Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/370 E. 2022/96 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/370
KARAR NO : 2022/96

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 10/12/2021
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/03/2022
DAVA:
Davacı vekili vermiş olduğu 10/12/2021 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle, müvekkilinin 43 Sınıflarda “…” ibaresinin marka olarak tescili için TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, başvurunun … numarasını aldığını, TÜRKPATENT Markalar Dairesi Başkanlığıca “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri” emtiaları bakımından resen reddedildiği, bu ret kararına itirazda bulunduklarını itirazlarının da YİDK’nun … sayılı kararı ile reddedildiğini, oysa müvekkilinin ülke çapında tanınmış “…” markasının sahibi olduğunu, markalar arasında ayırt edilemeyecek kadar benzerlik bulunmadığını, logo, sözcük vs. unsurlarda mevcut farklar bulunduğunu belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nin … sayılı kararının iptali ile … sayılı “…” markasının başvuru kapsamından çıkartılan tüm emtia yönünden tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili kurum tarafından alınan kararların usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, delilleri toplanmış, bu kapsamda davaya konu YİDK’nun … sayılı kararı, … sayılı marka başvurusuna ait işlem dosyası, redde dayanak gösterilen marka tescil belgesi getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile mahkememizce getirtilen deliller incelenmiş, uyuşmazlığın niteliğine göre eldeki bu davanın hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgi çözümü olanaklı bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek görülmemiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, YİDK’nun … sayılı kararının iptali ile tescil işlemlerinin devamına ilişkindir. YİDK kararlarının davacı başvuru sahibine 01/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 10/12/2021 tarihinde açılan davanın 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Uyuşmazlığın özü, davacının … sayılı “…” ibareli marka başvurusu yönünden redde mesnet … sayılı ve “…” ibareli markalarının 6769 Sayılı SMK madde 5/1-ç bendi çerçevesinde tescil engeli oluşturup, oluşturmadığından ibarettir.
6769 Sayılı SMK madde 5/1-ç bendinde “Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.” tescil edilemez hükmünü içermektedir. Bu düzenleme marka hukukuna hakim olan öncelik ve bir markanın tek bir sahibi olması ilkelerini ifade eder.
Başvuruya konu işaretin daha önce tescil edilmiş (veya başvurusu yapılmış) marka ile aynı olması, karşılaştırılan işaretlerin özdeş, farksız, tıpa tıp taklit, aynen veya bire bir kopya olmalarını ifade eder. Aralarında küçük de olsa farlılık bulunan markalar ise aynı sayılamazlar. Ancak markaların farklı büyüklükte olması veya sözcük markalarının yazı karakterinin, renginin farklılaştırılması aynı olma durumunu etkilemez. Ayırt edilemeyecek kadar benzerlik ise, karşılaştırılan işaretler aynı olmamakla birlikte, orta düzeydeki alıcıda bıraktığı genel izlenimlerinin hemen hemen aynı olmasıdır. Bir başka deyişle, markalar arasındaki farklılık o kadar önemsizdir ki, müşteri kitlesi nezdinde markalar yazılış, okunuş, görsel veya işitsel olarak aynıymış gibi algılanırlar.
Ancak 5/1-ç bendindeki tescil engelinin varlığı için sadece başvuru ile önceki markaların aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olması yeterli değildir. Aynı zamanda başvuru ve önceki markanın kapsadığı mal ve hizmetlerin de aynı yada aynı tür olması zorunludur. Bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesi durumunda yasa koyucu halkın bu iki markayı karıştırma ihtimalinin bulunduğunu kabul etmiştir. Bu nedenle, Türk Patent ayrıca karıştırma ihtimalinin var olup olmadığı üzerinde durmaksızın başvuruyu ret edecektir. Başvuru ve redde mesnet markanın kapsamındaki mal veya hizmetlerin bire bir örtüşmesi bir diğer söyleyişle özdeş olması halinde ayniyet mevcuttur.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davacının 07/05/2021 tarihinde “…” ibaresini marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, başvuru kapsamında 43. sınıftaki mal ve hizmetlerin yer aldığı; TÜRKPATENT Markalar Dairesi Başkanlığıca “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri” emtiaları bakımından reddedildiği, bu karara itirazın yeniden incelenmesi isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği ve bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
6769 Sayılı SMK madde 5/1-ç bendine göre, aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer markaların tescil edilmesi mümkün değildir. Bu durum mutlak ret sebeplerinden biridir. Mutlak ret nedenleri Türk Patent tarafından re’sen İncelenmekte ve bu tür bir tescil engeli görüldüğü takdirde kurumca marka tesciline izin verilmemektedir. Ayrıca bu düzenleme aynı mal ve hizmetlerle ilgili bir tescil engelidir.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “…” ibaresinden oluştuğu, başvuru kapsamında 43.sınıftaki mal ve hizmetlerin yer aldığı; redde dayanak markaların ise 2009/46258 sayılı ve “…” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 43.sınıftaki “43 Otel servisi; restoran, bar ve kokteyl salonu hizmetleri.” emtialarının yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki dava konusunu oluşturan başvuru kapsamından çıkartılan ” “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri” emtiasının, redde dayanak 2009/46258 sayılı ve “…” ibareli marka kapsamındaki emtia ile aynı/aynı tür olduğu görülmüştür.
Somut uyuşmazlık bakımından incelendiğinde, davacıya ait “…” ibareli markası beyaz zemin üzerinde “d.” harfi lacivert ve “ream” harfleri siyah olacak şekilde eğimli, el yazısı fontuyla yazıldığı, “…” ibaresinin altında standart karakterlerle “….” ibarelerine yer verildiği görsel olarak tüketiciler nezdinde ayırt edici ve akılda kalıcı bir logo yaratılmaya çalışıldığı görülmektedir. Redde gerekçe gösterilen markada ise herhangi bir şekil unsuruna yer verilmediği, beyaz zemin üzerinde siyah çerçeveli beyaz harflerle “…” ibaresine yer verildiği görülmektedir. Buna göre, söz konusu markaların görsel olarak birebir aynı olmadığı kanaatine varılmıştır.
Topluluk Marka Ofisi (EUIPO –OHIM-)’e göre EPOCA ve Epoca markaları ayırt edilemeyecek derecede benzer değildir. Aynı şekilde …. markaları da EUIPO’ya göre benzer kabul edilmemiştir. Yargıtay da ibarenin aynı olduğu markalarda şekil unsurunun ayniyeti ortadan kaldıracağına dair yerleşik kararlar vermiştir. Yargıtay söz konusu kararlarında markaları ayırt edilemeyecek derece benzer görmemiştir. Örneğin, Yargıtay 11. HD. 07.02.2011, E. 2009/7924, K. 2011/1228 sayılı kararında 2006/11692 sayılı LRG markası ile 2003/32133 sayılı LRG+Şekil markasını mülga 556 sayılı KHK m. 7/1-b (Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetle ilgili olarak tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olan markalar, tescil edilemez) anlamında aynı veya ayırt edilemeyecek tadar benzer olmadığına hükmedilmiştir.
Söz konusu kararda; “redde dayanak alınan 2003/32133 nolu marka “LRG” harfleri yanında ayrıca şekil işaretinden oluşmaktadır. Bu durumda dava dışı şirket adına daha önceki tarihte tescil olunan markanın kelime ve şekil esaslı unsurlarından oluşan karma nitelikli bir işaret olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu başvuru ise LRG harflerinden ibarettir. Önceki tarihli tescilli marka şekil unsurları ile birlikte değerlendirildiğinde, işaretlerin 556 s. KHK’nın 7/1-b maddesi anlamında ayırt edilmeyecek kadar benzer nitelikte olduklarından söz edilemez.” ifadelerine yer verilmiştir.
Yine, Yargıtay 11. HD. 12.10.2010, E. 2008/14092, K. 2010/10118 sayılı içtihadı ile 29, 30, 31. sınıflardaki gıda maddeleri yönünden tescili istenen “….” ibareli markaların aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadıklarına karar verilmiştir. Bu kararda Yargıtay; önceki tarihli marka veya başvurudan kaynaklı mutlak tescil engeline ilişkin yapılacak değerlendirmenin “işaretlerin bütün olarak ortalama tüketici kitlesi nezdinde bıraktıkları izlenim dikkate alınması suretiyle” yapılması gerektiği; bu açıdan yapılan değerlendirme sonucunda ise, dava konusu başvuru ile redde dayanak alman markaları oluşturan işaretlerin grafik tasarımdan oluşan şekil ve kelime ibareli karma nitelikleri, görünüş, yazılış ve düzenleniş biçimlerine göre bıraktıkları toplu izlenim itibariyle aralarındaki benzerliğin ayrıca iltibas değerlendirmesi yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olmadığı; bu nedenle mülga 556 sayılı KHK’nın 7/1-b bendi anlamında ayırt edilemeyecek kadar benzer kabul edilemeyeceklerine vurgu yapmıştır.
Başka bir örnek vermek gerekirse; Yargıtay 11. HD’nin 09.12.2015, E. 2015/5821,  K. 2015/13282 sayılı içtihadında “…+şekil” ile “…” ibareli aynı sınıfları kapsayan markalar arasında inceleme konusu SMK m. 5/1-ç ile aynı düzenlemeyi içeren mülga KHK m. 7/1-b kapsamında ayniyet olmadığını, başvuru markasının özel bir kaligrafiyle hazırlanan yazı unsuru ile yazının üstünde, dikkat çekici şekilde mavi, kırmızı ve sarı renklerde “üç adet boynuz” şeklinin bulunduğu, mülga KHK’nın 7/1- b maddesindeki benzerlik olgusunu dar yorumlamak gerektiğini, oysa davalı enstitünün mülga KHK’nın 8/1-b maddesi kapsamına girecek bir inceleme yaptığı, mülga KHK’nın 7/1-b maddesinde ilk bakışta fark edilemeyecek ölçüde benzerlik şartı aranırken, mülga KHK 8/1-b maddesinde bağlantı kurdurtacak ölçüde benzerlik araştırmasına gidilmesi gerektiği, bu açıdan bakıldığında, markalar arasında ilk bakışta ayırt edilemeyecek derecede benzerlikten söz edilmesinin mümkün olmadığı gerekçeleriyle açıklamıştır.
EUIPO’ya göre ise; “Tek bir harfin farklı olması bile markaların aynı olmadığının kabulü için yeterlidir.” Bu doğrultuda “BASIC+şekil” ve “basic+şekil” markaları, ile “N7+şekil” ile “No7” markaları EUIPO nezdinde aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer olarak kabul edilmeyen markalardır.
Tüm bu tespit ve değerlendirmeler doğrultusunda, karşılaştırılan markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerde aynı veya aynı tür olma ilişkisi olmadığı gibi markalar arasında ayniyet ve ayırt edilemeyecek derecede benzerlik de bulunmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kabulüne, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2-TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline,
3-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın düşümü ile 21,40 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı vekili için AÜTT uyarınca 7.375,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Aşağıda dökümü gösterilen ve davacı tarafından yapılan 167,10-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
7-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.31/03/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 127,10.-TL
Posta Masrafı 40,00.-TL
Toplam 167,10.-TL