Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/195 E. 2022/24 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/195
KARAR NO : 2022/24

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 22/06/2021
KARAR TARİHİ : 27/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/01/2022
DAVA:
Davacı vekili 22/06/2021 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin TÜRKPATENT nezdinde … sayılı “…+şekil” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun TÜRKPATENT resmi markalar bülteninde yayınlandığını; davalı şirketin …. şekil”, “…” ibareleri markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kısmen kabulüne karar verilerek 29, 30. Sınıftaki mal ve hizmetler bakımından reddedildiğini, bu ret kararına karşı müvekkilin yeniden inceleme taleplerinin bu kez TÜRKPATENT … sayılı YİDK kararı ile nihai olarak kabul edilerek başvurunun reddedildiği, oysa iptali gereken dava konusu YİDK kararında gerekçe olarak gösterilen markalar ile müvekkili şirkete ait marka arasında iltibasa yol açacak hiçbir benzerliğin bulunmadığını, tescili talep edilen müvekkili şirket markası … markasının bir şekil markası olduğunu, … ibaresinin yazı fontu ve görseli ile davalı şirketin dayanak gösterdiği markaların arasında ne görsel, ne işitsel ne de kavramsal açıdan iltibasa yol açacak nitelikte benzerlik bulunmadığını, davaya konu YİDK kararında müvekkil şirket markası …+SÜT ibarelerinden ayrı ayrı oluşmaktaymış gibi marka hukukunun yerleşik uygulamasına aykırı değerlendirme yapıldığını, mevcut marka görseli ile davalının itirazına mesnet markaların parçalara bölünerek tek ortak unsur olan … ibaresine dayanılarak iltibastan bahsedildiğini, taraf markalarının YİDK kararında yapılan incelemenin aksine parçalara ayrılarak değil, bir bütün olarak incelenmesi gerektiğini, müvekkili şirketin geçmiş tarihli ve marka sicilinde halihazırda tescilli olan … ibareli markaları ile müvekkil şirketin seri marka yaratma hakkının da göz ardı edildiğini, kök markada mevcut olan asli unsurların korunarak seri marka statüsünde marka başvurularında bulunulması halinde itiraz gerekçesi olan markalar ile seri marka arasında iltibas ihtimali mevcut olsa bile seri markaların tescillerinin engellenebilmesinin mümkün olmadığını, TÜRKPATENT nezdinde müvekkil şirket tarafından kullanım ispatı talep edilmiş olduğunu, işbu kullanım ispatının davalı şirket tarafından yerine getirilemediğini, bu duruma rağmen müvekkili şirketin markasının kullanımı ispat edilemeyen mal ve hizmet sınıfları bakımından da reddedildiğini, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından başvurunun “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül” malları bakımından reddine karar verilmişse de 2010/14418, 154318 tescil numaralı itiraz gerekçesi markaların “mayalar, kabartma tozları” mallarda kullanımının ispatlandığı, …. tescil numaralı itiraz gerekçesi markaların kullanımlarının ispatlanamadığının tespit edildiğini, müvekkili şirkete ait seri marka niteliğinde olan … marka başvurusunun tescilinin “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül” mal ve hizmet sınıfları başta olmak üzere bir kısım mal ve hizmet grubu bakımından reddine dair verilen TÜRKPATENT YİDK kararının yerinde olmadığını belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptale karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kararın yerinde olduğunu; markaların benzer olması, kapsadıkları mal/hizmetlerin aynı/benzer olması ve iltibas yaratması koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerektiğini, markalar arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunup bulunmadığının tespitinde markalar arası görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, mal ve hizmetlerin benzerliği, önceki markanın ayırt edici niteliği, ihtilafa konu işaretlerin ayırt edici ve baskın unsurları, markaların birbirini çağrıştırma durumu, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurlarının dikkate alınması gerektiğini, markanın bütünü itibariyle dikkate alınması gerektiğini, bu nedenle iptali istenen YİDK’nın kararının usule ve yasaya uygun olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili şirketler grubunun temelinin 1923 yılında Prof …in kendi adını taşıyan ilaç labaratuvarını kurmasıyla atıldığını, günümüzde Türk ilaç sektörünün öncü ve köklü kuruluşu … İlaç San. A.Ş.’de uzun yıllar ilaç ve ilaç hammaddeleri üretimi yaparak titiz, dikkatli ve hijyenik sınai üretim deneyimi kazanarak 1973’te gıda sektörüne girmeye karar verdiğini ve ilk fabrikasını İzmit Köseköy’de işletmeye açtığını, Türkiye’ de fırıncılık sektöründe fenni maya kullanımının bu tarihten itibaren müvekkili şirket öncülüğünde yaygınlık kazandığını ve fenni maya ekmek üretiminin vazgeçilmez unsurlarından biri olduğunu, ilk fabrikasının ardından 1986’da İzmir-Kemalpaşa’da ikinci, 1990’da DüzceCumayeri’nde üçüncü maya fabrikasını kurduğunu, Türkiye dışındaki ilk yatırımını 1998’de Romanya’nın Paşcani şehrinde gerçekleştirdiğini, tüm fabrikalarında üretimin bilgisayar kontrollü sistemler ile yapıldığını, yaklaşık 1000 kişilik deneyimli bir kadroya ve çağın en gelişmiş teknik donanımına sahip bu tesislerde kaliteden ödün vermeyen bir anlayışla yaş, aktif kuru ve instant maya çeşitlerinin üretildiğini, müvekkili şirketin kurulduğu günden bu yana 250 bin ton yaş maya eşdeğerinde kapasiteye ulaştığını, dünyanın sayılı büyük maya üreticisi arasında yer aldığını, müvekkili şirketin ekmek mayası üretimi ile birlikte 1986 yılından beri fırıncılık, pastacılık ve değirmencilik ürünleri alanında da faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin kuruluşundan 1980 yılına kadar Türkiye maya pazarını geliştirdiğini, bu tarihten sonra dikkatini ihracat pazarlarına yönelttiğini, markalarının bugün dünyanın altı kıtasında 100’ü aşkın ülkede tanınmakta ve kullanılmakta olduğunu, müvekkili şirketin markalarının bu ülkelerin çoğunda ilk üçe girdiğini, bazı pazarlarda ise pazar lideri olduğunu, 100 milyon US $ tutarında yıllık ihracat rakamına ulaşıldığını, müvekkili şirket adına tescilli “…” markası ile ayırt edilemeyecek kadar benzer “…” marka başvurusunun müvekkilinin markasının tescilli olduğu sınıflarda tescilinin 6769 s. SMK’nın 6. Maddesine aykırı olduğunu ve YİDK kararının yerinde olduğunu, markalara karşılaştırmalı olarak bütün itibariyle bakıldığında telaffuz, biçim ya da anlamı itibariyle ya da bunlardan birkaçı bir arada ilk bakışta benzerlik gösteriyor ve bu benzerlik beraberinde halkın tescilli marka veya başvurusu yapılan işaret ile tescili talep edilen işareti karıştırması sonucunu doğuruyorsa tescil talebinin reddedileceğini, davacı yanın “…” markasının da müvekkili adına tescilli bulunan … ibareli seri markalarının esas unsuru olan “…” ibaresini içermekte ve müvekkiline ait … markalarının serisi olduğu izlenimi uyandıracağını, … kelimesinin içerdiği P ve K harflerinin sert ünsüz olmalarından kaynaklanan baskın okunuşlarının markalarda vurgunun … ibaresi üzerinde olmasına ve ayrıca dava konusu markanın ilk hecesinde kullanılması nedeni ile tüketicinin ilk olarak … ibaresini algılamasına, … ibaresinin akılda kalmasına ve gerek anlamsal gerekse işitsel olarak markaların karıştırılmasına ve aralarında bağlantı kurulmasına neden olacağını, müvekkili şirkete ait … ibareli markalar ile … markasının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu ve dava konusu markanın müvekkili şirketin … markasının seri markası niteliğinde olduğunu, Müvekkili şirketin taraf olduğu emsal davalara ilişkin kararlarda da … ibaresini içeren markaların müvekkili markaları ile iltibasa neden olacağına hükmedildiğini …. Dava konusu … marka başvurusu ile müvekkili adına tescilli … ibareli markaların benzer olması yanında ilintili mal/hizmetleri kapsadığını, markaların orta seviye tüketici tarafından karıştırılmasının, markalar arasında bağlantı olduğunun zannedilmesinin ve iltibas tehlikesinin oluşması için yeterli olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirketin markası kapsamından çıkartılan ürünler için birebir kullanımı olduğunu, davacı şirketin markası kapsamından çıkartılan “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül” ürünleri üzerinde müvekkili şirketin kullanımını gösteren görsellere yer verildiğini, davacı tarafın kazanılmış hak iddiasının yerinde olmadığını, somut olayda dava konusu … markasının kapsadığı mal/hizmetlerin önceki marka tescillerinin kapsadığı mal/hizmetler ile aynı/aynı tür mal/hizmetleri içermediğini, dava konusu markanın 29. Ve 30. Sınıf için başvuruda bulunulduğunu, davacı şirketin önceki markalarının ise sadece 29. Sınıf için tescilli olduğunu, ancak iş bu davada dava konusu markanın kapsamından çıkartılan ürünlerin 30. Sınıf içerisinde yer aldığını, müvekkiline ait “…” ibareli markanın 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesi anlamında tanınmış marka olduğunu, “…” markasının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde T/02417 numara ile tanınmış marka statüsünde korunduğunu, … markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer “…” markasının tesciline izin verilmesinin müvekkilinin emek ve zaman harcayarak itibar edindirdiği … markasının sulandırılmasına neden olacağını, davacıya ait … ibareli marka başvurusunun Türk Ticaret Kanunu anlamında haksız rekabet oluşturduğunu, tüm bu sebeplerle dava konusu YİDK kararının yerinde olduğunu beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararı ile davacıya ait kod nolu marka başvuru dosyası ve davalı şirkete ait marka tescil belgeleri getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, Türk Patent YİDK’nun … sayılı kararının iptali ile marka başvurusunun tescili istemine ilişkindir. YİDK kararının davacı başvuru sahibine 23/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 22/06/2021 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 13/12/2021 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “… Davacıya ait marka başvurusu ile davalı markaları arasında 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/1 maddesi anlamında dava konusu bütün emtialar bakımından aynı/aynı tür ve benzerlik ilişkisi bulunduğu, markalar arasında ilişkilendirilme/karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, bu nedenle iptali istenen 22.04.2021 tarih ve … sayılı YİDK kararının isabetli olduğu ve kararın iptaline ilişkin koşulların oluşmadığı…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “…+şekil” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 29, 30.sınıftaki “29 Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. 30 Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez” mal ve hizmetlerden meydana geldiği, itiraza mesnet markaların “… avantaj”, “… gıda üretim ve pazarlama a.ş”, “…”, “… supreme”, “… …”, “… şekil”, “…” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 01, 05, 29, 30, 31, 32, 35, sınıflardaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, davacıya ait … başvuru numaralı “…” ibareli marka başvurusunun eşya listesinde bulunan ve redde konu 29. ve 30. sınıflara dahil mallar ile aynı/aynı tür veya benzer malların davalıya ait ….”, “… şekil”, “…” ibareli markaların tescil kapsamında bulunduğu, öte yandan davacıya ait markanın başvuru kapsamında bulunan “SINIF KODU: 30 Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç” malları ile davalıya ait ret gerekçesi …. tescil numaralı markaların tescil kapsamında bulunan “Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, meyve ezmeleri” malları arasında kuru yemiş veya yaş yemiş olarak tüketilebilecek ürünlerin (patlamış mısır, çerezler ile kuru meyvelerin) rekabet halinde olmaları dolayısıyla ve ayriyeten davalıya ait ret gerekçesi 2014/33977, 2014/33590, 2018/47909, 2015/89171, 2015/86834, 2010/14418 tescil numaralı markaların tescil kapsamında bulunan “fırıncılık ve pastacılık mamulleri: bisküviler, gofretler”, “mısır, pirinç, buğday ve diğer tahıl unları” arasında birbirine girdi sağlama, hububat ürünlerini içeren fırıncılık ürünlerinin ve bisküvilerin/gofretlerin üretilmesi (tam tahıllı fırıncılık ürünleri, tahıllı/yulaflı bisküviler, patlamış mısırlı gofretler…) vb sebeplerle benzerlik bulunduğu, zira karşılaştırılan malların kullanım amacının benzer olduğu, birbiriyle ikame edebilir malları içerisinde barındırdığı, dağıtım kanalları itibariyle de birbirine yakın mallar olduğu, aynı tüketici grubuna hitap ettiği tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…+şekil” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “… avantaj”, “… gıda üretim ve pazarlama a.ş”, “…”, “… … ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Bilindiği üzere, kelime markaları söz konusu olduğunda, kelimenin yazım şekli değil kelimenin kendisi korunmaktadır. Bu nedenle, kelimenin büyük ya da küçük harfle ya da farklı yazım karakterinde yazılmış olmasının incelemeye etkisi yoktur. Kelime markalarında görsel değerlendirme; kelimenin uzunluğu/kısalığı, harf sayısı, harflerin dizilimi, kelime sayısı ve işaretlerin yapısı gözetilerek yapılmalıdır. Görsel değerlendirmede, kelimenin ilk kısmında oluşan benzerlik ya da benzememe durumu kelimenin son kısmına göre daha büyük öneme sahiptir. Bununla birlikte, görsel algı önce dışta bulunan elemanları ayırt ettiği için, son harf, kelimenin iç kısımlarında yer alan harflere kıyasla, daha büyük etkiye sahip olacaktır. Kelime markalarında, kelime yazıldığından farklı şekilde okunmadığı sürece (yabancı dillerdeki markalar), görsel ve işitsel benzerlik genellikle aynı anda ortaya çıkar. Bununla birlikte, kısa zaman aralığında gerçekleşen işitsel algıya kıyasla, görsel algının daha kesin ve tekrarlanan algılama imkânı sağladığı dikkate alınmalıdır. Bu nedenle, işaretler arasındaki görsel farklılıklar işitsel farklılıklara kıyasla daha fazla etkiye sahip olacaktır.
İşitsel benzerlik, kelime markaları telaffuz edilirken ortaya çıkan benzerlik halidir. İşitsel benzerliğin tespiti, bazı durumlarda tek başına markaların benzer markalar olarak değerlendirilmeleri için yeterli kabul edilebilir. Ancak, işitsel benzerliğin görsel benzerlikle yeterli düzeyde desteklenmemesi halinde markaların benzer markalar olarak değerlendirilmemesi de mümkündür.
Anlamsal benzerlik, kelime veya şekil markalarının karşılık geldikleri anlam veya kavramlar bakımından ayniyet veya benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar. Kelime markalarının anlamsal benzerliği, temel olarak, farklı şekilde yazılı kelimelerin aynı veya farklı dilde aynı/benzer anlamlara karşılık gelmeleri durumunda ortaya çıkabilir. Şekil markalarının anlamsal benzerliği ise temel olarak, markalarda yer alan şekil unsurlarının aynı kavramlara karşılık gelmeleri durumunda ortaya çıkabilir. Benzerlik ve karıştırılma ihtimali telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Halkın, karşılaştırılan işaretler arasında “bağlantı” kurma ihtimali bulunması, benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterlidir.
Markalar arasında benzerlik incelemesinde temel ilke, her iki markanın ortalama tüketici üzerinde bıraktığı genel intibaa göre tüm faktörler bir arada gözetilerek “global değerlendirme” yapılmasıdır. Global değerlendirme gereği, markaların unsurlarına bölünerek, unsurlarına göre ayrı değerlendirme yapılması hatalı olacaktır. Bununla birlikte, inceleme sırasında markayı oluşturan jenerik, tanımlayıcı unsurların değerlendirme dışı bırakılmasına engel değildir. Dolayısıyla asıl olan markaların bir bütün halinde bıraktıkları genel intibaa göre değerlendirme yapılmasıdır.
Bununla birlikte markalar esas ve yardımcı unsur olmak üzere iki unsurdan meydana geldiği asla göz ardı edilmemelidir. Markayı benzerlerinden ayırt etmeye yarayan markada diğer unsurlara göre daha ön planda olan unsur esas unsur iken; esas unsura göre nispeten arka planda olan, malın ve hizmetin temel özelliklerini veya sair özelliklerini belirten ve esas unsura bağlı ve onunla ilişki içinde bulunanlar yardımcı unsurdur. Markaları benzerlerinden ayıran en önemli unsur esas unsurlardır. Markanın ayırt ediciliği ve iltibasa sebebiyet verip vermediği gibi hususlar esas unsur nazara alınarak tespit edilir.
Yargıtay 11. HD’nin 2002/12018 E. ve 2003/4432 K. Sayılı “PORT/INTERPORT” kararında belirlenen temel ilkelerin dikkate alınması gerekmektedir. Buna göre; Asıl unsuru markanın bütünü itibarıyla bıraktığı izlenim, tümüne hâkim olan görünüş ve ayrıcalığını vurgulayan imajda aramak lazımdır. Tespit edilen asıl unsur sözcükten ibaret ise markalarda ortak olarak kullanılan kök kelime ve başvuru sahibinin varsa ilave ettiği ekler belirlenmelidir. Son olarak başvuru sahibinin markasındaki eklentinin başlı başına ayırt edicilik vasfının olup olmadığı üzerinde durulmalıdır.
Davacıya ait marka başvurusu ile davalıya ait ret gerekçesi markalar karşılaştırıldığında; davacıya ait ibareli markanın “…+ şekil” baş harfi büyük olmak üzere mavi-beyaz renkte yazılmış “…” ibaresinden ve ibarenin alt ve üst kısmında yatay şekilde konumlandırılmış kırmızı mavi renklerdeki oval şeritlerden oluştuğu, davalıya ait markaların ise “…” veya “…” ibaresini münhasıran içerdiği ya da bu ibarelerin yanına eklenmiş ibarelerle oluşturulduğu, taraf markalarında “…” ibaresinin ortak ayırt edici unsur olarak yer aldığı, davacı başvurusunda ve davalı markalarında “…” ibaresi dışında ibareler bulunduğu tespit edilmekle birlikte, markalarda “…” ibaresinin ortak unsur olarak bulunmasından kaynaklı oluşan benzerliğin markalarda yer alan ilave kelimelerin yarattığı farklılığa nazaran daha baskın olduğu, başka bir ifadeyle markalar arasındaki benzerliklerin farklılıklara nazaran daha ön planda olduğu, bununla birlikte davacı markasında “…” ibaresi dışında bulunan diğer unsurun “SÜT” ibaresi olduğu ve gıda türü olan bu unsurun ayırt ediciliğinin bulunmadığı, davalıya ait markaların bir kısmının “…” ibaresini münhasıran içerdiği ve bu markalar ile davacıya ait “…” markasının benzerliğinin yüksek olduğu, davalıya ait diğer markaların ise “…” ibaresini münhasıran içerdiği veya ilave unsurlarla birlikte içerdiği, bu markalarda da “…” ibaresinin yanındaki unsurun “MAYA” ibaresi olduğu ve bu unsurun da bir gıda ürünü olması nedeniyle ayırt ediciliğinin bulunmadığı, bu nedenle markalar arasında 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/1 maddesi anlamında benzerlik bulunduğu kanaatine ulaşılmıştır
Yukarıda tüm değerlendirmeler ve tespitler ışığında, markalar arasında … ibaresinin ortak ayırt edici unsur olarak bulunmasından kaynaklanan benzerlik bulunması, bunun yanı sıra davacı markasının tescil kapsamından çıkartılan mallar ile aynı/aynı tür veya benzer malların davalıya ait ret gerekçesi markaların da tescil kapsamında bulunması, bununla birlikte davalıya ait “…” markasının gıda sektöründeki tanınmışlığı nedeniyle arttırılmış ayırt edici niteliğe sahip olması hususları ile birlikte davalının taraf olduğu davalarda Ankara 1. ve 2. FSHHM tarafından verilmiş emsal kararların varlığı göz önüne alındığında markalar arasında 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/1 maddesi anlamında karıştırılma ihtimali ortaya çıkabileceği kanaatine ulaşılmıştır.
Son olarak, davacı vekilinin kazanılmış hak iddiasının incelenmesi neticesinde, davacıya ait önceki 2000/09269 markanın tescil kapsamındaki 29. Sınıf Süt ve süt ürünleri: Her türlü süt, beyaz peynirler, kaşar peynirleri, yoğurt, ayran, kaymak, krema, süttozu, kefir, süt oranı fazla sütlü içecekler, meyveli sütler,meyveli yoğurtlar, kısrak sütünden mamül içecek (kımız). Yenilebilir sıvı ve katı yağlar, tereyağlar, margarinler.” mallar ile 2006/51357 sayılı markanın kapsamındaki 29. Sınıf ” Süt ve süt ürünleri: Her türlü süt, her türlü peynir, yoğurt, ayran, kaymak, krema, krem şanti, süttozu, kefir, süt oranı fazla sütlü içecekler, meyveli sütler, meyveli yoğurtlar, kımız, süt ve süt ürünlerinden (süt oranı fazla ) tatlılar… Yenilebilir sıvı ve katı yağlar, margarinler, tereyağlar…” ile dava konusu marka başvurusunda yer alan ve redde konu olan malların aynı/aynı tür mallar olmadığı tespit edildiğinden, kazanılmış hak ilkesinin uygulanma koşullarından birisinin kazanılmış hak iddiasında bulunulan önceki tarihli marka/markalar ile yeni markanın tescil kapsamında bulunan mal/hizmetlerin aynı/aynı tür mal/hizmetler olması şartı dikkate alındığında, davacıya ait önceki markaların dava konusu marka bakımından kazanılmış hak doğurmayacağı kanaatine varılmıştır. Dolayısıyla davacı vekilinin söz konusu iddiasının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Kullanım İspatı Yönünden Değerlendirme:
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 19/2. Maddesi “6 ncı maddenin birinci fıkrası kapsamında yapılan itirazlarda, itiraz gerekçesi markanın itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olması şartıyla, başvuru sahibinin talebi üzerine, itiraz sahibinden, itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması talep edilir. İtiraz sahibi tarafından bu hususların ispatlanamaması durumunda itiraz reddedilir. İtiraz gerekçesi markanın, tescil kapsamındaki mal veya hizmetlerin sadece bir kısmı için kullanıldığının ispatlanması hâlinde itiraz, sadece kullanımı ispatlanan mal veya hizmetler esas alınarak incelenir.” hükmünü amirdir. – Yapılan incelemede, başvuru sahibi (davacı) … tarafından 2010 14418, 154318, 2011 56121, 2011 56120, 2009 41396 tescil numaralı itiraz gerekçesi markalar hakkında kullanımın ispatlanmasının talep edildiği tespit edilmiştir.
Davalı itiraz sahibince sunulan delillerin Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından incelenmesi sonucunda 2010/14418, 154318 tescil numaralı itiraz gerekçesi markaların “mayalar, kabartma tozları” mallarında kullanımının ispatlandığı, öte yandan kullanım ispatına konu 2011/56121, 2011/56120, 2009/41396 tescil numaralı itiraz gerekçesi markaların kullanımlarının ispatlanamadığı tespit edilmiştir. Davacı taraf, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından başvurunun “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül” malları bakımından reddine karar verilmişse de 2010/14418, 154318 tescil numaralı itiraz gerekçesi markaların “mayalar, kabartma tozları” mallarda kullanımının ispatlandığı, 2011/56121, 2011/56120, 2009/41396 tescil numaralı itiraz gerekçesi markaların kullanımlarının ispatlanamadığının tespit edildiğini, özetle müvekkili şirket tarafından kullanım ispatı talep edilmiş olduğunu, işbu kullanım ispatının davalı şirket tarafından yerine getirilemediğini, bu duruma rağmen müvekkili şirketin markasının kullanımı ispat edilemeyen mal ve hizmet sınıfları bakımından da reddedildiğini ileri sürmektedir. Ancak yapılan incelemede, davacıya ait marka başvurusunun ,,,,” ibareli markalar gerekçe gösterilerek kısmen reddedildiği, kullanım ispatına konu olmayan 2016/96654, 2014/33977, 2014/33590, 2018/47909, 2015/89171, 2014/28763, 2015/86834 sayılı markaların da ret gerekçesi markalar arasında yer aldığı, başvurunun kullanımı ispat edilemeyen mal ve hizmet sınıfları bakımından da reddedilmesi yönündeki iddianın hukuki dayanağının bulunmadığı, zira redde konu “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül” malları ile aynı/aynı tür malların 2014/33977, 2014/33590, 2018/47909, 2015/89171, 2015/86834 sayılı ret gerekçesi markaların tescil kapsamında bulunduğu tespit edilmiştir. YİDK kararında Markalar Dairesi Başkanlığı’nın kullanım ispatına ilişkin olarak yaptığı değerlendirme de isabetli bulunmuştur. YİDK kararını bu yönüyle hukuki ve isabetli olduğu kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL karar harcının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar için 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/01/2022
Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.