Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/166 E. 2022/456 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/166
KARAR NO : 2022/456
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Marka Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 30/04/2022
KARAR TARİHİ : 27/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2022
DAVA:
Davacı vekili 30/04/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … sayılı ve “….” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “… şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, 2020/156228 kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, itirazın reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkili şirketin perakende sektörünün öncülüğünü yapmakta olduğunu, yurt içinde toplam 2611 mağazasının bulunduğunu ve bu mağazalardan 875 tanesinin …, 442 tanesinin …, 149 tanesinin …, 935 tanesinin …-Jet, 57 tanesinin … ve … formatı altında faaliyet gösterdiğini, tüketicinin “… center” markasını butik mağaza zincirleri olarak tanıdığını ve tercih ettiğini, müvekkili şirketin “… CENTER” markasına ilişkin tanınmışlık başvurusunun TÜRKPATENT tarafından kabul edildiğini, …/… ibareli seri markalarının yoğun kullanım sonucunda tüketici nezdinde ayırt edici nitelik kazandığını ve tanınmış markalar olduğunu, itiraza konu “…” ibareli marka başvurusunun tescili halinde tüketiciler nezdinde bu markanın müvekkili firmanın “…/…” ibareli olan seri markaların devamı olduğu veya bir firmayla işbirliği yapıldığı yönünde intiba oluşacağını, itiraz konusu markanın tescili halinde söz konusu marka başvurusu sahibinin müvekkili firmanın tanınmışlığından haksız olarak yararlanacağını, müvekkili firmaya ait markaların ayırt edici karakterini zedeleyeceğini ve markaların itibarına zarar vereceğini, 2020/156228 başvuru numaralı davalı markasının sınıfları ile mal/hizmetlerinin 25., 35.sınıflar olduğunu, müvekkili şirkete ait 25 ve 35.sınıfta tescilli seri markalarının bulunduğunu, markalar arasında sınıfsal benzerliğin bulunduğunu, itiraz konusu “…” ibareli marka başvurusunun, müvekkiline ait esas unsuru “…” ve “…” ibareli olan markalar ile görsel anlamda ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, bu nedenle markaya ayırt edicilik katmadığını ve bu hususun benzerlik değerlendirmesinde dikkate alınması gerektiğini, itiraz konusu “mikromir” ibareli marka başvurusu içerisinde müvekkiline ait markaların esas unsurunu teşkil eden “…” ibaresinin birebir aynısını barındırdığını ve işitsel anlamda da yoğun derecede benzediğini, müvekkili firmanın “…” ve “…” ibareli markalarının mevcut olduğundan itiraza konu “…” ibareli marka başvurusunun tescili halinde tüketiciler nezdinde bu markanın müvekkili firmanın kullanmakta olduğu esas unsuru “…” ve “…” ibaresi olan seri markaların devamı olduğu yönünde intiba oluşacağını ve müvekkili tarafından yeni bir marka yaratıldınının düşünülebileceğini, ortalama dikkat ve algılama yeteneğine sahip bir tüketicinin markayı bir bütün olarak algılayacağını, “…” ve “…” ibaresinin müvekkiline ait ticaret unvanının ve işletme adının esas unsuru olmasının yanı sıra müvekkilinin www…com.tr alan adının da esas unsuru olduğunu itiraza konu “…” ibareli markanın müvekkilinin ait alan adı ile benzer olduğunu, bu hususun TPMK tarafından hatalı değerlendirildiğini, davaya konu marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığını, dava konusu karara mesnet markanın seçilmesinin haklı bir nedeni olmadığını, sadece müvekkiline ait markanın bilinirliğinden yararlanmak amacı ile bu ibarenin tescil edilmek istendiğini belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararın iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “… şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; itiraza mesnet bazı davacı markaları ile başvuru markasının karşılaştırıldığında markaların anlam, şekil, fonetik ve bıraktıkları genel izlenim (toplu intiba) yönünden benzer olmadıklarını, markaarın tertip tarzı, yazım stilleri, ihtiva ettikleri farklı şekil, renk ve kelime unsurlarının markalar arasındaki karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırdığını, markaların bütünsel anlamda ortalama tüketici nezdinde görsel, işitsel ve kavramsal anlamda benzerlik taşımadığını, davacı markalarında yer alan “…/…” ibareleri ile başvuru markasında yer alan “…” ibaresinin ortak unsur olarak yer aldığı ve bu ortak unsurun varlığından bahisle davacı vekilince markaların benzer olduğu ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğunun iddia edilmekte ise de esasen markaların parçalara bölünmesi suretiyle benzerlik değerlendirmesi yapılamayacağını, başvuru markasında “…” ibaresinin birleşik şekilde tek bir ibare olarak kullanıldığını, bu ibarenin kavramsal bir bütünlük arz ettiğini, ilgili tüketici tarafından bu ibarenin bütün şekilde algılanacağını, davacı markalarında “…/…” ibarelerinin yanı sıra ilave kelime, şekil ve renk unsurlarının yer aldığını ve görsel, işitsel kavramsal açıdan markaların farklı olduklarını,ilgili tüketicilerin markalar arasında ilişki kurması ve davalı markasının davacının seri markası olarak algılaması ve/veya aynı ticari işletmeye ait olduklarını, işletmeler arasında idari ve/veya ekonomik bir bağlantı bulunduğunu sanmasının söz konusu olamayacağını, “büyük, geniş” anlamına gelen “…/…” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, anılan ibarenin gündelik hayatta sıklıkla ve yaygın olarak kullanıldığını, tüketicilerin her sektörde maruz kaldıklarını ve orijinal olmayan ayrım gücü zayıf, basit bir ibare olduğunu, itiraza mesnet markalarda 6769 sayılı SMK’nın 6/1 hükmündeki hususların gerçekleşme ihtimalinin bulunmadığını ve davacı iddialarının reddedilmesi gerektiğini, dava konusu başvuru markasının, davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu ticaret unvanı, işletme adı ve/veya www…com.tr alan adının aynısı ya da benzeri olmadığından söz konusu gerekçeye dayalı iddiaların kabul edilemeyeceğini, YİDK kararının usule ve hukuka uygun olduğunu beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Davalı şahsa usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildiren tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş,
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava davalı başvurusu olan 2020/156228 sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak TÜRKPATENT tarafından alınan 2022-…-2953 sayılı kararın iptali ve hükümsüzlük istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 13/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 30/04/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 21/11/2022 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…. ibareli davacı markaları ile 2020/156228 sayılı “… şekil” ibareli davalı marka başvurusu arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi kapsamında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmadığı, Davacının … ibareli markası“gıda ürünlerinin perakende satışı hizmetleri” bakımından “tanınmış marka” olmakla birlikte, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığından 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde sayılan koşulların somut olayda gerçekleşmediği, …” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK ….6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun 2020/156228 başvuru numaralı “… şekil” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 25, 35.sınıftaki “25.sınıf: (TÜM ALT GRUPLAR) 25/01 Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. 25/02 Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. 25/03 Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. 35.sınıf: (TÜM ALT GRUPLAR) 35/01 Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. 35/02 Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. 35/03 İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. 35/04 Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. 35/05 Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için (24. sınıf) Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Ev tekstil ürünleri: perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular. Tekstilden bayraklar, flamalar, etiketler. Bebekler için kundak örtüleri. Kampçılar için uyku tulumları. (25. sınıf) Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. (26. sınıf) Danteller ve nakışlar (aplikeler), güpürler, fistolar, dar dokumalar, şeritler ve kurdeleler, ekstraforlar, fitiller, giysiler için kumaştan yapılmış hazır harfler ve rakamlar, armalar, rütbe işaretleri, vatkalar. Giysiler için düğmeler, kopçalar, halkalar, fermuarlar, ayakkabı ve kemer tokaları, perçinler, yapışkan bantlar, bağlar, toplu iğneler, iğneler, dikiş iğneleri, dikiş makinesi iğneleri, tığlar ve örgü şişleri, iğne kutuları ve iğnelikler. Yapma çiçekler, yapma meyveler. Saç tokaları, saçı bağlamak için halkalar, taçlar, değerli metalden olmayan saç süsleri, takma saçlar, postişler, elektrikli veya elektriksiz bigudiler. (27. sınıf) Halılar, kilimler, yolluklar. Seccadeler. Muşambalar, yapay çimen, döşemelik mantarlı muşamba (linolyum). Spor amaçlı minderler. Tekstilden olmayan duvar kaplamaları, duvar kağıtları. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise 2010/60282, 2013/13864, 2014/43688, 2009/42371, 2012/06560, 2014/43693, 2016/103493, 2009/42373, 2014/44575, 2016/53278, 2014/46615, 2018/83521, 2018/83525, 2009/42372, 2016/18267, 99/0001458, 2014/46630 sayılı ve “… ….şekil”, “… cooks” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 01, 02, 03, 04,05, 06, 08, 09, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45.sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, somut olayda davalı marka başvurusunun kapsadığı mal ve hizmetlerin tamamı bakımından, taraf markalarının mal ve hizmet listeleri aynı/aynı tür ve benzerdir sonucuna varılmıştır.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “… şekil” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak ve dava dilekçesinde bahsi geçen markaların standart karekterle yazılı “… online bir tıkla alışverişi evinize indirin! …. ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Görsel Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme
Taraf markalarının benzer olup olmadığının değerlendirilmesinde, yapılacak olan ilk değerlendirme, karıştırmaya konu markalar arasında görsel bir benzerliğin bulunup bulunmadığıdır. Söz konusu benzerlik, taraf markalarını oluşturan harflerin, sözcüklerin, sloganların, resim, logo, grafik ve benzeri diğer şekli unsurların aynı ya da benzer olması şeklinde kendisini göstermektedir. Davalı marka başvurusu “… şekil” şeklinde olup, … (Büyük, geniş, mikro karşıtı) ve MİR (1- Baş, kumandan, amir. 2- Bey, emir.) sözcüklerinin birleştirilmesi suretiyle türetilmiş bir markadır. İtiraza mesnet gösterilen ve aynı/benzer emtiaları kapsayan davacı markaları incelendiğinde ise; … ibareli markalar dışındaki tüm davacı markalarının, … kelimesi etrafında türetilmiş seri markalar olduğu anlaşılmaktadır. İşbu davacı markalarında … kelimesi ayırt edici esaslı unsur konumunda olup, … ibaresinin yanı sıra markalarda yer alan “online, service, more, style, station, fit, center, trend, phone, friends, …, picks, cooks” vb. ibareler ise ayırt edicilik sağlamayan tali unsur konumundadırlar. Taraf markalarında ortak ibare olarak yer alan …/… kelimesi, Fransızca kökenli bir sözcüktür. TDK Güncel Türkçe Sözlük uyarınca “Büyük, geniş, mikro karşıtı” anlamlarına gelen bu kelime, özellikle teknik ve iktisadi bilimlerde “büyük” anlamı ile “… iktisat”, “… evrim” şeklinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Yine söz konusu ibarenin bilgisayar biliminde, “kısayol”lar için kullanılan genel bir tanımlama olduğu bilinmektedir. Günümüz piyasa koşullarında, sektör farkı olmaksızın … kelimesinin pek çok kişi ve firma tarafından ticari faaliyetler esnasında yoğun ve yaygın kullanımı söz konusudur. Öyle ki TÜRKPATENT sicil kayıtları incelendiğinde “…” ve “…” ibaresini içerek yüzlerce marka tescili ve başvurusu olduğu görülmektedir. Özetle … kelimesi günümüzde yaygın ve yoğun kullanım neticesinde ayırt ediciliği zayıflamış ve ticari faaliyetin “büyüklüğünü” telmih edici bir işaret haline gelmiştir.
Somut olayda davalı markası “… şekil” ; davacı markaları ise “… online bir tıkla alışverişi evinize indirin! şekil”, “….” şeklinde olup; farklı renkleri ve yazım stilleri ile davalı markasındaki şekil unsurunu da içeren genel marka kompozisyonları dikkate alındığında taraf markalarının görsel açıdan benzer olmadığı kanaatine varılmıştır.
İşitsel Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme
İşitsel benzerlik, markaların telaffuzları nedeniyle kulakta bıraktıkları sesle ifade olunmaktadır. Bu başlık altında yapılacak inceleme özellikle ses ve sözcük markaları bakımından önem arz etmektedir. Zira kimi durumlarda bir marka görsel olarak bir diğerinden farklı olsa dahi tüketicinin kulağında kalan imaj yine de aynı/benzer olabilmektedir. İşitsel benzerlik incelemesinde dikkat edilmesi gereken hususlardan birisi de sözcüklerin ilk heceleri, ilk sesleridir. Zira ortalama tüketiciler, sözcüklerin son kısmına nazaran başlangıcına daha fazla dikkat ederler. Bu nedenle sözcüklerin ilk hecelerinde, ilk bölümlerinde ayniyet, karıştırma ihtimaline yol açabilmekte, buna karşılık sözcüğün son kısmındaki benzerlikler karıştırma ihtimali incelemesinde göz ardı edilebilmektedir. Dava konusu markalarda ortak ibare olan …/… kelimesinin okunuşundan kaynaklı olarak düşük düzeyli de olsa işitsel açıdan benzerlik bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Anlamsal Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme
Bilindiği üzere işaretler arasında kavramsal benzerlik bulunması da markanın tescil edilmesine engel hallerden biridir. Anlamsal benzerlik, tek tek sözcükler değil bir bütün halinde markaların tekabül ettikleri anlam bakımından ayniyet veya benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar. Bazı hallerde markalardaki şekil unsuru birbirinden çok farklı olsa bile, sözcük unsurlarından dolayı ortaya çıkacak tüketici algısı nedeniyle kavramsal benzerliğe bağlı olarak karıştırılma ihtimali sabit görülebilir.
Somut olayda davalı markası “…”, davacı markaları ise … … ibarelerinden oluşmaktadır. Markalarda …/… kelimeleri ortak unsur olarak yer almakla birlikte; davalı markası “BÜYÜK BEY” anlamına; davacı markaları ise “büyük servis, büyük ve daha fazla, büyük merkez, büyük sitil, büyük istasyon, büyük fit, büyük moda, büyük telefon, büyük arkadaşlar, büyük şölen, büyük parçalar, büyük aşçılar” anlamlarına gelmektedir. Bu kapsamda taraf markaları arasında anlamsal açıdan herhangi bir benzerlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda yer alan açıklamalar ve markaların karşılaştırılmasında bütünsel karşılaştırmanın esas olması hususu dikkate alındığında; taraf markaları arasında, ilgili tüketici kesimi nezdinde benzerlik kurulmasının mümkün olmadığı kanaatine ulaşılmıştır. Zira markaların görsel ve anlamsal farklılıkları, düşük düzeyli işitsel benzerliğe baskın gelmekte ve zayıf unsurlara ek ibarelerin yeterli farklılaşmayı sağladığı değerlendirilmektedir. Zira ibarelerin bütünsel imajında özellikle anlamsal farkı bulunması sebebiyle markaların yeterli düzeyde farklılaştığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıdaki hususlar dahilinde somut uyuşmazlığa bakıldığında; kanaatimizce markaların hitap ettiği tüketici kesimi “….” ibareli davacı markalarının farklı işletmelere ait, ilişkisiz markalar olduğunu anlayacak ve markalar arasında bağlantı kurmayacaktır. Zira …/… ibaresi “büyük” anlamı ile ticaret hayatında yaygın kullanılan telmih edici ibare/ zayıf bir unsur olduğu gibi, bu ibareyi içerecek şekilde yaratılan markalarda da, ilgili tüketicilerin, tek başına “…” ya da “…” kelimesini bağlamından kopararak iltibas değerlendirmesi yapma eğiliminde olmayacakları, anılan ibarenin yaratılmış, orijinal ya da özgün bir ibare olmadığı, bu nedenle tüketicinin markaları bir bütün olarak yorumlayacakları sonucuna varılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; somut olayda karşılaştırılan taraf markalarının 6769 sayılı SMK 6/1 maddesi anlamında iltibasa yol açacak kadar benzer olmadığı ve emtia benzerliğine rağmen aralarında karıştırma ihtimali bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Tanınmışlık Hususunda Yapılan Değerlendirme
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığından, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı kanaatine varılmıştır.
6769 s. Kanun Madde 6/6 Açısından Değerlendirme:
6769 sayılı SMK’nın 6/6 maddesi; “Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.” şeklindedir. Bu hüküm kapsamına, Türk Medeni Kanunu’ndaki şahsiyet haklarından isim ve fotoğraf üzerindeki hak, FSEK kapsamındaki telif hakları ile sınai mülkiyet hakları girer. Sınai mülkiyet hakları, markalar dışında, patent ve faydalı modeller, endüstriyel tasarımlar ile ticaret unvanı, işletme adı, alan adı vb. ayırt edici işaretler üzerindeki haklardır.
Davacı vekili, … ibaresinin müvekkilinin ticaret unvanının kılavuz kelimesi olduğunu ifade etmektedir. Somut olayda uyuşmazlık konusu olan ibare … ibaresi olup, marka benzerliği bölümünde açıklandığı üzere taraf markaları arasında benzerliğin bulunmadığı, dolayısı ile SMK’nın 6/6 hükmünün uygulanamayacağı kanaatine varılmıştır.
6769 s. Kanun Madde 6/9 Açısından Değerlendirme
Kötü niyet, 6769 sayılı kanun 6. maddesinde başlı başına bir itiraz sebebi olarak düzenlenmiştir. “ (9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” hükmü amirdir.
Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Tescil başvurusunda bulunan kişinin kötü niyetli olduğuna emare teşkil edebilecek olgu ve olayların varlığı, kötü niyetli marka başvurusunun kabulü için yeterli sayılmaktadır. Buna karşılık başvuru sahibinin, hakkını kötüye kullanma niyeti taşıması veya başkalarını engelleme amacına sahip olması gibi sübjektif durumlar kural olarak tespit edilmeye çalışılmamalıdır. Zaten kişinin içsel durumunu ifade eden sübjektif unsurlara doğrudan ulaşmak veya nüfuz etmek mümkün de değildir. Ancak, somut olayda başvuru sahibinin içsel durumunu ifade eden bilme, kast, niyet gibi hususların anlaşılabileceği veya ortaya çıkarılabileceğine dair ciddi belirtilerin varlığı halinde, bunlar araştırılarak, kötü niyetli tescilin varlığı sonucuna ulaşmada yardımcı unsur olarak kullanılabilir. YHGK’nun 2005/11-476 sayılı kararında da “Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca iyi niyetin asıl, kötü niyetin istisna olması sebebiyle davalının kötü niyetli olduğunun delil ve gerekçelerinin gösterilmesi gerektiğinden yerel mahkemenin bu yöndeki gerekçesine itibar olunamaz. Davacı, davalının kötü niyeti bulunduğunu kanıtlamalı ve mahkemece de bunun delil ve gerekçesi gösterilmelidir.” denilerek, kötü niyetin ispat edilmesinin önemi vurgulanmıştır.
Kötü niyetin her somut olayda net olarak ortaya konması gerekir. Somut davada davalı şirket başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamaktadır. Bu nedenle kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1-5-6 ve 9 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı TÜRKPATENT kendisini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.27/12/2022
Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.