Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/93 E. 2022/65 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/93
KARAR NO : 2022/65

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/03/2021
KARAR TARİHİ : 03/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/03/2022
DAVA:
Davacı vekili 19/03/2021 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin ….”,” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “moia” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa avacı şirketin “…” ibaresinin geçtiği pek çok markanın sahibi olduğunu, markaların çoğunda “…” ibaresinin esas unsur olarak yer aldığını, davayı konum “moia” ibareli markanın da 6. madde uyarınca bu markalara ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, iltibasa yol açabileceğini, markalar arasındaki tek farkın dava konusu başvurudaki “a” harfi olduğunu, bu eklemenin markaları farklılaştırmaya yetmediğini, ortalama tüketicilerin bu farkı göz ardı edebileceğini, markaların başlangıç kısmına önem vereceğini, görsel ve işitsel açıdan bir fark olmadığını, genel intiba anlamında da markaların benzer olduğunu, aradaki farkın ayırt edilemeyecek kadar küçük olduğunu, bu farkın seri marka izlenimi verdiğini, dava konusu başvurunun 16, 18, 25 ve 28. sınıflarda yapıldığını, davacı şirketin markalarının da benzer mal ve hizmet sınıflarında tescilli olduğunu, davacının “…” ibareli markalarının 6769s.SMK m.6/4 ve m.6/5 kapsamında tanınmış marka niteliğinde olduğunu, davacının “… mall of İstanbul” markasının uluslararası birçok ödüle layık görüldüğünü, davacının diğer tescilli markalarından “moipark” ve “… park mall of İstanbul” markalarının Avrupa’nın en büyük kapalı eğlence parkının adı olduğunu, diğer markası olan “… sahne” nin İstanbul’un en önemli sahnelerinden biri olduğunu, birçok unutulmaz performansa ev sahipliği yaptığını, dolayısı ile davaya konu “moia” markasının 16, 18, 25, 28. sınıflarda tescil edilmesinin tüketiciler nezdinde davacı şirketin markalarından biri olduğunu düşündüreceğini, tüketicilerin markalar arasında idari ekonomik bir bağ olduğunu zannedeceğini, davacı markasının tanınmış olmasının bu aldanmaya sebep olacağını, dava konusu markanın haksız rekabet hükümlerine aykırı olduğunu belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararın iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “moia” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; iptali istenen YİDK kararının hukuka uygun olduğunu, “moia” ibaresinin başvuru kapsamındaki emtialar bakımından ortalama tüketici nezdinde bütün halde bıraktığı izlenim bakımından itiraz gerekçesi markalardan farklılaşmış olduğunu, görsel ve işitsel farklılıklar oluştuğunu, görsel-işitsel-kavramsal ve bütün olarak ortaya çıkan izlerim bakımından benzer markalar olmadığını, bu nedenle markalar arasında karıştırılma ihtimali olmadığını, itiraz aşamasında davacı şirket tarafından itiraza mesnet markaların tanınmış markalardan olduğu ve madde 6/5’de sayılan koşulların mevcut olduğunu gösterir nitelikte bilgi ve belgenin sunulmadığını, bu nedenle markalar arasında tanınmışlık nedeni ile ilişkilendirme ihtimalinin de ortaya çıkmayacağını, tüm bu sebeplerle iş bu davanın reddi gerektiğini savunmuştur. beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamıştır.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şirkete ait sayılı “moia” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 22/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 19/03/2021 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 02/02/2022 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…“… …. ”ibareli davacı markaları ile … sayılı MOIA ibareli davalı markası arasında 6769 sayılı SMK’nun 6/1 maddesi kapsamında benzerlik ve iltibas ihtimali bulunmadığı, davacı markasının tanınmış olduğu yönünde bir kanaate varılmamakla birlikte, taraf markaları benzer görülmediğinden davacı markasının tanınmış olup olmadığı hususunun somut olaya etkisinin bulunduğundan söz edilemeyeceği…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun … başvuru numaralı “moia” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 16, 18, 25, 28.sınıftaki “16.sınıf:Kağıt, karton; basılı malzeme; kağıt ve kartondan sanat eserleri ve heykelcikler ve mimar maketleri; dekorasyon ve sanat malzemeleri ve medya; kağıt filtre malzemeleri; kağıt, karton veya plastiklerin paketlenmesi, paketlenmesi ve depolanması için torbalar ve eşyalar; ciltleme malzemesi; fotoğraflar; Kırtasiye; kırtasiye veya ev amaçlı yapıştırıcılar (tutkallar); sanatçıların malzemeleri; boya fırçaları; mobilya hariç daktilolar, kalemler ve büro malzemeleri; aparatlar hariç öğretim ve öğretim materyali; bu sınıfa dahil olan ambalaj için plastik torbalar [zarflar, poşetler]; baskı türü; baskı blokları; atlaslar, takvimler, coğrafi haritalar; basılı yayınlar; basılı reklam makaleleri ve basılı reklam malzemeleri; fotoğraflar [basılı]; belge sahipleri [kırtasiye]; kalemler [ofis malzemeleri]; tükenmez kalemler ve kurşun kalemler; kağıt bayraklar; kağıt peçeteler; fotokopi kağıdı [kırtasiye]; hijyenik kağıt; ambalaj kağıdı; mürekkep; pullar [mühürler]; çizim aletleri; çizim malzemeleri; öğretim materyalleri [cihaz hariç]. 18.sınıf : Şemsiyeler ve şemsiyeler; bastonlar; sandıklar (bagaj); bu sınıfa dahil olan bagajlar; bu sınıfa dahil olan çantalar, özellikle spor çantaları ve evrak çantaları; cüzdanlar, cüzdanlar; anahtar durumlar; bu sınıfa dahil olan deriden ve deriden yapılmış taklitler, yani şemsiyeler ve güneş şemsiyeleri, sandıklar (bagajlar), bu sınıfa dahil bagajlar, bu sınıfa dahil çantalar, özellikle spor çantaları ve evrak çantaları, cüzdanlar, cüzdanlar, anahtarlıklar, el çantaları , seyahat çantaları, sırt çantaları; deri, işlenmemiş veya yarı işlenmiş; el çantaları; seyahat çantaları; sırt çantaları; taklit deri; deriler ve kürk; hayvan derileri; saraçlık, kamçı ve hayvan giysileri; Bu sınıfa dahil olan, yukarıda bahsedilen tüm malların aksam ve parçaları. 25.sınıf: başlık; Giyim; ayakkabı; polo gömlekler; etraflı; tişörtler; Kaban; ceketler; giyim için bezler; külot; pantolonlar; bebek giysileri; mayo; bir yağmurluk; tiyatro kostümleri; ayakkabı; Futbol ayakkabısı; şapkalar; kapaklar; çorap; eldivenler; eşarplar; hırsızlık; bağlar; Kemer; duş başlıkları; bu sınıfa dahil olan, yukarıda bahsedilen tüm mallar için parça ve aksesuarlar; Yukarıda bahsedilen tüm mallar, yalnızca yolcu taşımacılığı için hareketlilik hizmetlerinin satışıyla ilgilidir. 28.sınıf: Sporting articles and equipment, gymnastic articles; Christmas tree decorations and artificial christmas trees; fairground and playground apparatus; toys, games, playthings and novelties; scale model kits [toys]; stuffed toy animals and other stuffed toys; automatic amusement machines (coinoperated machines), arcade video game machines; video game machines; scale model vehicles; toy vehicles; scooters (toys for children); scale model automobiles; toy automobiles; radio-controlled toy vehicles; balls for games; kaleidoscopes; board games; playing cards; playing balls; exercise bicycles; archery implements; appliances for gymnastics; plastic racetrack; gloves for games; floats for fishing; camouflage screens [sports articles]; parts and fittings of all aforesaid goods, included in this class. ” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise …sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, dava konusu markanın kapsamında yer alan 16.sınıf emtialar davacının itiraza gerekçe …. sayılı markalarının kapsamında yer alan 16.sınıf emtialar ile aynı / aynı türdür. Dava konusu markanın kapsamında yer alan 16, 18, 25, 28.sınıf emtialar ile davacının itiraza gerekçe markalarının kapsamınd yer alan (16, 18, 25, 28.sınıf emtiaların satışına özgülenmiş) 35.sınıf hizmetler benzer olduğu tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “moia” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak ve dava dilekçesinde bahsi geçen markaların standart karekterle yazılı “…” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Somut olayda davacı markaları “…” kelimesi etrafında türetilmiş ve “… …” şeklinde tamamen özgün ve yaratılmış markalardır ve ayırt ediciliklerini bu özgün yapıları ile bütün olarak sağlamaktadırlar.
Davalının markası ise bir kelime markasıdır. Taraf markaları bütün olarak incelenmeli, hecelere, harflere ve unsurlarına bölünmemelidir. Markalarda ortak olarak yer alan … – moı kelimesine dayalı bir benzerlik kurmak, markanın bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin farklı olduğu somut olayda doğru olmayacaktır. Davacının gerekçe markaları … … gibi yan unsurlar ile birlikte kullanılmaktadır. Bu unsurların hiçbiri dava konusu markada yer almamaktadır. Keza yine ta.raf markalarını oluşturan işaretler görsel olarak da herhangi bir yakınlaşma içerisinde değillerdir. Dava konusu marka .. şeklindedir ve … şeklinde okunmaya elverişlidir. Bu haliyle de davacı markaları … den farklıdır. Kaldı ki kısa harf kombinasyonları ya da sözcük markalarında tek bir harf farkının dahi kimi durumlarda ciddi farklılıklar oluşturması mümkün olup dava konusu markada da “…” seslerine eklenen “a” harfi hem görsel olarak bütüne bir katkı sağlamış hem de işitsel olarak da kelimenin bütünsel telaffuzuna yeni bir hece ekleyerek de davacı markalarından yeterli düzeyde uzaklaşma ve farklılaşma sağladığına kanaat getirilmiştir.
Yukarıda yer alan açıklamalar ve markaların karşılaştırılmasında bütünsel karşılaştırmanın esas olması hususu dikkate alındığında; taraf markaları arasında görsel, işitsel ve anlamsal açıdan yeterli farklılaşmanın sağlandığı sonucuna varılmaktadır.
Neticede çekişme konusu bakımından markaların karşılaştırılmasında bütünsel karşılaştırmanın esas olması hususu dikkate alındığında; taraf markaları arasında ilgili tüketiciler nezdinde herhangi bir benzerlik kurulmasının mümkün olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Markaların hitap ettiği tüketici kesimi bu iki markanın farklı işletmelere ait, ilişkisiz markalar olduğunu kolaylıkla anlayacak ve markalar arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere herhangi bir bağlantı kurmayacaktır. Yukarıda açıklanan nedenlerle; somut olayda karşılaştırılan işaretlerin 6769 sayılı SMK’nun 6/1maddesi anlamında iltibasa yol açacak kadar benzer olmadığı ve aralarında karıştırma ihtimali bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığından, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 59,30 TL harçta düşümü ile 21,40 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı TÜRKPATENT için 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/02/2022
Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.