Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/126 E. 2022/387 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/126
KARAR NO : 2022/387

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/04/2022
KARAR TARİHİ : 10/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/11/2022
DAVA:
Davacı vekili 04/04/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin …..” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “… organik” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa Müvekkilinin çeşitli gıda maddelerinin üretim ve satış faaliyetiyle iştigal eden, bu sektörde öncü kuruluşlardan olduğunu, tescilli “…” ve “… …” markaları tanınmış marka olarak kabul edildiğini, müvekkili markalarının tamamının da toplumda tanınmışlık düzeyine erişmiş markalar olduğunu, “… …” markası 21.05.2010 tarihinde herkes tarafından yaygın olarak bilinen tanınmış marka olarak kabul edildiğini, davaya konu “… organik” ibareli markanın 29. sınıf ürünlerinde tescil edilmek istendiğini, davalının müvekkilinin tanınmışlığından faydalanma amacı güttüğünü, kötüniyetli olduğunu, öncelikle markanın SMK 5/1-ç kapsamında reddi gerektiğini, markalardaki ortak esas unsurun … ibaresi olduğunu, “…” ibaresinin uzun yıllardır müvekkilinin markası olarak algılandığını, TÜRKPATENT tarafından verilen 26/11/2010 tarih ve 404250 numaralı karar ile; “… …” ibareli markanın sahibinin ilgili sektörde pazarına hakim firmalardan olduğu, geniş çaplı reklam, tanıtım faaliyetleri sayesinde markayı sektörel bazda yaygın olarak bilinir hale getirdiği belirtilerek, “… …” ibareli markanın 556 Sayılı KHK’nın ilgili maddeleri gereğince herkes tarafından yaygın olarak bilinen tanınmış markalardan olduğunun belirtildiğini, markaların SMK 6/1 gereğince de benzediğini, … ibaresinin markadaki kullanımında müvekkilinin markalarından ayıracak herhangi bir anlam değişikliği olmadığını, markalar arasında iltibas olduğunu, “…” ibareli markalar müvekkil şirket tarafından uzun zamandır ve aralıksız bir şekilde kullanılmış ve bu kullanım sonucunda maruf ve meşhur hale getirilerek ayırt edici nitelik kazandığını bu sebeple SMK 6/3 ve 6/6 gereğince reddi gerektiğini, müvekkilinin “… …” markası ile 05.05.1998 yılından bu yana özellikle gıda sektöründe çalıştığını, müvekkilinin … … markasının KOSOVA- KAZAKİSTAN- İNGİLTERE- FRANSA- ROMANYA- AZERBEYCAN’ da koruma altına alındığını, farklı dosyalarda benzerlik kararının verildiği pek çok markanın olduğunu, kararların kesinleştiğini, markanın SMK 6/7 ve SMK 6/8 maddelerince de reddi gerektiğini belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararın iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “… organik” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; Markaların benzer olmadığını, başvuruda itiraz markalarının hiçbirinde yer almayan organik ibaresinin yer aldığını, tamlama biçiminde ve bambaşka bir marka olarak algılandığını, …’ın bir renk çeşidi olduğunu, ayırt etme gücü zayıf bir ibare olduğunu, davacının tekeline bırakılamayacağını, SMK 6/2 koşulunun sağlanmadığını, SMK’nın 6/3 maddesinde tanımlanan ve reddini gerektirecek düzeyde davacı-itiraz sahibi lehine hak sahipliği doğuracak nitelikte tescil başvurusundan önce Türkiye’de markasal olarak aktif ve yoğun kullanımının ispatlanamadığını, SMK’nın 6/4 ve 6/5 maddesi hükmünde belirtilen koşulların oluşmasına yol açacağı yönünde de bir kanaat oluşmadığını, md. 6/6 gerekçeli itirazı, itiraz aşamasında sunulan bilgi ve belgeler çerçevesinde değerlendirildiğinde bu yöndeki itiraza da itibar edilmesi mümkün olmadığını, Davacının kötüniyet iddiasını itiraz aşamasında belgelendirmediğini, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildiren tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş, yargılamaya katılmamıştır.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava davalı başvurusu olan … sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak TÜRKPATENT tarafından alınan … sayılı kararın iptali ve hükümsüzlük istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 03/02/2022 tarihinde tebliğ edildiği, son günün hafta sonuna gelmesi nedeniyle 04/04/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 05/10/2022 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…Davalı markası ile davacıya ait davacının redde mesnet 103490, 98 013222, 99 004781, 2000 04179, 2001 05921, 2011 110596, 2005 37670, 2009 04690, 2011 110675, 2011 110650, 2011 110645, 2011 110653, 2011 110657, 2011 110663, 2016 39889 tescil numaralı markalar arasında SMK madde 5/1-ç kapsamında aynılık veya aynılık derecesinde benzerlik ilişkisinin bulunmadığı, Davalı markası ile davacının 103490, 98 013222, 99 004781, 2000 04179, 2001 05921, 2005 37670, 2009 04690 ve 2016 39889 markalarında yer alan 29. sınıf mallarının aynı, aynı tür olduğu; davalının 29. sınıf malları ile davacının 2011 110596, 2011 110675, 2011 110650, 2011 110645, 2011 110653, 2011 110657, 2011 110663 tescil numaralı redde mesnet markaları kapsamında 35.05 perakendecilik alt grubunda 29. Sınıfın satışına ilişkin hizmetler ile birbirlerini tamamlayıcı niteliği ve genellikle aynı yerlerde kullanıcıları sunulmaları nedeniyle benzerlik ve ilişki bulunduğu; Davalıya ait marka ile davacının mesnet markaları arasında bütüncül değerlendirme sonucunda marka ve işaretler arasında ilişkilendirme de dâhil karıştırılma/benzerlik ihtimalinin bulunduğu, Ticari vekil veya temsilcinin izinsiz olarak markayı kendi adına tescil ettirdiği yönünde yayına itiraz gerekçesinde ve dava dilekçesi ile sair beyanlarında bir iddianın bulunmadığı, Davacı yan tarafından sunulan delillerin incelenmesi neticesinde “… organik” ibaresinin çekişme konusu 29. Sınıf mallarında tescilsiz olarak önceye dayalı kullanımına yönelik delile rastlanılmadığından davalıdan daha önceki tarihlerde öncelik ve üstün hak sahibi olduğunun ispatlanamadığı, Davacı markalarının peynir ürünleri yönünden tanınmış kabul edilebileceği ancak bu hususun nihai anlamda hukuki bir tespitin varlığını gerektirdiğinden tanınmışlık iddiasının takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu, Davacının SMK 6/6 kapsamında hangi fikri veya kişilik hakkına dayandığının belirtilmediği, Davacının SMK 6/7 maddesince davacı markalarının ortak veya garanti markası olmadığı, Davacının SMK 6/8 maddesine göre yenilenmemiş bir markasına dayanmadığı, mesnet markalarının tescil sürelerinin devam ettiği… ” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun … başvuru numaralı “… organik” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 29.sınıftaki “29.Sınıf: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise 2000/04179, 2001/05921, 2005/37670, 2009/04690, 2011/110596, 2011/110645, 2011/110650, 2011/110653, 2011/110657, 2011/110663, 2011/110675, 2016/39889, 2019/74373, 103490, 98/013222, 99/004781, 99/004862 sayılı ve “…” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 05, 29, 30, 31, 32, 35.sınıftaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, davalı markasında yer alan 29. Sınıftaki “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri” malları ile davacının 103490 tescil numaralı markasındaki 29/ Krem peynirler, 98/013222 tescilli markasındaki 29/ Zeytin ezmesi, süt, süt tozu, peynir, yoğurt, ayran, kaymak, krema, kefir, yenilebilir sıvı ve katı yağlar, tereyağlar,margarinler, yumurta, jöleler, kuruyemişler, patates cipsleri, patates kızartmaları”; 99/004781 tescil numaralı markasında 29/ Süt ve süt ürünleri: süt (süt aromalı süt, pastorize süt, steril süt, tıbbi süt, konsantre süt), peynir (tabi peynir, eritme peynir, taze peynir, taze kaşar, labne peyniri, nabulsi peyniri, izmira peyniri, krem peynir, eritme peyniri), yoğurt, meyveli yoğurt, ayran, meyveli ayran, kaymak, krema, toz mamülleri (süttozu, tam yağlı süt tozu, kolay eriyen yağsız süttozu, yavan süttozu, kakaolu süt tozu), kefir, süt oranı fazla sütlü içecekler, tereyağlar, margarinler, yenilebilir katı ve sıvı yağlar (ayçiçek yağı hariç), yumurta, jöleler, jelatinler, kuruyemişler, patates cipsleri, patates kızartmaları; 2000/04179 tescil numaralı markasında 29/Süt ve süt ürünleri; süt (süt aromalı süt, pastorize süt, sterill süt, konsantre süt), peynir (tabi peynir, eritme peyniri, taze peynir, taze kaşar, labne peyniri, nabulsi peyniri, izmira peyniri, krem peynir), yoğurt, meyveli yoğurt, ayran, meyveli ayran, kaymak, krema, toz mamüller (süttozu, tam yağlı süttozu, kolay eriyen yağsız süttozu, yavan süttozu, kakaolu süt tozu, kefir, süt oranı fazla sütlü içecekler; tereyağlar, margarinler; 2001 05921 tescil numaralı markasında 29/ Süt ve süt ürünleri: süt (süt aromalı süt, pastorize süt, steril süt, konsantre süt) peynir ( tabi, peynir, eritme peyniri, taze peynir, taze kaşar, labne peyniri, nabulsi peyniri, izmira peyniri, krem peynir,) yoğurt, meyveli yoğurt, ayran, meyveli ayran, kaymak, krema, toz mamüller ( süttozu, tam yağlı süttozu, kolay eriyen yağsız süttozu, yavan süttozu, kakaolu süt tozu, kefir, süt oranı fazla sütlü içecekler; tereyağlar, margarinler yenilebilir katı ve sıvı yağlar (ayçiçek yağı hariç), yumurta, jöleler, jelatinler, patates cipsleri, patates kızartmaları; 2005/37670 tescil numaralı markada 29/ Süt ve süt ürünleri: Her türlü süt; süt aromalı süt, kakaolu süt, çilekli süt, muzlu süt, çikolatalı süt, pastörize süt, steril süt, konsantre süt, yağlı süt, yağsız süt, yarım yağlı süt, tam yağlı süt, dondurulmuş süt ürünleri, mayalanmış süt ürünleri, peynirler, her türlü peynir çeşitleri, … peynir ve … peynir çeşitleri, kaşar peynir ve kaşar peynir çeşitleri, geleneksel peynir ve geleneksel peynir çeşitleri, kahvaltılık peynirler ve kahvaltılık peynir çeşitleri, sürülebilir peynirler ve sürülebilir peynir çeşitleri, pratik peynirler ve pratik peynir çeşitleri, tabi peynirler eritme peynirleri, taze peynirler, taze kaşarlar, nabulsi peynirleri, izmira peynirleri, krem peynirler, … peynirler, kaşar peynirler, peynir ezmeleri, olgunlaşmış peynirler, küf ile olgunlaşmış peynirler, olgunlaşmamış taze peynirler, tuzlu su içinde peynirler, süzme peynirler, sos peynirler, çökelek, lor, yoğurt içecekleri, cacık, meyveli yoğurt, ballı yoğurt, ayran, meyveli ayran, kaymak, kremalar, dondurulmuş kremalar, pasta kremaları, kremalı tatlılar, taze krema, likit ve toz krem şanti, muslar ( köpükler), süttozu, tatlandırılmış jöle halinde süt ve çırpılmış süt, toz mamülleri ( tam yağlı süttozu, kolay eriyen yağsız süttozu, yavan süttozu, kakaolu süt tozu), meyve aromalı süttozu, aromalı süttozu, kefir, süt oranı fazla sütlü içecekler, meyveli sütler, kımız, süt ve süt ürünlerinden ( süt oranı fazla ) tatlılar, badem ezme, fıstık ezmesi, yoğurt tatlısı” malları; 2009 04690 tescil numaralı markasındaki 29/ Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri” malları ve son olarak davacının 2016 39889 tescil numaralı markadaki 29/ Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri” mallarının aynı, aynı tür benzer olduğu kanaatine varılmıştır.
Ayrıca davacının 2011/110596, 2011/110675, 2011/110650, 2011/110645, 2011/110653, 2011/110657 ve 2011/110663 tescil numaralı markalarda 35.05 perakendecilik alt sınıfında yer alan “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için 29/. Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri malların bir araya getirilmesi hizmetleri” ile davalının 29. Sınıftaki mallarının birbirlerini tamamlayıcı niteliği ve genellikle aynı yerlerde kullanıcıları sunulmaları nedeniyle benzerlik ve ilişki bulunduğu dolayısıyla söz konusu mal/hizmetlerin aynı amaca hizmet ettiği, aynı ihtiyaçları karşıladığı anlaşılmıştır. Zira ticari bir malı üreten bir işletmenin, ürettiği malı satmasının işin doğası gereği ve ticari faaliyetin zorunlu bir sonucu olduğu, mal üreten işletmenin, aynı zamanda o malı satmak için ayrıca 35.05 sınıfta da markasını tescil ettirmesine gerek olmadığı yargı kararları ile sabittir. Yargıtay ve öğreti mallar ile hizmetlerin benzer olabileceğini kabul etmektedir. Zira mallar ile hizmetlerin benzer kabul edilebileceği durumlarda tüketiciler, mal ile hizmetin menşeinin aynı olduğu intibaına kapılabilirler. Emtia ile hizmetin menşeinin aynı olduğu intibanın oluşmasında emtia ile hizmet arasındaki fonksiyonel ilişki önemli rol oynamaktadır.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “….” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Görsel Benzerlik Alanında Değerlendirme
Şekil ve sözcükten oluşan karma markalarda karıştırılma ihtimali bakımından sözcüğe ağırlık verilmesi gerekmektedir. Zira sözcük markaları hem sözle hem yazı ile kolayca ifade edilmektedir. Bununla birlikte eğer markadaki şekil unsuru ön plana çıkıyor ise değerlendirme buna göre yapılır. Şekil unsurunun ön plana çıktığının kabul edilebilmesi için de karma markadaki şeklin, ortalama tüketici nezdinde sözcükten daha belirgin bir izlenim bırakması gereklidir. Kelime markalarında ise, kelimenin yazım şekli değil kelimenin kendisi korunmaktadır. Bu nedenle, kelimenin büyük ya da küçük harfle ya da farklı yazım karakterinde yazılmış olmasının incelemeye etkisi yoktur. Kelime markalarında görsel değerlendirme; kelimenin uzunluğu/kısalığı, harf sayısı, harflerin dizilimi, kelime sayısı ve işaretlerin yapısı gözetilerek yapılmalıdır. Bu anlamda davalı markası düz … zemin üzerine “… organik” ibaresinden oluşmaktadır. Davacı markalarının bir kısmı ise yine düz … zemin üzerine “…, …, … …, Çocuklara Kahvaltıyı Sevdiren …, Çeşnili …” ibarelerinden oluşmaktadır. Bir kısım markası ise dikdörtgen çerçeve içerisinde üstte … ibaresi altta karakteristik şekilde ve daha büyük puntolarla yazılı ‘…’ ibaresinden oluşmaktadır. Davacı markalarında vurgunun “…” ibaresinde olduğu anlaşılmakla birlikte davalı markasında başkaca figüratif unsur olmadığı da dikkate alındığında taraf markalarını görsel olarak ortak “…” ibaresi sebebi ile orta düzeyde benzer olduğu kanaatine varılmıştır.
İşitsel Benzerlik Alanında Değerlendirme
İşitsel benzerlik, markaların telaffuzlarına göre kulakta bıraktıkları sese göre söz konusu olan benzerliktir. Karıştırılma mevcudiyeti için, kimi zaman işitsel benzerlik yeterli olabilir. Bunun yanında görsel benzerlik ve/veya kavramsal benzerliğin de bulunması gerekli değildir. İşitsel benzerlik incelemesinde dikkat edilmesi gereken hususlardan birisi sözcüklerin ilk heceleri, ilk sesleridir. Zira ortalama tüketiciler, sözcüklerin başlangıcına daha fazla dikkat ederler. Bu nedenle sözcüklerin ilk hecelerinde, ilk bölümlerindeki ayniyet, karıştırma ihtimaline yol açabilmektedir. Kelime markalarında, tüketici dikkatinin özellikle kelimenin başlangıç kısmı üzerinde yoğunlaştığı düşünülmektedir. Bu çerçevede, kelime markalarının başlangıç kısmındaki (ilk harflerindeki) benzerliğin tüketicilerin markalarını benzer bulmasında önemli bir etken olduğu, kelime markalarının başlangıcındaki farklılıkların ise markaların tüketicilerce benzer bulunması ihtimalini azalttığı kabul edilmektedir. Bununla birlikte diğer marka türlerinde olduğu gibi işitsel benzerlik nedeniyle karıştırılma ihtimali değerlendirilmesinde de markayı taşıyan malların, hizmetlerin muhatap alıcı veya kullanıcı kitlesinin de dikkate alınması gereklidir.
Buna göre; davalı markası “….” şeklinde telaffuz edilecektir. Taraf markalarının başlangıç kelimelerinin aynı olması; bir diğer deyişle “…” ibaresi ortak ibaresi ile başlaması, çekişme konusu mallar yönünden ortalama dikkat ve özene sahip tüketicinin dikkatinin özellikle kelimenin başlangıç kısmı üzerinde yoğunlaştığı, ibarelerin söyleniş tarzları, kulakta bıraktıkları tını, ses uyumları, vurguları gözetildiğinde, taraf markalarının işitsel anlamda benzerlik olduğu kanaatine varılmıştır.
Anlamsal Benzerlik Alanında Değerlendirme
Anlamsal benzerlik, iki markanın ortalama tüketici nezdinde, bu kişilerin zihinlerinde bıraktıkları iz ve imaj bakımından söz konusu olabilmektedir. Bir markanın tüketicisinin zihninde bırakacağı iz anlam karşılığı ile olabilmektedir. Taraflar arasında çekişme konusu olan “…” sözcüğüdür. Kelime anlamı Türkçe’de “Ak, kara, siyah karşıtı”dır. Başvuru markasında yer alan “organik” ibaresi ise “Doğal yolla yapılan”, “(sebze, meyve vb. için) kimyevi gübre, hormon vb. kullanılmaksızın, doğal yolla üretilen” anlamına gelmektedir. Dolayısıyla tescil edilmek istenen sınıfta yer alan malların hangi yolla üretildiği/üretileceğini gösteren yani üretim tekniğine işaret eden bir ibare olup markada ayırt ediciliği bulunmayan bir sözcük olarak yer almaktadır.
Bununla birlikte Yargıtay 11. H.D.’nin 11 E. 2001/4623, K. 2001/6954 sayılı kararında “…” sözcüğünün bilinen klasik anlamdaki “… peynir” anlamında kullanılmadığının belirtildiği, … sözcüğünün bir cins adı, vasıf bildiren bir ibare olmadığı anlaşılmaktadır. … ibaresi, yukarıda da belirtildiği üzere esasında bir rengi ifade etmektedir. Doğada bulunan pek çok eşya veya kavramın ya doğalarından ya da üretilmelerindeki tercihlerden kaynaklanan renkleri bulunmaktadır. Bir rengi ifade eden sözcük unsurunun çekişme konusu olan mallar için doğrudan bir algı yaratması söz konusu olmayacaktır. Çekişme konusu malların bir kısmının renklerinin doğaları gereği … olmaları ise yine doğrudan tescil konusu yiyecekleri akla getirmeyeceği sonucuna varılmıştır.
Bununla birlikte … ibaresinin çekişmenin odağındaki peynirler yönünden bu ürünün bir türüne gönderme yaptığı/ürünü hatırlattığı söylenebilir. Ancak, bu türün ilgili tüketici tarafından kesin olarak algılanabilmesi için türün bir bütün olarak “… peynir” biçiminde ifade edilmesi gerekmektedir. Tarafların iddia veya savunmalarında yer alan bu hususun ortaya çıkması için … ibaresinin tek başına kullanımı yeterli olmayacaktır. Çünkü peynir ürünleri çok fazla çeşitliliğe (lor, kaşar, örgü, dil, ezine, küflü vs.) sahiptirler ve tek başına “…” ibaresinin yanında ürün çeşidini temsil eden “peynir” sözcüğü olmaksızın doğrudan bir peynir türünü ifade etmesi söz konusu olmayacaktır. Bu hususlar da dikkate alındığında taraf markaları arasında kavramsal olarak da benzerlik bulunduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Yukarıdaki değerlendirmeler ışığında, öncelikle SMK madde 5/1-ç kapsamında başvuru markasının önceden tescilli marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer olup olmadığı yönünden değerlendirildiğinde; davalı markasında yer alan “organik” ile oluşan farklılığın davacının redde mesnet 103490, 98/013222, 99/004781, 2000/04179, 2001/05921, 2011/110596, 2005/37670, 2009/04690, 2011/110675, 2011/110650, 2011/110645, 2011/110653, 2011/110657, 2011/110663, 2016/39889 tescil numaralı markalarından “ayniyet” derecesini düşürmeye yeterli olduğu, davacının markalarında yer alan renk, şekil ve ek unsurlar ile davalı markasındaki “organik” ibaresinin markaları birbirinden farklılaştırdığı, bu kapsamda mutlak tescil engelinin söz konusu olmayacağı, markaların bütünsel görünümlerine hâkim görünümün de birbiri ile aynı olmadığı, taraf markaları arasında ayniyet bulunmadığı gibi aynılık derecesinde benzerlik de bulunmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
İkinci olarak başvuru markasının daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile karıştırılma ihtimali bulunup bulunmadığı yönünden değerlendirildiğinde bütünsel inceleme ve değerlendirme sonucunda çekişme konusu 29. Sınıfta yer alan emtialar günlük hayatta çok tüketilen ve alıcısı geniş bir halk kitlesi olan yiyeceklere ilişkin olan gıda maddelerdir. Bu tür ürünler aynı veya yakın raflarda satışa sunulduklarından birbiri ile karıştırılması ve biri yerine diğerinin alınması her zaman için muhtemeldir. Zira ortalama tüketici normalde markayı bir bütün olarak algılar. Markanın farklı detaylarını analiz etmeye girişmez. Nitekim ortalama tüketicinin, sadece çok nadiren markaları doğrudan (yan yana koyarak) kıyaslama imkânı olduğu, fakat genellikle aklında kalan ve çok net olmayan imaj ya da silik resme güvenerek satın alma kararı verdiği dikkate alınmalıdır. İlişkili benzer olduğu tespit edilen ürünlerin tamamının hazır gıda tüketim malları olduğu, her kesimden, her meslekten, her yaştan ve her çeşit tüketicinin ortak ihtiyaçları arasında yer aldığı, sıklıkla tüketildiği, tüketicinin gıda ürünü veya atıştırmalık çikolata, gofret gibi ürünleri alırken gösterdiği özenin alelâde bir özen olduğu, tercihi etkileyen en önemli faktörün ürünün markasına aşina olunması, ürünü daha önce kullanıp memnun kalınması olduğudur. Dolayısıyla tüketici grubu başvuru markasını davacının yeni bir versiyonu, yeni bir çeşidi, hizmeti sanabilecek, iktisaden birbirine bağlı işletmelerden geldiğini düşünebilecek; taraf markalarının farklı kaynaktan geldiğini anlayamayabilecektir. Keza perakendecinin sattığı başkasına ait olan marka ile perakendecinin adı aynı ise tüketiciler tarafından bu markanın perakendeciye ait olduğu ve bir perakendeci markası olduğu anlaşılabilecektir. Dolayısıyla çekişme konusu 29. Sınıf malları bakımından taraf markalarının bıraktıkları genel izlenim itibariyle tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzer olduğu, benzer alıcı kitlesine hitap etmeleri, çağrışımlarının ve bir bütün olarak uyandırdıkları kanaatin aynı olacak şekilde markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma/benzerlik ihtimali bulunduğu sonucuna varılmıştır
SMK 6/2 Kapsamında Ticari Vekil veya Temsilci Yaptığı Başvuru Yönünden Değerlendirme
SMK 6/2 maddesi “Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.” hükmünü düzenlemiştir. Madde kapsamı dikkate alındığında davacı tarafından ne marka işlem dosyasında yapılan itiraz formlarının açıklamalarında ne de dava dilekçesi ve sair beyanlarında bu madde kapsamında vekil veya temsilcinin kim olduğu, aradaki ilişki ve ne tür işlem yaptığı yönünde bir iddiaya yer verilmediğinden değerlendirme yapılmamıştır.
Eskiye Dayalı Kullanım Yönünden Değerlendirme: Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir. Buna göre; bir markayı ihdas ve istimal eden kimse, o markanın gerçek sahibidir ve açıklayıcı etkiye sahip olan tescile karşı üstün ve öncelikli hak sağlamaktadır. Bu ilke uyarınca, bir işaret üzerinde önceye dayalı gerçek hak sahibi olanların itirazı üzerine maddede yazılı koşulların oluşması şartıyla, bu işaretin aynı veya benzeri olan işaretin başkası adına marka olarak tescil edilmesine karşı çıkma veya tescil edilmiş ise hükümsüzlüğünü talep etme hakkı bulunmaktadır. Bununla birlikte önceye dayalı gerçek hak sahipliği, tescil edilmiş bir markayı hükümsüz kıldırmadan, hak sahibine kendi markasını tescil ettirme hakkı vermeyecektir.
Tescilsiz markaya kanun ile sağlanan koruma hakkı, sadece tescilsiz markanın ilk kez kullanılması ile doğmaz. Aksine, bunun dışında markanın korunmasını haklı kılacak daha temel ve önemli bir sebep bulunmak zorundadır. Bu sebep, tescilsiz olarak kullanıla gelen markanın; belirli bir yer, bölge veya piyasada bilinir hale gelmiş olmasıdır. Yani hem Türk Patent ve Marka Kurumu uygulamasında hem Yargıtay içtihatlarında kabul edilmiş ve tescilsiz marka sahibinin “kendisinden sonra yapılan tescilleri engelleyebilmesi veya hükümsüzlük davası açarak haksız yapılmış tescilleri ortadan kaldırabilmesi için” tescilsiz markanın yoğun kullanımının kanıtlanması gerekmektedir.
Kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanma kavramının en temel unsuru işaretin ilgili tüketici kesimi tarafından marka olarak benimsenmesidir. Benimsenme ile kastedilen kullanıma konu işaretin ilgili tüketici çevresi tarafından teşebbüsün mal veya hizmetine işaret eden bir marka olarak algılanmasıdır. İlgili çevre, ibarenin kullanıldığı mal veya hizmetlerin mevcut ve potansiyel tüketicileri ile bu alanda mal veya hizmet üreten, sunan ve dağıtan diğer kişilerden oluşmaktadır. Bu yönüyle ayırt edici niteliğin toplumun tüm kesiminde değil ilgili çevrede kazanılmış olması da yeterli görülmektedir.
Somut olayda önceye dayalı kullanım hakkının değerlendirilmesinde, işaretin kullanıldığı coğrafi alan, kullanımın niteliği, süresi, işarete yapılan yatırımlar, işaretin pazar payı ve işaretten elde edilen ciro vb. hakkında olmalıdır. Sınırlı sayıda olmamakla birlikte markasal kullanıma ilişkin faturalar, sipariş formları, mali ve finansal tablolar, ticaret odalarının beyanları, medyaya yansıyan haberler, makaleler, reklam ve tanıtıma yönelik belgeler denetlenebilir olmaları kaydıyla delil olarak sunulabilmektedir. Söz konusu delillerin kullanımın yoğunluğu ve süresi ile etkilenen coğrafi alan, kullanımın süresi, pazar payı ve elde edilen ciro hakkında bilgi verebilir nitelikte ve sayıda olmalıdır. Bu kapsamda davacı yan tarafından marka işlem dosyasına ve dava dosyasına sunulan delillerin incelenmesi neticesinde “… organik” markasını tescilsiz olarak başvuru kapsamında yer alan mallarda ciddi ticari etki yaratacak düzeyde kullanıldığına yönelik delile rastlanılmadığı, sunulan delillerin tescilli markaları olan “… …” markalarını taşıdığı tespit edilmiştir. Netice itibariyle çekişme konusu markanın “organik …” ibaresinden oluştuğu, işbu markaya yönelik tescilsiz kullanıma yönelik gerçek hak sahipliğini ispata yarayan bir delilinin bulunmadığı, ileri sürülen kullanımların belirtildiği gibi tescilli marka kullanımları olduğu, dolayısıyla davacıların davalıdan daha önceki tarihlerde öncelik ve üstün hak sahibi olduğunun ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.
Davacının Fikri veya Kişilik Haklarının İhlal Edilip Edilmediği Yönünden Değerlendirme
Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi halinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir. Unvanın kullanıldığı yer tüketici algısı açısından önemlidir. Ürünler üzerinde, ilanlarda veya reklamlarda yer alacak kullanımların unvansal etki yanında markasal etki doğurma olasılığı yüksek olacaktır. Markasal kullanımdan söz edebilmek için kullanımın ürünler üzerinde olması zorunlu değildir. İlanlarda, kataloglarda, ticari belgelerde, ürünle bağlantılı olarak markasal etki doğuracak şekildeki tüm kullanımlar markasal kullanım oluşturur. Mevzuatta öngörülen koşulların varlığı halinde aynı veya benzer sınıflarda markasal bir kullanım olup olmadığına bakılmaksızın, başkaları tarafından yapılan marka başvurusuna itiraz edilebilir. Ancak tescilli ticaret unvanı ve işletme adına dayanılarak bir markaya itiraz edilebilmesi için işletmenin faaliyet konusu ile marka olarak tescil edilmek istenen işaretin kapsamındaki mal veya hizmetlerin aynı veya benzer olması gerekir.
Buna göre, ne marka işlem dosyasında ne de dava dosyasında davacının SMK 6/6 kapsamında hangi fikri veya kişilik hakkına dayandığı belirtilmediğinden bu konuda değerlendirme yapılmamıştır. Yine Marka işlem dosyasında yayına itiraz formunda tüm butonlar işaretlendiğinde SMK 6/7 ile 6/8. Maddelere ilişkin butonlar da işaretlenmiştir.
SMK 6/7. Maddesi “Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.” Hükmünü düzenlerken SMK 6/8. Maddesi Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.” Hükmünü düzenlemiştir. Buna göre davacı markalarının ortak veya garanti markası olmadığı; yine SMK 6/8 maddesi kapsamında yenilenmemiş bir markasına dayanmadığı, mesnet markalarının tescil sürelerinin devam ettiği anlaşılmıştır. Bu sebeple işbu maddelerin şartlarının somut olayda gerçekleşmediği tespit edilmiştir.
Tanınmışlık Hususunda Yapılan Değerlendirme
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay ışığında davacının dosyaya ve marka işlem dosyasına örnek olarak T/03334 tescil numaralı … … ibareli markasını, önceki tarihli Markalar Dairesi kararları, YİDK kararları ve mahkeme kararlarını, çeşitli yıllara ait faturalar, satış tutarlarını gösteren dokümanlar, pazarlama harcamaları, yatırımları gösterir gazete, dergi, panolardaki reklamlara ait görseller, marketlerde ürün tanıtımı yapıldığını gösterir dokümanlara ilişkin suretleri delil olarak gösterdiği anlaşılmıştır. Tanınmışlık iddiasının ispatı için sunulan deliller incelendiğinde markanın peynir ürünlerine özgü olduğu anlaşılmıştır. Bununla birlikte çekişme konusu olan malların içinde et ürünleri, bitkisel yağlar, konserveler, kuru yemişler, yumurtalar ve patates cipsleri gibi mallar bulunmaktadır. Belirtilen mallar doğrudan davacı markalarının tanınmış olduğu peynir ürünleri olmasa da aynı yerlerde satışa sunulmaları, reyonların birbirine son derece yakın olması karşısında belirtilen tanınmışlık düzeyinden kaynaklı olarak tescil engelinin oluşması söz konusu olabilecektir.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kabulüne, TÜRK PATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline, … sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2-TÜRK PATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline,
3-… sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
4-Alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü gösterilen 2.865,88 TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/11/2022
Katip …
¸

Hakim …
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.
Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 172,90.-TL
Posta Masrafı 392,98.-TL
Bilirkişi Ücreti 2.300,00.-TL
Toplam 2.865,88-TL