Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/371 E. 2022/368 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/371 Esas – 2022/368
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/371
KARAR NO : 2022/368

DAVA : Marka (Marka ile İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 13/12/2021
KARAR TARİHİ : 27/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/10/2022
DAVA:
Davacı vekili 13/12/2021 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin TÜRKPATENT nezdinde 2019/81482 sayılı “… since …” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun TÜRKPATENT resmi markalar bülteninde yayınlandığını; davalı şirketin 2001/24306, 177033, 143310, 143307 sayılı ve “… şekil”, “…”, “…”, “…” ibareleri markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın reddine karar verildiğini, bunun üzerine davalının yeniden inceleme taleplerinin TÜRKPATENT … sayılı YİDK kararı ile nihai olarak kabulüne karar verilerek başvurunun reddedildiğini, oysa davalıya ait 2001/24306, 96/009485 sayılı markalar ile ilgili olarak kullanım ispatı için sunulan belgelerin Nice 43 Lokanta hizmetleri için 2014-2019 yılları arasında kullanımı ispat ettiği, kullanım ispat edilen hizmetin davacının başvurusunun kapsamında yer alan Nice 40 ile benzer olması ve SMK madde 6/1, 6/5 gereğince karıştırılma ihtimali bulunması gerekçesi ile başvurunun reddi ile itirazın kabulüne karar verildiği; davacı şirketin … yılında İzmir ili Menemen İlçesinde kurulduğu; ana faaliyet konusu kuru meyve ve sebze üretimi, turşu imalatı alanlarında modern tesislere sahip bulunan şirketin … yılından bu yana … Gıda A.Ş. ticaret unvanı çatısı altında faaliyette bulunduğu; taraf markalarının benzer olmadığı; 43.sınıf ile 40.sınıfların benzer ve ilişkili olmadığı; taraf markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı; SMK madde 6/5 koşullarının oluşmadığı; davalı şirketin markasının tanınmış marka olmadığı; davalının markasının tanınmış kabul edilmesi halinde dahi davacının kötüniyetle hareket etmediği, davacının … yılından beri faaliyette bulunduğu ve sektörlerin tamamen farklı olduğu; diğer yandan davalının itirazına mesnet markalarının 1996, 2001 tarihli olduğu; davacının ticaret unvanının ise … yılında tescil edildiği; davacının kuruluşundan bu yana sağlıklı gıda ve kurutulmuş meyve ve sebze üretim sektöründe bilinirliğinin yüksek olduğu; davacının ayrıca kuruluşundan bu yana www…..com.tr, www…..com internet alan adlarının sahibi olduğu belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kararın yerinde olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildiren tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş duruşmaya katılmamıştır.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararı ile davacıya ait kod nolu marka başvuru dosyası ve davalı şirkete ait marka tescil belgeleri getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, davacı başvurusu olan 2019/81482 sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak TÜRKPATENT tarafından alınan … sayılı kararın iptali istemine ilişkindir. YİDK kararının davacı başvuru sahibine 14/10/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 13/12/2021 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 06/10/2022 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…Davacının 2019/81482 sayılı marka başvurusu ile davalının 2001/24306, 177033 (96/009485) sayılı markalarının benzer olduğu; Davacının 2019/81482 sayılı marka başvurusunda yer alan tüm emtialar yönünden emtia benzerliğinin oluştuğu; İltibas tehlikesinin davacının 2019/81482 sayılı marka başvurusunda yer alan tüm emtialar yönünden oluştuğu; Kanaatimizin dava konusu TÜRKPATENT YİDK’nın … sayılı ve 12.10.2021 tarihli kararı ile aynı yönde olduğu;…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun “… since …” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 40. sınıftaki “40.04 Gıdaların kurutulması, konservelenmesi, dondurulması, pişirilmesi, tütsülenmesi, salamura edilmesi hizmetleri; gıda işleme ve üretimi konularında bilgi verilmesi hizmetleri ” mal ve hizmetlerden oluştuğu, itiraza mesnet markaların “… şekil”, “…”, “…”, “…” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 42, 43, 44, 45. sınıflardaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, davacının dava konusu marka başvurusunun kapsamında yer alan 40.4 hizmetler davalının adına tescilli markalarının kapsamında yer alan 43.sınıf “Lokanta hizmetleri, snack (atıştırmalık yiyecek) barları hizmetleri, kafeler, kantinler ve hazır yiyecek sunulan yerlerin verdiği hizmetler, yiyecek ve içecek temin etme hizmetleri, çevrim-içi bilgisayar şebekesi vasıtasıyla yiyecek sipariş etme hizmetlerinin temin edilmesi hizmetleri.” ile benzer, ilişkili hizmetlerdir. Zira mal ve hizmetlerin benzerliği sadece aynı sınıfta olması gibi dar bir kalıpta değerlendirilmeyecek bir husustur. Farklı sınıflarda yer almakla birlikte aralarında benzerlik, ilişki, tamamlama gibi bağlantılar bulunan mal ve hizmetler bulunmaktadır. Nitekim eldeki davada, tarafların emtiaları arasında benzerlik ilişkisi bulunmaktadır. Zira davacının markası kapsamındaki gıdalar ile ilgili hizmetlerin bunların nihai tüketiciye sunulması hizmetleri ile sıkı bir bağ içinde olduğu gibi bu hizmetlere yönelen ortalama tüketici de taraf markaları arasında ilişki kurabilir. Hal böyle iken davacının marka başvurusunun kapsamında yer alan emtiaların davalının markalarında benzer/ilişkili olacak şekilde yer aldığı dolayısı ile emtia benzerliği koşulunun oluştuğu kanaatine varılmıştır.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “… since … ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “… şekil”, “…”, “…”, “…” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Davacının dava konusu marka başvurusu … GIDA SINCE … ibareleri ile şekil unsurundan oluşmaktadır. Davacının markasında yer alan SINCE … ibareleri küçük harflerle yazılı olup markada tali unsur olarak konumlandırılmıştır. Zira bu ibareler markanın … yılından itibaren kullanıldığını ifade etmeye yönelik açıklayıcı ibarelerdir. Diğer yandan, markada yer alan GIDA ibaresi de açıklayıcı bir ibare olup markada esaslı etki yaratan ibara … ibaresidir. Bu ibare markada koyu renkle ve büyük harflerle markada ön planda yer alacak şekilde konumlandırılmıştır. Dolayısı ile markanın esaslı unsurunun … olduğu kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar markada şekil unsuru bulunsa da bunlar ayırt edici niteliği zayıf bir kompozisyondan oluşmakta olup kelimenin ortalama tüketici zihninde şekilden önce yer bulması nedenleri ile şekil unsurunun tek başına eldeki markada ayırt edici ve asli niteliği bulunmamaktadır. Davalı şirketin itirazına mesnet markalarına bakıldığında, markaların şekil ve kelime ile kelime markası olduğu görülmektedir. Her iki markada da kelime unsuru … olup davalı şirketin 2001/24306 sayılı markasında şekil unsuru bir insan figürüdür. Dolayısı ile davalının markalarında esaslı unsur … ibareleridir. Bu ibare davacının marka başvurusunda da aynı şekilde ve esaslı unsur olarak kullanılmış olmakla markaları görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer kılmaktadır. Hal böyle iken markaların benzer olduğu kanaatine varılmıştır.
Yargıtay’ın yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere, farklı sınıf ve/veya alt gruplarda yer alan mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının tespitinde, bahse konu mal veya hizmetlerin hitap ettiği tüketici kesiminin özellikleri dikkate alınmak suretiyle; Bu mal veya hizmetlerin benzer ihtiyaçları giderip gidermediği, Dağıtım kanallarının ve satış yerlerinin aynı olup olmadığı, İkame imkanlarının bulunup bulunmadığı, birbirlerini tamamlayıcı niteliklerinin bulunup bulunmadığı, Benzer markaları bu farklı sınıf ve alt gruplardaki mal veya hizmetler üzerinde gören tüketicilerin herhangi bir şekilde markalar arasında veya marka sahibi işletmeler arasında bir bağlantı kurup kurmayacağı hususları göz önünde tutulan kıstaslar arasındadır.
Karıştırma ihtimali “ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurması”dır. Öğretide karıştırma ihtimali “bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın, daha önceden tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesi” ya da “bir mal veya hizmetin alıcısının, yani genel anlamda halkın almayı tasarladığı, bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını veya hizmetini alma ihtimali (tehlikesi)” biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma, iki işaret arasındaki şekil, ses ve anlam benzerliğinden veya genel görünümünden (toplu intibadan) veya seri içine girmekten veya çağrıştırmadan doğabilir. Karıştırma ihtimali bulunup bulunmadığı incelemesi yapılırken başvurulan yöntemlerden biri de işaretlerin toplu olarak bıraktıkları izlenimdir. Öte yandan bir mal ve/veya hizmetin potansiyel alıcıları, tüketicileri arasında iki ayrı işletmeye ait mal veya hizmetin aynı işletmeden kaynaklandığı ya da bu mal veya hizmetlerin farklı işletmelere ait olduğu fark edilse bile, markalar ya da işletmeler arasında bir bağlantının bulunduğu yönünde bir algının ortaya çıkması ihtimali halinde de karıştırma ihtimalinin varlığından söz edilmektedir.
İltibasın varlığının tespitinde doktrin ve yargı kararlarında esas olarak şu ilkeler ortaya konmaktadır: Görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, Çağrıştırma, Bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, Malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, Markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, Markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları.
Taraf markalarının benzer olması, kapsamlarında yer alan emtiaların da benzer/ilişkili bulunması markalar arasında iltibas tehlikesini de beraberinde getirmektedir. Gıda ürünlerinin çeşitli aşamalarına ilişkin bulunan hizmetler ile bu ürünlerin nihai tüketici ile buluşması, sunulması hizmetlerinin arasındaki ilişki ve benzerlik ortalama tüketicinin markalar arasında ilişki kurmasına, davacının markasını davalının markalarından biri olarak değerlendirmesine böylelikle markaları karıştırmasına neden olabilecektir. İltibas olarak nitelediğimiz halin eldeki davada oluştuğu kanaatine varılmıştır. İltibasın oluşmasında davalının … markalarının bilinirliği de etkili bulunmaktadır. Zira bir markanın bilinirlik düzeyinin artmış olması veyahut tanınması, markalar arasındaki iltibas ihtimalini artıran bir etki yaratmaktadır.
Tanınmışlık İddiası Yönünden Değerlendirme
SMK m. 6/5;Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
Davalı şirket tarafından dosyaya, davalı şirketin faaliyetleri ve … markaları hakkında bilgi veren deliller, emsal kararlar, davalı şirketin yurt dışındaki … markalarının bilgileri, davalı şirketin sosyal medya hesaplarından ekran görüntüleri, davalı şirketin bazı restoranlarının fotoğrafları ile davalının youtube hesabında yer alan reklamlara ilişkin deliller, davalı şirketin Türkiye’deki faaliyetlerini dava dışı şirket ile sürdürmekte olduğuna dair delilleri sunmuştur. Söz konusu delillerin incelenmesinde davalının … markalarının yiyecek içecek temini hizmetleri yönünden tanınmışlığa sahip olduğu kanaatine varılmıştır. Bu durum yukarıda açıklandığı üzere iltibas tehlikesini arttıran bir unsur olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca bu durum davacının markasının tescil edilmesi halinde davalının markalarının tanınmışlığından haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği sonuçları da doğurabilecektir. Hal böyle iken SMK madde 6/5 gereğince tanınmışlığa bağlı sonuçların da oluşabileceği kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak, dava konusu markanın kapsamında yer alan dava konusu malların redde gerekçe markaların kapsamlarında aynı/aynı tür/benzer olarak yer aldığı, dava konusu marka ile redde gerekçe markalar arasında iltibas oluşturacak düzeyde benzerlik bulunması nedeniyle dava konusu marka ile redde gerekçe markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1–Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile 21,40 TL bakiye harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdikleri için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/10/2022