Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/316 E. 2023/121 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/316 Esas – 2023/121
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/316
KARAR NO : 2023/121

DAVA : Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini
DAVA TARİHİ : 01/11/2021
KARAR TARİHİ : 30/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/03/2023
DAVA:
Davacı vekili 01/11/2021 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; Davacının … halk dansları ve müziği bakımından uzmanlaşmış olduğunu, davacımın … halk oyunlarının otantik figürleri ile zengin anonim ve kısıtlı bir çevrede çalınıp söylenen yöresel ezgileri ve bu ezgilerdeki zenginliği hem ulusal hem uluslararası platformlarda tanıtmak amacıyla…’nün 2003 yılında kurarak bu düşüncesini dernek çatısı altında yürütmeye karar verdiğini, 2009 yılında davacının daha önce çalışmalar yaptığı müzisyenleri tüm masraflarını ve ücretlerini karşılamak suretiyle …. ‘ya davet ettiğini yaklaşık 15 gün süreyle yerel müzisyenlerle her gün adını ve müzik çalışmaları yaptığını, davacı tarafından geliştirilen ve yaratılan kara karaya grafiği de daha önce çalışılan eskilerden hangisinin bu koreografi ile uyum içinde olacağını defalarca prova edildiğini, böylece davacının bir müzik trafiği içinde adım ve müzik ölçülerini içeren matematiksel bir senaryo yazarak oyun adımları ile müzik ölçülerin uyumunu oluşturduğunu, davacının oluşturduğu çalışmanın bir eser niteliğini kazanacağından emin olduktan sonra üretti koreografi için geliştirdiği anonim ezgilerin adım mesafe çizgilerinin zamanlarına bağlı olarak çalınması ve seslendirilmesini standart hale getirilmesi amacıyla davalı …’e ait stüdyo ile anlaşarak bu eseri kayıt altına aldığını, dava konusu eserin oluşması için davacının gerçekleştirdiği aşamaların: Öncelikle sahnede sunumu yapılacak olan yöresel oyunları ve adımları belirlediğini, Her bir … halk danslarının kaç adım ölçüsü olacağını hesapladığını, Daha sonra … halk danslarının belirlenen adım ölçüleri ile sahnede hangi çizgiler şeklinde sunulacağı yani koreografinin defalarca çalışıldığını, Dansları sunumu yapılırken hangi yöresel anonim ezgilerin hangi dans figürlerinde kullanılacağını, oyun geçişlerinde kullanılacak komutlar ve ses efektlerin belirlendiğini, Belirlenen ezgilerin eşlik edeceği figürlerin ölçüleri ile senkronize olması için gerekli olan kaç müzik ölçüsü kullanılacağının hesaplandığını ve müzik trafıği matematiksel bir şekilde yazılı metin haline getirildiğini, Tüm bu ön hazırlıkların provalarda defalarca tekrar edildiğini, Projede görev alan yöresel müzisyenlerin (….) ….. ‘ya davet edildiğini, Eserde icra edilecek yöresel ezgilerin bir hafta boyunca eser sahibi davacı tarafından defalarca yukarıda belirtilen müzisyenlerle birebir olarak prova edildiğini, Daha sonra davalı … ile görüşüldüğünü, Müzisyenlerle beraber stüdyoya geçildiğini ve eserin metninde belirtilen ölçülerde eserin bölüm bölüm canlı canlı icra edilerek kayıt altına alındığını, Tüm masrafların davacı tarafından ödendiğini, Davalı stüdyo sahibi ve aranjörlük yapan … in bu dava konusu eserin stüdyosunda yerel müzisyenlerin koreografiye göre seslendirme ve kayıt işleminin, diğer müzisyenler gibi ücret karşılığında yani profesyonel olarak kayıt altına aldığını, Deliller incelendiğinde tespit konusu koreografi ve müziğin 2009 yılında … davacı tarafından oluşturulduğunun, hem koreografinin hem de bu koreografi için senaryo haline getirdiği işleme müzik eserinin eser sahibinin davacı olduğunun anlaşılacağını, Koreografiye göre özel hazırlanan müzik ölçüleri, oyundan oyuna geçiş komutları, oyunun akışına paralel ses efektleri ve koreografik adım ölçüleri ile müzik ölçülerinin matematiksel uyumu bu müziğin herhangi bir müzik parçası olmadığının göstergesi olduğunu, Zira herhangi bir müzik eserinde bu tür komutların yer almayacağını, Müzik eserinin kaydını yapan stüdyo sahibinin halk oyunlarının öğretilmesi ile ilgili herhangi bir icraatının olmadığını herhangi bir grup eğitmenliği de yapmadığını ve bir grup oluşturmadığını ayrıca böyle bir müzik eseri oluşturabilecek halk oyunları adım ve bir oyun bilgisine sahip olmadığını, Müzik eserin icrasını görev alan müzisyenden ifadelerinden bu müzik eserini oluşturan ezgilerin bir trafik hale getirilmesi matematiksel (adım ve müzik ölçülerinin) uyumlarının sağlanması ve böylece bir müzik eseri oluşturulmasının davacı tarafından gerçekleştirilmiş olduğunun anlaşılacağını, Bu hususun halk dansları ve sahne müziği konusunda uzman bilim insanları tarafından verilen ve mahkemeye sunulan mütalaadanı da anlaşılacağını, Stüdyo sahibinin davacıdan habersiz ve izin almadan bu eseri kendi adına …’a kaydettirmesini suç teşkil ettiğini, Videolar incelendiğinde ilk sahne sunumunu 24 Şubat 2010 tarihinde yapıldığının ve hem koreografinin hem de müziğin ilk canlı performansı icra edildiğinin anlaşılacağını, Davacıya ait bu müzik eserinin, … kayıt tarihinden de anlaşılacağı üzere icrasından sonra, eser sahibinden habersiz şekilde davalı … tarafından kendi adına kayıt yapıldığını, Aynıca diğer iki davalının davacı ya ait koreografik eser ve bu koreografik esere uygun olarak yörenin anonim ezgilerinden ölçüleri belirlenerek özel olarak hazırlanmış işleme müzik eserini davacıdan izinsiz olarak kullanmak suretiyle haksız bir kullanım içine girerek davacı zarara uğrattığını, beyanla davacının kurucusu ve yöneticisi otduğu kuzeyin uşakları halkoyunları topluluğunum hali hazırda kullanmış olduğu … yöresine ait bazı … figürlerini kullanarak ortaya çıkardığı koreografik eser ile bu koreografik esere uygun olarak yörenin anonim ezgilerinden ölçüleri belirlenerek özel olarak hazırlanmış müzik eserinin bir işleme eser olduğu ve işleme eser sahibinin de davacının olduğunun tespiti ile dava konusu eserleri haksız şekilde eser sahibi sıfatıyla kendi adına tescil ettiren … ait tescil kaydını düşürmesini ve … adına olan tescille ilgili tüm imtiyazların kaldırılmasını, davalar ile birlikte bu iki eseri kullanan kullandıran ve yayan gerçek bir tüzel kişilerin derneklerin platformlarının söz konusu eser ile ilgili herhangi bir tescilleri ve kullandıkları herhangi bir ihtiyaçları varsa bu imtiyazların kaldırılmasını, haksız kullanımdan kaynaklı olarak şimdiye kadar elde editmiş herhangi bir geliri varsa bu giderin tespit edilmesi suretiyle dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte her bir davalıdan ayrı ayrı tahsillini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı …’nin vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ait herhangi bir eserin davalı … tarafından kullanılmadığını, ihlale konu olduğu iddia edilen video kayıtlarında yer alan dansların geleneksel halk dansları olduğunu ve anonim olduğunu, davacının … bu eseri kayıt altına aldığını iddia ettiğini ancak ne şekilde katkı sağladığını ve bu dansı hangi açıdan hususiyeti kazandırdığını ortaya koyamadığını, Davacının dava dilekçesinde yöresel ve anonim ezgileri, halk dansları, figürleri kullandığını defalarca beyan ederek davacının kendisinin dahi müzik ve dansın anonim ve halka mahal edilmiş eserler olduğunu kabul ettiğini, …. dosyasında yer alan bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi davacının video kaydı üzerinde mi yoksa dans koreografi üzerinde mi hak sahipliği iddia ettiğinin anlaşılamadığını, eğer video kaydı üzerinde bir hak sahipliği iddiası var ise davalı … tarafından davacıya ait herhangi bir videonun paylaşılmadığını dolayısıyla bu iddianın dayanağının bulunmadığını, davacının koreografi üzerinde hak sahipliği iddiası var ise bu iddianın da dayanağı bulunmadığını çünkü halka mal olmuş ve anonim olan dansların belediyenin dans öğretisi tarafından sahneye uyarlandığını ve bizzat kendi çalışmaları neticesinde ortaya çıkan gösteriler olduğunu, gösteride kullanılan müziklerin de halk türkülerinden olduğunu ve davacıya ait olmadığını, davacı tarafın iddia ettiği gibi “…” adlı koreografik eserin davalı … tarafından yayımı ve haksız kullanımını söz konusu olmadığını, ayrıca kendi öğrencilerinin sergiledikleri oyunlar eğitici tarafından … adlı platformda anı kalması amacıyla paylaşılmış olduğunu bu paylaşım dolayısıyla maddi bir çıkar elde edilmediğini, dans öğretisi tarafından öğrencilerin çalıştırılması ile ortaya çıkarılan ve davalı … tarafından düzenlenen ya da katılmış oldukları diğer festivallerde sergilenen oyunlardan herhangi bir gelir elde edilmediğini bu oyunların kültürel ve sosyal amaçlı etkinlikler için çalışıldığını ve gelir getirici ticari bir faaliyete konu olmadığını, davalı belediyenin sosyal platformlarda paylaşım yapmasını da söz konusu olmadığını ve davalı … tarafından dava konusu ile ilgili herhangi bir tescil ya da kullanılan imtiyazında bulunmadığını, davacının iddia ettiği gibi kendisinin koreografik eser üzerinde hak sahibi olduğunu gösteren herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığını, davacı tarafından hak sahibi olduğu iddia edilen koreografiye ait orijinal kayıt da sunulmadığını, davacının kendi beyanından da anlaşılacağı üzere … yöresine ait halk müzikleri ve halk danslarının dava konusu edildiğinde davacının bahse konu ettiği videoların bir kısmı da … dansının yer aldığını horonun ise geleneksel bir ağladım bir dans olduğunu beyan ederek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …’in vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu eserin, 2010 yılında davalı …’in stüdyosunda müzisyen dostlarıyla birlikte kaydettiği … … isimli eser olduğu, dava konusu eserin 2009 yılında yapılmadığını çünkü 2009 yılının Kasım ayında davalı …’in kalan müzik şirketinin etiketi ile “…” isimli albümünün piyasaya çıktığını, söz konusu eserin içinde 3:38 ile 3:48 arasında geçen dilli kavallı bölüm birebir aranjesi hiçbir şekilde bozulmadan sadece transpose tekniği ile aynı ton getirildiğini “…” albümündeki “…” isimli eserin davacı projesine olduğu gibi yerleştirildiğini, dolayısı ile söz konusu eser … stüdyo kayıtlarında en son kayıt 20.05.2010 tarihli göründüğünü ve davacının beyan ettiği gibi 2009 yılında değil 2010 yılında dava konusu eserin yapıldığını, dava konusu eserin tüm düzenlemelerinin aranje, edit, mix ve mastering davalı …’in evindeki özel stüdyoda yapıldığını, eserin meslek birliği olan …’a kaydedildiğini aynı zamanda …. ve … gibi dijital platformlar da lisanslı olarak 23 Aralık 2019’da … … olarak yayınlandığını ve yayın sonrasında yasal hale geldiğini, eserin tüm haklarının bizzat davalı …’e ait olduğunu, davalı …’in bu eserin yapım aşamasında herhangi bir ücret almadığını davacının davalı …’e ait stüdyoyu kiralamadıklarını ve kira için ücret ödemediklerini, eserin müziğinin anonim olduğunu, dava konusu eserde geçen “…” şeklinde başlayan sözlerin nakarat kısmının davalı …’e ait olduğunu ve bu durumun … kayıtlarında yer aldığını, “…” isimli parçanın müziğinin ve sözlerinin anonim olduğunu ve kaynak kişinin davalı … olduğunu, “…” isimli eserin söz ve müziklerinin de davalı …’e ait olduğunu, diğer müziklerin hepsinin anonim olduğunu … folklor müziğinde bilinen türkülerden oluştuğunu, …. isimli türkünün söz ve Müziğinin anonim olduğunu; “…”isimli eserin söz ve müziğinin davalı …’e ait olduğunu, … …’a isimli türkünün müziğinin anonim olduğunu sözlerinden ise birinci kıta sözlerinin ve nakaratların …’ye ait olduğunu, … isimli türkünün müziğinin anonim sözlerinin ise yine anonim olduğunu ancak kaynak kişinin davalı … olduğunu (Buna ilişkin tüm bilgilerin USB disk TV dijital ortamda videolar ve görsellerşeklinde mevcut olduğu ifade edilmiştir.), Eserde diğer çalınan serbest çalımların tamamen kemençeci …’ın doğaçlama serbest stilde çaldığı işlerden olduğunu, Zurnacı … tarafından çalınan ezgilerin horonlarda başka zurnacılardan dinlenecek örneklerde melodisi aynı olduğu gibi …’da bilinen anonim ezgilerden oluştuğunu, davalı …’in yakın arkadaşları ve hatırı sayılır dostlarının özel ricalarıyla söz konusu eserin yarışmada kullanılması için… yetkilisi davacı …’e davalı … tarafından sözlü izin verildiğini, …’in tamamen iyi niyetli olarak ve ücret almadan gençlerin folklor oynaması için eserin kullanılmasına izin verdiğini ve kötü niyetle kullanılacağını düşünmediğinden herhangi bir belge ve sözleşme düzenlenmediğini, İlerleyen zaman sürecinde kuzey ışıkları olarak yarışmalara katılım sağlandığını bu grup yarışma için davalı … ten rica ettikleri baz editleri uzatma kısaltma gibi müziğin içinde düzenleyerek yine herhangi bir ücret almadan tamamen iyi niyetli bir yaklaşımla ve tamamen destek amaçlı kendilerine teslim ettiğini, dava dışı … (zurnacı) , … (asma davulcu) …’in arkadaşları olup dava konusu projede bazı bölümlerde projede çalmış ve davalı … destek verdiklerini, …’in verdiği parça ile grup yarışmada ikinci olduğunu ve tanınır hale geldiğini, Yurtiçi ve yurtdışında birçok etkinliğe katılan …’nün yüklü miktarda gelir elde ettiğini ve davalı … hiçbir ödeme yapılmadığını, …’te düzenlenen bir yarışmada alınan müzik ödülünü bile incelik olması için davalı …’e takdim edilmediğini, davacının davalı …’in adını kullanarak yüksek ücret talep ettiğini, Ücret ödemeyenlere eser sahibiymiş gibi davranarak yasal yollara başvuracağını beyan ettiğini, Ancak davacının uyarılara rağmen, ücret isteyenin … müziğinde hatırı sayılır bir ismi ve şöhreti olan davalı …’i gösterdiğini ve davalı …’i küçük düşürdüğünü, davacının mahkemeye yanıltıcı bilgiler vererek tüm düzenlemeleri ve seslendirmeyi bizzat davalı … tarafından yapılan ve yasal olarak piyasaya çıkmış bir eseri neredeyse müzik de dahil olmak üzere kendisinin yaptığını veya yaptırdığını ifade ettiğini, davalı …’in birçok … eserinin aranjörü olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Davalı … dava dilekçesine cevabı: Mahkemeye sunulan video kayıtlarında görünen ve davaya konu olan eser üzerindeki hak sahibinin davalı … olarak göründüğünü eserin söz müziği ve kaynak kişisi davalı … olduğunu ve bu durumun … kayıtlarında açıkça görüldüğünü bu nedenle eser sahibi …’ten gerekli yazılı ve sözlü izinler alınarak eserin kullanıldığını kaldı ki eserin kamu yararına düzenlenen halka açık etkinliklerde hiçbir maddi gelir elde etmek sizin kullanıldığını, diğer yandan davacının anonim bir koreografi kullanıldığını ve her yörede anonim olarak kullanılan koreograf çizgisi olduğunu bu nedenle hiç kimsenin bu konuda hak iddia etmesinin söz konusu olamayacağını, davacının beyanlarından da anlaşılacağı üzere … yöresine ait halk müzikleri ve halk danslarının dava konusu edildiğini davacının bahse konu ettiği videoların bir kısmında … dansının yer aldığını ve horonun geleneksel bir anonim dans olduğunu bu nedenle davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER:
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, delilleri toplanmış; konunun teknik yönlerine ilişkin bilirkişi raporu alınmış; rapor dosya kapsamındaki delillerle tutarlı denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiş, Mahkememizce de benimsenmiştir.
GEREKÇE:
Dava, dava konusu … … uyarınca eser olduğunun, eser sahibinin davacı olduğunun tespiti ve esere tecavüzün kaldırılması istemlerinden ibarettir.
Eser, … m.1/B hükmünde “Sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri” olarak tanımlanmıştır. Eser sahibi ise … m.1/B-(b) ve m.8/1 hükümleri gereğince “eseri meydana getiren kişi”dir. Bir fikir ve sanat ürününün eser olarak kabul edilmesi ve telif hakkı korumasından faydalanabilmesi için, …’te öngörülen eser kategorilerinden birine girmesi ve meydana getirenin hususiyetini taşıması diğer bir ifadeyle özgün olması gerekmektedir. Bu iki şartın birlikte varlığı halinde … anlamında bir eserden söz etmek mümkündür.
İlk şart olan …’te öngörülen eser kategorilerinden birine girmesi şartının gerçekleşmesi için bir fikir ve sanat ürününün ilim-edebiyat, güzel sanat, musiki veya sinema eseri sayılması gerekmektedir. Eser sayılabilmenin ikinci ve en önemli şartı ise sahibinin hususiyetini taşımasıdır. Doktrinde farklı yazarlarca farkı şekilde yorumlanan hususiyetin günümüzde kabul edilen tanımı, eseri, onu yaratan eser sahibine bağlayan ve dolayısıyla eser sahibinin kişiliğini yansıtan bir unsur olduğu şeklindedir. Eser sahibinin eser, kendi fikir, düşünce, his ve duygu dünyasından, fikri temele dayanan yeteneklerinden kattığı özellikler olan hususiyet, eser sahibinin fikri yaratıcılığına ve çabasına ilişkindir! Eserin bağımsız bir fikri çalışma ürünü olması, kendisinden önce yaratılan eserlerden yararlanmayı engellemez ancak önemli olan eser sahibine atfedilebilecek bir fikri emeğin bulunmasıdır.
Halk Oyunlarımı, halkın kültürel bir üretimi olan, kendine özgü hareket serileriyle ve müzik eşliğinde oynanan oyun olarak tanımlayabiliriz. Geniş bir kültür yelpazesine sahip olan ülkemizin kültürel farklılıklarının kendi içinde harmanlanması ile de Halk Oyunlarımız hem çok değerli hem de eşsiz bir hale gelmektedir. Buradan yola çıkarak geleneksel danslardaki kendine özgü hareket serilerinin, belli bir düzen ve sıra ile oynanması ile oluşan dansların, kişisel yorumlarla oluşturulan şekil ve çizgilerle sunumuna “Sahne Düzenlemesi” diyebiliriz.
Bununla birlikte, bahsi geçen kanunun fikir ve sanat eserleri çeşitlerini sayan 2. maddesinin birinci fıkrasında da ilim ve edebiyat eserleri örneklendirilerek: “Her nevi rakıslar, yazılı koreografi eserleri, Pandomimalar ve buna benzer sözsüz sahne eserleri” ilim ve edebiyat eseri nev’inde olacağı hüküm altına alınmıştır. Bu sınıflandırmanın ayırıcı özelliği, düşünce, fikirlerin ve duyguların söz ya da yazı ile değil, hünerli insanların hareketleri ile ifade edilmesidir. Erel, sözsüz sahne eserleri ile sözsüz sahne eseri olarak, seyirlik eserlerin kastedildiğini ifade etmektedir.
Yukarıda ifade olunan tüm bu hukuki ve teknik değerlendirmeler ışığında dava konusu uyuşmazlığa mesnet halk oyunları koreografisinin, …’te sayılan eser türlerinden “ilim ve edebiyat eseri” vasfını haiz olması, sahibinin hususiyetini taşıyor olması ve somut, üçüncü kişilerce tasavvur edilebilir bir ürün üzerinde vücut bulmakla aleniyet kazanmış olması sebebiyle … kapsamında koruma bahşedilmiş ilim edebiyat eseri niteliğini haiz olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Eser Sahibinin Davacı Olup Olmadığı
5846 Sayılı Kanun’un 1/B maddesinin (b) bendinde eser sahibi: “Eseri meydana getiren kişi” olarak tanımlanmıştır. Hakeza, aynı kanunun 8. Maddesinin birinci fıkrası “Bir eserin sahibi, onu meydana getirendir.” hükmünü havidir. Bu ifadeyte, Telif Hukuku’nda, sınai mülkiyet haklarının aksine, eser sahipliği için herhangi bir tescil şartı aranmaksızın, eser sahipliği eserin aleniyet kazanmasından itibaren kendiliğinden doğacağını ve sahibine eserden doğan haklarımı kullanma yetkisini bahşedeceğini belirtmemiz yerinde olacaktır. …’in “Hakların Kullanılması” başlığını taşıyan 18. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, “Mali hakları kullanma yetkisi münhasıran eser sahiplerine âittir.”
Dava dosyası tüm bu anlatımlar ışığında tetkik edildiğinde, dava konusu koreografinin davacı tarafından sunulan flash bellekte 2009 yılına uzanan kayıtlar dikkate alındığında eser sahipliği sıfatının davacıya ait olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalılar … ve Belediyenin Dans Öğreticisi Davalı … Yönünden Değerlendirme:
Bu incelemede, yapılan şekiller, çizgiler ve bu sahne çalışmaları üzerinde kullanılar dans adım sıralarını ve sayılarını göz önünde bulundurulmuştur. Çünkü var olanı işlemek, dans adımlarını, dans ve dansçı sayısını göz önünde bulundurarak sistematik bir düzenleme ile yapılabilir ve bu da orijinal ile organik bağı sağlar. Dosyaya sunulan 3 usb bellek flash partl.rar incelendiğinde; davacı tarafın hak iddia ettiği koreografik eserde, oluşturulan şekillerin ve kullanılan dans adımlarının belli bir düzeni takip ettiğini ve sunulan örnek videolarda bu şeki! ve sırada oynandığı, tabii ki sunumun amacı, dansçı sayısı ve sunum yapılan mekan sebebiyle özüne sadık kalınarak ufak değişiklikler yapılsa da orijinalinden uzaklaşılmadığ, davalı tarafın videolarını da tüm bu detaylara dikkat ederek yapılan incelemede davacı taraf ile çok fazla şekil ve düzenin benzerliklerinin olduğu tespit edilmiştir.
Bu benzerlikleri daha detaylı açıklandığında; Kız- Erkek karşılıklı iki üçgen gibi sahneye giriliyor.
-Daha sonra farklı sayılarda düz sıralara geçildiği ve grupların birbirinden ayrılarak sahneye yerleşiyorlar.
-Sonrasında 3 daire şekline geçildiğini ve kız- erkek dansçıların daire şeklini koruyarak içeri dışarı çıkarak yer değiştiriyorlar.
-Öndeki dairelerin verev şeklinde düz sıraya geçerek şekil değiştiriyorlar.
-Burada kızlar ve erkekler önden elleri çapraz olacak şekilde el ele tutuşarak oyuna devam ediyorlar. Sonrasında erkekler ellerini kaldırıp kız dansçıların öne çıkmasını sağlıyorlar ve ileri geri hareket ederek yer değiştiriyorlar.
-Sonrasında kız ve erkek dansçılar birbirinden ayrılarak farklı bir şekil oluşturuyorlar. Dikey bir şekilde oluşturulan çizgiler birbirinin arasından geçerek yer değiştiriyorlar ve sahneye yayılarak önde erkekler arkada kızlar yatayda düz sıra oluyorlar.
-Oyun devam ederken erkekler düz sırayı dağıtıp sahneye yayılıyorlar ve daha sonra da sağlı sollu sahneden çıkıyorlar.
-Arkada kızlar yatayda arka arkaya 2 sıra oluşturuyorlar ve daha sonra toplanıp 4 verev çizgi
oluşturuyorlar.
– İleri geri geçiş yapıp en son arkaya dönerek tek sıraya toplanıyorlar.
– Kızlar düz sırada oynarken erkekler sağdan soldan sahneye giriyorlar ve seyirciye dönerek açılıyorlar.
-Kızlar bu sırada yay şekline geçip erkeklerle karışık tek yarım ay yapıyorlar. Bu aya şeklindeyken eşler olarak erkekler kızların ellerini tutup etraflarında bir tur döndürüyor.
-Erkekler çıkıyor ve kızlar artı şeklini alıyor. Bu artı şeklini birbirlerinin arasından geçerek verev şekline getirip tekrar artı oluyorlar. Tekrar verev yapıp 4 yatay çizgiye açılıyorlar.
-Sonra arkaya dönüp tek sıraya toplanıyorlar.
-Kızlar yatayda erkekler dikeyde olacak şekilde ilerleyip birbirlerinin arasından geçiyorlar ve kızlar arkada erkekler önde düz sıra yapıyorlar.
-Daha sonra eşli olarak sahneye yayılıyorlar ve sonrasında erkekler çıkıyor.
– Kızlar daire şeklini oluşturuyor ve iç içe iki daire yön değiştirerek geçiş yapıyorlar.
-Sonrasında verevlere açılıp birbirlerini çapraz geçerek sahneden çıkıyorlar.
-Daha sonra erkekler üçgen şeklinde sahneye giriyorlar ve önlü arkalı bir şekilde yatayda düz sıra yapıyorlar.
– Kızların sahneye girmesi ile erkekler düz sırayı, kızlar da daireyi çeviriyorlar.
– Kızlar açılıp çıkarken erkekler 3 grupta düz sıra oluşturuyorlar, sonrasında tek sıraya toplanıyorlar.
– Kızların sağdan soldan iki grup halinde üçgen şeklinde sahneye girmesi ile final yapıp bitiriyorlar.
Davalılardan … ve belediyenin dans öğreticisi davalı … tarafından yapılan paylaşımların, davacının mali haklarından çoğaltma ve umuma iletim haklarını ihlal ettiği kanaatine varılmıştır. Zira, davalılar tarafından kullanımlar ile eserin asıla ihtiyaç olmadan, ondan aynı yoldan yararlanma olanağı verecek şekilde maddi varlığı olan vasıtayla herhangi bir şekil veya yöntemle birleştirilerek tamamen veya kısmen doğrudan veya dolaylı geçici veya sürekli olarak yaralanma imkânı veren bir kopyanın elde edilmiş ve radyo- televizyon, uydu ve kablo gibi telli veya telsiz yayın yapan kuruluşlar vasıtasıyla veya dijital iletim de dahil olmak üzere işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla yayınlanmıştır.
Netice itibariyle dava konusu uyuşmazlığa mesnet halk oyunları koreografisinin, …’te sayılan eser türlerinden “ilim ve edebiyat eseri” vasfını haiz olduğu, ayrıca dava konusu koreografide kullanılan adımların sırası ve çizgileri dikkate alındığında söz konusu koreografinin davacının kendi estetik anlayışlı ile belirli şekil ve sırada oluşturulmuş olduğu, yörede oynanan oyunların dava konusu koreografide yer alan adımdan ve çizgilerden farklı olduğu bu nedenle de dava konusu koreografinin sahibinin hususiyetini taşıdığı ve bu nedenle ilim-edebiyat eseri niteliğinde olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı … ile İlgili Değerlendirme:
Dava konusu koreografik eserde kullanılan müzikler bakımından, söz konusu müziklerin koreografideki adım sayılarına göre düzenlenmesinin davacının eser sahipliği sıfatını doğurmayacağı kanaatine varılmıştır. Zira bir eserin müzik düzenlemesi, müziğin üç ana unsuru olan melodi, ritim ve armoni ile ilgili eklemeler, değişimler ya da yorumlar içerir. Düzenleme esnasında, hangi çalgıların kullanılacağı, bunların hangi melodileri çalacağı, bu melodileri hangi tavırla çalacağı, tek sesli ya da unison çalınıp çalınmayacağının tercihi de dahil olmak üzere nasıl armoni kullanılacağı, nasıl ritmik kurgu yapıldığı, bu kurgunun hangi çalgılarla icra edileceğinin kararı verilir. Bu kararlar verilirken sanatsal tercihler yanı sıra düzenlemenin kullanım amacına bağlı olarak teknik tercihler de yapılır. Örneğin yapılan düzenleme kayıt altına alınacaksa ona göre grup çalgı mı tek çalgı mı, stereo mu mono mu gibi kararların verilmesi gerekebilir. Bir başka örnek de kayıt sonrası duyulması hedeflenen tını için verilen kararların bazıları da düzenleme yapan kişi tarafından verilir. Örneğin kesik çalınma tercihi ile kaydedilen bir ses daha sonra delay ve benzeri sinyal işlemciler kullanılarak çok başka bir etkiye kavuşabilir. Dolayısıyla düzenlenen eser, ilk bestelenmiş halinden, düzenleyen kişinin tercihleri doğrultusunda belli yönlerden farklılaşmaktadır. Ancak bir müzik eserine yapılan müdahalelerin hepsi müzik düzenlemesi anlamına gelmemektedir. Örneğin sözlü bir eserin kaç kıta icra edileceği, eserin icra hızındaki değişimler gibi durumlarda yapılan işlem düzenleme olarak adlandırılamaz. Bir eserde hangi duygunun beklendiği, dinleyicilerde ne gibi etkisinin bırakmasının hedeflendiği, hangi sırayla çalınacağı gibi kararlar, düzenlemeden ziyade yorumculuk alanına dahil olmaktadır.
Dava konusu ele alındığında, davacının müzik ile ilgili beyan ettiği hangi eserlerin kullanılacağı, hız, tekrar sayısı, geçiş esnasında seçilen içerikler gibi kısımlar düzenlemeden ziyade yorumculuk alanı kapsamına girmektedir.
Yukarıda bahsi geçen müzik eseri düzenlemesi tarifi ve dava konusu eser göz önüne alındığında davalı …’in müzik eserlerinin düzenlemesinin fikri sahibi olduğu kanaatine varılmıştır.
Müzik eseri bakımından değerlendirilen ikinci husus ise bu eserin hak sahibinin kim olduğu ya da kimin ne kadar hak sahibi olduğudur. Bahsi geçen dans müziklerinin bir kısmının anonim olduğu hem davalı hem de davacılar tarafından ifade edilmektedir. Bu nedenle, anonim eserlerle ilgili sadece düzenleme için fikri hak mevcuttur. Anonim olmayan eserler ilgili olarak hak sahipleri de resmi evraklarda sabittir.
Davalı …’in sunduğu USB disklerdeki incelenmesi neticesinde; eserin projesi incelenmiştir. Bu inceleme sonucunda bu tarz bir çalışmayı stüdyo tecrübesi olan birinin yaptığı, eserde düzenlemenin mevcut olduğu, çeşitli armoniler, ritim kompozisyonları çalgı seçimleri, çalma biçimleri gibi düzenleme ile ilgili delil olabilecek veriler mevcut olduğu, eser tescilleri ilgili eserlerin bir kısmını kapsamakta ve tarih olarak …’in tescil tarihinden önce olduğu kanaatine varılmıştır.
Dava konusu olan dans koreografisi davalı … düzenlenen kültürel ve sosyal amaçlı festivallerde sergilendiğinden davalıların herhangi bir gelir elde etmediği aynı zamanda davacı tarafından dava dilekçesinde maddi tazminat miktarı gösterilmediği için maddi tazminat talebi de reddedilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerde, davalı … aleyhine açılan davanın reddine, davalılar … ve … aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, dava konusu … yöresine ait … figürleri kullanılarak ortaya çıkarılan koreografik hareketlerin eser olduğuna ve bu eserin sahibinin davacı olduğunun tespitine, esere tecavüzün kaldırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davalı … aleyhine açılan davanın REDDİNE,
2-a)Davalılar … ve … aleyhine açılan davanın KISMEN KABULÜNE,
b)Dava konusu … yöresine ait … figürleri kullanılarak ortaya çıkarılan koreografik hareketlerin eser olduğuna ve bu eserin sahibinin davacı olduğunun tespitine, esere tecavüzün kaldırılmasına,
c)Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın düşümü ile bakiye 120,60 TL karar harcın davalı … ve …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Reddedilen kısım itibariyle davalılar kendilerini vekille temsil ettirdikleri için AAÜT uyarınca davalı … için 15.000,00 TL, … için 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Kabul edilen kısım itibariyle davacı kendisini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarıca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak belirlenmesine, davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 8.042,58 TL yargılama giderinden payına düşen 4.021,29 TL’nin davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine, kalanının davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde … aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine
Dair verilen karar, davacı vekili, davalı … vekili, davalı … vekilinin yüzüne karşı, davalı …’nın yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde …. Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.30/03/2023

Katip …
¸

Hakim ….
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 127,10.-TL
Posta Masrafı 512,98.-TL
Bilirkişi Masrafı 5.500,00.TL
…. sayılı dos.masrafı 1.902,50.-TL
Toplam 8.042,58-TL