Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/187 E. 2021/420 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/187
KARAR NO : 2021/420

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 14/06/2021
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/12/2021
DAVA:
Davacı vekili 14/06/2021 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin TÜRKPATENT nezdinde … sayılı “… … hotel şekil” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun Markalar Dairesi Başkanlığınca … sayılı ve “… şekil” ibareleri markalar gerekçe gösterilerek 556 sayılı KHK’nın 7/1-b bendi uyarınca reddedildiğini bu ret kararına karşı müvekkilin yeniden inceleme taleplerinin bu kez TÜRKPATENT … sayılı YİDK kararı ile nihai olarak başvurunun reddedildiği, oysa bu karara karşı Ankara 3. FSHHM’nin …K. sayılı dosyası ile açılan davada söz konusu YİDK kararının davacı lehine iptaline karar verildiğini, marka başvurusunun ilanı aşamasında bu kez başvuru konusu işaret ile … sayılı markanın benzerliğine karar verildiğini ve huzurdaki davanın açıldığını esasen aynı konuda kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunduğunu, diğer yandan dava konusu markaların benzer olmadığını belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptale karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu markaların esas unsurlarının … olması sebebiyle aralarında fonetik, biçimsel ve anlamsal benzerlik bulunduğunu, bir bütün olarak aynı intibaı bıraktıklarını, davacı markasının, tüketiciler nezdinde davalı firma markasının bir başka versiyonu, serisi, uzantısı olarak algılanabileceğini, Ankara 3. FSHHM’nin …K. sayılı dosyasına konu uyuşmazlığın KHK’nın 7/1-b maddesi kapsamında yapılan incelemeye ilişkin olduğunu, huzurdaki davanın ise davalı firmanın itirazı sonrası m. 8/1-b kapsamında verilen red kararına ilişkin olduğunu, bu sebeple önceki tarihli mahkeme kararının bu davaya etki eder nitelikte olmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; Ankara 3. FSHHM’nin ….K. sayılı dosyası ile işbu davanın kanuni dayanak ve gerekçelerinin farklı olduğunu, davalının … ve … sayılı … markalarının sahibi olduğunu, tescil kapsamında yiyecek içecek sağlama hizmetleri ile geçici konaklama hizmetlerinin de bulunduğunu, dava konusu markaların benzer olduğunu, karıştırılma ihtimali bulunduğunu, YİDK kararının yerinde olduğunu, davacının … kelimesine ilişkin yaptığı açıklamaların mahkemeyi yanıltmaya yönelik olduğunu ve kabul etmediklerini beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararı ile davacıya ait … kod nolu marka başvuru dosyası ve davalı şirkete ait marka tescil belgesi getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, Türk Patent YİDK’nun … sayılı kararının iptali ile … sayılı marka başvurusunun tescili istemine ilişkindir. YİDK kararının davacı başvuru sahibine 14/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 14/06/2021 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 17/11/2021 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…Davacı marka başvuru kapsamında yer alan 43. sınıf hizmetlerin tamamının, redde mesnet davalı markası kapsamındaki hizmetlerle aynı olduğu, Dava konusu marka işaretleri arasında benzerlik bulunduğu, Somut olayda 556 sayılı KHK m. 8/1-b ile aranan, emtialar ve marka işretleri arasındaki çifte benzerlik koşulunun gerçekleştiği, Buna göre dava konusu YİDK kararının iptali talebinin takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu…” ifade edilmiştir.
556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendinde “Tescil için başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer olması ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer olması, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali olması ve bu karıştırılma ihtimalinin tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsaması.” hali düzenlenmiş olup, burada markalar arasında herhangi bir şekilde benzerlikten bahsedilmektedir. Düzenleme kapsamında markalar arasında karıştırılma tehlikesinin varlığı için hem markalar hem de mal ve hizmetler açısından ayniyet/benzerlik şartının sağlanmış olması gerekmektedir.
556 s. KHK’nın 8/1-b hükmü uyarınca markalar ve tescile konu mallar arasında halk arasında karıştırılma ihtimaline neden olabilecek bir benzerliğin mevcut olup olmadığının tespit edilmesi, ardından da somut olayın şartları dikkate alınarak markaların halk tarafından karıştırılma tehlikesi olup olmadığı hususunun irdelenmesi gerekmektedir.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “… … hotel şekil” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 43.sınıftaki “43 Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı (kreş) hizmetleri, huzurevi hizmetleri dahil” mal ve hizmetlerden meydana geldiği, davalının markasının “… şekil” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 43. sınıfdaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, dava konusu davacı markasının tescil edilmek istendiği 43. sınıf: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı (kreş) hizmetleri, huzurevi hizmetleri dahil), redde mesnet … markasının tescilli olduğu 43. sınıfın 01 ve 02. alt sınıflarındaki hizmetler ile aynı olduğu tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “… … hotel şekil” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “… şekil” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
556 s. KHK m. 8/1-b Kapsamında Değerlendirme:
556 sayılı KHK m. 8/1-b hükmünde, markalar arasında “ayırt edilemeyecek kadar benzerlik”ten değil “herhangi bir şekilde benzerlik”ten bahsedilmektedir. KHK’ nın 8/1-b maddesi anlamında bir markanın bir başka marka ile benzer olup olmadığı müşterisinin hafızasında bıraktığı imaja göre belirlenir. Bir marka, hizmet veya mal; diğer bir marka, hizmet veya malla karşılaştırılırken; marka, mal veya hizmete bütünsel açıdan yaklaşılmalı ve müşterileri nezdinde bıraktıkları izlenim dikkate alınmalıdır. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 18.02.2001 tarih, 2000/10286 E., 2001/1183 K. sayılı kararında “ … markalar karşılaştırılırken onların piyasaya sürülüş biçimlerine, kullanılış şekillerine bakılarak orta düzeydeki alıcı nezdinde bıraktığı toplu intiba dikkate alınır” tespitinde bulunmakla maddeye somut bir kıstas getirmiş bulunmaktadır. Ayrıca, farklı unsurları bünyesinde bulunduran bir marka, bir başka markayı çağrıştırıyorsa ve bilhassa halk nezdinde bu başka marka ile irtibatının mevcut olduğu intibaını yaratıyorsa, “benzer” veya diğer bir ifade ile “karıştırılma ihtimali olan (iltibas)” markadan bahsedilir. Benzeri olup olmadığının tespitinde orta düzeyde tüketici üzerinde bıraktığı intiba esas alınır. Nitekim, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 05.07.2001 tarihli E. 2001/4502 ve K. 2001/6197 sayılı kararında; benzerlikleri yüzünden orta düzeyde bir tüketicinin ürünleri karıştırma tehlikesinin bulunduğu markalar arasında iltibas olduğunu kabul etmektedir.
556 s. KHK m.8/1-b kapsamında markalar arasında bir benzerliğin varlığının tespitinde doktrin ve yargı kararlarında esas olarak; markalar arası görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, markaların birbirini çağrıştırması, markaların bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, markaların tescilli oldukları malların veya hizmetlerin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurların, dikkate alınması gerektiği vurgulanmaktadır.
Bu ilkeler ışığında somut olayı değerlendirildiğinde; dava konusu markalar 43. sınıf kapsamındaki hizmetler bakımından aynıdır. Öte yandan iltibas tehlikesinden söz edebilmek için sadece emtia listeleri arasında benzerliğin var olması yeterli değildir. Marka işaretleri bakımından da benzerlik şartının gerçekleşmesi ve bu benzerliğin halk nezdinde karışıklık doğuracağının tespiti gerekir. Buna göre markalar arasında benzerliğin işitsel, görsel veya anlamsal açıdan olması mümkündür. Ancak bu benzerlik tespit edilirken markanın bıraktığı genel izlenim dikkate alınmalıdır. Markalar ve mal ve hizmetler arasında benzerlik nedeniyle halkın markaları karıştırma olasılığının olup olmadığı hususu yukarıda belirtilen ilkeler ve somut olayın bütün şartları dikkate alınarak belirlenmelidir. “İnceleme konusu markaların görsel, işitsel veya anlamsal benzerliğinin bütün olarak değerlendirilmesi, markaların baskın ve ayırt edici nitelikte olan unsurları dikkate alınarak oluşturulan genel izlenim esas alınarak yapılmalıdır.” Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın yerleşik içtihatlarına göre de markalar arasında karıştırılma tehlikesinin olup olmadığının tespitinde dikkate alınması gereken üç temel unsur bulunmaktadır. Bunlar, markaların ilgili olduğu mal veya hizmetler arasındaki benzerlik, markalar arasındaki benzerlik ve önceki tarihli markanın markasal gücüdür. Bu unsurlar birbirleriyle etkileşim içinde olup, somut olayın özelliklerine göre bir unsurun diğerine oranla daha ağır basması veya aksine daha zayıf kalması mümkündür. Dolayısıyla unsurların her olayda eşit düzeyde varlığı aranmayıp, aksine somut olay bazında değerlendirilmeleri söz konusudur. Bu bağlamda, iki markanın ve markaların ilgili olduğu malların birbirine çok benzediği durumlarda önceki tarihli markanın markasal gücü daha geri planda kalabilir. Benzer şekilde, markalar arasındaki benzerlik çok güçlü olmamasına rağmen mallar arasındaki benzerliğin ve önceki tarihli markanın markasal gücünün derecesinin yüksek olması halinde markaların karıştırılma olasılığının ortaya çıkması mümkündür. Bu ilkeler çerçevesinde, karşılaştırılan markaların bıraktığı genel izlenim markaların ayırt edici unsurları ve somut olayın bütün şartları dikkate alınarak tespit edilmelidir. İnceleme konusu mal ve hizmetlerin tüketicilerinden oluşan ortalama tüketici kitlesinin bilinç ve dikkat düzeyi de karıştırılma ihtimali açısından önemlidir. Makul derecede bilgili, gözlemci ve ihtiyatlı olduğu varsayılan ortalama tüketicinin dikkat seviyesinin, inceleme konusu mal ve hizmetlerin niteliğine göre değişeceği karıştırılma ihtimali değerlendirmesinde dikkate alınmalıdır.
Bu açıklamalar ışığında dava konusu marka işaretleri değerlendirilmiştir. Dava konusu marka işaretlerinin her ikisi de karma niteliktedir. Davacı işareti yukarıdan aşağıya ŞEKİL, …, …, HOTEL, ŞEKİL unsurlarını haizdir. İşarette yer alan “hotel” kelimesinin hizmetin adı olması ve en altta yer alan “yan yana üç yıldızın” otelin standart ve donanımını gösteren herkesin kullanıma açık işaretlerden olması sebebiyle değerlendirme dikkate alınması mümkün değildir. Diğer yandan büyük harflerle yazılmış ve işaretin tümünde ön plana çıkarılmış markasal unsurun … olduğu görülmektedir. Davalı markasında ise kırmızı zemin ve stilize edilmiş kuş görselleri arasında tüketicinin marka olarak … ibaresini seçeceği değerlendirilmektedir. Buna göre dava konusu marka işaretlerinde görsel olarak bazı farklılıklar var ise de bu görsel unsurların işaretleri birbirlerinden uzaklaştırmaya yeterli olmayacağı, ortak … ibaresi sebebiyle dava konusu markalar arasında işitsel, görsel ve kavramsal benzerlik bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Burada hemen ifade etmek gerekirse, …, TDK sözlüğüne göre “Masallarda adı geçen ve gerçekte var olmayan büyük bir kuş, Simurg, Zümrüdüanka” anlamına gelmekte olup dava konusu hizmetler bakımından da tanımlayıcı değildir. Dolayısıyla … olarak telaffuz edilecek dava konusu markaların ortalama tüketici kesiminde aynı işitsel tınıyı yaratacağı muhakkaktır.
Ayrıca tüketicinin, her iki markayı her zaman aynı anda görüp detaylarını karşılaştırabildiğini düşünmek hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi markada yer alan yardımcı unsurlar ile ve ayırım gücü az olan ifadeleri her zaman hatırında tutabileceği de düşünülemez. Daha önce gördüğü, yararlandığı, satın aldığı ve denediği bir malın yahut hizmetin markasının, göz ve kulağında kalan izine, hatırlayabildiği kadarıyla hafızasında kalan özelliklerine dayanarak, sonraki aynı veya benzer mal ve hizmetlere ilişkin alışverişlerinde de aynı veya benzer markayı taşıyan ürünü satın almak yahut hizmetten yararlanmak istemek tüketicinin en genel yaklaşımıdır. Davacı işaretini gören ve/veya duyan tüketiciler daha önce tanıdığı davalı markalarının bıraktığı intibaı hatırlayacak ve en önemlisi, bu hatırlama davalı adına tescil olunan itiraza konu markanın daha önce tescil edilip kullanılmakta olan davalı markalarının bir başka versiyonu, serisi veya uzantısı olduğunun ya da davacının vermiş olduğu bir lisans gereği ürünler üzerinde kullanıldığının algılanmasına yol açabilecektir”.
Öte yandan tescil kapsamında bulunan hizmetler arasındaki ayniyet düzeyindeki benzerliğin iltibas ihtimalini kuvvetlendiren bir unsur olarak dikkate alınması gerekmiştir. “Nasıl ki bir mıknatısın iki ayrı kutbu birbirine belirli uzaklıkta iken çekim etkisi yaratmıyorsa ve fakat yakınlaştırılınca çekme eğilimine giriyorsa, markalar arasındaki mal ve hizmetler ile marka işareti benzeşmesi de böyledir. Buna göre mal ve hizmetlerin aynı/aynı tür olması halinde marka işaretleri arasındaki düşük derecedeki benzerliğe rağmen, markalar arasında iltibas tehlikesi ortaya çıkabilir. Buna karşılık marka işaretleri arasındaki yüksek derecedeki benzerlik, mal ve hizmetler arasındaki düşük derecedeki benzerliğe rağmen markalar arasında iltibas oluşmasına neden olabilir”.
Sonuç olarak dava konusu markalar arasında 43. sınıf hizmetlerin tamamı bakımından 556 sayılı KHK m. 8/1b kapsamında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunduğu kanaatine varılmıştır
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalılar için 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/12/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.