Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/270 E. 2022/52 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/177
KARAR NO : 2022/51

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/06/2021
KARAR TARİHİ : 17/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/02/2022
DAVA:
Davacı vekili 07/06/2021 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili firmaya ait “…” markasının 987578 tescil numarası ile 07. Sınıfta 19.11.2008 tarihinden beri müvekkili adına başta Almanya (DE), ABD (US), Avrupa Birliği (EM), Çin (CN), Güney Kore (KR) ve Rusya (RU) ülkeleri olmak üzere uluslararası alanda Dünya Fikri Haklar Örgütü (WIPO) nezdinde ve Uluslararası Madrid Protokolü çerçevesinde tescilli bir marka olduğunu, … markası ile ilgili ilk faaliyetin 1919 yılında müvekkilinin halefi olan … … tarafından başlatıldığını ve şirket olarak 1927 yılında kayıtlara geçtiğini, Bu marka altında müvekkilinin, kağıt ve folyo kaplamak işlemlerinde kullanılmak üzere ambalaj kutularının ve şişelerin, kapsüllerin üretiminde kullanılan makinelerin ve ayrıca bu ambalaj kutularının şişelerin ve kapsüllerin kaplama üretimini ve işlemlerini yaptığını, bu ürünleri … markası altında başta Türkiye olmak üzere Çin, Güney Kore, Avrupa Birliği Ülkeleri, ABD ve Rusya gibi bir çok ülkeye ihraç ettiğini, … markası dünya çapında tanınmış bir marka halini aldığını, dünyanın neresine gidilirsen gidilsin, özellikle ambalaj kağıtlarına, mantar şişe kapaklarına şekil ve form veren makinelerin üretimi alanında ilk akla gelen isimin … markası olduğunu, davalının “… web” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa davaya konu markanın tesciline karar verilmesi durumunda, müvekkiline ait markanın itibarının zarar görmesi, markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, müvekkilinin … markasından haksız bir yarar sağlanmasının söz konusu olduğunu, tanınmış markanın farklı mal ve hizmetlerde korunması gerektiğini, davaya konu markanın kötü niyetli bir marka başvurusu olduğunu belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararın iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “… web” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; somut olayda, sunulan bilgi ve belgelerin itiraza gerekçe gösterilen ve dava konusu edilen davacı vekilinin müvekkili şirkete ait markanın Türkiye’de tanınmışlık düzeyine ulaştığı sonucuna ulaşmak için yeterli olmadığını ve itiraza konu diğer davalı şahsa ait başvurunun tescilinin 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesi hükmünde belirtilen koşulların oluşmasına yol açmadığını, YİDK’nın işbu kararının usule ve yasaya uygun olduğunu beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Davalı şahıs cevap dilekçesinde özetle: yazılım şirketi kurmak ile ilgili planları ve yazılım ve web geliştirme hizmet alanlarından dolayı 06.12.2019 tarihinde ve … numaralı marka için başvuruda bulunduklarını, yapmış olduğu başvurunun yazılım, web geliştirme alanlarında kullanmak amacı ile yapılmış olduğunu, herhangi bir benzerlik veya kasten, dolaylı veya dolaysız yapılan bir işlem olmadığını, amacı ve planları arasında yer almaktan çıkan … WEB markasından feragat edeceğini beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şahsa ait … sayılı “… web” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 08/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 07/06/2021 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 17/06/2021 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “….Davalı ve davacı arasında ticari vekil/temsilci ilişkisi bulunmadığı, davacının eskiye dayalı kullanımı nedeniyle dava konusu marka bakımından bu tescil engeli ile ilgili aranan şartların oluşmadığı, davacı yan markalarının tanınmışlığı iddiasına yönelik dosya kapsamına sunulan delillerin, tanınmışlık kapsamında bir koruma elde etmesini sağlamaya elverişli olmadığı, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli yapıldığına dair emarelerin dosyada mevcut olmadığı, bu hususta takdirin mahkemeye ait olduğu…” ifade edilmiştir.
Buna göre dava konusu başvuru’nun … sayılı “… web” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 42.sınıftaki “Bilimsel ve sınai inceleme, araştırma hizmetleri; mühendislik hizmetleri, mühendislik ve mimari tasarım hizmetleri, kalite ve standart belgelendirme amaçlı mal/hizmetlerin test edilmesi. Bilgisayar hizmetleri: bilgisayar programlama, bilgisayarı virüse karşı koruma, bilgisayar sistem tasarımı, başkaları adına web sitelerinin tasarlanması, bakımı ve güncelleştirilmesi, yazılım tasarımı, kiralanması ve güncelleştirilmesi, internet arama motoru sağlama, hosting, bilgisayar donanımları alanında danışmanlık, bilgisayar donanımlarının kiralanması hizmetleri. Bu sınıfa dahil olup mühendislik, mimarlık, bilgisayar hizmetleri kapsamına girmeyen her türlü tasarım hizmetleri; grafik sanat tasarım hizmetleri (reklam amaçlı tasarım ve peyzaj tasarımı hariç). Sanat eserleri orijinallik onay hizmetleri. ” mal ve hizmetlerin bulunduğu, davacıya ait 2020/24749, 2020/31057 Sayılı markaların “…”, “…” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 07, 09, 35, 37, 42.sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, söz konusu markaların başvuru tarihlerinin davaya konu marka başvuru tarihinden sonra olduğu gözlenmektedir.
Ticari Vekil/ Temsilci İlişkisi Bakımından Değerlendirme:
6769 sayılı SMK’nın 6/2 maddesi; “Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.” hükmünü içermektedir. Bu kapsamda çekişme konusu olan … sayılı “… Web” markasının gerçek hak sahibini tespiti gerekmektedir. Davacı şirket … markasının, yaratıcısı ve gerçek hak sahibi olduklarını, davalı şahsın, izin ve muvafakatleri olmaksızın bu marka ile iltibas yaratan “… Web” markasını tescil ettirmek istediğini ileri sürmektedir. Yukarıdaki marka örneklerinde de görüleceği üzere; davaya konu marka başvurusu ile davacının dava dosyası kapsamında ve Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde gerçekleştirmiş olduğu itirazlarında yer vermiş olduğu 987578 Sayı yurtdışı markası ile tescilli olan … markalarının işitsel, görsel ve kavramsal olarak benzer oldukları, ancak 987578 sayılı markasının 07. Sınıfta “Machines for paper converting and foil converting, in particular for producing sleeves, covers for cork and neck of bottles, cups and receptacles.” “Kâğıt dönüştürme ve folyo dönüştürme makineleri, özellikle şişelerin, bardakların ve kapların mantar ve boyunları için kılıflar, kapaklar üretmek için.” tescilli olduğu, davaya konu markanın ise 42. Sınıf “Bilimsel ve sınai inceleme, araştırma hizmetleri; mühendislik hizmetleri, mühendislik ve mimari tasarım hizmetleri, kalite ve standart belgelendirme amaçlı mal/hizmetlerin test edilmesi. Bilgisayar hizmetleri: bilgisayar programlama, bilgisayarı virüse karşı koruma, bilgisayar sistem tasarımı, başkaları adına web sitelerinin tasarlanması, bakımı ve güncelleştirilmesi, yazılım tasarımı, kiralanması ve güncelleştirilmesi, internet arama motoru sağlama, hosting, bilgisayar donanımları alanında danışmanlık, bilgisayar donanımlarının kiralanması hizmetleri. Bu sınıfa dahil olup mühendislik, mimarlık, bilgisayar hizmetleri kapsamına girmeyen her türlü tasarım hizmetleri; grafik sanat tasarım hizmetleri (reklam amaçlı tasarım ve peyzaj tasarımı hariç). Sanat eserleri orijinallik onay hizmetleri.” hizmetler için tescil başvurusunun yapıldığı görülmüştür. Taraf markalarının farklı/ilişkili olmayan sınıflarda tescilli olmaları nedeniyle benzer olarak görülen işaretler arasında ilgili tüketici nezdinde iltibasa neden olacak düzeyde bir benzerlik bulunmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır. Ayrıca, dosya kasamında yer alan deliller incelendiğinde; taraflar arasında, … markalı ürünlerin Türkiye’de satış ve pazarlamasına ilişkin yazılı bir anlaşma bulunmamaktadır. Dosya kapsamı uyarınca, davalının, davacıya ait … markaIı ürünleri, Türkiye distribütörlerinden ve/veya üçüncü kişilerden tedarik ederek sattığına ilişkin herhangi bir delil de bulunmamaktadır. Öncelikle kavramsal olarak ticari vekil ve ticari mümessil müesseselerinin 6769 sayılı SMK’da neye karşılık geldiğinin tespiti gereklidir. Zira SMK’da tacir yardımcılarından yalnızca ticari vekil ve temsilcisi terimleri geçmektedir. Sorun, bu iki kavramla ilgili olarak dar ya da geniş yorumlarından hangisinin tercih edileceği sorunudur. Doktrinde bu husus tartışılmış ve hilafsız olarak geniş yorumla bu iki kavramın dışında diğer tacir yardımcılarının da dolaylı olarak kastedildiği sonucuna ulaşılmıştır.
“Bir yabancı işletme, pazar şartları dolayısıyla, markasının Türkiye’de kendi adına değil de vekili adına tescil edilmesini uygun görebilir. Vekil adına müseccel markanın sahibi vekildir. Vekil ile işletme iç ilişkide arzu ettikleri düzenlemeyi yapabilir, bu arada, markanın belli bir süre sonra işletmeye dönmesini de öngörebilirler. Taraflar arasındaki ilişki, somut olayın özelliklerine göre nitelendirilebilir, ancak inanca dayalı olduğu şüphesizdir. Bu tür markalar vekil markaları diye anılırlar. “Vekil” veya “Temsilci” sözcükleri kavram anlamlarından geniş olarak yorumlanır. İsterse BK.m.32 ve BK.m.386 vd. hükümlerine göre temsil veya vekalet ilişkisi bulunmasın, bir iş veya benzer ilişkinin varlığı halinde de anılan hükümler uygulanır. Tek satıcı, acente, komisyoncu, franchise alan da vekil sayılmalıdır.” “Bu ilişki, vekalet sözleşmesinden kaynaklanabileceği gibi, yerine göre tek satıcılık ya da hizmet sözleşmesine de dayanabilir. Bu itibarla düzenlemede yer alan ‘ticari vekil veya temsilci’ ibaresinin, geniş biçimde anlaşılması uygun olur.”
Bu açıklamalar doğrultusunda davacı şirket ile davalı arasındaki ilişkinin, en geniş yorumla dahi SMK m. 6/2 anlamında ticari vekil/temsilci ilişkisi olmadığı değerlendirilmektedir. Zira taraflar arasında doğrudan bir akit dahi mevcut olmadığı kanaatine varılmıştır.
Eskiye Dayalı Kullanım Bakımından Değerlendirme:
Tescilsiz bir marka veya bir işaret üzerinde öncelikli hak sahibi olanların itirazı üzerine, bu maddede belirtilen koşulların oluşması halinde bu işaretin aynı veya benzeri olan işaret başkası adına marka olarak tescil edilemeyeceği gibi, aynı yasanın 25/1 maddesine göre de 6 ncı maddede sayılan koşulların gerçekleşmesi halinde başkası adına tescil edilmiş olan bir markanın hükümsüzlüğüne karar verilebilir. Böylece, 6769 sayılı SMK ile öncelik hakkı sahibine ilk halde; başkasının yaptığı marka başvurusuna itiraz hakkı (nispi ret nedeni), ikinci halde de marka tescil edilmiş ise hükümsüzlüğünü isteme hakkı tanınmıştır (hükümsüzlük nedeni).
Konuyla ilgili olarak Yargıtay 11. HD nin 29.11.1999 tarihli 5372/256 sayılı kararında, “KHK’nın 8/3 maddesinde tescilsiz dahi olsa, bir işaret veya markanın ticari hayatta kullanılması şartı ile daha sonra aynı markanın tescil edilmesine itiraz ve dolayısıyla aynı Kararnamenin 42/b hükmü gereği hükümsüzlük iddiasında bulunabilme imkânı tanınmış bulunmaktadır” görüşü kabul edilmektedir. Yine Yargıtay 11. HD’nin 27.02.2006 tarih, 2005/2014 E. 2006/1948 K. sayılı Bozma kararı KHK’nın 8/3 maddesinin uygulanmasına açıklık getirmekte olup; “…556 sayılı KHK’nin 8/3 maddesi (a) bendine göre, ‘tescilsiz bir markanın veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaretin sahibi; marka başvurusundan önce bir hak elde etmiş olması halinde; sonraki başvuruya itiraz ederek işaretin başkası adına tescilini önleyebilir. Markasını tescil ettirmeden piyasada ilk defa kullanan kişi “gerçek hak sahipliği karinesine” dayalı olarak; bu markayı haksız rekabet hükümlerine göre koruyabileceği gibi KHK.’nin 8/3. maddesi hükmünden yararlanarak aynı markanın ‘aynı tür mal veya hizmet için’ bir başka kişi tarafından kendi adına tesciline itiraz edebilir ve gerektiğinde 42/1-b bendine göre hükümsüzlük davası açabilir
Davacının 8/3 maddesindeki öncelikli ‘tescilsiz marka kullanımına’ dayalı itiraz ve TPE YİDK kararının iptali davasının dinlenebilmesi için, aynı veya benzer işaretin davalı ….’nin marka başvurusundan önceki bir tarihte ve yine aynı ya da benzer mal veya hizmetler üzerinde tescilsiz marka olarak kullanıldığının kanıtlanması gereklidir. …” şeklindedir.
Davacı yan, … WEB ibaresi üzerinde gerçek hak sahipliği iddiasında bulunmuş olmakla birlikte; 42. Sınıftaki hizmetlerde söz konusu markayı davalıdan önce tescilsiz marka olarak kullandığını ya da ibare üzerinde üstün hakkı olduğuna yönelik dosya içerisinde bu durumu gösterir herhangi bir delil bulunmamaktadır. Davacının söz konusu iddiası ile ilgili olarak sunduğu delillerin tescilli markalarına ilişkin kullanımlar ile ilgili olması nedeniyle de davacının, dava konusu başvuru kapsamındaki işareti açısından hiçbir bir üstün hakkının bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığından, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Tüm bu gerekçelerle TÜRK PATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptal talebine ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu … sayılı markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkin dava yönünden yapılan değerlendirmede;
Dava konusu … sayılı marka henüz tescil edilmemiş olduğundan hükümsüzlük talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Somut olayda, davalı şahıs tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamakla ve markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şahsın kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın TÜRK PATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali talebinin reddine, hükümsüzlük talebine ilişkin dava konusu marka henüz tescil edilmemiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-TÜRK PATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali talebinin REDDİNE,
2-Hükümsüzlük talebine ilişkin dava konusu marka henüz tescil edilmemiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın düşümü ile 21,40 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davalı TÜRKPATENT için AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
6-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/02/2022
Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.