Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/302 E. 2022/128 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/302
KARAR NO : 2022/128

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/10/2021
KARAR TARİHİ : 28/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/04/2022
DAVA:
Davacı vekili 20/10/2021 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin 2008/53600, 2017/02858, 2017/02861, 2019/01634 sayılı “…”, “… …”, “… …”, “…” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkilinin uzun yıllardır temizlik ve kozmetik ürünleri sektöründe faal olduğunu, bu anlamda bilinen markalarından birinin de “…” markaları olduğunu, davalı yanın tescil ettirmek istediği ibarenin 03. Sınıf malları kapsadığını, müvekkilinin 2008/53600, 2017/02858, 2017/02861 ve 2019/01634 sayılı “…” markaları kapsamında anılan emtiaların yer aldığını, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, markaların bariz bir şekilde benzer olduklarını, kapsamlarının aynı olduğunu, bu nedenle ilgili tüketicilerinin de benzer olduğunu, markaların görsel ve sesçil olarak benzer olduklarını, bir markanın diğeri gibi algılanmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, müvekkilinin “…” şeklinde seri markalarının bulunduğunu belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararın iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “…” ibareli markanın 03. Sınıf mallar ve 35.05 alt grubunda yer alan 03. Sınıf malların satışı hizmetleri yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu YİDK kararının yerinde olduğunu, alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın markalarını kullanmadığını, bu nedenle kullanım ispatı talebinde bulundukların, özellikle 2008/53600 sayılı başvuru açısından bu taleplerinin olduğunu, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davacı yanın erkek deodorantları ve parfümleri ürünlerinde faaliyetlerinin bulunduğunu, dolayısıyla davacı yan ürünlerinin erkek tüketicilere hitap ettiğini, kadın tüketicilerin kadın makyaj malzemesi olan “…” markaları ürünleri görmesi halinde aklına davacı markalarının gelmeyeceğini, müvekkili markasını taşıyan ürünlerin fondoten veya far gibi makyaj ürünlerinin yüze yayılması için kullanılan sünger ve fırça malzemelerinde kullanıldığını, bu nedenle taraf markalarının tamamen farklı ürün kategorisinde tüketiciye sunulacaklarını, markaların kapsamlarında bu nedenle sınıfsal bir ayniyetin mevcut olmadığını, markalar arasında görselve işitsel benzerlik bulunmadığını, davacının “…” ibaresinden oluşan 2008/53600 sayılı markasının kullanmadığını, diğer markalarında ise “…” , “…” şeklinde ek kelimelerin yer aldığını, bu nedenle markaların benzer olmadıklarını, anlamsal olarak da davacı markalarının “bıçak, jilet” anlamına gelirken müvekkili markasının ise yaratılmış bir kelime olduğunu beyan ederek, davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şirkete ait … sayılı “…” ibareli markanın 03. Sınıf mallar ve 35.05 alt grubunda yer alan 03. Sınıf malların satışı hizmetleri yönünden hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 06/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 20/10/2021 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 24/03/2022 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; ” …Dava konusu … sayılı başvuru kapsamında yer alan ve davaya konu edilen 03. Ve 35 Sınıf mal ve hizmetlerin tamamının, davacı yanın önceki tarihli markaları kapsamında aynı sınıfta yer alan mallar ile aynı, aynı tür ya da benzer olduğu, davacı yanın 2008/50663 sayılı markasının “deodorant/erkek parfüm” ürünlerinde ciddi markasal etki doğurur şekilde kullanımını gösterir delillerin hükümsüzlük talepli dava dosyasında mevcut olduğu, davacı yanın her bir markasının asli ve esas unsurunun “…” kelimesi olduğu, dava konusu markanın ise “…” kelimesinden oluştuğu, rapor kapsamında açıklanan nedenlerle taraf markaları arasında, emtialar açısından oluşan benzerlik düzeyi de gözetildiğinde, karıştırılma ihtimalini doğuracak bir benzerliğin mevcut olduğu…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun … başvuru numaralı “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 03, 35.sınıftaki “03.sınıf: Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar. Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks. 35.sınıf:  “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları.Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar. Deri,vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise 2008/53600, 2017/02858, 2017/02861, 2019/01634 sayılı “…”, “… …”, “… …”, “…” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 03.sınıftaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, dava konusu marka kapsamında 03. Ve 35. Sınıfın içindeki 03. Sınıfta yer alan emtiaların tamamı davacı yanın önceki tarihli markalarının tamamı kapsamında aynı s ınıfta yer alan mallar ile aynı ya da aynı türdeki ürünler olup taraf markalarının anılan emtialar bakımından birebir aynı tüketici grubuna hitap eden, aynı ihtiyaçlara yönelik, pazarlama, satış, sunum ve dağıtım kanalları aynı olan, birbirleri ile doğrudan rekabet içerisinde bulunan, birbirleri yerine tercih edilebilir ya da birbirlerini tamamlayıcı nitelikteki emtiaları kapsadıkları tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı “…”, “… …”, “… …”, “…” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Dava konusu marka incelendiğinde; markanın siyah bir fon üzerine “B-A-E” harfleri stilize bir şekilde yazılmış “…” kelimesinden oluştuğu, anılan ibarenin bilinen bir anlama sahip olmadığı, “..” harflerinin dizilimi ile oluşturulduğu, tüketici tarafından “bleys” ya da yazımına uygun şekilde “b-lace” şeklinde algılanarak telaffuz edileceği sonucuna varılmıştır.
Davacı yanın ise yalnızca hükümsüzlük talebi açısından dikkate alınabileceği değerlendirilen 2008/53600 sayılı markasının “…” şeklinde düz bir sözcük markası olduğu, anılan ibarenin İngilizce “bıçak ağzı, jilet, tıraş b ıçağı” gibi anlamlara geldiği, “…” harflerinin dizilimi ile oluşturulduğu “bleyd” ya da yazımına uygun şekilde “…” şeklinde algılanarak telaffuz edileceği sonucuna varılmıştır.
Davacı yanın işlem ve dava dosyasında doğrudan dikkate alınacak ve dava konusu başvuru ile aynı ya da benzer emtiaları içerir diğer markalarından “…” ve “…” şeklindeki markalarının ise dosya kapsamındaki delillerden de görüldüğü üzere davacı yanın ürünlerinde kullandığı ambalaj görsellerini ihtiva ettiği, bu görsellerde de ön planda yer alan sözcük unsurunun yine “…” ibaresi olduğu, “…, …” gibi ibarelerinin tali nitelikteki unsurlar oldukları, davacı yanın bir diğer markası olan “… Invisible …” şeklindeki markanın ise “…” kelimesinin yanında eş büyüklükte ve eş sıralı olarak görünmez anlamına gelen “invisible” ve efsane anlamına gelen “…” kelimelerini de içerdiği, ancak markanın soldan sağa okuma ilkesi uyarınca yine ilk olarak algılanacak ve vurguyu üzerinde taşıyacak unsurunun “…” kelimesi olduğu kanaatine varılmıştır.
Bu tespitler sonrasında yapılması geren değerlendirme davacı yanın önceki tarihli markalarının asli ve ayırt edici unsuru olan “…” ibaresi ile dava konusu markanın doğrudan asli unsurunu meydana getiren “…” kelimesinin benzer olup olmadığı ve buna bağlı olarak da tüketicinin her iki taraf markası ile aynı- aynı tür ya da benzer emtialarda karşı karşıya kalması halinde aralarında iktisadi– idari bir bağlantı kurup kurmayacağı veyahut taraf markaları arasında bir yanılgı yaşama ihtimalinin bulunup bulunmayacağıdır. Her iki taraf markasının esas unsurunu meydana getiren “…” ve “…” ibareleri beş harften oluşan ve “…” harflerini aynı sıralama ile içeren kelimeler olup işaretler arasındaki tek fark her iki markanın da dördüncü harfini oluşturan harflerdeki farklılıktan ibarettir. Bu çerçevede taraf markalarının esas unsurlarını oluşturan bu ibareler arasında gerek harf dizilimsel gerekse de işitsel olarak son derece yüksek bir benzerlik mevcut olup ilgili tüketicinin iki marka arasındaki bu tek harf farkını, markaların aynı ya da benzer ürünler üzerinde kullanılma ihtimalinin mevcudiyeti karşısında, algılayamayabileceği, kelimeler arasındaki bu yakınlığın pazarlama iletişiminde özellikle sözel pazarlama kanallarında (radyo reklamları, telemarketing vs.) davacı markası olan “…” ile davalı markası olan “…” kelimelerinin tek seferdeki söyleniş hızı da dikkate alındığında temel marka kaynağının ne olduğu noktasında karıştırılma ihtimalini ortaya çıkarabileceği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacı yanın “…” esas unsuruna haiz markaları İngilizce’de somut anlama haiz bir sözcük ise de dava konusu markanın bilinen farklı bir somut anlamının bulunmayışı ve kelimelerin İngilizce anlamlarının tüketiciler tarafından bilinebilir olup olmamasının asli bir etken olmayışından ötürü taraf markalarının kavramsa olarak karşılaştırılmaları isabetli olmayacaktır. Bu çerçevede İlgili tüketici, söz konusu markalar arasındaki belirli farkları algılamaya muktedir olsa bile, yukarıda anılanlar ışığında ve markaların kapsamındaki malların ayniyeti/benzerliği karşısında, markalar arasında ciddi bir bağlantı kurma olasılığı bulunduğu kanaatine varılmışıtr.
Taraf markaları arasında görsel iletişim bağlamında figüratif unsurlar itibariyle temelde bir bağ olmasa bile özellikle sözcük unsuru ve bu sözcüklerin ortaya çıkardığı sözel iletişimde bunu söylemek güçtür. Zira tüketicinin, deneyimlediği bir markaya ilişkin tecrübelerini 3. Kişilere aktarımı ilk olarak markanın asli unsurunun telaffuzu temelli olacağından işaretler arasında bu kapsamdaki güçlü benzerlik halinin işaretlerin karıştırılmaları sonucunu meydana getirmesi kuvvetle muhtemel olacaktır.
Sonuç olarak taraf markaları kapsamındaki emtialar arasındaki ilişkinin aynı, aynı tür ya da yüksek düzeyli benzer oluşu göz önüne alındığında, karıştırılma ihtimalinin ortadan kalkması için işaretlerin birbirlerinden yeterince uzaklaşmaları gerektiği, somut olayda davacı yanın her bir markasındaki asli unsurun “…” ibaresi olduğu, markalardaki sair ek unsurların bu algıyı geri plana itmediği, dava konusu markanın ise “…” kelimesinde oluştuğu, her iki kelime arasında yalnızca tek bir harften kaynaklı bir farklılık mevcut olduğu, tek bir harf farklığının kimi zaman ciddi kavramsal farklılıklar oluşmasına neden olması mümkünken somut olayda bu mahiyette bir sonuca sebebiyet vermediği gibi işaretlerin görsel ve işitsel açıdan da birbirlerinden yeterince uzaklaşması sonucunu doğurmadığı, dolayısıyla her ne kadar benzerliği tespit olunan emtiaların ilgili tüketici kitleleri ortalamanın daha üstü bir dikkat, özen ve bilgi seviyesine sahip seçici kimseler ise de bu durumun tüketici nezdinde ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırmasına yol açmayacağı, tüketicinin daha evvelden davacı markalarından yararlandığı bir durumda, dava konusu marka ile aynı ya da benzer mal ve hizmetlerde karşılaştığında, bu işaretin “…” mi yoksa “…” mi olduğu tereddütünü yaşayabileceği, bu durumun ise işaretler arasında imaj transferine yol açabileceği, davalı yanın dava konusu markanın kadınlara yönelik kozmetik ürünlerinin kullanımında kullanıldığı, davacı markalarının ise erkek parfüm/deodorant ürünlerinde kullanıldığını, bu nedenle taraf markalarının farklı tüketici gruplarına hitap ettiklerini itirazlarına konu ettiği görülmekte ise de SMK m. 6/1 kapsamında yapılan değerlendirmede taraf markalarının fiili kullanımlarının karıştırılma ihtimalinin temelinde, makul miktarda tüketicilerin, bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde, herhangi bir sebeple bir bağlantı kurmasının yeterli olduğu, somut olayda ise bahsi geçen ihtimallere dair koşulların tamamının oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Davalı Tarafın Kullanım İspatı Talebinin İncelenmesi:
Mevzuatımızda yer alan düzenlemeye göre yalnızca benzerlik ve karıştırılma ihtimali kapsamında yapılan itirazlarda (SMK m. 6/1), itiraz gerekçesi markanın itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de en az beş y ıldır tescilli olması şartıyla, başvuru sahibinin talebi üzerine, itiraz sahibinden, itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması talep edilir. Aynı talebin hükümsüzlüğe ilişkin taleplerde de ileri sürülmesi mümkündür. Bu durumda ise kullanıma ilişkin beş y ıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi öncelikli olarak esas alınır. Dolayısıyla benzerlik ve karıştırılma ihtimaline dayalı ileri sürülen itiraz veya hükümsüzlük taleplerinde; uyuşmazlık konusu markanın başvuru tarihinde veya dava tarihinde, itiraza/hükümsüzlük talebine gerekçe olarak gösterilen markanın en az beş yıldır tescilli olması halinde, ilgili markanın tescil kapsamındaki emtialarda ciddi bir biçimde kullanılıp kullanmadığını ispata davet müessesi düzenlenmiştir. Nitekim AB uygulamasında da bir tescilli marka sadece fiilen kullanıldığı halde korunmalıdır ve tescilli bir marka sahibine, sonraki bir markaya itiraz etme ve onu hükümsüz kıldırma hakkını, sahibi markayı gerçek şekilde kullanmadığı halde sağlamayacağı belirtilmektedir.
Görüleceği üzere kullanmama defi savunmasında, itiraza konu markanın başvuru tarihinde veya varsa rüçhan tarihinde, itiraza gerekçe gösterilen markanın/markaların Türkiye’de en az beş y ıldır tescilli olması şartı aranmaktadır. Bu şartı sağlamayan markalar için otomatik olarak bu savunmaya itibar edilmesi mümkün değildir. Somut uyuşmazlığa dönüldüğünde davacı yanın 2008/53600 sayılı markası ile ilgili olarak işlem dosyasına herhangi bir kullanım delil sunmadığı, bu nedenle işlem dosyası bakımından anılan markanın dikkate alınmadığı, hükümsüzlük talebini de içerir işbu dava dosyasına ise deodorant kutusu şeklinde … markasını taşıyan somut ürün örnekleri, “…” markasına ilişkin reklam ve tanıtım çalışmalarını içerir kayıtların yer aldığı 1 adet CD, 23.07.2018, 03.12.2018, 24.11.2018 tarihli reklam video kayıtları, “… deodorant” ürününe yönelik arama motoru sonuçları, 31.08.2018, 05.07.2018, 25.08.2018, 14.10.2018, 03.10.2019, 11.12.2019, 29.07.2019, 10.09.2019 tarihli “…” markasını taşıyan çok sayıda deodorant ürünün satışına yönelik faturaları sunduğu, sunulan tüm bu deliller bir bütün olarak değerlendirildiğin, anılan markanın “kişisel kullanıma yönelik deodorant– parfüm” ürünlerinde aktif ve markasal nitelikte arz edecek şekilde ciddi bir biçimde ülkemiz tüketicisine sunulmuş olduğu kanaatine varılmıştır. Bununla birlikte mezkur delillerinde anılan markanın tescili kapsamında yer alan sair emtialarda herhangi bir kullanımının bulunduğuna kanaat getirilmesi mümkün olmamıştır. Bu çerçevede 2008/53600 sayılı markanın yalnızca “kişisel kullanıma yönelik deodorant– parfüm” ürünleri kapsamında kullanımının ortaya konulduğu, anılan emtialar bakımından markanın hükümsüzlük değerlendirmesinde dikkate alınmasının mümkün olduğu sonucuna varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2-TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının taleple bağlı kalınarak 03. Sınıf “Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar. Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks.”, 35. Sınıfın “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar. Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” emtiaları ile sınırlı olarak iptaline,
3-… sayılı markanın taleple bağlı kalınarak 03. Sınıf “Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar. Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks.”, 35. Sınıfın “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar. Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” emtiaları ile sınırlı olarak hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
4-Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 59,30 TL harçtan düşümü ile 21,40 TL bakiye karar harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı vekili için AAÜT uyarınca 7.375,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü gösterilen 2.552,10 TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.28/04/2022
Katip …
¸

Hakim …
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.
Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 127,10.-TL
Posta Masrafı 125,00.-TL
Bilirkişi Ücreti 2.300,00.-TL
Toplam 2.552,10-TL