Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/43 E. 2021/394 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/43
KARAR NO : 2021/394

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 09/02/2021
KARAR TARİHİ : 09/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/12/2021
DAVA:
Davacı vekili 09/02/2021 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin TÜRKPATENT nezdinde … sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun davalı şirkete ait … sayılı “… plus”, “…+”, “…”, “…”, “… …” ibareli markaları ile benzerlik gösterdiği gerekçesiyle TÜRK PATENT Markalar Dairesi Başkanlığınca reddedildiğini, bu ret kararına karşı müvekkilin yeniden inceleme taleplerinin bu kez TÜRKPATENT … sayılı YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiği, oysa müvekkilinin marka başvurusu ile davalı şirketin markalarının kapsadığı mal ve hizmetlerin birbiri ile hiçbir ilgisi bulunmadığını; müvekkilinin internet reklamcılığı faaliyetinde bulunduğunu, hedef kitlesinin markalarının reklamını yapmak isteyen firmalar olduğunu; son tüketiciye yönelik hiçbir mal/hizmet üretilmediğini, pazarlanmadığını; www…com.tr isimli web sitesinde buna ilişkin açıklama olduğunu; müvekkilinin … Medya A.Ş, … Medya A.Ş ve … Medya A.Ş. nin kurucusu olduğunu; davalı firmanın ABD kökenli, internet üzerinden tekstil, mobilya vb. ticaret yaptığını, e-ticaret ile uğraştığını, hedef kitlesinin son tüketiciler olduğunu; davalı kurum kararının kendi uygulamaları ile çelişkili olduğunu, … Bilgi Teknolojileri Pazarlama ve Ticaret A.Ş. nin “s-…” ibareli markasının sahibi olmasının dikkat çekici olduğunu; “…” gibi genel nitelik ve nicelik belirten tanımlayıcı bir ifade üzerinde mutlak bir hak sahipliği yaratılamayacağını; müvekkilinin markasında “…” sözcüğünün ayırt edici unsur olmadığını; “Ad” ibaresinin ayırt edici unsur haline geldiğini; davacıya ait “ad” ayırt edici unsurlu, marka ve şirketlerin tamamen yerli, milli nitelikte, hizmet ihraç eden, … firmasının dünya ölçeğinde en büyük rakibi olma potansiyeli bulunan yapılar olduğunu belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptale karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu marka ile redde mesnet markalarda esas unsurun “…” ibaresi olduğunu, dava konusu markadaki “advertisement” (reklam) kelimesinin kısaltması “ad” ibaresi ile redde mesnet markalarda yer alan “plus”, … “ibarelerinin tali unsurlar olduğunu, bu nedenle markaların esas unsurlarının aynı olduğunu; davacının tarafların faaliyet alanların farklı olduğu yönündeki iddiasının mesnetsiz olduğunu; müvekkili Kurum’un idari inceleme ve değerlendirme sürecinde markaların Marka Sicilinde yer alan mal/hizmet listelerinin dikkate alındığını, faaliyet alanı ya da iş kolunun ne olduğu gibi konuların değerlendirilmediğini; böyle bir değerlendirme yapılması halinde Kurum’un yetkisini aşmış olacağını, dava konusu YİDK kararının usul ve hukuka uygun olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; tmüvekkili şirketin geçmişinin 1902 yılına dayandığını, 1988 yılından itibaren Türkiye’de her türlü tüketim maddesinin tedarik, dağıtım, pazarlama, ürün geliştirme, danışmanlık vb. faaliyetlerini yürüttüğünü, 1960 yıllardan beri … markasını kullanmaya başladığını, “…” markasının kesintisiz kullanıldığını, Türkiye’de 2008 yılından itibaren tescilli olduğunu; dava konusu markanın davalının markasını birebir içerdiğini, “ad” ibaresinin Türkçe reklam anlamına gelen İngilizce “advertisement” ibaresinin kısaltması olduğunu, Türkçe ’ye bu şekliyle yerleştiğini, 35.sınıfta yer alan hizmetlerden birinin de reklamcılık olduğunu, davacının “…” ibaresini önüne “ad” ilavesi ile reklamcılık alanında müvekkilinin markasını tescil ettirmek niyetinden olduğunu; dava konusu markada “T” harfinin büyük harfle yazıldığını, böylece “…” ibaresinin davacı markasının esas ve baskın unsuru olarak algılanmasını kolaylaştırdığını; markaların kapsadığı hizmetlerin de birebir aynı olduğunu; TÜRKPATENT’in … sayılı … ibareli markaya yapılan itirazda, müvekkilinin perakendecilik sektöründe iyi bilinen firmalardan biri olduğunu kabul ettiğini beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararı ile davacıya ait … kod nolu marka başvuru dosyası ve davalı şirkete ait marka tescil belgeleri getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, Türk Patent YİDK’nun … sayılı kararının iptali istemine ilişkindir. YİDK kararının davacı başvuru sahibine 10/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 09/02/2021 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davalı şirkete ait … sayılı “… plus”, “…+”, “…”, “…”, “… …” ibareli markaları yönünden davacının … sayılı “…” başvurusunun SMK’nin 6/1 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen 2019/22866 sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davacının 27/09/2019 tarihinde “…” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 35.sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, davalı şirketin … sayılı “… plus”, “…+”, “…”, “…”, “… …” ibareli markaları ile benzerlik arz ettiğinden Markalar Dairesince başvurunun reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 12/10/2021 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…Dava konusu marka ve davalı şirket markalarının aynı olduğu; dava konusu marka ve davalı şirket markaları kapsamındaki hizmetlerin aynı olduğu; dava konusu markanın, davalı şirket markaları ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunduğu; Dava konusu 09.12.2020 tarih ve … sayılı YİDK kararının iptali koşullarının oluşmadığı…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 35.sınıftaki “35.sınıf Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise “… plus”, “…+”, “…”, “…”, “… …” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 35, 36, 42. sınıflardaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, dava konusu marka kapsamındaki 35.sınıftaki hizmetler ile davalı markaları kapsamındaki 35.sınıftaki hizmetleri aynı/benzer olduğu tespit edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “… plus”, “…+”, “…”, “…”, “… …” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
İki markanın benzer olup olmadığı değerlendirilirken; markalar arasında görsel, işitsel veya kavramsal düzeyde ortaya çıkan benzerlik veya yakınlık dikkate alınır. Görsel, işitsel veya kavramsal benzerliğin derecesi konusundaki değerlendirmeyi malların niteliğini ve malların piyasaya sunum yöntemlerini dikkate alarak yapmak yerinde olacaktır. İlgili tüketicinin markaları doğrudan karşılaştırma imkânının bulunmadığı, markaların karşılaştırmasını zihninde muhafaza ettiği tam (eksiksiz) olmayan imaja göre yaptığı dikkate alınmalıdır.
Görsel benzerlik, kelime veya şekil markalarının görünüm olarak benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar. Görsel benzerliğin tespiti, markaların benzer markalar olarak değerlendirilmeleri için, tek başına yeterli olarak kabul edilebilir. Bilindiği üzere, kelime markaları söz konusu olduğunda, kelimenin yazım şekli değil kelimenin kendisi korunmaktadır. Bu nedenle, kelimenin büyük ya da küçük harfle ya da farklı yazım karakterinde yazılmış olmasının incelemeye etkisi yoktur. Kelime markalarında görsel değerlendirme; kelimenin uzunluğu/kısalığı, harf sayısı, harflerin dizilimi, kelime sayısı ve işaretlerin yapısı gözetilerek yapılmalıdır. Görsel değerlendirmede, kelimenin ilk kısmında oluşan benzerlik ya da benzememe durumu kelimenin son kısmına göre daha büyük öneme sahiptir. Bununla birlikte, görsel algı önce dışta bulunan elemanları ayırt ettiği için, son harf, kelimenin iç kısımlarında yer alan harflere kıyasla, daha büyük etkiye sahip olacaktır. Kelime markalarında, kelime yazıldığından farklı şekilde okunmadığı sürece (yabancı dillerdeki markalar), görsel ve işitsel benzerlik genellikle aynı anda ortaya çıkar. Bununla birlikte, kısa zaman aralığında gerçekleşen işitsel algıya kıyasla, görsel algının daha kesin ve tekrarlanan algılama imkânı sağladığı dikkate alınmalıdır. Bu nedenle, işaretler arasındaki görsel farklılıklar işitsel farklılıklara kıyasla daha fazla etkiye sahip olacaktır.
İşitsel benzerlik, kelime markaları telaffuz edilirken ortaya çıkan benzerlik halidir. İşitsel benzerliğin tespiti, bazı durumlarda tek başına markaların benzer markalar olarak değerlendirilmeleri için yeterli kabul edilebilir. Ancak, işitsel benzerliğin görsel benzerlikle yeterli düzeyde desteklenmemesi halinde markaların benzer markalar olarak değerlendirilmemesi de mümkündür.
Kavramsal benzerlik, kelime veya şekil markalarının karşılık geldikleri anlam veya kavramlar bakımından ayniyet veya benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar. Kelime markalarının kavramsal benzerliği, temel olarak, farklı şekilde yazılı kelimelerin aynı veya farklı dilde aynı/benzer kavramlara karşılık gelmeleri durumunda ortaya çıkabilir. Şekil markalarının kavramsal benzerliği ise temel olarak, markalarda yer alan şekil unsurlarının aynı kavramlara karşılık gelmeleri durumunda ortaya çıkabilir.
Dava konusu “…” ibareli marka “Ad” ve “…” şeklinde, iki kelimenin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş bir kelime markasıdır. “Ad” ve “…” kelimelerinin yan yana olmakla birlikte büyük harfle başlaması tek bir ibare yerine iki ayrı kelime algısı oluşturmaktadır. “Ad” ibaresi, Türkçe “reklam” anlamında gelen “advertisement” kelimesinin kısaltması şeklinde kullanılmakta olup, ülkemizde de “ad” ibaresi İngilizce sözcüklerle birlikte kullanıldığında ve içinde yer aldığı bağlama göre, “reklam” anlamını kolaylıkla ve refleks olarak çağrıştırmaktadır. “…” kelimesi Türkçe isim olarak “hedef, amaç, nişan, hedef tahtası” ve fiil olarak “amaçlamak, hedeflemek, hedef göstermek” anlamlarına gelmektedir. Dava konusu markada “ad” ibaresinin 35.sınıftaki özellikle “reklamcılık hizmetleri” açısından tanımlayıcı, 35.sınıfta yer alan diğerler hizmetler açısından ise markasal ayırt ediciliği çok zayıf bir unsurdur. Açıklanan gerekçelerle dava konusu markanın esas ve ayırt edici unsuru “…” ibaresidir. Davalı şirkete ait markalar “…” esas unsurundan oluşmaktadır. Davalı şirket markalarındaki “art, fazla, ayrıca “ anlamlarına gelen “plus” ve “vitrin” anlamına gelen “…” ibarelerinin yan unsur olarak kullanıldığı, markalara ayırt edicilik katan esas unsurun “…” ibaresi olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu markanın esas unsuru “…” ibaresi, davacı markalarının esas unsuru “…” ibaresi ile birebir aynıdır. Taraf markalarında yer alan “ad”, “plus”, “…” ibarelerinin markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal algı ve hafıza açısından karıştırılma ihtimalini ortadan kaldıracak bir ayırt edicilik taşımadığı düşünülmektedir.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalılar için 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/12/2021 Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.