Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/184 E. 2022/25 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/184
KARAR NO : 2022/25
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 11/06/2021
KARAR TARİHİ : 27/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/01/2022
DAVA:
Davacı vekili 11/06/2021 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin TÜRKPATENT nezdinde … sayılı “… …” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun TÜRKPATENT resmi markalar bülteninde yayınlandığını; davalı şirketin … sayılı ve “…” ibareleri markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kabulüne karar verilerek başvurunun reddedildiğini, bu ret kararına karşı müvekkilin yeniden inceleme taleplerinin TÜRKPATENT … sayılı YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiği, oysa itiraza dayanak marka ile müvekkilleri marka başvurusu arasında iltibas yaratacak düzeyde bir benzerlik bulunmadığını, markalar arasında görsel, işitsel ve anlamsal benzerlik bulunmadığını, SMK m. 6/1’in uygulanması için gerekli koşulların oluşmadığını, markalarda yer alan şekilsel unsurların, görsel ibarelerin kesinlikle görsel, işitsel ya da kavramsal bir benzerlik göstermediğini, markaların kelime unsurlarına gelindiğinde de “… …” ibaresinin bir bütün olarak karşılaştırılmaya esas alınması gerektiğini, ancak iptali istenen kararda, markaların bölünüp parçalanarak zorla benzetilme çabasına girildiğini, müvekkillerinin markasından en az görsel ve işitsel etkiye sahip en az dikkat çeken son kısım alınarak markaların benzediğinin iddia edildiğini, ancak açık olduğu gibi markaların başlangıç kısımlarının en çok dikkat çeken kısımları olduğunu, tüketici üzerinde en yüksek etkiye sahip olduğunu, itiraz edilen müvekkilleri markasının stilize edilmiş, şekilsel ibareler içeren, farklı yazı karakteri ve renklerden oluşan ve bu nedenle tamamen farklı bir bütünselliğe sahip bir marka olduğunu, markaların genel izleniminin tamamen farklılaştığını, tüketici gözünde bu şekilsel unsurların arındırılması, ayrışmasının mümkün olmadığını, müvekkilleri markasının siyah yuvarlak şekil içerisine iki farklı kelime unsurunun birleşiminin konumlandırılması ile oluşturulmuş önemli görselliklere sahip bir marka olduğunu, kelimeler arasında anlamsal bir bağlantı kurulması ihtimalinin de bulunmadığını, “…” ibaresinin Türkçe dilinde “kürek çekmek” anlamına geldiğini, “…” ibaresinin ise dilimizde bilinen Çin felsefesinde karanlık ve aydınlık, negatif ve pozitif gibi anlamlara gelen “yin …” ibaresine atıfla sıklıkla kullanılan bir ibare olarak ayırt ediciliğini yitirdiğini, anlamının güneşli veya aydınlık taraf olduğunu, hiçbir şekilde görsel / işitsel / anlamsal benzerlik bulunmayan markalar arasında emtianın ayniyet ya da benzerliği halinin de bulunmadığını, taraflar markalarının hitap ettiği tüketici kesiminin bilinçli, tacir tüketici kesimi olduğunu, müvekkillerinin pek çok uluslararası markanın sahibi olduğunu, ürünlerinin yurt dışında bilinen ve güvenilen ürünler olduğunu, bu şekilde tüketici için ayırt edicilik kazanmış müvekkilleri ürünleri ile itiraza dayanak markalı ürünlerin karıştırılması ihtimalinin olmadığını, kararların eksik inceleme ve değerlendirme içermekte ve kararların gerekçesiz olduğunu belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptale karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının başvurusuna konu 7. sınıfta tescili istenilen … no.lu ibareli markanın davalı tarafa ait 7 ve 35. sınıfta tescilli marka ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6(1) maddesi uyarınca reddi yönünde tesis edilen dava konusu kararın hukuka uygun olduğunu, her iki markada ortak unsur niteliğinde olan “…” ibaresinin Türkçede bir karşılığı olmayan ve tescil talep edilen 7. sınıf emtiaların tüketicisi açısından ayrıt edicilik niteliği yüksek ve özgün bir ibare olduğunu, bu itibarla her iki marka ile karşı karşıya kalan tüketici açısından malın ticari kaynağında yanılma meydana gelme ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu, başvuruya konu markada vurgunun “…” ibaresi üzerinde olduğunu, “…” ibaresinin markayı ayrıştıracak ve karıştırılma ihtimalini ortadan kaldıracak derecede güçlü ve ayırt edici bir etken olarak kullanılmadığını, bu sebeplerle somut olayda, markalar arasında karıştırılma ihtimali doğacağının, markaların aynı ticari kaynaktan geldiği yönünde bir yanılma durumunun ortaya çıkabileceğinin açık olduğunu, Kurum tarafından idari aşamada tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildiren tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamıştır.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararı ile davacıya ait … kod nolu marka başvuru dosyası ve davalı şirkete ait marka tescil belgeleri getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, Türk Patent YİDK’nun … sayılı kararının iptali ile marka başvurusunun tescili istemine ilişkindir. YİDK kararının davacı başvuru sahibine 12/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 11/06/2021 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 25/11/2021 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…Davaya konu … sayılı markanın, tescili talep edilen 7. sınıfta yer alan mallarının tamamının, davacı yanın 2018 65731 sayılı markasında yer alan mallar ile aynı / aynı tür veya benzer nitelikte olduğu, davaya konu … sayılı davacı şirket markası ile davalı şirketin itiraza dayanak markası arasında benzerlik ve bu benzerlik neticesinde iltibas ihtimalinin bulunmadığı, davaya konu … sayılı davacı şirket markası açısından tescil engeli bulunmadığı, Heyetin yukarıda belirtilen inceleme yöntemleri, bilimsel ve teknik dayanakları kapsamında, varılan sonucu ile farklı nitelikte olan dava konusu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 06.04.2021 tarih ve … sayılı kararının yerinde olup olmadığının takdirinin Sayın Mahkemede olduğu…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “… …” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 07. sınıftaki “07. Sınıf Gazı ayırma aparatı; gazı sıvılaştırma aparatı; kompresörler *makineleri+; petrokimya aparatı; gazlaştırma ekipmanı; pompalar *makineleri+; ayırıcı; filtreleme makineleri; karbon dioksit üretmek için aparat; suyun elektrolizi yoluyla hidrojen üretimi için tesisler.” mal ve hizmetlerin yer aldığı, itiraza mesnet markaların “…” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 07, 35. sınıflardaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, dava konusu marka ile davalı şirket markasının kapsadığı mallar karşılaştırıldığında, dava konusu marka kapsamında aynı/aynı tür ve benzer mallar ile birlikte, kullanım amaçları, işlevleri ve birbirleri ile olan ilişkileri (alternatif veya tamamlayıcı olması) bakımından yapılan değerlendirmede, davaya konu markanın dava konusu edilen 7. sınıfta yer alan malların davacı yanın markası ile aynı / aynı tür veya benzer olduğu tespit edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “… …” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “…” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Davaya konu marka ve davalı şirket markasının, kelime ve şekil unsuru içerdiği, davaya konu markanın anlamına bakıldığında, WIPO başvuru evrakında, “…“…” ise oksijen anlamına geldiği, birlikte kelime olarak hiçbir anlamının olmadığı, davalı şirket markasında yer alan ve aynı zamanda ticaret unvanının ayırt edici unsurunu oluşturan “…” ibaresi ile ilgili bir açıklamanın dosya kapsamında veya davalı itiraz dilekçesinde yer almadığı, davacı markasında yer alan ibarenin “… veya “… …” olarak kabul edilmesi halinde dahi her iki taraf markasında yer alan ibarelerin anlamsal olarak benzer olduğu yönünde bir kanaatin oluşamayacağı kanaatine varılmıştır.
İşitsel benzerlik açısından yapılan karşılaştırmada, taraf markalarının yazıldığı gibi okunması halinde, “… …” ve “…” şeklinde okunacağı, bu hali ile taraf markalarının okunuşlarından belli bir oranda benzerliğin oluştuğu, davacı yanın markasında yer alan ve ilk kelime olan “…” ibaresinin ise bu benzerlik derecesini düşürdüğü, davalı TÜRKPATENT’in savunmasının aksine, davacı şirketin markasında vurgunun “…” ibaresi üzerine olduğunun kabul edilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Görsel açıdan yapılan karşılaştırmada ise davacı şirketin markası ile ilgili başvuru dokümanında, figüratif elementlere dair sınıflandırmada, geometrik şekil, kendine özgü yazı karakteri ve Çince karakterlerin refere edildiği, davacı şirket markasının siyah ve beyaz renklerden oluşacak şekilde, siyah tondaki elips üzerine, beyaz renkte üstte Çince yazı karakterinden oluşan şekil, altta kendine özgü yazı karakteri ile “HangYang” ibaresini içerdiği, davalı şirket markasının ise beyaz fon üzerine, sarı ve lacivert tonlarda tek satıra gelecek şekilde, önce şekil devamında kendine özgü yazı karakteri ile “…” ibaresini içerdiği, her iki markada da kelime unsurunun ön plana çıktığı fakat görsel olarak taraf markalarında benzer unsurlar ile bu benzerliği ortadan kaldıran farklı unsurların da yer aldığının kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin markaları benzer olarak değerlendirmeye yetmediği, davacı yanın markasında yer alan kendine özgü yazı karakteri ile yazılmış “hangyang” ibaresinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu hali ile “hangyang” ibaresini kapsayan “…” ibaresine dayanılarak markaların benzer olduğunun kabule yetmeyeceği birlikte değerlendirilmiş, bir bütün olarak yapılan karşılaştırma sonucunda itiraza mesnet davalı markası ile dava konusu marka arasında tescili talep edilen sınıf bakımından 6769 sayılı SMK’nun 6/1 maddesi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak; yukarıda detaylı olarak belirtildiği üzere; taraf markaları arasında görsel, işitsel, kavramsal açıdan ve dahi genel görünümleri itibariyle benzerlik bulunmadığından, somut olayda emtia ayniyeti/benzerliği şartının gerçekleşmiş olmasına rağmen, markaların karıştırılma ihtimalinin somut olayda bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kabulüne, TÜRKPATENT YİDK’ nın … sayılı kararının iptaline karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2-TÜRK PATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline,
3-Alınması gereken 80,70 TL harcın 59,30 TL peşin alınan harçtan düşümü ile bakiye 21,40 TL harcın davallardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı vekili için AAÜT uyarınca 7.375,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü gösterilen 2.385,60 TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.27/01/2022
Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 127,10.-TL
Posta Masrafı 158,50.-TL
Bilirkişi Ücreti 2.100,00.-TL
Toplam 2.385,60.-TL