Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/224 E. 2021/423 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/224
KARAR NO : 2021/423

DAVA : İtirazın İptali (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/10/2018
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/12/2021
Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin …K. Sayılı kararının istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 28/05/2021 tarih ve 2019/1482 E. 2021/799 K. Sayılı ilamı gereğince dosya mahkememize tevzii edilmiştir.
DAVA:
Davacı vekili 18/10/2018 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacının, davalı ile 06.03.2006 tarihinde TSE Markasını Kullanma Tip Sözleşmesi akdedildiğini ve bu sözleşme kapsamında davalıya TSE markasını kullanma hakkı tanıdığını, davacı Kurumun 02.12.2012 tarihli Deney Ücreti konulu yazıyı davalı borçluya 01.10.2012 tarihli faturanın 15 gün içinde ödenmesi gerektiğinin bildirildiğini, davalı aleyhine Ankara … Müdürlüğü’nün … E sayılı dosya ile takip başlatıldığını, borçluya gönderilen ödeme emrinin tebliğ edildiğini, borçlunun yasal süre içinde herhangi bir yasal mesnet göstermeksizin borca İtiraz ettiğini, itiraz nedeniyle takibin durdurduğunu, davacı Kurum tarafından davalı için arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, davalının itirazının kötü niyetli olduğunu, bu nedenle yapılan itirazın iptalini iş bu dava ile talep ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduğu, davalı şirketin davacı kuruma karşı icra takibine konu faturaya ilişkin herhangi bir borcu bulunmadığını, davalı şirketin 2002 yılından bu yana ithal ettiği Kuru Tip Stasyoner aküler için yurt dışı belgelendirme kapsamında TSE Uygunluk belgesi aldığını, son olarak 2008 yılında davacıya müracaat ederek 2009 yılında geçerli olmak üzere … markalı ürünlerin Yurtdışı belgelendirme kapsamında TSE Uygunluk belgesi alınması amacıyla davacı Kuruma başvurduğunu, davacı Kurum tarafından belirlenen toplam belgelendirme bedelinin davalı tarafından davacı Kurum hesabına ödendiğini, ancak 4 sene sonra davacı Kurum tarafından 02.10.2012 tarihli yazı ile 299533 seri numaralı faturanın bedelinin ödenmesi gerektiğinin bildirildiğini, davalı şirket tarafından gönderilen cevap yazısında tüm fatura bedellerinin ödendiğinin 4 yıl sonra böyle bir işlem yapılmasının doğru olmadığının davacı Kuruma bildirildiğini ve faturanın yazı ekinde iade edildiğini, bunun üzerine Ankara … Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, açılan icra takibinin haksız olduğunu iddia ve beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından davalı şirket adına yapılan icra takibi neticesinde yapılan itirazın kaldırılması, takibin devamı ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir.
… adına, muhtelif markaların Türk Patent ve Marka Kurumu’nda tescilli olduğu, başvuru tarihinden itibaren 10 yıl süre ile koruma altında olduğu ve marka korumasının halen devam ettiği Türk Patent ve Marka Kurumu Resmi İnternet Sitesinden ve dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davacı kurum adına çok sayıda marka tescilli olup, bir kısım markaların hükümden düştüğü anlaşıldığından, dava tarihi itibariyle tescilli olan ve yalnızca dava konusu ürünler üzerinde kullanılan markalar incelenmiş olup markalara ilişkin bilgiler aşağıdaki şekildedir:
2014 32330 sayılı “TSE” İbareli markanın … adına 01, 02, 03, 04, 05, 06, 07, 08, 09, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45. Sınıflarda 17.03.2015 tarihinde tescil edildiği, suç tarihi itibariyle marka üzerindeki korumanın devam ettiği,
2014 32335 sayılı “TSE” İbareli markanın … adına 01, 02, 03, 04. 05, 06, 07, 08, 09, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45. Sınıflarda 18.03.2015 tarihinde tescil edildiği, suç tarihi itibariyle marka üzerindeki korumanın devam ettiği,
2014 32324 sayılı “TSE” ibareli markanın … adına 01, 02, 03, 04, 05, 06, 07, 08, 09, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45. Sınıflarda 18.03.2015 tarihinde tescil edildiği, suç tarihi itibariyle marka üzerindeki korumanın devam ettiği,
2016 72105 sayılı İbareli markanın … adına 01, 02, 03, 04, 05, 06, 07, 08, 09, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45. Sınıflarda 31.07.2017 tarihinde tescil edildiği, suç tarihi itibariyle marka üzerindeki korumanın devam ettiği anlaşılmıştır.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın Marka Tescil Başvurularına Ait Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ uyarınca Mal sınıfları 34, hizmet sınıfları 11 sınıftan oluşmaktadır. Yukarıda incelenen markalardan … sayılı markalar mal sınıflarının tamamında tescillidir.
Marka üzerindeki hak, mutlak bir haktır. Mutlak bir hak olan marka hakkı, sahibine markanın başkası tarafından kullanılmasını engellemek dahil olmak üzere, inhisari (tekel) hak ve yetkiler verir. Marka sahibine hem malvarlıksal yararlar hem de kişilik hakları sağlar. Marka hakkının sağladığı malvarlıksal yararlar, kullanma haklarıdır. Kullanma hakkıyla hem marka sahibinin markayı kullanması, hem de markasının başkasına kullandırması neticesinde elde ettiği ekonomik yararlar kastedilmektedir. Marka hakkının sağladığı kişilik hakları ile de marka sahibinin ünü ve itibarı ve bunlardan doğan hakları ifade edilmektedir. Bir malın Türk standartlarına uygun olduğunu ve kaliteli olarak üretilip piyasaya sürüldüğünü gösteren TSE veya Uluslararası kalite normlarına uygun üretildiğini belirten ISO 9000,9001, ve ISO 9002 işaretleri, klasik anlamda marka olmamakla birlikte 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile garanti markası olarak adlandırılmış ve klasik markaların tabi kılındığı hükümlere tabi kılınmıştır.
Davacıya ait marka bir garanti markası olup, marka sahibinin kontrolü altında birçok işletme tarafından o işletmelerin ortak özelliklerini, üretim usullerini, coğrafi menşelerini ve kalitesini garanti etmeyi sağlamaktadır. “Garanti Markası” sahibi markayı bizzat kullanmaz. Fakat, marka sahibinin belirlediği ve teknik yönetmelikte gösterilen mal ve hizmetleri marka sahibi tarafından denetlenir ve devamlı olarak kontrol altında tutulur. Markayı kullananların, marka sahibinin belirlediği niteliklere uymadan mal ya da hizmet sunmaları durumunda garanti markasının kullanılması önlenir, Bu nedenle garanti markası, marka sahibinin kontrolü altında üçüncü kişilerce üretilen mal veya hizmetlerin belirli özelliklerini garanti etmeye yarar. Garanti markasının belirlediği niteliklere uymayan mal veya hizmeti sunan kişi ve garanti markasının sahibi bundan sorumludur.
Faturanın ilgili kişi için hukuken değer ifade edebilmesi için faturanın ilgili kişiye ulaşmış olması gerekir. Faturayı gönderenin bu durumu ispatlaması da fatura bedelini isteyebilmesi için önemlidir. Ancak yasalarımızda faturanın tebliği şekle bağlı kılınmamıştır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2015/7613 Esas; 2016/190 Karar sayılı kararına göre faturanın tebliği yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur. Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Dosya kapsamında yapılan incelemeler sonucunda; dava konusu faturanın davalıya tebliğ edilmediği yönünde bir itiraz bulunmamakla birlikte, faturanın mükerrer düzenlendiği, davalının davacı kuruma böyle bir borcunun olmadığı yönünde itiraz bulunmaktadır. Dosyaya sunulan belgelerden davacı kurumun davalı şirkete vermiş olduğu muayene ve deney hizmetlerine ilişkin 12/08/2009 tarihinde fatura tanzim etmesine rağmen, 12/08/2012 tarihli faturayı neden tanzim ettiği anlaşılamadığı, davacı kurum davalı şirkete daha sonraki tarihte yeniden hizmet vermişse bu hizmete ilişkin belgelerini dosyaya sunmadığı, dava konusu 299533 seri numaralı KDV dahil 22.705,00 TL bedelli faturanın neden 7.705,00 TL’ sinin icra takibine konu edildiğinin davacı tarafından açıklanmadığı, başka bir deyişle takibe konu faturaya ilişkin hizmetin verildiğinin dosya kapsamı itibariyle davacı tarafından ispat edilemediği, mevcut dosya durumu itibariyle davalı tarafın itirazının yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davcının takipte kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının kötüniyet tazminat istemi kabul edilmemiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın REDDİNE
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili için AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A-13 ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi m.7/3 hükmü uyarınca 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/12/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.