Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/303 E. 2023/61 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/303 Esas – 2023/61
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/303
KARAR NO : 2023/61

DAVA : FSEK’e Dayalı Hak İhlalinin ve Tecavüzün Tespiti, Men’i, Ref’i ile Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/09/2018
KARAR TARİHİ : 12/10/2018
DAVA TARİHİ : 06/11/2017
KARAR TARİHİ : 16/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/02/2023
ASIL DAVA:
Davacı vekili 06/11/2017 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkilinin …’nde yardımcı doçent kadrosuyla çalıştığını, 2003 yılında başladığı … programını “Kendi Belgeleri Işığında…’ın …” başlıklı yüksek lisans teziyle … döneminde tamamladığını, müvekkilinin tez danışmanının davalı olduğunu, müvekkilinin tezini hiç kimseden yardım almaksızın, telifi tamamen kendisine ait olmak üzere hazırladığını, 2005 yılında gerçekleşen savunma sınavı sonrasında jüri tarafından başarılı bulunduğunu, tezin … …’ne elektronik ortamda yüklenerek erişime açıldığını, böylece tezin telif haklarının bütünüyle müvekkiline ait olduğunun, tezde intihal yapılmadığının ve tezin özgün bir çalışma olduğunun sabit hale geldiğini, müvekkilinin 2017 yılının temmuz ayında …’nun kitap satış ofisinde, davalının yazmış olduğu ve …tarafından basılan “…” başlıklı kitabı gördüğünü, eserin içindekiler bölümünün, kendi yüksek lisans teziyle bilimsel atıf sınırlarını aşan bir ölçüde birebir örtüştüğünü, ayrıca eser içerisindeki bazı sayfaların ve cümlelerin yine tezindeki ifadelerle son derece benzer olduğunu, pek çok kısmın bilimsel metotlara aykırı surette kopyalama-yapıştırma yapmak (intihal) suretiyle davalı tarafından alındığını, paragraf paragraf, kalıp kalıp, sayfa sayfa ağır derecede intihal içerdiğini, müvekkilinin yüksek lisans tezindeki bazı paragrafların yerlerinin değiştirildiğini, paragrafların yeni kelimeler eklenmek suretiyle yeniden düzenlendiğini, kitapta yer alan cümlelerin, paragrafların, tabloların yer yer aynen, yer yer ise değiştirilerek alındığını, örnek vermek gerekirse; davalının kitabının 118. sayfasında yer alan ‘‘Yeni teşkilatlanma çerçevesinde; …’dan …’e doğru çekilecek bir hattın batısında kalan bölge … olarak adlandırılmıştır. …’na ait istasyonlar …, …, …, …, …, …, … ve 1885 yılından sonra … olarak belirlenmiştir. …’ın güneyinden … ve …’e çekilen doğrular içerisinde kalan bölge ise … şeklinde teşkilatlandırılmış ve buraya ait istasyonlar ise … olarak belirlenmiştir. Bahsi geçen iki bölgenin doğusunda kalan ve …. istasyonlarını kapsan bölge ise … Misyonu olarak isimlendirilmiştir.” kısmının, müvekkilinin tezinin 57. sayfasında yer alan kısımla normal alıntı sınırının üzerinde bir benzerlik taşıdığını ve müvekkilinin tezine bilimsel metotlara uygun bir atfın da yer almadığını, yine davalının kitabının 122. sayfasındaki “… ’in 1831 yılında …’a gelişinden önce yine … misyonerlerinden … 1826’da, … ise 1827’de şehre gelmişlerdir. Fakat iki misyoner … dolayısıyla şehirden ayrılmak zorunda kalmışlardır. 1830 yılında …. gezileri esnasında kısa süreliğine de olsa şehri ziyaret etmişlerdir.” paragrafının, müvekkilinin tezinin 82. sayfasında yer alan paragrafın birebir aynısı olduğunu ve yine atıf yapılmadığını, müvekkilinin davalıyla iletişime geçmesi üzerine davalının, dava konusu tezin bir proje kapsamında yazıldığını, tezin yazılmasında kullanılan bazı belgelerin masrafının kendisi tarafından ödendiğini, araştırmada kullanılan belge tarayıcısının kendisi tarafından satın alındığını iddia ettiğini, ancak bu iddiaların davalının intihal yaptığı gerçeğini ortadan kaldırmadığını, davalının kitabının 43. sayfasında 19 numaralı atıfta “… Board örgütünün … hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için bkz. …, Kendi Belgeleri Işığında…’un …, … Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, … 2005.” şeklinde belirtilen atfın dışında müvekkiline başka bir atıf yapılmadığını, davalı …’nun da diğer davalının, müvekkilinin yüksek lisans tezinden bilimsel atıf kurallarına uymadan ve atıf sınırlarını aşarak aldığı cümleler, paragraflar, bölümlerle oluşturduğu kitabını yayına hazırlayıp basımını yaparak satışa sunduğunu, oysa … ile Bağlı Kuruluşları Telif Hakkı, Yayın ve Satış Yönetmeliği’nin 6/a-3. maddesinde yayın komisyonlarının incelemelerini yaparken ‘‘Bilimsel yöntemlere veya bir sanatın özelliklerine göre hazırlanıp hazırlanmadığı’’ hususuna da dikkat edeceklerinin belirtildiğini, buna rağmen, davalının intihal yaparak oluşturduğu kolayca anlaşılabilecek eserinin, yayın komisyonu tarafından uygun bulunarak yayına hazırlandığını, davalının kitabının satış fiyatının 26 TL ile 40 TL arasında değiştiğini, 1500 adet basıldığının iç kapak yazısından görüldüğünü, telif oranının %10 ile %25 arasındaki bir oran olarak kararlaştırılabileceğini belirterek HMK madde 107’nin sağladığı olanak çerçevesinde davalıların tecavüzlerinin refi ve önlenerek, dava konusu kitapların satışlarının ve veni baskılarının önlenmesi suretiyle, satışa arz edildikleri yerden toplatılarak imha edilmesi, hüküm özetinin masrafının davalılardan alınarak … genelinde yayınlanan bir gazetede ilanı, FSEK m.68 uyarınca eserin basım tarihi olan 2015 yılından itibaren değişir oranlarda ticari (avans faiziyle birlikte şimdilik 1.000,00 TL) maddi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesi, FSEK m 70/1 uyarınca ihlal edilen manevi haklar karşılığında 20.000.00 TL’nin eserin basım tarihi olan 2015 yılından itibaren değişir oranlarda ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu eserin bilimsel bir eser niteliğinde olduğunu, diğer davalının tarih profesörü olduğunu, bu kitabın içeriğindeki konularla ilgili olarak bilimsel araştırmalar yaptığını ve bu araştırmalarını da değişik dönemlerde yayınladığını, dava konusu kitap içeriğindeki tarihi ve resmi bilgilerin kimsenin tekelinde olmayıp bu bilgilerin kullanılmasının FSEK ihlali oluşturmayacağını, kitapta yapılan tüm alıntıların FSEK 35. son maddesine uygun kaynaklarda gösterildiğini, kurumlarının dava konusu eseri … ile Bağlı Kuruluşları Telif Hakkı Yayın ve Satış Yönetmeliğinin 6. maddesi hükmüne uygun olarak, Yayın Komisyonunca bu maddede belirtilen ilkelere göre hazırlanıp hazırlanmadığı hususunda inceme yapılarak ve alanında uzman kişilerden de olumlu görüş alınarak basımına karar verdiğini, yazarla sözleşme yaparak yayınladığını, yasa ve yönetmelik hükümlerine herhangi bir aykırılık bulunmadığını, kurumun FSEK hükümlerine dayalı bir sorumluluğunun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte toplatma ve imha talebinde bulunulması mümkün olmadığını, zira mahkeme hükmüyle birlikte ortak kitabın çoğaltılması ve yayılması hususunda usulüne uygun sözleşme sonuçları doğuracak nitelikte farazi sözleşme ilişkisi oluşacağını, ilan talebini de kabul etmediklerini ifade ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı- Karşı davacı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … uluslararası ilişkiler bölümünde lisans eğitimini tamamladığını, akabinde … …’nda yüksek lisans ve doktorasını yakın çağ tarihi alanında tamamladığını, halen profesör olarak akademik hayatına devam ettiğini, müvekkilinin tez aşamasından bu yana tüm akademik çalışmalarının…’un …’daki Teşkilatlanması üzerine olduğunu, bu alanda yayınlanmış çok fazla kitap, makale ve sempozyum bildirilerinde çalışmaları bulunduğunu, müvekkilinin 2003-2005 yılları arasında davacının tez danışmanı olduğunu, bu dönemde müvekkilinin “Osmanlı Toplum Yapısında … Müesseselerinin Etkisi 1820-1821” isimli projenin taslağını hazırladığını, davacının da bu proje kapsamında tez çalışmasını yaptığını, proje ve tez konusunun çok kapsamlı kaynaklar gerektirmesi nedeniyle incelenmesi için bir grup çalışması yapıldığını, doküman maliyetlerinin üniversite ve müvekkili tarafından karşılandığını, davacının da tezini bu dokümanlardan faydalanarak hazırladığını, dolayısıyla davacının tezinde kullandığı verilerin tabloların tamamının aynı konuda müvekkiline ait tez, makale, bildiri diğer akademik çalışmalarındaki bilgi, belge, tablo ve verilerden oluştuğunu, davacının …’nde intihal programına tabi tutulmadığını, o dönemde üniversitede böyle bir programın olmadığını, zaten bir intihal programında incelenmiş olsaydı müvekkilinin daha önce aynı Enstitüden geçen doktora tezi, makaleleri ve bildirileri yönünden intihallerinin tespit edileceğini, müvekkilinin çalışmalarına davacının tezinde atıfta bulunmamasına rağmen müvekkilinin kendi danışmanlığını yaptığı öğrenci olması nedeniyle tamamen iyiniyetli olarak bu konuda her hangi bir itirazı kayıt ileri sürmediğini, müvekkiline ait “Osmanlı İmparatorluğunda … Protestan Okulları isimli kitabın 118 . sayfasında ve davacıya ait tezin 57. sayfasındaki metinde bahsi geçen hususların tarihi bilgilere ait somut verilere dayandığından tarafların akademik çalışmalarının aynı konuya ilişkin olması hasebiyle aynı veri ve bilgilerin kullanılmasının intihal oluşturmadığını, ayrıca bu kısmın müvekkilinin 2002 yılında… …’nde tamamlamış olduğu “…” başlıklı doktora çalışmasının 34-35. sayfaları arasında yer alan ifadelerin hemen hemen aynısı olduğunu, ifadenin müvekkilinin tezinde “… arasında çekilen çizgisinin batısında kalan bölge, … olarak teşkilatlandırılmıştır. Gerek kapsadığı alan gerekse çalışan sayısı yönünden Osmanlı ülkesindeki en büyük misyon bölgesi olma özelliğine sahiptir. 1831’de …, 1834’de …, 1835’de …, 1848’de …, 1852’de …, 1852’de … ve 1854’de… istasyonları kurulmuş ve bu misyon bölgesinin sınırları içine dahil edilmişlerdir. Bu sınırlardaki teşkilatlanma ….” şeklinde geçtiğini, bu tezin davacının tezinden önce ve tezinde kaynakça olarak kullandığı müvekkiline ait bir eser olduğunu, benzer ifadelerin yine müvekkili tarafından kaleme alınan ve 10-11 Nisan 2003 tarihinde IV. … ve Yöresi Tarih Sempozyumu’nda sunulan, ardından aynı yıl basılan bildiri kitabının 42. sayfasında, ayrıca müvekkilinin 2008 yılında basılan … isimli kitabının 137.sayfasında da kullanıldığını, davacının tezinin 82. sayfasıyla müvekkiline ait kitabın 122. sayfasında geçen ve aynı olduğu ifade edilen kısmın müvekkili tarafından kaleme alınan ve … Dergisi 10. Sayısının 183-204. Sayfalan arasında 2001’de yayınlanan “…” isimli çalışmanın 186. sayfasında geçen ifadelerin bir özeti niteliğinde olduğunu, bu çalışmanın da davacının tezinden önce müvekkilince hazırlandığını ve yayınlandığını, davacının tezini hazırlarken faydalandığı kaynaklardan biri olduğunu, davacının tezinde yer alana ve müvekkilinin kitabında kullandığı tablo ve şemaların da 1 Nisan 2003 tarihinde düzenlenen IV. … ve Yöresi Tarih Sempozyumu’nda müvekkil tarafından sunulan, ardından aynı yıl basılan bildiri kitabının 41-58. sayfaları arasında yer alan “…” başlıklı müvekkile ait yayında kullanıldığını, davacının kullanmış olduğu tabloların tamamen müvekkilinin bu çalışmasından kopyalanarak oluşturulduğunu, tabloda yer alan başlıkların bile bire bir aynı olduğunu, müvekkilinin doktora tezinin 40.sayfasında yer alan tablonun şablon olarak, davacının tez çalışmasında her bir misyon bölgesinde görev yapan çalışanları verdiği tablolar için kullanıldığını, davacının çalışmasında kullandığı her bir misyon bölgesinin istasyonlarına bağlı dış istasyonların belirtildiği kısmın da yine müvekkilinin doktora çalışmasının 36.sayfasındaki şablonla aynı olduğunu, davacının tezinin Giriş kısmının metodik olarak içeriğinin müvekkili tarafından hazırlanan doktora çalışması çerçevesinde oluşturulduğunu, bazı bilgilerin doğrudan müvekkilinin tezinin bu kısmının ya aynısı gibi kopyalandığını ya da ufak tefek değişikliklerle verildiğini, ancak müvekkilin çalışmasının dipnotta belirtilmediğini, yine bu kısımda konu başlığı altında yer alan ifadelerin, müvekkilinin doktora çalışmasının 33-34. sayfalarında verilen bilgilerle aynı olduğunu ancak yine müvekkiline atıf yapılmadığını, tezin Yöntem kısmında verilen tanımların müvekkilinin doktora tezinde verilen tanımlamaların aynısı ve özetlenmiş veya kısaltılmış hali olduğunu, davacının tezinin “3.2.4. … İstasyonu” başlığı altındaki tüm konu ve anlatımların müvekkilinin…’un …’daki Teşkilatlanması Çerçevesinde… İstasyonu ve Uçİstasyonlarının Kuruluşu ve Gelişimi başlıklı yayınlanmış bildirinin sanki bir kopyası olmasına rağmen, sadece üç yerde sanki müvekkile atıf yapılmış gibi gösterildiğini, bu doğrultuda davacının iddia ettiği şekilde müvekkilinin davacıya ait tezi kitabında kullanmasının söz konusu olmayıp, aksine davacının tezinin çoğunluğunun müvekkiline ait eserlerden normal alıntı sınırı aşılarak hazırlandığını, davacının çoğu yerde müvekkile atıf yapmadığını, müvekkilinin davacıya ait tezden faydalandığı bölümlerde bilimsel metotlara uygun olarak atıf yaptığını, kaynakçada da açıkça belirttiğini, davacı tarafından talep edilen maddi ve manevi tazminat miktarının haksız ve yersiz olduğunu, müvekkiline ödenen telif bedelinin sembolik bir bedel olduğunu ifade ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA:
Davalı – karşı davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Uluslararası İlişkiler Bölümünde lisans eğitimini, daha sonra da … …, tarih alanında yüksek lisans ve yakınçağ tarihi alanında doktora çalışmasını tamamladığını, 2015 yılından bu yana profesör olarak … …. akademik çalışmalarına devam ettiğini, müvekkilinin yüksek lisans ve doktora çalışmaları dâhil olmak üzere, akademik makale ve çalışmalarının temelini, … Board’ın Osmanlı döneminden itibaren ülkemizde teşkilatlanması, misyonerlik ve eğitim çalışmaları ile bu faaliyetlerin etkileri konularının oluşturduğunu, davalının “Kendi Belgeleri Işığında…’ın …” adını taşıyan yüksek lisans tezinin, müvekkilinin tez danışmanlığı kapsamında, … Rektörlüğü, Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü bünyesinde 01.01.2002-01.01.2006 yılları arasında gerçekleştirilen, 02-052-11 sayılı ve “Osmanlı Toplum Yapısında … Müesseselerinin Etkisi (1820-1921)” isimli araştırma projesi kapsamında hazırlandığını, 2005 yılında tamamlanarak kabul edildiğini, müvekkilinin araştırma projesinde araştırmacı statüsünde yer aldığını, ancak projenin fiili yürütücüsünün müvekkili olduğunu, arşiv belgelerine ait mikrofilmlerin temininden, tüm metinlerin ve sonuç raporunun yazılmasına kadar müvekkilinin bizzat yaptığı çalışma sayesinde yürütülüp tamamlanabildiğini, projesinin bir amacının da proje kapsamında yapılan çalışmaların, sonuç raporu, makale, kitap şeklinde topluma sunulması olduğunu ve davalı tezinin de esasen bu kapsamda gerçekleştirildiğini ve müvekkili tarafından desteklendiğini, müvekkilin de yine aynı şekilde, projedeki araştırma ve verilerden, bizzat kaleme aldığı sonuç raporundan ve kendisine ait aynı yüksek lisans (1997), doktora tezi (2002) ve makalelerinden (1999-2002) de istifade ederek, 2008 yılında “…” adlı eserini Meydan Yayıncılıktan yayınladığını, daha sonra sadece adını değiştirerek ve bir kısım düzeltmeler de yaparak, 2015 yılında, “…” adıyla … yayınları arasında yayınladığını, davalıya ait tezin önemli bir kısmının müvekkilinin önceki tarihlerde yayımlanan toplam 6 adet çalışmasından FSEK m. 35 hükmünde yazılı, iktibas serbestisinin şekle ve esasa ilişkin koşullarının ihlali (intihal) suretiyle oluşturulduğunu, davalı yüksek lisans tezinde intihal edilen müvekkile ait eserlerin “…’ndeki… Misyoner Okullarının Ermenilere Bakışı (1820-1914)” adlı yüksek lisans tezi, “… ve … Misyoner Faaliyetleri” adlı makale (1999), “… (… )” adlı makale (2001), “…” adlı makale (2001), “…” adlı doktora tezi (2002), “…” adlı makale (2003), “Osmanlı Toplum Yapısında … Müesseselerinin Etkisi (1820-1921)” isimli araştırma projesi ve sonuç raporu (2002-2006), müvekkiline ait söz konusu eserlerin tamamının davalı yüksek lisans tezinden önceki tarihli olduğunu, eser sahibinin müvekkilin olduğunu, bu nedenle davalı yüksek lisans tezinin özgün, sahibinin hususiyetini taşıyan müstakil bir eser niteliğini haiz olmadığının, müvekkilinin eserleri üzerindeki, FSEK m. 14-16 ve 21-25 hükümlerinde tanınan mali ve manevi haklarına tecavüz oluşturduğunu, ifade ederek davalı tezinin müvekkilinin eserlerinden intihal suretiyle oluşturulduğunun ve müvekkilinin eserleri üzerindeki mali / manevi haklarına tecavüz oluşturduğunun tespitine, belirlenecek ihlalin men ve ref’ine, 20.000.- TL manevi tazminatın davalıdan yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davacı- karşı davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin akademik kariyeri boyunca intihal yapmadığını, yüksek lisans ve doktora çalışmalarını … misyonerlik faaliyetleri üzerine gerçekleştirdiğini, … bursunu kazanarak … çalıştığını, … doktora ve post doktora bursları kazanarak … ‘te misyonerlik faaliyetleri üzerine çalıştığını, bugüne kadar d hiçbir çalışması aleyhine intihal iddiasında bulunulmadığını, dava konusu yüksek lisans tezinin 2004-2005 yılları arasında davacı danışmanlığıyla yazıldığını, davacının müvekkilinin yüksek lisans tezini başarılı bularak herhangi bir düzeltme dahi yapmadığını, bu davanın, asıl davada intihal yaptığının bilirkişi raporunda tespiti üzerine 13 yıldan sonra kötü niyetle açıldığını, müvekkilinin yüksek lisans tezinin giriş bölümünde konu, amaç, kapsam gibi misyonerliğe dair temel, genel geçer terminolojinin izah edildiği cümlelerin kendi doktora tezinin giriş kısmından usulsüz alıntılandığı iddia etmişse giriş bölümünün bizzat davacı tarafından onaylandığını, davacı tarafından ileri sürülen “…” başlıklı makalesinin 185. sayfasında usulsüz alıntı yapıldığı iddiasının hukuki geçerliliği olmadığını, müvekkilinin bu cümleyi, … Board misyonerlik örgütü ile ilgili en kapsamlı ve temel çalışmalardan birinin yazarı olan …a ait çalışmaya atıf vererek kendisinin oluşturduğunu, davacıya ait “… ” adlı tebliğinden intihal yapıldığı iddia edilmişse de müvekkilinin yüksek lisans tezinin 34, 105 ve 106. sayfalarında anılan çalışmaya toplamda 6 kez atıfta bulunduğunu, yer isimlerinin geçtiği listenin ise… arşivinde yer alan “… kodlu belgelerden alındığını, davacının “…’ndeki… Misyoner Okullarının Ermenilere Bakışı” isimli yüksek lisans rezinden usulsüz alıntı yapıldığı iddiasının da asılsız olduğunu, hem asıl davada hem birleşen davada müvekkilinin yüksek lisans tezinin bir proje kapsamında oluşturulduğunu iddiasının … rektörlüğünün yazısıyla da doğrulanmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
…. DAİRESİ BAŞKANLIĞI KARARI:
Mahkememizin 13/06/2019 tarih ve …. sayılı asıl davanın reddine, davalı … aleyhine açılan asıl davanın kısmen kabulüne, dair verilen kararı, … sayılı ilamıyla ve özetle
“…Asıl ve birleşen davalar, FSEK’na dayalı tecavüzün ref’i, önlenmesi ve maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6100 sayılı HMK.’nın 137. maddesi uyarınca, “(1) Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir. (2) Ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez ve tahkikat için duruşma günü verilemez.”
Mahkemece ön inceleme aşamasından sonra, başkaca bir tahkikat yapılmasına gerek olmadığı görülürse, yani mevcut dosya içeriği ile usul ya da esas bakımından bir karar vermek mümkünse, nihai bir kararla davayı sona erdirebilir. (HMK. 138, 142. maddeler). Esasen ön inceleme aşamasında karar verilebilen usulü sorunların tahkikata bırakılmaması ve ön inceleme aşamasında karara bağlanması gerekir. Ayrıca maddi hukuka ilişkin olmakla birlikte süreler bakımından da karar verilebilen durumlarda, kural olarak kararın tahkikata başlanmadan verilmesi gerekir. Yine taraflar ön inceleme aşamasında sulh ya da arabuluculuk yoluyla anlaşmışlarsa da yine tahkikat yapılamayacaktır. Ancak her halükarda mahkemece ön inceleme aşaması tamamlanmalı, uyuşmazlık noktaları tespit edilmeli, taraflar sulh olmuyorsa hakim işin esasına girip karar vermelidir. Ön inceleme duruşması yapılmadan bir dava yürütülemez, ancak ihtiyaç yoksa tahkikat yapılmayabilir. Tek dikkat edilmesi gereken, bu kesitler aynı duruşmada yapılırsa mutlaka her birinin gereklerinin yerine getirilmesidir (….).
Somut uyuşmazlıkta ise mahkemece birleşen davada ön inceleme duruşması yapılmadan, 12.10.2018 tarihinde birleştirme kararı verilmiştir. Dolayısıyla mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar gözden kaçırılarak, ön inceleme duruşması yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca 06.11.2017 tarihinde asıl dava açıldıktan sonra 18.09.2018 tarihinde asıl davada davalı … tarafından, asıl davada davacı … aleyhine birleşen dava açılmış, mahkemece birleşen dava dilekçesi ile birleştirme kararı, birleşen davada davalı asıl yerine, vekili sıfatıyla Av. …’a tebliğ edilmiştir. Oysa anılan avukat, asıl davada davacı vekili Av. … tarafından, tarihsiz yetki belgesi ile yetkilendirilen bir vekil olup, birleşen davada davalı tarafça dosyaya herhangi bir vekaletname sunulmamıştır. Bu durum karşısında dosyada bir vekaletnamesi bulunmadığı halde, mahkemece birleşen davada davalı asıl yerine, vekili sıfatıyla Av. …’a tebligat yapılması dahi usule aykırı olmuş, davacı birleşen davada davalı ile davalı birleşen davada davacı vekillerinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine, kararın niteliğine göre, davacı birleşen davada davalı ile davalı birleşen davada davacı vekillerinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir…”gerekçesi ile kaldırılmış; usul ve yasaya uygun görülen özetlenen kaldırma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur
GEREKÇE:
Dava konusu “Kendi Belgeleri Işığında…’ın …” isimli yüksek lisans tezi üzerinde Davacı …’in, yine dava konusu “…” isimli kitap üzerinde Birleşen-karşı davacı …’ın eser sahibi olarak manevi ve mali haklarının bulunduğu kanaati oluşmuştur.
Asıl Dava Yönünden Yapılan Değerlendirme
Asıl dava davanın davacıya ait “kendi belgeleri ışığında … boardın …” başlıklı yüksek lisans tezine davalıların haksız kullanımından kaynaklanan 5846 sayılı yasadan doğan haklara tecavüzün ref’i men’i, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı …’in “Kendi Belgeleri Işığında…’ın …” isimli …’nde o tarihte Yard. Doç. Dr. unvanına sahip olan … Yönetiminde (Danışmanlığında) yapılmış 2005 tarihli … Tez Merkezinde …Numara ile kayıtlı bulunan 228 sayfalık, davacı tarafından yapılan fiziki ortamda yayımlanmamış olmakla birlikte … … altyapısından internet ortamında erişim imkanı bulunan ve elektronik yayın olarak değerlendirilebilecek, …’nce kabul edilmiş yüksek lisan tezi bulunmaktadır.
Davacı tarafından hazırlanan yüksek lisans tezinin, …’nde bir kopyası bulunduğu anlaşılan …. arşiv belgelerinin okunması ve yorumlanması ile oluştuğu, tezin hazırlanmasında bu alanda yazılmış önceki kitap, makale ve yapılmış tezlerden büyük ölçüde yararlanıldığı anlaşılmıştır. Bu durumu, hem tezde ve hem de kitapta aynı kaynaklara yapılan atıflardan tespit etmek mümkündür. Bu atıflar arasında …. adlı yayınlar öne çıkmaktadır. Ayrıca Davacı …’in “Kendi Belgeleri Işığında…’ın …” isimli yüksek lisans tezinde, Davalı …’ın …’in yüksek lisans tezinin kabulünden önce yayımladığı … Tez Merkezinde … numara ile kayıtlı 1997 tarihli “…’ndeki … ” isimli yüksek lisans tezinden, 1999 tarihli “… ve … Misyoner Faaliyetleri”, 2001 tarihli “…”, 2002 tarihli “…” adlı makalelerinden, 2002 tarihli ve … Tez Sisteminde 122111 numara ile kayıtlı “…” adlı doktora tezinden ve IV. … Yöresi Tarih Sempozyumunda sunulan 2003 tarihli “…” adlı bildirisinden de yararlanılmış, bazı ifadeler aynen bazı ifadeler değiştirilerek kullanılmıştır. Bununla birlikte yüksek lisans tezinde sadece 13 ve 14 numaralı dipnotlarda …’ın “…” adlı bildirisine atıf yapıldığı, bu atfa rağmen Bibliografya (Kaynakça)’da bu bildiriden söz edilmediği, sadece Bibliografya’da kaynaklar arasında Alan’ın “…” adlı doktora tezinin yer aldığı, bu tezden yapılan alıntıların ise metinde (dipnot olarak) gösterilmediği belirlenmiştir.
…’ne sunulan proje sonuç raporu her ne kadar Üniversite tarafından ellerinde bulunmadığı gerekçesiyle resmen gönderilmemiş olsa bile davalı … tarafından ibraz edilen ve tanık beyanları ile de teyit edilen, Davacı tarafça da mevcudiyeti inkar edilemeyen proje yürütücüsü … olan proje sonuç raporunun 02-052.11 proje kod nolu “…”ndaki projeye dayandığı anlaşılmıştır.
… yer alan “Proje çerçevesinde “…” isimli yüksek lisans tezi Yrd. Doç. Dr. … danışmanlığında yüksek lisans öğrencisi … tarafından yürütülmektedir” ifadesi göz önüne alındığında, proje kadrosu içinde yer almamakla birlikte 2002-2006 tarihinde yürütülen projenin, o tarihlerde proje teması çerçevesinde yüksek lisans tezi hazırlamakta olan Davacı …’in, tez danışmanı …’ın yardımcı araştırmacı olarak görev üstlendiği projeye ve sonuç raporuna vakıf olduğu kanaatine varılmıştır. Proje sonuç raporunun yüksek lisans tezinden sonra kesinleşmesi durumu değiştirmeyecektir. Ancak Proje sonuç raporunun … tarafından kaleme alındığı iddiası sabit değildir.
Davalı …’ın kendi çalışmalarından dava konusu yüksek lisans tezinde yapılan alıntılarda kaynak gösterme gerekliliğini Tez çalışması sırasında gündeme getirmemesi, tez ve proje sonuç raporu ile ilgili çalışmaların ortak yürütüldüğü kanaatini doğurmaktadır. Bu kanaati doğrulayacak belgeler dosyada bulunmamakla birlikte tanık ifadeleri ve her iki tarafın dava konusu yüksek lisans tezi ve kitap ile …’ın önceden yaptığı çalışmalar arasındaki benzerlikler bu kanaati güçlendirmektedir.
Aslına vakıf olunmamakla birlikte dosyadaki Davalı … tarafından sonuç raporu olarak sunulan belge açısından değerlendirildiğinde, yazım tarihi ve yazarı belli olmayan “… Müesseselerinin Etkisi (1820-1921)” isimli araştırma projesi sonuç raporunun bir ortak çalışma ürünü olarak ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafça da mevcudiyeti inkar edilemeyen proje sonuç raporunun Davacı … tarafından hazırlanan yüksek lisans tezinin iskeletini oluşturduğu, hatta aynılık derecesinde benzer olduğu. yüksek lisans tezindeki bazı ifadelerin davalı …’a ait kitapta da aynen ya da değiştirilerek kısmen kullanıldığı bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir.
Davacı …’in Kendi Belgeleri Işığında…’ın … başlıklı yüksek lisans tezindeki bazı ifadelerin davalı …’a ait … kitapta aynen ya da kısmen kullanıldığı, dava konusu …’e ait mezkûr yüksek lisans tezinde, Davalı …’ın, söz konusu tezin tamamlandığı 2005 yılından önce yayımladığı tez, makale ve bildirilerde yer alan bazı ifadelerin de anılan yüksek lisans tezinde aynen ya da kısmen kullanıldığı; intihal iddialarına yol açan aynen ya da kısmen kullanımların karşılıklı olduğu, her ne kadar Üniversite tarafından aslı ibraz edilemese de ortada bir proje sonuç raporunun bulunduğu …’in tezinin büyük bölümünün … tarafından kopyası sunulan proje sonuç raporundaki ifadelerle örtüştüğü, proje sonuç raporu ile yüksek lisans tezi arasında aynılık derecesinde benzerlik olduğu, bu durumun her iki çalışmanın da kaynağının aslı ibraz edilmemekle birlikte proje sonuç raporundan yararlanılarak, ya da ortak bir çalışmayla yapıldığı, hem Davacı …’in Kendi Belgeleri Işığında…’ın … başlıklı yüksek lisans tezinin, hem de Davalı …’ın … adlı kitabının hazırlanmasında bu belgeden yararlandığının anlaşıldığı, dolayısıyla tez ve kitabın birbirine benzer metinlerden oluştuğu, aslı ibraz edilemeyen sonuç raporundaki bazı bölümlerde …’ın, önceki çalışmalarından alıntıların yer aldığı, dolayısıyla bu alıntıların hem dava konusu yüksek lisans tezine hem de kitaba yansıdığı, her iki çalışmada ifade edilen görüşlerin, karşılıklı intihal iddiasında bulunulan ifadelerin, arşiv belgelerinin değerlendirilmesinden ve yorumlanmasından ibaret olduğu, bu eserlerin birer tarih çalışması olarak aynı belgelerin taranmasından, incelenmesinden ve yorumlanmasından yola çıkılarak ve daha önce bu alanda yapılan çalışmalardan da yararlanılarak hazırlanması cihetiyle “tarihi ve resmi bilgilerin kimsenin tekelinde” olmayacağı genel prensibinden hareketle, yorumlama ve değerlendirme üsluplarında benzeşme olsa da bunların her iki yazar tarafından yaratılmış, icat edilmiş, keşfedilmiş, müelliflerinin hususiyetini taşıyan ifadeler olmadığı, büyük ölçüde özgün birer çalışma vasfından uzak olduğu, bu değerlendirmeler ışığında, akademik prensipler doğrultusunda alıntılarda kaynak gösterme zorunluğu bulunmakla birlikte gerek dava konusu yüksek lisans tezinde ve gerekse kitapta bu hassasiyet gösterilmemiş olsa da her iki taraf açısından birbirlerinin çalışmalarından yaptıkları ve kaynak göstermeden kullandıkları atıflar için aynı kaynaklardan yararlanma hususu da göz önünde bulundurularak, intihal iddiasının yerinde olmadığı kanaatine varıldığından asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen Karşı Dava Yönünden Yapılan Değerlendirme.
Birleşen dosyada davanın; davalıya ait “kendi belgeleri ışığında…’ın …” adını taşıyan yüksek lisans tezinin davacıya ait daha önce yapılmış çalışma ve tezlerden intihal suretiyle oluşturulduğunun tespiti, tecavüzün men ve ref’i ile manevi tazminat isteminden ibarettir.
Davalı …’in Kendi Belgeleri Işığında…’ın … başlıklı tezi herkese açık biçimde C/V’sinde bulundurduğu ve internet ortamında bu bilgiye her an ulaşılabildiği, davalının iddia edilen intihal niteliğindeki eyleminin dava tarihine kadar süreklilik arz edecek biçimde devam ettiği, tecavüz devam ettiği sürece zamanaşımının cereyan etmeyeceği, eylemin süreklik arz etmesi sebebiyle manevi tazminat talebinin de zamanaşımına uğramayacağı anlaşıldığından davalı … vekilinin zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir. (Emsal,… )
Ancak dava konusu yüksek lisans tezini davalı …’in 2005 tarihinde yazıp teslim ettiği, davacı …’ın da davalının tez danışmanı olduğu ve tezden haberdar olduğu, eser sahipliğine dayalı hakların ihlali iddiasına dayalı davanın ise 18.09.2018 tarihinde açıldığı görülmüştür. Davacı …’ın , söz konusu eylemleri bilmesine ve eserden haberdar olmasına rağmen, tezin sunum tarihi olan 2005 yılından işbu davanın açılış tarihi olan 2018 yılına kadar sessiz kaldığı, davalıya 2018 yılına kadar ihtarname göndermediği, herhangi bir hak talebinde bulunmadığı, bu kadar uzun süre sessiz kaldıktan ve karşı tarafta artık dava açılmayacağına dair güven oluşturduktan sonra iş bu davayı açarak eser sahipliğine dayalı hakları talep etmesinin Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olduğundan, davacının sessiz kalma suretiyle hak kaybına uğradığı gerekçesiyle birleşen karşı davanın reddine karar verilmiştir. (Emsal, …)
Usul ve yasaya uygun bulunan …..sayılı ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuş, tüm dosya kapsamı incelenmiş, asıl davanın reddine, birleşen karşı davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
A)1-Asıl davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın düşümü ile 148,50 TL bakiye karar harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Asıl davada davalılar kendilerini vekille temsil ettirdikleri için AAÜT uyarınca maddi tazminat yönünden 1.000,00-TL, manevi tazminat yönünden 15.000,00 TL, diğer talepler yönünden 15.000,00 TL olmak üzere toplam 31.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B)1-Karşı davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 341,55 TL harçtan düşümü ile 161,65 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde birleşen-karşı davacıya iadesine,
3-Birleşen-Karşı davada davalı kendisini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca manevi tazminat yönünden 15.000,00 TL diğer talepler yönünden 15.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00TL vekalet ücretinin Birleşen karşı-davacı …’dan alınarak davalıya verilmesine,
4-Birleşen-karşı davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde …aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı asil ve taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde …. Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/02/2023

Katip …. Hakim ….
¸ ¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.