Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/341 E. 2022/189 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/341 Esas – 2022/189
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/341
KARAR NO : 2022/189

DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi- Manevi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 22/11/2021
KARAR TARİHİ : 16/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/06/2022
DAVA:
Davacı vekili 05/01/2021 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkilinin … Ördek ve Tavşan Yetiştiriciliği Entegre A.Ş yönetim kurulu başkanı ve aynı zamanda akademik bir kariyere sahip olan saygın bir iş adamı olduğunu, hayvan yetiştiriciliği ve ticaretiyle ilgilendiğini, dünyanın en büyük kaz entegresini kurmak için çalışmalar yaptığını, projelerini tamamladığını, entegre tesislerini kurmak amacıyla taşınmazlar satın aldığını, bu proje kapsamında son teknoloji makineler hakkında bilgi sahibi olmak ve destekçileriyle beraber topladığı parayla bu makinelerden almak için Çin’e bir seyahat ettiğini, bu seyahatini sosyal medya platformu olan “YouTube” üzerinden paylaştığını, videoda takipçilerine ve kamuoyuna bilgiler veren müvekkilinin, planlarından ve gelişmelerden bahsettiğini, akabinde haber ajanslarının olayları çarptırarak, sanki müvekkilinin insanları dolandırıp, onların paralarıyla yurt dışına kaçtığından bahisle asılsız haberler yayınladıklarını, müvekkilini bir “dolandırıcı” olarak göstermeye çalıştıklarını, müvekkiline karşı dolandırıcılık iddialarıyla başlatılan haksız ve mesnetsiz soruşturmada; Kırşehir Cumhuriyet Başsavcılığı…. K. sayılı kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, müvekkilinin “YouTube” ve “Instagram” isimli sosyal medya platformları üzerinden binlerce takipçisine çektiği videoların bir telif değeri olduğunu, kendi kamerasıyla çektiği, kendi bilgisayarıyla montajladığı, kendi imkân ve donanımıyla oluşturduğu videoların üzerinde eser sahibi sıfatıyla hak sahibi olduğunu, 24 TV kanalında yayınlanan haberde, “…” ile müvekkilinin şirketinin aynı kefeye konulduğunu, müvekkilinin şirketine “…” ismi konulduğunu, gazeteci ….ın haberi sunarken sonu BANK ile biten bir şeye artık güvenilmemesi gerektiğini belirttiğini, bahse konu videoların izinsiz ve kişilik hakları ihlal edilecek şekilde haber ajansında kullanılması sonucu yayınlama hakkı ve kişilik hakkının ihlal edildiğini, haberin öznel ifadeler kullanılmak suretiyle topluma sunulmasının müvekkilinin haklarını ihlal niteliğinde olduğunu, bu haberler karşısında müvekkilinin ticari ve akademik itibarının çok ağır bir şekilde zedelendiğini, hukuki menfaatlere zarar verir nitelikte haber yapılamayacağını belirterek, Youtube kanalında ve Instagram hesabında yayınladığı eser niteliğinde videoların yazılı izin alınmaksızın haksız ve hukuka aykırı olarak kullanımı sebebiyle, fazlaya ilişkin ve savcılık şikayetine ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, öncelikle FSEK m. 66, 67, 69 kapsamında tecavüzün menine, devamla tecavüzün refi ile FSEK m. 68 kapsamında 3 katı ile saptanacak tutara, FSEK m. 70 kapsamında mali haklar, elde edilen kar alacağı olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla alacakları belirlenebilir hale geldiğinde artırılmak üzere şimdilik 1.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminatın ilk yayınlanma tarihi olan 24/10/2019 tarihinden itibaren işlemiş ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; izinsiz kullanıldığı öne sürülen görüntülerin FSEK kapsamında “ESER” niteliği taşımadığından davanın reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle beraber; bir an için dava konusu görüntülerin 5846 sayılı yasanın 5. maddesine giren sinema filmleri eser türünde olan film olduğu kabul edilmesi halinde; bu maddenin uygulanabilmesi için kişinin, hareketli görüntü tespitine ilişkin filmde fikirsel ve sanatsal katkı ve çabası ön planda yer alması gerektiğini, hareketli görüntünün bir düşünce bütünlüğü içermesi gerektiğini, herkesin tespit edebileceği hareketli görüntülere ilişkin bir filmin sinema eseri sayılamayacağını, dolayısıyla, davacının alalede kendini ve kazları çekmiş olduğu görüntülerin eser niteliği taşımayacağını, dava konusu görüntülerin, FSEK kapsamında eser niteliği taşıdığının kabulü anlamına gelmemekle beraber; söz konusu görüntülerin haber maksadı ile kullanılmış olması nedeniyle hukuka aykırı bir kullanımdan veya tecavüzden yine söz edilemeyeceğini, müvekkilinin haber yapma sorumluluğu ve özgürlüğünü kısıtlayacak olması sebebi ile yayının tecavüz teşkil ettiği iddiası dinlenemeyeceğini, davaya konu videolarda, özgün düşünceyi aktarma kaygısı olmadığını, estetik unsur da bulunmadığını, dava konusu videonun eser olduğunu kabul etmemekle beraber; videoda yer alan davacının, davaya konu haber ile tüm Türkiye tarafından tanınan bir kişi olduğu ve tüm Türkiye’nin yakından takip ettiği bir davada şüpheli sıfatı ile hakkında soruşturma açıldığı, dolayısıyla kamuoyuna mal olduğunun yadsınamayacağını, basının yakından takip ettiği, Türkiye’nin gündeminde geniş yer almış ve kendini çekerek Youtube’a yükleyen davacının haberlerde mali haklarına tecavüz kastının taşınmadığını, ‘haber verme görevi’ yapıldığında fiilin hukuka uygunluğunun söz konusu olduğunu, bu nedenle de; haber verenin haberin gerçekliğini kanıtlamak yükümlülüğü olmadığını, hukuka aykırılığı iddia edenin, haberin gerçek dışılığını kanıtlamak zorunluluğu olduğunu, müvekkillerinin, somut olayda hukuka aykırı bir eylemde bulunmadığı için, FSEK 68. madde kapsamında maddi tazminat talebinin reddi gerektiğini, davacının, malî hak ihlâli sonucu FSEK m. 68’e dayanılarak istenebilecek bedelin veya FSEK hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin üç kat fazlasının talep etmişse; FSEK m. 70/2’ye dayanıp tazminat isteyemeyeceğini, davacının “tecavüz” olduğunu iddia ettiği bu kullanım sebebi ile kar alacağı talebinin kabul edilemeyeceğini, müvekkilin bu haber sebebi ile kar elde etmesinin söz konusu olmadığını, davacının yasal faiz yerine yayın günden itibaren ticari avans faizi talebinin de hukuka aykırı olduğunu beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER:
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, delilleri toplanmış; konunun teknik yönlerine ilişkin bilirkişi raporu alınmış; rapor dosya kapsamındaki delillerle tutarlı denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiş, Mahkememizce de benimsenmiştir.
GEREKÇE:
Dava, FSEK kapsamında esere tecavüzün men’i, ref’i ile 68. Madde kapsamında telif tazminatı ve 70. Madde kapsamında manevi tazminat istemlerinden ibarettir.
Görüntülerin 5846 Sayılı FSEK Kapsamında Sinema Eseri Niteliğinde Olup Olmadığı Hususunda Yapılan Değerlendirme:
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 1/B-a maddesi “eseri”, “sahibinin hususiyetlerini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri” olarak tanımlamıştır. Yasaya göre, bir fikir veya sanat ürününün “eser” sayılabilmesi için aranması gereken birinci unsur “sahibinin özelliklerini” taşımasıdır. Böylece yasa, uluslararası sözleşmelerde olduğu gibi bireysel özelliği yani orijinalliği ön planda tutmuştur. Öğretide, bu unsur, bireysel üslup, yaratıcı gücün yansıması, var olanlardan farklı olanı ortaya koymak, herkes tarafından meydana getirilemeyeni yaratmak, yeni bir özelliğe sahip olmak gibi değişik terim ve nitelemelerle anılmaktadır.
Her türlü edim, eylem eser korumasına sahip olmaz. “Eser”den söz edebilmek için, söz konusu edimin öncelikle sahibinin hususiyetini taşıması gerekir. Sahibinin hususiyetini taşımakla birlikte aynı zamanda FSEK kapsamında sayılan eser türleri içinde de yer almalıdır. 5846 sayılı Kanunda eser türleri; ilim ve edebiyat eserler, musiki eserleri, güzel sanat eserleri, sinema eserleri olarak sayılmıştır.
Bu açıklamadan da anlaşılacağı üzere, bir fikri çabayı diğerlerinden ayıran ve eser olarak korunur hale getiren en önemli unsur, sahibinin hususiyetini yansıtacak düzeyde şekillenmiş olmasıdır. Şüphesiz, “hususiyetin” daraltıcı anlamda yorumu suretiyle, mutlaka üst düzeyde yaratıcılık ve orijinallik içermesi gerektiği düşüncesi benimsenemez. Ancak öte yandan, “hususiyetin” geniş anlaşılması da eser olmayan ürünlere bu niteliğin tanınması aracı yapılmamalıdır.
FSEK’in “Sinema Eserleri” başlıklı 5. maddesi “Sinema eserleri, her nevi bedii, ilmi, öğretici veya teknik mahiyette olan veya günlük olayları tespit eden filmler veya sinema filmleri gibi, tespit edildiği materyale bakılmaksızın, elektronik veya mekanik veya benzeri araçlarla gösterilebilen, sesli veya sessiz, birbiriyle ilişkili hareketli görüntüler dizisidir.” hükmünü amirdir. Dava konusu videolarda yer alan görüntüler bu açıklamalar dikkate alınarak değerlendirildiğinde, videolarda davacının kaz yetiştirilmesi, ticareti sonucu elde edilecek kazanç vb. konularla ilgili görüntülerine yer verildiği; bu görüntülerin çekimi, bir araya getiriliş şeklinin FSEK bağlamında hususiyet göstermediği, dolayısıyla dava konusu görüntülerin (videoların) FSEK kapsamında eser niteliğinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Bu değerlendirmeye bağlı olarak, davaya konu görüntülerin FSEK’te eserler için öngörülen korumadan yararlanamayacağı, bir başka ifade ile, davalının eyleminin FSEK kapsamında bir hak ihlali oluşturmadığı kanaatine varılmaktadır. Davaya konu görüntülerin eser niteliğinde olmaması sebebiyle, davalı kullanımının FSEK md.37’de yer alan haber istisnası kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olamayacağı kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafından Youtube adresi bildirilmemesine rağmen, bilirkişi heyetince davacı ismiyle www.youtube.com adresinde yapılan aramada https://www…… isimli 2 dakika 31 saniyelik görüntü kaydının; 00.20-02.28 dakika/saniyeleri arasında davacının Youtube kanalındaki görüntülerin kullanıldığı, tespit edilmiştir.
Dava konusu videolarda yer alan görüntülerde davacının kaz yetiştirilmesi, ticareti sonucu elde edilecek kazanç vb. konularla ilgili görüntülerine yer verildiği; bu görüntülerin çekimi, bir araya getiriliş şeklinin FSEK bağlamında hususiyet göstermediği, zira sıradan kişilerin veya aynı ekipmanı kullanabilecek teknik bilgi sahibi herkes tarafından kaydedilebilecek görüntüler olduğu, sinematoğrafik karakterli özel görüntü oluşturabilecek fikri çaba ürünü ve sahibinin hususiyetini içermediği, dolayısıyla dava konusu görüntülerin (videoların) FSEK kapsamında eser niteliğinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Söz konusu görüntülerin FSEK’in “Sinema eserleri” başlıklı 5.maddesi kapsamında eser niteliğine haiz olmadığı gibi “İlim ve edebiyat eserleri” başlıklı 2.maddesi, “Musiki eserleri” başlıklı 3.maddesi, “Güzel sanat eserleri” başlıklı 4.maddesi ve “İşlenmeler ve Derlemeler” başlıklı 6.maddesi kapsamında da değerlendirilmesinin mümkün olmadığı kanaatine varılmıştır
FSEK’ten Kaynaklı İhlal ile Tazminat Taleplerine İlişkin Değerlendirme:
“FSEK kapsamında esere tecavüzün men’i, ref’i ile 68. Madde kapsamında telif tazminatı ve 70. Madde kapsamında manevi tazminat istemi”nin değerlendirilmesi doğrultusunda yapılan değerlendirme sonucunda; öncelikle belirtmek gerekir ki, dava konusu görüntülerin (videoların) FSEK kapsamında eser niteliğinde olmadığı, dolayısıyla davacının FSEK kapsamında ihlal edilen bir hakkının bulunmadığı kanaatine varılması sebebiyle, esere tecavüzün men’i koşullarının oluşmadığı, FSEK. md.68 kapsamında telif tazminatı talep edilemeyeceği, FSEK. md.70 kapsamında manevi tazminat talep edilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak davalıya ait dava konusu ürünlerin, sahibinin hususiyetini taşıması sebebiyle FSEK kapsamında güzel sanat eseri niteliğinde değerlendirilebileceği, davalının, davacının eser sahipliğinden ve tescilsiz tasarımdan kaynaklanan haklarını ihlal ettiğine, aynı zamanda haksız rekabet teşkil eden bir fiil olduğuna, dair bir bulguya ulaşılamaması karşısında, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 358,63 TL’den düşümü ile fazla kalan 277,93 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-Davalı … RADYO TELEVİZYON ANONİM ŞİRKETİ ve davalı … için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarıca reddedilen FSEK’ten doğan mali ve manevi haklara tecavüz iddiasının reddi yönünden 7.375,00 TL, telif tazminatının reddi yönünden 1.000,00 TL, manevi tazminatın reddi yönünden 7.375,00 TL olmak üzere toplam 15.750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A-13 ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi m.7/3 hükmü uyarınca 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/06/2022