Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/138 E. 2022/348 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/138
KARAR NO : 2022/348

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 12/04/2022
KARAR TARİHİ : 13/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/10/2022
DAVA:
Davacı vekili 12/04/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin ….” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “… kumaşçılık” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkilinin “…” markalarının uzun yıllardır tescilli olduğunu ve yine özel/02145 sayısı ile korunmakta olduğunu, dava konusu markanın “… kumaşçılık” ibaresinden olduğunu, müvekkilinin markalarının tanınmış olduğunu, bu tanınmışlığının muhtelif yargı kararları ile de tespit edildiğini, dava konusu markadaki “…” kelimesinin müvekkilinin “…” markaları ile iltibas yaratacak nitelikte olduğunu, “kumaşçılık” ibaresinin bütüne ayırt edicilik katmadığını, bu halde taraf markalarının birbirleri ile benzer olduklarını, müvekkili markalarının tanınmış olmasından ötürü dava konusu markanın tescilinin davalı lehine haksız menfaat sağlayacağı gibi müvekkili markalarının ayırt ediciliği ve itibarına da zarar verebileceğini, müvekkilinin “…” tanınmış markalarının farklı mal ve hizmet sınıflarında da korunması gerektiğine dair çok sayıda yargı kararının mevcut olduğunu, dava konusu markanın 35. Sınıf hizmetleri kapsadığını, tüketicinin dava konusu markayı müvekkili markalarının reprodüksiyonu olarak algılayacağını, bu nedenle yanılgı yaşayabileceğini, dava konusu markanın özelikle sabun ve kişisel bakım temizlik ürünlerindeki tanınmışlığının dikkate alınması gerektiğini belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararın iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “… kumaşçılık” ibareli markanın 35.sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. ilaç ihtiva eden kozmetikler. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri” hizmetleri yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu YİDK kararının yerinde olduğunu, alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu markaların görsel, kavramsal ve genel izlenim itibariyle tamamen farklı olduğunu, …ibaresinin anlamı olmayan bir kelime olduğunu,….kelimelerinin yazılış itibariyle tamamen birbirinden farklı kelimeler olduğunu, Türkçe anlamı itibariyle pamuk anlamına gelen “…” kelimesinin tekstil ve giyim alanında yaygın bir tasviri olması nedeniyle kimsenin tekeline verilemeyeceğini, açılan davanın haksız olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, davalı başvurusu olan … sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak TÜRKPATENT tarafından alınan … sayılı kararın iptali ve hükümsüzlük istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 22/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 12/04/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 12/08/2022 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; ” ….Dava konusu … sayılı başvuru kapsamında yer alan dava davaya konus edilen 35.05 alt gruptaki hizmetlerin, davacı yanın önceki tarihli markaları ile benzer nitelikte olduğu, Rapor kapsamında da izah olunduğu üzere dava konusu marka ile davacı markaları arasında var olan benzerlik ilişkisinin, davacı yanın uyuşmazlık konusu emtialardaki bilinirliği ve seri marka yaratma eğilimi de gözetildiğinde, tüketiciler nezdinde, taraf markaları arasında iktisadi – idari bir bağlantının mevcut olduğu ve dava konusu markanın, davacı yanca yeni bir ürün/hizmet için yaratılmış yeni bir marka olduğu yönünde algıya neden olabileceği, bu durumun ilgili tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimaline neden olabileceği, Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden davacı yanın “…” markasının “kişisel bakım ve kozmetik ürünleri” alanında tanınır olduğu kanaatine varılabileceği, “…” esas unsuru ile oluşturulan dava konusu marka kapsamındaki emtiaların da davacı markalarının tanınırlığı bulunduğu emtiaların satışına özgülenmiş oluşu nedeniyle, somut olayda SMK m. 6/5 kapsamındaki koşulların meydana gelebileceği…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun … başvuru numaralı “… kumaşçılık” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 35.sınıftaki “35.sınıf: “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. ilaç ihtiva eden kozmetikler. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise 2015/14625, 2013/94867, 2015/20416, 2016/09130, … ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 03, 05.sınıftaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki 24, 35.sınıftaki mallar ve hizmetlerin davacının itiraza mesnet markaları ile aynı/aynı tür/benzer oldukları tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “… kumaşçılık” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı “..” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Markalar karşılaştırılırken görsel, işitsel ve anlamsal açılardan taraf markalarını oluşturan işaretlerin benzer olup olmadıkları hususunun bütünsel bir bakış açısıyla ele alınması ve yine markalar kapsamındaki mallar/hizmetler yönünden markaların benzer olup olmadıkları konularının bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde tespit edilebilir bir durumdur. Buna göre işaretler arasında görsel benzerlik karşılaştırması yapılırken markalara konu yazı ve işaretlerin konumlandırılma şekilleri ile harf sırası, yazım karakterleri gibi göze çarpan özellikleri dikkate alınmalıdır. Sesçil benzerlikte esas alınması gereken husus ise markaların ortalama tüketici kitlesi tarafından kendi lisanlarındaki okunuş şekli olup, markaların başlangıç kısımlarının fonetik açıdan benzer sesler çıkarılarak okunup okunmadığı dikkate alınmalıdır. Markaların kavramsal açıdan benzerliklerinin karşılaştırılmasında da, markalara konu sözcüklerin tescil kapsamındaki ortalama tüketici kitlesinin bakış açışı ve o sözcüklere kendi lisanlarında bir anlam verip veremeyecekleri hususu dikkate alınmalıdır.
Bu genel ilkeler çerçevesinde dava konusu marka incelendiğinde “… kumaşçılık” markanın şeklinde olduğu, markanın hakim unsurunun altı harf ve tek kelimeden oluşan “…” ibaresi ile oluşturulduğu, anılan ibarenin dilimizde bir anlamı bulunmamakla birlikte okunuşunun da yazımına uygun olarak “… şeklinde olabileceği, her ne kadar “duruş” kelimesi esasen Türkçe anlamlı bir sözcük ise de dava konusu markanın daha ziyade “…” kelime kökünden türetilmiş bir algıyı tüketiciye verdiği, dava konusu markadaki bu ibarenin altında oldukça küçük harf karakterleri ile yazılmış “kumaşçılık” kelimesinin yer aldığı, anılan ibarenin uyuşmazlık konusu hizmetlerle kavramsal bir bağı olmamasına rağmen “kumaşçının yaptığı iş” şeklindeki anlamı nedeniyle tüketici nezdinde doğrudan markasal bir algı yaratmayacağı, dolayısıyla dava konusu markanın esas unsurunun “…” ibaresi olduğu sonucuna varılmıştır.
Davacı yanın önceki tarihli markalarının tamamında esas unsur ise “…” kelimesi olup davacı bu ibareye münhasıran ya da çeşitli ek unsurlar ile birlikte sahip olarak bir seri marka ailesi yaratmıştır. Keza yine davacı yanın işlem dosyasında dayanmamakla birlikte hükümsüzlük talepli dava dilekçesi içerisinde bahsi geçen markalarından da örneklemek gerekir ise davacının markalarında genel olarak stilize yazım karakteri ile bir elips içerisine yerleştirilerek oluşturulan … ibaresini benzer şekillerde farklı renk unsurları ve farklı şekil kombinasyonlarıyla da tescil ettirildiği ve yine davacı yanın birçok markasında “…” ibaresinin yanında ek unsurların yer aldığı tespit edilmiştir. Davacı yanın şekil ve sözcük kombinasyonu şeklinde oluşturulan bu gibi (ve dava dilekçesinde değinilen sair markalar) markalarında da … ibaresinin konumlandırılma şekliyle bütün içerisinde ön plana çıkarılmış ve markanın esaslı unsurunu yine … ibaresi oluşturmuştur. … ibaresi Türkçe bir ibare olduğu için /du-ru/ şeklinde okunacaktır. Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre anılan ibare “1. sıfat Bulanıklığı olmayan, temiz, berrak. 2. sıfat Pürüzsüz (ten), 3. sıfat, mecaz Arınmış, karışık olmayan (dil, üslup vb.)” manalarına gelmektedir.
Bu çerçevede tespiti gereken husus davacı yanın “…” esas unsurlu markaları ile dava konusu “…” esas unsuruna haiz marka arasında, tüketicinin, işaretler arasında yanılgı yaşamasına yol açacak bir benzerliğin mevcut olup olmadığıdır.
Dava konusu markanın hakim unsuru olan “…” ibaresi altı harften meydana gelmiş olup kelimenin ilk dört harfini oluşturan “.. harfleri esasen davacı yanın markalarının da kendisidir. Dava konusu markanın son iki harfi “s-h” şeklinde olup anılan harflerinin “…” kelimesinin sonuna eklenmesi ibareye bağımsız bir anlam yüklememiş, telaffuzunu “durus-duruş” olabilecek şekillerde değiştirmiş ise de soldan sağa okuma ilkesi uyarınca kelimelerin başlangıç seslerindeki ayniyeti ortadan kaldırmadığı gibi devam sesleri itibariyle de yeterli bir farklılık oluşturamadığı sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla taraf markaları bütünsel algılarında birbirlerinden somut ve tereddütsüz olarak uzaklaşamadıkları kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafa ait “…” markasının kozmetik, kişisel bakım, hijyen ürünleri kategorisinde oldukça bilinen, tanınmış bir marka olduğu dikkate alındığında, her ne kadar dava konusu marka doğrudan 03 ya da 05. Sınıftaki kişisel bakım, temizlik, hijyen mallarında değil de 35.05 alt grubunda anılan malların satışı hizmetlerini kapsar şekilde başvuru konusu edilmiş ise de, tüketicinin “…” ibaresini esas unsur olarak ihtiva eden bu markayı gördüğünde, davacı yanın “…” markalarından farklı ve fakat davacı yan markalarının da dahil olduğu iktisadi/kurumsal kimlik tarafından oluşturulmuş alternatif bir marka, bir alt işletme markası olduğunu düşünmesi muhtemel olacaktır. Zira dava konusu markanın 35. Sınıfta satışa özgülendiği emtialar, esasen davacı yan markalarının mahkeme kararları ile de tespit edilen ve Kurum nezdinde de bu hususta verilmiş tanınmış marka kaydı bulunan “…” markalarının bilinirliğinin bulunduğu emtialar ile aynı ya da benzer emtialardır. Başka bir ifadeyle farklı mal ve ürün gruplarında, dava konusu markanın, davacı markalarını tüketicinin zihninde çağrıştırma ihtimali bulunmayabilecek ise de uyuşmazlık konusu olan emtialarda tüketicinin bu yönde bir algıya kapılması daha muhtemel olacaktır.
Bu çerçevede taraf markalarının esas unsurlarını oluşturan “…” ve “…” kelimeleri arasında gerek harf dizilimsel gerekse de fonetik olarak var olan benzerlik halinin, davacı yan markalarının tanınmışlığından bağımsız olarak ele alınarak incelenmesi isabetli bir yaklaşım olmayacaktır. Zira markanın bilinirliğinin, tanınırlığının bulunduğu ve toplum genelinde genel kabul gördüğü durumlarda, anılan marka ile daha düşük düzeyli benzerlikler taşıyan markaların dahi, önceki tanınmış markanın tanınırlığının bulunduğu mal veya hizmetlerde oluşturulması, sonraki markanın, tanınmış markanın bir alt markası, yeni bir hizmeti için tanınmış marka kökünden türetilmiş versiyonu gibi algılanması sonuçlarına yol açabilecektir. Yüksek Mahkeme’nin “… markası arasında aynı/aynı tür ya da benzer emtialarında aralarında, sahip oldukları işitsel benzerlik ile davacı yanın tanınmışlığı ve seri marka yaratma geleneği bulunması nedeniyle ortalama tüketici nezdinde iltibasa neden olabileceği yönündeki yerel mahkeme kararını onadığı bilinmektedir.
Hal böyleyken işaretler arasındaki benzerlik bu kapsamda değerlenidrildiğinde, ilgili tüketicinin iki marka arasındaki harf farklılıklarını algılasa dahi markalar arasında ekonomik bir bağlantı bulunduğunu sorgulayabileceği değerlendirilmektedir. Kimi durumda normal şartlarda dahi markalarda farklı kelime unsurlarının kullanılması halinde bile nihai izlenim açısından benzerlik olabilmektedir. Bu nedenle, farklı kelimelerden oluşan iki işaret bile genel izlenim yönünden benzer bulunabilir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun da bir kararında ifade ettiği üzere “tescilli marka ile kullanılan işaret arasında görsel ve sesçil (fonetik) yönden benzerlik bulunmasa, hatta genel görünüş (umumi intiba) açısından ayniyet veya benzerlik bulunmasa dahi, halk bunlar arasında herhangi bir şekilde bir bağlantı kuruyorsa karıştırılma ihtimalinin mevcudiyeti kabul olunacaktır.” Bu nedenle, yüksek ayırt ediciliği olan markalar, ya başlı başına ya da piyasadaki bilinirlikleri nedeniyle, ayırt ediciliği düşük olan markalardan daha geniş bir korumadan yararlanırlar.
Somut olayda da davacı yanın “…” markasının tanınmışlık düzeyi dikkate alındığında, yukarıda belirtilen 35.sınıftaki satış hizmetlerine özgülenmiş emtialar bakımından davacı yan tanınmış markasının birebir ya da bu ibare kökünü içerir şekilde oluşturulmuş bir ibarenin tercih edilmesinde teknik/sektörel bir zorunluluk hali bulunmadığı da düşünüldüğünde, tüketicinin evvelden bildiği, tanıdığı, güvendiği ve deneyimlediği “…” tanınmış markası ile benzer şekilde oluşturulmuş ”…” markasının ilgili alıcı kitlesi tarafından, davacı markalarından farklı/yeni bir marka gibi algılansa da davacının işletmesi ve/veya “…” ibareli markalarıyla ilişkili/bağlantılı yeni bir marka, davacının “…” kelime köküyle yaptığı bir oynama/türetme ile oluşturduğu yeni bir ticari isim olduğu algısına kapılarak ekonomik davranışlarını belirlemesinin mümkün olabileceği sonucuna varılmıştır.
Nihayetinde dava konusu marka kapsamında yer alan ve davaya konu edilen 35.05 alt grubunda satışı özgülenen emtiaların, davacı yanın seri ve tanınmış markalarının kapsamında kalan ve bu özelliklerinin ön plana çıktığı mallar oldukları, böylesi bir durumda önceki markanın ayırt edici unsuru olan “…” ibaresinin, dava konusu markayı oluşturan kelimesinin başlangıcını oluşturması ve bu ibareye eklenen “s-h” harflerinin ortaya farklı ve somut anlama haiz yeni bir kelime çıkarmaması nedeniyle, taraf markalarının kısmen benzer oldukları ve ilgili tüketicide bu doğrultuda bir etki bırakacağı kabul edilmekte olup somut uyuşmazlıkta taraf markaları arasında “…” ibaresinden kaynaklı benzerliğin, bu ibareyi taşır şekilde tüketici karşısına çıkacak benzer nitelikteki “emtiaların tamamı açısından, ilgili tüketiciyi yanıltabilecek sonuçlar meydana getirebileceği, hal böyleyken tüketicinin iki ayrı marka karşısında olduğunu algılasa dahi bu markaların kaynakları yönünden aralarında iktisadi ya da idari bir bağ bulunduğu zannına kapılabileceği, bu durumun ise tam olarak karıştırılma ihtimalinin bir karşılığı olduğu kanaatine varılmıştır.
Tanınmışlık Hususunda Yapılan Değerlendirme
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay davacı yanın “…” markalarının muhtelif yargı kararları ve kurum kararı neticesinde tanınmış marka olarak kabul edildiği, bu tanınmışlığının esasen “kişisel bakım ve kozmetik ürünleri”ne yönelik olduğu, dava konusu markanın da açıkça anılan malların satışına özgülenmiş satış hizmetlerinde tescil edilmek istenildiği, dava konusu marka gibi “…” ibaresi ile benzerlik gösterir nitelikteki ibarelerin davacı markalarının tanınırlığının bulunduğu mal ve hizmetlerde tesciline izin verilmesinin, zaman içerisinde davacı markalarının ayırt ediciliğinin zayıflaması ve anılan ibareyi tercih eden markaların, davacı markasının tüketici nezdindeki itibarından haksız yararlanması gibi sonuçlara sebebiyet verebileceği, bu durumunda SMK m. 6/5 kapsamındaki koşulları oluşturabileceği kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kabulüne, TÜRKPATENT YİDK nın … sayılı kararının davacının itirazlarının reddine ilişkin 35. sınıf “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için. Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. ilaç ihtiva eden kozmetikler. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” emtialar yönünden taleple bağlı kalınarak kısmen İPTALİNE, … sayılı markanın taleple bağlı kalınarak 35. sınıf “”Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için. Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. ilaç ihtiva eden kozmetikler. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” emtialar yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın Kabulüne,
2-TÜRKPATENT YİDK nın … sayılı kararının davacının itirazlarının reddine ilişkin 35. sınıf “”Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için. Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. ilaç ihtiva eden kozmetikler. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” emtialar yönünden taleple bağlı kalınarak kısmen İPTALİNE,
3-… sayılı markanın taleple bağlı kalınarak 35. sınıf “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için. Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. ilaç ihtiva eden kozmetikler. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” emtialar yönünden kısmen HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE VE SİCİLDEN TERKİNİNE,
4-Alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca vekili için 15.000,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü gösterilen 2.707,38 TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/10/2022
Katip …
¸

Hakim …
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.
Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 172,90.-TL
Posta Masrafı 234,48.-TL
Bilirkişi Ücreti 2.300,00.-TL
Toplam 2.707,38-TL