Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/118 E. 2022/300 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/118 Esas – 2022/300
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/118
KARAR NO : 2022/300

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 29/03/2022
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/09/2022
DAVA:
Davacı vekili 29/03/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … sayılı ve “….” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “… …” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, itirazın reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa 1960’lı yılların başında … tarafından Gaziantep’te 50 metrekarelik bir atölyede temelleri atılan … Grubu, ısmarlama ayakkabı üretimi yapmak üzere faaliyetlerine başladığını, 1985 yılında … Ayakkabıyı kuran …’ın burada ilk spor ayakkabısını üretmeye başladığını ve seri üretime geçtiğini, 1987 yılına gelindiğinde “…” markasının tescilini aldığını ve 1988 yılında ilk ihracatını gerçekleştirdiğini, Sonrasında …, Almanya’da bir tesis satın aldığını ve üretimine yurt dışında devam ettiğini, … Grup, halen tamamı tescilli olan …. vs. markalarını bünyesinde bulundurduğunu, Türkiye genelinde 230 adet “…” markası adı altında mağaza işlettiğini, Davacı firmanın tescilli markaları olan “…, ….. … şekil” markalarının tanınmış marka olup tescilinin tüm sınıflarda korunması gerektiğini, …, Türkiye’de tum sektörlerde tanınmış bir marka olup en çok satılan spor ürünleri markalarından biri olduğunu, Davalılardan … Ayakkabıcılık İnşaat Tekstil Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin, Türk Patent ve Marka Kurumu’na 28.12.2020 tarihinde … başvuru numarası ile başvuruda bulunmak sureti ile “… …” markasını 25. ve 35. sınıfta tescil ettirmek istediğini, Davalının markasının davacı markasına ayniyet derecesinde benzediğini, Davalının, ürünlerinde kullanmış olduğu X harfinin tasarımının, davacının kullanmış olduğu X tasarımına bire bir benzemekte olup bu durumun, tüketici nezdinde iki markanın karıştırılmasına neden olduğunu belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararın iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “… …” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; YİDK tarafından alınan kararın usule ve hukuka uygun olduğunu beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin 1996 yılından bu yana ayakkabıcılık sektöründe faaliyet gösteren Türkiye genelinde ayakkabı sektöründe tanınan bir firma olduğunu, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, şekil ve sözcük karışımından oluşan markalarda sözcüğün baskın ve öne çıkan unsur olduğunu, davacı markalarında yer alan X harfi ile davalı markasında yer alan X harfinin aynı olmadığını, ayrıca davalının logosu ile davacı tarafın logosunun renklerinin de farklı olduğunu, davalı tarafın kötü niyetli olmadığını, davacının bu iddialarının mesnetsiz olduğunu, davacının ülke genelinde tanınmış marka oluşunun X şeklini yahut harfini tekeli altına aldığı anlamına gelmediğini, X şeklini kullanan aynı sektörde birçok ayakkabı firması olduğunu, davalı markasının kelime, şekil ve grafik unsurları ile davacı markalarından farklı olduğunu, davalı şirketin kötü niyetli olduğu yönündeki iddiaların gerçek dışı olduğunu, YİDK kararının emsal Yargıtay içtihatlarına uygun olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava davalı başvurusu olan … sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak TÜRKPATENT tarafından alınan … sayılı kararın iptali ve hükümsüzlük istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 09/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 29/03/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 22/08/2022 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…Dava konusu marka ile davacının itiraza mesnet markalarının aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer işaretler olmadığı, taraf markalarının benzer olmadığı, dava konusu mal ve hizmetler yönünden markalar arasında iltibas ihtimalinin ve tescil engelinin bulunmadığı, davalının “X” ibaresini markasında kullanmasının sonraki başvurunun tescili nedeniyle haksız bir yararın sağlanması, Tanınmış markanın itibarının zarar görmesi, tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi durumlarından birisine sebebiyet vermeyeceği, …” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun … başvuru numaralı “… …” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 25, 35.sınıftaki “25 Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. 35. Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler. Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler. Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar. Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları. Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) ” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise … sayılı ve “…” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 02, 03, 05, 07, 08, 09, 10, 12, 14, 15, 16, 18, 21, 24, 25, 27, 28, 32, 33, 35, 36, 38, 40, 41, 42, 43, 44, 45.sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, somut olayda taraf markalarının kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin aynı veya aynı tür olduğu anlaşılmıştır. Bununla birlikte davacının itiraza mesnet markasında yer alan belirli malların perakendeciliği hizmetleri ile davalı markasının kapsamında yer alan malların benzer olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmiştir. Belirli malların perakendeciliğine yönelik hizmetler, söz konusu mallarla (düşük derecede) benzer niteliktedir. Davacının itiraza mesnet markası kapsamında yer alan 25. sınıf mallarının perakendeciliği hizmetleri ile davalı markası kapsamında 25. Sınıfta yer alan mallar arasında ise düşük derecede benzerlik bulunmaktadır sonucuna varılmıştır.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “… …” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak ve dava dilekçesinde bahsi geçen markaların standart karekterle yazılı “…. ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Görsel Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme
Dava konusu marka, siyah zemin üzerine … ibaresi, bu ibarenin sol tarafında X harfi, altında ise yine beyaz renkte küçük harf ve puntolarla “…” ibarelerinden oluşmaktadır. Davacının itiraza gerekçe markaları ise, figüratif şekilde oluşturulmuş tek başına X harfinden, X harfi ile birlikte …, running, training, comfort ibarelerinden ya da … kelimesinin esaslı unsur olduğu yanına şekil veya kelime unsurlarından oluşmaktadır. Dava konusu marka ve itiraz gerekçesi markalar ortak X harfi/şekli içerseler de, davalı markasında siyah zemin üzerine beyaz renkte yer alan ”…” ibaresi markanın öne çıkan baskın unsurudur. Davalı markasında … ibaresinin solunda yer alan X harfinin içi siyah ve dış çerçevesi beyaz renktedir. Davacı markalarının bir kısmı figüratif şekilde oluşturulmuş X harfinden bir kısmı ise … ibaresinden oluşmaktadır. Davalı markasında yer alan … ibaresi, figürü, renk unsuru ve markanın bir bütün halinde bıraktığı görsel izlenim dikkate alındığında; markaların görsel olarak birbirlerinden yeteri derecede farklılaştığı, markalar arasında görsel olarak benzerlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
İşitsel Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme
İşitsel benzerlik, kelime markaları telaffuz edilirken ortaya çıkan benzerlik halidir. Özellikle, siparişle veya sözlü olarak temin edilen mal ve hizmetlerde işitsel benzerlik daha büyük öneme sahiptir. Kelimenin işitsel karakteri analiz edilirken, sesli harflere ve dizilim biçimlerine, sessiz harflere göre daha büyük önem atfedilmelidir. Taraf markalarının kelime sayısı, markanın ilk kelimesi ve harflerin dizilimi dikkate alındığında; ortak olarak yalnızca X harfinin yer almasının markalar arasında işitsel benzerliğe yol açmayacağı kanaatine varılmıştır.
Anlamsal Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme
Anlamsal benzerlik, kelime veya şekil markalarının tekabül ettikleri anlam veya kavramlar bakımından ayniyet veya benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar. Dava konusu marka X şekli ile birlikte … ve “…” kelimelerinin birleştirilmesiyle oluşturulmuştur. Yapılan araştırmada … ibaresinin dilimizde ya da başka dillerde herhangi anlamı olmadığı tespit edilmiştir. Davacının itiraz gerekçesi markaları yoğun olarak … ibaresinden oluşmakta olup; markalar karşılaştırıldığında yalnızca tek bir harfin (X harfinin) ortak olduğu tespit edildiğinden; taraf markalarında anlamsal benzerlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda ifade edilen görsel, işitsel ve anlamsal unsurların her biri 6769 Sayılı SMK’nın aramış olduğu ve doktrinde kabul gören markanın bir bütün olarak tüketicide bıraktığı genel intiba değerlendirmesine katkı yapan unsurlardır. Sadece bazı harflerin veya kelimelerin ortak olması, markaların genel izlenim açısından benzer olduklarını söylemek için yeterli değildir; markaların hangi mal ve / veya hizmetler üzerinde kullanılacağı, hangi tüketiciye yönelik olduğu, marka ibarelerinin özgün niteliği ve ayırt ediciliği gibi birçok etken genel izlenim üzerinde etkilidir. “Karıştırma olasılığı, davanın tüm koşulları dikkate alınarak geniş çaplı olarak değerlendirilmelidir. Karıştırılma olasılığı ilişkili faktörler arasında bazı karşılıklı bağlılıklar olması ve özellikle markalar ve mal ve hizmetler arasında benzerlik olması anlamına gelir. Buna bağlı olarak, mal ve hizmetlerin düşük dereceli benzerliği, markaların yüksek benzerliği ile karşılanabilir; tersi de doğrudur. Ayrıca önceki markanın daha yüksek ayırt ediciliği olması, karıştırılma riskini artırır. Yüksek ayırt edici karakteri olan markalar, ya kendi başlarına ya da piyasadaki itibarları nedeniyle daha düşük ayırt edici karakteri olan markalardan daha geniş bir korumadan yararlanırlar.
Davacı vekili markanın kullanımına ilişkin çeşitli fotoğraflar sunmuşsa da; içtihatlar ışığında karşılaştırma, markaların tek başına yahut başka unsurlarla birlikte kullanılıp kullanılmadığına bakılmaksızın tescil edildiği veya başvurusunun yapıldığı halleri dikkate alınarak yapılır. Dosya kapsamının incelenmesinde; davacı tarafından X harfinin davacı şirket ile özdeşleştiği, firmanın çok uzun süredir yüksek bütçeli reklam, promosyon ve diğer tanıtım faaliyetlerinde bulunduğunu ve bu faaliyetlerini her yıl artırdığını beyan etmişse de; figüratif bir şekilde oluşturulmuş X ibaresinin tanınmış olduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belgeyi dosyaya ibraz etmemiştir. Davacıya ait … markasının yapılmış olan reklam ve tanıtımlarla özellikle ayakkabı sektöründe tanınmış olduğu değerlendirilmiştir.
AB Adalet Divanı’nın …” kararının 22. paragrafında belirtildiği üzere; “ulusal mahkeme, bir markanın ayırt edici karakterini ve bu ayırt ediciliğin yüksek olup olmadığı değerlendirirken, söz konusu markanın tescile konu malları veya hizmetleri belirli bir işletmeden gelen mallar veya hizmetler olarak gösterebilme ve bu yolla diğer işletmelerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlama yeterliliğini bütünsel olarak incelemelidir.” Belirtilen ilke çerçevesinde, zayıf bir markanın, pazar içerisinde asli işlevini yerine getirebilme potansiyeli daha düşük olduğundan, ayırt edici niteliği bulunmayan veya ayırt edici gücü zayıf olan bileşenleri dikkate alınarak, zayıf markaların koruma kapsamı daha dar olmaktadır.
Ana esaslar bu şekilde belirlendikten sonra, ilk olarak markaların ortak olarak içerdikleri unsurun ayırt edici niteliğinin düşük olması haline ilişkin ilkeler sayılmıştır: Eğer markalar ayırt edici niteliği düşük olan bir unsuru ortak olarak içeriyorsa, karıştırılma olasılığı değerlendirmesi, ortak olmayan unsurların markanın bütünsel olarak oluşturduğu izlenime etkisi hususuna odaklanacaktır. Değerlendirmede, ortak olmayan unsurların benzerlikleri – farklılıkları ve ayırt edici nitelikleri dikkate alınacaktır. Ayırt edici niteliği düşük bir unsurun markalarda ortak olarak yer alması, olağan şartlarda karıştırılma ihtimaline yol açmayacaktır.
Her iki markada ortak olarak “X” ibaresi bulunmaktadır. Taraf markalarında ortak olan tek unsur X ibaresi olup; markalar kelime, renk ve işaretlerin konumlandırılması açısından farklıdır. İki markanın ortak unsuru olan X ibaresinin ayırt edici gücü düşüktür. Bununla birlikte davacının itiraza mesnet markalarında X ibaresi istikrar kazanmış bir karakterle tescil edilmediği, bazı tescilli markalarında sol alt köşesi sivri ve daha kavisli, bazı markalarında sağ üst köşesi sivri ve daha kavisli, bazı markalarında x harfinin iki kesit halinde olduğu, bazı markalarda ise içi boş X harfi şeklinde olduğu görülmektedir. Davacının tescilli markaları ile davalı markasında yer alan X ibaresinin figüratif olarak birbirine benzemediği, yukarıda açıklandığı üzere davacının farklı karakterize şekilde X ibaresini tescil ettirdiği, davalı markasında yer alan X ibaresinin ise dış çizgileri beyaz renkte iki yatay çizgi ve bir dikey çizgiden oluşmaktadır. Taraf markalarının bütünsel olarak şekil ve kelime unsurları göz önüne alındığında biçimsel olarak birbirlerinden farklılaştığı görülmektedir. Aynı zamanda davacının tanınmış markası olduğu bilinen … ibaresinin markalarında lider marka/çatı marka konumunda kullanıldığı bilinmektedir. Taraf markaların bireysel olarak birbirlerinden anlamsal, görsel, işitsel ve biçimsel olarak farklılaştığı ve bu durumun markaların ortalama tüketici nezdinde birbirlerinden ayırt edilebilecek şekilde uzaklaştırmaya yeterli olduğu değerlendirilmiştir. Ayrıca Öztek’in de belirttiği gibi; zayıf bir ibareyi marka olarak tercih eden kimse bunun da sonuçlarına katlanmak, yani o markanın normalde iltibas teşkil edebilecek başkası tarafından kullanılmasına tahammül etmek zorundadır.
Sonuç olarak, taraf markalarının başvuru kapsamında yer alan mal ve hizmetler açısından SMK 6/1 kapsamında işitsel, görsel ve genel izlenim itibariyle karıştırılma riski bulunacak düzeyde benzer olmadıkları değerlendirilmiştir.
Tanınmışlık Hususunda Yapılan Değerlendirme
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığından, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Kötü Niyet Hususunda Yapılan Değerlendirme
Somut olayda, davalı şirket tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamakla ve markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1-5-9 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.29/09/2022