Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/358 E. 2022/118 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/358 Esas – 2022/118
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/358
KARAR NO : 2022/118

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 03/12/2021
KARAR TARİHİ : 21/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/04/2022
DAVA:
Davacı vekili 03/12/2021 harç tarihli dava dilekçesiyle; müvekkilin “…” konulu tasarım tescili amacı ile 28/04/2021 tarihinde başvuruda bulunduğunu, davalı kurum tarafından yeni ve ayırt edici olmaması sebebiyle reddedildiğini, müvekkilinin itirazı sonucu YİDK … sayılı karar ile tasarımın tescilinin reddi yönündeki kararın devamına karar verildiğini, oysa müvekkilin uzun yıllardır … imalatı ve satışını gerçekleştirmekte olduğunu, Yurt içi ve dışında üretim tesislerinin bulunduğunu, Yurt içi ve dışında çeşitli markalar ile faaliyetlerini sürdürmekte olduğunu, Türkpatent’in yenilik incelemesi yaparken Google arama motorunda aramalar gerçekleştirdiğini ve bulduğu görsellerden birçoğunun aslında düşünülenin aksine Türk firmalarına ait olduğunu, Kurum kararına gerekçe gösterilen internet sitesindeki görselin kesin delil oluşturamayacağını, Uzman bilişimci bir bilirkişinin web sitelerindeki görsellerin siteye yükleniş tarihinin tam olarak tespit edilemeyeceğini bileceğini, Salt internet sitesi arama motorlarından benzerlik incelemesi yapılmasının çoğu zaman kesin sonuç vermeyeceğini, Türkpatent’in Google Zaman Aralıklı Arama, … Org, Müşteri yorumları ve site içerilerinde yer alan tarihlere dikkat ederek karar vermesinin güvenilir bir kaynağa dayanmadığını ve çoğu zaman yanıltıcı olabileceğini, firmaların müşteri yorumlarını maniple ederek kendilerini geçmiş tarihli ve köklü gösterme gibi bir yöntemleri olduğunu, İnternet satış sitelerinde müşteri yorumları sabit kalmasına rağmen sıklıkla ürün ve fotoğraflarının güncellenmesinin kullanılagelen bir yöntem olduğunu, Alibaba, Amazon başta olmak üzere tüm internet mağazalarında satıcı tarafından konulan ürün fotoğrafının ürünler hakkındaki yorumlar sabit kalırken değiştirilmesinin mümkün olduğunu, Red sebebi yapılan internet görsellerinin benzer internet mağaza sitelerinden alındığı için bunlar ile ilgili tarihin kesin olarak anlaşılmasının mümkün olmadığını, ayrıca ilgili ürünlerin müvekkil Tam Plastik tarafından üretiliyor olmasının da imkân dahilinde olduğunu çünkü firmanın Dünya genelinde kullanılan elbise askılarının çoğunu üretmekte olduğunu, E-Ticaret sitelerinin fotoğraf yükleme sisteminin nasıl olduğunu tam olarak nasıl çalıştığını bilmeden ilgili fotoğraflara dayanarak bir tasarımın iptaline ve hükümsüzlüğüne karar vermenin hukuka uygun olmadığını ve istismara açık olduğunu, diğer bir hatanın da “….org” kayıtlarının mutlak doğru olduğu şeklindeki değerlendirme olduğunu çünkü “….org” sitesinin bizzat verilerinin doğruluğunun kesin olmadığı ve yasal kanıt olarak kullanılmasına garanti vermediğini açıkça ilan ettiğini, diğer taraftan internet sitelerinde yer alan fotoğrafların çoğunun tasarım kıyaslaması yapmaya yeterli nitelikte olmayan tek açıdan çekilmiş fotoğraflar olduğunu, oysa elbise askıları açısından bakıldığında en kalınlığının, kolların öne ve yana yaptığı hafif eğimlerin, omuz kısımlarında yer alan tırtıklar, tozlamalar ve çeltiklerin tasarımın esas unsuru olduğunu, konu … olduğunda çok büyük ve esaslı değişiklik yapmanın çoğu zaman mümkün olmadığını, redde dayanak gösterilen fotoğrafın sadece ön yüzden çekildiğini, oysa ki müvekkil tesclinde değişik açılardan 3 adet görsel yer aldığını, ilgili fotoğrafların tarihleri net olmadığından “12 aylık Kamuya Sunma İstisnası” kapsamında kalıp kalmadığının tespitinin mümkün olmadığını, özellikle …, mandal, küçük ev gereçleri v.b. ürünlerin tasarımlarında olması gereken ana parçaların belli olduğunu, bu parçalar olmadan tasarımı yapmanın mümkün olmadığını, ilgili ürünlerde farklılıkların “açılar, kıvrımlar, süslemeler, dokular…” üzerinden yapılmak zorunda olduğunu, bu açıdan bakıldığında internet veya kataloglardan alınan düşük çözünürlüklü tek açıdan çekilmiş fotoğrafların yeterli olmayacağını, davaya konu tasarımda “palto, gömlek, pantolon ve etek” gibi alt ürün askılarında “kanca, kol, bar ve mandal” bulunmasının teknik zorunluluk olduğunu, Türkpatent’ in yaptığı kıyaslamada bu teknik zorunlulukların varlığına dayanarak müvekkil tasarımını yeni ve ayırt edici bulmadığını, bunun yanlış bir yaklaşım olduğunu, tasarımlar karşılaştırıldığında boyun kısımları, çengel kısımlarının tel ve plastik oluşu, internetteki ürününü müvekkil tasarımına kıyasla kısa ve geniş oluşuşunun, internet görselindeki ürünün omuz ve alt askı kısımlarındaki çıkıntılarının belirgin ve yayvan oluşunun başlıca farklı olduğunun görüleceğini, bu bakımdan bilgilenmiş kullanıcı tarafından bu farkların rahatlıkla görülebileceğini, tasarımların bilgilenmiş kullanıcı gözünden karşılaştırılması gerektiğini, somut olayda sıradan bir tüketicinin değil, mağaza çalışanı, kuru temizlemeci, tekstil üreticisi gibi kimselerin bilgilenmiş kullanıcı olarak ele alınabileceğini, endüstriyel tasarımda korunanın tasarımın görünümü olduğunu, renk, süslemeler, kombinasyon, yazılar, parlaklık, tasarım üzerindeki markalar ve markaların konulduğu yerin dahi bu görünümde farklılık yaratabileceğini, Tasarımın sadece biçime indirgenemeyeceğini belirterek, dava dilekçesi ile …sayılı tasarım başvurusu ile ilgili olarak TÜRKPATENT tarafından alınan … sayılı kararının iptalini ve …numaralı tasarımın tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde; tasarım hukukunda yer alan tasarım, yenilik ve ayırt edicilik, kamuya sunulma konularında açıklamalarda bulunmuş somut olay ile ilgili olarak davacının iddiasının aksine mesnet tasarım ve davacı tasarımı arasındaki farkın küçük ayrıntı seviyesinde olduğunu, bu durumun davacı tasarımına yenilik ve ayırt edicilik nitelikleri kazandırmayacağını, davacının tasarımının incele esnasında tespit edilen ürününün görünümünden yola çıkılarak yapıldığı veya ona eklenen küçük değişikliklerle veya ondan meydana getirilmiş bir tasarım olduğunu, davacı beyanının aksine ilgili internet sitesindeki ürünün kamuya sunma tarihinin net ve 23.0.2016 olduğunun belirlenebildiğini ve bu tarihin hoşgörü süresi dışında kaldığını, YİDK kararında yer alan tespit ve kanaatin bugün de geçerli olduğunu belirtip, belirterek, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce davacı ve davalı delilleri toplanmış, bu kapsamda davaya konu …sayılı tasarım işlem dosyası, getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile toplanan deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen hususlarda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlığın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ile …sıra numaralı tasarımın tescili istemine ilişkindir. YİDK kararının davacı vekiline 11/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 03/12/2021 günü açılan davanın 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Dosya kapsamındaki deliller, tarafların iddia ve savunması ile konunun uzmanlarından oluşturulan kurul tarafından hazırlanan bilirkişi raporu çerçevesinde değerlendirilmiş, buna göre;
Bilindiği gibi tasarım hukuku 6769 sayılı Kanun ile düzenlenmiştir. İlgili Kanun çerçevesinde “Tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür” şeklinde tanımlanmaktadır. Maddede bahsi geçen görünüm sadece gözle görülüp fark edilen görünüm olmayıp, insanın beş duyusu ile algılayıp farkına varabileceği ve maddede “her türlü bütün” olarak tanımlanan görsellerdir. Söz konusu davada olduğu gibi desene ait görünümün bıraktığı genel intibanın tamamı maddedeki “görünüm” ifadesi içinde değerlendirilmelidir.
Yine aynı Kanunun 56(1) maddesi gereğince, bir tasarımın tescil edilebilmesi için “yenilik” ve “ayırt edici nitelik” kriterlerini taşıması gerekmektedir. “Yenilik” kriteri madde 56(4)’de “Bir tasarımın aynısı, başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorlarsa aynı kabul edilir” şeklinde tanımlanmıştır.
“Ayırt edicilik kriteri” ise madde 56(5)’de “Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; başvuru veya rüçhan tarihinden önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.”
Ayırt ediciliğe ilişkin olarak değinilmesi gereken bir diğer husus, “bilgilenmiş kullanıcı” kavramıdır. Bilgilenmiş kullanıcı; tasarımı kullanarak bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan, deneyim sahibi kullanıcı olarak tanımlanmaktadır. Bilgilenmiş kullanıcı olarak tespit edilen kişilerin kesinlikle birer uzman olmadıkları, aksine daha önce ilgili tasarımla karşılaşmış olağan bir kullanıcı olması gerekmektedir. Gerçekten de bilgilenmiş kullanıcı, söz konusu ürünün doğası, görünümü ve teknik olarak sahip olduğu zorunlu özellikleri hakkında bilgi sahibi olan ve başka bir deyişle ürün hakkında uzman kadar olmasa da temel düzeyde bilgi sahibi olan kişidir. Bu bağlamda bilgilenmiş kullanıcının her somut olay için ayrı ayrı tespit edilmesi gerekir. Bilgilenmiş kullanıcılar birer uzman olmayacakları için tasarımın detaylarındaki küçük farklılıklara dikkat etmeyecek ancak alım tercihlerini etkileyecek hususlarda yapılan değişiklikleri fark edebilecek kişilerdir. Somut olay için hipotetik bilgilenmiş kullanıcıyı emtianın geniş kitleler tarafından kullanıldığı varsayımından hareketle askı almış veya almak için araştırma yapan bir tüketici, mağazasında ürün sergilemek için askı almış yada almak için araştırma yapan mağaza sahibi, ilgili mağazaların çalışanları, kuru temizlemeci v.b. askı satın alan ve kullanan kişiler olarak belirlemiştir. Bu kişi desenli tekstil ürünleri konusunda uzman olmayan birisidir, ihtiyacı doğrultusunda farklı seçenekleri gözeten ve tercihte bulunacak birisidir.
Bir tasarımın yeni kabul edilebilmesi için, onu daha önceki tasarımlara nazaran özgün kılacak bazı farklılıkları haiz olması gerekmektedir. Tasarımlardaki benzerlik veya farklılık belirlenirken, küçük ayrıntılardaki farklılıklardan daha fazla bir farklılık aranır. Türk Hukukunda “nitelikli yenilik” kriteri benimsenmiş olup, bu da, tasarımcının tasarımın esasını (temelini) kendisi oluşturmasını gerektirmekte; bu bağlamda, koruma görecek tasarımın o alanda bir zenginleşme sağlaması zorunlu bulunmaktadır.
Yine aynı Kanunun 56(6) maddesinde “Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” şeklinde tanımlanmıştır.
“Seçenek özgürlüğü” ibaresiyle kastedilen, tasarımcıya tasarımına ayırt edicilik vermesi için bir serbest hareket alanının bulunmasıdır. Bunun değerlendirilmesi nesnel olup, kişiden kişiye değişmez. Bir tasarım ne kadar seçenek özgürlüğü tanıyorsa, o kadar hukuki korumayı hak eder. Bir başka ifadeyle seçenek özgürlüğü, tasarımın uygulandığı ürünün işlevini yerine getirebilmesi için zorunlu olan tasarım unsurları dışında tasarım unsurlarının bulunması demektir. Seçenek özgürlüğü yoksa tasarımın korunması zaten mümkün değildir ki bu husus 6769 sayılı Kanunun 58/4-b-c maddelerinde, teknik fonksiyonunun gerçekleştirilmesi için zorunlu unsurların koruma kapsamı dışında kalması olarak açıkça ifade edilmektedir.
Seçenek Özgürlüğü İncelemesi:
Dava konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik değerlendirmesine geçmeden önce, bu tür tasarımlarda tasarımcının seçenek özgürlüğü ve tasarımda bulunması gereken teknik zorunluluklar incelenmeli, tasarımın koruma kapsamı tespit edilmelidir. Sınai Mülkiyet Mevzuatında tasarımcının tasarımını geliştirirken seçenek özgürlüğüne sahip olup olmadığının ve seçenek özgürlüğü var ise bunun ne derece geniş olduğunun tespitinin gerekliliği üzerinde durulmuştur. Bu bağlamda, “tasarımlar bilinen ve genel olarak ortak olan özellikler değil, farklı özellikler dikkate alınarak karşılaştırılmalıdır. Tescilli tasarımdan doğan hak, kamunun kullanımına açık olan tasarımsal unsurları değil, sadece yeni ve farklılık gösteren unsurları korurlar. Dolayısıyla tasarımların bütünsel anlamda aynı izlenime sahip olması her zaman bir taklit olduğu anlamına gelmez. Böylesi bir benzerlik çoğu zaman, ürünün veya tasarımın geleneklerden ilham almasının veya ürünün fonksiyonunu yerine getirmesinin bir gereği veya önlenemez bir sonucu olarak karşımıza çıkabilir. Değerlendirme yapılırken, ürünün üretiminde veya çiziminde tasarımının ayırt edicilik sağlamaktaki yetisinin ne düzeyde engellendiği tespit edilmelidir. Tasarımcının özgürlüğü fonksiyonel, teknik ve ticari nedenlerle kısıtlanabileceği gibi, tüketicilerin beğeni ve tercihler veya trendlerle de kısıtlanabilir.
Teknik zorunluluk anlamında bakıldığında askı kancası ve ana askının her tasarımda yer alması teknik bir zorunluluktur. Elbise askılarının askı kancası kısımlarının formlarının birbirine benzemesi beklendik bir durumdur, çünkü takılacakları dolaplarda yer alan askı borularının çaplarına göre ve aynı zamanda askının dengesi gözetilerek askının merkezi borunun merkezine gelecek şekilde şekillendirilmektedirler. Fakat ana askı kısmının tasarımı noktasında tasarımcının seçenek özgürlüğü alanı bulunmaktadır. Bu durumun gösterilmesi amaçlı çeşitli dava dışı ürünler incelendiğinde; dava konusu tasarımlar göz önüne alındığında askının çeşitli kullanımlarda sayıları artabilecek bileşenlerinin var olması beklendik bir durumdur ve bu durum teknik zorunluluk olarak da ifade edilebilir. Fakat yine yukarıdaki örneklerden görülebileceği gibi tasarımcının bu bileşenleri biçimlendirişi noktasında seçenek özgürlüğü bulunmaktadır
Dava konusu tasarım ile kurum tarafından inceleme aşamasında tespit edilen ürün görselleri karşılaştırıldığında; Her iki tasarım da askı tasarımıdır. Askılara ana karakterini veren ve tasarımların görünüm açısından baskın yönünü oluşturan ana biçimlendiriliş şekilleri ayniyet derecesinde benzerdir. Ayrıca tasarımların askı üst kısmını yanlara bağlayan kollarda da neredeyse aynı form tercih edilmiştir. Bahsedilebilecek dikkat çekici bir diğer benzerlikte herhangi bir teknik zorunluluk olmasa da elbise v.b. tutmak için tasarımda yer alan yukarıdaki tutucuların formlarının da ayniyet derecesinde benzer seçilmiş olmasıdır.
Tasarımlar arasında fark olarak bahsedilebilecek hususlardan bir tanesi davacı askı boyun kısmında tercih edilen form ile mesnet tasarımda tercih edilen formun ayrışmasıdır. Tasarımlar arasında bahsedilebilecek diğer bir fark da davacı tasarımında askı kancasının metalden, mesnet tasarımın askı kancasının ise plastikten oluşudur.
Ana bileşenlerin varlığı haricinde tasarımcının seçenek özgürlüğü bu denli genişken ve tasarımlar arasında bulunan benzerlikler tasarımlar açısından ana karakteri veren ve baskın özelliklere aitken, tasarımlar arasında bulunan farklar detay seviyesinde kalmaktadır. Bu açıdan bakıldığında davacı tasarımın mesnet tasarım karşısında yenilik niteliklerini ve bilgilenmiş kullanıcı gözünden ayırt edicilik niteliklerini taşımadığı kanaati oluşmuştur.
Tüm bu tespit ve değerlendirmeler neticesinde dava konusu …nolu tasarımların mesnet tasarımlar karşısında yenilik ve ayırt edicilik unsurlarını içermediği ve bilgilenmiş kullanıcı gözünden benzer algılanacağı, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 2021-T-937 sayılı kararının yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın düşümü ile bakiye 21,40 TL karar harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı için AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.21/04/2022