Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/57 E. 2021/314 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/57
KARAR NO : 2021/314

DAVA : Markaya Tecavüzün Tespiti, Men’i, Maddi ve Manevi Tazminat, Ticaret Ünvanı Terkini
DAVA TARİHİ : 19/02/2021
KARAR TARİHİ : 23/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/09/2021
DAVA:
Davacı vekili 19.02.2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın … sayı ile tescilli “… Premium …” markasının sahibi olduğu, diğer müvekkili … Gıda San. ve Tic. A.Ş. ile marka lisans sözleşmesi imzaladığı, “…” markasının müvekkilleri tarafından taze meyve sebze faaliyetlerinde aktif olarak kullanıldığı, sektörde tanınan ve tercih edilen bir marka olduğu, davalı şirketin müvekkili markasını birebir logosuyla birlikte ticaret unvanı ve işletme adı olarak kullandığı, davalı şirketin işyeri adresindeki tabelada, kullandığı fatura, evrak ve diğer resmi belgelerde müvekkili markasını logosuyla birlikte kullandığı, davalının müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösterdiği, davalının bu suretle müvekkilinin tanınmışlığından yararlandığı, itibarından haksız kazanç elde ettiği, markaya tecavüz ve haksız rekabet fiili işlediği, davalının markayı kötü niyetli kullanımı nedeniyle müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğrayacağı belirtilerek, davalı şirketçe yapılan markaya tecavüzün durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi, bu kapsamda davalının işletme adının bulunduğu ticari tabela, broşür ve diğer tanıtımlarının durdurulması, marka ve logonun kullanıldığı levha, broşür, ürün ve malzemelerin toplatılması, davalı tabelalarının indirilmesi, davalılarca “…” marka ve logosunun kullanılmasının engellenmesi, davalı şirketin ticaret unvanının üçüncü kişilere devrinin engellenmesi, müvekkili marka ve logosu kullanılarak yapılan üretimin, satışların, ithalat ve ihracatın tedbiren durdurulmasına; davalı şirketin kullandığı ticaret unvanı, işletme adı, müvekkiline ait marka ve logo ile birebir aynı olmasının haksız rekabet oluşturması nedeniyle müvekkili markasına tecavüz oluşturduğunun tespitine ve tecavüzün men’ine; davalının söz konusu işletme adı ve ticaret unvanıyla elde ettikleri karın tespiti ile şimdilik 10.000 TL maddi ve 100.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline; davalının, müvekkilini markasını ticaret unvanı şeklinde kullanımının haksız rekabet oluşturması sebebiyle ticaret unvanının terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin cevap ve bilirkişi raporuna beyan dilekçesinde özetle, müvekkil şirketin 01 Ağustos 2014 tarihli Ticaret Sicili Gazetesine göre 24.07.2014 tarihinde tescil edildiğini, buna karşılık davacı adına tescilli olan … sayılı markanın başvuru ve koruma tarihinin 01.10.2015 olduğunu, ayrıca, … sayılı markanın sahibi olan davacı …’ın, o dönemdeki adı olan … olarak davalı şirketin kurucu ortaklarından olduğunu, şirketteki hisselerini daha sonra 31.03.2016 tarihinde, markanın ilk başvuru sahibi olan …’e devrettiğinin bilirkişi raporu ile de tespit edildiğini, bu durumda, davalı şirketin davacı adına tescilli olan … sayılı markadan daha önce tescil edildiğini, ayrıca bu şirketin faaliyetlerine davalı …’ın ortaklığında, dolayısıyla bilgisi ve muvafakati ile başladığının anlaşıldığını, müvekkilin işletmesinin görülen bir yerine yazılacak şekilde …’da tabelasını asmak suretiyle kullandığı aslında ticaret ünvanı olup marka olmadığını, markadan önce ticaret sicil müdürlüğünce tescil edildiğini; müvekkil şirketin ticaret ünvanı olarak tescil ettirdiği ve tabelasında kullandığı ibarenin davacının markası ile birebir aynı olmadığını, ayrıca şirket kurulduktan sonra davacının marka tescilinden önce müvekkil firma tarafından kesilmiş logolu faturaların da bulunduğunu, müvekkilinin üretim yapmadığını, sebze ve meyve komisyonculuğu dışında hiçbir ticari faaliyet göstermediğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlık ve Uygulanacak Hükümler, Kanıtların Değerlendirilmesi ve Kabul:
Dava, davalının kullandığı ticaret ünvanının davacı markası ve logosu ile aynı olması iddiasına dayalı haksız rekabet ve markaya tecavüzün tespiti, men’i, maddi ve manevi tazminat istemi ile ticaret ünvanının terkini istemlerinden ibarettir.
Davacı ait tescilli markal
01.10.2015 başvuru ve 18.10.2016 tescil tarihli … sayılı “… … …+şekil” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 31, 35.sınıftaki “Sınıf 31: İşlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri, tohumlar. Ormancılık ürünleri. Canlı hayvanlar (kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar dahil). Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar. Hayvan yemleri. Malt (insan tüketimi için olmayan). Sınıf 35: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İşlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri, tohumlar. Ormancılık ürünleri. Canlı hayvanlar (kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar dahil). Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar. Hayvan yemleri. Malt (insan tüketimi için olmayan). mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetlerini kapsadığı; tespit edilmiştir.
18.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “İnceleme sırasında işletme yetkililerinin işletmede bulunmaması nedeniyle komşu ofis çalışanlarına konu izah edilmiş, komşu ofis çalışanı tarafından işletme yetkilisi ile telefonla irtibat kurularak konu işletme yetkilisine (… Bey) telefonla izah edilmiştir.
İşletme yetkilisi (…. Bey) tarafından, davalı şirketin davacı …’ın (…) ortaklığında 24.07.2014 tarihinde kurulduğu, daha sonra 31.03.2016 tarihinde davacının şirketteki hisselerini devrettiği, bundan sonra da şirketin yeni ortakları ile faaliyetlerine devam ettiği, davacı şirketin kuruluşunun marka tescilinden daha önce olduğu belirtilerek şirket kuruluşuna ve hisse devrine ilişkin Ticaret Sicil Gazetesi sayfaları komşu ofis çalışanına gönderilerek bilirkişiye sunulmuştur. “…Toptan Yaş Sebze Meyve Komisyonculuğu Gıda Nakliyat Ticaret Ltd. Şti.” unvanı altında faaliyet gösteren işletmenin “yaş sebze-meyve ticareti komisyonculuğu ve ticareti” yapan bir işletme olduğu tespit edilmiştir.
İşletmenin aşağıda fotoğrafı sunulan tabelasında, “… Ltd. Şti.” unvanı kullanılmakla birlikte, “…” ibareleri kırmızı-sarı renklerde ve baskın markasal unsur olarak kullanılmıştır. Tabelada ayrıca muz ve yaprak figürleri kullanılmıştır.
İşletmenin ofis bölümünde başka herhangi bir marka kullanımına rastlanmamıştır. İşletmenin koridorlarında muz, limon, elma, karpuz gibi meyve kasalarının dizili olduğu tespit edilmiştir. Bu kasalarda ya da meyve etiketlerinde “…” markasına rastlanmamış, “….” gibi markaların kullanıldığı tespit edilmiştir.” ifade edilmiştir.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller; 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29. Maddesinde düzenlenmektedir. Kanunun 29/1-a maddesinde 7. maddeye atıf yapılarak, bu maddede sayılan hallerin tecavüz halleri olduğu belirtilmekte, daha sonra marka hakkına tecavüz sayılan diğer haller sıralanmaktadır. 6769 sayılı SMK’nın 7/2-a maddesi ile 29/1-b maddesi hükümleri uyarınca, tescilli markanın “aynısının”, tescilli olduğu “aynı” mal veya hizmet için kullanılması marka hakkına tecavüz sayılan fiillerdendir. Kanunun her iki madde hükmünde de, aynı mal ve hizmetler için aynı markanın izinsiz kullanımı yoluyla tescilli markanın taklit edilmesi hali düzenlenmiştir.
Aynılık, tescilli marka ile piyasada kullanılan işaretin özdeş, farksız, tıpa tıp taklit, aynen veya bire bir kopya olmalarını ifade eder. Aralarında küçük de olsa farklılık bulunan markalar aynı sayılamazlar. Ancak markaların farklı büyüklükte olması veya sözcük markalarının yazı karakterinin, renginin farklılaştırılması aynı olma durumunu etkilemez.
Kanunun 7/2-b maddesinde ise tescilli marka ile “karıştırılma ihtimali” yaratılmak suretiyle meydana getirilen tecavüz hali düzenlenmektedir. Bu ihlal halinde, tescilli marka ile aynı ya da benzer markanın aynı ya da benzer mal veya hizmetlerde kullanımı söz konusudur.
Haksız rekabet; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 54. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. 6762 sayılı eski TTK’nin aksine yeni TTK’da haksız rekabetin tanımı yapılmamıştır. Yeni TTK m. 54 f.2’de “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” biçiminde haksız rekabet oluşturan fiiller genel olarak belirtilmiştir.
TTK m. 55’de ise başlıca haksız rekabet halleri örnekseme metodu ile belirtilmiştir. Madde düzenlemesinde belirtilen başlıca haksız rekabet halleri; “dürüstlük kurallarına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar (kötüleme, avantaj sağlama, hakkı olmayan unvanları, meslek, derece ve sembolleri kullanma, karıştırılmaya neden olma, karşılaştırma ya da üçüncü kişiyi benzer yollarla öne geçirme, tedarik fiyatının altında fiyatla satışa sunma yoluyla aldatma, gerçek değer hakkında yanıltma, karar verme özgürlüğünü sınırlama, nicelik ve nitelikte yanıltma, hukuki işlemlere ilişkin kamuya yapılan ilanın açık olmaması, tüketici kredilerine ilişkin açık beyanda bulunmamak, yanıltıcı sözleşme formüllerini kullanmak), sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek, başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak, üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek, iş şartlarına uymamak, dürüstlük kurallarına aykırı işlem şartlarını kullanmak” olarak belirtilmiştir.
TTK m.55 f.1 (a) bendinin dördüncü alt bendi ise “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” şeklindedir.
Somut davada; işletmenin tabelasında “…” ibareleri baskın ve asli markasal unsur olarak kullanılmakta, ayrıca tali nitelikte ve küçük puntolarla “Ltd. Şti.” ibareleri ile muz ve yaprak figürleri de kullanılmaktadır.
Davacı … adına tescilli olan … sayılı “… … …+şekil” markasında da “…” ibareleri baskın ve asli markasal unsur olarak yer almakta, ayrıca tanımlayıcı nitelikteki “Premium …” (yüksek kaliteli muz) ibareleri ile güneş-doğa figürü kullanılmaktadır. “…” ibareleri hem davalı işyeri tabelasında hem de davacının tescilli markasında aynı yazı karakterinde ve aynı şekilde kırmızı-sarı renklerde ve kullanılmaktadır. Bu nedenle, davalı tabelasında kullanılan marka ile davacı markası hemen hemen aynıdır. Ayrıca, davalı işletmenin faaliyet alanı olan “yaş sebze-meyve ticareti komisyonculuğu ve ticaretinin” de davacı markasının tescil kapsamında bulunan “Sınıf 35: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için ‘işlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri’ mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri” hizmetleri ile aynı/aynı tür hizmetlerden iken “Sınıf 31: İşlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri” malları ile ilişki kurulabilecek türde benzer hizmetlerden olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı tabelasında kullanılan markanın davacı adına tescilli marka ile aynıya yakın düzeyde benzer olmasının yanısıra davalı faaliyetlerinin de davacı markasının tescil kapsamında bulunan mal ve hizmetlerle aynı ve benzer türde faaliyetlerden olduğu dikkate alındığında, davalı tabelasındaki marka kullanımları ile davacı markası arasında karıştırılma ihtimalinin yüksek olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafından, davalı şirketin kullandığı ticaret unvanının da davacıya ait marka ile birebir aynı olmasının haksız rekabet ve markaya tecavüz oluşturduğu belirtilerek davalı ticaret unvanının da terkini talep edilmektedir. Davalı ticaret unvanı “…Toptan Yaş Sebze Meyve Komisyonculuğu Gıda Nakliyat Ticaret Ltd. Şti.” şeklindedir. Ticaret unvanının kılavuz unsuru “…” ibaresinden oluşmakta olup davacı adına tescilli olan … sayılı markanın asli ayırt edici unsuru ile aynıdır. Ayrıca, davacı şirketin amaç ve konusu kapsamında bulunan “yaş sebze ve meyvelerin yenilebilir köklerinin alım satımı, ithalatı, ihracatı, toptan ve perakende ticareti…” faaliyetleri de davacı markasının tescil kapsamında bulunan mal ve hizmetlerle ilişkilendirilebilecek nitelikte, aynı ve benzer türdeki faaliyetlerdendir. Bu nedenle, davalı şirketin ticaret unvanı altında yürüttüğü ticari faaliyetlerinin de davacı markası ile ilişkilendirmek suretiyle karıştırılma ihtimali bulunan faaliyetlerden olduğu kanaatine varılmıştır.
Bütün bunlara rağmen, 1 Ağustos 2014 tarihli Ticaret Sicili Gazetesine göre davalı şirketin 24.07.2014 tarihinde tescil edildiği tespit edilmiştir. Buna karşılık davacı adına tescilli olan … sayılı markanın başvuru ve koruma tarihi 01.10.2015’dir.
Ayrıca, … sayılı markanın sahibi olan davacı …’ın, o dönemdeki adı olan … olarak davalı şirketin kurucu ortaklarından olduğu, şirketteki hisselerini daha sonra 31.03.2016 tarihinde, markanın ilk başvuru sahibi olan Hasan Dönmez’e devrettiği tespit edilmiştir.
Bu durumda, davalı şirketin davacı adına tescilli olan … sayılı markadan daha önce tescil edildiği, ayrıca bu şirketin faaliyetlerine davalı …’ın ortaklığında, dolayısıyla bilgisi ve muvafakati ile başladığı anlaşılmaktadır.
Tüm bu tespit ve değerlendirmeler neticesinde; salt bir işletmenin ticaret unvanda yer alan bir ibare nedeniyle, bu unvanın bir başkasına ait tescilli marka kapsamında kalan hakları ihlal ettiği ve bu durumun doğrudan tecavüz ve haksız rekabete yol açar mahiyette olduğundan bahsetmek de mümkün değildir. ( Yargıtay 11. H.D. 27.02.2020 tarih 2018/4548 esas 2020/2119 karar )
Dolayısıyla geçerli bir şekilde tescil edilmek suretiyle kullanılan ticaret unvanının, bir başkasına ait markası ile benzer olması nedeniyle iltibas yaratma ihtimali mevcut olsa dahi, marka tescilinden daha önce tescil edilen benzer unvanın tescilli olduğu süre içerisindeki kullanımı markaya tecavüz ve haksız rekabet olarak kabul edilmemektedir.
Ayrıca ticaret ünvanı davacı markasından daha önce tescilli olduğu için ticaret ünvanı terkini talebininde reddine karar verilmiştir.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan raporlar ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı için AAÜT uyarınca maddi tazminat yönünden 5.900,00 TL, manevi tazminat yönünden 5.900,00 TL, diğer maddi nitelikle talepler yönünden 5.900,00 TL olmak üzere toplam 17.700,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/09/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.