Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/136 E. 2023/87 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/136
KARAR NO : 2023/87

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/04/2022
KARAR TARİHİ : 02/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/03/2023
DAVA:
Davacı vekili 11/04/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili kurumun … nezdinde … sayılı “…”, “…”, “…”, “… …”, “… … … %100 dana ” …” tescilli markaları bulunduğunu, davalı şirket adına tescilli … sayılı “…”, “…” ibareli markanın müvekkili kuruma ait markalar ile iltibas taşıdığını, işletmenin …. Sözcüğünün aynı tabela zemininde logo ile kullandıklarını, işletmedeki afiş, flama, reyon tabelası, etiketleri ve mağaza vitrin görsellerinin de benzer ihlaller içerdiğini, … yapılan şikayet neticesinde …. E. sayılı ceza davasının görüldüğünü, … mağazası hakkında … karar no ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, davalının bu esnada dava konusu marka başvurusunda bulunduğunu, dava konusu marka kapsamındaki mal ve hizmetlerin müvekkili markalarındaki mal ve hizmetler ile aynı ya da benzer olduğunu, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunduğunu, davalı markasının lanse edildiği tabelalarda zeminin kırmızı ve karakter grubunun beyazla teşkil edilmesinin rastlantısal bir seçim olamayacağını, davalının bu sayede haksız menfaat sağladığını, davalının kötü niyetli olduğunu, müvekkili markalarının tanınmış olduğunu, tüm … sathında “…” ibaresi ile kastın direkt olarak müvekkilini işaret ettiğini, davalının “…” ibarelerini işletmesinde kullandığını, bu durumun aynı zamanda müvekkili marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini belirterek, davalı adına tescilli … sayılı “…” sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının kötü niyetli olduğunu, benzerlik iddiası ile öne sürülen markada davacı tarafından kullanılmadığını, benzerlik iddiası öne sürülen markanın davacı tarafından kullanılmadığını, Davacının … olarak 25.03.2013 tarih ve … sayılı … kararı ile unvanın değiştiğini, bu unvan ve marka değişikliğinden 5 yıl sonra müvekkili tarafından … marka başvurusunun yapıldığını, markalar arasında karıştırma ihtimalinin bulunmadığını, müvekkilinin markalarının tamamen özgün olduğunu, logoları arasında da belirgin farklılıkların olduğunu beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, marka hakkına tecavüzün kaldırılması ve davalı adına tescilli …. sayılı markaların hükümsüzlüğü isteminden ibarettir.
Dava konusu hükümsüzlüğü istenen markalar:
25/07/2018 başvuru, 26/12/2018 tescil tarihli … sayılı “…” ibaresinden oluştuğu, 29.sınıftaki “29 Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri.” hizmetlerini kapsadığı;
04/12/2018 başvuru, 15/04/2019 tescil tarihli …. sayılı “…” ibaresinden oluştuğu, 29.sınıftaki “29 Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri” hizmetlerini kapsadığı;
18/06/2020 başvuru, 18/12/2020 tescil tarihli … sayılı “…” ibaresinden oluştuğu, 29.sınıftaki “29 Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. ” hizmetlerini kapsadığı;
28/07/2021 başvuru, 05/04/2022 tescil tarihli …” ibaresinden oluştuğu, 29.sınıftaki “29 Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. ” hizmetlerini kapsadığı;

Davacı adına tescilli dayanak markalar:
23/01/2009 başvuru, 03/12/2009 tescil tarihli … sayılı “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 18, 29, 40.sınıftaki “18. sınıf: işlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar.. Bağırsaklar.. 29. sınıf: Et, balık, kümes hayvanlarının etleri, et mamulleri, et hülasaları, pişirilmiş, konserveleşmiş, dondurulmuş et ürünleri.. Yenilebilir katı yağlar.. 40. sınıf: Hayvan kesim hizmetleri” hizmetleri kapsadığı tespit edilmiştir.
11/05/2010 başvuru, 26/05/2011 tescil tarihli … sayılı “… ” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 18, 29, 40.sınıftaki “18. sınıf: İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, bağırsaklar. 29. sınıf: Et, balık, kümes hayvanlarının etleri, et mamülleri, et hülasaları, pişirilmiş, konservelenmiş, dondurulmuş et ürünleri. Yenilebilir katı yağlar. 40. sınıf: Hayvan kesim hizmetleri.” hizmetleri kapsadığı tespit edilmiştir.
11/05/2010 başvuru, 26/05/2011 tescil tarihli … sayılı “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 29. sınıftaki “29. sınıf: Et, balık, kümes hayvanlarının etleri; et mamülleri, et hülasaları, pişirilmiş, konservelenmiş, dondurulmuş et ürünleri.” hizmetleri kapsadığı tespit edilmiştir.
11/05/2010 başvuru, 30/05/2011 tescil tarihli … sayılı “… şekil” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 29. sınıftaki “29. sınıf: Et, balık, kümes hayvanlarının etleri; et mamülleri, et hülasaları, pişirilmiş, konservelenmiş, dondurulmuş et ürünleri.” hizmetleri kapsadığı tespit edilmiştir.
11/05/2010 başvuru, 30/05/2011 tescil tarihli … sayılı “… şekil” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 29. sınıftaki “29. sınıf: Et, balık, kümes hayvanlarının etleri; et mamülleri, et hülasaları, pişirilmiş, konservelenmiş, dondurulmuş et ürünleri.” hizmetleri kapsadığı tespit edilmiştir.
16/11/2011 başvuru, 15/01/2013 tescil tarihli … sayılı “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 29. sınıftaki “29. sınıf: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. ” hizmetleri kapsadığı tespit edilmiştir.
15/11/2011 başvuru, 15/01/2013 tescil tarihli …. sayılı “… şekil” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 29. sınıftaki “29. sınıf: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. ” hizmetleri kapsadığı tespit edilmiştir.
11/06/2011 başvuru, 25/05/2015 tescil tarihli … sayılı ” …” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 18, 29, 40. sınıftaki “18.sınıf: İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, İşlenmiş veya işlenmemiş bağırsaklar. 29. sınıf: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir hayvansal katı yağlar. 40. sınıf: Hayvan kesim hizmetleri.” hizmetleri kapsadığı tespit edilmiştir.
18/07/2013 başvuru, 04/01/2016 tescil tarihli … sayılı “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 18, 29, 40. sınıftaki “18. sınıf: İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, İşlenmiş veya işlenmemiş bağırsaklar. 29. sınıf: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Yenilebilir hayvansal katı yağlar. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). 40. sınıf: Hayvan kesim hizmetleri.” hizmetleri kapsadığı tespit edilmiştir.
Davacıya ait 91/003010 başvuru numaralı marka müddet olduğundan incelemede dikkate alınmamıştır. Dava konusu marka kapsamında yer alan “29. sınıf: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar.” mal ve hizmetleri, davacıya ait markalar kapsamında aynen yer almaktadır.
Dava konusu uyuşmazlık ile ilgili Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK)’nun ilgili maddesine aşağıda yer verilmiştir. SMK madde 25 gereğince; “Hükümsüzlük hâlleri ve hükümsüzlük talebi Madde 25- (1) 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. (2) Menfaati olanlar, … veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. (3) Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. (4) Bir marka, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. (5) Hükümsüzlük hâlleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. (6) Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. (7) 6 ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19 uncu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlar.”
SMK madde 6/1 gereğince “Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.” Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken her bir unsura göre değil, bir bütün olarak her iki markanın bıraktığı genel, global izlenim, markanın bütünü itibariyle bıraktığı etki dikkate alınacaktır. SMK madde 6/1 çerçevesinde benzerliğin mevcudiyetini tespit için iki marka yan yana konulmak sureti ile markaların bütün olarak görünüşlerinin dikkate alınması uygundur.
Dava konusu marka incelendiğinde … sayılı “…” sayılı “… sayılı “…” markaların şekil ve sözcük unsurlarından oluştuğu, markanın üst kısmında karikatürize edilen büyükbaş kafası görselinden oluşan bir logoya yer verildiği, bu logonun hemen altında “…” ibaresine yer verildiği görülmektedir. Dava konusu marka bu haliyle tüketicilerce “…” şeklinde algılanacak olup “…” ibaresinin benzerliği tespit olunan bir kısım emtia açısından doğrudan jenerik nitelikte olduğu, genel anlamda ise gıda ürünleri açısından son derece düşük ayırt edicilikte bir tamlama olduğu, “…” ibaresinin ise coğrafi bir yer adı olmasından kaynaklı tek başına ayırt ediciliğinin zaten mevcut olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu haliyle markanın esas unsurunun “…” ya da “…” oluşturulduğu görülmektedir.
Davacı yanın dayanak markaları ise “…”, “…”, “…”, “… “, “… kavurma”, “… …”, “… … … %100 dana ….” şeklindeki markalardır. Davacı yanın markaları incelendiğinde “…” ibarelerinin bir kısım markada esas unsur olduğu, bir kısım markada ise “…” kısaltması ile birlikte “…” ibarelerinin yer aldığı, bir markasında ise tek başına “…” kısaltmasının mevcut olduğu, markaların bir bölümünün ambalaj görseli şeklinde olduğu, ambalaj şeklindeki görsellerde “…” gibi ibareler ön planda yer almakta ise de bu ibarelerin doğrudan bir gıda ürünün adı olmasından ötürü markalardaki asli unsurun “… … …” şeklindeki logo olarak tüketicilerce algılanacağı sonucuna varılmıştır. Yine davacı markalarının genelinde şekil unsuru olarak bir boğa kafasının kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Bu haliyle davacı yanın “…” şeklindeki markaları ile dava konusu markanın bütüne hakim algıları itibariyle hiçbir benzerlik taşımadığı kanaatine varılmıştır.
Bununla birlikte davacı yanın “…” şeklindeki esas unsuruna haiz markaları ile dava konusu marka arasında, ilgili tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimaline yol açabilecek bir benzerliğin mevcut olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir. Bu çerçevede dava konusu markaların “…”, davacı yan markalarının ise “…” ibarelerinden oluştuğu, her iki taraf markasında da coğrafi isim belirtilen “…” şeklindeki farklılaştığı, markaların başında yer alan ve ortak olan et balık” tamlamasının bütünsel olarak yarattığı algı, her ne kadar bu tamlama ayırt edici vasfı son derece zayıf nitelikte ise de, tüketicinin taraf markaları arasında bir ilişki kurması için yeterli görülmelidir. Zira dava konusu markanın sahip olduğu genel mizanpaj ve oluşturulmuş sistematiği itibariyle, tüketiciler nezdinde yaratabilecek unsurlar taşıdığı, oluşan bu nihai algıda davacı yan markalarının çok uzun yıllar boyunca bir kamu iktisadi teşekkülü olarak pek çok noktada faaliyet göstermesinden kaynaklı tüketiciler nezdinde sahip olduğu yerleşik algının (… gibi) mevcudiyetinin de etkili olacağı, bu nedenle tüketicinin “…” vb. şekillerde oluşturulmuş markalar ile et – şarküteri ürünlerinin satışına özgü hizmetlerde karşılaşması halinde, bu markaların her birinin davacı yanın çok uzun yıllara sair toplum nezdindeki yarattığı kamusal imajdan kaynaklı olarak davacı yana ait bir teşebbüs olduğu yönünde algı yaratmasının mümkün olacağı düşünülmektedir. Kaldı ki yine taraf markalarında büyükbaş hayvan görselinden esinlenilerek oluşturulmuş logoların yer almasının da bu algıyı pekiştirme ihtimali bulunmaktadır.
Bu haliyle davacı yanın başta, … sayılı “… …”,… sayılı “…” sayılı “…” markası olmak üzere “ …” ibarelerini bütün olarak içerir markaları ile “…” şeklindeki dava konusu markanın, tüketiciler nezdinde iktisadi – idari anlamda bağlantılı markalar olarak algılanma ihtimalinin mevcut olacağı değerlendirilmektedir. Ancak davacının bu dayanak markalarının kullanımına yönelik dosya kapsamında mevcut delillerden, dava tarihinden geriye dönük beş yıllık süre zarfında (11/04/2017-11/04/2022) kullanımının ispat olunmadığı kanaatine varılmıştır. Bu nedenle iltibas iddiası dikkate alınmamıştır.
Marka Hakkına Tecavüz
Markayı kullanma hakkı münhasıran sahibine aittir. Tescil edilmiş bir marka sahibi, marka üzerindeki bu münhasır hakkına dayanarak; Kendisinin izni alınmadan, tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılmasını, Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını, Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılmasını engelleyebileceği uygulama kabul edilmektedir.
Mevzuatımızdaki düzenlemeye göre marka sahibinin izni olmaksızın, markayı kullanmak, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle taklit etmek, ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak eylemleri marka hakkına tecavüz sayılan fillerdendir.
Davalının Kullanmama Def’ine Yönelik İddiası Bakımından Yapılan Değerlendirme
6769 sayılı SMK m.9 maddesinde “(1) Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından …’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir. (2) Aşağıda belirtilen durumlar da birinci fıkra anlamında markayı kullanma kabul edilir: a) Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması.b) Markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması. (3) Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edilir.” hükmü amirdir.
Bu hükümle, marka sahibine markasını kullanma zorunluluğu getirilmiştir. Böylece marka siciline kaydedildiği halde, haklı bir neden olmaksızın kullanılmaması halinde gereksiz yere sicili işgal etmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Zira aksi hal, kullanılmadığı halde bir markanın salt tescilli olması nedeniyle yenilendiği sürece ve sonsuza kadar, bu markanın başkaları tarafından alınmasını engelleme hakkının marka sahibine verilmesi anlamını taşıyacaktır.
Davalı, davacının hükümsüzlüğe mesnet olarak gösterdiği markaları dava tarihinden geriye doğru son 5 yıl içinde ciddi şekilde kullanmadığını iddia etmektedir. Burada ispat külfeti davacıda olup, davacı hükümsüzlüğe mesnet … sayılı “… … …”, … sayılı “.. sayılı “…” markaları kullandığını ispatlaması gerekir. Ancak davacı dava tarihinden itibaren geriye dönük son 5 yıl içinde (11/04/2017-11/04/2022) hükümsüzlüğe mesnet markalarını kullandığına ilişkin delil sunmamış, markayı kullandığını ispat edememiştir.
Davalıya ait dava konusu markalar ile … sayılı “… …”, … sayılı “… sayılı “…” markalar görsel ve işitsel olarak benzer olduğu davaya konu olan 29. SINIFTAKİ “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Yumurtalar, yumurta tozları.” Malları yönünde taraf markalarının kapsamlarının aynı/ilişikli oldukları, benzerliği tespit olunan bu emtialar açısından rapor kapsamında ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle taraf markaları arasındaki benzerliğin iktisadi – idari anlamda ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline yol açacak nitelikte olduğundan bu mallar bakımdan kısmi hükümsüzlük koşullarının oluşabileceği”, bilirkişi heyeti ek raporda “davalının “…” ibaresini tabela, poşet, fiş, etiket, ürün ambalajında kullanması ile davacının hem tescilli markası ile benzer ibareyi kullanması ve hem de davalının faaliyeti ile davacının markalarının tescil kapsamında yer alan malları ile de aynı olduğu kriterleri göz önünde bulundurulduğunda; “….” markasının tüketicilerce karıştırılabilecek ve iltibas yaratacak derecede olduğundan bu kullanımın davacının markalarından doğan hakların ihlali fiiliyle örtüştüğünden 6769 sayılı SMK’nın 29.nci maddesi birinci bendi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ancak davacının … sayılı “… ” sayılı “…” sayılı “…” ibareli markaların son 5 yıl içinde kullanımına ilişkin delil sunmadığı, markayı kullandığını ispat edemediği kanaatinden hükümsüzlük ve marka hakkına tecaüz koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın düşümü ile 99,20 TL bakiye karar harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde … aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde …Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/03/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.