Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/33 E. 2021/320 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/33
KARAR NO : 2021/320
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 29/01/2021
KARAR TARİHİ : 23/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/09/2021

DAVA:
Davacı vekili 29.01.2021 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin TÜRKPATENT nezdinde 43.sınıflarda tescil edilmek üzere … başvuru numaralı “… BAZLAMA KAHVALTI EVİ” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun TÜRKPATENT resmi markalar bülteninde yayınlandığını, davalı şahsın yaptığı itirazın reddine karar verildiğini, bunun üzerine davalı şahsın ret kararına karşı yeniden inceleme taleplerinin bu kez TÜRKPATENT … sayılı YİDK kararı ile nihai olarak kabul edilerek başvurularının reddedildiği, oysa müvekkilinin uzun yıllardır gıda sektöründe çalışmalar yaptığını, sadece … İlçesinde mukim bir kuruluş olacak olması ve sunulacak hizmetin kahvaltı/kahvaltılık/brunch ile sınırlı olacak olması nedeniyle amacına hizmet eden “KAHVALTI EVİ” ibaresinin tercih edildiğini, bu ibarenin salt bir şahsa ya da kuruma özgülenmesinin söz konusu edilemeyeceğini, marka başvurusunda yer alan diğer ibarenin “…” olup konum bilgisi ihtiva ettiğini, diğer ifade olan “BAZLAMA” ibaresinin ise Türk mutfağında yer alan bir ekmek türü olduğunu, müvekkilinin işletmesinin “…”de mukim bir kuruluş olacağını, itiraza mesnet markalar arasında bu ibarenin bulunmadığını, gerek İstanbul ilinde gerek Türkiye’nin yüzlerce il/ilçe ve köyünde kahvaltı evleri, kahvaltıcılar vs hizmet sektörü üyeleri bulundu-ğunu, müvekkilleri tarafından verilecek kahvaltı/brunch hizmetinin temel noktasının sadesi başta olmak üzere, onlarca farklı malzeme ile yapılacak olan bazlama ekmeği olacağını, salt kahvaltı hizmeti veren/verecek bir kuruluşun doğal olarak bunu işaret etmesi ve bunu “KAHVALTI EVİ” olarak ifade etmesinden daha olağan bir durum olmadığını, itiraza mesnet markaların ayırt edici özelliğinin marka-larında kullandığı bazlama kahvaltı ibaresinin bulunduğu görsel olduğunu, müvekkillerinin “… BAZLAMA KAHVALTI EVİ” ibareli markasının gerek görünüşü gerek telaffuzu ve anlamı itiraza mesnet markalardan farklı olduğunu, markalar arasında iltibasa yol açacak herhangi bir işitsel ya da görsel benzerlik bulunmadığını, müvekkili markası ile itiraza mesnet gösterilen markaların birbirinden farklı olduğunu, bu nedenle de markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, İstanbul’da mukim … ilçesinin konumu ve turistik olması nedeniyle turist kafileleri hedef alınarak Türk geleneklerinde önemli yeri olan kahvaltı hizmetini yine Türklerin yerel lezzeti olan “BAZLAMA” ekmeği ile sunum yapılacak olması gerekçeleriyle iş bu marka başvurusunun yapıldığını, markaların ortak olarak içerdiği “BAZLAMA” ya da “KAHVALTI” ibarelerinin markalar kapsamındaki mal ve hizmetler bakımından yük-sek ayırt ediciliği haiz olmaması, markaların bir bütün olarak tamamen farklı bir algı yaratması ve içerdikleri ek kelime unsurlarıyla görsel işitsel ve kavramsal olarak farklılaşması nedenleriyle itiraz sahibinin iddialarının aksine itiraza konu markaların benzer olmadığını belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nın … sayılı kararının iptali ile … başvuru numaralı “… BAZLAMA KAHVALTI EVİ” ibareli markanın tesciline karar verilmesini
talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; taraf markaları karşılaştırıldığında ortalama tüketici nezdinde markalar arasında görsel, işitsel, kavramsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimali de dâhil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunduğunu, davacı markasını okuyan veya gören ortalama dikkate sahip ve işaretleri yan yana karşılaştırma imkanı olmayan kişinin zihnindeki intibaının, davalıya ait markaların bıraktığı intiba ile benzer olduğunu, söz konusu iki marka örneğinin, aynı firmanın markası gibi algılanabilecek nite-likte olduğu gibi, markaların karıştırılma ihtimallerinin kesinlikle mevcut olduğunu, “… Bazlama Kahvaltı Evi” ibareli başvuru ile itiraz gerekçesi markalarda, “BAZLAMA” ibaresinin ortak unsur duru-munda bulunduğunun görüldüğünü, bunun yanında itiraz gerekçesi markalar başta İstanbul’un çeşitli semtlerinin adları olmak üzere çeşitli yerleşim yerlerinin adlarının kullanılması ile oluşturulmuş olup itiraz gerekçesi markalar standart harflerle yazılmış, büyük çoğunluğu İstanbul semtleri olmak üzere ”Semt adı + Bazlama” şeklinde bir seri oluşturduğunu, başvuruya konu olan ve standart harflerle ya-zılmış bulunan “… Bazlama Kahvaltı Evi” şeklindeki markada da İstanbul’da bir semt olan “…” kelimesi ile başladığını, bu kelimenin hemen devamında “Bazlama” kelimesinin geldiğini, her ne kadar başvuru sahibi tarafından “Bazlama” ibaresinin ayırt edici niteliğinin düşük olduğu iddia edilse de başvurunun oluşturuluş biçimi itibariyle itiraz gerekçesi markalarla benzer olduğu ve ortalama tüketi-ci nezdinde itiraz gerekçesi markaların oluşturduğu serinin bir parçası gibi algılanabileceğinin açık olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … ve ailesinin, ilk kez 1992 yılında kurulan ve bu tarihten itibaren aralıksız ve fasılasız olarak ticari faaliyetlerde bulunan “… Bazlama Kahvaltı” ve “Bazlama Kahvaltı” ibareli restoranlarının sahipleri olduğunu, müvekkillerine ait olan “… Bazlama Kahvaltı+şekil” ibareli restoranlarının en önemli özelliğinin ise, müşterileri nez-dinde doymadan masadan kalkmanın yasak olduğunun belirtildiği “doymadan kalkmak yasak” kon-septi olduğunu, …’den sonra İstanbul ili, Nişantaşı semti dahil olmak üzere 5 farklı yerdeki şube-lerini de hizmete açan müvekkilinin, “BAZLAMA KAHVALTI” ve “… BAZLAMA KAHVALTI” ibareli markalarıyla sektörünün lideri olduğunu, müvekkilinin, gerek markası gerek ticari hizmet şekli ve ge-rekse de kaliteli servisi ile alanında çok bilinen ve tanınan bir marka olduğunu, müvekkilinin gerçek-leştirilen ticari faaliyetler ve şubeleşme faaliyetleri çerçevesinde markalarını tescil ettirdiğini, müvek-kilin ait markaların asıl ibaresi “Bazlama Kahvaltı” olacak şekilde düzenlenen ve diğer yer adlarını belirten ibarelerden oluştuğunu, her iki tarafa ait markaların ortak özelliğinin “Bazlama” ve “Kahvaltı” ibarelerini içermeleri ve akabinde de müvekkiline ait markaların İstanbul başta olmak üzere çeşitli semt adlarını içermesi olduğunu, başvurucu markasının da aynı alanda yer aldığını, “Bazlama Kahval-tı” ibaresini barındırdığını ve yine müvekkiline ait markalarda olduğu gibi “…” ilçesine ait yer adını barındırdığını, markaların aynı tüketici grubuna hitap ettiğini, müvekkilinin sektöründe tanındığı dü-şünüldüğünde ve markasının ayırt ediciliğinin kuvvetlendiği görüldüğünde markaların ilişkilendirilme/ karıştırılma riski olduğunu, markalar arasında görsel-işitsel ve kavramsal benzerliğe ek olarak seri marka algısı da oluştuğunu, müvekkiline ait olan “bazlama kahvaltı” ibareli markanın tek başına “baz-lama kahvaltı” ibaresiyle tescilli olduğunu, “Bazlama Kahvaltı” ibareli marka müvekkiline ait diğer markalarda olduğu gibi diğer yer adlarını kapsayacak şekilde de tescilli olduğunu, yaygın ve yoğun kullanıma sahip olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararı ile davacıya ait … kod nolu marka başvuru dosyası ve davalı şahsa ait itiraza mesnet marka tescil belgesi getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ile marka başvurusunun tescili istemine ilişkindir. YİDK kararının davacı başvuru sahibine 08.01.2021 tarihinde tebliğ edildiği, 29.01.2021 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davalı şahsa ait … sayılı “alaçatı bazlama”, “….” ibareli markalarının, davacının … sayılı ve “… BAZLAMA KAHVALTI EVİ” ibareli başvurusu yönünden 6769 sayılı SMK’nin 6/1 maddesi çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davacının 25/11/2019 tarihinde “… BAZLAMA KAHVALTI EVİ” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 43.sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığını, başvurunun TÜRKPATENT resmi markalar bülteninde yayınlandığını, davalı şahsın yaptığı itirazın reddine karar verildiğini, bunun üzerine davalı şahsın bu ret kararına karşı yeniden inceleme taleplerinin bu kez TÜRKPATENT’in … sayılı YİDK karan ile nihai olarak kabul edilerek, başvurularının reddedildiğini, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce uzman bilirkişi heyetinden alınan 05.08.2021 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “Davaya konu … sayılı davacı şahıs markasının tescili talep edilen 43. sınıfta yer alan hizmetlerinin tamamının, davalı şahsın itiraza dayanak (2018 61658 tescil numaralı marka hariç) markalarında yer alan mallar/hizmetler ile aynı / aynı tür olduğu ve /veya benzer mallar/hizmetleri içerdiği, Davaya konu … sayılı davacı şahıs markası ile davalı şahsın itiraza da-yanak markaları arasında benzerlik ve bu benzerlik neticesinde ilişkilendirme ihtimali de dâhil olmak üzere karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, Heyetin yukarıda belirtilen inceleme yöntemleri, bilimsel ve teknik dayanakları kapsamında, varılan sonuç ile farklı nitelikte olan dava konusu Yeniden İnceleme ve Değer-lendirme Kurulu’nun 04.01.2021 tarih ve … sayılı kararının yerinde olup olma-dığının takdirinin Sayın Mahkemede olduğu,” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir;
Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “… BAZLAMA KAHVALTI EVİ” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 43.sınıftaki “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezer-vasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri” hizmetlerinin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise … sayılı “…” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 29, 30, 35, 43.sınıftaki hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki 43.sınıftaki hizmetlerin itiraza dayanak markalar kapsamındaki hizmetler ile aynı/aynı tür/benzer/ilişkili oldukları tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “… BAZLAMA KAHVALTI EVİ” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı “…” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Anlamsal olarak yapılan karşılaştırmada, davaya konu markanın Türkçe ibareler içerdiği, “… bazlama kahvaltı evi” şeklindeki ibarelerden, “…” ibaresinin İstanbul iline bağlı ilçelerden biri olduğu, “bazlama” ibaresinin sacda pişirilmiş yuvarlak ekmek, bazlamaç anlamına geldiği, “kahvaltı” ibaresinin genellikle sabahları yenilen hafif yemek, “kahvaltı evi” tamlamasının ise kahvaltı yapılan yer anlamına gelebileceği5, davalı yanın markalarında yer alan ortak unsurların “bazlama kahvaltı” / “bazlama” / “kahvaltı” olduğu, tek başına “bazlama kahvaltı” ibareli markalar dışında, ortak unsurlar ile birlikte markalarda çeşitli ilçe, il veya semt adlarının yer aldığı, bu kapsamda “Alaçatı”, “Ankara”, “Ataşehir”, “Bebek”, “…”, “taş ev …”, “İstanbul”, “Nişantaşı”, “Teşvikiye” ibarelerinin bulunduğu, tek istinasının 2018 69999 tescil numaralı “cadde bazlama” ve 2018 42319 tescil numaralı “cadde bazlama kahvaltı” ibareli markalar olduğu, taraf markalarında yer alan “bazlama” / “kahvaltı” ibarelerinin aynı anlamlarda kullanıldığının kabul edilmesi gerektiği, uyuşmazlığa konu sınıfın ise 43. sınıf olduğu, özellikle yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri dahil bu sınıf içinde yer alan hizmetler açısından taraf markalarında ayırt edici olmayan veya ayırt edici gücü zayıf olan ibare / ibareler olup olmadığını tespit edilmesi gerektiği değerlendirilmiş, bu kapsamda, her ne kadar davalı yanın “bazlama kahvaltı” ibareli markalarının 43. sınıfta tescilli olduğu görülmüş olsa da, davacı yanın markasında yer alan “bazlama” ibaresinin bir tür ekmek olması karşısından düşük düzeyli ayırt ediciliğe sahip olduğu, “kahvaltı evi” ibaresinin ise nitelik belirtmesi karşısında ayırt ediciliğinden söz edilemeyeceği, diğer taraftan davalı markalarında yer alan “bazlama kahvaltı” ibarelerinin (kelime unsuru açısından, anlamsal olarak) tek başına, “bazlama” ve “kahvaltı” ibarelerinin de ayrı ayrı diğer ibareler ile birlikte tescil edilmesi karşısında, “bazlama”, “kahvaltı”, “kahvaltı evi” ibarelerinin davaya konu benzer görülen hizmetler açısından ayırt ediciliği zayıf/ ayırt ediciliği bulunmayan ibareler olduğu, söz konusu ibarelerin, tescili talep edilen ve karşılaştırmada aynı / aynı tür /benzer görülen hizmetler açısından esas unsur değil tali unsur oldukları, bunun tek istinasının “bazlama kahvaltı” ibareli marka olduğu, bu hali ile yukarıda sayılan ibarelerin zayıf düzeyde ayırt ediciliğe sahip olduğu değerlendirilmiştir.
Ayırt edici gücü zayıf olsa da, minimum tescil edilebilirlik şartını yerine getiren kelime unsurlarının tescil edilmesinin olağan olduğu, buna karşın söz konusu durumun, bu markala-rın koruma kapsamlarının geniş olduğu anlamına gelmediğini, bu tip markaların sınırlı koruma kapsamından yararlanması gerektiği kabul edilmektedir. Avrupa Birliği uygulaması kapsamında, Ekim 2014 tarihinde “Ayırt Edici Olmayan veya Zayıf Bileşenlerin Karıştırılma Olasılığına Etkisi” başlıklı bir Ortak Bildirge yayımlanmıştır. Diğer taraftan, AB Adalet Divanı, C-342/97 sayılı kararında ise, “ulusal mahkeme, bir markanın ayırt edici karakterini ve bu ayırt ediciliğin yüksek olup olmadığı değerlendirirken, söz konusu markanın tescile konu malları veya hizmetleri belirli bir işletmeden gelen mallar veya hizmetler olarak gösterebilme ve bu yolla diğer işletmelerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlama yeterliliğini bütünsel olarak incelemelidir.” ifadesine yer vermiştir. EUIPO Temyiz Kurulu, markaların ortak olarak içerdikleri unsurun ayırt edici niteliğinin düşük olması haline ilişkin ilkeleri saymış, bu kapsamda, eğer markalar ayırt edici niteliği düşük olan bir unsuru ortak olarak içeriyorsa, karıştırılma olasılığı değerlendirmesi, ortak olmayan unsurların markanın bütünsel olarak oluşturduğu izlenime etkisi hususuna odaklanacağı, değerlendirmede, ortak olmayan unsurların benzerlikleri – farklılıkları ve ayırt edici niteliklerinin dikkate alınacağını kabul etmiş, söz konusu değerlendirme yöntemlerini esas almıştır.
Anlamsal yapılan değerlendirme ile birlikte fonetik olarak yapılan karşılaştırmada, “… bazlama kahvaltı evi” ibareli marka ile davalı şahsın “bazlama kahvaltı” / “bazlama” / “kahvaltı” ortak ibareleri markalarında yer alan “bazlama”, “kahvaltı” ibarelerinin okunuşlarının ortak olduğu, fakat markalarda yer alan diğer öğelerin farklı olması ile markanın bütününe ulaşan bir aynılıktan söz edilemeyeceği, görsel olarak yapılan karşılaştırmada, davacı markasının kelime markası olduğu beyaz fon üzerine siyah tonlarda iki ayrı satıra gelecek şekilde, üstte “… bazlama”, altta “kahvaltı evi” ibarelerini içerdiği, davalı yanın kelime markası niteliğindeki markalarının beyaz fon üzerine siyah tonlarda, farklı yazı karakteri ile tek satıra gelecek şekilde oluşturulmuş oldukları, ….tescil numaralı markaların birbirlerine benzer görsel figürler içerdiği, …. tescil numaralı markaların ise fotoğraf niteliğindeki görseller ile “bazlama kahvaltı” ibarelerini içerdiği görülmüş, bir bütün olarak, anlamsal, görsel ve fonetik olarak yapılan inceleme sonucunda, her ne kadar bazı davalı şahıs markaları açısından “bazlama kahvaltı” ibareleri seri marka olarak kabul edilse de, tescili talep edilen sınıf açısından zayıf ayırt ediciliğe sahip olduğu, bazı markalarda her biri farklı il, ilçe, semt adı içeren unsurların yer aldığı, davalı yanın başvuruları içerisinde sadece İstanbul ili, ilçeleri ve/semt adları ile sınırlı kalmadığı, diğer taraftan sırf İstanbul ilinde 39 ilçe, 782 mahalle olduğu dikkate alındığında dahi, tescilli olmayan diğer il, ilçe, semt adları için davalı şahıs lehine peşinen koruma sağlayacağından söz edilemeyeceği, davacı markasında yer alan “…” ibaresinin belli bir ayırt edicilik kattığı, İstanbul ili Eyüpsultan ilçesinin eski adı ile birlikte farklı anlamlara da geldiği, markalarda yer alan diğer unsurlarla birlikte, bir bütün olarak yapılan karşılaştırmada, benzer ibarelerin bütüne olan etkileri dikkate alınmış, ilk bakışta iltibasa meydan verecek bir benzerlikteki kullanımın bulunmadığı, taraf markalarının bu hali ile karıştırılma ihtimaline neden olabilecek derecede benzer olmadıkları kanaatine varılmıştır.
Yukarıda da belirtildiği gibi, taraf markaları arasında yer alan ayırt ediciliği olmayan veya zayıf ayırt ediciliğe sahip unsurlar ile birlikte, işaretler arasındaki benzerlik değerlendirmesi, markanın türüne, yani şekil markası, sözcük markası, ses markası veya bunların karması olup olmamasına göre birçok farklı faktör açısından yapılacak değerlen-dirmeye bağlı olarak tespit edilebilmektedir. Benzerliğin tespiti, markanın türüne göre farklı unsurları esas almayı da gerektirebilmektedir. Somut olayda, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden, tüketici işlemi ya da tüketiciye yönelik uygulamaların her aşamasın-da makul düzeyde bilgiye sahip olan gerçek veya tüzel kişi olan tüketici açısından, “bazlama” / “kahvaltı” / “kahvaltı evi” ibarelerinin ilgili sınıf/hizmetler açısından bilinir, kullanılır bir ibare olarak algılanacağı, bu hali ile ayırt ediciliğin taraf markalarındaki diğer unsurlar üzerine yoğunlaşacağı, davaya konu marka açısından da “…” ibaresinin söz konusu ayırt ediciliği sağladığı, tüketicinin taraf markalarını aynı anda ya da ayrı ayrı görmesi halinde, bu markaların ilişkili markalar olduğunu sanma tehlikesi bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kabulüne, TÜRK PATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2-TÜRK PATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline,
3-Alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı için AAÜT uyarınca 5.900,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü gösterilen 2.435,10 TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,

6-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/09/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 127,10.-TL
Posta Masrafı 208,00.-TL
Bilirkişi Ücreti 2.100,00.-TL
Toplam 2.435,10.-TL