Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/310 E. 2022/176 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.

3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/310
KARAR NO : 2022/176

DAVA : FSEK ( FSEK’ten doğan mali ve manevi haklara tecavüz edildiğinin tespiti ve ref’i ve telif tazminatı ve manevi tazminat
DAVA TARİHİ : 26/10/2021
KARAR TARİHİ : 09/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/06/2022
DAVA:
Davacı vekili 26/10/2021 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkilinin 2020 yılı Ağustos ayında davalı şirkete … Dijital A.ş. Şirketi’ne iş başvurusunda bulunduğunu, mülakat esnasında müvekkilinden bir reklam kampanyası hazırlanması istendiğini, çalışmanın detaylarının 24.08.2020 tarihinde üretim müdürünün şirket e-postasından müvekkiline gönderildiğini, müvekkilinin iş akdi kurulmadan önce kendisinden istenen kampanyayı hazırladığını ve “… : …” isimli eseri meydana getirerek 27.08.2020 tarihinde şirket üretim müdürü …’na e-posta ile gönderdiğini kendisinin e-postayı teyit ettiğini müvekkilinin 03.09.2020 tarihinde davalı şirkette çalışmaya başladığının 2 ay sonra ise iş akdinin feshedildiğini, çalıştığı süreçte farklı reklam projelerinde de görev aldığını, iş akdi dahilinde ürettiği bu eserlere dair bir telif iddiası talebinin de olmadığını iş akdinin feshinin ardından 02.11.2020 tarihinde …’na e-posta gönderdiğini “…” kampanyasındaki telif hakkının ne olacağı noktasında bilgi istediğini 14.11.2020 tarihli e-posta cevabında müvekkilin iç yeteneklerinin değerlendirilmesi için hazırlatılan reklam kampanyasından bir telif hakkı bulunmadığını ileri sürdüğünü, müvekkilinin meydana getirdiği reklam kampanyasının “…” ismi ile diğer davalı …’un … Makarnası San.Ve Tic. A.ş ‘nin @… instagram hesabından 12.10.2020 – 28.11.2020 tarihleri arasında … ismiyle aynen kullanıldığını, davalı şirkete maddi ve manevi haklarının ödenmesinin istendiğini ancak cevap verilmediğini davalı kullanımının müvekkilinin reklam kampanyasının sosyal medya uyarlaması olduğunu … reklam kampanyasının ilim ve edebiyat eseri kategorisinde yer aldığını, eser sahibinin müvekkili olduğunu, müvekkilin dava konusu eser üzerindeki mali haklarını davalılara devrettiğine dair yazılı bir sözleşme bulunmadığını, davalı eyleminin müvekkilinin Fsek 14 ve 15.maddedeki hakların ihlalini taşıdığını , yine mali hak niteliğinde bulunduğunu belirterek, müvekkilinin dava konusu eserden kaynaklı mali ve manevi haklarına tecavüz edildiğinin tespiti ile tecavüzün refine Fsek 15 ve 67 gereğince eserin görüşen bir yerine müvekkilin adının silinmeyecek şekilde yazılmasına ve masrafın davalılara ait olmak üzerine , hükmün gazetede ilanına Fsek 68 gereğince 1.000,00 TL telif tazminatı ve FSEK 70 gereğince 20.000,00 TL manevi tazminatın müvekkiline ödenmesine talep ve dava etmiştir karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı …’un … makarnası San.Ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında hukuki ve akdi hiçbir ilişki bulunmadığını, tüm sürecin diğer davalı şirket tarafından yürütüldüğünü müvekkili ile diğer davalı şirket arasında imzalanan 23.04.2019 tarihli sözleşme uyarınca ,müvekkilinin satın aldığı hizmetin ifasından dolayı tüm hukuki mesuliyetin diğer davalı şirkete ait olduğunu davaya konu çalışmanın eser olarak değerlendirmenin mümkün olmadığını, davacıya diğer davalı şirket tarafından bir örnek gönderildiği ve bu örnekten yararlanabileceğinin söylendiği, davacının özellikle yemek influncerı …’ın dahil olduğu bir dijital pazarlama kampanyası olan “30 Güne 30 Menü” kampanyasından yararlanarak bu çalışmayı hazırladığını, davacının yeni ve özgün bir fikir sunarak bir fikir çıkarmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Davalı …Dijital Prodüksiyon Teknolojileri A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının müvekkiline içerik geliştirici personel sıfatıyla iş başvurusunda bulunduğunu davacının işe alınmak için bir ön çalışma yapmasının istenildiğini , müvekkilinin …’un … Makarnası adına reklam kampanyaları hazırladığı için davacıdan da bu marka için bir reklam kampanyası hazırlanması istendiğini davacıya nasıl kampanya yapılacağına ilişkin yol gösterici detaylı bir açıklama yapıldığını ve örnek teşkil edecek 30 Güne 30 Menü kampanya çalışmasının içeriğine ilişkin detaylar verdiğini, davacının kendisine verilen bu örnek ve yönlendirmeler doğrultusunda reklam kampanyasına ilişkin bir taslak metin hazırladığını ve e-posta ile müvekkiline gönderdiğini davacının yapmış olduğu çalışmada bir yarışma programı konseptinden esinlendiğini , bu yarışma programının hem Türkiye hem Fransa’da yapılmış olduğunu , türk versiyonunda “7 de 7” isminin kullanıldığını , davacının 03.09.2020 tarihinde işe alındığını 22.10.2020 itibari ile kendi isteği ile işten ayrıldığını , istifa mektubunda işverenden bir hak ve talebinin bulunmadığını belirttiğini, müvekkili tarafından davacının işe giriş öncesi yaptığı çalışmanın uygulanabilirliğinin markanın dijital pazarlama kampanyasına uygun olmadığı düşünülerek makul ve uygulanabilir bir kampanya geliştirebilmek amacıyla ekipteki diğer çalışanlar tarafından tekrar bir çalışma yapıldığını baştan sona kampanya içeriğinin değiştirildiğini davacıdan istenilen çalışmanın içerisinin influencer marketing kapsamında yer almakta iken hazırladığı çalışmanın instagramdaki influencer/fenomenleri kullanarak yedi farklı yöresel tarif ile yemek yapmalarını sonrasında takipçilerinin de aynı tarifler üzerinde yemek yaparak paylaşım yapmalarını içerdiğini ancak müvekkili şirket çalışanlarınca yapılan geliştirilen ve yayınlanan kampanya kapsamının farklı olduğunu influencerların kullanılmadığını ayrıca bir konsept geliştirerek tarif programı yaratıldığını yani davacının çalışmasında kullandığı kapmayan ismi haricinde kampanya içeriğinde yaratılan konseptin tamamen farklı işlendiğini içeriğinin tamamen farklı olduğunu reklamda sadece başlığın kullanıldığını “…” ibaresinin ise özgün olmayıp daha önceden yayınlanan bir yarışma programından alıntılandığını bu başlığın eser niteliğinde sayılmasının mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER:
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, delilleri toplanmış; konunun teknik yönlerine ilişkin bilirkişi raporu alınmış; rapor dosya kapsamındaki delillerle tutarlı denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiş, Mahkememizce de benimsenmiştir.
GEREKÇE:
Dava, FSEK uyarınca eser sahibinin davacı olduğunun tespiti, FSEK’ten doğan mali ve manevi haklara tecavüz edildiğinin tespiti ve ref’i ve telif tazminatı ve manevi tazminat istemlerinden ibarettir.
Dava konusu istem 5846 sayılı Yasa’ya dayanmaktadır. Bu bağlamda bu hususun dikkate alınabilmesi için öncelikle davacının hak iddiasında bulunduğu sınavların eser vasfı, hak sahipliği vb. durumların değerlendirilmesi gerekmektedir. Fikir ve sanat eserleri hukukunun üzerine inşa edildiği temel kavram eser kavramıdır. Bir fikir ürünün 5846 sayılı yasa kapsamında değerlendirilebilmesi için öncelikle teknik anlamda ‘’eser’’ niteliğinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim kanun koyucu da Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun birinci maddesinde eserin ne olduğunu tanımlamıştır. Bu maddeye göre ‘’Eser, sahibinin hususiyetini taşıyan, ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulüdür’’( FSEK md.1/B/a) FSEK’in ilk maddesinde yapılmış olan yukarıdaki tanımlamadan hareketle, bir fikri ürüne eser vasfının addedilebilmesi için bazı şartları haiz olması gerekmektedir. Gerçekten maddenin incelenmesi sonucunda eser vasfının tespiti açısından şu şartların bulunması gerektiği anlaşılmaktadır: 1- Bir insan tarafından yapılmış olmak, 2- Fikri veya estetik bir muhtevaya sahip olmak, 3- Sahibinin hususiyetini taşımak, 4-Üçüncü kişilerce algılanabilecek nitelikte olmak, 5- Belirli bir yaratma derecesini aşmak, 6-Kanunda sayılan eser türlerinden birine dahil olmak.
FSEK’ te yapılan tanıma uygun bir eserden söz edilebilmesi için vazgeçilmez iki unsur bulunmaktadır. Bu unsurlar “sahibinin hususiyetini taşıması” ve “FSEK’ te sayılan eser türlerinden birine dahil olması’’ dır. Bu şartlardan ilkine sübjektif unsur ikincisine ise objektif unsur denilmektedir. Subjektif unsur; bir fikri ürünün eser olarak nitelendirilebilmesi için bu ürünün yaratıcısının hususiyetini taşıması gerektiğidir. Bu unsurun varlığının tespiti şu şekilde yapılmaktadır. Eser herkes tarafından meydana getirilebiliyorsa sahibinin hususiyetini taşıdığından söz edilemez. Eser ancak bir fikri çalışmanın ürünü olabilir yani yaratıcı vasfın bulunması gerekmektedir. Objektif unsurdan kastedilen ise; bu hususiyet taşıyan fikri ürünün başkaları tarafından algılanabilir bir düzeye erişmiş olması gerektiğidir. Buna ek olarak ortaya çıkan bu somut neticenin belirli bir yapılanma şekline girmesi de gerekmektedir. Yani ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema alanlarından birine dâhil olması gerekmektedir. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 2, 3, 4 ve 5’inci maddelerinde fikir ve sanat eserlerinin çeşitleri sayılmıştır. Bu bağlamda hukuki korumaya tabi olan eser türleri ‘’ilim ve edebiyat eserleri’’, ‘’musiki eserleri’’, ‘’güzel sanat eserleri’’ ve ‘’sinema eserleri’’ dir. 6. Madde de bu türlere ek olarak işleme ve derlemeler düzenlenmiştir. Bu türler tahdidi olarak belirlenmiştir. Bu kategoriden herhangi birisine girmeyen bir fikri ürün hususiyet taşısa dahi 5846 sayılı yasa kapsamında eser olarak kabul edilmeyecektir.
Bu açıklamalardan sonra somut olay ve dava konusu ürün üzerinde değerlendirme yapıldığında, davacı tarafça dava dilekçesi ekinde “…: …” başlığıyla bir metin sunulduğu, bu metinde kampanya içeriği ile kampanyasının dayandırıldığı temel fikrin konsept şeklinde açıklandığı görülmüştür. Bunun dışında davacı tarafça fikrin olgunlaşıp gerçekleştirildiği bir ürün sunmadığı görülmüştür. Soyut fikrin, fikir ve sanat eserleri korumasından faydalanamayacağı açıktır, zira henüz ortada sahibinin hususiyetini taşıyan şekillenmiş bir eserden bahsetmek mümkün değildir. Fikir ve sanat eserleri hukukunda salt düşünce eser olarak korunmamaktadır. Yaratıcı fikir, ilham ve tasavvurlar himayeye layık görülmemiştir. Fikri ürün, eser sahibinin hususiyetini taşıyacak derecede şekillenmiş olmalıdır. Söz yahut yazı ile şekillenmemiş ya da eşya üzerinde belirip henüz somutlaşmamış sadece düşünce aşamasında kalan çalışmalar korunmadığı gibi meydana getirilmiş yani objektif unsura sahip bir eserin temelindeki fikirler de korunmaz.
Bunun dışında taslaklar ise mevzuatta öngörülen şartlar dahilinde eser içeriğinin iç biçiminin oluşturması şartıyla soyut fikirden öteye somutlaştığı kabul edilir. Zira bir ürünün korunması için tamamlanmış olmasına gerek de yoktur. Bu kapsamda davacı tarafçadavalıya gönderilen metnin ayrıntılarla zenginleştirilmesi ile soyut fikirden öteye geçerek taslak/format niteliğine geldiği görülmüştür. Bu ayrım her zaman kolay değildir, ancak metnin okunmasıyla örneklemelere de yer verilmekle insanların zihninde kampanya ile ilgili somut birtakım durumlar canlanması bir sınır olarak kabul edilebilecektir. Davacının metninin hususiyet değerlendirmesine geçildiğinde, kampanya yön bilgisinin şu şekilde belirtildiği görülmüştür. “… Kampanyasında”, önceden belirlenen bir influencer’ın/fenomenin markanın yedi farklı ürünü ile ülkemizin yedi farklı bölgesine özgü hazırlayacağı yedi yörsel yemek tarifi, kampanya süresince haftanın her günü saat 15:00’da hem markanın kendi instagram ve facebook sayfalarında,hem de markanın etiketi ile influencer’ın/fenomenin kendi kişisel hesabında paylaşılacaktır. Örneğin, pazartesi günü sosyl medya hesaplarında yapılacak olan ilk paylaşımında Şef …, Marmara Bölgesinde en çok tercih edilen klasik burgu makarna çeşidi ile bölgeye özgü tatların yer aldığı bir tarif paylaşacak. Ardından bu paylaşımlar ile takipçilerden, belirlenmiş bir süreye kadar, verilen tarifleri kendi evlerinde hazırlamaları, yemeklerin bitmiş hallerinin fotoğraflarını çekmeleri ve kişisel sosyal medya hesaplarında (facebook veya instagram) #yedideyedi hashtag’i ile paylaşmaları istenecektir. En çok beğeni alan gönderiye …’un … Makarnası tarafından ödül verilecektir.” Davalı … Dijital A.Ş. tarafından davacıya haftalık veya aylık bir döngüde yemek tarifi temelli, influencer/fenomen ile çalışma ön bilgilerinin verildiği, yine her güne farklı bir menü kampanyası yapan bir firma örneklemesinin verildiği görülmekle gelinen noktada davacının sürece katkısının hususiyetinin belirli olması, az çok bağımsız bir fikri emeğin varlığının sınırına yaklaşmadığı, sıradan olmayan bir hal almadığı, fikrinin, bir anda herkesin aklına gelmeyecek şekilde formüle edilmiş ve bir fikri çabanın ürünü olmadığı ve sahibinin yaratıcılığını gösteren anlatıma sahiplik sınırına gelmediği değerlendirilmekle eser vasfına sahip olmadığı sonucuna varılmıştır. Esere bağlı olarak talep edilen telif ve manevi tazminat talepleri de kabul edilmemiştir.
Taraflarca da kabul edildiği üzere söz konusu ürünün davacının davalı … Dijiital A.Ş. isimli firmada çalışmaya başlamadan önce hazırlandığı sabittir. Dolayısıyla söz konusu ürünün hak sahibinin davacı olduğu sonucuna varılmış ise de bu ürün eser olarak kabul edilmediğinden eser sahibinin davacı olduğunun tespiti talebi de kabul edilmemiştir.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş, itibariyle her ne kadar davacının haklarının ihlal edildiği sonucuna varılmış ve davacının talep edebileceği tazminat miktarı hesaplanmış ise de davacı tarafından davalıya gönderilen …’un … Makarnası Kampanyası: … isimli ürünün 5846 sayılı yasa kapsamında eser niteliği bulunmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 20,40 TL bakiye harcının davacıdan alınarak, hazineye gelir kaydına,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-Davalılar için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarıca reddedilen FSEK’ten doğan mali ve manevi haklara tecavüz iddiasının reddi yönünden 7.375,00 TL, telif tazminatının reddi yönünden 1.000,00 TL, manevi tazminatın reddi yönünden 7.375,00 TL olmak üzere toplam 15.750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A-13 ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi m.7/3 hükmü uyarınca 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/06/2022
Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.