Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/8 E. 2021/233 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/8
KARAR NO : 2021/233

DAVA : TÜRKPATENT YİDK Marka Kararı İptali
DAVA TARİHİ : 08/01/2021
KARAR TARİHİ : 24/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/06/2021
İDDİA:
Davacı vekili 08.01.2021 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin TÜRKPATENT nezdinde … sayı ile 07, 09, 19, 35 ve 42.sınıflarta tescil edilmek üzere “… Group of Companies+şekil” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun TÜRKPATENT resmi markalar bülteninde yayınlandığını; davalı şirketin … sayılı ve ‘… akademi’, ‘… emeklilik’, ‘… hayat emeklilik’, ‘… spor finansmanı’, ‘… leasing’, ‘… spora … destek’, ‘… … hesap’, ‘…’, ‘… hesap’, ‘… bank local, global’, ‘… global servisler’, ‘… global services’, ‘… global solutions’, ‘… global çözümler’, ‘… global technologies’, ‘… global teknolojiler’, ‘… systems’, ‘… sistemler’, ‘… technology’, ‘… teknoloji’, ‘… tech’, ‘… tek’, ‘… technology solutions’, ‘… güvenlik’, ‘… security’, ‘secom …’, ‘… bank uçmak ne kolay’, ‘… bank proaktif mt programı proaktif bir kariyer için şimdi harekete geç!’, ‘… digital technologies’, ‘… dijital teknolojiler’, ‘… bank direkt’, ‘… gayrimenkul varlık kiralama a.ş.’, ‘… bukart’, ‘… 16’, ‘… 81’ ibareli markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın Markalar Dairesince kısmen kabul edilerek başvuru kapsamından 09, 35, 42.sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerin başvuru kapsamından çıkarılmasına karar verildiğini, davacı şirketin bu kısmi ret kararına karşı yeniden inceleme taleplerinin bu kez TÜRKPATENT’in … sayılı YİDK karan ile nihai olarak reddedildiğini, oysa müvekkili şirketin ticari faaliyetlerini gerçekleştirdiği sektör ile davalı firmanın ticari faaliyette bulunduğu sektörün farklı olduğunu, davacının yetkilisi olduğu şirketlerin orta gerilimli hücreler, anahtarlama elemanları, mobil ve kompakt trafo merkezleri, nötr topraklama dirençleri ve trafoları, yük bankaları, filtre dirençleri, motor yol verme ve frenleme dirençleri, AG/OG reaktörleri ve izolasyon trafoları, AG/OG güç kondansatörleri/kapasitör bankları/harmonik filtre sistemleri, DC hücreler, izole güç sistemleri, ameliyathane kontrol panoları, sayaç otomasyon sistemleri, enerji yönetim sistemleri, haberleşme ekipmanları ve yazılımları ürünlerini ürettiğini ve pazarladığını, davalı firmanın ise yatırım bankacılığı faaliyetlerinde ve finansal hizmetlerde bulunduğunu, dolayısıyla taraf markalarının karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, zaten davalının da TÜRKPATENT nezdinde dosyaladığı itirazlarında dayandığı markalarını sadece “finansal hizmetler”de kullandığını ispat edebildiğini, uyuşmazlığa konu “…” ibaresinin “etken, etkili, canlı” şeklindeki yerleşik anlamları nedeniyle ayırt edici niteliği düşük bir ibare olduğunu ve herkes tarafından marka olarak tescil edilebildiğini, nitekim “…” esas unsurlu birçok markanın davalı TÜRKPATENT nezdinde farklı kişi ve kuruluşlar adına tescilli olduğunu, davalı firmanın böyle ayırt ediciliği zayıf bir ibareyi kendisine marka olarak seçmiş olmasının sonuçlarına katlanması gerektiğini, davacının markasındaki şekil, renk ve ilave kelime unsurlarının davalının markasından yeterli ölçüde farklılaşma sağladığını, dolayısıyla taraf markalarının birbirlerine benzemediğini, davacının ürünlerinin üretime ilişkin ürünler olması nedeniyle gerek yüksek fiyatları gerekse kullanım alanları bakımından uzmanlık bilgisi gerektiren, dikkat düzeyi yüksek, bilinçli tüketiciye hitap ettiğini, davalı firmanın itirazlarının kötüniyetli, marka tescillerinin de yedekleme saikli yapıldığının açık olduğunu, davalının “… Yatırım Bankası A.Ş.” şeklindeki ticaret unvanını 2008 yılında “… Yatırım Bankası A.Ş.” olarak değiştirdikten sonra “…” ibaresi üzerinde haksız ve kötüniyetli bir şekilde tekel oluşturmaya çalıştığını, davalının markalarının tanınmış marka olmadığının davalıya ait T/03130 kodlu tanınmış marka başvurusunun reddinden de anlaşılabilecceğini, davacının dahil olduğu grup şirketlerinin ise “…” ibaresini ilk olarak 1996 yılında ticaret unvanı şeklinde tescil ettirdiğini ve o tarihten bu yana da kesintisiz olarak kullanageldiğini belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun dava konusu … sayılı kararının iptaline, … kod numarası ile müvekkili adına işlem gören “… Group of Companies+şekil” marka tescil başvurusunun, başvuruya konu edildiği tüm sınıflar bakımından tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal düzeyde birbirleriyle karıştırılma ihtimali doğuracak derecede benzer olduğunu, davacının marka başvurusunun kapsamında çıkartılan emtialar açısından, taraf markalarının aynı veya ilişkili emtialarda kullanılacağını, başvurunun davacı tarafından tescilden önce kullanılıyor olmasının verilen kısmi ret kararının yerindeliğini etkileyen bir husus olmadığını, somut olayda markaların genel görünüm itibariyle de yakın benzer olduğunu, dava konusu markada geçen “group of companies” ibaresi ile kısmi redde mesnet alınan markalarda geçen “rehber, akademi, vezne, technologies, bank, hesap, leasing” gibi ibarelerin markalarda yardımcı unsur olarak kullanıldığını, zira bu ibarelerin tasviri/tanımlayıcı ibareler olmaları nedeniyle markaların esas unsuru olamayacağını, yani karşılaştırılan markalarda esas unsurun birebir aynı “…” ibaresi olduğunu, tarafların faaliyet alanlarının farklı olmasının markaların kapsamına giren emtiaların benzerliğine bir etkisinin olamayacağını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin 1999 yılından beri bankacılık sektöründe faaliyet gösteren sektöründe öncü kuruluşlardan biri olduğunu, “…” markasını sektörde bilinir hale getirenin davalı firma olduğunu, 2017 yılında davalının bünyesine yeni iştirakler kattığını ve büyüdüğünü, davalının “…”li markalarının halk tarafından bilinen ve tanınan markalar olduğunu, davalının “…”li seri markalar yarattığını, davalının sadece 2019 yılında global platformalardan toplamda 17 yeni ödül aldığını, Google’da “…” ibaresi aratıldığında çıkan 400 milyonun üzerinde sonuçtan birçoğunun davalı firmaya ait olduğunu ve ilk çıkan arama sonucunun da yine davalı firmanın www…com.tr şeklindeki web sitesi olduğunu, marka tescil taleplerinde talep sahibinin faaliyet gösterdiği iş alanlarının değil markanın kapsamına alınmak istenilen emtiaların dikkate alındığını, davacının markasında geçen “group of companies” ibaresinin ayırt edici niteliğinin bulunmadığını, bu yüzden davacının dava konusu edilen markasının esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu, davacının seçebileceği sınırsız ibare mevcut iken davalının seri/tanınmış markalarının esas unsuru olan “…” ibaresini seçmiş olmasının davacının kötüniyetinin açık bir tezahürü olduğunu, davalı firmanın “…” ibaresini ilk olarak 2003 yılında tescil ettirdiğini ve günümüze kadar kesintisiz olarak kullanageldiğini, dava konusu marka tescil edildiği zaman ve takdirde davacının, davalının “…” markasına sağlamış olduğu itibardan hiçbir emek ve gayret sarf etmeden haksız olarak yararlanmış olacağını, davalı TÜRKPATENT’in davalı firmanın “…”li markalarına dayalı olarak dosyaladığı itirazları kabul ettiğini ve huzurdaki davaya konu kararının da bu kararlar ile uyumlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararı ile davacıya ait … kod nolu marka başvuru dosyası ve davalı şirkete ait marka tescil belgesi getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile mahkememizce getirtilen deliller incelenmiş, uyuşmazlığın, niteliğine göre teknik ve özel bilgiyi gerektiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor objektif, dosya kapsamındaki delillerle tutarlı denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiş, Mahkememizce de benimsenmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ile marka başvurusunun tescili istemine ilişkindir. YİDK kararının davacı başvuru sahibine 09.11.2020 tarihinde tebliğ edildiği, 08.01.2021 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davalı şirkete ait … sayılı ve ‘… akademi’, ‘… emeklilik’, ‘… hayat emeklilik’, ‘… spor finansmanı’, ‘… leasing’, ‘… spora … destek’, ‘… … hesap’, ‘…’, ‘… hesap’, ‘… bank local, global’, ‘… global servisler’, ‘… global services’, ‘… global solutions’, ‘… global çözümler’, ‘… global technologies’, ‘… global teknolojiler’, ‘… systems’, ‘… sistemler’, ‘… technology’, ‘… teknoloji’, ‘… tech’, ‘… tek’, ‘… technology solutions’, ‘… güvenlik’, ‘… security’, ‘secom …’, ‘… bank uçmak ne kolay’, ‘… bank proaktif mt programı proaktif bir kariyer için şimdi harekete geç!’, ‘… digital technologies’, ‘… dijital teknolojiler’, ‘… bank direkt’, ‘… gayrimenkul varlık kiralama a.ş.’, ‘… bukart’, ‘… 16’, ‘… 81’ ibareli markalarının, davacının … sayılı ve “… Group of Companies+şekil” ibareli başvurusu yönünden 6769 sayılı SMK’nin 6/1, müktesep hak maddeleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davacının 09/04/2019 tarihinde “… Group of Companies+şekil” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 07, 09, 19, 35 ve 42.sınıftaki bir kısım emtianın yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davalı şirketin … sayılı ve ‘… akademi’, ‘… emeklilik’, ‘… hayat emeklilik’, ‘… spor finansmanı’, ‘… leasing’, ‘… spora … destek’, ‘… … hesap’, ‘…’, ‘… hesap’, ‘… bank local, global’, ‘… global servisler’, ‘… global services’, ‘… global solutions’, ‘… global çözümler’, ‘… global technologies’, ‘… global teknolojiler’, ‘… systems’, ‘… sistemler’, ‘… technology’, ‘… teknoloji’, ‘… tech’, ‘… tek’, ‘… technology solutions’, ‘… güvenlik’, ‘… security’, ‘secom …’, ‘… bank uçmak ne kolay’, ‘… bank proaktif mt programı proaktif bir kariyer için şimdi harekete geç!’, ‘… digital technologies’, ‘… dijital teknolojiler’, ‘… bank direkt’, ‘… gayrimenkul varlık kiralama a.ş.’, ‘… bukart’, ‘… 16’, ‘… 81’ ibareli markaları ile benzerlik arz ettiğinden ve tanınmışlık iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince kısmen kabul edilerek başvuru kapsamından 09, 35, 42.sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerin çıkartılmasına karar verildiğini, bunun üzerine, davacı şirket vekilinin yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 28.04.2021 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “1) Karşılaştırılan markaların/işaretlerin görsel, işitsel ve kavramsal açılardan benzer olduğu, 2) Davacının markasının kapsamına alınmak istenilen/markanın kısmen reddedildiği tüm mal ve hizmetler açısından emtia ayniyeti/benzerliği/türdeşliği şartının gerçekleştiği, 3) (1) ve (2) nolu bentte yer alan sebeplerden dolayı, karşılaştırılan markalar arasında39, karıştırılma/iltibas ihtimalinin bulunduğu,4) Davacının “gerçek hak sahipliği” iddialarının davacının dava konusu edilen markasının tesciline bir etkisi olamayacağı, 5) Dava konusu edilen 09.11.2020 tarihli ve … sayılı YİDK kararının, bu değerlendirmeler ile çelişmediği/uyumlu olduğu,” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir;
Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “… Group of Companies+şekil” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 07, 09, 19, 35 ve 42.sınıftaki “07 Alternatörler, jeneratörler, elektrik jeneratörleri, güneş enerjisi ile çalışan jeneratörler. Elektrikli açma kapama mekanizmaları.19 Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, direkler, bariyerler, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler.(başvuru kapsamından çıkartılan dava konusunu oluşturan çekişmeli mal ve hizmetler: 09. Makine ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yarı iletkenler, elektronik devreler, entegreler, yongalar (çipler), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar, saptırıcılar; elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar (sensörler). Birim zamandaki tüketim miktarını ölçen sayaçlar ve zaman ayarlayıcıları. Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları: fişler, buatlar, anahtarlar, şalterler, sigortalar, balastlar, starterler, elektrik panoları, rezistanslar, soketler, transformatörler, adaptörler, şarj cihazları, elektrik, elektronikte kullanılan kablolar, piller, aküler, elektrik enerjisi üretimi için güneş panelleri. Ana fonksiyonu uyarı ve alarm olan cihazlar (taşıt alarmları hariç), elektrikli ziller. 35.Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için ‘Alternatörler, jeneratörler, elektrik jeneratörleri, güneş enerjisi ile çalışan jeneratörler. Elektrikli açma kapama mekanizmaları. Makine ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yarı iletkenler, elektronik devreler, entegreler, yongalar (çipler), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar, saptırıcılar; elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar (sensörler). Birim zamandaki tüketim miktarını ölçen sayaçlar ve zaman ayarlayıcıları. Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları: fişler, buatlar, anahtarlar, şalterler, sigortalar, balastlar, starterler, elektrik panoları, rezistanslar, soketler, transformatörler, adaptörler, şarj cihazları, elektrik, elektronikte kullanılan kablolar, piller, aküler, elektrik enerjisi üretimi için güneş panelleri. Ana fonksiyonu uyarı ve alarm olan cihazlar (taşıt alarmları hariç), elektrikli ziller. Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, direkler, bariyerler, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler’. malların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir). 42.Bilimsel ve sınai inceleme, araştırma hizmetleri; mühendislik hizmetleri, mühendislik ve mimari tasarım hizmetleri, kalite ve standart belgelendirme amaçlı mal/hizmetlerin test edilmesi. Bilgisayar hizmetleri: bilgisayar programlama, bilgisayarı virüse karşı koruma, bilgisayar sistem tasarımı, başkaları adına web sitelerinin tasarlanması, bakımı ve güncelleştirilmesi, yazılım tasarımı, kiralanması ve güncelleştirilmesi, internet arama motoru sağlama, hosting, bilgisayar donanımları alanında danışmanlık, bilgisayar donanımlarının kiralanması hizmetleri. Bu sınıfa dahil olup mühendislik, mimarlık, bilgisayar hizmetleri kapsamına girmeyen her türlü tasarım hizmetleri; grafik sanat tasarım hizmetleri (reklam amaçlı tasarım ve peyzaj tasarımı hariç).”mal ve hizmetlerinin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise … sayılı ve ‘… akademi’, ‘… emeklilik’, ‘… hayat emeklilik’, ‘… spor finansmanı’, ‘… leasing’, ‘… spora … destek’, ‘… … hesap’, ‘…’, ‘… hesap’, ‘… bank local, global’, ‘… global servisler’, ‘… global services’, ‘… global solutions’, ‘… global çözümler’, ‘… global technologies’, ‘… global teknolojiler’, ‘… systems’, ‘… sistemler’, ‘… technology’, ‘… teknoloji’, ‘… tech’, ‘… tek’, ‘… technology solutions’, ‘… güvenlik’, ‘… security’, ‘secom …’, ‘… bank uçmak ne kolay’, ‘… bank proaktif mt programı proaktif bir kariyer için şimdi harekete geç!’, ‘… digital technologies’, ‘… dijital teknolojiler’, ‘… bank direkt’, ‘… gayrimenkul varlık kiralama a.ş.’, ‘… bukart’, ‘… 16’, ‘… 81’ ibareleriden meydana geldiği ve koruma kapsamında 01, 05, 06, 07, 08, 09, 10, 13, 18, 20, 21, 25, 26, 27, 28, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 45.sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki dava konusunu oluşturan çekişmeli 09, 35, 42.sınıftaki mal ve hizmetlerin itiraza dayanak marka kapsamındaki mallar ile aynı/aynı tür/benzer/ilişkili oldukları tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “… Group of Companies+şekil” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı ‘… akademi’, ‘… emeklilik’, ‘… hayat emeklilik’, ‘… spor finansmanı’, ‘… leasing’, ‘… spora … destek’, ‘… … hesap’, ‘…’, ‘… hesap’, ‘… bank local, global’, ‘… global servisler’, ‘… global services’, ‘… global solutions’, ‘… global çözümler’, ‘… global technologies’, ‘… global teknolojiler’, ‘… systems’, ‘… sistemler’, ‘… technology’, ‘… teknoloji’, ‘… tech’, ‘… tek’, ‘… technology solutions’, ‘… güvenlik’, ‘… security’, ‘secom …’, ‘… bank uçmak ne kolay’, ‘… bank proaktif mt programı proaktif bir kariyer için şimdi harekete geç!’, ‘… digital technologies’, ‘… dijital teknolojiler’, ‘… bank direkt’, ‘… gayrimenkul varlık kiralama a.ş.’, ‘… bukart’, ‘… 16’, ‘… 81’ ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Davalının “… Local, Global”, “PROaktif PROAKTİF BİR KARİYER İÇİN ŞİMDİ HAREKETE GEÇ+şekil”, “… Bukart+şekil” ibareli markaları hariç bütün markaları, renk ve şekil unsurlarından yoksun kelime markalarıdır; markalarda geçen kelimeler düz yazı karakterinde/özelliği olmayan siyah renkli harflerle büyük veya küçük olarak yazılmıştır. Bu markaların bir kısmında “…” ibaresi, “akademi”, “emeklilik”, “hayat emeklilik”, “leasing”, “hesap”, “technology solutions”, “güvenlik”, “security”, “secom”, “digital technologies”, “global servisler”, “global solutions”, “global technologies”, “sistemler”, “global services”, “global çözümler”, “global teknolojiler”, “systems”, “technology”, “tech”, “tek”, “teknoloji”, “81”, “16” ve “dijital teknolojiler” şeklinde, yerleşik/bilinen anlamı olan, tasviri/tanımlayıcı ibareler olduğu ve ayırt edici niteliği haiz olmadığı için bir markada ancak bir esas unsurun yanında yan/yardımcı unsur olarak yer alabilecek, Türkçe veya İngilizce ibarelerle birlikte kullanılmıştır. Bir kısmında ise (… Spor Finansmanı, … Spora … Destek, … … Hesap, … Bank Uçmak Ne Kolay, … Bank Uçmak N Kolay ve … Bank Direkt) “… bank” veya “…” şeklinde, bir isim tamlaması veya bileşik kelime hüviyetinde ve yine tasviri/tanımlayıcı kelimelerle birlikte, bazen de slogan marka şeklinde kullanılmaktadır. Davalının “… Gayrimenkul Varlık Kiralama A.Ş.” görselli markasında “…” ibaresi bir ticaret unvanının kılavuz kelimesi olarak kullanılmıştır, “…” görselli markada ise “…” ibaresi markanın tek unsurudur. Bütün bu kelime markalarında, işarette kullanılan ve işaretin ayırt ediciliğine bir katkısı olmayan, yerleşik/bilinen anlamlı tasviri/tanımlayıcı kelimelerden ziyade markayı ayırt etmeye yarayan/esas unsur olmaya en müsait/yatkın ibarenin, markalarda ortak olan “…” ibaresi olduğu değerlendirilmektedir.
Davalının “… Local, Global”, “PROaktif PROAKTİF BİR KARİYER İÇİN ŞİMDİ HAREKETE GEÇ+şekil”, “… Bukart+şekil” görsellerini haiz karma markalarında ise, “…” ibaresi, aynı derecede baskın ve ayırt edici niteliği haiz şekil kelime ve renk unsurlarıyla içiçe, bütünleşik bir karakterde kullanılmıştır ve bu markaların bir bütün olarak bıraktığı genel izlenimler, tümüne hakim olan görünüşler ve ayırıcılıklarını vurgulayan imajları, bu markalarda “…” ibaresinin, işaretlerin bütünleşik kompozisyonunu aşarak ve tek başına ön plana çıkarak esas unsur olarak ele alınmasını mümkün kılmamaktadır.
Davacının markası ise, yine şekil unsuru içermeyen, kelimeler ve renklerle tasarlanmış bir işareti haizdir; işaretin orta yerinde mavi renkli büyük harflerle ve de büyük puntolarla yazılmış “…” ibaresi ve bu ibarenin altına, açık renkli harflerle ve küçük puntolarla yazılmış, Türkçe’de “şirketler topluluğu, grup şirketleri” anlamlarına gelen “Group of Companies” ibarelerinden ve bu ibarelerin altına ve üstüne konuşlandırılmış renkli çizgilerden müteşekkil bir işarettir. Bu işarette, herşeyden önce, çok büyük puntolarla yazıldığı için genel kompozisyon içinde (dahi) ilk anda göze çarpan unsur, “…” ibaresi olmaktadır. Zaten de markada geçen “Group of Companies” ibaresi, yukarıda yer verdiğimiz yerleşik anlamı dolayısıyla, yani tasviri/tanımlayıcı bir ibare olması nedeniyle, bir markada ancak ve sadece yan unsur olarak kullanılabilecek bir kelime öbeğidir. İşaretin alt ve üst kısımlarında yer alan çizgilerin de, baskınlığı ve ayırt ediciliği oldukça düşüktür. Bu nedenlerle davacının markasında da esas unsurun, “…” ibaresi olduğu değerlendirilmektedir.
Karşılaştırılan markalarda esas unsur olarak kullanılmış “…” ibaresinin ortaklığının markaları birbirleriye benzer kıldığı değerlendirilmekle birlikte, bu ibarenin yerleşik anlamından dolayı bir markada tek başına esas unsur olarak himaye görüp göremeyeceği hususu, somut uyuşmazlıkta önem arz eden bir husustur. Zira; “…” ibaresi, Fransızca kökenli bir sözcük olup, Türkçe’deki karşılığı; “etkin, canlı, hareketli, çalışkan, faal”dir. Bu anlamı itibariyle “…” ibaresi, somut uyuşmazlığa konu 09, 35. ve 42. Sınıflardaki emtialar açısından ayırt edici niteliği zayıf bir kelimedir. Böyle ayırt edici niteliği zayıf olan ibareleri marka olarak seçen kişilerin bunun sonuçlarına katlanmak yani o tanıtma işaretinin bazı tedbirler alınmak ve ilaveler yapılmak suretiyle hafifçe değiştirilmiş şeklinin başkaları tarafından kullanılmasına tahammül etmek zorunda olduğu, böyle ibareleri içeren markalarda ayırt ediciliği düşük olan örtüşen bileşenlerden ziyade diğer unsurlara yönelmek gerektiği yönünde doktrinde ve Yargıtay Kararları’nda yerleşmiş bir görüş bulunmaktadır. Bununla birlikte; zayıf/ayırt edici niteliği düşük ibareleri ihtiva eden markaların da, zamanla reklam ve yaygın kullanım yoluyla daha yüksek bir ayırt ediciliğe ulaşabileceği, hem öğreti hem Yargıtay tarafından kabul edilmektedir. Buna özellikle zayıf unsurlardan oluşan markaların seri marka olarak ve yaygın şekilde kullanıldığı durumlarda rastlanmaktadır. Böyle durumlarda her ne kadar marka zayıf bir unsur içermekteyse de, herhangi bir zayıf markanın aksine koruma kapsamının genişlediği kabul edilmektedir. Dava konusu somut olayda; davalının “…”li markalarını ve ticaret unvanını, 36. Sınıfa giren “finansal ve parasal hizmetler”de yoğun bir biçimde kullandığına dair, dava konusu edilen markanın TÜRKPATENT işlem dosyasına sunulmuş yeterli nitelikte, nicelikte ve içerikte belge, dava dosyasında mevcuttur. Yani, TÜRKPATENT işlem dosyasına sunulan belge ve delillerden, davalının “…” ibaresinden bir “seri marka” yarattığı ve bu ayırt ediciliği zayıf ibareye, markasal hüviyette, ilaveten korunması gereken ekonomik bir değer kattığı, söylenebilmektedir. Dolayısıyla, somut olayda “…” ibaresinin “ayırt ediciliği zayıf” bir ibare olmasından dolayı, davalının markalarının korunmasının “normal” markalardan daha düşük olacağının ve davalının bu ibareye ilaveler yapılmak suretiyle hafifçe değiştirilmiş şeklinin başkaları tarafından kullanılmasına tahammül etmek zorunda olduğunun söylenmesi mümkün görülmemiştir.
Sonuç olarak; taraf markalarında birebir ortak olan “…” ibaresinin mevcuiyetinin, bu ibarenin karşılaştırılan markalarda esas unsur konumunda bulunması nedeniyle, markaları görsel açıdan benzer kıldığı değerlendirilmiştir. Taraf markalarında geçen tasviri/tanımlayıcı/yan kelime unsurlarının ve davacının markasında kullanılan renkli kompozisyonun varlığının, bu benzerliğin aşılması için yeterli bir farklılık/ayırt edici nitelik olarak değerlendirilmesi mümkün görülmemektedir. Ayrıca potansiyel müşteriler daha önce denedikleri markaların hafızalarında kalan kısımlarına dayanarak (imperfect collection) tekrar marka tercihi yapacaklarından markalardaki farklı unsurlardan ziyade ortak unsurlara odaklanacaklardır. Davalının “…”li markalarını görmüş ve tanımış olan bir tüketicinin, davacının “…”li markasıyla karşılaştığında bu markaları “görsel açıdan benzer bulması ve karıştırması” ihtimal dahilindedir.
Görsel açıdan ortaya çıkan bu benzerlik, duyusal/işitsel/fonetik açıdan bakıldığında da aynı sonucu vermektedir. Taraf markalarının esas unsuru olan kelimelerinin birebir aynı olması, markaların okunuşlarını, kulakta bıraktıkları “tını”ları fonetik açıdan da yakınlaştırmaktadır.
Karşılaştırılan markaların anlamsal/kavramsal açıdan değerlendirilmesinde; markalarda geçen tasviri/yan unsurların dışında markalarda esas unsur olan “…” ibaresinin yukarıda değinilen anlamı nedeniyle markaların tüketici zihninde ilk anda uyandırabilecekleri algının da farklı olmadığı tespit edilmiştir.
Bütün bunlara göre; somut davada, davacının markası ile kısmi red kararına mesnet alınan, 2013 39793 sayılı , 2018 27473 sayılı ve 2013 09908 sayılı markaları hariç, davalının “…” esas unsurlu markaları arasında görsel, duyusal ve anlamsal/kavramsal açılardan benzerlik olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkışında mal ve hizmetler arasındaki daha az bir benzerliğin markalar arasındaki daha yüksek bir benzerlik düzeyi ile dengelenebileceği kabul edilmektedir. Somut olay açısından bakıldığında; davacının markasında kullanılmış olan renk ve kelime yan unsurlarının ve dahi davalının markalarındaki tasviri/tanımlayıcı kelime unsurlarının ve öbeklerinin varlığının, markaların esas unsuru olan “…” ibaresinin ortak olmasının yarattığı benzerliği ortadan kaldırabilecek nitelikte farklılıklar olarak nitelendirilmesi mümkün görülmemiştir. Davacının kısmen reddedilen markasının, davalının “seri marka” hüviyetini almış markalarının bir devamı olarak algılanabilecek nitelikte bir türemeye sahip olduğu ve alt marka algısı yaratmaya uygun nitelikte olduğu görülmektedir. Bu benzerliğin; potansiyel müşterilerin daha önce denedikleri markaların hafızalarında kalan kısımlarına dayanarak tekrar marka tercihi yaptıkları ve bu nedenle de markalardaki farklı unsurlardan ziyade ortak unsurlara odaklanacakları gerçeği gözetildiğinde, davalının “…”li markalarını görmüş ve tanımış olan bir tüketicinin, davacının “…” ibaresini içeren markasıyla karşılaştığında bu markaları “benzer bulması” ihtimalini doğuracağı değerlendirilmiştir. Ayrıca davacının markasının kapsamından çıkartılan emtialar ile davalının muhtelif markalarının kapsamına giren emtiaların aynı/benzer/türdeş/ilintili emtialar olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar bu mal ve hizmetlerin hitap ettiği ortalama tüketici/alıcı kitlesinin bilgi/bilinç/dikkat/özen/algı seviyeleri nispeten yüksek de olsa, taraf markaları arasındaki görsel, işitsel ve kavramsal benzerlikler nedeniyle, bu mal ve hizmetlerde “…” ibaresinin/işaretinin markasal hüviyette farklı firmalar/tacirler tarafından kullanılması halinde alıcıların söz konusu mal ve hizmetlerin aynı şirketten veya ekonomik olarak bağlantılı şirketlerden/işletmelerden geldiği düşüncesine kapılma tehlikesinin ve karıştırma ihtimalini yarattığı, alıcıların iki farklı marka ile karşı karşıya olduklarını anlamaları halinde bile, her iki markanın sahibi arasında idari/işletmesel bir bağlantı bulunduğunu, ortak bir çalışma kapsamında iş yapıldığını düşünebilecekleri, davacının markasının, davalının söz konusu markalarının kapsamına giren bu emtialar açısından davalının hedef pazarındaki tüketici/müşteri kitlesi nezdinde karışıklık yaratabileceği değerlendirilmiştir.
Sonuç olarak; taraf markaları arasında görsel, işitsel, ve kavramsal açılardan benzerlik bulunduğundan ve markaların kapsamınaa giren/alınmak istenilen hizmetler de aynı/benzer/türdeş olduğundan, davacının markasının kısmen reddedildiği tüm emtialar yönünden, markaların karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, kanaatine varılmıştır.
Davacının önceki kullanıma dayalı gerçek hak sahipliği iddiası yönünden değerlendirme:
6769 sayılı SMK’nın “marka tescilinde nispi ret nedenleri”nin düzenlendiği 6. maddesinin 3. fıkrasında; “Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.” denilmektedir.
Davacının temsilcisi/mensubu olduğu grup şirketlerin, davalının marka tescillerinden daha önceki tarihlerden beri “…” tanıtma vasıtasını, markasal hüviyette ve ticaret unvanlarının özü olarak kullanıyor olduğu, davacının dava/TÜRKPATENT işlem dosyasına sunduğu çok sayıdaki belge ve delilden anlaşılıyor ise de, “gerçek hak sahipliği” iddiası, üçüncü kişilerin yaptığı marka başvuruları veya edindikleri tescillere karşı ileri sürülebilecek itiraz ve/veya marka sahibine karşı hükümsüzlük gerekçeleri olup, davacının kendi başvurusuna ilişkin “gerçek hak sahipliği” durumundan faydalanarak, 6/1’den kaynaklanan tescil engelini aşmasını sağlaması mümkün değildir. Davalının hüküm ifade eden/kısmi redde mesnet alınan markaları, hükümsüz kılınmadığı/iptal edilmediği sürece, davalının bu markalara dayalı olarak benzer markaların benzer emtialarda tescilini engellemesi hukuken mümkündür. Davacının ileri sürdüğü ve tevsik edebildiği “önceki kullanıma dayalı gerçek hak sahipliği iddiası” ancak ve sadece davalının markalarına karşı, bu iddia ile ikame edilmiş bir hükümsüzlük/iptal davasında dinlenebilir.
Sonuç olarak, davacının “…” markası/tanıtma vasıtası üzerinde gerçek hak sahipliği iddialarının, dava konusu edilen … sayılı marka başvurusunun tescili açısından bir etkisi olamayacağı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalılar için AAÜT uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.24/06/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.