Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/44 E. 2021/128 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/44
KARAR NO : 2021/128

DAVA : … YİDK Marka Kararı İptali, Tanınmışlığın Tespiti
DAVA TARİHİ : 30/09/2013
KARAR TARİHİ : 18/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/03/2021
İDDİA:
Davacı vekili 30.09.2013 harç tarihli dava dilekçesiyle özetle,Müvekkilleri şirketin … sayılı “…” markasının sahibi olan … Tekstil Tic. Ve San. A.Ş.’nin bir … HOLDİNG iştiraki olduğunu, söz konusu Logosunu bütün grup şirketleri tarafından tamamlayıcı bir logo olarak kullandıklarını, müvekkilleri şirketin söz konusu logosunun görüldüğü her yerde … GRUBUNU çağrıştırdığını, … Holding’in 1950’li yılların başında Denizli Babadağ’da oluştuğunu, müvekkilleri şirketin faaliyetlerinin tekstilden gayrimenkule, elektronikten enerjiye kadar geniş bir alana yayıldığını, 2006 yılı itibariyle ev tekstili, polyester iplik, elektronik ürünler, bilgi teknolojileri ve dayanıklı tüketim malları ve enerji üretimi alanlarında faaliyet gösterdiklerini, müvekkilleri şirketinin … Tekstil grubunun ana faaliyet konusunun, iplik, perde ve ev tekstili ürünleri (çarşaf, nevresim takımları, yatak örtüsü, masa örtüsü, pike) üretimi ve pazarlaması yaptıklarını, müvekkilleri şirketinin iplik türlerine göre üretim kapasitesi 580 ton/gün polimer, 400 ton/gün POY ve 120 ton/gün FDY olan … Grubu’nun ilk şirketinin Korteks iplik, Polyester iplik üretiminde de Avrupa birincisi konumunda olduklarını; Avrupa’nın en büyüğü entegre perde üretiminde de Avrupa birincisi konumunda olduklarını, müvekkilleri şirketin bünyesindeki üretim tesislerinde ayrıca, ev tekstili, perde, dokuma-örme, terbiye ve konfeksiyon fabrikalarının bulunduğunu;108.000 m2 alana sahip ev tekstil üretim tesislerinde, dünyada ilk olarak kullanılan tezgah makinelerle yıllık 96 milyon metre nevresim, pike, yastık kılıfı, çarşaf, yastıklı çarşaf, masa örtüsü, yatak örtüsü, pamuklu perdelik kumaş ve havlu gibi farklı ev tekstili ürünleri ürettiklerini, müvekkilleri şirketinin üretimlerinin % 40’ını Amerika, Avrupa, Japonya ve Rusya olmak üzere dünyanın farklı bölgelerine ihraç ettiklerini, üretimlerinin geri kalanını Türkiye’de ki …, … gibi markaları için gerçekleştirdiklerini; müvekkilleri şirketinin, elektronik, beyaz eşya ve bilgi teknoloji alanlarında faaliyet gösteren 12’si yurtdışında olmak üzere, toplam 24 şirketten oluşan … Şirket Grubu’nun … Holding’in amiral gemisi olduğunu, müvekkilleri şirketinin … Gayrimenkul olarak, yurtiçinde ve yurtdışında dünya standartlarına özgün projelerle konut, ofis, iş merkezi, alış veriş merkezi, hastane ve otel geliştirmek amacıyla 2006 yılında … Holding bünyesinde kurulduğunu; … Gayrimenkulün aktif olarak 3 projesi olduğunu, bunların … Center, … … Residence ve … … Projeleri olduğunu, … Gayrimenkul 7 Mart 2007 tarihinde kamuoyuna açık olarak ve çoğu yabancı sermayeli 10 grubun katılımı ile yapılan rekor düzeydeki 800 milyon dolarlık teklifle, karayolları arazisini satın aldıklarını ve 30 Mayıs 2007 tarihinde özelleştirme idaresine peşin olarak ödediklerini, Türkiye’nin ilk ve tek 5 fonksiyonlu karma kullanım projesi olan … Center’in kültür ve sanat merkezi, otel, iş merkezi, alışveriş merkezi ve rezidansların yer aldığı projenin 619.595 m2 lik inşaat alanında yer aldığını; proje 2008 Cityscape Dubai Architectural Awards yarışmasında jüri özel ödüllerinden master planning (En iyi planlanmış proje) ödülünü aldıklarını, dünyanın en prestijli mimarlık ödüllerinden biri olan International Property Awards (uluslararası gayrimenkul ödülleri) kapsamında, Europe and Africa Property Awards 2009 ( Avrupa ve Afrika gayrimenkul ödülleri 2009) yarışmasında Commercial Architecture Awards (Ticari mimarlık ödülü) dalında ödül aldıklarını, müvekkilleri şirketinin, … Enerji Grubunun ilk şirketi … Enerji, … Grubuna bağlı tekstil fabrikalarının elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla 1993 yılında kurulduğunu; ilk iki santrallerini Lüleburgaz ve Bursa’da inşa edildiğini, gelen talep sonucu Yalova, Ankara ve Kayseri’de doğalgaz santralleri inşa ettiklerini; … Enerji Grubunun Türkiye’nin farklı bölgelerinde bulunan 5 doğal gaz, 7 hidrolik, 1 jeotermal ve 1 motorin santraliyle 603 MW kurulu güce ve 192 ton/saat buhar kapasitesine sahip olduklarını; yurtiçi ve yurtdışı enerji santrallerinde bakım ve işletme hizmeti verdiklerini, müvekkilleri şirketinin söz konusu markasının ortaya çıktığı tarihten itibaren bugüne kadar ihracat ve üretim miktarlarına bağlı olarak cirosu ve net kârının sürekli arttığını, markalarının tüketici nezdinde bilinirliğinin de doğru orantılı olarak arttığını, pazar paylarına göre piyasada yer alan ve en yüksek pazar payına sahip markalar arasında markalarının en üst sıralarda yer aldığını, müvekkilleri şirketinin kurulduğu günden bu güne kadar söz konusu markasına ilişkin olarak her yıl farklı reklam ve promosyon çalışmaları yaptıklarını, özellikle radyo, televizyon ve basılı yayınlarda yer alan reklamların, markayı sürekli olarak tüketici nezdinde yerini koruduğunu; ayrıca, reklam çalışmalarında toplumca bilinen kişilerin yer alması sebebiyle markanın tanıtımına katkıda bulunduklarını, müvekkilleri şirketinin reklam faaliyetleri dışında sponsorluklar yaptıklarını, sosyal sorumluluk projelerine katkıda bulunduklarını, … Grubun kurucusu olan … …’nun adını taşıyan … … Vakfının geleceğe yatırım felsefesinde, özellikle gençliğe yönelik eğitim, kültür ve spor alanlarındaki faaliyetlerini planlayıp, hayata geçirerek, ülkemizin sosyal ve ekonomik gelişimine katkı sağlamaya devam ettiklerini, müvekkilleri şirketinin … Grubu çalışanlarının ve iş ortaklarının çocuklarına yönelik olarak düzenlenen … Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu adı altında … Grubunun şirket ve fabrikalarının bulunduğu illeri gezerek, çocukların ruhsal ve kişisel gelişimine katkı sağladıklarını, müvekkilleri şirketinin her yıl grup çalışanlarının çocukları da dahil olmak üzere, bir çok çocuğa karşılıksız burs imkanı sağladıklarını ve okullar yaptırdıklarını; müvekkilleri şirketinin Nisan 2004 tarihinden bu yana hayatta olan İstiklal Savaşı Gazilerine özel olarak maddi destek sağladıklarını, müvekkilleri şirketinin markalarının tanınmışlığını göstermek ve belli periyotlarda hazırladıkları itibar raporlarında yer alan, … Holding tüketici tarafından en çok hatırlanan 3 holdingden biri olduğunu; … Holding’in 2003 yılından bu yana bilinirliği en hızlı arttırılan holding olarak ön plana çıktıklarını; … Holding’in bilinirlik sıralamasında kendisinden önce olan … Holding’i %84 lük bir oranla geride bıraktıklarını; geçen senelere göre bilinirliliğinin istatistiksel olarak bir artış gösterdiğini; medya mensupları “yenilikçilik” “çalışkanlık” ve “dürüstlük” gibi özellikleri … …’ya diğer iş adamlarına göre daha yüksek oranlarla eleştirdiklerini; … Holding çalışanlarının % 94 tarafından başarılı bir holding olarak değerlendirildiklerini, müvekkilleri şirketinin birden çok sektörde faaliyet göstermesi nedeniyle tüketici nezdinde kurumsal kimliğini simgeleyen bir logo olma özelliğine sahip olduklarını; müvekkilleri şirketinin üst seviyelerde olan bu logonun kamuoyu zihninde … Holding kelimelerinin unutulmaz bir çağrışımı olabilecek nitelikte üniform bir yapıya sahip olduğunu, ayrıca temiz, berrak ve belirgin etkisiyle pürüzsüz bir görsel etki sunduklarını, müvekkilleri şirketinin markasının Türkiye dışında da tanınan ve bilinen bir marka olduğunu ve bu logo ile de tüm dünyada ayırt edicilik kazandığını; müvekkilleri şirketinin markasının gerek renk ve gerekse grafik hatlarıyla şirketlerinin kurumsallığını yansıtan bir görünüşe ve çağdaş bir etkiye sahip olduğunu, birçok farklı açıdan bakıldığında dahi algılanabilirliğini kaybetmeyen her koşulda ve her durumda … Holding’in niteliğini ve algılanabilirliğini koruyacağını garanti etmekte olduğunu, müvekkilleri şirketinin yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda tescilli olan markasının tanınmış bir marka olduğunu, dava konusu YİDK Kararının iptalinin gerektiğini belirterek, … sayılı kararın iptali ile müvekkilleri şirket adına tescilli … sayılı markasının tanınmışlığına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı … vekili yanıtında özetle, davacı tarafa ait ibareli markanın tanınmış marka statüsüne alınma talebinin Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddedildiğini, tanınmışlık talebinin reddi kararına başvuru sahibi tarafından itiraz edildiğini, markanın değeri ve tanınmışlığının zaman içerisinde değişebileceğini, bugün tanınmış olmayan bir markanın ilerleyen zamanlarda tanınmışlık statüsüne erişebileceği gibi tanınmış bir markanın da zamanla bu özelliğini yitirebileceğini, … gazetesinin bir zamanlar çok satan bir gazete iken bugün tanınmadığını markasının YİDK kararının verildiği tarihte elde edilen verilere göre 556 sayılı KHK anlamında tanınmış bir marka olacak düzeyde olmadığını, söz konusu markanın … Grubuna ait firmalarca kullanıldığını, ancak Markanın … Markası ile birlikte kullanıldığını, markasının tek başına kullanımının tanınmış marka korumasına alınacak seviyede olmadığını, davacı tarafın görsel göstergesi / markası olarak sunulan markasının … sözcük / yazılı markası ile birlikte kullanımı dava konusu markanın tanınmış marka seviyesine gelmediğini, davacı firmanın dava konusu markanın tek başına kullanımının o firma bünyesinde üretilen mal ve hizmetlerin … grubuna ait olduğu konusunda, halkta bu yönde bir düşüncenin oluşmayacağı yönünde çekinceleri olduğunu, bu sebeple davacı markasının yanına “…” ibaresini eklemek gereksinimi duyduklarını; bir markanın tanınmış olması ile sektörde tanınmış olması ya da Paris Söz. 1. Mükerrer 6. Maddesi anlamında Türkiye’de tanınmış kabul edilebilmesi için bilinir olması tamamen farklı şeyler olduğunu; Türkiye de tanınmış bir markadan söz edebilmek için, reklam gücü yüksek, kalite sembolü haline gelmiş bir markanın sadece o markayı taşıyan mal ya da hizmetlerle ilgili çevre içinde değil de bu çevre dışında o mal ya da hizmetle ilgisi olmayan kişilerce de bilinmesi gerektiğini; davacı markasının bu düzeye erişmediğini; bir markanın tanınmış olması için, her seviyedeki tüketiciler nezdinde bilinirliliğinin olması gerektiğini; görsel markasının tek başına yukarıda sunulan kriterleri sağlayamadığını, YİDK Kararının yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
ANKARA BAM 20.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI KARARI:
Mahkememizin 06.07.2017 tarih ve … karar sayılı davanın REDDİNE dair verilen kararı, Ankara BAM 20.Hukuk Dairesinin ….karar sayılı ilamıyla ve özetle
“…. Dava, tanınmışlığın tespiti talebinin reddine ilişkin YİDK kararının iptali ve … sayılı davacı markasının tanınmışlığının tespiti istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, iptali istenen YİDK kararının tarihine göre davanın iki aylık hak düşürücü süre içinde açıldığı, davacı adına tescilli … sayılı, “Z+şekil” ibareli markanın, tek başına kullanılmayıp, davacı şirketin de iştirakleri arasında bulunduğu … Holding’e bağlı diğer şirketlerin başkaca markaları ile birlikte kullanıldığı, dava konusu markanın tek başına tanınmış marka seviyesine eriştiğinin ispat edilemediği, dosyada mevcut iki ayrı bilirkişi raporunda da aynı sonuçlara ulaşıldığı ve bu raporların denetime ve hüküm kurmaya elverişli oldukları, bu itibarla anılan raporların hükme esas alınmalarında bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir….””gerekçesi istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; davacı vekilinin temyiz başvurusu üzerine;
YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ BOZMASI:
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin …. karar sayılı ilamıyla özetle;
“…Dava, davacının “Z+Şekil” markasının tanınmış marka olarak tescili talebinin reddine dair YİDK kararının iptali ile davacı markasının Tanınmış Markalar Siciline tescili istemine ilişkindir.
İlk derece ve bölge adliye mahkemelerince, işin esasına girilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmişse de, davalı kurumun, tanınmış marka sicili oluşturarak, tanınmış markaları bu sicile kayıt yetkisi bulunmamaktadır. Zira, Türk Patent ve Marka Kurumu’na bu yönde belirtilen şekilde bir yetki ve görev vermiş bir mevzuat hükmü bulunmamaktadır. Kaldı ki, Dairemizin yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere, tanınmışlık sabit bir olgu olmayıp, her somut olayda münferiden ispatlanması gereken bir vakıadır. Bu nedenle, iş bu davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığının kabulü gerekir. Nitekim, Dairemizin, …. Karar sayılı ilamında da aynı sonuçlara ulaşılmıştır. Hukuki yarar ise dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen göz önüne alınması gereken bir husustur. Bu itibarla, iş bu davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gözetilerek, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle işin esasına girilmesi doğru görülmemiş, bölge adliye mahkemesi kararının re’sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir….” gerekçesi ile bozulmuş, usul ve yasaya uygun görülen özetlenen bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, davacının “Z+Şekil” markasının tanınmış marka olarak tescili talebinin reddine dair YİDK kararının iptali ile davacı markasının Tanınmış Markalar Siciline tescili istemine ilişkindir.
Davalı kurumun, tanınmış marka sicili oluşturarak, tanınmış markaları bu sicile kayıt yetkisi bulunmamaktadır. Zira, Türk Patent ve Marka Kurumu’na bu yönde belirtilen şekilde bir yetki ve görev vermiş bir mevzuat hükmü bulunmamaktadır. Kaldı ki, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere, tanınmışlık sabit bir olgu olmayıp, her somut olayda münferiden ispatlanması gereken bir vakıadır. Bu nedenle, iş bu davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığının kabulü gerekir. Nitekim, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin Karar sayılı ilamında da aynı sonuçlara ulaşılmıştır. Hukuki yarar ise dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen göz önüne alınması gereken bir husustur. Bu itibarla, iş bu davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığı anlaşıldığından davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin …. sayılı bozma ilamında belirtilen ve uyulan gerekçelerle; davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 24,30 TL harçtan düşümü 35,00 TL karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı için AAÜT uyarınca 5.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/03/2020

Katip … Hakim …
¸ ¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.