Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/149 E. 2022/391 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/149
KARAR NO : 2022/391

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 19/04/2022
KARAR TARİHİ : 17/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/11/2022
DAVA:
Davacı vekili 19/04/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … sayılı ve “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, itirazın reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkilinin sektörünün önde gelen firmalarından biri olduğunu, imalatını yaptığı ürünlerin tamamına yakınını yurtdışına ihraç ettiğini, 200’e yakın müseccel markasının bulunduğunu, yurt dışında farklı ülkelerde 100’den fazla tescilli markasının bulunduğunu, dava konusu markanın müvekkilinin … asıl ibareli markaları ile ilişkilendirme ihtimali de dahil karıştırılacak derecede benzer olduğunu, müvekkili adına 178 adet marka bulunduğunu, bunlardan 27 tanesinin … asıl ibareli tescilli markalar olduğunu, bu markalardan 01, 17 ve bunlarla ilgili olabilecek nice sınıflarını içerir markaların kayıtlarının da sunulduğunu, müvekkilinin www.somakimya.com alan adlı web sitesindeki marka kullanımlarının da sunulduğunu, davalının … ibareli markasının kullanımına Google aramasında rastlanmadığını, davalı markasının müvekkilinin … asıl ibareli markalarına çağrışım yapacak seri marka izlenimi yaratacak şekilde olduğunu, davalının müvekkil markasının ürünleri üzerindeki kullanımına yakınlaştırdığını, müvekkil markasındaki ‘’…’’ ekinin yapılan işe ve sektöre çok genel ve tanımlayıcı bir kelime olduğunu ve ayırt edici bir unsur olmadığını, taraf markalarının kelime anlamlarının birbirinden farklı olsa da görsel ve işitsel bakımından birbirinden ayırt edilemeyecek derecede benzer olmaları nedeni ile kavramsal farklılığın geri planda kaldığını, taraf markalarının mal/hizmet sınıflarının aynı/benzer olduğunu, taraf markalarının tüketicilerinin hem genel anlamda halk hem de profesyoneller olduğunu, somut olayda tüketici kesiminin dikkat düzeyi düşük tüketicilerden oluşan genel anlamda halk olduğunu bu nedenle de karıştırılma ihtimalinin bu yönden de ortada olduğunu, müvekkilinin … asıl ibareli markalarının tanınmış markalar olduğunu, piyasada sahip oldukları tanınmışlık nedeni ile yüksek ayırt ediciliğe sahip olan markalar olduğunu, bu nedenle daha geniş bir korumayı hak etmekte olduğunu belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararın iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu markanın esas ve tek unsurunu teşkil eden … ibaresinin Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük’ te ‘’sormak işi’’ olarak tanımlandığını, davacı markalarının esas unsuru olan … ibaresinin ise Türk Dil Kurumu Güncel Sözlük’ te ‘’cinsiyet hücreleri dışında vücut hücrelerinin tümü’’ ve ‘’Manisa iline bağlı ilçelerden biri’’ anlamlarını taşıdığını, markaların anlamsal olarak farklı olduğunu, taraf markalarının başlangıç ve sonlanış kısımlarının aynı olmakla birlikte başvuru konusu markanın ortasında yer alan ‘’r’’ harfinin okunuş açısından yeterli farklılığı sağladığını, başvuru konusu markanın farklı renk ve şekil unsurlarının da markaları biçimsel yönden birbirinden farklı hale getirdiğini, taraf markaları bir bütün olarak değerlendirildiğinde markaların ortalama tüketici nezdinde bırakacağı etkinin markaların aynı veya benzer olmadığı yönünde olacağını, markaların benzemediğini ve iltibas tehlikesinin bulunmadığını, başvuru konusu markanın tescili veya bu ürünlerle ilgili kullanımı halinde SMK’nın 6/5 maddesinde sayılan koşulların ortaya çıkacağına ilişkin olarak da itirazda yeterli kanaat oluşturacak deliller argüman ve savlar sunulmadığından bu madde uyarınca reddini gerektirecek haklı ve geçerli bir sebep bulunmadığını, YİDK tarafından alınan dava konusu kararın usule ve hukuka uygun olduğunu beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Davalı şahsa usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildiren tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş, yargılamaya katılmamıştır.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava davalı başvurusu olan … sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak TÜRKPATENT tarafından alınan … sayılı kararın iptali ve hükümsüzlük istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 21/02/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 19/04/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 16/10/2022 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…Dava konusu marka ile davacı markaları arasında benzerlik olmadığı, Dava konusu markada yer alan emtiaların davacının 2003/37954, 2003/37960, 2005/49962, 2002/13881, 2005/49963, 2013/94416, 2007/21760, 2005/36850, 2007/21759 sayılı markaları ile aynı/aynı türde/benzer olduğu, ancak diğer markaları açısından emtia benzerliği bulunmadığı, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 hükmü açısından dava konusu marka ile davacı markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, Kullanım ispatına yönelik rapor kapsamında yer verilen değerlendirmenin, heyetin nihai kanaatini etkiler bir sonuç ortaya koymadığı, 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinin somut olaya uygulanamayacağı…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun … başvuru numaralı “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 01, 17.sınıftaki “01.Sınıf sanayide, bilim sahasında, fotoğrafçılıkta, tarım, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar. Gübreler ve topraklar. İşlenmemiş suni reçineler ve işlenmemiş plastikler. Yangın söndürücü maddeler. Kırtasiye, tıbbi ve ev içi kullanım amaçlı olanlar hariç yapıştırıcılar. 17.Sınıf Kauçuk, gütaperka, lastik, amyant (asbest), mika veya bunlardan mamul toz, levha, çubuk ve folyo halinde yarı mamul sentetik malzemeler. Yalıtım, dolgu ve tıkama malzemeleri: yalıtım amaçlı kullanılan boyalar, yalıtım için kumaşlar, yalıtım amaçlı bantlar, yalıtım için örtüler, derz dolguları, contalar, o-ringler (motor, silindir contaları ve musluklar için contalar hariç). Lastikten, plastikten veya kauçuktan mamul bükülebilir borular, hortumlar (taşıtlar için kullanılanlar dahil), boru kılıf ve rakorları; tekstilden hortumlar, madeni olmayan boru kılıfları ve rakorları, hortum rakorları, taşıtlar için radyatör hortumları (yangın hortumları hariç). Taşıtlar için sentetik malzemelerden mamul profil çıtalar (dekorasyon amaçlı).” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise ….” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 03-45.sınıflardaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, somut olayda dava konusu markada yer alan emtiaların tamamının davacının …. sayılı markaları kapsamındaki emtiaları ile aynı/aynı türde/benzer olduğu sonucuna varılmıştır.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak ve dava dilekçesinde bahsi geçen markaların standart karekterle yazılı “….” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Dava konusu marka sağ ve sol kısmında yeşil bir çizgiden ve sarı zemin üzerine dolgusu beyaz renk olan kırmızı renkli büyük harfler ile yazılmış olan … ibaresinden oluşturulmuştur. Davacı markaları ise yalnızca kelimesi markası ve markanın tek ve esas unsuru olan … ibaresinden, … ibaresine ek yapılarak oluşturulan …/Tox/Sil/Betsy/Flex kelime unsurlarından oluşturulmuştur. Davacının…. markaları renk ve şekil unsurlarından yoksun sırf kelime markalarıdır, Dava konusu markanın tdk.gov.tr sitesinde “Sormak İşi’’ anlamını taşıdığı, Türkçe ve günlük dilde olağan kullanımı bulunan bir kelime olduğu, davacının … markasının tdk.gov.tr sitesinde “Cinsiyet hücreleri dışında, vücut hücrelerinin tümü’’, ve “Manisa iline bağlı ilçelerden biri’’ anlamını taşıdığı tespit edilmiştir. Davacının İngilizce kökenli olan …/Tox/Flex ibareleri Türkçe’ de “Zehir, Düzeltmek, Esnek’’ anlamlarına karşılık gelmektedir. …/Tox/Flex ibarelerinin İngilizce kökenli olması rağmen tescilli olduğu sınıflarda sıklıkla kullanılan ibareler olması nedeniyle bu ibarelerin ayırt ediciliğinin düşük olduğu, davacı markalarında, “…” ibaresinin ayırt ediciliği yüksek unsur olarak ön plana çıktığı, davacının bu kelime etrafında bir seri marka zinciri oluşturduğu düşünülmektedir. Google.com.tr çeviri sitesinde yapılan incelemede İngilizce bir ibare olan Betsy ibaresinin Türkçe’ de ‘’bahisçi’’ anlamını taşıdığı tespit edilmiş olup, … Betsy markasında esas unsurun bir bütün olarak ayırt edici unsur olduğu kanaatine varılmıştır.
Dava konusu marka ile davacının “…” ibareli markalarının her ne kadar başlangıç ve sondaki sesleri harf dizilimsel açıdan aynı olsa da, dava konusu markanın renk, şekil ve “…” ibaresi ile birlikte bir bütün olarak hatırda kaldığı, markaların anlamsal olarak birbirinden somut olarak farklı olduğu, dava konusu markanın bir bütün olarak bıraktığı genel izlenimin, tümüne hakim olan görünüşlerin davacının markalarından yeterli derecede uzaklaşmış olduğu düşünülmektedir. Sonuç olarak taraf markaları arasında gerek görsel, gerek işitsel ve özellikle de anlamsal açılardan mevcut olan farklılıkların markaların farklılaşmasını sağladığı kanaatine varılmıştır.
Benzerlik anlamsal ve görsel, işitsel açıdan değerlendirilir. Markaların benzerliği değerlendirilirken markanın arkasındaki fikir üzerinde de durulmalıdır. OHIM itiraz kılavuzunun markaların mukayesesi kısmında da ifade edildiği üzere bir manası olan markaların kavramsal mukayesesinde ifade bir bütün halinde ele alınmalı tek tek sözcükler üzerinde durulmamalıdır. CJEU’nun Bass/Pash kararında ifade edildiği üzere eğer markalardan birinin açık ve net bir anlamı varsa, diğerinin ise tamamen farklı anlamı var veya hiçbir anlamı yoksa bu kavramsal farklılık duysal benzerliği dengeleyebilir. Yüksek Mahkeme’nin “…” kararında son harfteki farklılığa karşın, her iki marka arasındaki anlamsal farklılığı da dikkate alarak bu iki marka arasında karıştırılma ihtimali görmeyen yerel mahkeme kararını onamıştır.
Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken her bir unsura göre değil, bir bütün olarak her iki markanın bıraktığı genel, global izlenim, markanın bütünü itibariyle bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Taraf markalarındaki emtialar açısından emtia ayniyeti/benzerliği/ şartı gerçekleşse de markaların benzememesi halinin, halkın söz konusu emtiaların aynı şirketten veya ekonomik olarak bağlantılı şirketlerden geldiği düşüncesine kapılma tehlikesini ve markaları karıştırma ihtimalini ortadan kaldırdığı, taraf markaların; birbirlerinin farklı versiyonları, alternatifleri veya bir serinin devamı olarak nitelendirilmesi mümkün olmayan işaretler oldukları, dava konusu marka ile karşı karşıya kalan tüketicinin bu ibareyi itiraza mesnet olan markanın serisi olduğu şeklinde bir yorumlama yoluna gitmeyeceği, her ne kadar tüketiciler, her durumda markaları yan yana görme ve karşılaştırma fırsatına sahip olmasalar ve zihinlerinde kalan halleriyle markaları hatırlasalarda markaların hitap ettiği tüketici kitlesinin genişliğine rağmen iki işaret arasında karıştırılmaya neden olacak şekilde iltibas ihtimalinin mevcut olmayacağı düşünülmektedir.
Kullanım İspatı Yönünden Değerlendirme
SMK’nın 6. maddesinin birinci fıkrası kapsamında yapılan itirazlarda, itiraz gerekçesi markanın itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olması şartıyla, başvuru sahibi itiraz sahibinden, itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunmasını talep edebilir. İtiraz sahibi tarafından kullanımın ispatlanamaması halinde söz konusu gerekçe markalar SMK’nın 6. maddesinin birinci fıkrası kapsamında yapılacak inceleme açısından dikkate alınmaz. İtiraz gerekçesi markanın, tescil kapsamındaki mal veya hizmetlerin sadece bir kısmı için kullanıldığının ispatlanması hâlinde itiraz, sadece kullanımı ispatlanan mal veya hizmetler esas alınarak incelenir. Başvuru sahibi davalı tarafından marka başvurusuna yapılan itiraza karşı görüş formunda 199710, 202201 2003/01523, 2003/16547, 2003/33962, 2003/37954, 2003/37960, 2005/49962, 2007/12531, 2010/82331, 2011/89436, 2005/27863, 2002/13881, 2005/49963, 2009/25971, 2010/17074, 2010/53788, 2011/89446, 2013/94416, 2005/27680, 2005/36806, 2007/21760, 2006/39368, 2005/36850, 2007/21759, 2010/13493 sayılı markaların tümü için tescil kapsamındaki tüm ürün ve hizmetlerde kullanım ispatı talep edilmiştir.
Dava konusu marka başvurusunun başvuru tarihi 02.04.2020 olup, YİDK karar iptali bakımından yapılacak kullanım ispatı değerlendirmesinde itiraza mesnet gösterilen tüm mal ve hizmet sınıflarında kullanım ispatı istenen markaların bu tarihte en az 5 yıldır tescilli olması gerekmektedir. 2003/01523, 2003/03597, 2005/27863, 2005/36806, 2006/39368 sayılı markalar hüküm ifade etmemekte olup, diğer tüm markalar davalının başvuru tarihi itibariyle 5 yıldan fazla süredir tescillidir.
SMK 19/2 ve 25/7 maddeleri gereğince markanın kullanıldığını ispat yükü davacıya aittir. Bu konuda delil serbestisi geçerli olup marka sahibi markasını kullandığını kanaat verici ve denetlenebilir olması kaydıyla gazete ve dergilerdeki duyuru, tanıtım ve reklamları, üzerinde tarih bulunan ve piyasaya dağıtıldığı ortaya konulabilen ve baskı tarihi denetlenebilen katalog, broşür gibi tanıtım araçları, dijital ortama konulduğu tarih teknik olarak ispat edilebiliyorsa internet ortamındaki arşiv kayıtları, süpermarket insertlerindeki görseller, fatura ve benzeri her türlü delille ispat edebilir. 2013 tarihli “… kararında olduğu gibi, hangi tarihte, nerede çekildiği belli olmayan fotoğraflar da kullanımın ispatı için yeterli değildir. Zira bu gibi delillerin her zaman için oluşturulması mümkündür. Az sayıda ve düşük meblağlı faturaların da şüpheyi mucip olduğu açıktır. Sözgelimi gıda sektöründe tescilli bir markanın kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğünün istendiği bir davada sadece 2 adet fatura markanın kullanıldığını ispata yeterli görülmemiştir. Bu nedenledir ki, kullanım delili olarak bu türden zayıf delillerin gösterilmesi durumunda, mahkemenin bu delillerin sağlığını ve güvenilirliğini, ciddi bir kullanımı gösterip göstermediğini araştırması gereklidir. Bununla birlikte, Yargıtay üzerinde tarih bulunmayan broşür, katalog gibi delillerin tek başına delil olma vasfını sırf tarih yokluğundan dolayı kaybetmeyeceklerini, mahkemece broşür veya katalogların nerede bastırıldığı, basımı yapan firmaların bunları hangi tarihte bastığı gibi hususlarının da araştırılmasını istemektedir. Huzurdaki davada uyuşmazlık konusu olan sınıflar 01 ve 17.sınıflardır.
Dosya kapsamına davacı yan tarafından delil klasörü sunulmuştur. Delil olarak sunulan 2018-2019-2020-2021-2022 yılına ait birkaç adet faturada uyuşmazlık konusu olan ürünler yer almamaktadır. Reklam hizmet bedeli olarak … Kimya Hırdavat Elek. Ev Aletleri ve Elekt.Malzemeleri İth.İhr. San.Tic.Ltd.Şti adına düzenlenmiş 2011 yılına ait 3 adet fatura sunulmuştur. 2021-2022-… Kimya tarafından katılım sağlanan fuarlara ait fuar katılım sözleşmeleri(yapı ve inşaat fuarları olup, bir kısım sözleşmelerde yapı kimyasalları ürün grupları yer almaktadır), 2018, 2019, 2021 yıllarına ait … Kimya adına düzenlenen fuar katılımlarına ait faturalar sunulmuştur.
Diğer yandan davacı tarafça 17.05.2022 tarihinde sunulan delil dilekçesinde www.somakimya.com, www.somafix.com.tr ve ürünlerinin online satışının yapıldığı sitelere yer verilmiştir. www.somakimya.com, www…ibareli ürünün uyuşmazlık konusu olan 01.sınıf Sanayide, bilim sahasında, fotoğrafçılıkta, tarım, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar., Kırtasiye, tıbbi ve ev içi kullanım amaçlı olanlar hariç yapıştırıcılar.17.sınıf Yalıtım, dolgu ve tıkama malzemeleri: yalıtım amaçlı kullanılan boyalar, yalıtım için kumaşlar, yalıtım amaçlı bantlar, yalıtım için örtüler, derz dolguları, contalar, o-ringler (motor ve silindir contaları hariç). emtia gruplarında kullanıldığı 01. Sınıfta yer alan “Gübreler ve topraklar. İşlenmemiş suni reçineler ve işlenmemiş plastikler. Yangın söndürücü maddeler” ve 17.sınıfta yer alan “Kauçuk, gütaperka, lastik, amyant (asbest), mika veya bunlardan mamul toz, levha, çubuk ve folyo halinde yarı mamul sentetik malzemeler. Lastikten, plastikten veya kauçuktan mamul bükülebilir borular, hortumlar (taşıtlar için kullanılanlar dahil), boru kılıf ve rakorları; tekstilden hortumlar, madeni olmayan boru kılıfları ve rakorları, hortum rakorları, taşıtlar için radyatör hortumları (yangın hortumları hariç).emtiaları açısından ise bir kullanım olmadığı sonucuna varılmıştır.
Tanınmışlık Hususunda Yapılan Değerlendirme
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığından, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1-5 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı TÜRKPATENT kendisini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/11/2022
Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.