Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/342 E. 2022/162 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/342 Esas – 2022/162
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/342
KARAR NO : 2022/162

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 22/11/2021
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/05/2022
DAVA:
Davacı vekili 22/11/2021 harç tarihli dava dilekçesiyle; müvekkil şirket tarafından 2020/09229-16, 18 sayılı tasarım ile tescil başvurusunda bulunulduğunu, davalı şirketin bu başvuruya 2017/05383-10, 2019/00657-9 sayılı tasarımlarına dayanarak itiraz ettiğini, itirazın reddedildiğini, bu karara karşı yaptıkları itirazın TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa müvekkilin uzun yıllardır sofra camı üretimi sektöründe faaliyet gösterdiğin, … markası ile faaliyetlerini sürdürmekte olduğunu, ürünlerinin hem yurtiçi hem de yurtdışı pazarda yer aldığını, müvekkil tasarımlarının mesnet gösterilen tasarımlar karşısında yeni ve ayırt edici olduğunu, diğer taraftan davalı tarafından mesnet gösterilen tasarımların yer aldığı katalog ve görsellerin kesin tarihlerine ulaşılamayacağı için delil olarak kabul edilmelerinin de mümkün olmadığını, delil olarak kabul edilse bile bilgilenmiş kullanıcı gözünde mesnet gösterilen tasarımlar ile dava konusu müvekkil tasarımlarının birbirinden farklı ve ayırt edici olduğunu, Tasarımlar değerlendirilirken tasarımcının seçenek özgürlüğünün göz önünde bulundurulması gerektiğini belirterek, …-16, 18 sayılı tasarım başvurusu ile ilgili olarak TÜRKPATENT tarafından verilen … sayılı kararın iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde; Davacı başvurusunda yer alan dava konusu tasarımlar ile diğer davalı tarafından itiraz sürecinde mesnet gösterilen 2017 05383/10, 2019 00657/9 sıra numaralı tasarımların yüksek oranda benzer olduğunu, tasarım sahibi tarafından beyan edilen farkların ayrıntı seviyesinde olduğunu, YİDK kararında yer alan kanaatin hukuka uygun olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin ve dava dışı şirketin benzer eylemleri ile ilgili YİDK kararının itirazı için açtıkları davanın mahkemelerce reddedildiğini bu kararların emsal alınarak bu davanın da reddinin gerektiğini, davacının tescil ettirmek istediği tasarımların yeni ve ayırt edici olmadığını, ayrıca tasarımların tescil edilebilmesi için mutlak yenilik kriterini karşılaması gerektiğini, davacının tescil ettirmek istediği tasarımların yeni ve ayırt edici olmamasının yanında müvekkil tasarımlarının esasen aynısı olduğunu, ilgili davacı başvuru hakkında verilmiş olan YİDK kararının usule ve yasaya uygun olduğunu beyan ederek, davanın reddini istemişlerdir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce davacı ve davalı delilleri toplanmış, bu kapsamda davaya konu …-16, 18 sayılı tasarım işlem dosyası, itiraza dayanak gösterilen tasarım tescil belgeleri getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile toplanan deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen hususlarda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlığın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ile …-16, 18 sıra sayılı tasarımın tescili istemine ilişkindir. YİDK kararının davacı vekiline 28/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 22/11/2021 günü açılan davanın 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Uyuşmazlığın özü, davacı şirkete ait …-16, 18 sıra sayılı tasarımın, davalı şirkete ait tasarımlar karşısında 6769 sayılı SMK’nun 2 vd. maddelerinde yazılı koruma koşullarına sahip bir tasarım olup olmadığı isteminden ibarettir. Bu çerçevede özellikle anılan tasarımın yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini haiz bulunup bulunmadığının tartışılması gerekmektedir.
Davacı şirkete ait …-16, 18 sayılı tasarım başvurusunun 11/12/2020 tarihinde gerçekleştiği, 09/02/2021 tarih ve 358 sayılı Resmi Endüstriyel Tasanmlar Bülteninde ilan edildiği; …-16, 18 kod numaralı tasarımlara altı aylık yasal itiraz süresi içinde, davalı şirket tarafından itiraz edildiği, itiraza gerekçe olarak 2017/05383-10, 2019/00657-9 sayılı tasarımların gösterildiği, itiraz üzerine TÜRKPATENT YİDK tarafından yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda … sayılı kararıyla nihai olarak reddine karar verildiği; davacı vekilinin YİDK kararının iptali talebiyle bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamındaki deliller, tarafların iddia ve savunması ile konunun uzmanlarından oluşturulan kurul tarafından hazırlanan bilirkişi raporu çerçevesinde değerlendirilmiş, buna göre;
Teknik zorunluluklar ve seçenek özgürlüğü yönünden değerlendirme:
Bilindiği gibi tasarım hukuku 6769 sayılı Kanun ile düzenlenmiştir. İlgili Kanun çerçevesinde “Tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür” şeklinde tanımlanmaktadır. Maddede bahsi geçen görünüm sadece gözle görülüp fark edilen görünüm olmayıp, insanın beş duyusu ile algılayıp farkına varabileceği ve maddede “her türlü bütün” olarak tanımlanan görsellerdir. Söz konusu davada olduğu gibi desene ait görünümün bıraktığı genel intibanın tamamı maddedeki “görünüm” ifadesi içinde değerlendirilmelidir.
Yine aynı Kanunun 56(1) maddesi gereğince, bir tasarımın tescil edilebilmesi için “yenilik” ve “ayırt edici nitelik” kriterlerini taşıması gerekmektedir. “Yenilik” kriteri madde 56(4)’de “Bir tasarımın aynısı, başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorlarsa aynı kabul edilir” şeklinde tanımlanmıştır.
“Ayırt edicilik kriteri” ise madde 56(5)’de “Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; başvuru veya rüçhan tarihinden önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.”
Ayırt ediciliğe ilişkin olarak değinilmesi gereken bir diğer husus, “bilgilenmiş kullanıcı” kavramıdır. Bilgilenmiş kullanıcı; tasarımı kullanarak bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan, deneyim sahibi kullanıcı olarak tanımlanmaktadır. Bilgilenmiş kullanıcı olarak tespit edilen kişilerin kesinlikle birer uzman olmadıkları, aksine daha önce ilgili tasarımla karşılaşmış olağan bir kullanıcı olması gerekmektedir. Gerçekten de bilgilenmiş kullanıcı, söz konusu ürünün doğası, görünümü ve teknik olarak sahip olduğu zorunlu özellikleri hakkında bilgi sahibi olan ve başka bir deyişle ürün hakkında uzman kadar olmasa da temel düzeyde bilgi sahibi olan kişidir. Bu bağlamda bilgilenmiş kullanıcının her somut olay için ayrı ayrı tespit edilmesi gerekir. Bilgilenmiş kullanıcılar birer uzman olmayacakları için tasarımın detaylarındaki küçük farklılıklara dikkat etmeyecek ancak alım tercihlerini etkileyecek hususlarda yapılan değişiklikleri fark edebilecek kişilerdir.
Bir tasarımın yeni kabul edilebilmesi için, onu daha önceki tasarımlara nazaran özgün kılacak bazı farklılıkları haiz olması gerekmektedir. Tasarımlardaki benzerlik veya farklılık belirlenirken, küçük ayrıntılardaki farklılıklardan daha fazla bir farklılık aranır. Türk Hukukunda “nitelikli yenilik” kriteri benimsenmiş olup, bu da, tasarımcının tasarımın esasını (temelini) kendisi oluşturmasını gerektirmekte; bu bağlamda, koruma görecek tasarımın o alanda bir zenginleşme sağlaması zorunlu bulunmaktadır.
Yine aynı Kanunun 56(6) maddesinde “Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” şeklinde tanımlanmıştır.
“Seçenek özgürlüğü” ibaresiyle kastedilen, tasarımcıya tasarımına ayırt edicilik vermesi için bir serbest hareket alanının bulunmasıdır. Bunun değerlendirilmesi nesnel olup, kişiden kişiye değişmez. Bir tasarım ne kadar seçenek özgürlüğü tanıyorsa, o kadar hukuki korumayı hak eder. Bir başka ifadeyle seçenek özgürlüğü, tasarımın uygulandığı ürünün işlevini yerine getirebilmesi için zorunlu olan tasarım unsurları dışında tasarım unsurlarının bulunması demektir. Seçenek özgürlüğü yoksa tasarımın korunması zaten mümkün değildir ki bu husus 6769 sayılı Kanunun 58/4-b-c maddelerinde, teknik fonksiyonunun gerçekleştirilmesi için zorunlu unsurların koruma kapsamı dışında kalması olarak açıkça ifade edilmektedir.
Somut olaya konu tasarımlar şişe tasarımlarıdır. Yani gıda ambalajıdır. Bu tür ürünler teknik bir tasarıma konu olmakta, gerek maliyet gerekse üretilebilirdik noktasında bazı koşulları sağlaması gerekmektedir. Bu koşullar tasarımda seçenek özgürlüğünü belirleyen unsurlardır ve nesnenin işlev ve üretimine dair koşullara bağımlıdır. Kaldı ki seçenek özgürlüğüne sahip olmayan tasarımlar tescile konu olamaz ve seçenek özgürlüğünün dışında kalan hususlar tasarımcının özgürlük ve hareket alanını oluşturur. Daha konusu tasarımlar içecek şişeleridir. Şişe genellikle camdan yapılmış, içine sıvıların, özellikle de içeceklerin konulduğu, dar ağızlı uzun kaptır. Bu ürünler aynı zamanda ambalajdır. Yani bir ambalajın sahip olması gereken özellikleri de barındırmalıdır. Örneğin muhtevayı muhafaza etmeli, tüketime kadar arzulanan koşulları sağlamalı, taşıma, dağıtım ve rafta tutulması sırasında koruyucu olmalı ve elle rahatlıkla tutulabilir şekilde olmalıdır. Tasarım olarak tercihe pozitif etkide bulunmalı, markayı güçlendirmeli ve düşük maliyetli olmalıdır. Konu şişe tasarımı olduğunda belirli teknik gereklilikleri özellikle maliyet ve üretilebilirlik açısından karşılamalıdır. Ancak bu hususların ne olduğunu detaylandırmaya bu aşamada gerek görülmemiştir.
Somut olaya konu şişeler, basit bir çevirme suretiyle kolay açılabilen standart metal kapağa sahip şişe tasarımlarıdır. Her şişede olduğu gibi taban, topuk, gövde, omuz, boyun ve bitişe sahiptir. Şişe tasarımı konusunda bu özellikler sahip farklı geometri, kesit ve orana sahip birçok tasarıma ulaşmak mümkündür. Birçok marka açısından şişe tasarımı karakteristik özellikleri nedeni ile bilinirliğin en önemli hususu konumunda dahi gelmiştir. Dolayısıyla şişe tasarımında son derece geniş bir seçenek özgürlüğü vardır.
Değişken sayısının fazlalığı farklı şekilde şişe tasarımlarının ortaya çıkmasına imkân sağlamaktadır. Muhtevanın ticari anlamda sunulacak miktarı da hesaba katıldığında şişe formları giderek çeşitlenebilmektedir. Şişe tasarımları çok farklı şekilde olabilmekte ve tasarımcı açısından bakıldığında ilgili alanda tasarımcının seçenek özgürlüğünün son derece geniş olduğu anlaşılmaktadır.
Bilgilenmiş kullanıcının kim olduğuna ilişkin değerlendirme:
Konu hakkındaki yasal düzenlemeler uyarınca bir tasarımın ayırt edicilik değerlendirmesinin bilgilenmiş kullanıcı gözüyle yapılması gerekmektedir. Bilgilenmiş kullanıcı bir uzman değildir. Ancak bilgilenmiş kullanıcının o emtia cinsi ile daha evvel karşılaşmış olması gerekmektedir. Bu karşılaşmadan kasıl tasarım konusunda bilgi sahibi olmaktır ki teknik hususlardan daha çok dış görünümüne odaklanır. Bilgilenmiş kullanıcının dikkat seviyesi diğer kullanıcılara oranla daha yüksektir. Dolayısıyla değerlendirme uzman bir tasarımcı gözünden yapılmaz. Zire endüstriyel anlamda bir şişe tasarımında görsel hususlar kadar maliyet ve üretime dair hususiyetler vardır. Somut olayda bilgilenmiş kullanıcı rutin alışverişleri sırasında raflar arası gezinen, ürünler arasında şişelere dikkat eden ancak çok detaylı muayene etmeyen, küçük farklılıkları gözetmeyen birisidir. Bu hipotetik kişi gerek bir işletme sahibi gerekse nihai bir tüketici olabilir. Zira bu kişi farklı tasarımlara konu ürünleri pek çok defa deneyimleyen bilgi sahibi bir kişidir.
Yenilik ve ayırt edici niteliğe ilişkin değerlendirme:
a)Dava konusu 2020/09229-16 sayılı tasarım ile mesnet 2017/05383-10 sayılı tasarımın karşılaştırıldığında;
Davacıya ait 2020 09229/16 sıra numaralı tasarım kafa bölgesinden itibaren boyun bölgesi boyunca bir genişlemeye sahip olduğu, boyun bölgesi bittikten sonra gövdenin ikinci kısmına doğru bir genişleme olduğu, gövdenin ikinci kısmında şişenin etek bölgesine doğru ilk bölgedeki genişlemeden daha dar bir açıyla genişleyerek indiği, eteğin tabana doğru daraldığı ve eteğin bitişi ile beraber düz bir taban oluşturduğu görülmektedir. Davalı yanın ret gerekçesi tasarımının da ana form oluşturma yaklaşımı açısından benzer olduğu görülmektedir. Taraf tasarımlarının ağız, boyun, gövde bölümleri, etek ve tabanlarının birbirlerine oranları benzerdir.
Tasarımlar arasında görülen farklar, davacı tasarımında gövde ilk bölümü düz bir hat ile oluşturulurken ret gerekçesi davalı tasarımında dış bükey eğrisel hat ile oluşturulmuştur. Ayrıca iki tasarımın kafa kısım detayları birbirinden farklıdır. Taraf şişe tasarımları arasındaki baskın karakter olan ana form oluşturma yaklaşımı ve bölgelerin oransal ilişkilerindeki benzerliklerin, tasarımlar arasındaki farkların detay seviyesinde kalmasına sebep olduğu kanaati oluşmuştur. Hipotetik bilgilenmiş kullanıcı açısından muayene genel görünüm üzerinden olacak anlık bir değerlendirmedir ve bu tarz bir değerlendirme ile ancak detay seviyesinde hissedilecek yukarıda bahsedilen farklar fark edilemez olacaktır bu açıdan bakıldığında bahsi geçen benzerlikler karşısında farklılıkların bilgilenmiş kullanıcı nezdinde yeterli bir ayırt edicilik sağlamayacağı düşünülmektedir. Genel bir değerlendirme yapıldığında, taraf tasarımları arasında ve bilgilenmiş kullanıcı algısında taraf tasarımlarının şişeye ait en önemli asli unsur olan kütle yapısı açısından benzerlik taşıdığı, tespit edilen farklara ancak bilgilenmiş kullanıcı kapasitesini aşan detaylı bir inceleme neticesinde ulaşılabileceği, bu farkların davacı tasarımına ayırt edicilik katmadığı kanaati oluşmuş olup, var olan davacı tasarımının yenilik ve ayırt edicilik kriterine haiz olmadığı kanaatine varılmıştır.
b)Dava konusu … sayılı tasarım ile mesnet 2017/00657-19 sayılı tasarımların karşılaştırıldığında;
Taraf tasarımları karşılıklı değerlendirildiğinde yukarıda arz olunduğu üzere benzer oranlara sahip olduğu görülmektedir. Her iki tasarımda da temelde iki karakteristik özellik bulunmaktadır. Bunlardan ilki çoğu şişede olan boyun bölgesinden başlayan gövdeye doğru genişleme diğeri ise gövdeden eteğe doğru daralma ve tekrar genişlemedir. Buna karşın yukarıdaki karşılaştırmada Gövde 1 olarak tanımlanan bölümde her iki tasarım birbirinden farklılaşmaktadır. Zira Dava Konusu … numaralı tasarımda yumuşak bir geçişe sahip olmakta ve belirgin bir yüzey yaratmamaktadır. Geçişte belirgin bir kırılım yoktur ve hat boyunca devam ederken sadece rölyef düzeyine yaklaşacak bir hat oluşmuştur. Buna karşın Mesnet 2017 00657/9 numaralı tasarımda boyun ve gövde geçişi arasında perspektif görüntüsünde kolayca görülecek şekilde belirgin bir yüzey oluşmaktadır. Boyun gövdeye kademeli olarak saplanmakta ve geçişte oluşan neredeyse 90 derecelik fark gerek yan gerekse ön görünüşte okla işaretlendiği halde belirgin bir omuz ve ön görünüşte bir yaka üretmektedir. Mesnet tasarımda bu geçişin dengelenmesi için boyun bölgesi dava konusu tasarıma oranla daha genişlemek zorunda kalmıştır. Tasarımlar arası kafa şekilleri ile mesnet tasarımda olan etek bölgesine yakın oluşan dalgalı rölyef kademe yaratsa dahi bu kademelenmenin bilgilenmiş kullanıcı tarafından tespiti zor olduğu düşünülmektedir. Her iki tasarım benzer karakteristik özelliklere sahip olmasına karşın mesnet tasarımdaki elle dahi doğrudan hissedilecek yüzey fazlalığının bilgilenmiş kullanıcı tarafından kolayca tespit edileceği düşünülmektedir. Taraf şişe tasarımları arasındaki baskın karakter olan ana form oluşturma yaklaşımı ve bölgelerin oransal ilişkilerindeki benzerliklerin önünde detay seviyesinde kalmayacak olan omuz geçiş farkının hem görsel anlamda belirgin yüzey farkı hem de hissedilir bir köşe oluşturacak düzeyde kademe oluşturması sebebi ile farklılıkların bilgilenmiş kullanıcı nezdinde yeterli bir ayırt edicilik sağlayacağı düşünülmektedir. Sonuç olarak yukarıda bahsedilen farkların davacı tasarımına ayırt edicilik nitelikleri kattığı kanaati oluşmuş olup, var olan davacı tasarımının yenilik ve ayırt edicilik kriterine haiz olduğu sonucuna varılmıştır.
Tüm bu tespit ve değerlendirmeler neticesinde, dava konusu davacıya ait … sıra numaralı tasarımın davalı tarafından mesnet gösterilen … sıra numaralı tasarım karşısında yeni ve ayırt edici olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne, TÜRKPATENT YİDK’nin … sayılı kararının … sayılı tasarım yönünden iptaline, Fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının … sıra nolu tasarım yönünden iptaline,
3-Fazlaya dair istemlerin reddine,
4-Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 59,30 TL harçan mahsubu ile bakiye 21,40 TL karar harcının davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı vekili için AAÜT uyarınca 7.375,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddedilen kısım itibariyle davalılar için AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak belirlenmesine, davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 2.519,10 TL yargılama giderinden payına düşen 1.259,55 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalanının davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/05/2022