Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/95 E. 2021/374 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/95
KARAR NO : 2021/374

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 22/03/2021
KARAR TARİHİ : 04/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/11/2021
DAVA:
Davacı vekili 22/03/2021 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … Sayılı ve “k….” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…com+şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, 2019/91961 kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkilinin … uyduları ve diğer uydular üzerinden her türlü uydu haberleşmesini gerçekleştiren Dünya’nın önde gelen uydu operatörlerinden biri olduğunu, ulusal egemenlik kapsamındaki uydu yörünge pozisyonlarının haklarına, yönetimine ve işletme yetkisine sahip olan müvekkilinin, ulusal ve uluslararası uydu operatörlerine ait uydular üzerinden haberleşme altyapısını kurma, işletme ve ticarî faaliyette bulunma görevlerini yerine getirdiğini, “KABLO” ibaresinin refleks olarak algılanan marka haline geldiğini, toplumda ulaştığı tanınmışlığın yüksek olduğunu, davaya konu markada bulunan “.com”, “fiyat”, “listesi” vb. kelimelerin markaya herhangi bir ayırt edicilik katmadığını, markalar arasında benzerlik bulunduğunu, “KABLO” anahtar sözcüğü ile yapılan aramalarda ilk sırada müvekkilinin çıktığını, müvekkilinin 09. sınıftaki mallarının üretim ve satışını yaptığını, davaya konu markada bu malların satışına ilişkin hizmetin bulunduğunu, müvekkilinin, İnternet Servis Sağlayıcıları ve Dijital Platform kategorilerinde 2019 yılında da 1. sırada yer aldığını, müvekkili markalarının tanınmış markalar olduğunu, davaya konu markanın tescili halinde müvekkilinin markalarını çağrıştıracağını, ayırt edicilik niteliğine zarar vereceğini, markaların tanınmışlığından haksız şekilde yararlanılacağını belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararın iptali ile dava konusu 2019/91961 başvuru numaralı “…com+şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu YİDK kararının yerinde olduğunu, YİDK kararının hukuka uygun olduğunu, dava konusu markanın bir bütün olarak anlam ifade ettiğini ve SMK 5/1-(a) (b) (c) maddeleri uyarınca red koşullarının oluşmadığını, davaya konu marka başvurusu ile davacı adına kayıtlı itiraza mesnet markaların incelemesinde ortak unsurun “kablo” ibaresi olduğunu, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak başkaca ortak unsur bulunmadığını, TDK sözlüğünde yapılan incelemede kablo ibaresinin “Elektrik akımı iletiminde kullanılan ve yalıtkan bir madde ile sarılı bulunan metal tel’’ anlamını taşıdığını, ulaşım, iletişim, haberleşme, elektrik gibi alanlarda, ticari alanda ve günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir ibare olduğunu, davacı tarafından yaratılmış, fantezi bir ibare olmadığını, markaların karşılaştırılmasında bütünsel karşılaştırmanın esas olması hususu dikkate alındığında dava konusu markada “kablo” ibaresine vurgu yapılmadığını, “z kablokablofiyatlistesi.com türkiye’nin en büyük kablo merkezi…” ibareli markaya yeterli ayırt ediciliği katıldığını ve davacı markasından uzaklaşıldığını, markaların görsel, fonetik ve kavramsal olarak farklı olduğunu, markaların benzer olmaması karşısında tanınmışlık sebebiyle red koşullarının da oluşmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı şahıs vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kablo satışı yapmadığını, kendilerini yalnızca kablo satışı yaptığını, hitap ettikleri kitlenin farklı olduğunu, websitesinden de görüleceği üzere kablo üreticilerinin güncel kablo bilgilerini ve fiyatlarını paylaşmakta olduklarını, davacı ile rekabet yaratacak ortak bir ürün, marka veya hizmetlerinin bulunmamakta olduğunu, 2019’dan bu yana kablo alış ve satışı yapmakta olduklarını, aynı isimli sosyal medya hesapları ve internet alan adının bulunduğunu ve yoğun şekilde kullandıklarını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şahsa ait 2019/91961 sayılı “…com+şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 02/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 22/03/2021 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 04/10/2021 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “… davaya konu markanın SMK 5/1 (a), (b) ve (c) fıkraları bakımından tescil engeli bulunmadığı, davaya konu markaların SMK 6/1. Madde bağlamında iltibasa sebebiyet verecek ölçüde benzer olmadıkları, 6769 Sayılı SMK’nın 6/5. Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda: “KABLO” ibaresinin çekime konusu hizmetler açısından tanınmışlığından bahsedilemeyecek olması karşısında davacı markalarının ayırt ediciliğinin düşebileceği, marka itibarından haksız şekilde yararlanılabileceğine ilişkin heyetimizde bir kanaat oluşmamış olup maddenin uygulama şartlarının oluşmadığı…” ifade edilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davacıya ait … Sayılı ve “….” ibareli markalarının, davalının 2019/91961 sayılı ve “…com+şekil” ibareli başvurusu yönünden SMK’nun 5/1-a,b,c, 6/1, 6/5, 6/9 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen 2019/91961 sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davalı şahsın 27/09/2019 tarihinde “…com” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 35. sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davacının … Sayılı ve “….” ibareli markaları ile benzerlik arz ettiğinden ve tanınmışlık iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun 2019/91961 sayılı “…com” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 35.sınıftaki mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise … Sayılı ve “….” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 09, 16, 35, 37, 38, 41, 42. Sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki 35. sınıftaki ” Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Elektrik için olmayan madeni kablolar, teller. Metalden havalandırma, ısıtma, kanalizasyon, telefon, yeraltı elektrik ve iklimlendirme tesisatları için havalandırma kanalları, menfezler, menfez kapakları, bacalar, baca şapkaları, menhol (baca) kapakları, ızgaralar. Bilim, denizcilik, topoğrafya, meteoroloji, sanayide ve laboratuvarda kullanım amaçlı olanlar dahil ölçme aletleri, cihazları: tıbbi amaçlı olmayan termometreler, barometreler, ampermetreler, voltmetreler, nem ölçerler, test cihazları, teleskoplar, periskoplar, pusulalar; taşıt göstergeleri; laboratuvarlarda kullanılan malzemeler: mikroskoplar, büyüteçler, dürbünler, deney malzeme ve cihazları.Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü-tablet bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar (akıllı saatler, bileklikler, başat ak ılan cihazlar), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları: cep telefonları ve bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri.Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri.Antenler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçaları.Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri. Makine ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yarı iletkenler, elektronik devreler, entegreler, yongalar (çipler), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar, saptırıcılar; elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar (sensörler). Birim zamandaki tüketim miktarını ölçen sayaçlar ve zaman ayarlayıcıları.Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar.Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları. Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları: fişler, buatlar, anahtarlar, şalterler, sigortalar, balastlar, starterler, elektrik panoları, rezistanslar, soketler, transformatörler, adaptörler, şarj cihazları, elektrik, elektronikte kullanılan kablolar, piller, aküler, elektrik enerjisi üretimi için güneş panelleri.Ana fonksiyonu uyarı ve alarm olan cihazlar (taşıt alarmları hariç), elektrikli ziller.Trafikte kullanım amaçlı sinyalizasyon, işaretle bildirme cihazları ve araçları.Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil).Radarlar, denizaltı radarları (sonarlar), gece görüşü sağlayıcı veya arttırıcı aletler ve cihazlar.Dekoratif mıknatıslar. Metronomlar. Aydınlatma cihazları (taşıtlar, iç ve dış mekanlar için aydınlatma armatürleri).Katı, sıvı, gaz yakıtlı ve elektrikli ısıtma amaçlı cihazlar: kombiler, boylerler, kaloriferler petekleri, eşanjörler, sobalar, kuzineler; güneş enerjisi kollektörleri.Buhar, gaz ve sis (duman) üreteçleri (jeneratörleri): buhar jeneratörleri (kazanları), asetilen jeneratörleri, oksijen jeneratörleri, nitrojen jeneratörleri.İklimlendirme ve havalandırma cihazları. Müzik aletleri ve kutuları Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler.Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri.Matbaa ve ciltleme malzemeleri.Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar.Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçıla r için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları.Büro makineleri.Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar.Kauçuk, gütaperka, lastik, amyant (asbest), mika veya bunlardan mamul toz, levha, çubuk ve folyo halinde yarı mamul sentetik malzemeler.Yalıtım, dolgu ve tıkama malzemeleri: yalıtım amaçlı kullanılan boyalar, yalıtım için kumaşlar, yalıtım amaçlı bantlar, yalı tım için örtüler, derz dolguları, contalar, o-ringler (motor, silindir contaları ve musluklar için contalar hariç). Lastikten, plastikten veya kauçuktan mamul bükülebilir borular, hortumlar (taşıtlar için kullanılanlar dahil), boru kılıf ve rakorları; tekstilden hortumlar, madeni olmayan boru kılıfları ve rakorları, hortum rakorları, taşıtlar için radyatör hortumları (yangın hortumları hariç). mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)”mallar ve hizmetlerin davacının itiraza mesnet markaları ile aynı/aynı tür/benzer oldukları tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…com” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı “….” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Davaya konu marka başvurusu, beyaz zemin üzerine solda “LAN” kablosu şekli ile, sağda kırmızı renkle “kablo” ve altında “fiyat listesi.com” ibareleri ve bunların altında küçük puntolarla ve italik şekilde yazılmış “Türkiye’nin en büyük kablo merkezi. “Z Kablo” ibarelerinden oluşan, yazım biçimi ve kompoze tarzıyla kompozisyon bir marka olduğu tespit edilmiştir. Markada bulunan şekil unsuru ve “fiyat listesi.com” ibareleri her ne kadar tek tek bakıldığında ayırt ediciliği yüksek ibareler olmasa da CJEU’nun “Babydry”, “Postkantoor”, “Doublemint”, “Biomild” kararları ile Yargıtay’ın “Juice Plus +” ve “Computer Bild” kararlarında da ifade edildiği üzere markadaki unsurların tek tek değil bir bütün olarak olarak incelemeye alınması kuralı gereği ve “KABLO” ibaresinin tek başına yüksek ayırt ediciliğinden bahsedilemeyecek olması karşısında markanın bir bütün olarak esaslı unsur niteliğinde olduğu kanaatine varılmıştır. Davacıya ait itiraza mesnet markalar ele alınmış olup markaların büyük çoğunluğunun “Kablo+şekil” şeklini ihtiva ettiği, anılan şekilde “blo” şekli ile gülen yüz figürünün oluşturulduğu anılan işaretin davacı markalarını sair markalardan ayırt etme noktasında önemli bir unsur olduğu, sair markalarda uydu şekilli işaretinin bulunduğu, yine bir kısım markalarda “…” ibaresinin de bulunduğu, markaların “KABLO” kelimesi çerçevesinde yaratılan seri markalar olduğu görülmüş olup markaların esaslı unsurunun “KABLO” kelimesi olduğu kanaatine varılmıştır.
Benzerlik kavramsal ve görsel, işitsel açıdan değerlendirilir. Markaların benzerliği değerlendirilirken markanın arkasındaki fikir üzerinde de durulmalıdır. OHIM itiraz kılavuzunun markaların mukayesesi kısmında da ifade edildiği üzere bir manası olan markaların kavramsal mukayesesinde ifade bir bütün halinde ele alınmalı tek tek sözcükler üzerinde durulmamalıdır. İki marka arasındaki benzerlik değerlendirmesi, karma markanın sadece bir unsuru alınarak diğer bir markayla karşılaştırılmasından daha fazla anlam taşır. Ancak belli şartlarda bir karma markanın ilgili tüketiciye ilettiği genel izlenimin, markanın bir veya daha fazla unsurunun hâkimiyeti ile sağlanmadığı anlamına gelmez. Bilindiği üzere önceki markanın tek ve baskın unsurunun, bir bütün olarak sonraki markada da yer alması halinde, işaretlerin kısmen aynı oldukları ve ilgili tüketicide bu doğrultuda bir etki bırakacağı kabul edilmektedir. Buna göre; asıl unsuru markanın bütünü itibarıyla bıraktığı izlenim, tümüne hâkim olan görünüş ve ayrıcalığını vurgulayan imajda aramak lazımdır. Tespit edilen asıl unsur sözcükten ibaret ise markalarda ortak olarak kullanılan kök kelime ve başvuru sahibinin varsa ilave ettiği ekler belirlenmelidir. Son olarak başvuru sahibinin markasındaki mevcut eklentinin başlı başına ayırt edicilik vasfının olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Dolayısıyla iltibas ihtimalinin varlığı için önemli olan, önceki markanın, sonraki marka içerisindeki kullanımında bağımsız ayırt edici karakterini koruyup korumadığıdır.
Görsel Benzerlik Alanında Değerlendirme
Taraf markalarının benzer olup olmadığının değerlendirilmesinde, yapılacak olan ilk değerlendirme, karıştırmaya konu markalar arasında görsel bir benzerliğin bulunup bulunmadığıdır. Söz konusu benzerlik, taraf markalarını oluşturan harflerin, sözcüklerin, sloganların, resim, logo, grafik ve benzeri diğer şekli unsurların aynı ya da benzer olması şeklinde kendisini göstermektedir. Bu kapsamda somut uyuşmazlık ele alındığında; davaya konu marka başvurusunda ön plana çıkan unsurun bir bütün olarak “…com+şekil” işareti olması, davacıya ait itiraza mesnet markaların esaslı unsurunun “KABLO” ibaresi olması, markaların tertip biçimlerinin farklı olması, davaya konu markada “KABLO” ibaresinin ön plana çıkartılmış olmaması, anılan ibarenin davacının faaliyet gösterdiği genel çerçevede haberleşme hizmetleri haricinde yüksek ayırt ediciliğinden bahsedilemeyecek olması karşısında markaların görsel olarak benzer olmadığı kanaatine varılmıştır.
Anlamsal Benzerlik Alanında Değerlendirme
Bilindiği üzere işaretler arasında kavramsal benzerlik bulunması da markanın tescil edilmesine engel hallerden biridir. Kavramsal benzerlik, tek tek sözcükler değil bir bütün halinde markaların tekabül ettikleri anlam bakımından ayniyet veya benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar. Açıklanan bu hususlar kapsamında somut olaya bakıldığında; davaya konu markalarda ortak olan ve davacının benzerlik iddiasının temelini oluşturan “KABLO” ibaresinin Türk Dil Kurumu güncel Türkçe sözlüğündeki karşılığı “elektrik akımı iletiminde kullanılan ve yalıtkan bir madde ile sarılı bulunan metal tel” şeklindedir. Davacıya ait markalarda anılan ibare tek yahut yanına eklenen ibarelerle kullanılmakta olup davacı tarafından dosyaya sunulan belgelerin incelenmesi sonucunda uydu yayıncılığının kablo ile iletilmesi anlamında kullanıldığı, davaya konu marka başvurusunda ise 3. Kişiler tarafından fiziken üretilen kablo emtialarının fiyatlarının kıyaslanması ve toptan satışı anlamında kullanıldığı tespit edilmekle markaların kavramsal olarak benzer olmadıkları kanaatine varılmıştır.
İşitsel Benzerlik Alanında Değerlendirme
İşitsel benzerlik, markaların telaffuzları nedeniyle kulakta bıraktıkları sesle ifade olunmaktadır. Bu başlık altında yapılacak inceleme özellikle ses ve sözcük markaları bakımından önem arz etmektedir. Zira kimi durumlarda bir marka görsel olarak bir diğerinden farklı olsa dahi tüketicinin kulağında kalan imaj yine de aynı/benzer olabilmektedir. Yukarıda açıklanan hususlar kapsamında somut uyuşmazlığa bakıldığında; markaların sair unsurlar içermesi, davaya konu markanın bir bütün olarak anlam ifade etmesi ve sair unsurların arka plana atılmış olmaması karşısında taraf markalarının sesçil benzerlik taşımadığı kanaatine varılmıştır.
Somut uyuşmazlığa bakıldığında davaya konu marka başvurusunda bulunan çekişme konusu hizmetler hemen herkese hitap eden hizmetler olup hitap ettiği tüketici kitlesinin ortalama dikkat seviyesine sahip olduğu kanaatine varılmıştır. Yine bu noktada değinilmesi gereken bir diğer husus ortak unsurun ayırt edici olmaması yahut düşük ayırt edici olması durumudur. Bilindiği üzere bu konu gerek yurtdışı uygulamasında gerekse de ülkemizdeki uygulamada sıklıkla karşılaşılan bir problem olup bu kapsamda AB Üyesi ülke marka ofisleri EUIPO eşgüdümüyle bir araya gelerek Ekim 2014 tarihinde bu konuda incelemenin nasıl yapılacağı konusunda kıstasların belirlendiği “Ayırt Edici Olmayan veya Zayıf Bileşenlerin Karıştırılma Olasılığına Etkisi” başlıklı bir Ortak Bildirge yayımlanmıştır. Bu metin günümüzde ülkemiz mahkemeleri ve TÜRKPATENT tarafından da referans olarak uygulanmaktadır. Buna göre; karıştırılma ihtimalini değerlendirirken önceki markanın ayırt ediciliği bir bütün olarak değerlendirilir. Ortak unsurlara öncelik verilerek, önceki markanın ve sonraki markanın tüm bileşenlerinin ayırt edici nitelikleri değerlendirilir. Bununla birlikte, önceden mevcut olan markanın ayırt ediciliği bir bütün olarak ele alınırken, C196/11P, F1-LIVE kararı uyarınca, karıştırılma ihtimali değerlendirilirken önceden tescil edilmiş markaların geçerliliğinin sorgulanamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle, bir topluluk markasının tesciline itirazın dayanağı olan önceden mevcut bir markanın belirli derecede ayırt ediciliğinin olduğunun kabul edilmesi gereklidir. Eğer markalar ayırt edici niteliği düşük olan bir unsuru ortak olarak içeriyorsa, karıştırılma olasılığı değerlendirmesi, ortak olmayan unsurların markanın bütünsel olarak oluşturduğu izlenime etkisi hususuna odaklanacaktır. Değerlendirmede, ortak olmayan unsurların benzerlikleri – farklılıkları ve ayırt edici nitelikleri dikkate alınacaktır. Ayırt edici niteliği düşük bir unsurun markalarda ortak olarak yer alması, olağan şartlarda karıştırılma ihtimaline yol açmayacaktır. Bununla birlikte karıştırılma ihtimali takip eden durumlarda ortaya çıkabilir: Markanın diğer bileşenleri de düşük ya da daha düşük derecede ayırt edici niteliğe sahiptir veya diğer bileşenler görsel izlenimde önemsizdir ve markaların bütün olarak ortaya çıkardıkları izlenim benzerdir. Markaların bütün olarak oluşturdukları izlenim aynıdır veya yüksek derecede benzerdir. Tüm bu açıklamalar kapsamında somut uyuşmazlık ele alınacak olursa, davaya konu markaların görsel, sesçil ve kavramsal olarak farklı olması, “KABLO” ibaresinin sektörde pek çok kişi tarafından kullanılagelmesi, anılan ibarenin yaratım/fantezi bir kelime olmaması karşısında taraf markaları arasında SMK 6/1. Madde bağlamında iltibas ihtimali bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 5/1-a Maddesi Kapsamında Değerlendirme
Madde 5- (1) Aşağıda belirtilen işaretler, marka olarak tescil edilmez:
a) 4 üncü madde kapsamında marka olamayacak işaretler. Mezkûr madde atfıyla 4. Maddeye bakıldığında, anılan madde uyarınca marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir. Bu kapsamda bakıldığında SMK 5/1-a uyarınca, mutlak red nedeni olacak hallerin “ayırt edici olmayan işaretler” ve “marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olmayan işaretler” olduğu söylenebilecektir. Markanın en temel fonksiyonu kaynak gösterme fonksiyonu olup asgari düzeyde dahi bunu karşılayamayan yahut sicilde gösterilebilmesi mümkün olmayan işaretler bu fıkra kapsamında marka olamayacaktır. Bu doğrultuda somut uyuşmazlığa bakıldığında, davaya konu markanın “…com” ibaresinden oluştuğu, markanın renk, şekil ve kelime kompozisyonundan oluşması yani asgari düzeyin üzerinde bir ayırt edicilik bulunması, sicilde gösterilebilir şekilde somutlaşması karşısında SMK 5/1-a maddesinin uygulama şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 5/1-b Maddesi Kapsamında Değerlendirme
Madde 5- (1) Aşağıda belirtilen işaretler, marka olarak tescil edilmez:
b) Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler. Madde metninde geçen ayırt edicilik, “somut ayırt edicilik” tir. Somut ayırt edicilik ise, tescil ettirilmek istenen mal veya hizmete göre bir değerlendirme yapılmasını zorunlu kılar. SMK’nın 5/ 1-b maddesinde geçen herhangi bir ayırt ediciliğe sahip olmayan işaretlerden kasıt, madde gerekçesine göre, hiçbir ayırt ediciliğe sahip olmayan dolayısıyla tüketiciler tarafından marka olarak algılanmayacak işaretlerdir. Bu bentte geçen “herhangi bir ayırt ediciliğe sahip olmama” durumu, maddenin (a) bendinde düzenlenen “dördüncü madde kapsamında marka olamayacak işaretler” den farklıdır. Zira dördüncü madde kapsamına giren işaretlerin, tescil ettirilmek istenen sınıftaki mal veya hizmetlere bakmaya bile gerek olmaksızın hiç marka olma şansları yoktur. Sözgelimi bir A4 sayfa dolusu yazıdan oluşan bir düz yazının minimum derecede de olsa ayırt ediciliği özelliği bulunmadığından, tescil ettirilmek istenen mal veya hizmete bile bakmaksızın marka olarak tescil edilemeyeceği söylenebilir. Burada, tescil istenen mal veya hizmetlere bakmaya gerek dahi yoktur. Oysa (b) bendinde yer alan “herhangi bir ayırt ediciliğe sahip olmama” durumunda, tescil ettirilmek istenen mal ya da hizmet bakımından, ortalama tüketicilerin bu işareti marka olarak görmeyecek olmaları söz konusudur ve bu gibi işaretlerin, kullanım yoluyla ayırt edicilik kazanmak suretiyle de olsa ayırt edicilik kazanma ve dolayısıyla da marka olabilme olasılığı vardır. Bu kapsamda somut uyuşmazlık ele alındığında, davaya konu “…com” ibareli marka belirli bir kompozisyon ve fikri yaratım kapsamında şekillenmiş olup belirli bir seviyede markasal algı yarattığı sonucuna varılmıştır. Anılan sebeple SMK 5/1-b maddesinin uygulama koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 5/1-c Maddesi Kapsamında Değerlendirme
Madde 5- (1) Aşağıda belirtilen işaretler, marka olarak tescil edilmez:
c) Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler. Başvuruya konu işaretin tanımlayıcı olup olmadığı araştırılırken işaretin ihtiva ettiği tüm unsurlar ile bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu gerekliliğin arkasında yatan neden, ortalama tüketicilerin gündelik hayatta karşılaştıkları markaları parçalara bölerek inceleme yapmasından ziyade markaları bir bütün olarak algılaması gerçeğine dayanmaktadır. Bir işaretin ayırt edicilik karakteri, tüketicinin marka üzerinde uzun uzadıya düşünerek ulaşacağı sonuca göre değil, markayı gördüğü ilk anda ve derhal gösterdiği tepki dikkate alınarak değerlendirilmelidir. 1 Örneğin, Avrupa Birliği İlk Derece Mahkemesi tarafından “VITALITE” kelime markası “bebek gıdaları, mineral ve gazlı sular” için, “EUROPREMIUM” markası, 16, 20, 35 ve 39. sınıflardaki mal ve hizmetler için; “FUN” markası ise kara taşıtları için tanımlayıcı bulunmamıştır. Benzer şekilde örneğin, “CETVEL” ibaresi için 41. hizmet sınıfında yapılan bir başvuru, her ne kadar “CETVEL” ibaresi eğitim-öğretim sektöründe kullanılan bir kavram olsa da, söz konusu hizmetlerle doğrudan bir bağlantısı olmadığından tanımlayıcı nitelikte görülmeyecektir. Somut uyuşmazlık bu kapsamda ele alındığında, davaya konu markanın bir bütün olarak markasal algı yaratması, “FİYAT LİSTESİ”, “COM” ibareleri her ne kadar ayrı ayrı herkesin kullanımına açık olsa da bir bütün olarak kompoze edilen marka imajında ayrı ayrı değerlendirilmesinin yerinde olmaması, markada “z kablo” unsurunun bulunması, ezcümle tüketici algısının tereddütsüz şekilde kelime unsurunun bağımsız anlamı üzerinde yoğunlaşmayacak olması karşısında SMK 5/1-c maddesinin uygulama şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığından, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Somut olayda, davalı şahıs tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamakla ve markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şahısın kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalılardan kendisini vekille temsil ettiren TÜRKPATENT için AAÜT uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.04/11/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.