Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/5 E. 2021/299 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/5
KARAR NO : 2021/299

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 05/01/2021
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/09/2021
DAVA:
Davacı vekili 06.03.2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin TÜRKPATENT nezdinde … sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun TÜRKPATENT resmi markalar bülteninde yayınlandığını; davalı şirketin … sayılı ve “…” ibareleri markasını gerekçe göstererek yaptığı itirazın reddine karar verildiğini, bu ret kararına karşı davalının yeniden inceleme taleplerinin TÜRKPATENT … sayılı YİDK kararı ile nihai olarak kısmen kabul edilerek 35, 37.sınıfaki bir kısım mal ve hizmetlerin reddedildiği, oysa müvekkilinin markası ile … sayılı ”…” ibareli markasının eşya listesi kapsamında kısmen de olsa aynı tür hizmetler yer almakta olduğunu, ancak ”…” markası ile ”…” markası aynı türden hizmetler vermediğini, “…” in hedef kitlesi ile davacının hedef kitlesinin farklı olduğunu, bunun sonucu olarak benzerlik ve karıştırılma ihtimali olmadığını, karıştırma ihtimalinin uzman olan kişiye göre değil o malın tüketicisi olan halk kesiminin görüşüne göre değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkilinin markası ile itiraz eden markasının hedef tüketici kitlesinin birbirinden farklı olduğunu, aslında piyasaya mal ve hizmet sunan ve karşısında tüketici bulunmasından ziyade, ortada işbirliğinden bahsedilmesinin daha doğru olacağının düşünüldüğünü, bu nedenle değerlendirme yapılırken faaliyet alanı ve amacının da göz önünde bulundurulması gerektiğini, ‘…” markası ile ”…” markasının her ne kadar söyleniş bakımından aynı gibi gözükse de (özellikle hedef kitle de düşünüldüğünde) telaffuzlarının farklı olduğunu ve aynı anlama gelmeyen kelimelerden oluşmakta olduğunu, ”…” markasının ingilizce ”i know what if” kelimelerinin birleşiminden oluşmakta ve bu markanın logosunda ”ya yaparsan” ibaresi bulunduğu için bu anlamda oluşturulduğu , bu nedenle okunma şekli açısından da farklılık bulunmakta olduğunu, … markası ise kelime olarak ”yenileşimci, yenilikçi” anlamlarına gelmekte olduğunu, bu açıdan da birbirinden farklı olup karıştırılma ihtimali bulunmadığını, her iki markanın yazım şekli, harf karakterleri, renkleri açısından da bariz farklılıklar bulunmakta olduğunu, YİDK Kararı’nda değerlendirme kısmında yer vermiş olduğu … kelimesinin tanımlayıcı olması yönüyle marka olarak tescil edilemeyeceğini belirtildiğini, ancak … kelimesinin müvekkilinin markasının ticaret ünvanı olması yönüyle SMK uyarınca ayırt edici özelliğe sahip olmakla beraber olayda mutlak ret nedenleri bulunmadığından marka olarak tescil edilebilmesi gerektiğini, YİDK kararının bu anlamda da kendi içinde çelişkili olduğunu, YİDK, “…” ibaresinin “yenileşimci, yenilikçi” anlamlarına geldiğini ve başvurunun 6769 s. SMK’nın 5/1-(b, c) bentleri uyarınca resen reddine karar vermiş olduğunu, ancak itiraz eden davalının ‘’…’’ markasına ilişkin olarak aynı kapsamda bir değerlendirme yapmamış olduğunu, YİDK kararında eşit işlem yapılmadığını, müvekkilinin bahse konu ”inovasyon” markasını daha önce de kullanmış olduğunu, bu nedenle ayırt edici nitelik kazanmış olduğundan 5/1-(b) ve (c) bentleri uyarınca başvurunun re’sen reddedilmesinin mümkün olmadığını belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptale karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; başvurudan çıkarılan hizmetlerin aynı ve/veya benzer olduğunu, markalar arasında yüksek düzeyde benzerlik bulunmakta olduğunu, başvuruda yer alan farklılıkların itiraza dayanak markadan farklılaştırmaya yetmeyeceğini, ortalama tüketicinin yanılgıya düşebileceğini, tüketicinin bu markalar altında sunulan mal veya hizmetlerin en azından birbiri ile bağlantılı işletmeler tarafından piyasaya sürüldüğünü düşünebileceğini, bu kapsamda karşılaştırılan markaların genel izlenim itibari ile benzerlik arz ettiğini, karşılaştırılan mal ve hizmetler arasındaki benzerlik düzeyi ve aralarındaki yüksek düzeyde benzerlik düşünüldüğünde karıştırılma tehlikesinin oluşacağını, SMK 6/1. Maddesinin şartlarının oluştuğunu, diğer taraftan SMK’nın 5/1-b ve c hükümleri kapsamında başvurunun marka olamayacak işaretlerden olduğunun kabulü ile tümden reddi de yerinde olduğunu, başvuru markasının salt “…” ibaresinden oluşmaktadır. YİDK kararında da belirtildiği üzere … kelimesi yenilikçi anlamı itibari ile herkesçe bilinen ve kelime anlamı itibari ile köken gösterme ve mal ve hizmetleri birbirinden ayırt etme işlevi olmayan bir ibare olduğunu, doğrudan tanımlayıcı olan ve ayırt edici nitelikte olmayan bu ibarenin belirli bir firmanın tekeline verilmesi mümkün olmadığı gibi, tüketiciler bu işaret altında sunulan mal veya hizmeti belirli bir işletme ile ilişkilendirmeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin (…) ülkemizin en büyük sanayi şirketi olduğunu, müvekkili …’ın yürütmüş olduğu söz konusu faaliyetler içerisinde yeni girişimleri ve … fikirleri desteklemek de mevcut olduğunu, bu amaçla da “… ile Inowhatif” platformu kurulmuş ve bu doğrultuda oluşturulmuş iknowhatif marka tescilini yaptığını, markayı kullandığını, müvekkili markasına ciddi ölçüde benzerlik taşıyan, hiçbir ayırt edici yönü bulunmayan tasvir edici nitelikteki davacı markasına yapılan itirazın YİDK aşamasında kısmen kabul edildiğini, tasviri işaret niteliğinde olan ve ayırt ediciliği bulunmayan ibarelerin, 6679 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (“SMK”) 5’inci maddesinin (a), (b) ve (c) bentleri uyarınca marka olarak tescil edilmesi mümkün olmadığını, öte yandan davacı başvurusunun müvekkilinin markası ile taşıdığı benzerlik sebebiyle de iltibas yaratma tehlikesi bulunmakta olduğunu, Inovatif ibaresi TDK’ya göre; yenileşimci, yenilikçi anlamına gelmediğini, aynı zamanda davacı markasının asli unsuru, hatta doğrudan davacının markası olduğunu, davacı markasında bu tasviri ibareden kaçınmak için herhangi bir ciddi değişiklik dahi yapılmadığını, “…” ibaresinin başvuru talebine konu davacıya ait markanın esas unsurunu teşkil etmesi ve bu markanın tescil edildiği hizmetler açısından tasviri işaret niteliğinde olması nedeniyle, SMK m.5/I(c) kapsamında söz konusu marka tescil başvurularının reddine karar verilmesi gerekmekte olduğunu, diğer yandan davacının iddiasının aksine müvekkilinin markasının tanımlayıcı/tasvir edici bir kelime olmayıp esasında anlamlı bir kelime olmadığını sadece söylenişi … kelimesine benzemekte olduğunu, dolayısıyla itirazlarının yersiz olduğunu, davacıya ait markanın müvekkilinin markasına benzer olup, karıştırılma riski bulunduğunu, davaya konu markalar arasında görsel ve işitsel benzerlik olduğu, Dava konusu markaların kapsadıkları mal ve hizmetler arasında benzerlik bulunmakta olduğunu, ayrıca …” markası T/02451 başvuru numarası ile Kurum kayıtlarına tanınmış marka olarak tescil edilmiş olduğunu, Şirketimize ait “…” ibareli markanın tanınmış marka olduğunun kabulü gerekmekle birlikte, bu markaya daha geniş bir koruma sağlanması gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararı ile davacıya ait … kod nolu marka başvuru dosyası ve davalı şirkete ait marka tescil belgeleri getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, Türk Patent YİDK’nun … sayılı kararının iptali ile marka başvurusunun tescili istemine ilişkindir. YİDK kararının davacı başvuru sahibine 05/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 05/01/2021 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davacı şirkete ait … sayılı “…” ibareli başvurusu yönünden SMK’nin 5/1-b, 5/1-c, 6/1 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davacının 23/09/2019 tarihinde “…” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 19, 35, 36, 37,42. sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davalı şirketin 017/53091 sayılı ve “…” ibareli markası ile benzerlik arz ettiğinden ve tanınmışlık iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak kısmen kabulüne karar verilerek başvuru kapsamından 35, 37.sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerin reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 10/08/2021 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; ” …SMK’nın 5/1-b. maddesi uyarınca tescil engeli bulunduğu, SMK’nın 5/1-c. maddesi uyarınca tescil engeli bulunduğu, SMK’nın 6/1. Maddesi uyarınca 35. Sınıftaki “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. “ Ve 37. Sınıfındaki “ İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri. Temizlik hizmetleri; dezenfeksiyon hizmetleri; haşere ilaçlama hizmetleri; temizlik araçları ve makinelerinin kiralanması hizmetleri. Kara araçları servis istasyonu hizmetleri (bakım, tamir ve akaryakıt dolumu). Deniz araçlarının bakımı ve tamiri hizmetleri; gemi inşaatı hizmetleri. Hava taşıtlarının bakım ve tamiri hizmetleri. Mobilyalara ilişkin döşeme, tamir, restorasyon hizmetleri. Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve tamiri hizmetleri. Giysilerin temizliği, bakımı ve tamiri hizmetleri. Sınai makinelerin ve cihazların, büro makinelerinin ve cihazlarının, haberleşme cihazlarının, elektrikli ve elektronik cihazların tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri. Asansör tamiri ve bakımı hizmetleri. Saat tamiri hizmetleri. Madencilik, maden çıkarma hizmetleri. Ayakkabı, çanta, kemer tamiri hizmetleri.” hizmetleri yönünden tescil engeli bulunduğu, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından verilen dava konusu … sayılı YİDK kararının iptal koşullarının oluşmadığı….” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir.
Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 19, 35, 36, 37. sınıftaki “19 Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer. Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, direkler, bariyerler, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler. Yollar için metal, mekanik ve aydınlatmalı olmayan trafik işaretleri. Beton, taş veya mermerden yapılmış anıtlar, heykeller. İnşaatlar için cam ürünleri. Metalden olmayan prefabrik yüzme havuzları. Akvaryum kumları. 35 Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer.Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, direkler, bariyerler, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler.Yollar için metal, mekanik ve aydınlatmalı olmayan trafik işaretleri.Beton, taş veya mermerden yapılmış anıtlar, heykeller.İnşaatlar için cam ürünleri. Metalden olmayan prefabrik yüzme havuzları.Akvaryum kumları. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)36 Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler. Gümrük müşavirliği hizmetleri. 37 İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri. Temizlik hizmetleri; dezenfeksiyon hizmetleri; haşere ilaçlama hizmetleri; temizlik araçları ve makinelerinin kiralanması hizmetleri. Kara araçları servis istasyonu hizmetleri (bakım, tamir ve akaryakıt dolumu). Deniz araçlarının bakımı ve tamiri hizmetleri; gemi inşaatı hizmetleri. Hava taşıtlarının bakım ve tamiri hizmetleri. Mobilyalara ilişkin döşeme, tamir, restorasyon hizmetleri. Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve tamiri hizmetleri. Giysilerin temizliği, bakımı ve tamiri hizmetleri. Sınai makinelerin ve cihazların, büro makinelerinin ve cihazlarının, haberleşme cihazlarının, elektrikli ve elektronik cihazların tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri. Asansör tamiri ve bakımı hizmetleri. Saat tamiri hizmetleri. Madencilik, maden çıkarma hizmetleri. Ayakkabı, çanta, kemer tamiri hizmetleri.” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise “…” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 01, 02, 03, 04, 07, 09, 12, 16, 35, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 45. sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki çekişmeli davacıya ait marka başvurusunun NICE Sınıflandırma sisteminin 35. Sınıftaki “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. “ Ve 37. Sınıfındaki “ İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri. Temizlik hizmetleri; dezenfeksiyon hizmetleri; haşere ilaçlama hizmetleri; temizlik araçları ve makinelerinin kiralanması hizmetleri. Kara araçları servis istasyonu hizmetleri (bakım, tamir ve akaryakıt dolumu). Deniz araçlarının bakımı ve tamiri hizmetleri; gemi inşaatı hizmetleri. Hava taşıtlarının bakım ve tamiri hizmetleri. Mobilyalara ilişkin döşeme, tamir, restorasyon hizmetleri. Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve tamiri hizmetleri. Giysilerin temizliği, bakımı ve tamiri hizmetleri. Sınai makinelerin ve cihazların, büro makinelerinin ve cihazlarının, haberleşme cihazlarının, elektrikli ve elektronik cihazların tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri. Asansör tamiri ve bakımı hizmetleri. Saat tamiri hizmetleri. Madencilik, maden çıkarma hizmetleri. Ayakkabı, çanta, kemer tamiri hizmetleri.” hizmetler ile aynı olduğu bu suretle SMK md. 6/1’de sayılan emtiaların ilişkili olması şartının sağlandığı kanaatine varılmıştır.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı “…” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Görsel Benzerlik Alanında Değerlendirme
Davaya konu davacı markası beyaz zemin üzerinde büyük harflerle ve İ harfinin noktalama işaretinin kırmızı olarak belirtilmesi dışında siyah harflerle “ INOVATIF ” kelime unsurundan oluştuğu, marka imajının bu ibare olduğu, davalı markasının ise beyaz zemin üzerine yeşil ve mavi harflerden kombine bir şekilde “…” ibaresinden oluştuğu marka imajının da bu ibarenin tamamında oluğu görülmüştür. Davaya konu marka “I-N-O-V-A-T-I-F” şeklinde davalı markası ise “ I-N-O-W-H-A-T-I-F” şeklinde yazılmakla ve baştaki üç harf ve sondaki dört harfin birebir aynı olması, karşısında taraf markaların görsel olarak benzer oldukları kanaatine varılmıştır.
İşitsel Benzerlik Alanında Değerlendirme
İşitsel benzerlik incelemesinde dikkat edilmesi gereken hususlardan birisi de sözcüklerin ilk heceleri, ilk sesleridir. Zira ortalama tüketiciler, sözcüklerin son kısmına nazaran başlangıcına daha fazla dikkat ederler. Bu nedenle sözcüklerin ilk hecelerinde, ilk bölümlerinde ayniyet, karıştırma ihtimaline yol açabilmekte, buna karşılık sözcüğün son kısmındaki benzerlikler karıştırma ihtimali incelemesinde göz ardı edilebilmektedir. Söz gelimi EUIPO, “BECK” ve “ISENBECK” markaları arasında bu nedenle karıştırma ihtimali görmezken, “EUCERIN” ve “EUDERMIN” markaları arasında aynı nedenle karıştırma ihtimalinin bulunduğuna karar vermiştir. Yine yüksek mahkeme “ÇALIM”, “ÇALIK” kararında, son harfteki farklılığa karşın, her iki marka arasındaki anlamsal farklılığı da dikkate alarak bu iki marka arasında karıştırma ihtimali görmeyen yerel mahkeme kararını onamıştır. Aynı şekilde CJEU, “THE BRIDGE” ve “FOOTBRIDGE” markaları ile “BAINBRIDGE” markaları arasında karıştırma ihtimali görmemiştir. Zira, markalar arasında zayıf bir işitsel benzerlik bulunsa bile görsel ve kavramsal benzerlik mevcut değildir. Yargıtay, “PİERRE CASSİ v. PİERRE CARDİN” kararında her ne kadar “PİERRE” ibaresinden sonra farklı kelimeler eklenmişse de markaların iltibasa meydan verebilecek derecede benzer olduğuna hükmetmiştir. Bu hususlar kapsamında somut uyuşmazlığa bakıldığında; davaya konu markalarda telaffuza konu olabilecek sözcüklerin “i-no-va-tif” ve “i-no-wha-tif” şeklinde telaffuz edilmesi ve kelimelerin baştaki ve sondaki vurgularının aynı olması “va” ve “wha” ibaresinin de aynı şekilde telaffuz edilecek olması karşısında taraf markalarının sesçil olarak benzer olduğu kanaatine varılmıştır.
Anlamsal Benzerlik Alanında Değerlendirme
Bazı hallerde markalardaki şekil unsuru birbirinden çok farklı olsa bile, sözcük unsurlarından dolayı ortaya çıkacak tüketici algısı nedeniyle kavramsal benzerliğe bağlı olarak karıştırılma ihtimali sabit görülebilir. Benzer bir uyuşmazlıkta EUIPO, markaların her ikisinde yer alan “SOL” ibaresi “Sun (Tr: Güneş)” anlamına geldiğinden şekil unsurunu göz ardı ederek ve markalarını benzer bulmuştur. Bu noktada Yüksek Mahkemenin “Crocodile-Lacoste” kararlarına da değinmek istemekteyiz. Anılan kararlarda davaya konu “crocodile” ibareli marka başvurusundaki kelimenin İngilizce ve Fransızcada “timsah” anlamına geldiği, yine dilimizde timsah derisi anlamına gelecek şekilde krokodil olarak girdiği tespiti yapılarak mezkur ibarenin davacıya ait markaları ile benzer olduğu tespiti yapılmıştır. Açıklanan tüm bu hususlar kapsamında somut olaya bakıldığında; davalı markasının ”ya yaparsan” davacı markasının ise ibaresinin TDK sözlüğünde “Yenileşimci, yenilikçi” anlamına geldiği görülmüştür. Dolayısıyla bu kapsamda taraf markalarının kavramsal olarak benzer olmadıklarına kanaat getirilmiştir.
Sonuç olarak markaların görsel ve sesçil olarak benzer olması, dava konusu markanın bir takım harf farklılıklarına rağmen genel imaj içerisinde kaybolmaması ve bütünsel varlığını halen korumaya devam etmesi, tüketicinin taraf markalarını aynı/aynı tür ya da benzer ürünler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, önceden bildiği ve tanıdığı davalıya ait marka ile davacının başvuru konusu markasını birbiri ile ilişkilendirme ihtimalinin bulunması, ortalama tüketicilerin davalı markasından edindiği izlenimi davacı başvurusuna aktarabilecek olması, tüketicinin iki ayrı marka ile karşı karşıya kaldığını fark etse dahi her iki markanın da aynı iktisadî veya idarî kaynağa ait olduğu yanılgısına düşebilecek olması, karşısında 35. Sınıftaki “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. “ Ve 37. Sınıfındaki “ İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri. Temizlik hizmetleri; dezenfeksiyon hizmetleri; haşere ilaçlama hizmetleri; temizlik araçları ve makinelerinin kiralanması hizmetleri. Kara araçları servis istasyonu hizmetleri (bakım, tamir ve akaryakıt dolumu). Deniz araçlarının bakımı ve tamiri hizmetleri; gemi inşaatı hizmetleri. Hava taşıtlarının bakım ve tamiri hizmetleri. Mobilyalara ilişkin döşeme, tamir, restorasyon hizmetleri. Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve tamiri hizmetleri. Giysilerin temizliği, bakımı ve tamiri hizmetleri. Sınai makinelerin ve cihazların, büro makinelerinin ve cihazlarının, haberleşme cihazlarının, elektrikli ve elektronik cihazların tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri. Asansör tamiri ve bakımı hizmetleri. Saat tamiri hizmetleri. Madencilik, maden çıkarma hizmetleri. Ayakkabı, çanta, kemer tamiri hizmetleri.” hizmetleri yönünden SMK’nın 6/1. Madde bağlamında iltibas ihtimali bulunduğu kanaatine varılmıştır.
6769 S. SMK’nın 5/1-b ve c Maddesine Göre Değerlendirme
Mülga KHK’dan farklı olarak ve yeni AB Marka Tüzüğünün 7. maddesi ve Yeni Marka Direktifı’nin 4/1-b maddesiyle uyum amacıyla, SMK, “herhangi bir ayırt ediciliğe sahip olmayan işaretlerin” marka olarak tescil edilemeyeceğini açık biçimde düzenlemiştir. Burada geçen ayırt edicilik, “somut ayırt edicilik”tir. Somut ayırt edicilik ise, tescil ettirilmek istenen mal veya hizmete göre bir değerlendirme yapılmasını zorunlu kılar. SMK’nın 5/1-b maddesinde geçen “herhangi bir ayırt ediciliğe sahip olmayan işaretlerden kasıt, madde gerekçesine göre, hiçbir ayırt ediciliğe sahip olmayan dolayısıyla tüketiciler tarafından marka olarak algılanmayacak işaretlerdir. Bu bentte geçen “herhangi bir ayırt ediciliğe sahip olmama” durumu, maddenin (a) bendinde düzenlenen “4. madde kapsamında marka olamayacak işaretler” den farklıdır. Zira 4. madde kapsamına giren işaretlerin, tescil ettirilmek istenen sınıftaki mal veya hizmetlere bakmaya bile gerek olmaksızın hiç marka olma şansları yoktur. Sözgelimi bir A4 sayfa dolusu yazıdan oluşan bir düzyazının minimum derecede de olsa ayırt ediciliği özelliği bulunmadığından, tescil ettirilmek istenen mal veya hizmete bile bakmaksızın marka olarak tescil edilemeyeceği söylenebilir. Burada, tescil istenen mal veya hizmetlere bakmaya gerek dahi yoktur. Oysa (b) bendinde yer alan “herhangi bir ayırt ediciliğe sahip olmama” durumunda, tescil ettirilmek istenen mal ya da hizmet bakımından, ortalama tüketicilerin bu işareti marka olarak görmeyecek olmaları söz konusudur ve bu gibi işaretlerin, kullanım yoluyla ayırt edicilik kazanmak suretiyle de olsa ayırt edicilik kazanma ve dolayısıyla da marka olabilme olasılığı vardır. Önemli olan marka olarak tescili talep edilen ibarenin ilgili tüketici kesimi açısından ürünün ticari kaynağına işaret eden dolayısıyla marka olarak algılanabilecek bir ibare olmasıdır.
SMK 5/1(c) hükmüne göre ise, “Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.” marka olarak tescil edilemezler. Tanımlayıcı işaretlerin tek bir kişinin tekeline verilmesi rekabet olanağını haksız biçimde sınırlayacaktır. Dolayısıyla; bu düzenleme ile kamusal bir menfaatin korunmak istendiği açıktır.
Bir işaretin ayırt edicilik karakteri, tüketicinin marka üzerinde uzun uzadıya düşünerek ulaşacağı sonuca göre değil, markayı gördüğü ilk anda ve derhal gösterdiği tepki dikkate alınarak değerlendirilmelidir.
Yapılan tüm bu açıklamalar kapsamında incelenmesi gereken husus “…” ibaresinin markanın redde konu hizmetler bakımından ayırt edici olup olmadığı veya hizmetin özelliğini ifade edip etmediğidir. Bu doğrultuda davaya konu marka ele alındığında markanın yukarıda da gösterildiği üzere tek başına beyaz zemin üzerinde siyah renkte ve büyük fontta “…” ibaresi şeklinde kullanıldığı tespit edilmiştir. Markanın esaslı unsurunun bu ibare olduğu kanaatine varılmıştır. Söz konusu ibare özellikle ekonomi temelli hizmetlerde nitelik bildirmek için ve promosyon amaçlı kullanılan bir ibare olması, davacının söz konusu ibarenin kendisine ait olduğunu kabul ettirme gücünün bulunmaması, tüketici nezdinde markanın kaynağına dair algı oluşturmaması, işletme bağlantısı kurmasının mümkün olmaması, alışılmışın dışında bir kullanımının veya kombinasyonunun bulunmaması karşısında maka başvurusuna konu tüm mal ve hizmetler bakımından ayırt ediciliği düşüktür. Söz konusu kelimenin anlamı yukarıda da belirtildiği üzere TDK sözlüğüne göre de “yenileşimci, yenilikçi” anlamlarına gelmekle tüketiciler tarafından da bilinebilecek niteliktedir. Söz konusu markanın esas unsurlu bu ibaresinin ihtiva ettiği anlamın ötesine geçen bir anlam da barındırmamakta olup, anılan kelime anlamını da muhafaza edilmiş durumdadır. Dolayısıyla, başvuru konusu marka, ilgili tüketici kesimi tarafından herhangi bir zihni çaba gerektirmeksizin, doğrudan doğruya “yenilikçi” şeklinde algılanacaktır. Dolayısıyla davaya konu marka, anılan anlamıyla başvuruya konu sınıflar bakımından hizmetin/ürünün amacına ve niteliğine doğrudan atıf yapan bir anlamda kullanılmış olup anılan hizmetler bakımından marka olarak algılanmayacağı; tüm bu sebeplerle SMK 5/1-b ve 5/1-c kapsamında tescil engeli bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafça söz konusu marka ile ilgili kullanım yolu ile ayırt edicilik kazandırıldığı iddiasında bulunulmuş ise de dosya kapsamında bu kapsamda herhangi bir somut delil de bulunmamaktadır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalılar için AAÜT 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/09/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.