Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/53 E. 2021/305 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/53
KARAR NO : 2021/305

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2021
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/09/2021
DAVA:
Davacı vekili 16.02.2021 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketlerin mensubu olduğu şirketler topluluğunun temellerinin 1969 yılında atıldığını, davacıların “…” ibaresini o tarihlerden beri ticaret unvanı ve marka olarak tescil ettirdiğini ve kullanageldiklerini, “…” markasının gerek yurt içinde gerekse yurt dışında davacılar tarafından tanıtıldığını ve bu markanın itibar ve güven kazandığını, bu markayı gören herkesin algısında doğrudan davacılar ile bağlantı kurulduğunu, davalı şirketin ticaret unvanında bu ibarenin birebir aynısını kullanmasının davacıların tescilli markalarından ve ticaret unvanlarından doğan hakları ihlal ettiğini, davalıya bu yönde keşide edilmek istenilen ihtarnamenin davalıya tebliğ edilemediğini, davalının ticaret unvanında “…” ibaresini kullanmasının davacıların faaliyetlerinin yarattığı standart ve kalite ile ulaştığı tanınmışlık nedeniyle de haksız olduğunu, bu nedenlerle davacıların tescilli markalar ve ticaret unvanlarından doğan haklarının davalı tarafından ihlali fiillerinin tespitini ve men’ini, davalının ticaret unvanından “…” ibaresinin terkinini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamıştır.
GEREKÇE:
Dava, markadan ve ticaret unvanından doğan haklara tecavüzün tespiti, men’i ticaret unvanının terkini isteminden ibarettir.
Toplanan kanıtlar, dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporu çerçevesinde değerlendirilmiş, buna göre; dava dosyası ve Türk Patent ve Marka Kurumu marka sicil kayıtlarının incelenmesi sonucunda;
Davacıların davaya mesnet aldıkları tecilli markaları:
170761 tescil no’lu “… Şekil” ibareli markanın, 36, 37, 40, 41 ve 44 sınıflardaki mal ve hizmetlerde ;
98730 tescil no’lu “… İmalat Sanayii ve Ticaret A.Ş. Şekil” ibareli markanın, 06.sınıftaki emtiada;
2006/37875 no’lu “… Hastanesi Şekil” ibareli markanın, 44.sınıftaki hizmetlerde;
2013/105377 no’lu “… İmalat Şekil” ibareli markanın, 06, 19, 40.sınıftaki mal ve hizmetlerde;
156772 no’lu “… İmalat Şekil” ibareli markanın, 06.sınıftaki emtiada;
173080 no’lu “… MESKEN şekil” ibareli markanın, 06, 16, 19 ve 20. Sınıflardaki mal ve hizmetlerde;
2009/23693 no’lu “… Şekil” ibareli markanın, 06, 19, 35, 36, 37, 39, 40, 41, 42, 43, 44 mal ve hizmetlerde;
2016/08046, 2017/50096, 2017/67282, 2017/78451, 2017/78871, 2017/78874, 2017/86305, 2017/86308, 2017/90575, 2017/96103 sayılı ve “…+şekil” ibareli markalarının 35, 37, 43.sınıflardaki mal ve hizmetlerde ;
2020/95039, 2020/95045 sayılı ve “m …+şekil” ibareli markaların 29, 30, 31, 32, 33, 35.sınıflardaki mal ve hizmetlerde tescilli oldukları tespit ve kabul edilmiştir.
Davacıların tescilli markalarından doğan haklarının davalı tarafından ihlal edilip edilmediği hususunda değerlendirme:
Davacılar, davalının markasal kullanımına dair dava dosyasına herhangi bir delil sunmamış, sadece davalının “… ibaresini tescilli ticaret unvanında kılavuz unsur olarak kullanıyor olması”nın marka hakkı ihlali doğurduğu iddiasına dayanmıştır. Salt bir işletmenin ticaret unvanda yer alan bir ibare nedeniyle, bu unvanın bir başkasına ait tescilli marka kapsamında kalan hakları ihlal ettiği ve bu durumun doğrudan tecavüz ve haksız rekabete yol açar mahiyette olduğundan bahsetmek de mümkün değildir. ( Yargıtay 11. H.D. 27.02.2020 tarih 2018/4548 esas 2020/2119 karar )Dolayısıyla geçerli bir şekilde tescil edilmek suretiyle kullanılan ticaret unvanının, bir başkasına ait ticaret unvanı ve markası ile benzer olması nedeniyle iltibas yaratma ihtimali mevcut olsa dahi, daha sonra tescil edilen benzer unvanın terkinine karar verilmediği müddetçe sonraki unvanın tescilli olduğu süre içerisindeki kullanımı markaya tecavüz ve haksız rekabet olarak kabul edilmemektedir.
Davacıların ticaret unvanlarından kaynaklanan haklarının somut olayda ihlal edilip edilmediği hususunda değerlendirme:
Hukukumuzda “ticaret unvanı” ve işletme adı” müesseseleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir. TTK’nın 39. Maddesine göre; “Her tacir, ticari işletmesine ilişkin işlemleri, ticaret unvanıyla yapmak ve işletmesiyle ilgili senetlerle diğer belgeleri bu unvan altında imzalamak zorundadır.” 45. Maddeye göre de; “Bir ticaret unvanına Türkiye’nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş bulunan diğer bir unvandan ayırt edilmesi için gerekli olduğu takdirde, ek yapılır.” 52. Maddeye göre ise; “Ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir.” Bu madde hükümlerinden anlaşılacağı üzere; ticaret unvanı, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması halinde hak sahibinin, maddi ve manevi tazminat da dahil olmak üzere, çeşitli yasal talep hakları doğmaktadır. Buna göre;
Somut davada, davacıların Türkiye sınırları içerisinde uzun yıllar önce usulünce tescil ettirmiş oldukları ve kullanageldikleri, ticaret unvanlarının da kılavuz unsuru olan “…” ibaresinin, davalı firma tarafından, davacıların ticaret unvanlarının tescilinden çok sonraki bir tarihte, yine ticaret unvanının kılavuz unsuru olarak tescil edildiği dava dosyası içeriğinden anlaşılmakla; tarafların ticaret sicilinde yer alan iştigal alanlarının da ilişkili/ilintili alanlar olduğu tespit edildiğinden, yani; dava konusu edilen ticaret unvanı kullanımının, davacıların ticaret unvanının kılavuz unsuru olan “…” ibaresiyle aynı olması ve bu ibarelerin ilişkili/ilintili alanlarda kullanılmak üzere tescilli olması nedeniyle, davalının ticaret unvanı tescilinin/kullanımının, davacıların ticaret unvanından kaynaklanan haklarının da ihlali olarak değerlendirilmiştir.
Tüm bu tespit ve değerlendirmeler neticesinde, davalının ticaret unvanı tescilinin ve kullanımının, davacıların tescilli markalarından ve ticaret unvanlarından kaynaklanan haklarının ihlali sayılabileceği, davalının ticaret unvanının terkini koşullarının oluştuğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan nedenlerde, davanın kısmen kabulüne, “…” ibaresinin davalının ticaret ünvanından terkinine, hükmün ulusal çapta yayın yapan bir gazetede bir defa ilanına, masrafın davalı tarafından karşılanmasına, fazlaya dair istemlerin reddine, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-“…” ibaresinin davalının ticaret ünvanından terkinine,
3-Hükmün ulusal çapta yayın yapan bir gazetede bir defa ilanına, masrafın davalı tarafından karşılanmasına,
4-Fazlaya dair istemlerin reddine,
5-Alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
6-Kabul red oranının takdiren 1/2 olarak belirlenmesine ve aşağıda dökümü gösterilen ve davacı tarafından yapılan 2.441,70 TL yargılama giderinden payına düşen 1.220,85 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanının davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacılar için kısmen kabul edilen bölüm yönünden AAÜT uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
8-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/09/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 127,10.-TL
Posta Masrafı 214,60.-TL
Bilirkişi Masrafı 2.100,00.-TL
Toplam 2.441,17.-TL