, kusur şartı gerçekleşmediği kanaatine varıldığından maddi ve manevi tazminat ile fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Davacı adına tescilli 2015/02106 nolu çoklu tasarımda yer alan 4 ve 5 sıra nolu tasarımların taklitlerinin davalıya ait hastanenin çeşitli bekleme alanlarında kullanılmakta olduğu ve bu eylemlerin, davacı adına tescilli tasarımlar üzerindeki haklara tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, tasarıma tecavüz ve haksız rekabetin durdurulmasına,
3-2015/02106 nolu çoklu tasarımda yer alan 4 ve 5 sıra nolu tasarımların taklitlerine, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dâhil, bulundukları her yerde el konulmasına,
4-Hükmün kesinleşmesinden sonra ve masrafı davalıya ait olmak üzere, mahkeme kararının, Türkiye’de yayınlanan gazetelerden bir tanesinde bir kez ilanına,
5-Kusur şartı gerçekleşmediği kanaatine varıldığından maddi ve manevi tazminat ile fazlaya ilişkin taleplerin reddine,

6-Alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarıca reddedilen maddi tazminat yönünden 15.000,00 TL, manevi tazminat yönünden 15.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Kabul red oranına göre aşağıda dökümü gösterilen ve davacı tarafından yapılan 4.109,78 TL yargılama giderinden payına düşen 2.054,89 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalanının davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.08/12/2022