Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/168 E. 2021/404 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/168 Esas – 2021/404
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/168
KARAR NO : 2021/404

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğü, Kurum Kararlarının İptali, Marka Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 28/05/2021
KARAR TARİHİ : 16/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/12/2021

DAVA:
Davacı vekili 28/05/2021 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … sayılı “…”, “… gold”, “… gold … vişneli kek şekil”, “… gold … kakao kremalı kek şekil”, “…”, “… …”, ” … gold şimdi de minilendi”, “… gold mutluluk büyüdü paylaşmak için”, “… gold mutlu et kendini”, “… … …”, “… … …”, “… … … şekil”, “… … … şekil”, “… adicto … şekil”, “… adicto … …+ şekil”, “… adicto …+ şekil”, “… adicto …+şekil”, “… … …”, “… … …”, “… … …”, “…”, “… … … serin lezzet+ şekil”, “… … mousse+ şekil”, “… … …”, “… … …”, “… … …”, “… …”, “… … gold”, “… … gold”, “… …”, “… … gold”, “… passion”, “… extreme”, “… … mousse”, “… …”, “… … …”, “… … classic”, “… gold mutluluk büyüdü paylaşmak için”, “… gold mutlu et kendini”, “…”, “… passion”, “… …”, “… …” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “… … …+ şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa Davalı yanın … başvuru numaralı “… … …+ ŞEKİL ” ibareli marka tescil başvurusunun şirket tarafından gerçekleştirilen yayına itirazın konusu; “…/ …/ …” ibaresini esas unsur olarak ihtiva eden müvekkil şirket markalarının işbu dava konusu marka ile iltibas oluşturacağı, ortalama gıda tüketicisinin işbu dava konusu marka ile müvekkil şirket markalarını karıştıracağı veya davalı yan ile müvekkil şirketin idari/ekonomik bağ içerisinde olduğu yanılgısına düşeceği, davalı şirket müvekkil şirketin “…/ …/ …” markasının tanınmışlığından haksız bir menfaat elde edeceği, işbu dava konusu markanın tescili halinde “…/ …/ …” marka imajının zarar göreceği ve “…/ …/ …” markasının müvekkil şirketi işaret etme fonksiyonun zedeleneceğini, müvekkilin “…” ibareli markalarını ilk kez 1986 yılında tescil ettirilmiş ve kullanmaya başlamış olduğunu, müvekkilin “…” ibareli markalarını hem ulusal hem uluslararası olarak satışının yapıldığı, …/ …/ …” markalı ürünleri için yapmış/ yaptırmış olduğu reklam projeleri çeşitli sosyal medya platformları/ ulusal kanallar vb. mecralarda yayınlandığını ve milyonlara kişi tarafından izlendiğini, “…/ …/ …” markaları üzerine yapılacak yatırımın planlanması amacıyla üç farklı bağımsız araştırma şirketine farklı tarihlerde “…/ …/ …” markalarının bilinirliğini ölçmek amacıyla anketler ve marka bilinirliği araştırması yapıldığını, “… Marka Bilinirliği Ve Marka Algısı Araştırma Raporu” adını taşıyan rapora göre tüketicilerin %83,9„u “…”/ “…” markasını müvekkil şirkete özgülemiş olduğunu, … Araştırma Hizmetleri A.Ş. tarafından hazırlanan 04.05.2004 tarihli, “kek çeşidi olarak …‟nın bilinirliği ve … marka algılama araştırma sonuçları” adını taşıyan rapora göre tüketicilerin %80„i “…”/ “…” markasını müvekkil şirkete özgülemiş olduğunu, … şirketi tarafından hazırlanan 20122014 yıllarını kapsar bir şekilde gerçekleştirilen, “kek bilinirlik ve imaj araştırması” adını taşıyan rapora göre tüketicilerin 88„inden daha fazlası “…”/ “…” markasını müvekkil şirkete özgülemiş olduğunu, müvekkilin hem marka hem de birçok tasarım tescilinin bulunduğunu, dava konusu markaların ve müvekkil markaların görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzediğini ve davalı marka sahibinin müvekkil markasının tanınmışlığından yararlanmaya çalıştığını ve kötü niyetli olduğunu, markaların mal/hizmet listesinin aynı olduğunu, hitap ettikleri tüketicinin aynı olduğunu, davacının seri markalarından biri olarak algılanabileceğini ve müvekkilin yeni bir ürün çıkarttığı izlenimi aratılarak tüketicilerin yanılabileceği ve şirket itibarına zarar verebileceği, dava konusu markanın “… … …” markasının 29 ve 30. sınıflarda yer alan mal ve/veya hizmetleri kapsar bir şekilde tescil edildiği düşünüldüğünde ortalama tüketicilerin bir kısmının çocuklardan oluştuğu, müvekkil şirketin “…” ibareli ürünlerini çok uzun sürelerden beri kullanan/gören ortalama gıda tüketicilerinin işbu dava konusu marka ile karşılaştıklarında yanılgıya düşecekleri, özellikle çocukların işbu dava konusu marka ile müvekkil şirket markalarını ayırt edemeyecekleri, bu markaların birbirleri ile ilişkili olduğunu düşüneceklerini, … ve … ibarelerinin tali unsur olduğunu, davalının … ibareli markaları kendi adına defalarca tescil ettirmiş olduğu ve tüm markalarında çatı marka olarak kullandığını, somut olaya mesnet gösterilen birçok yargı kararı olduğun belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararın iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “… … …+ şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde, “…” markasının tanınmış olmasından dolayı iltibas ihtimalinin artacağı, markaların ilgili sınıf bakımından ayniyet boyutunda benzer olduğu, “…” markasının tanınmış olmasından dolayı tüm sınıflarda koruma sağlanacağı, taraf markaların işaret olarak ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, diğer davalının kötüniyetli olduğu iddia edilmiş ise de bu iddialar haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalı markasını okuyan veya gören ortalama dikkate sahip ve her iki işareti yan yana karşılaştırma imkanı olmayan kişinin zihnindeki intiba, davacıya ait markaların bıraktığı intiba ile aynı olmadığını, davalı başvurusunun konusu olan işaretin, davacıya ait tescilli markalarla -“toplu olarak bıraktığı umumi intiba” itibariyle- ilk bakışta kolayca ayırt edilemeyecek şekilde benzediğinden ve bu suretle iltibasa sebebiyet vereceğinden söz edilebilmesi olanaksız olduğunu, söz konusu iki marka örneği, aynı firmanın markası gibi algılanabilecek nitelikte olmadığı gibi, iki markanın karıştırılma olasılıklarının olmadığını, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından 28/11/2017 tarih 2016/4981 E. 2017/6649 K. Sayılı ilamıyla; “Uyuşmazlık konusu “…” ibaresi Marka Tescil Başvurularına ait Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğin 30. sınıfındaki “kek” emtiası için cins belirttiğinden bahisle davacının marka tescil başvurusu 556 Sayılı KHK‟nin 7/1- (a) ve (c) bendi uyarınca TPE YİDK kararıyla nihai olarak reddedildiğini, markalar arasında farklılıkların, benzer unsurlara göre daha belirgin bir biçimde ortaya çıktığı ve başvuru ile itiraz gerekçesi davacı markaların da görsel, işitsel ve kavramsal yönden bütünüyle bıraktıkları genel izlenim itibariyle, 6769 sayılı Kanunun 6/1 maddesi anlamında karıştırılabilecek ölçüde benzer markalar olmadıkları ve başvuru kapsamındaki malların hitap ettiği ortalama tüketiciler açısından, belirtilen markalar arasında ilişkilendirilme ve karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, Davaya konu markanın yasada öngörülen amacına ve kendisinden beklenen iktisadi işlevlerine aykırı amaçlarla yapılmış bir tescil başvurusu olduğu yönünde yeterli kanaate ulaşılmadığını, Davacı, davalının başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olduğunu ispat edemediğini, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket cevap dilekçesinde özetle; davacının kurum nezdinde marka başvurusunun yayımına itiraz ettiğini ve kurumca bu itirazın reddedildiğini ve davacı tarafın yeniden itiraz ettiğini ve yeniden reddedildiğini, kararın yasaya uygun olduğunu, marka başvurusunun kötü niyetle yapılmadığını, iki marka ürününün birbirinden farklı olduğunu, biri “kek” diğerinin “dondurulmuş gıda” olduğunu, … ibaresinin jenerik bir isim olup “ıslak kek” anlamına geldiğini ve tanınmış marka olamayacağını, markalar arasında ilişkilendirilme/karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkmayacağını, markalar arasında iltibas yaratacak bir benzerlik bulunmadığını, itiraz sahibi şirketin ”…” adında tescil edilmiş bir markasının olmadığını, ‘…” ibaresinin davacı firmanın tekelinde olmadığını ibarenin ürün adı olması neden ile … markaları ile ibarenin tescil alındığını, müvekkil şirkete ait ”… … …” isimli ürün dondurulmuş bir toplu tüketim ürünü olduğunu ve bu sebeple şu an için sadece toplu tüketim yerlerine (Kafeler, yemekhaneler, restoranlar gibi..) satışı yapılacak olup market raflarında yer almayacağını, ürünün dondurulmuş pasta/kek şeklinde paketlenmiş ve kutu içi porsiyon miktarı ise 9 adet olduğunu, dolayısıyla davacı şirketin sunmuş olduğu Yargıtay Kararlarındaki gibi, ortalama algılamaya sahip bir tüketicinin bu ürünleri karıştırma şansı bulunmayacağını, çünkü ürünler davacının ürünlerinin olduğu gibi marketlerde satılmamakta, satılsa dahi müvekkil şirkete ait ürünün dondurulmuş bir toplu tüketim ürünü olması ve buzdolabında saklanması nedeniyle benzer rafta dahi yer alma şansı bulunmayacağını, ortalama algılamaya sahip bir tüketicinin ilk olarak … ibaresinin dikkat çekeceğini, somut olaya ilişkin yargı kararlarının bulunduğunu, beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şirkete ait … sayılı “… … …+ şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 30/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 28/05/2021 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 26/11/2021 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; ” …Dava konusu marka ile davacı markaları arasında benzerlik olduğu, dava konusu marka kapsamındaki 29 ve 30. sınıfa ait mallar ile aynı/aynı türde olduğu, dava konusu marka ile davacı markaları arasında 6769 sayılı SMK‟nın 6/1 maddesi anlamında” iltibas tehlikesinin bulunduğu, Taraf markalarının benzer bulunması nedeniyle somut uyuşmazlığa 6769 sayılı SMK‟nın 6/5 hükmünün uygulanma ihtimalinin bulunmadığı kötü niyetin hukuki bir tespitin varlığını gerektirmekte olduğundan takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, 2019 /26267 numaralı davalı şirket markası açısından hükümsüzlük şartlarının oluştuğunun takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu,…” ifade edilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davacıya ait … sayılı “…”, “… gold”, “… gold … vişneli kek şekil”, “… gold … kakao kremalı kek şekil”, “…”, “… …”, ” … gold şimdi de minilendi”, “… gold mutluluk büyüdü paylaşmak için”, “… gold mutlu et kendini”, “… … …”, “… … …”, “… … … şekil”, “… … … şekil”, “… adicto … şekil”, “… adicto … …+ şekil”, “… adicto …+ şekil”, “… adicto …+şekil”, “… … …”, “… … …”, “… … …”, “…”, “… … … serin lezzet+ şekil”, “… … mousse+ şekil”, “… … …”, “… … …”, “… … …”, “… …”, “… … gold”, “… … gold”, “… …”, “… … gold”, “… passion”, “… extreme”, “… … mousse”, “… …”, “… … …”, “… … classic”, “… gold mutluluk büyüdü paylaşmak için”, “… gold mutlu et kendini”, “…”, “… passion”, “… …”, “… …” ibareli markalarının, davalının … başvuru numaralı “… … …+ şekil” ibareli başvurusu yönünden SMK’nun 6/1, 6/5, 6/9 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davalı şirketin 19/01/2019 tarihinde “… … …+ şekil” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 29, 30.sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davacının … sayılı “…”, “… gold”, “… gold … vişneli kek şekil”, “… gold … kakao kremalı kek şekil”, “…”, “… …”, ” … gold şimdi de minilendi”, “… gold mutluluk büyüdü paylaşmak için”, “… gold mutlu et kendini”, “… … …”, “… … …”, “… … … şekil”, “… … … şekil”, “… adicto … şekil”, “… adicto … …+ şekil”, “… adicto …+ şekil”, “… adicto …+şekil”, “… … …”, “… … …”, “… … …”, “…”, “… … … serin lezzet+ şekil”, “… … mousse+ şekil”, “… … …”, “… … …”, “… … …”, “… …”, “… … gold”, “… … gold”, “… …”, “… … gold”, “… passion”, “… extreme”, “… … mousse”, “… …”, “… … …”, “… … classic”, “… gold mutluluk büyüdü paylaşmak için”, “… gold mutlu et kendini”, “…”, “… passion”, “… …”, “… …” ibareli markaları ile benzerlik arz ettiğinden ve tanınmışlık iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun … sayılı “… … …+ şekil” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 29, 30.sınıftaki “29 Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. 30 Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise … sayılı “…”, “… gold”, “… gold … vişneli kek şekil”, “… gold … kakao kremalı kek şekil”, “…”, “… …”, ” … gold şimdi de minilendi”, “… gold mutluluk büyüdü paylaşmak için”, “… gold mutlu et kendini”, “… … …”, “… … …”, “… … … şekil”, “… … … şekil”, “… adicto … şekil”, “… adicto … …+ şekil”, “… adicto …+ şekil”, “… adicto …+şekil”, “… … …”, “… … …”, “… … …”, “…”, “… … … serin lezzet+ şekil”, “… … mousse+ şekil”, “… … …”, “… … …”, “… … …”, “… …”, “… … gold”, “… … gold”, “… …”, “… … gold”, “… passion”, “… extreme”, “… … mousse”, “… …”, “… … …”, “… … classic”, “… gold mutluluk büyüdü paylaşmak için”, “… gold mutlu et kendini”, “…”, “… passion”, “… …”, “… …” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 05, 29, 30, 32.sınıftaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, davalıya ait dava konusu markanın, işbu davaya konu olan “29. Sınıf: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. 30. Sınıf: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez” emtiaları, davacının gerekçe olarak gösterdiği ve Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde benzer kabul edilmeyen markalarda aynen yer almaktadır. Dava konusu markada ve davacı markalarında yer alan 29 ve 30. Sınıflardaki mal ve hizmetlerin aynı/ aynı tür emtialar olarak değerlendirilmektedir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “… … …+ şekil” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı “…”, “… gold”, “… gold … vişneli kek şekil”, “… gold … kakao kremalı kek şekil”, “…”, “… …”, ” … gold şimdi de minilendi”, “… gold mutluluk büyüdü paylaşmak için”, “… gold mutlu et kendini”, “… … …”, “… … …”, “… … … şekil”, “… … … şekil”, “… adicto … şekil”, “… adicto … …+ şekil”, “… adicto …+ şekil”, “… adicto …+şekil”, “… … …”, “… … …”, “… … …”, “…”, “… … … serin lezzet+ şekil”, “… … mousse+ şekil”, “… … …”, “… … …”, “… … …”, “… …”, “… … gold”, “… … gold”, “… …”, “… … gold”, “… passion”, “… extreme”, “… … mousse”, “… …”, “… … …”, “… … classic”, “… gold mutluluk büyüdü paylaşmak için”, “… gold mutlu et kendini”, “…”, “… passion”, “… …”, “… …” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Görsel benzerlik, kelime veya şekil markalarının görünüm olarak benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar. Görsel benzerliğin tespiti, markaların benzer markalar olarak değerlendirilmeleri için, tek başına yeterli olarak kabul edilebilir. Bilindiği üzere, kelime markaları söz konusu olduğunda, kelimenin yazım şekli değil kelimenin kendisi korunmaktadır. Bu nedenle, kelimenin büyük ya da küçük harfle ya da farklı yazım karakterinde yazılmış olmasının incelemeye etkisi yoktur. Kelime markalarında görsel değerlendirme; kelimenin uzunluğu/kısalığı, harf sayısı, harflerin dizilimi, kelime sayısı ve işaretlerin yapısı gözetilerek yapılmalıdır. Görsel değerlendirmede, kelimenin ilk kısmında oluşan benzerlik ya da benzememe durumu kelimenin son kısmına göre daha büyük öneme sahiptir. Bununla birlikte, görsel algı önce dışta bulunan elemanları ayırt ettiği için, son harf, kelimenin iç kısımlarında yer alan harflere kıyasla, daha büyük etkiye sahip olacaktır. Kelime markalarında, kelime yazıldığından farklı şekilde okunmadığı sürece (yabancı dillerdeki markalar), görsel ve işitsel benzerlik genellikle aynı anda ortaya çıkar. Bununla birlikte, kısa zaman aralığında gerçekleşen işitsel algıya kıyasla, görsel algının daha kesin ve tekrarlanan algılama imkânı sağladığı dikkate alınmalıdır. Bu nedenle, işaretler arasındaki görsel farklılıklar işitsel farklılıklara kıyasla daha fazla etkiye sahip olacaktır.
İşitsel benzerlik, kelime markaları telaffuz edilirken ortaya çıkan benzerlik halidir. İşitsel benzerliğin tespiti, bazı durumlarda tek başına markaların benzer markalar olarak değerlendirilmeleri için yeterli kabul edilebilir. Ancak, işitsel benzerliğin görsel benzerlikle yeterli düzeyde desteklenmemesi halinde markaların benzer markalar olarak değerlendirilmemesi de mümkündür
Kavramsal (anlamsal) benzerlik, kelime veya şekil markalarının karşılık geldikleri anlam veya kavramlar bakımından ayniyet veya benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar. Kelime markalarının kavramsal (anlamsal) benzerliği, temel olarak, farklı şekilde yazılı kelimelerin aynı veya farklı dilde aynı/benzer kavramlara (anlamlara) karşılık gelmeleri durumunda ortaya çıkabilir. Şekil markalarının kavramsal (anlamsal) benzerliği ise temel olarak, markalarda yer alan şekil unsurlarının aynı kavramlara karşılık gelmeleri durumunda ortaya çıkabilir.
Benzerlik ve karıştırılma ihtimali telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Halkın, karşılaştırılan işaretler arasında “bağlantı” kurma ihtimali bulunması, benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterlidir.
Davalı başvurusunun … … … ibarelerinden ve kırmızı-sarı ve beyaz renk unsurları ile birlikte aşçı şapkası kullanılarak logo haline getirildiği gözlenmiştir. Davalı yanın … ibaresinin çatı markası olduğu, … ibaresi Türkçe‟ye … şeklinde geçen “çikolatalı ıslak kek” manasına geldiği ve … ibaresinin İngilizce sözcük olup “çikolata” anlamına geldiği … … ifadesinin de “çikolatalı ıslak kek” manası taşıdığı, bileşik kelimelerden oluşan davalı markalarında kulakta kalan son ses farklı olmasına karşın diğer ibareler “…” ibaresine vurgu niteliğinde olduğu için kulakta iz bırakan sesin “…” olacağına kanaat getirilmiştir.
Davacı yanın dayanak markalarına bakıldığında; davacının …, … şeklinde tescilli birebir kelime markaları olduğu, esaslı unsura “passion, extreme, gold” şeklinde ilave kelime unsurları eklenerek seri markalar oluşturulduğu, … çatı markası ile birlikte “… …” şeklinde ürün görseli ve/veya kelime markaları şeklinde seri markalar oluşturulduğu, … ibaresine Gold ibaresi eklenerek “Mutlu et kendini”, “Mutluluk Büyüdü Paylaşmak için” şeklinde slogan markaları oluşturulduğu görülmektedir. Davacı tarafa ait markaların esaslı unsurunu “…”, “…” ibaresi oluşturmaktadır. Davacı markasına eklenen İngilizce ibareler olan “passion” ibaresi hırs, tutku, “extreme” ibaresi aşırı, koyu, “gold” ibaresi altın manalarına gelmektedir. Davacı tarafa ait tüm markaların esaslı unsurunu …, … ibaresi oluşturmaktadır. Davacı tarafa ait markalar /…/ veya /… …/ şeklinde okunmaktadır, bileşik kelimelerden oluşan davacı markalarında kulakta kalan son ses farklı olmasına karşın diğer ibareler … ibaresine vurgu niteliğinde olduğu için kulakta iz bırakan sesin … olacağı sonucuna ulaşılmıştır. Sonuç olarak, markaların özgün kısımlarının ortalama tüketici tarafından daha fazla dikkat çektiği bilinmekte olup markaların görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer olduğu kanaatine varılmıştır.
“… …” markasının “kakaolu ıslak kekler” emtiası bakımından sektörde tanınmış olduğu da bilinmektedir. Firmaların bilinen markalarıyla birlikte birçok markalarını da tescil ettirdiği ve bunların tanınmış markalarından ayrı olarak marka korumasından faydalandığı bilinmektedir. Bu yaklaşımla daha önce davacı markasını taşıyan ürünleri satın almış ve ürünlerden memnun kalmış bir tüketicinin tercih yaparken nazara alacağı esas unsurun “…” ibaresinin olacağı değerlendirilmektedir. Tüketici tarafından yapılacak karşılaştırmada görsel olarak her ikisinde de “…” ibarenin bulunduğu, işitsel olarak kulakta kalan sesin “…” kelimesinin olduğu, taraf markalarının dikkat çeken öğesinin “…” unsuru olduğu ve anlamsal benzerliğin bulunduğu ve bütünsel yaklaşım bakımından da taraf markaları arasında benzerlik bulunduğu görülmektedir. Taraf markalarının, fonetik/sesçil, anlamsal ve görsel olarak bir bütün halinde değerlendirilmesi neticesinde dava konusu markada yer alan 29 ve 30. sınıfa konu malların yukarıda belirtilen davacı markalarında da yer alması, dava konusu markada yer alan ibareler bakımından davacı markasından uzaklaşacak şekilde farklılık yaratılmadığı, marka işaretlerinde yer alan “…” ibarelerinden kaynaklanan benzerliğin ön planda olması, davaya konu markada yer alan “…” ibaresinin hem tescili talep edilen mallar açısından ayırt ediciliğe sahip olmayışı hem de “…” ibaresine vurgu yapar nitelikte oluşu, Yargıtay‟ın bu yöndeki emsal nitelikteki kararları bulunduğu, taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK‟nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma ihtimali bulunduğu, gıda ürünlerinin her yaşta ve eğitimdeki alıcı kitlesine hitap ettiği ve genellikle görece olarak hızlı tüketilen ürünler olması nedeni bu durumun da karıştırılma ihtimalini arttıracağı, tüketici nezdinde taraf markaları arasında ticari, ekonomik ve idari bağlantı bulunduğu yönde yanılgı oluşabileceği kanaatine varılmıştır.
Ancak, davacı tarafın gerek marka itiraz dosyasına gerek dava dosyasına eklediği emsal niteliğindeki kararlarda, davacı tarafa ait “…” ibaresinin uzun süreli kullanım ile ayırt edici bir marka haline geldiğinin Yerel Mahkeme Kararı ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarıyla sabit olduğu, … ibaresinin … … şeklinde tanınmış marka olduğu gözetildiğinde davalı markasında yer alan … ibaresinin iltibasa neden olabileceği, özellikle dava konusu marka başvurusunun “Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: emtiaları yönünden kullanılması halinde, ilişkilendirme ve imaj transferi yoluyla haksız bir yararın sağlanabileceği, davacı markasının itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük Bakımından Değerlendirme:
Tescil başvurusuna konu olan ya da tescil edilmiş bulunan marka tescil edilmiş veya tescili için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın kapsadığı mal veya hizmetler ile aynı veya benzer ise tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırma ihtimali var ise bu karıştırma ihtimali tescil edilmiş veya tescili için başvurusu yapılmış marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyor ise bu hal hem nispi red hem de hükümsüzlük nedenidir. Dosyaya ibraz edilen taraf delilleri, marka kayıtları, tüm beyan ve deliller dikkate alındığında davalı markasının davacı markası ile aynı veya benzer ve davacı markanın kapsadığı mal veya hizmetler ile aynı veya benzer olup, markalar arasında halk tarafından karıştırma ihtimali ile birlikte mal ve hizmetlerinin de aynı/benzer/ilişkili olduğu, davalı ve davacı markaları arasında iltibas ihtimalinin bulunduğu, dava konusu markanın tescilli olduğu, tarafımıza verilen görev kapsamında hükümsüzlük şartlarının oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olayda, dava konusu marka kapsamındaki mallar ile itiraza mesnet markalar kapsamındaki mallar arasında aynı/aynı tür emtialar bulunmaktadır. Bu nedenle, uyuşmazlığın çözümü SMK‟nın 6/1 maddesi anlamında mümkün olup, 6769 sayılı SMK‟nın 6/5 hükmünün uygulanma imkânı bulunmamaktadır. Fakat bilirkişilere verilen görev kapsamına uymak adına yukarıdaki ilkeler çerçevesinde değerlendirme yapılmıştır. Türk ve Patent ve Marka Kurumu kayıtlarında T/02474 sayı ile “… …+ŞEKİL” markasının tanınmış marka olarak kabul edilmiş olması, Yerel Mahkeme Kararı ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarıyla sabit olduğu, … ibaresinin … … şeklinde tanınmış marka olduğu değerlendirilebileceğine kanaat getirilmiştir.
Somut olayda, davalı şirket tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamakla ve markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kabulüne, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline, … sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2-TÜRK PATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline,
3-… sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine,
4-Alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı vekili için AAÜT uyarınca 7.375,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü gösterilen 2.323,10 TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/12/2021