Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/75 E. 2021/302 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/75
KARAR NO : 2021/302

DAVA : TÜRKPATENT YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 08/03/2021
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/09/2021
İDDİA:
Davacı vekili 08.03.2021 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … sayılı “…!+şekil”, “…+şekil”, “…+şekil”, “…+şekil”, “… 7/24 Sucukevi”, “… Sucuk Evi+şekil”, “Sucukevi+şekil” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin, bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…+şekil” ibaresini 29.sınıflarda marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, resen incelenmesi sonucu Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 6769 SMK’nun 5/1-b ve c maddeleri uyarınca başvuru kapsamından “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri.” emtiasının çıkartılmasına kalan emtia yönünden Marka Bülteninde ilanına karar verildiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa müvekkili şirketin itiraza mesnet markaları ile davalı şahsın marka başvurusu arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu, davalı markası arasında yapılacak benzerlik incelemesinde esas alınması gereken asıl unsur “SUCUK” ibaresi olduğunu ve müvekkil markalarının SUCUK ibareli seri markaları olduğunu, müvekkil şirketin itiraza mesnet markaları ile ayniyet gösterecek şekilde 29.sınıf kapsamında yer alan emtialar üzerinde tescil ettirmek istediğini, “03” rakamının eklenmesinin markaları farklılaştırmaya yetmediği “03” rakamının Afyonkarahisar iline ait plaka koduna karşılık gelmesi nedeniyle işitsel ve kavramsal benzerlik bulunduğunu, davalının Ayonkarahisar ilinin ve dolayısıyla meşhur “Afyon sucuğu”nun çağrışım yapmasını amaçladığını, “afyon sucuğu”nun tescilli coğrafi işaret olduğunu, coğrafi kaynak belirttiği ve bu anlamda dava konusu marka başvurusunun tescil ettirilmek istendiği emtia sınıfları bakımından tanımlayıcı olduğunu, “Afyon sucuğu”nun tescilli coğrafi işaretlerden biri olduğunu, bu sebeple “03” ibaresinin “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri.” malları açısından tanımlayıcı olduğu” gerekçesiyle Kurum tarafından bahsi geçen emtialar marka başvurusu kapsamından çıkartıldığını, markalar arasında sınıfsal benzerlik olduğunu, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri.” malları başvuru kapsamından çıkartılmış olsa dahi, bahsi geçen markayı doğrudan müvekkil şirketin ana faaliyet alanında yer alan “sucuk” emtiaları da dahil olacak şekilde kullanmayı amaçlayarak söz konusu başvuruyu gerçekleştirdiğini, bu bağlamda, davalıya ait sucuk emtialarını kapsayacak şekilde TÜRKPATENT nezdinde tescilli olan arkaları bulunduğunu, birtakım mallar başvuru kapsamından çıkartılmış olsa da, halen başvuru kapsamında yer alan “Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri.” emtiaları da müvekkil ana faaliyet alanındaki ürünlerle son derece benzerlik gösterdiğini, bu durumun tüketici nezdinde bahsi geçen ürünlerin müvekkil şirkete ait ürünlerle aynı kaynaktan geldiği izlenimi uyandıracağını, dava konusu “…” markasını gördüklerinde, bahsi geçen markanın müvekkil marka ailesine ait olduğu düşüncesine kapılma ihtimalinin bir hayli yüksek olduğunu, davalının, müvekkile ait markaların ün ve itibarından haksız fayda sağlamayı amaçladığını dolayısıyla da dava konusu başvuruyu kötü niyetli olarak gerçekleştirdiğini belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptaline ve … sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; başvuru işlem safahatını açıklamış, Davacı markalarında ve davalı markasında kullanılan “sucuk” ibaresi markaların kapsamında yer alan mallar bakımından ayırt ediciliği düşük, herkesçe kullanılabilen ve davacının inhisarına bırakılması mümkün olmayan bir ibare olduğunu, ayırt ediciliği yüksek olmayan “sucuk” ibaresinde ayırt edicilik için ufak bazı değişikliklerin yapılmış olması yeterli iken; davalı markasında bunun ötesinde belirgin farklar yer almakta olup ayırt edicilik sağladığını, davacı markaları ve davalı markasıyla karşı karşıya kalan ortalama dikkat ve özene sahip tüketici kitlesi üzerinde markaların aynı ticari kaynakta geliyor olduğu izleniminin uyanmasının mümkün olmayacağını, kötü niyetin ispatlanamadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın, müvekkilin eylemine karşı açılmamış olduğunu, YİDK kararının iptali amacı ile açıldığını, YİDK kararı ile markanın hükümsüzlüğü aynı anda talep edilemeyeceğini, SUCUK’un bir gıda maddesi ismi olduğunu, bu isimle on binlerce marka olduğunu, davacı marka ile müvekkil markanın işitsel, görsel, kavramsal olarak benzerliği olmadığı ve iltibas yaratmayacağını, “Afyon Sucuğu”nun Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillenmiş ve coğrafi işaret aldığını, keza, “Kayseri Sucuğu” nunda ayrıca Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillendiği ve coğrafi işaret aldığını, müvekkilin, yıllardır Afyonkarahisar ilinde ticaretle uğraştığını, müvekkilin Afyon’lu olduğunu ve işlerini Afyon’da yürüttüğünü, Afyonkarahisar’ın plaka numarası da 03 olduğunu, dolayısıyla Afyonkarahisar’lı bir tacirin “…” isimli bir markayı tescil ettirmesinin gayet doğal olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, TÜRKPATENT’den davalı şahsa ait … sayılı marka başvurusu işlem dosyası ile itiraza dayanak marka tescil belgesi getirtilmiş, sunulan deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şahsa ait … sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 06.01.2021 tarihinde tebliğ edildiği, son günün hafta sonu olması nedeniyle 08.03.2021 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davacıya ait … sayılı “…!+şekil”, “…+şekil”, “…+şekil”, “…+şekil”, “… 7/24 Sucukevi”, “… Sucuk Evi+şekil”, “Sucukevi+şekil” ibareli markanın, davalı şahsın … sayılı “…” ibareli başvurusu yönünden SMK’nın 6/1, 6/5, 6/9 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davalı şahsın 22/10/2019 tarihinde “…” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 29.sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, resen incelenmesi sonucu Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 6769 SMK’nun 5/1-b ve c maddeleri uyarınca başvuru kapsamından “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri.” emtiasının çıkartılmasına kalan emtia yönünden Marka Bülteninde ilanına karar verildiğini, ilana davacının … sayılı “…!+şekil”, “…+şekil”, “…+şekil”, “…+şekil”, “… 7/24 Sucukevi”, “… Sucuk Evi+şekil”, “Sucukevi+şekil” ibareli marka ile benzerlik arz ettiğinden ve tanınmışlık iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 19.07.2021 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “Dava konusu marka ile davacı markaları arasında benzerlik olmadığı, Dava konusu marka kapsamındaki 29. Sınıf mallar bakımından davacı şirket markalarının kapsamındaki mallar ile aynı/aynı türde olduğu ve 35. Sınıfta satış hizmetleri ile ilişkili olduğu, Dava konusu … başvuru numaralı marka ile davacı markaları arasında, 5/1- (c), maddesi koşullarının oluşmadığı, dava konusu marka ile davacı markaları arasında 6769 sayılı SMK‟nın 6/1 maddesinin kapsamında iltibas tehlikesinin bulunmadığı, Dava konusu uyuĢmazlık açısından SMK‟nın 6(5) maddesinin uygulanma olasılığının bulunmadığı, Kötü niyetin hukuki bir tespitin varlığını gerektirmekte olduğundan takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında dava konusunu oluşturan başvuru kapsamında kalan 29.sınıftaki “Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri” emtiasının bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise … sayılı “…!+şekil”, “…+şekil”, “…+şekil”, “…+şekil”, “… 7/24 Sucukevi”, “… Sucuk Evi+şekil”, “Sucukevi+şekil” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 29, 30, 35, 43.sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki 29.sınıftaki malların davacı şirket markalarının kapsamındaki mallar ile aynı/aynı tür/benzer/ilişkili oldukları tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “…!+şekil”, “…+şekil”, “…+şekil”, “…+şekil”, “… 7/24 Sucukevi”, “… Sucuk Evi+şekil”, “Sucukevi+şekil” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Somut davada, çekişmeli başvuru … standart kelimeler, düz kitap harfleri ve siyah-beyaz ve sarı renklerde oluşturulduğu, bir inek başı şekli kullandığı, itiraza dayanak markaların ise yer yer … ve doktor şekli ile çizgi karakterlerden oluşan sucuk ve aşçı şekli ile farklı yazı stili ve ek ibareli, yer yer siyah-beyaz ve yer yer kırmızı, sarı, mavi renk unsurları kullanılarak oluşturulduğu gözlenmiştir. Markaların görsel olarak benzer olmadığı kanaatine varılmıştır.
… markasını “su-cuk-sı-fır-üç”, …!,, …, …, …, … 7/24 sucukevi, … sucuk evi, mağrasucuğu, sucukevi şekil markalrının ise; … şekil olarak okunduğu tespit edilmiştir. Markaların işitsel olarak kısmen benzer olduğu kanaatine varılmıştır.
… markasının “içine çeşitli baharatlar konularak yoğrulan sığır ya da manda eti kıymasının, şişirilerek kurutulmuş koyun bağırsağına doldurulmasıyla yapılan, ızgarada ya da yağda pişirilerek yenen yiyecek” anlamına geldiği, 03 rakamının ise “03” ve “03” rakamının Afyon ilinin plaka koduna karşılık geldiği rakamı anlamına geldiği, …!,, …, …, …, … 7/24 sucukevi, … sucuk evi, …., sucukevi şekil” markalarının ise hem kelimelerin üzerinde taşıdıkları anlam ve anlamı olmayan ifadelerden oluşturularak yapıldığı, kelimelerin ise tüketicinin aklında doğrudan karşılık bulacağı bir anlamı bulunmadığı, markaların kavramsal olarak kısmen benzer olduğu kanaatine varılmıştır.
Bu açıklamalar doğrultusunda markaların görsel benzer olmadığı, işitsel ve anlamsal olarak kısmen benzer olduğu kanaatine varılmıştır. Tarafların marka örneklerinin baskın ve ayırt edici unsurları göz önüne alınarak, görsel, işitsel ve kavramsal bakımdan mukayeselerinde hitap ettiği ortalama özen ve dikkate haiz alıcı kitlesi nezdinde yaratacağı bütünsel genel izlenim yönünden; davalı ve davacı markaları arasında benzerlik bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Dava Konusu Markanın 6769 sayılı SMK’nın 6769 sayılı SMK’nın 5/1- (c) benti Açısından Değerlendirme:
6769 sayılı SMK’nun 5/1-c maddesinde “Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler” hükmü amirdir.
Başvurusu yapılan mal veya hizmet açısından tanımlayıcı olan, herkesin kullanımına açık tutulması gereken ve hiç kimsenin tekeline verilemeyecek işaretlerin tescil edilemeyeceği düzenlenmiştir. Söz konusu işaretleri, münhasıran veya esas unsur olarak içeren markaların ret nedeni olarak yer alması, rekabetin bozulmasının ve diğer üreticiler ile tüketicilerin bundan zarar görmesinin önlenmesine yönelik olarak tercih edilmiştir. Bir işaretin kamunun kullanımına açık/yeterince ayırt edici olup olmadığının tespit edilebilmesi için işaretin oluşturduğu bütünün göz önünde tutulması ve tasviri karakterinin olup olmadığının değerlendirmesinde o işareti taşıyan marka altında pazarlanan ürünün hitap ettiği tüketicinin üzerindeki görsel etkisinin değerlendirilmesi gerekir. Davaya konu marka olan … içinde geçen 03 ibaresinin coğrafi kaynak belirten, herkesin kullanımına açık tutulması gereken ve hiç kimsenin tekeline verilemeyecek gibi bir anlamı bulunuyor olsa da davaya konu marka … olarak oluşturulmuş olup 6769 sayılı SMK‟nın 5/1-c maddesi anlamında tescil engeli oluşmadığı sonucuna varılmıştır.
6769 sayılı SMK’nun 6/5 Tanınmışlık Yönünden Değerlendirme:
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığından, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Somut davada davalı şahıs başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamaktadır. Bu nedenle kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şahsın kötü niyetli olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalılar için AAÜT uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5- Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/09/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.