Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/258 E. 2022/79 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/258 Esas – 2022/79
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/258
KARAR NO : 2022/79

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2021
KARAR TARİHİ : 10/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/03/2022
DAVA:
Davacı vekili 06/09/2021 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin 2016/11033, 201595760, 2013/37661 sayılı “…”, “…”, “… hdtv” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin, bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini 38.sınıfta marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa; davacının, Türk Telekom A.Ş’nin özelleştirilmesi sürecinde, ulusal egemenlik kapsamındak uydu yörünge poz syonlarının hakları, yönetim ve işletme yetkisine sahip olmak ve bununla ilgili yükümlülükleri yerine getirmek, adına kayıtlı ve diğer operatörlere ait uyduları işletmeye vermek ve bu alanlarda faaliyet göstermek üzere Türk Ticaret Kanunu ve özel hukuk hükümler ne tabi olarak … A.Ş’nin kurulduğunu, 21 Nisan 2005 tarihinde kablo altyapısı ve bu altyapı üzer nden yürütülen hizmetlerin …’a devredildiğini , böylece, …, uydu operatörlüğünün yanı sıra, kablo operatörlüğü görevini de üstlendiğini , 23 Eylül 2005 tarihinde ise Bakanlar Kurulu Kararıyla ulusal uydu programı ve insan kaynağı yetiştirme konularında … ‘ın yetkilendirilmiş olduğunu, 10 Ağustos 2006 tarihinde kamu hizmetlerinin elektronik ortamda, ortak bir platformda ve vatandaş odaklı sunumu için, iş süreçlerinin gözden geçirilmesi, içerik yönetimi, entegrasyon ile ilgili standartlar ve gerekli hukuki düzenlemeler konusundaki çalışmaların, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının etkin katılımıyla … tarafından yapılacağı, 10 Kasım 2008 tarihinde “kamu hizmetlerinin elektronik ortamda verilebilmesini sağlayan e-Devlet Kapısı hizmetleri ile bilgi ve iletişim teknolojileri alanında her türlü faaliyette bulunmak” ibaresi eklendiği, şirketin faaliyet alanlarının uydu, kablo ve bilişim olduğunu, Müvekkil Şirket bünyesinde 1000’i aşkın kişinin çalışmakta olduğunu, … Kablo “dijital platform” kategorisinde “en iyi online şikâyet yönetimi”ni gerçekleştiren firma seçilerek birincilik ödülüne layık görüldüğünü, 19 sektörde Türkiye’nin müşteri memnuniyetini ölçen ilk ve tek yarışma olan A.C.E Awards’da … Kablo, Müşteri deneyimini en iyi yöneten ulusal ve uluslararası markalar arasına girdiğini, Telekomünikasyon kategorisinde … ihracat lideri olduğunu, Türkiye’nin en büyük ilk 500 bilirkişi …, “Son 3 yılda En İyi Performans şirketinin sıralandığı “Bilişim 500” araştırmasının sonuçlarına göre “Bilişim Şirketi” kategorisinde 1. sıraya, “Satış Gelirlerine” kategorisinde ise 19. Sıraya yükseldiğini, davacının seri markalara sahip olduğunu, “…, …, …, yerleştiğini, Türkiye’nin en büyük 500 firmasının belirlendiği Fortune 500 sıralamasında 186. Sıraya … HDTV” ibaresi görsel ve yazılı basında, çok fazla ve yoğun reklamı yapılan bir marka- tanıtma vasıtası olması sebebi ile, tüketiciler nezdinde refleks olarak algılanan markalar arasına girmiş olup, “…, …, …, … HDTV” markasının toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi karşısında bazı kişi ve kuruluşlar, Davacı Müvekkil Şirket’in faaliyeti ile çeşitli yol ve şekillerle iltibaslar yaratmaya, müvekkil şirket ile haksız rekabet yapmaya yönelmekte olduğunu, “WİFİ”, “…” VE “NET” ibarelerinin doğrudan tanımlayıcı olduğunu ve kimsenin tekeline bırakılmaması gerektiğini, … ibaresinin tüketicinin daha hızlı internet ve haberleşme hizmetlerine ulaşmasını sağlayan kavrama atıf yaptığını, WİFİ, … ve NET sözcüklerin anlamının, İnternet kullanan ve internet hizmeti sayesinde, RADYO, TELEVİZYON VE HABERLEŞME HİZMETLERİNDEN faydalanmak isteyen her yaş grubundaki tüketici tarafından bilindiğini, … ibareli markanın, 6769 Sayılı SMK’nın 5/1- a, b, c maddeler uyarınca reddine karar verilmesinin yasa ve usule uyarlı olacağını, ayırt edici niteliği bulunmayan ve tanımlayıcı olan WİFİ … NET sözcüklerin, bir kişinin tekeline bırakılması durumunda, piyasa haksız rekabete sebebiyet verileceğini, müvekkil şirket adına TÜRKPATENT nezdinde tescilli pek çok UYDU NET ibareli marka bulunmakta olduğunu, Müvekkil şirkete ait WIFI UYDU NET ibareli markadaki UYDU NET ibaresinin Müvekkil Şirket’in aynı zamanda çatı/ şemsiye markası olduğunu, … markası ile müvekkil şirkete ait UYDU NET WİFİ esas unsurlu marka arasında benzerlik bulunduğunu, Müvekkil Şirket’e ait … HD TV, …, … ibareli markalar ile dava konusu marka arasında görsel, işitsel ve anlamsal benzerlik bulunduğunu, belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptaline ve … sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalılardan Türk Patent vekili cevap dilekçesinde özetle; başvurunun ihtiva ettiği unsurların tamamıyla birlikte bıraktığı algı ve izlenim itibariyle başvuru kapsamındaki 38. sınıf hizmetler bakımından doğrudan tanımlayıcı nitelikte olmadığı ve ayırt edici olduğu, bu bağlamda 6769 s. SMK’nın 5/1-(a), (b) ve (c) bentleri kapsamında değerlendirilemeyeceğini, markalar arasında iltibas doğmayacağını, başvuru konusu marka ile itiraz konusu markaların tertip tarzı, yazım stilleri, ihtiva ettikleri farklı şekil ve renk unsurları, markalar arasında karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırmakta olup, markalar bütünsel algılamada da benzerlik taşımadığını, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu beyan ederek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edildiği halde davaya cevap vermemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, TÜRKPATENT’den davalı şahsa ait … sayılı marka başvurusu işlem dosyası ile itiraza dayanak marka tescil belgesi getirtilmiş, sunulan deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şirkete ait … sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 13/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 06/09/2021 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 09/02/2022 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…Dava konusu marka ile davacı markalarının kapsamındaki 38. sınıf emtialarının aynı/ aynı türde olduğu, Dava konusu marka ile davacı markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunmadığı, Somut uyuşmazlığa 6769 sayılı SMK’nın 6/5 hükmünün uygulanma ihtimalinin bulunmadığı, … numaralı davalı şirket markası açısından 38. Sınıfta hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı hususundaki nihai takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu…” ifade edilmiştir.
Dava Konusu Markanın 6769 sayılı SMK’nın 6769 sayılı SMK’nın 5/1-(a), (b), (c) bentleri Açısından Değerlendirme
a) 6769 sayılı SMK 4 üncü madde kapsamında marka olamayacak işaretler: (a) Bir işaret olmalı, (b) Bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt etme yeteneğine soyut olarak sahip olmalı, (c) Marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olmalıdır. 4 üncü maddede belirtilen şartları sağlamayan işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceğini düzenlemektedir. 4 üncü maddede, marka olabilecek işaretlere yer verilmiş olup bir markanın, ayırt ediciliğe sahip olması markanın en önemli niteliği olarak belirlenmiştir. Marka olarak tescil edilecek bir işaret, teşebbüsün mal veya hizmetlerini diğerlerinden ayırt etme özelliğine sahip olmalıdır. Bunun yanında, işaretin marka olarak tescil edilebilmesi için sicilde gösterilebilir olması gerekmektedir. Bu niteliklere sahip olmayan işaretin marka olarak tescil edilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Somut olayda başvuru kapsamındaki ürünlerin ortalama tüketiciler tarafından bir bütün olarak algılanacağı ve … ibaresinin 6769 sayılı SMK’nın 5/l-a maddesi anlamında tescil engeli oluşamayacağı kanaatine varılmıştır.
b) Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler:
Sicilde gösterilebilir olmasına rağmen ilgili mal veya hizmetler için ayırt ediciliğe sahip olmayan, dolayısıyla tüketiciler tarafından marka olarak algılanmayacak işaretlerin tescil edilemeyeceği düzenlenmiştir. Bir işaretin ayırt edici gücünün olabilmesi için kullanılacağı ürün veya hizmetin cinsine ve niteliğine yakın olmaması gerekir. Bunlar arasındaki uzaklık ne kadar fazla ise marka o kadar kuvvetli kabul edilir. Buna karşılık seçilen işaret kullanılan ürün veya hizmeti çağrıştırıyor ve onu belirliyorsa marka o oranda kuvvetsizdir. Hatta, marka eşyanın adı ile özdeş ise işaretin ayırt edici gücü ortadan kalkar. (YASAMAN, Hamdi: Marka Hukuku, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2004, )
Davaya konu marka olan … içinde geçen ibaresinin anlamsal olarak her ne kadar 38. Sınıf eşya kapsamındaki bazı hizmetler için ayırt ediciliği düşük olsa da markanın 38. Sınıfın tamamı için değerlendirildiği, üç kelimenin bir araya getirilmesiyle oluşturulan … İbaresinin ihtiva ettiği unsurların tamamıyla birlikte bıraktığı algı ve izlenim itibarıyla başvuru kapsamındaki 38. sınıf hizmetler bakımından ayırt edici olacağı, söz konusu ibare, ilgili tüketiciler tarafından, belirli bir ticari kaynağa ait bir işaret olarak algılanacak ve davaya konu başvuru bir bütün olarak, markanın asli işlevi olan, belirli bir işletmeye ait mal ve hizmetleri, diğer işletmelere ait benzer mal ve hizmetlerden ayırt etmeyi sağlama işlevini yerine getireceği, 6769 sayılı SMK ‘nın 5/1-b maddesi anlamında tescil engeli oluşamayacağı kanaatine varılmıştır.
c) Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten hizmetlerin veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler:
Başvurusu yapılan mal veya hizmet açısından tanımlayıcı olan, herkesin kullanımına açık tutulması gereken ve hiç kimsenin tekeline verilemeyecek işaretlerin tescil edilemeyeceği düzenlenmiştir. Söz konusu işaretleri, münhasıran veya esas unsur olarak içeren markaların ret nedeni olarak yer alması, rekabetin bozulmasının ve diğer üreticiler ile tüketicilerin bundan zarar görmesinin önlenmesine yönelik olarak tercih edilmiştir. Bir işaretin kamunun kullanımına açık/yeterince ayırt edici olup olmadığını tespit edilebilmesi için işaretin oluşturduğu bütünün göz önünde tutulması ve tasviri karakterinin olup olmadığının değerlendirmesinde o işareti taşıyan marka altında pazarlanan ürünün hitap ettiği tüketicinin üzerindeki görsel etkisinin değerlendirilmesi gerekir.
Dava konusu ibaresinin, üzerinde kullanılmak istenen 38. sınıftaki “Radyo ve televizyon yayın hizmetleri. Haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). Haber ajansı hizmetleri” yönünden ayırt ediciliği sağlayan ibaredir.
Her biri tanımlayıcı nitelikte olan kelimelerin birlikte kullanılmasıyla oluşturulan kelime kombinasyonlarının tanımlayıcılığı konusunda değerlendirilmesi gereken başlıca husus, bu şekilde oluşturulmuş başvuruların birlikte tanımlayıcı anlama sahip olup olmadığıdır. ATAD bu konuda verdiği, ünlü “baby dry” kararında (baby-dry ibaresinin bebek bezleri için tescili talep edilmektedir) aşağıdaki tespitleri yapmıştır. “Tanımlayıcılık sadece her kelimenin ayrı ayrı anlamına göre değil, aynı zamanda oluşturdukları bütüne göre değerlendirilmelidir. Tescili talep edilen kelime kombinasyonuyla, ilgili tüketici kesiminin malları/hizmetleri veya onların karakteristik özelliklerini tanımlamak günlük dilde kullandıkları terimler belirgin farklar, kelime kombinasyonuna marka olarak tescil edilmesini sağlayacak derecede ayırt edicilik kazandıracaktır.” ATAD’a göre; markayı oluşturan “bebek” anlamına gelen “baby” ve “kuru” anlamına gelen “dry” kelimeleri tek başlarına günlük dilde “bebek bezi” malının işlevi, amacı ile ilgili tanımlayıcı kelimeler iken, bu iki kelimenin sıra dışı, sözdizimine aykırı biçimde yan yana bulunmasından oluşan kombinasyon İngilizce’de kullanılan alışılagelmiş bir kombinasyon değildir. Davaya konu marka olan … markasındaki “WİFİ”, “…”, “NET” ibareleri tek tek bakıldığında tanımlayıcı olan, herkesin kullanımına açık tutulması gereken ve hiç kimsenin tekeline verilemeyecek bir anlamı bulunuyor olsa da davaya konu marka … olarak oluşturulmuş olup 6769 sayılı SMK’nın 5/1-c maddesi anlamında tescil engeli oluşamayacağı kanaatine varılmıştır.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 38.sınıftaki “38. Sınıf: Radyo ve televizyon yayın hizmetleri. Haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). Haber ajansı hizmetleri.” hizmetlerinin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise 2016/11033, 201595760, 2013/37661 sayılı “…”, “…”, “… hdtv” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 09, 35, 37, 38, 41, 42.sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, davalıya ait dava konusu markanın, işbu davaya konu olan 38. Sınıf: Radyo ve televizyon yayın hizmetleri. Haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). Haber ajansı hizmetleri.” emtiaları, davacının gerekçe olarak gösterdiği ve Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde benzer kabul edilmeyen markalarda aynen yer aldığı tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “…”, “…”, “… hdtv” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir. Dava konusu marka başvurusu ve itiraz gerekçesi markalar kelime ve şekilden oluşan karma nitelikteki markalardır.
Görsel değerlendirmede, kelimenin ilk kısmında oluşan benzerlik ya da benzememe durumu kelimenin son kısmına göre daha büyük öneme sahiptir. Bununla birlikte, görsel algı önce dışta bulunan elemanları ayırt ettiği için, son harf, kelimenin iç kısımlarında yer alan harflere kıyasla, daha büyük etkiye sahip olacaktır. Kelime markalarında, kelime yazıldığından farklı şekilde okunmadığı sürece (yabancı dillerdeki markalar), görsel ve işitsel benzerlik genellikle aynı anda ortaya çıkar. Bununla birlikte, kısa zaman aralığında gerçekleşen işitsel algıya kıyasla, görsel algının daha kesin ve tekrarlanan algılama imk nı sağladığı dikkate alınmalıdır. Bu nedenle, işaretler arasındaki görsel farklılıklar işitsel farklılıklara kıyasla daha fazla etkiye sahip olacaktır.
İşitsel benzerlik, kelime markaları telaffuz edilirken ortaya çıkan benzerlik halidir. İşitsel benzerliğin tespiti, bazı durumlarda tek başına markaların benzer markalar olarak değerlendirilmeleri için yeterli kabul edilebilir. Ancak, işitsel benzerliğin görsel benzerlikle yeterli düzeyde desteklenmemesi halinde markaların benzer markalar olarak değerlendirilmemesi de mümkündür.
Kavramsal (anlamsal) benzerlik, kelime veya şekil markalarının karşılık geldikleri anlam veya kavramlar bakımından ayniyet veya benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar. Kelime markalarının kavramsal (anlamsal) benzerliği, temel olarak, farklı şekilde yazılı kelimelerin aynı veya farklı dilde aynı/benzer kavramlara (anlamlara) karşılık gelmeleri durumunda ortaya çıkabilir. Şekil markalarının kavramsal (anlamsal) benzerliği ise temel olarak, markalarda yer alan şekil unsurlarının aynı kavramlara karşılık gelmeleri durumunda ortaya çıkabilir.
Davalı başvurusunun başvurusunun kırmızı bir çerçevenin içinde yer alan mavi ve büyük harflerle yazılmış düz kitap harfleri kullanılarak … ibaresinden oluştuğu görülmektedir. İtiraza mesnet davacı markaları ise, …+ şekil, … NET+ şekil ve … HDTV düz kitap harfleri kullanılarak oluşturulmuş ibarelerinden ve T şeklini andırır mavi bir logodan oluşmaktadır.
Davaya konu markadaki … ibaresindeki ibarelerin; Vayfayultranet olarak duyulacağı, davacı markalarının ise …, türksatuydunet, ultraheyçditivi şeklinde duyulacağı sonucuna varılmıştır.
Anlamsal benzerlik alanında yapılan değerlendirmede ise; … bir bütün olarak kelime anamı bulunmamaktadır. Wİ-Fİ sözcüğü, ‘’kablosuz bağ, bir cihaz ve bir ağ veya İnternet arasında kablosuz bağlantı sağlayan kablosuz ağ” anlamına gelmektedir. Wİ-Fİ sözcüğü, ‘’kablosuz bağ, bir cihaz ve bir ağ veya İnternet arasında kablosuz bağlantı sağlayan kablosuz ağ” anlamına gelmektedir. İngilizce bir kelime olan “…” Türkçe’de; isim olarak kullanıldığında; “uç görüşlü kimse, radikal kimse”, Sıfat olarak kullanıldığında; “…, aşırı, aşkın” anlamına gelmektedir. NET ibaresi ise 1. Bütün çizgileri belirgin olan, gözün bütün ayrıntılarıyla algılanan, iyi görünen. 2. İyi duyulan (ses). 3. Kesintilerden sonra geri kalan miktarda olan, safi: 4. mec. Açık seçik olan, anlaşılmaz yanı bulunmayan: net İng. Let Tenis, masa tenisi gibi oyunlarda servis atışlarında topun karşı sahaya geçerken fileye değdiğini belirtmek için kullanılan bir söz. net İng. Explicit net Osm. Vâzıh (fizik) anlamına gelmektedir. … ifadesinin de tüketiciler tarafından aşırı net kablosuz ağ manası taşıyabileceğinin yorumlayacağı kanaatine varılmıştır.
Davacı markaları ise …, … NET ve … HDTV ibarelerinde oluşmaktadır. UYDU; “1. gökbilim terimi bir gökcisminin çekiminde kalarak onun çevresinde dolanan ve onunla birlikte Güneş çevresinde dönen daha küçük gökcismi. 2.türlü erekler için Yer’den fırlatılan ve genellikle kapalı bir yörünge çizerek Yer çevresinde dolanan aygıt. anlamı taşımaktadır. … … Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme Anonim Şirketi kısaltması anlamı taşımaktadır. HD İngilizce sözcüğün kısaltması olup “High Definition”, yani yüksek çözünürlüklü demektir. Çözünürlüğün kalitesini piksellerin sayısı belirler.” anlamı taşımaktadır. TV ise Televizyonun kısaltması anlamı taşımaktadır.
Uygulamada da kabul edildiği üzere markaların başlangıç seslerini oluşturan ibareler normal şartlarda tüketicinin daha fazla dikkat edeceği kısımda yer almaktadır. Nitekim tüketicinin davranışsal tecrübeleri de göstermektedir ki tüketiciler markaların başlangıçlarında yer alan ilk unsurlara, soldan sağa okuma alışkanlığı nedeniyle, daha fazla odaklanmaktadırlar. Bu bağlamda taraf markaları arasında fonetik açıdan sadece … ibaresinin mesnet olarak gösterilen …+ şekil, … NET + şekil ve … HDTV markalarından sadece birinin bir kısmı ile eşleştiği ve bu benzerliğin bütünsel nitelikte son derece zayıf mahiyette olduğu kanaatine varılmışıtr.
Sonuç olarak, bu haliyle taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldıklarında görsel, işitsel ve anlamsal unsurların hiçbiri açısından, tüketicinin, işaretler arasında yanılgı yaşayabileceği mahiyette bir benzer algı yaratacağının mümkün olmadığına kanaat getirilmiştir.
Bu kapsamda, markalar arasında iltibas bulunup bulunmadığı belirlenirken, daha önce tescil edilmiş olan markanın başlangıçtaki ayırt edici gücü göz önüne alınır; bu etki zayıf ise, tescili istenen ikinci markada ufak bazı değişikliklerin yapılması yeterlidir. Şu halde, kural olarak, bir tanıtma işaretinin ayırt edici gücü ne kadar fazla ise, ona sağlanan koruma da o kadar kapsamlı ve geniş olacaktır. Bu çerçevede, bir ürünü belirtmek için zorunlu olan sözcükler (tanıtma işaretleri), jenerik sözcükler ve tasviri sözcükler, 6769 SMK anlamında ayırt edici bir niteliğe sahip olmadıklarından marka olarak tescil edilemezler. Fakat bunları çağrıştıran sözcüklerin marka olarak tescil edilmesi mümkün olabilir. Ancak, böyle zayıf bir marka seçen kimse bunun sonuçlarına da katlanmak, yani o markanın, normalde iltibas teşkil edebilecek benzerlerinin başkası tarafından kullanılmasına tahammül etmek zorundadır.
Açıklanan nedenlerle; … markası ile davacı markaları arasında çekişme konusu 38. Sınıflardaki hizmetler bakımından anlamsal, görsel, işitsel açıdan söz konusu markalar birbirlerinden yeterli düzeyde farklılaştığından iltibas tehlikesi bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığından, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 59,30 TL harçta düşümü ile 21,40 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalılar için AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/03/2022