Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/197 E. 2021/288 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/197
KARAR NO : 2021/288

DAVA : TÜRKPATENT YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 01/04/2016
KARAR TARİHİ : 14/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/09/2021

İDDİA:
Davacı vekili 01.04.2016 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin “…” esas ibareli tanımış markalar ile … sayılı ve “…”, “… şekil”, “i.ş.f. … şekil”, “… melek”, “… …”, “…”, “… sucukiçi”, “… şekil”, “i.ş.f. …”, “…”, “pastırmanın soyadı …”, “… altın dilim”, “… gurme”, “… … şekil”, “… mantının soyadı”, “… sucuğun soyadı”, … ya en iyisini yapar ya hiç yapmaz”, “… beri evlik … sucuk”, “… … beri anlatılmaz tadılır evlik … sucuk”, “… … beri anlatılmaz tadılır gurme … sucuk” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “… …” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa tescilli markalarının esas unsurunun ve ticaret unvanının “…” ibaresi olduğunu, başvurunun müvekkilinin markaları ile benzer olduğunu ve başvurunun tümüyle reddi gerektiğini, davalının başvurusunun iltibas yaratma ihtimalinin bulunduğunu, tüketicilerin başvuruyu, müvekkili şirketin seri markalarından birisi olarak algılayacağını, başvuru sahibi davalının kötü niyetli olduğunu, bu nedenle davaya konu kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek, … sayılı YİDK kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı TÜRKPATENT cevap dilekçesinde, YİDK Kararı’nın usul ve hukuka uygun olduğu, markaların genel izlenim dikkate alındığında, markaların m. 8/1-b kapsamında değerlendirilemeyeceği, markalar arasında benzerlik olmadığı, bu nedenle tanınmışlıkla ilgili m. 8/4 hükmünden yararlanılamayacağı, kötüniyetin valığına kanaat getirebilmek için ise başkalarının bu hakka sahip olduğunu bilmek ve başkalarını engelleme niyeti olması gerektiği, davalının Balıkesir’de ikamet etmesi ve soyadının “…” olması nedeniyle dava konusu markanın kötüniyetle bağdaşmayacağı, KHK/556 m. 8/5 hükmünün uygulabilmesi için ise davacının ticaret unvanının davalı marka ile karışıklık yaratacak bir benzerliğe sahip olmadığı savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı …’e usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamıştır.
ANKARA BAM 20.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI KARARI:
Mahkememizin 09.02.2017 tarih ve 2016/118 esas, 2017/29 karar sayılı davanın kısmen kabulüne dair verilen kararı, Ankara BAM 20.Hukuk Dairesinin 13.02.2020 tarih ve 2018/1986 esas, 2020/207 karar sayılı ilamıyla ve özetle
“…. Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının başvurusuna konu “… …” ibaresi ile davacıya ait “…” esas unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas bulunduğu, zira davalının başvurusuna konu markanın başında yer alan “…” ibaresisinin coğrafi yer adı bildirmesi nedeniyle asıl unsurun … ibaresi olduğu, davacıya ait “…” esas unsurlu birden çok markanın varlığı dikkate alındığında, tüketicilerin dava konusu markayı oluşturan ibareyi, davacıya ait seri markalardan biri olarak algılayabileceği anlaşılmakla, davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir…” gerekçesi istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; davalı TÜRKPATETN vekilinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararın Yargıtay’ca incelenmesi için temyiz başvurusunda bulunmuş;
YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ BOZMASI:
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 22.04.2021 tarih ve 2020/2335 esas, 2021/3976 karar sayılı ilamıyla özetle;
“…Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne, davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekilinin istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmişse de, “… …” ibaresinden oluşan davalı başvurusu ile, davacının itiraza mesned “…” ibareli markaları arasında görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne, davalı kurumun istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesi ile bozulmuş, usul ve yasaya uygun görülen özetlenen bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
10.01.2017 gün ve 29994 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 22.12.2016 gün ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun Geçici Madde 1/(1) hükmü uyarınca anılan kanunun yayımı tarihinden önce yapılmış marka tescil başvurularına, başvuru tarihinde yürürlükte bilinen 556 sayılı KHK hükümlerinin uygulanmasının zorunlu bulunması, YİDK kararının iptali ve buna bağlı tescil istemli davaların başvuru tarihindeki hukuki durum nazara alınarak sonuca bağlanmalarının gerekli olması karşısında 556 sayılı KHK hükümlerinin uygulanarak sonuca bağlanmalarının icap etmesi nedeniyle yeni SMK’nın yargılamanın aşağıdaki biçimde sonuçlandırılmasını engellemediği düşünülmüştür.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davalının 26/01/2015 tarihinde “… …” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’ne başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 29, 35. sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davacının … sayılı ve “…”, “… şekil”, “i.ş.f. … şekil”, “… melek”, “… …”, “…”, “… sucukiçi”, “… şekil”, “i.ş.f. …”, “…”, “pastırmanın soyadı …”, “… altın dilim”, “… gurme”, “… … şekil”, “… mantının soyadı”, “… sucuğun soyadı”, … ya en iyisini yapar ya hiç yapmaz”, “… beri evlik … sucuk”, “… … beri anlatılmaz tadılır evlik … sucuk”, “… … beri anlatılmaz tadılır gurme … sucuk” ibareli markaları ile benzerlik arz ettiğinden ve tanınmışlık iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
556 sayılı KHK’nin 8/1-b hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir;
Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurusu kapsamında 29, 35. sınıftaki “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. Danteller ve nakışlar (aplikeler), güpürler, fistolar, dar dokumalar, şeritler ve kurdeleler, ekstraforlar, fitiller, giysiler için kumaştan yapılmış hazır harfler ve rakamlar, armalar, rütbe işaretleri, vatkalar. Giysiler için düğmeler, kopçalar, halkalar, fermuarlar, ayakkabı ve kemer tokaları, perçinler, yapışkan bantlar, bağlar, toplu iğneler, iğneler, dikiş iğneleri, dikiş makinesi iğneleri, tığlar ve örgü şişleri, iğne kutuları ve iğnelikler. Yapma çiçekler, yapma meyveler. Saç tokaları, saçı bağlamak için halkalar, taçlar, değerli metalden olmayan saç süsleri, takma saçlar, postişler, elektrikli veya elektriksiz bigudiler. Oyunlar ve oyuncaklar. Salonda oynanan oyunlar; harici ekran ya da monitör ile bağlanıp oynanabilen oyunlar için aletler, makineler ve cihazlar (jetonla çalışanlar dahil). Hayvanlar için oyuncaklar. Çocuk bahçeleri, parklar ve oyun parkları için oyuncaklar. Bu sınıfa dahil jimnastik ve spor aletleri; olta takımları, yapay balık yemleri, avcılık ve balıkçılık için tuzaklar. Suni yılbaşı ağaçları ve bunlar için süsler, suni karlar, çıngıraklar, parti ve benzeri eğlenceler için malzemeler, kağıttan parti şapkaları. Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri,mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez İşlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri, tohumlar. Ormancılık ürünleri. Canlı hayvanlar (kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar dahil). Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar. Hayvan yemleri. Malt (insan tüketimi için olmayan). Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz). mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetler bulunurken itiraza mesnet markaların 05, 19, 21, 29, 30, 31, 32, 35, 40, 43.sınıflardaki mal ve hizmetleri kapsadığı, bir başka değişle; Dava konusu marka kapsamındaki; çekişmeli 29. sınıf malların tamamı yönünden taraf markalarının malları aynı/aynı tür olduğu, 35. sınıf hizmetlerin tamamı yönünden taraf markalarının hizmetleri aynı/aynı tür olduğu; 35. sınıfın son alt grubundaki hizmetlerin tamamı için de bu tespitin geçerli olduğu (zira, davacı yanın 1999 yılından bugüne tescili … “… Şekil” markası ile … “İ.Ş.F. … Şekil” ve … “…” markaları kapsamında genel olarak (yani Tebliğin 01-34. sınıfa dahil tüm malları için) mağazacılık hizmetleri yer almaktadır) görülmektedir.
Mallar/hizmetlerin örtüşmesinin karıştırma ihtimalini artıran bir unsur olduğu tekrar vurgulanmalıdır. Zira yukarıda ifade edildiği üzere, KHK’nın 8/1-b hükmündeki, markaların benzerliği ile mal ve hizmetlerin benzerliğine ilişkin unsurların karşılıklı bir bağımlılık ve dengeleme ilişkisi içinde olduğu gözden uzak tutulmamalıdır. Çünkü, kimi zaman karşılaştırılan mal ve hizmetler arasındaki aynılık veya yüksek düzeyli benzerlik, markalar (işaretler) arasında var olan düşük düzeyde benzerliği ikame edebilir.
İşaretlerin benzerliğinde ise, onların ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “… …” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markanın/markaların ise, standart karekterle yazılmış “…”, “… şekil”, “i.ş.f. … şekil”, “… melek”, “… …”, “…”, “… sucukiçi”, “… şekil”, “i.ş.f. …”, “…”, “pastırmanın soyadı …”, “… altın dilim”, “… gurme”, “… … şekil”, “… mantının soyadı”, “… sucuğun soyadı”, … ya en iyisini yapar ya hiç yapmaz”, “… beri evlik … sucuk”, “… … beri anlatılmaz tadılır evlik … sucuk”, “… … beri anlatılmaz tadılır gurme … sucuk” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Davacı markalarına bütün olarak baktığımzda “…” ibaresinin esas unsur olduğu görülmektedir. Bununla birlikte logolu kullanımlarda şekil ve sözcük unsuru bir bütün olarak karşımıza çıkmakta ve “…” şekli de tüketici zihninde kalıcı etki yaratmakta ve markanının kaynağına işaret etmektedir.
Davalı markası ise … … şeklinde iki kelimeden oluşmaktadır. KHK/556 m. 12’ye göre, “üçüncü bir kişinin kendi adını (soyadını) ve adresini, marka olarak alıp kullanması, ticaret ve sanayideki dürüst uygulamalara aykırı düşmedikçe, marka sahibi tarafından engellenememektedir”. Diğer bir ifadeyle, bir ad önceden alınıp marka tescili yapılmış olsa bile, aynı adı taşıyan bir üçüncü şahıs tarafından da dürüstlük ilkesine uymak koşuluyla ve gerekli ayırt edici eki alarak marka olarak tescil ettirilebilir.
Sonuç olarak “… …” ibaresinden oluşan davalı başvurusu ile, davacının itiraza mesned “…” ibareli markaları arasında görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 22.04.2021 tarih ve 2020/2335 esas, 2021/3976 sayılı bozma ilamında belirtilen ve uyulan gerekçelerle; davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 29,20 TL harçtan düşümü 30,10 TL karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı TÜRKPATENT için AAÜT uyarınca 5.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
4-Davalı TÜRKPATENT tarafından yapılan 35,90 TL İstinaf Karar Harcı, 98,10 TL İstinaf Yoluna Başvuru Harcı, 95,97 TL posta gideri olmak üzere toplam 229,97 TL’nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
6-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,

Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/09/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.