Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/332 E. 2022/151 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/332 Esas – 2022/151
… MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/332
KARAR NO : 2022/151

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 15/11/2021
KARAR TARİHİ : 12/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/05/2022
DAVA:
Davacı vekili 15/11/2021 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin TÜRKPATENT nezdinde 2020/18571 sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun TÜRKPATENT resmi markalar bülteninde yayınlandığını; davalı şirketin 2004/46009, 2007/42620, 2008/61373, 2017/19917, 2017/65068, 2018/20723, 2019/111200, 2019/118116, 2019/65693 sayılı ve “keyf”, “… şekil”, “…”, “keyf”, “… …”, “… tereyağı keyfi”, “… fındık keyfi”, “… …”, “…” ibareleri markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın reddine karar verildiğini, davalının bu ret kararına karşı müvekkilin yeniden inceleme taleplerinin bu kez TÜRKPATENT … sayılı YİDK kararı ile nihai olarak itirazın kabulüne ve başvurunun reddine karar verildiğini, oysa davacı şirketin de dahil olduğu Nestle Grup Şirketlerinin merkezi İsviçre’de bulunan dünyaca ünlü lider bir gıda firması olduğunu; 1866 yılından itibaren 155 yıldır sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını; markalarda ayırt ediciliği düşük unsurların benzerlik değerlendirmesinde devre dışı bırakılması gerektiğini; davacının markasının ayırt edici unsurunun … ibaresi olduğunu; … Kahvesi ibaresinin ayırt edici olmadığını; tanımlayıcı bir ibare olduğunu; … Kahvesi ibaresinin 30.sınıfta yer alan mallar yönünden sıklıkla kullanılan bir ibare olduğunu; davalının kendi internet sitesinde de arama yapılan bölümde markasının ibaresi olarak … ibaresinin belirtildiğini; davacının ise markasının ayırt edici unsurunun … ibaresi olduğunu; … ibaresi ile KEYFİ … ibaresinin ise benzer olmadığını; nitekim dava konusu edilen kararda davalının … ibareli markaları ile davacının marka başvurusunun benzer kabul edilmediğini; ortalama tüketicinin markaları karıştırma ihtimalinin bulunmadığını; dava konusu kararın belirtilen hususlar çerçevesinde hukuka aykırı olduğunu belirterek, … Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptale karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; taraf markalarının benzer olduğunu; davacının marka başvurusunun KEYFİ … iken davacının markasının … … KAHVESİ olarak okunup algılanacağını; taraf markalarının aynı tür mallara yönelmiş olması karşısında davacının markasının davalının markalarından biri olarak algılanacağını; her markanın kendi özgünlük derecesi, tasarımı, tescile konu mal ve hizmetler çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğinden emsal olarak sunulan farklı markaların dava konusu karar ile ilişkilendirilemeyeceğini; dava konusu kararın yerinde ve hukuka uygun olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı şirketin NESTLE markasının tanınmışlığının dava konusu marka başvurusu dikkate alındığında dava konusu marka başvurusu ile hiçbir ilgisi bulunmadığını; davalı şirketin KEYF ibareli markalarının 30.sınıfta tescilli bulunduğunu; davacı şirketin markasının tescili halinde davalı şirketin seri markalarından biri olarak algılanacağını; taraf markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunduğunu; taraf markalarının benzer olduğunu ve aynı sınıf malları kapsadıklarını; doktrinde kabul edildiği üzere çağrıştırma dahi iltibasın varlığı için yeterli olduğunu; davacının kötüniyetli olduğunu; dava konusu kararın yerinde olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararı ile davacıya ait kod nolu marka başvuru dosyası ve davalı şirkete ait marka tescil belgeleri getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, … Patent YİDK’nun … sayılı kararının iptali ile marka başvurusunun tescili istemine ilişkindir. YİDK kararının davacı başvuru sahibine 13/09/2021tarihinde tebliğ edildiği, son günün hafta sonu olması nedeniyle 15/11/2021 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 28/03/2022 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…Davacı şirketin 2020/18571 sayılı … ibareli marka başvurusu ile davalının redde mesnet 2017/65068 sayılı … … KAHVESİ markasının benzer olduğu; davacının 2020/18571 sayılı … ibareli marka başvurusunun kapsamında yer alan 30.sınıf malların tamamının davalının redde mesnet 2017/65068 sayılı … … KAHVESİ markasının kapsamında aynı/aynı tür/benzer olacak şekilde yer aldığı; İltibas tehlikesinin davacı şirketin 2020/18571 sayılı … ibareli marka başvurusunun kapsamında yer alan tüm mallar yönünden oluştuğu…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 30. sınıftaki “30 Kahve, kahve özleri, kahve esaslı müstahzarlar ve içecekler; buzlu kahveler; kahve ikameleri, kahve ikameleri özleri, kahve ikameleri esaslı müstahzarlar ve içecekler; hindiba; çay, çay özleri, çay esaslı müstahzarlar ve içecekler; buzlu çaylar; malt esaslı müstahzarlar; kakao ve kakao esaslı müstahzarlar ve içecekler; çikolata, çikolata ürünleri, çikolata esaslı müstahzarlar ve içecekler; dondurmalar, dondurulmuş şerbetler; şerbetler, dondurulmuş şekerlemeler, dondurulmuş kekler, yumuşak buzlar, dondurulmuş tatlılar, dondurulmuş yoğurtlar” mal ve hizmetlerden oluştuğu, itiraza mesnet markaların “keyf”, “… şekil”, “…”, “keyf”, “… …”, “… tereyağı keyfi”, “… fındık keyfi”, “… …”, “…” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 30. sınıflardaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, dava konusu malların tamamının davalıya ait redde gerekçe markaların kapsamında aynı/aynı tür/benzer olarak yer aldığı tespit edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “keyf”, “… şekil”, “…”, “keyf”, “… …”, “… tereyağı keyfi”, “… fındık keyfi”, “… …”, “…” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Davacı şirketin marka başvurusu kelime markası olup markada şekil unsuru yer almamaktadır. Davacının marka başvurusunda yer alan kelime unsuru büyük standart harflerle yazılı … ibaresidir. Söz konusu ibareler siyah renk ile yazılı olup markada başkaca bir unsur bulunmamaktadır. Davalının redde mesnet markası ise kelime ve şekil unsurlarından oluşan karma nitelikli bir markadır. Markanın kelime unsuru, … … KAHVESİ ibareleri olup; bu ibarelerden … ibaresi markada üst bölümde … KAHVESİ ibarelerine göre daha büyük punto ile yazılı bulunmaktadır. Diğer yandan markada kahve fincanlarının da yer aldığı bir şekil kompozisyonu yer almaktadır.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde tarafların markalarının ilk iki kelime öbeklerinin çok benzer olduğu açıkça görülmektedir. … ve … … ibareleri ile markalar işitsel olarak oldukça benzer bir şekilde telaffuz edilmektedir. Bu durum soldan sağa okuma ilkesinin esas olması nedeni ile kulakta öncelikle yer bulmaktadır. Diğer yandan bu benzerlik düzeyi markaları anlamsal olarak da benzer kılmaktadır. Her ne kadar davacının marka başvurusunda şekil unsuru yer almasa da kelimelerin benzerliğinden kaynaklı olarak görsel bir benzerlik de ortaya çıkmış bulunmaktadır.
Her ne kadar davacı şirket, davalının markasının esaslı unsurunun … olduğunu; davacının marka başvurusunun esaslı unsurunun ise … olduğunu bu çerçevede de markaların benzer olmadığını iddia etmiş olsa da öncelikle davalının markasının tescilli olduğu sınıfta sadece 30.sınıf kahve ürünleri olmadığından … KAHVESİ ibaresini açıklayıcı bir ibare olduğundan ayırarak sadece … ibaresine esaslı unsur vasfı tanımanın mümkün olmadığı kanaatine varıldığı gibi bu durumun kabulü halinde dahi markaların KEYF-İ, … şeklinde aynı sesler ile başladığı ve bu halde dahi benzerliğin oldukça yüksek olduğu kanaatine varılmıştır. Nitekim tarafların markalarının yöneldiği mallar aynı/aynı tür olup mallar arasındaki bu derece benzerlik en ufak bir işaret benzerliği halinde dahi iltibas tehlikesini beraberinde getirecektir. Ayrıca ortalama tüketicinin söz konusu malları almak için ayırdığı zaman ve dikkat düzeyi de dikkate alındığında daha önceden davalının markasını bilen bir tüketicinin davacının markasını davalının markalarından biri olarak algılamasına ve markaları karıştırmasına neden olabilecektir. Sonuç olarak markaların benzer olduğu kanaatine varılmıştır.
Benzerlik ve karıştırılma ihtimaline dayalı değerlendirmelerde kural olarak orta seviyedeki tüketiciler dikkate alınacak olup; malın hitap ettiği ortalama bilgi ve dikkate sahip tüketicilerin tamamının ya da büyük bir bölümünün karışıklık yaşaması değil, bu tüketicilerin bir kısmının karışıklık yaşama ihtimali bulunması, benzerlik ve iltibas bulunduğunun kabulü için yeterli bulunmaktadır. ABAD kararlarında da belirtildiği üzere; “ortalama alıcılar/ kişiler”, çabuk aldanabilen kişiler olmadığı gibi aptal ya da budala da değildir4. Mal/hizmetin alıcısı olarak dikkate alınacak olan bu kişiler; orta düzeyde zeka ve dikkate sahip olan, işareti/markayı anımsaması da sıradan olan kişilerdir. Ancak tüketici kitlesinin dikkat ve özen düzeyinin mal ve hizmet sınıflarına bağlı olarak değişkenlik göstermesi de mümkündür. Yukarıda değerlendirildiği üzere, tarafların markaları benzer olduğu gibi markalar aynı/aynı tür mallara yöneliktir. Hal böyle iken taraflar markaları arasında en ufak bir işaret benzerliği halinde dahi iltibas tehlikesini beraberinde getirecektir.
Yukarıda belirtildiği üzere 30.sınıf mallara yönelen tüketici ortalama tüketici olup söz konusu malları almak için ayırdığı zaman kısa ve dikkat düzeyi de düşüktür. Dolayısı ile daha önceden davalının markasını bilen bir ortalama tüketicinin davacının markasını davalının markalarından biri olarak algılaması, markaları karıştırması veyahut işletmeler arasında bir bağ olduğunu düşünmesi ihtimali yüksektir. Nitekim Yargıtay HGK’nun 13.06.2012 tarih ve 2012/11-155E – 2012/376K sayılı ilamında da belirtildiği üzere karıştırılma ihtimalinde ölçü bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halktır. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir. Hatta, markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir” denilmektedir. Dolayısıyla ilgili tüketicinin aldığı mal ya da hizmetin başka bir işletmeye ait olduğunu bildiği ve fakat güvendiği işletme ile malını/hizmetini aldığı işletmenin arasında ekonomik bir bağlantı bulunduğunu düşünmesi hali dahi “karıştırılma ihtimali” nin var olduğunun kabulü için yeterli olacaktır. Sonuç olarak iltibas olarak değerlendirilen durumun somut olayda davacının marka başvurusu kapsamında yer alan tüm mallar yönünden oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL karar harcının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar için AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/05/2022