Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/253 E. 2022/60 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/253
KARAR NO : 2022/60
DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, men’i, Tecavüz Fillerinin Durdurulması, Maddi ve Manevi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 31/08/2021
KARAR TARİHİ : 24/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/02/2022
DAVA:
Davacı vekili 31/08/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı … Basın Yayın Dağ.Org. San.Tic. A.Ş vekili tarafından mahkemeye sunmuş olduğu 7 sahifeden ibaret talep dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ülke çapında eğitim öğretim yayın alanında faaliyet gösterdiğini, Franchise vermek ve şube açmak suretiyle faaliyetlerini ülkenin her bölgesinde taşıdığını, şirketin ‘…’ ibareli yurt genelinde bilinen tanınmış tescilli markanın sahibi olduğunu, davalı şirket ile Franchising sözleşmesi kurulmuş ise de davalı şirketin yükümlülüklerine uymaması nedeni ile sözleşmenin feshedildiğini, davalı şirketin fesih işleminden sonrada müvekkil şirketin markalarına tecavüz ederek kullanmaya devam ettiğini, davalı şirketin binasında ‘…’, ‘… KURS MERKEZİ’ ibareli markalarını kullanmakta ve kendisini müvekkil şirketin bir şubesi gibi gösterdiğini, davalı şirketin faaliyet konusunun müvekkil şirket faaliyet konusu ile birebir aynı olduğunu, davalının kullanımlarının müvekkil şirket markalarına tecavüz niteliğinde olduğu gibi haksız rekabette oluşturduğunu, davalı şirket marka tecavüzü ve haksız rekabeti nedeni ile müvekkilin uğradığı maddi manevi zararları tazmin etmekle yükümlü olduğunu belirtmiştir. Neticeten; davalının hizmetleri bakımından ‘…’ ibaresinin kullanılmasının müvekkil unvanı ve markalarıyla iltibas yaratılması nedeniyle müvekkil şirketin vaki tecavüzünü ve haksız rekabetin tespiti ile meni ile, fazlaya ilişkin dava ve ıslah haklarımız saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL maddi tazminatın 15.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline , tecavüzün devamını önlemek üzere gerekli tedbirlerin alınmasına markaların kullanıldığı tabelaların sökülmesine, reklam vasıtası basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasına, üzerindeki müvekkil markalarının silinmesine, mümkün değil ise imhasına yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı şirket yetkili cevap dilekçesinde özetle; şirketin 01/07/1997 yılında Kazancılar İş Hanı 5. Katta Özel Büyük … Dershanesi’ni devralarak isim değişikliği için Milli Eğitim Bakanlığına müracaat etmiş ve … … Dershanesi olarak faaliyete başladığını, kursa yayın satın almak amacıyla Ankara’da … Basın Yayın Dağıtım A.Ş ile yapılan görüşmeler neticesinde davacı kurum ile 08/08/2016 tarihinde sözleşme imzaladıklarını, Ancak yapılan sözleşmenin davacının iddia ettiği gibi marka hakkına ilişkin olmayıp yayın satın alma sözleşmesi olduğunu, yetkilisi olduğu şirketin dava açılmasına sebebiyet verecek herhangi bir haksız fiili- tecavüzü olmadığını, dolayısıyla dava konusu olay için maddi ve manevi tazminatın yasal şartları olmadığını, maddi ve manevi tazminat isteminin soyut ve mesnetsiz olduğunu beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlık ve Uygulanacak Hükümler, Kanıtların Değerlendirilmesi ve Kabul:
Dava, davanın markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i, tecavüz fillerinin durdurulması, maddi ve manevi tazminat istemlerinden ibarettir.
Davacı ait tescilli marka:
2001/0405173 başvuru ve 01/03/2001 tescil tarihli “…” ibareli, 2015/88349 sayılı “SINAVKURS Özel Öğretim Kursları+şekil” ibaresinden oluştuğu, 02/11/2015 tarihinde, yine tespit isteyen şirket adına T/02101 başvuru numara ile tanınmış marka olarak tescil dildiği, markalar kapsamında 16, 41.sınıftaki “16. Nice Sınıfı ‘Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler.Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar. Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları.Büro makineleri.Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar. 41. Sınıf ise Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri.Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet rezervasyonu ve bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete vb. gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri.Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri.Tercüme hizmetleri.” mal ve hizmetleri kapsadığı tespit edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; … Nöbetçi Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak nöbetçi mahkeme aracılığı ile bilirkişi incelemesi sonucunda özetle “…davalı işyerinden satın alınacak ürün/hizmet potansiyel ortalama tüketicilerin zihninde davacıya ait ürün/hizmetleri satın aldıkları fikrini oluşturacaktır. Keşif esnasında rastlanan Davalının tabela ve toteminde ‘… Kurs Merkezi’ ‘… Özel Eğitim Kursu’ markası herhangi bir yenilik ve ayırt edicilik unsuru olmaksızın kullanıldığından; potansiyel ortalama tüketici kitlesi tarafından iltibasa yol açacak niteliktedir. Fiil/ fillerinin 22.12.2016 tarihli 6769 sayılı Sinai Mülkiyet Kanunu kapsamında marka hakkına tecavüz olarak değerlendirilebilineceği…” belirtilmiştir.
Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabet Yönlerinden İncelenmesi:
Marka Hakkına Tecavüz Halleri;
Marka hakkına tecavüz sayılan haller, iş bu davanın açıldığı 04.04.2019 tarihinde yürürlükte olan 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu madde 7’sine de atıf yapılmak suretiyle madde 29’da düzenlenmektedir. Kanunun m.29/1(a) bendinde m.7’ye atıf yapılarak, “marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmanın” marka hakkına tecavüz sayılan fiillerden olduğu belirtilmekte, daha sonra marka hakkına tecavüz sayılan diğer haller sıralanmaktadır. Bu durumda, marka hakkına tecavüz sayılan fiiller incelenirken SMK madde 7 ile madde 29’un birlikte dikkate alınması gerekir.
Yerleşik içtihada göre, halkın malların veya hizmetlerin aynı işletmeden veya ticari olarak bağlantılı bir işletmeden geldiğine inanması riski karıştırılma ihtimalini ortaya çıkartır. Markalar arasında karıştırılma ihtimalinin değerlendirilmesinde, markaların ilgili piyasadaki ortalama tüketici nezdinde bıraktıkları genel intiba ve global etki dikkate alınarak değerlendirme yapılmalı, markaların benzer olmaları halinde ise markanın tescil kapsamında yer alan mal ve hizmet ile ihlal iddiasında bulunulan markanın kapsadığı mal ve hizmetin benzer olup olmadığı ve ortaya çıkacak duruma göre markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Bu durumda, tescilli bir markanın aynısı ya da benzerinin aynı ya da benzer mal veya hizmetler için kullanımı halinde marka hakkına tecavüz söz konusu olacaktır.
Somut uyuşmazlıkta davalı tarafın faaliyet gösterdiği eğitim sektörünün ilgili tüketicilerinin sektör yapısı ve satın alınan hizmetin aynı olması, tüketicilerin dikkat, özen ve seçicilik düzeyi yüksek kişiler olsa dahi yanılgıya düşebilecekleri değerlendirilmektedir. Somut olayda da davacı yanın tescilli markası ilgili hizmetler açısından somut ayırt ediciliği bulunan bir şekil ve sözcük markası “…” iken, davalı yanın kullanımında, birebir aynı sözcük unsurunu kullandığı görülmektedir. Hal böyleyken davacı yanın, ayırt edici niteliğe haiz ve özgün bir logodan oluşan markasının birebir aynısının davalı tarafça hiçbir izne tabi olmaksızın markasal olarak kullanmasının, davacının markadan doğan haklarına tecavüz niteliğinde olduğu kanaatine varılmıştır.
Haksız Rekabet Halleri:
Hukukumuzda “haksız rekabet” müessesesi de, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir. Ayrıca; TTK’nın 54. Maddesinin 2. Fıkrasında; “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” 55. Maddesinin 4. Fıkrasına göre de; “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” örnek babından bir haksız rekabet hali olarak düzenlenmiştir.
Haksız rekabet hukukunun temel ilkelerinden biri olan “emek ilkesi” doğrultusunda; kendi emeğini ortaya koymadan gerçekleşen ve rakipleri rekabette engellemeye yönelik her türlü davranışın haksız olduğu anlamına gelmektedir. Başka bir ifadeyle kişinin kendi emeğine dayanmayan rekabeti haksızdır.
İhlal olduğu ileri sürülen davacı şirket adına tescilli ‘…’, ‘… Özel Öğretim Kursu’, markaları ‘… Kurs Merkezi’, ‘… … Özel Öğretim Kurs Merkezi’ şeklinde kullanılmıştır. Bu kullanımda marka kimliğinin esas unsuru ‘…’ ibaresi olup diğer ifadeler unsurdur. … ibaresinin baskın olarak kullanıldığı sonucuna varılmıştır. Davalı şirketin tabela, toteminde yer alan ‘…’, ‘… Kurs Özel Öğretim Kursları’ markaları 6769 sayılı Sınai Mülkiyetler Kanununa göre tamamı özel korumaya tabidir. 6769 sayılı Sinai Mülkiyet Kanunun 23 maddesi koruma sürelerine ilişkindir. Buna göre Koruma süresi ve yenileme madde 23- (1) Tescilli markanın koruma süresi başvuru tarihinden itibaren on yıldır. Bu süre, onar yıllık dönemler hâlinde yenilenir. Şeklindedir. Yapılan tescillerin tamamında hukuki koruma halen devam etmektedir.
… Basın Yayın Dağ.Org. San.Tic. A.Ş şirketi adına kayıtlı ‘…’, ‘… Kurs Özel Öğretim Kursları’ markaları; markanın tamamı hiçbir değişiklik yapılmadan ayırt edicilik ve yenilik unsuru olmaksızın –… Kurs Merkezi, ‘… … Özel Öğretim Kurs Merkezi’ şeklinde küçük değişiklikler yapılarak kullanılmıştır. Bu şekilde kullanımın da Markalar Kanunu anlamında aynen kullanım olduğu doktrinde ve yüksek yargı kararlarında kabul edilmiş olup bu şekilde kullanımın dahi haksız rekabet teşkil edeceğine ilişkin kararlar mevcuttur. Sonuç olarak, somut olayda; davalının “…” ibareli kullanımlarının haksız rekabet sayılabileceği kanaatine ulaşılmıştır.
Yapılan inceleme neticesinde; davalının tabela, toteminde davacı şirket adına tescilli ‘…’, ‘… Kurs Özel Öğretim Kursları’ , markaları kullanılmıştır. Söz konusu tescilli markalar ihlal olduğu iddia edilen markaların mal ve hizmetlerin sınıflarını kapsamaktadır. (41. Nice sınıfı)
Marka hukukunda iltibas, markalar arasında işitsel ve görsel benzerlik yaratmak suretiyle alıcı kitlesi gözünde markaların karıştırılmasına sebebiyet vermektir. İltibasa alıcı aldanmakta marka ile işaret kullanan işletmenin Aynı olduğu yanılgısına düşmekte bildiği güvendiği işletmenin malını aldığını zannederek iltibas sonucu başka bir işletmenin malını/hizmetini almaktadır. Markanın iltibası için iltibas ihtimalinin varlığı yeterli olup bu ihtimalin fiilen gerçekleşmesi şart değildir. Markalar arasında iltibasın olup olmadığı hususunda markanın bir bütün olarak bıraktığı izlenim esas alınır. İltibas ihtimali mal/hizmetin ticaretini yapanlara göre değil o mal ve hizmetin alıcılarına göre belirlenir. Ayrıca iltibasın tespitinde o mal veya hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas alınır.
6769 sayılı Sinai Mülkiyet Kanunu 7/b maddesi aynen ‘b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.’ Şeklindedir. Kanun tescilli mal arasında bağlantı olduğu ihtimalini de karıştırma tehlikesi kapsamına dahil etmiştir. Burada halk davalının işyerinden almış olduğu mal/hizmeti, bildiği güvenerek satın aldığı davacının tescilli ürünü/hizmetini satın aldığı düşüncesi hasıl olacaktır. Bunun yanında aldığı ürünü/hizmetini başka bir işletmeye ait olduğunu bilse dahi işletmeler arasında ekonomik bağlantı olduğu zannına kapılacaktır.
Doktrinde, halk tarafından karıştırılma ihtimalinin iki koşulun bir araya gelmesi halinde irdelenebileceği kabul edilmiş ve bu iki koşuldan birincisinin tescili istenen markanın, daha önce tescilli bulunan markanın aynısı veya benzeri olması, ikincisinin ise her iki markanın aynı mal ve hizmetlerde kullanılması olacaktır. Halk tarafından karıştırılma ihtimalinde ölçü ise bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halkın olduğu göz önünde tutulacaktır. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurmasıdır. Burada işitsel veya görsel bir benzerlik ve hatta genel görünüş açısından “umumi intiba” olması bile, halk tarafından iki marka arasında bir bağlantı kurulması ve hatta çağrıştırması dahi karıştırılma ihtimali için yeterli bir ölçü olarak kabul edilmelidir.
Davalının tabela ve toteminde ‘… Kurs Merkezi’ ‘… Özel Eğitim Kursu’ markası herhangi bir yenilik ve ayırt edicilik unsuru olmaksızın kullanıldığından; potansiyel ortalama tüketici kitlesi tarafından iltibasa yol açacak nitelikte olduğuna kanaat getirilmiştir.
Davacı vekilinin 15/02/2022 tarihli dilekçesi ve duruşmadaki beyanları ile maddi tazminat talebinden feragat ettiği görülmüştür.
Tarafların ekonomik durumları, ihlâl olunan hakkın mahiyeti, ihlalin etkileri, ihlalin ulaştığı kitle, fiilin ve kusurun ağırlığı, paranın satın alma gücü ibraz olunan belgeler ve eylemin gerçekleştirilme biçimi karşısında manevî tazminat miktarının 4.000,00.-TL olarak saptanmasının hakkaniyete uygun olacağı düşünülmüştür.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın Kısmen Kabulüne, davalının hizmetleri bakımından ‘…’ ibaresinin kullanılmasının davacının markadan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, tecavüzün menine ve tecavüz fiillerinin durdurulmasına, markaların kullanıldığı tabelaların sökülmesine, reklam vasıtası basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasına, üzerindeki müvekkil markalarının silinmesine, mümkün değil ise imhasına, 4.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine, masrafı davalıya ait olmak üzere kararın günlük yayınlanan bir gazetede bir defa ilanına, karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın Kısmen Kabulüne,
2-Davalının hizmetleri bakımından ‘…’ ibaresinin kullanılmasının davacının markadan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, tecavüzün menine ve tecavüz fiillerinin durdurulmasına,
3-Markaların kullanıldığı tabelaların sökülmesine, reklam vasıtası basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasına, üzerindeki müvekkil markalarının silinmesine, mümkün değil ise imhasına,
4-4.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-Maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine,
6-Masrafı davalıya ait olmak üzere kararın günlük yayınlanan bir gazetede bir defa ilanına,
7-Alınması gereken 273,24 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın düşümü ile 213,94 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Davacı için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarıca kabul edilen marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet yönünden 7.375,00 TL, manevi tazminat yönünden 4.000,00 TL olmak üzere toplam 11.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Kabul red oranına göre aşağıda dökümü gösterilen ve davacı tarafından yapılan 1.019,60 TL yargılama giderinden payına düşen 407,84 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalanının üzerinde bırakılmasına,
11-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.24/02/2022
Katip …
¸

Hakim …
¸

Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 127,10.-TL
Posta Masrafı 192,50.-TL
Bilirkişi Masrafı 700,00.-TL
Toplam 1.019,60.-TL