Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/252 E. 2022/122 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/252
KARAR NO : 2022/122

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/08/2021
KARAR TARİHİ : 21/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/04/2022
DAVA:
Davacı vekili 31/08/2021 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin 2020/35696 sayılı ve “…!” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa … Gayrimenkul Grubunun değerli araziler üzerinde dünya standartlarında nitelikli konut, ofis, iş merkezi, alışveriş merkezi, otel, vb. projeler geliştirmek amacıyla … Holding A.Ş. bünyesinde kurulduğunu, müvekkilinin de bu Grup şirketlerinden biri olduğunu, Türkiye’nin ilk kez beş ayrı fonksiyon alanı içeren, karma kullanımlı (mixed use) projesi olan … Centerın yapı maliki olduğunu, Bünyesinde Alışveriş Merkezi, Otel, Performans Sanatları Merkezi, Ofis ve Rezidans fonksiyonlarını bir arada barındıran … Centerdaki söz konusu fonksiyonlardan her biri kendi alanında en üst standarda sahip olduğunu, bu fonksiyonlardan … PSM’nin 2013 yılından bu yana, dünyaca ünlü gösteriler, müzikaller, sanatçı ve toplulukların da konuk olduğu, bünyesinde bulunan çeşitli amaçlara yönelik birden fazla sahne ve alanda konser, tiyatro, sergi, gösteri, eğitim, konferans, davet ve daha birçok yenilikçi etkinliğe ev sahipliği yapan ve İstanbul başta olmak üzere tüm Türkiye’den ve hatta yurt dışından gelen misafirlerine hizmet veren bir kültür ve sanat mekânı olduğunu, müvekkilinin bütçe sıkıntısı nedeni ile kültür-sanat etkinliği biletlerinikoltuklarını satın alamayan ÖĞRENCİLER için, … kampanyasını başlattığını, “…” … PSM ve Tosla iş birliği ile gerçekleştirilen, … PSMde gerçekleşen oturma düzenli etkinliklerde, … dakikada katılım sağlanmayan ve kullanılmayan koltukların 1 TL bağış karşılığında öğrencilerin kullanımına açıldığı bir proje olduğunu, 25.03.2020 tarihinde başvurusu yapılarak 25.09.2020 tarihinde tescil edildiğini, markanın2020 35696 tescil numarası ile 35., 38., 41. ve 43. Sınıflarda tescilli olduğunu, …” markası tüketiciler nezdinde refleks olarak algılanan markalar arasına girdiğini, her iki markanın da 38 ve 41. Sınıflarda tescilli olduğunu, her iki markanın tamlama şeklinde ve siyah harf karakterleri ile tasarlandığını, … … ibarelerini ortak olarak ihtiva ettiğini, … … ibaresinin her iki markada da, markaların başında yer aldığını, ortalama tüketicilerin kelimenin ilk hecesine, kelimenin diğer kısımlarına nazaran daha büyük dikkat gösterdiklerini, seri marka olduğu izlenimi uyandıracağını, koltuğum ibaresinin, sanat etkinliklerinde sıklıkla kullanılan tabirlerden olduğu göz önüne alındığında, her iki markanın … … gerçekleşen etkinlik anlamına geldiğini, … … koltuğa hak kazanan bir izleyicinin, … … sanata da kavuşmuş olacağını, müvekkilinin “…” ibaresi üzerinde tescil başvurusundan önce hak sahibi olduğunu, 2019 yılından bu yana gerçekleştirilen yoğun kullanımlar nedeni ile tanınmış marka haline geldiğini, Google arama motoruna … yazılarak yapılan aramada müvekkili ve diğer kardeş şirketlerinin kullanımlarına ilişkin binlerce sonuç çıktığını belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararın iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; somut olayda markaların ortak unsuru “… …” ibaresi olup, bu ibare “… anda” anlamında herkes tarafından yaygın olarak kullanılan, ayırt ediciliği düşük bir ibare olduğunu, sanat” ve “koltuğum” ibarelerinin ise olağan olarak farklı sektörlerde kullanılan, birbirinden tamamen farklı anlamlar taşıyan ve farklı çağrışımlar oluşturan ibareler olduğunu, bütüncül değerlendirme sonucu taraf markalarının iltibasa neden olacak düzeyde benzerlik arz etmediğini, davacı tarafça müvekkili Kurum nezdinde yapılan itirazında SMK 6/3. maddeye dayanılmadığını, YİDK kararlarının alındığı tarihteki koşullara ve ileri sürülen iddia ve delillere göre verildiğini, yine de davacının iddialarını ispatlayacak ve kendisinin eskiye dayalı gerçek hak sahibi olduğunu ve ibareyi Türkiye’de markasal anlamda bilinir hale getirdiğini, uzun yıllardır kullandığını ve bu ibare üzerinde bir hak elde ettiğini ispatlayacak mahiyette yeterli delil sunulmadığını, SMK 6/5 kapsamında davacı vekilinin hukuki dayanaktan yoksun taleplerinin kabulü mümkün olmadığını beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Davalı şahıs vekili cevap dilekçesinde cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Destekleme Derneği ile ilgili olarak sanatçılarla geliştirdiği projeler ile birçok kişiye burs imkanları sağlamış, ve bu projelerde Muğla Büyükşehir Belediyesi, Beşiktaş Belediyesi ve Beltaş Vakfı’nın da proje ortakları olarak desteğini temin ettiğini, Brieflyart” adındaki online müzayede kanalı ile dünyanın önde gelen müzelerinde eserleri bulunan evrensel sanatçıların … dönem eserlerini koleksiyonerler ile buluşmasına aracılık ettiğini, müvekkili markasının, “…”, “…” ve “sanat” ibarelerini içerdiğini ve bitişik bir şekilde, küçük harflerle ve ince yazı tipinde yazılmış bir kelime markası olduğunu, müvekkili markasının sonunda Sanat ibaresi, davacı da ise koltuğum! İbaresinin yer aldığını, “… …” ibaresinin zayıf bir ibare olduğunu, herhangi bir ayırt ediciliğe haiz olmadığını, … … ibaresini içeren 38 ve 41. Sınıfta tescilli başkaca markaların da bulunduğunu, ünlem işareti ve ekstra kalın yazı tipinin markaları farklılaştırdığını, davacının “sondakikakoltuğum!” markasının tanınmışlığını tespit eder nitelikte herhangi bir inceleme yapmaksızın sadece arama motoru sonuçlarına dayanarak ve web sitesi görüntülerini paylaşarak markasının tanınmış olduğunu iddia etmekle yetindiğini, markasının tanınmışlığına dair herhangi bir delil de sunmadığını, davacı markasının başvuru tarihi 2020 yılının Mart ayına ve tescil tarihi ise 2020 yılının Ekim ayına dayandığını, Pandemi sebebiyle dünyanın her ülkesinde karantina yoluna başvurulduğunu ve halkların günlerce veya haftalarca evlerden dışarı çıkılmasına müsaade edilmediğini, Nitekim ülkemizde de her türlü etkinlik alanı 1 Temmuz 2021 yılına kadar kapalı tutulduğunu, davacının, covıd-19 döneminde tescil edilen markası altındaki hizmetlerden öğrenciler tarafından dahi yararlanılamayacak durumda olması ve söz konusu davacı markasının tanınmışlık statüsüne ulaşabilmesinin mümkün olmaması sebebiyle tanınmış marka statüsünde olduğu iddiasının kabul edilemeyeceğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şahsa ait … başvuru numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 01/07/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 31/08/2021 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 24/02/2022 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…Taraf markaları kapsamında yer alan 38. Sınıftaki “Radyo ve televizyon yayın hizmetleri. Haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). Haber ajansı hizmetleri” ile 41. Sınıftaki “Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, fotomuhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri” nin aynı, aynı tür olduğu; davalıya ait marka ile davacının mesnet markası arasında bütüncül değerlendirme sonucunda marka ve işaretler arasında ilişkilendirme de dahil karıştırılma/benzerlik ihtimalinin bulunmadığı; Hükümsüzlük istemi bakımından Davacının gerçek hak sahipliğine ilişkin dava dosyası içerisine iddiasını ispat etmeye elverişli herhangi bir delil sunmadığından çekişme konusu hizmetlerde davalıdan daha önceki tarihlerde öncelik ve üstün hak sahibi olduğunun ispatlanamadığı, davacı markasının tanınmışlığını ispata yönelik dosya içerisinde yeterli delile rastlanılmadığı ancak; bu hususun nihai anlamda hukuki bir tespitin varlığını gerektirdiğinden tanınmışlık iddiasının takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun … başvuru numaralı “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 38, 41.sınıftaki “38.Sınıf: Radyo ve televizyon yayın hizmetleri. Haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). Haber ajansı hizmetleri. 41.Sınıf: Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri.” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise 2020/35696 sayılı ve “…!” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 35, 38, 41, 43.sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, davalının başvuru markasında yer alan 38. Sınıftaki “Radyo ve televizyon yayın hizmetleri. Haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). Haber ajansı hizmetleri” ile 41. Sınıftaki “Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri” nin davacının 2020/35696 tescil numaralı markası kapsamında aynen yer aldığı, işbu hizmetlerin aynı, aynı tür olduğu tespit edilmiştir. tespit edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak ve dava dilekçesinde bahsi geçen markaların standart karekterle yazılı “…!” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Başvuru markası düz beyaz zemin üzerinde “…” şeklinde siyah renkle yazılı olarak oluşturulmuş bakaca figüratif unsur içermemektedir. Keza davacı markası da siyah kalın punto ile oluşturulmuş düz beyaz zemin üzerinde “üstte … …” hemen altında ise “koltuğum!” ibaresinin konumlandırılan bir marka olduğu anlaşılmıştır. Taraf markalarının görsel olarak benzemediği kanaatine varılmıştır.
Davalının başvurusu …-da-ki-ka-sa-nat” şeklinde telaffuz edilirken, davacı markası ise “…-da-kika- mut-lu-luk” şeklinde telaffuz edilecektir. Taraf markaları salt ilk seslerinin “… …” ibaresinden oluşması sebebi ile düşük düzeyde işitsel benzerlik bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Taraf markaları anlamsal olarak değerlendirildiğinde; çekişme konusu unsur “… …” ibaresidir. Bu ibare (sıfat) Kitle iletişim araçlarına … anda ulaşan, toplumu yakından ilgilendiren, önemli (haber) anlamına gelmektedir. Sıfat olması sebebiyle önüne geldiği sözcüğü nitelemekle birlikte halk nezdinde sıkça kullanılan herkes tarafından bilinen ve kullanılan bir kelimedir. Özellikle habercilik hizmetlerinde “… …” altında pek çok haber sunulmaktadır. Başvuru markasında yer alan Sanat ibaresi de 1.isim bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık; 2. isim Belli bir uygarlığın veya topluluğun anlayış ve zevk ölçülerine uygun olarak yaratılmış anlatım; 3. isim Bir şey yapmada gösterilen ustalık; 4. Zanaat anlamlarına gelmektedir. Sanat, en genel anlamıyla yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olarak anlaşılır. Tarih boyunca neyin sanat olarak adlandırılacağına yönelik tanımlar yapılmıştır. Bu tanımlardan en yaygın kabul göreni sanatın edebiyat, resim, müzik, tiyatro, sinema, mimari ve heykel alt türlerinden oluştuğu görüşüdür. Bu haliyle Sanat ibaresi başvuru kapsamında yer alan 41. Sınıftaki “Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil)” hizmetleri yönünden ayırt ediciliği düşük bir ibare olduğu kabul edilebilecektir. Davacı markasında yer alan “koltuk” ibaresi ise 1.isim Omuz başının altında, kolun gövde ile birleştiği yer; 2. isim Kol dayayacak yerleri olan geniş ve rahat sandalye anlamlarına gelmekte olup tescil edilen sınıflardaki hizmetler bakımından ayırt ediciliği yüksek bir sözcük olduğu kanaatine varılmıştır.
Avrupa Birliği’ne bağlı marka ofisleri tarafından 02.10.2014 tarihli “Nispi Ret Nedenlerine İlişkin Ortak Uygulama Hakkında Ortak İletişim- Karıştırılma İhtimali” konulu Ortak Uygulama Kılavuzu madde 5.3’te (hedef 3) “Ortak bileşenler düşük seviyede ayırt edicilik taşıyorsa, karıştırılma ihtimali üzerindeki etkisini belirlemek” başlığı altında; “Markalar düşük seviyede ayırt ediciliği olan bir unsuru paylaşıyorsa, karıştırılma ihtimali değerlendirmesinde örtüşmeyen bileşenlerin markaların genel izlenimi üzerindeki etkisine odaklanacaktır. Örtüşmeyen bileşenlerin benzerlikleri/farklılıkları ve ayırt edicilikleri ele alınacaktır. Düşük seviyede ayırt ediciliği olan bir unsurun örtüşmesi, normalde kendiliğinden karıştırılma ihtimaline yol açmaz. Ancak şu durumlarda karıştırılma ihtimali olabilir; Diğer bileşenler daha düşük (ya da eşit derecede düşük) seviyede ayırt ediciliğe sahiptir veya belirgin olmayan görsel etkiye sahiptir ve markaların genel izlenimleri benzerdir veya markaların genel izlenimi … derece benzer ya da aynıdır.” değerlendirmesinde bulunulmuştur. Kısacası, zayıf marka seçen veya markasında bulunan ibarelerin yaygın kullanılması sonucu markası zayıflayan kimse, kendi markasının farklı unsurlarla kullanımına katlanmak zorundadır.
Ortak Uygulama Kılavuzunda da bahsedildiği üzere ayırt edici niteliği düşük bir unsurun markalarda ortak olarak yer alması, olağan şartlarda karıştırılma ihtimaline yol açmayacak bununla birlikte, markanın diğer bileşenleri de düşük ya da daha düşük derecede ayırt edici niteliğe sahipse veya diğer bileşenler görsel izlenimde önemsizse yahut markaların bütün olarak ortaya çıkardıkları izlenim benzerse veyahut markaların bütün olarak oluşturdukları izlenim aynı veya yüksek derecede benzer ise karıştırılma ihtimalinin varlığından söz edilebilecektir.
Belirtilen bu kıstaslar da dikkate alındığında aralarında benzerlik bulunduğu tespit edilen hizmetlerin alıcı ve yararlanıcıları tarafından derhâl algılanabilecek durumda olduğundan başvuru kapsamında yer alan 38. ve 41. sınıftaki hizmetler yönünden çekişmenin dayanağı yapılan “… …” ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf olması nedeniyle karşılaştırılan markalardaki ortak olmayan bileşenlerin dikkate alınarak bütünsel değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Bu kapsamda ise; dava konusu yapılan markadaki “sanat” ibaresi ile davacı markasında bulunan “koltuk” ibaresinin karşılaştırılan markaların ayırt edilmesini sağlamaya elverişli olduğu, davacının genel olarak kültür ve eğlence sektöründe faaliyette bulunduğu, bu ürün ve hizmetten yararlanacak olan kişiler bakımından satın alınmadan önce kısa süreli de olsa araştırma yapılması gerektiği, örneğin bir tiyatro veya konser bileti alırken, sanatçılarına, tiyatronun konusuna, bilet fiyatlarına, hizmetin nerede verileceğine dair bilgileri inceleyerek bilgi sahibi olacağı, dolayısıyla dikkat yüksek olan ortalama tüketicilerin farklı markalar ile karşı karşıya olduklarını düşünebilecekleri kanaatine ulaşılmıştır. Keza tescil kapsamında kalan diğer “Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri”, “Radyo ve televizyon yayın hizmetleri”, “haber ajansı hizmetleri” ve benzeri hizmetlerin de tüketicilerinin ortalama bilgi ve dikkat seviyesine sahip olarak kabul edilemeyeceği, yapım, yayın gibi hizmetlerin yararlanıcılarının dikkat düzeyinin yüksek olacağı, bundan dolayı da karşılaştırılan işaretlerin aynı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olmadığı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük İstemi Yönünden Önceye Dayalı Kullanım Yönünden Değerlendirme:
Önceye dayalı kullanım hakkının değerlendirilmesinde, işaretin kullanıldığı coğrafi alan, kullanımın niteliği, süresi, işarete yapılan yatırımlar, işaretin pazar payı ve işaretten elde edilen ciro vb. hakkında olmalıdır. Sınırlı sayıda olmamakla birlikte markasal kullanıma ilişkin faturalar, sipariş formları, mali ve finansal tablolar, ticaret odalarının beyanları, medyaya yansıyan haberler, makaleler, reklam ve tanıtıma yönelik belgeler denetlenebilir olmaları kaydıyla delil olarak sunulabilmektedir. Söz konusu delillerin kullanımın yoğunluğu ve süresi ile etkilenen coğrafi alan, kullanımın süresi, pazar payı ve elde edilen ciro hakkında bilgi verebilir nitelikte ve sayıda olmalıdır. Bu kapsamda davacı yan tarafından sunulan delillerin incelenmesi neticesinde “…!” ibaresinin çekişme konusu hizmetlerde önceye dayalı kullanımına yönelik markasal etki yaratacak derecede yeterli delile rastlanılmadığı ve fakat çekişme konusu markanın “sondakika sanat” ibaresinden oluştuğu, işbu markaya yönelik de gerçek hak sahipliğini ispata yarayan bir delilinin bulunmadığı, dolayısıyla davalıdan daha önceki tarihlerde öncelik ve üstün hak sahibi olduğunun ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığından, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Somut olayda, davalı şahıs tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamakla ve markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şahıs kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın düşümü ile 21,40 TL bakiye karar harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalılar için AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.21/04/2022
Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.