Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/37 E. 2021/311 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/37 Esas
KARAR NO : 2021/311

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 04/02/2021
KARAR TARİHİ : 23/09/2021

DAVA:
Davacı vekili 04.02.2021 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … sayılı “… şekil”, “…”, “…”, “…” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin, bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “… … pide” ibaresini 43. sınıfta marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, müvekkilinin 1995 yılında faaliyete başladığını, Türkiye çapında tanınmış marka haline geldiğini, müvekkilinin bu denli tanınır olmasının en önemli sebeplerinden birinin müvekkiline ait markalar topluluğu olduğunu, bu markalardan en önemlilerinden birinin … ibareli tanınmış markalar olduğunu, … Holding A.Ş’ den devralınmış söz konusu markanın müvekkil şirket adına kayıtlı olduğunu, davalının müvekkilinin … ibareli seri markalarının itibarından haksız bir şekilde yaralanmak amacıyla Türk Patent nezdinde dava konusu ibareyi gıda sektöründe kullanmasının müvekkil markalarına iltibas teşkil edeceğinden ve ortalama tüketiciler bakımından yanılmalara neden olacağından davalı markasının haksız rekabet teşkil ettiğini, mevcut durumun muhafazası ve davanın etkinliğinin sağlanması açısından dava konusu markanın 3.kişilere devrinin önlenmesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesinin talep edildiğini, müvekkil şirketin seri markalarında kullanılan … ibaresinin müvekkil markalarının esaslı ayırt edici ve ortak unsuru olduğunu, markaların temel unsuru olan … kelimesinin aynı olması aynı zamanda işitsel ve anlamsal olarak benzer oluşu karşısında taraf markalarının iltibasa yol açacağını, dava konusu markada asli markasal unsur olan … kelimesinin müvekkil markalarına benzer şekilde konumlandırıldığını, itiraza konu markanın esaslı unsurunun … ibaresi olduğunu, … ve Pide ibarelerinin mevzuat hükümleri uyarınca marka özelliğinden yoksun olduğunu, , davanın … ibareli markaya … ve Pide ibaresini ekleyerek farklı bir marka intibasını oluşturmaya çalıştığını ancak başarılı olamadığını, … ibaresinin Türkiye’de bir ilçe adı olması nedeniyle mal/hizmetlerin menşeini gösterir biçimde algılanacağını, Pide ibaresinin ise tescile konu edilen yiyecek hizmetlerinde bir ürün olması sebebiyle … ibaresinin başvuruda asli markasal unsur olduğunu, dava konusu markada değerlendirmeye tabi tutulması gereken kısmın … ibaresi olduğunu, dava ile birebir emsal teşkil eden Türk Patent kararı bulunduğunu, yerleşik Yargıtay Kararlarının da görüşlerini desteklediğini, TPMK nezdinde dava konusuna yönelik birçok itirazlarının değerlendirmeye alındığını ve haklılıklarının tespit edildiğini, müvekkil lehine sonuçlanan … ibareli bir kısım markaların hükümsüz kılınmasına ilişkin Yargıtay ilamlarının bulunduğunu, taraf markalarının aynı sınıfta tescilli olmasa da davalı markasının müvekkil markaları ile bağlantılı ve ilişkili olan 43.sınıf yönünden tescilli olduğunu, her iki taraf markasının gıda sektörüne ilişkin olarak aynı/benzer emtialara ilişkin hizmet verdiğini ve hitap ettikleri tüketici kesiminin aynı olduğunu, taraf markalarının bulunduğu ürün görsellerinin de davalı markasının müvekkil markaları ile aynı/benzer şekilde kullanıldığını açıkça gösterdiğini, davalının ihlale konu kullanımlarının tespiti amacıyla yerinde inceleme talep ettiklerini, davalının haksız kazanç elde edeceğini, dava konusu markanın tüketici nezdinde müvekkil markası olarak algılanma ve karıştırılma olasılığının yüksek olduğunu, davalının … seri markalarının tanınmışlığından yaralanarak haksız kazanç elde etme ihtimalinin yüksek olduğunu, … markasının özel/02541 numara ile TPMK nezdinde tanınmış marka statüsünde olduğunu, farklı sınıflardaki hizmetler bakımından dava konusu markanın kullanılmasının tanınmış markanın itibarından haksız yaralanma oluşturacağını, davalının bu denli benzer marka başvurusundan bulunmasının davalının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, davalının müvekkiline ait … ibareli markalardan haberdar olmadığını iddia edemeyeceğini, davalının haksız kazanç elde etme çabasının incelenmemesinin kabul edilebilir bir durum olmadığını belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptaline ve … sayılı “… … pide” ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; markaların benzer olmadığını, başvuru kapsamındaki itiraza konu mallar/hizmetler ve bunların nitelikleri dikkate alındığında başvuru markası ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markalar arasında iltibas ihtimalinin bulunmadığını, markalar arasında 6/1 maddesi hükmü anlamında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, itiraza mesnet markaların tanınmış markalardan olduğunu ve md 6/5 sayılan koşulların mevcut olduğunu gösterir nitelikte bilgi ve belge bulunmadığını, bu nedenle 6/5 maddesindeki şartların oluşmadığını, haksız ve mesnetsiz davanın bu açıdan reddedilmesi gerektiğini, davacı vekilinin 6/9 hükmü bağlamında kötü niyete ilişkin iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava dilekçesi ve eklerinde diğer davalı şahsın kötü niyetli olduğu iddiasını destekler nitelikte yeterli delil sunulmadığını, başvuru markasının kötü niyetli olduğu iddiasının ispatlanamadığını, haksız ve mesnetsiz davanın bu açıdan da reddedilmesi gerektiğini, davacı vekilinin başka marka başvuruları hakkında verilmiş kararlarla müvekkili şirket başvurusu hakkında verilmiş olan kararı karşılaştırmasının ve Kurul kararları hakkındaki iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, her markanın özgünlük derecesi tasarımı, tescile konu mallar/hizmetlerin bu mal ve hizmetlerin tüketici grubunun özellikleri markanın tescil kapsamındaki mal/hizmetler üzerinde ayırt edici niteliği gibi unsurlar açısından kendine özgü özellikler taşıdığını, tüm bu unsurlar birlikte değerlendirildiğinde tescil başvurusuna ilişkin karar oluşturulduğundan davacı vekilinin bu yöndeki iddialarının mesnetsiz olduğunu, YİDK kararının hukuka uygun olduğunu ifade ederek haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ve ailesinin 1979 yılından beri … Pide markası altında kurmuş oldukları Konya ilinin … ilçesinde açtıkları restoranda ticari faaliyetlerini sürdürdüğünü, … … Pide markasının müvekkili ile özdeşleştiğini ve Konya/… bölgesinde tanınmış marka haline geldiğini, müvekkilinin … Pide markası adı altında kurduğu işletmesinin 1979 yılına uzandığı düşünüldüğünde söz konusu tarihte tarafların birbirinden haberdar olmadığının açık olduğunu, taraf markalarının görsel, işitsel, kavramsal olarak benzer olmadığını ve karıştırılma ihtimalinin de bulunmadığını, marka benzerliği araştırmasında markaların bütün olarak bıraktığı izlenimin ele alınması gerektiğini, davacının … ibaresinin coğrafi bir yer olması sebebi ile müvekkil markasında kullanılamayacağını savunduğunu, oysa ki bu ibarenin tek başına tescil edilmediğini, … … Pide olarak tescil edildiğini, yeme içme hizmeti veren bir işletmeye ait olan … … Pide markasının süt ve süt ürünleri üzerinde kullanılan ve genel görünüm ticari takdim şekli bakımından müvekkil markası ile tamamen farklı olan … markaları ile kavramsal olarak benzemediğini, davaya konu markaların yalnızca benzer olan unsurunun ön plana çıkartılıp müvekkil markasının diğer asli unsurlarının göz ardı edilmemesi gerektiğini, markaların genel görünüm, tüketici nezdinde bıraktıkları genel izlenim ve işitsel olarak birbirinden tamamen farklı olduğunu, markaların mal ve hizmetlerinin birbiri ile bağlantısı bulunmadığını, birbirinin ikamesi olmadığını ve birbiri ile rekabet etmediğini, birinin hizmet markası, diğerinin ürünler üzerinde kullanılması sebebi ile tabiatlarının kullanım amaçlarının hatta tüketici kitlelerinin de farklı olduğunu, müvekkilinin müşteri kitlesinin Konya/… yöresinde yaşayan halk olduğunu, bu bölge dışında hizmet vermediğini, davaya konu markaların sözde karıştırılma tehlikesinin olduğu bölge ve kitlenin Konya/… bölgesinde hizmet alan tüketiciler olduğunu, müvekkilinin davacı markalarından çok daha önce tanınır hale geldiğini, müvekkilinim müşterilerine restoranında kebap, pide, çorba, salata ürünlerine ilişkin hizmet sunarken davacının … markası altında çeşitli market zincirleri aracılığıyla tüketiciye süt ve süt ürünleri sunduğunu, markaların sözde karıştırılma tehlikesi olan Konya/… bölgesi halkı tarafından karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davaya konu … markasının tanınmış olmasının davacı markalarına benzemeyen ve … ibaresini yalnızca bir unsur olarak içeren bütün marka başvurularına engel olunacağı anlamını taşımadığını, davacının tanınmış markaya ilişkin bir ihlalin olduğunu iddia ettiğini ancak bu iddiasına ilişkin hiçbir gerekçelendirme yapmadığını, iddia sahibinin iddiasını ispatla mükellef olduğunu, davacının kötü niyete ilişkin bir gerekçelendirme yapmadığını, müvekkilinin 1979 yılından beri … … Pide markası altında Konya/… bölgesinde hizmet verdiğini ve bu tarihlerde müvekkilinin davacı ve ona ait markalardan haberdar olmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin gerek iş kolu gerekse de davaya konu markaların birbirinden farklı olduğunu, kötü niyet isnadının gerekçelendirilmesi gerektiğini ifade ederek davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, TÜRKPATENT’den davalı şahsa ait … sayılı marka başvurusu işlem dosyası ile itiraza dayanak marka tescil belgesi getirtilmiş, sunulan deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şahsa ait … sayılı “… … pide” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 06.12.2020 tarihinde tebliğ edildiği, 04.02.2021 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davacıya ait … sayılı “… şekil”, “…”, “…”, “…” ibareli markaların, davalı şahsın … sayılı “… … pide” ibareli başvurusu yönünden SMK’nın 6/1, 6/5, 6/9 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davalı şahsın 24.09.2019 tarihinde “… … pide” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 43. sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davacının … sayılı “… şekil”, “…”, “…”, “…” ibareli markalar ile benzerlik arz ettiğinden ve tanınmışlık iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 12.07.2021 tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “Davalıya ait marka ile davacı markaları arasında 6769 sayılı SMK’nun 6/1 maddesi anlamında ilişkilendirilme/karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, Davacının tanınmışlık iddiasının yeterli bilgi ve belge ile ispatlanamadığı ve 6769 sayılı SMK’nun 6/5 maddesinde belirtilen koşulların sağlanmadığı, Yukarıdaki tüm tespit ve değerlendirmeler kapsamında, iptali istenen … sayılı YİDK kararının yerinde olduğu, … numaralı markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini şartlarının oluşmadığı” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “… … pide” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 43. sınıftaki “43.sınıf Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri” mal ve hizmetlerinin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise … sayılı “… şekil”, “…”, “…”, “…” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 05, 29, 30, 31, 32, sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki “43.sınıf Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri” mal/hizmetlerin davacıya ait markaların tescil kapsamında bulunan 05, 29, 30, 31, 32, sınıfa dahil mallar ile aynı veya benzer mal/hizmetler olmadığı tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru beyaz zemin üzerine siyah renk ile yazılmış “… … pide” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların beyaz zemin üzerine siyah renk ile yazılan “…” ibarelerinden ve yeşil renkli şekil unsurunun içerisinde beyaz renk ile yazılan “…” ibarelerinden oluştuğu anlaşılmıştır.
Davacının, 140280, 98086 sayılı “…” “…” markalarında yalnızca kelime unsurlarının kullanıldığı, 99/018236, 123752, sayılı “…+şekil”, “…+şekil” markalarında ise renk ve şekil unsurlarının birlikte kullanıldığı, genel görünümleri renk ve şekil unsurları itibariyle bir bütün olarak koruma sağladığı ve bu markaların davalı markasından farklılaştığı görülmüştür.
İşitsel açıdan değerlendirmede; dava konusu marka … … Pi-de ,davacı markaları ise … şeklinde telaffuz edebilmektedir. Taraf markalarında her ne kadar … ibareleri bakımından işitsel
benzerlik olsa da dava konusu markada … ve … ibarelerinin yer almasından dolayı bu benzerliğin düşük düzeyde olduğu anlaşılmıştır.
Anlamsal açıdan yapılan değerlendirmede; Tdk sözlüğünde yapılan incelemede … ibaresinin ‘kokusu güzel olan, hoş kokan şey’’ anlamını taşıdığı tespit edilmiştir. Dava konusu markada … ibaresi Konya ilinin bir ilçesi olarak, Pide ibaresi ise yiyecek sektöründe bir ürün adı olarak kullanılmaktadır. Taraf markalarında … ibaresinden kaynaklanan kısmen benzerlik olduğu değerlendirilmektedir.
Davacının markaları 05.sınıfta yer alan emtialar ve 29, 30, 31, 32.sınıflardaki yiyecek/içecek
maddeleri için tescillidir. 43. Sınıfa giren “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri”nin verildiği
yerlerde, hizmetin bir parçası olarak tüketiciye sunulan gıdalar; genelde ambalajsız ve markasız nihai
gıdalardır ve daha uzun raf ömrüne sahip gıda mallarıyla karıştırılabilme hali belli durumlar dışında
mümkün olamayacaktır. Bu hizmet kolları genelde tüketicinin belli bir hizmeti satın almak üzere
tercih ettiği ve bu yolla aslen seçiciliğinin en yüksek olduğu yani, tek bir işletmenin ürünlerini satın
almak üzere tercih ettiği hizmet kollarıdır. Bununla birlikte, hizmet markası ile ticari markanın aynı
yada ayırt edilemeyecek kadar benzer olması durumunda; tüketici her iki markanın aynı işyerine sahip
olduğunu düşünebilir ki bu durumda markalar birbiri ile karıştırılabilir. Somut olayda ise; davacı
markalarının davalının markası ile “benzer” bulunan markalarının “benzerliği” “yüksek seviyede”
olmadığından, mal/hizmetlerin tüketicisinin özellikleri dikkate alındığında bu mal/hizmetler üzerinde
gören tüketicilerin markalar veya işletmeler arasında bir bağlantı kurmayacağı tüketicilerin satın
aldıkları ürünün ve hizmetin üreticilerinin sektör bazında farklılaştığının ve bu emtiaların doğasının
farklı olduğunun da farkında oldukları yani emtialar arasında tüketicinin karıştırmasına neden olacak
bir benzerlikten söz edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığından, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Somut davada davalı şirket şahıs başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamaktadır. Bu nedenle kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalılar için 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/09/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.