Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/38 E. 2021/363 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/38 Esas – 2021/363
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/38
KARAR NO : 2021/363

DAVA : Marka (Türkpatent YİDK İptal ve Marka Hükümsüzlüğü Talebi)
DAVA TARİHİ : 05/02/2021
KARAR TARİHİ : 21/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/10/2021
DAVA:
Davacı vekili 05/02/2021 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … Sayılı ve “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…+şekil”, “…”, “… yakın- hızlı- hesaplı”, “… hızlıkasa+şekil”, “… online market+ şekil” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “class …” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkili şirketin 1991 yılında kurulmuş, Merkezi Konya olmak üzere Ülkemizin birçok ilinde ve bu illerin bazı ilçelerinde süper market mağazasını ve ayrıca Konya, Aksaray ve Ereğli’deki Alışveriş ve Eğlence Merkezlerini işleten bir anonim şirket olduğunu, …” markası, ilk kez 28.10.1993 tarih ve 3394 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilerek bu tarihten itibaren müvekkilinin tescilli ticari unvanı olarak kullanılmaya başlanmış olduğunu, markalaşma sürecindeki çalışmaları, tanınmışlık düzeyi, ekonomik ve mali verileri dikkate alan Türk Patent Enstitüsü Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 13.01.2010 tarih ve 58924 sayılı kararıyla “…” nin tanınmış marka olduğunun tespit edilmiş olduğunu, itiraz ettikleri marka “class …” markasının müvekkilinin “…” ibareli markası ile iltibas oluşturacak şekilde benzerlik gösterdiğini, müvekkilinin “…” ibareli birçok markası bulunduğundan itiraza konu “class …” ibareli marka halk nezdinde bu markanın müvekkiline ait “…” ibareli markanın bir serisiymiş izlenimi uyandırmakta olup, işbu markanın tescili halinde müvekkili aleyhine bir durum oluşacağını, müvekkilinin tescilli markalarında, müvekkili tarafından özgün şekilde oluşturulmuş … ibaresinin esas unsur olduğunu, müvekkilinin … kelimesini içeren 31 adet markasının bulunduğunu, T/01943 tescil numaralı tanınmış … markasına benzer yayının kanunda yer alan madde ışığında … markasının tümden ret edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin tescilli “…” ibareli markaları ile tescil başvurusuna itiraz edilen “class …” ibareli markanın esas unsurları, “…” ibaresi olup; söz konusu markalarda bu ibarenin görsel ve fonetik açıdan aynı olduğunu, müvekkili markası ile başvurucuya ait marka incelendiğinde ve kelime unsurlarının görsel algılardaki seçiciliği de dikkate alındığında itiraza konu markanın müvekkilinin tescilli markasının aynısı olduğunun görüldüğünü, markanın tescili alması durumunda; … markasının varlığının müvekkilinin … markası üzerinde haksız rekabet oluşturacağını, davalı markasını gören tüketiciler doğal olarak davalının bu marka altında sunduğu ürünlerin müvekkili firmaya ait olduğunu zannedecek ve bu kaliteyi arayacağını, doğal olarak tüketici beklediği kalite ve güveni bulamayacak ve müvekkili firmanın müşteri nezdinde bu güne kadar ulaşmış olduğu güven sarsılacak ve ticaret hayatındaki saygınlık ve itibarının da zedeleneceğini belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararın iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “class …” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; Marka görsellerinden de anlaşıldığı üzere davalının başvurusuna konu markanın “class … ” olarak bir bütün halinde algılandığını, davacı markasının ise “…” ibaresinden müteşekkil olup kullanılan renk ve yazı stilleri birbirinden oldukça farklı olduğunu, “class …” ibresinde kullanılan “class” ibaresi İngilizce sınıf anlamına gelmekle birlikte bu anlamı ile dilimize de yerleşmiş ve yaygın olarak kullanılan bir ibare olduğunu, ”…” ibaresinin ise Şanlıurfa civarında yer alan bir antik kent adı olduğunu, bu haliyle davalı markasının davacı markalarıyla kavramsal açıdan benzer olmadığının açık olduğunu, fonetik olarak da davalı markası bir bütün olarak ve davacı markasını çağrıştırmaktan uzak bir şekilde telaffuz edildiğini, dolayısıyla taraf markaları arasında herhangi bir benzerlik bulunmayıp marka ile karşı karşıya kalan ilgili tüketici kesimince malın ticari kaynağının kolayca ayırt edilebileceğini eskiye dayalı kullanım iddiasının kabulü için, markanın tescili için yapılan başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden hak elde edilmiş olması ve bu hakkın sahibine daha sonraki bir markanın kullanımını yasaklama hakkını vermesi şartlarının arandığını, somut olayda ise markanın tescili için yapılan başvuru tarihinden önce veya markanın tescili için yapılan başvuruda belirtilen rüçhan tarihinden önce bu işaret için davacının ne gibi bir hak elde ettiği, söz konusu işaretin davacıya daha sonraki bir markanın kullanımını yasaklama hakkını ne şekilde verdiği hususunda herhangi bir somut delil sunulamadığından bu husustaki iddianın kabulünün mümkün olmadığını, somut olay yönünden SMK m.6/5 hükmünün uygulanma şartlarının oluşmamış olduğunu, davacı tarafından davaya konu edilen marka başvurusunun kötü niyetli olarak yapıldığı iddiasında bulunulmuş olmakla birlikte kötü niyete ilişkin iddiaların ispatı için yeterli derecede somut ve inandırıcı delil sunulmamış olduğunu, davacının bu husustaki iddiası soyut bir iddia olmanın ötesine geçemediğinden itibar edilmesinin mümkün olmadığını beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Davalı …’a usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamıştır.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şahsa ait … sayılı “class …” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 08/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 05/02/2021 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 02/09/2021 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…Dava konusu markanın kapsamında yer alan 4.1.1. bölümünde belirtilen, 35. ve 43. sınıftaki hizmetlerin redde gerekçe markaların kapsamlarında aynı/aynı tür/benzer olarak yer aldığı, dava konusu marka ile davacı markaları arasında işitsel, görsel ve kavramsal benzerlik bulunmadığı, dava konusu marka ile davacı markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, davacının dava konusu ibare üzerinde eskiye dayalı kullanımının bulunmadığı, somut olay kapsamında davacı yan markasının tanınmış marka korumasından yararlanamayacağı, kötü niyet değerlendirmesinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, TÜRKPATENT … Sayılı YİDK Kararı’nın yerinde olduğu, dava konusu marka açısından hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı… ” ifade edilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davacıya ait … Sayılı ve “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…+şekil”, “…”, “… yakın- hızlı- hesaplı”, “… hızlıkasa+şekil”, “… online market+ şekil” ibareli markalarının, davalının … sayılı ve “class …” ibareli başvurusu yönünden SMK’nun 6/1, 6/3, 6/5, 6/9 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davalı şahsın 14/11/2019 tarihinde “class …” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 35, 43. sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davacının … Sayılı ve “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…+şekil”, “…”, “… yakın- hızlı- hesaplı”, “… hızlıkasa+şekil”, “… online market+ şekil” ibareli markaları ile benzerlik arz ettiğinden ve tanınmışlık iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun … sayılı “class …” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 35, 43.sınıftaki “35: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. 43: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri. ” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise … Sayılı ve “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…+şekil”, “…”, “… yakın- hızlı- hesaplı”, “… hızlıkasa+şekil”, “… online market+ şekil” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 01, 02, 03, 04, 05, 06, 07, 08, 09, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45. Sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki Davalıya ait dava konusu markanın kapsamındaki; tüm hizmetlerinin davacıya ait markaların kapsamında aynı/aynı tür/benzer olarak yer aldığı tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “class …” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…+şekil”, “…”, “… yakın- hızlı- hesaplı”, “… hızlıkasa+şekil”, “… online market+ şekil” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Dava konusu “class …” ibareli marka ile davacının bazı markaları kelime, davacının bazı markaları da kelime unsuru ön planda olan kelime+şekil markalarıdır. Dava konusu “class …” ibareli marka beyaz zemin üzerine, siyah renkte, büyük harflerle “CLASS” ve “…” ibarelerinin yan yana yazılmasıyla oluşturulduğu, davacı markaları ise münhasıran “…”, “…” ibarelerinden veya bu ibarelerin yanında tanımlayıcı “hızlı kasa”, “online market”, “yakın-hızlı-hesaplı” ibarelerinin yer aldığı görülmektedir. Dava konusu markanın esas unsurunun bütüncül olarak “Class …” olduğu, davacı markalarının esas unsurunun ise “…”, “…” olduğu değerlendirilmektedir. Dava konusu markada yer alan “class” ibaresinin İngilizce “sınıf” anlamına geldiği, “…” ibaresinin ise suyu bol anlamına gelen Şanlıurfa’nın eski isminin olduğu tespit edilmiştir. Davacı markalarında yer alan “…” ibaresinin ise herhangi bir anlamı bulunmamaktadır. Dolayısıyla, dava konusu marka ile davacı markaları arasında kavramsal bir benzerlik bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Dava konusu marka ile davacının markaları marka işaretleri bakımından karşılaştırıldığında, “…” ve “…” markaların ikinci ve dördüncü harflerinin (“d” ve “s”) aynı olduğu, dava konusu markada yer alan “…” ibaresinin “…”, davacı markalarının ise “…” olarak telaffuz edildiği, diğer harflerin varlığı ve heceleme şeklinin farklı olmasının işitsel ve görsel olarak yeterince farklılığa neden olmayacağı, ayrıca dava konusu markada “class” ibaresinin bulunması markalar arasındaki benzerliği ortadan kaldıracak düzeyde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Somut olayda görsel ve işitsel bakımından dava konusu markanın üzerinde kullanılacağı emtianın ortalama tüketicileri nezdinde iltibasa sebebiyet vereceği, dolayısıyla işletmeler arasında tüketici nezdinde bir farklılığa yol açmayacağı, dava konusu marka ile davacı markaları arasında marka işaretleri bakımından işitsel ve görsel benzerlik bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar bilirkişi heyeti markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı yönünde kanaat belirtmiş ise de; YARGITAY Hukuk Genel Kurulunun 08.06.216 tarih ESAS NO: 2014/11-696 KARAR NO: 2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesi hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgi ile çözümlenmesi gerekli olduğundan, bilirkişi heyetinin kanaatının aksine davacının “…” ibaresini içeren markaları ile dava konusu marka arasında karıştırılma ihtimalinin söz konusu olduğuna kanaat getirilmiştir.
Sonuç olarak, dava konusu markanın kapsamında yer alan hizmetlerin redde gerekçe markaların kapsamlarında aynı/aynı tür/benzer olarak yer aldığı, her ne kadar dava konusu marka ile redde gerekçe markalar arasında kavramsal olarak benzerlik bulunmasa da işitsel ve görsel olarak iltibas oluşturacak düzeyde benzerlik bulunması nedeniyle dava konusu marka ile redde gerekçe markalar arasında 6769 sayılı SMK m.6/1 hükümleri çerçevesinde karıştırılma ihtimalinin söz konusu olduğu kanaatine varılmıştır.
6769 s. SMK’nın 6. Maddesinde sınırlı sayıda düzenlenen nispi ret nedenlerinden biri olan 6/3 bendinde “Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir” düzenlemesine yer verilmiştir. SMK 6/3 maddesinin şartları açısından işlem dosyasına sunulan belgeler incelendiğinde, davacı yan tarafından söz konusu “Class …” ibaresi için dava konusu hizmetler bakımından Türkiye’de yaygın bir şekilde, aralıksız kullanımının ispatlanamadığı, dolayısıyla dava konusu hizmetler bakımından eskiye dayalı kullanım hakkının bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından davacı vekili tarafından ileri sürülen tanınmışlık iddiasının dava dosyası kapsamında sunulan tüm bilgi ve belgeler çerçevesinde incelenmesi neticesinde, davacıya ait “…” ibareli markanın giyim sektörüne dahil mallar bakımından yaygın bilinen tanınmış markalardan olduğu, bu tanınmışlığın Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından da kabul gördüğü ve “…” markasının T/01943 sayı ile tanınmış marka olarak Kurum sicilinde kayıt altına alındığı, ancak 6769 s. SMK’nın 6/5 maddesinin uygulanabilmesi için bir markanın tanınmışlığının tek başına yeterli olmadığı, aynı zamanda dava konusu edilen markanın tanınmış markanın ayırt edicilik karakterini zedelemesi, tanınmış markanın itibarına zarar vermesi veya tanınmışlığından haksız yarar sağlanması ihtimallerinden birinin gerçekleşmesinin gerekli olduğu, somut olay bakımından bu şartların hiçbirinin sağlanamadığı, davacı tarafından bu ihtimallerin ispatlanamadığı, dava konusu başvurunun, davacıya ait “…” markasının sahip olduğu imaj ve prestijden faydalanma amacı taşıdığına yönelik somut bir kanaat oluşmadığı, sonuç olarak davalıya ait “class …” ibareli markanın tescilinin 6769 s. SMK’nın 6/5 hükmünde belirtilen koşulların oluşmasına yol açmayacağı ve dava konusu başvuru bakımından 6769 s. SMK’nın 6/5 maddesinin uygulanamayacağı, ancak taraf markalarındaki emtiaların tamamı benzer olduğundan bu hususun sonucu etkilemiyeceği kanaatine ulaşılmıştır.
Somut olayda, davalı şirket tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamakla ve markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2-TÜRK PATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline,
3-… sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine,
4-Alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı vekili için AAÜT uyarınca 5.900,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü gösterilen 2.438,10 TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.21/10/2021

Posta Masrafı 211,00.-TL
Bilirkişi Ücreti 2.100,00.-TL
Toplam 2.438,10-TL