Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/336 E. 2022/132 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/336 Esas – 2022/132
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/336
KARAR NO : 2022/132

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 17/11/2021
KARAR TARİHİ : 28/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2022
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA:
Davacı vekili 17/11/2021 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin TÜRKPATENT nezdinde 2020/65576 sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun TÜRKPATENT resmi markalar bülteninde yayınlandığını; davalı şirketin 2006/48293, 2019/07387 sayılı ve “… şekil”, “…” ibareleri markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kabulüne karar verilerek başvurunun reddedildiğini, bu ret kararına karşı müvekkilin yeniden inceleme taleplerinin TÜRKPATENT … sayılı YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiği, oysa davalı kurumun ret kararına gerekçe olarak gösterilen “…” isimli markanın faaliyet alanı ile müvekkilinin başvurduğu markanın faaliyet alanın tamamen farklı olduğunu, iki markanın hitap ettiği tüketici kitlesinin birbirinden tamamen farklı olması nedeniyle markaların birbiriyle karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, müvekkilinin başvurmuş olduğu markanın önünde montaj yapan bir işçi görseli ve akabinde de “…” yazısının dikkat çektiğini, “…” yazısı fonetik olarak incelendiğinde “MONTAJ-TEKNİK-SERVİS” isimlerinin kısaltması olduğunu, gerek fonetik, gerek görsel olarak montaj ve mobilya sektöründe faaliyet gösteren bir marka olduğunun açık olduğunu, markalar arasında anlam, yazılış, okunuş, heceleme ve görsellik açısından değerlendirme yapıldığı takdirde davalı kurum kararının yasaya aykırı olduğunu belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptale karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; başvuruya konu markanın, turuncu ve küçük harflerle yazılmış “…” kelime unsuru ile ibarenin sol tarafında yer alan bir insan figüründen oluştuğunu, redde mesnet markanın ise, turuncu zemin üzerine büyük harflerle yazılmış iki parça halinde alt alta “…” ibaresinden oluştuğunu, markalarda ön plana çıkan unsurun birbirinin tıpatıp aynısı olan “…” ibaresi olduğunu, fonetik, biçimsel ve anlamsal benzerlik nedeniyle, markaların benzer olduğunu, her iki markada da kullanılan turuncu renk ve markaların hizmet sınıflarında ayniyet olmasının markalar arasındaki benzerlik düzeyini de artırdığını, davacı başvurusunun, redde mesnet markanın bir başka versiyonu veya serisi yahut uzantısı olarak algılanmasına sebebiyet vereceğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; taraf markalarının benzer olduğunu, davalı müvekkile ait “…” markasının 6 harften, davacıya ait … markasının 8 harften meydana geldiğini, davacının markasının tescilli markadan ayrıldığı … noktanın kelimenin ilk kısmında m ve o harflerinin olduğunu, müvekkilinin markasının “…” ibaresini tümüyle ihtiva ettiğini, markaların aynılığa varan ölçüde görsel benzerliğe sahip olduğunu, markanın başlangıcında yer alan “mo-“ hecesinin markaların farklı algılanmasını sağlamaktan yoksun olduğunu, çekişmeli markaların görsel unsurlarında “turuncu” rengin kullanılmasının da markaların benzerliğini güçlendirdiğini, … ve … kelimeleri yazıldıkları gibi okunduğundan işitsel benzerliklerinin de üst seviyede olduğunu, , davacının “…” marka başvurusunun 37. sınıf kapsamının “İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri. Temizlik hizmetleri; dezenfeksiyon hizmetleri; haşere ilaçlama hizmetleri; temizlik araçları ve makinelerinin kiralanması hizmetleri. Mobilyalara ilişkin döşeme, tamir, restorasyon hizmetleri. Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve tamiri hizmetleri. Giysilerin temizliği, bakımı ve tamiri hizmetleri. Sınai makinelerin ve cihazların, büro makinelerinin ve cihazlarının, haberleşme cihazlarının, elektrikli ve elektronik cihazların tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri. Madencilik, maden çıkarma hizmetleri.” olduğunu, müvekkilinin 2019/07387 sayılı “…” markası ise 37. sınıfta yer alan tüm hizmetler üzerinde tescilli olduğunu, 2006/48293 sayılı … markasının ise 37. sınıfta “İnşaat hizmetleri; İnşaatçılık, ambar inşası ve tamiri, bina inşaatı kontrolü hizmetleri, bina yıkım işi, binalarda sızdırmazlık sağlanması, binaları rutubet geçirmez hale getirme, binaların izolasyonu, binalarda yer, duvar, tavan, zeminlerin korozif maddelere karşı (asitler, dezenfektanlar…) korunması amacı ile sanayi tipi karolar, boyalar, reçineler vs. kaplamalar ile kaplanması, duvar örme (tuğla, briket örme), fabrika inşa hizmetleri, liman inşası, su altı inşa işleri, su altında onarım işleri, sıvacılık, inşaat iskelesi kurma hizmetleri, inşaat malzemelerinin kiralanması, iskele dalgakıran inşa hizmetleri, yol döşeme, kuyu açma, asfaltlama, petrol boru hattı döşeme hizmetleri, iç ve dış cephe boyama hizmetleri, inşaat bilgileri hizmetleri. Temizlik ve ilaçlama hizmetleri; binaların dış yüzeylerinin temizlenmesi, binaların içlerinin temizlenmesi, dezenfekte edilmesi, fare imha etme hizmetleri, pencere camı temizleme hizmetleri, baca temizleme hizmetleri, temizlik makinalarırın kiralanması. Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve onarımı; buhar kazanlarının temizlenmesi ve tamiratı, dondurucu ekipmanlarının tesisi ve tamiri, ısıtma ekipmanlarının tesisi ve tamiri, klima cihazlarının tesisi ve tamir edilmesi, ocakların bakımı ve tamiri, mutfak ekipmanlarının tesisi ve tamiri, sulama aletlerinin tesisi ve tamiri, pompa tulumba tamiri, sıhhi tesisat (su) döşeme hizmetleri.” tescilli olduğunu, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğunu beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, Türk Patent YİDK’nun … sayılı kararının iptali ile marka başvurusunun tescili istemine ilişkindir. YİDK kararının davacı başvuru sahibine 20/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 17/11/2021 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 01/04/2022 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…Davaya konu 2020/65576 sayılı başvuru ile redde mesnet gösterilen … markaları arasında çekişme konusu hizmetler bakımından aynı olduğu kabul edilse de taraf işaretleri arasında görsel, işitsel ve genel izlenim bakımından bir benzerlik bulunmadığından markalar arasında 6/1 maddesi anlamında iltibas tehlikesi bulunmadığı, bu nedenle Türk Patent YİDK tarafından tesis edilen 10.09.2021 tarih ve 2021M-6588 sayılı kararın takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere isabetli olmadığı…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 37. sınıftaki “37 İnşaat hizmetleri, inşaat araç- gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri. Temizlik hizmetleri; dezenfeksiyon hizmetleri; haşere ilaçlama hizmetleri; temizlik araçları ve makinelerinin kiralanması hizmetleri. Mobilyalara ilişkin döşeme, tamir, restorasyon hizmetleri. Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve tamiri hizmetleri. Giysilerin temizliği, bakımı ve tamiri hizmetleri. Sınai makinelerin ve cihazların, büro makinelerinin ve cihazlarının, haberleşme cihazlarının, elektrikli ve elektronik cihazların tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri. Madencilik, maden çıkarma hizmetleri. ” mal ve hizmetlerin yer aldığı, itiraza mesnet markaların “… şekil”, “…” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 01, 17, 19, 35, 37, 40. sınıflardaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, davacı markasının red edilen hizmetlerin tümünün davalının redde mesnet gösterilen markanın tescil kapsamında yer aldığı tespit edilmiştir. Bu anlamda taraf markaların dava konusu olan 37. sınıftaki hizmetlerinin bire bir aynı olduğu tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “… şekil”, “…” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Davacının davaya konu olan markası yukarıdaki tablodan da görülebileceği üzere kelime ve şekil unsurundan oluşan karma bir marka olup mavi renkli karikatürize edilen bir işçi şekli ile devamında … kelime olacak şekilde turuncu renkli “…” ibaresinden oluştuğu tespit edilmiştir. Redde mesnet olan markalar ise; sanki bir cetvel kesitinden alınan şeklin içinde turuncu zemin üzerine beyaz renkle üstte “…” ibaresi ve bunun altında ise “…” ibaresinden, oluştuğu görülmüştür.
Karşılaştırma konusu markalar işitsel olarak incelendiğinde, redde mesnet markaları “…” olarak telaffuz edilecek, davacının dava konusu markası ise “…” olarak telaffuz edilecektir. Markaların ortak unsuru “…” ibaresi olup taraf markaları bu ortak unsura bağlı olarak benzeşen sesçil özellikler gösterdiği kanaatine varılmıştır.
Taraf markalarda ortak unsur “…” kelimesi olsa da davaya konu olan markanın başında yer alan “MO” ibaresinin davalı markasındaki “…” markalarından yeterince uzaklaştırmadığı, ayırt ediciliği yüksek ve farklı bir ibare oluşturmadığı, davaya konu olan … ibaresi ile karşılaşan tüketicinin bu ibareyi redde mesnet markalar olarak yorumlama yoluna gitmesinin mümkün olduğu kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak, davaya konu olan marka ile davaya mesnet gösterilen markaların mal ve hizmetlerin aynı olması, “MO” ibaresinin davalı markasındaki “…” markalarından yeterince uzaklaştırmadığı, ayırt ediciliği yüksek ve farklı bir ibare oluşturmaması nedeniyle SMK md. 6/1 anlamında çekişme konusu emtialar bakımından iltibas tehlikesinin bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Her ne kadar bilirkişi heyeti markaları arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığını, YİDK kararının yerinde olmadığı yönünde görüş belirtmiş ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.06.216 tarih ESAS NO: 2014/11-696 KARAR NO: 2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesi hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgi ile çözümlenmesi gerekli olduğundan, raporun aksi yönde taraf markaları arasında mal ve hizmetler bakımından emtia ayniyeti/benzerliği şartının gerçekleştiği, karıştırılma ve ilişkilendirilme ihtimali koşullarının somut olayda bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, Asıl ve Birleşen davanın reddine, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Asıl ve Birleşen davanın REDDİNE,
2-Asıl ve Birleşen davada alınması gereken 161,40 TL harçtan peşin alınan 108,80 TL harcın düşümü ile 52,60 TL bakiye karar harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Asıl ve birleşen davada davalılar için AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/04/2022