Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/166 E. 2022/428 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/166
KARAR NO : 2022/428

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 05/05/2015
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/12/2022
DAVA:
Davacı vekili 05.05.2015 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin merkezi Almanya’da olmak üzere 1907 yılından beri pompa ve pompaların uygulanması için gerekli pompalama araçlarını üreten köklü bir firma olduğunu, “…” esas unsurlu ve “… … +Şekil” ibareli markalarını ihtiva eden pompaları Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere, Türkiye de dahil sair dünya ülkelerinde piyasaya sürüp satışını yaptığını, dünya genelinde hatırı sayılır bir müşteri kitlesine sahip olduğunu, “…” esas unsurlu ve “… … +Şeki“…” esas unsurlu ve “… … +Şekil” 1” ibareli markalarını uzun yıllardır aralıksız olarak kullanmak suretiyle uluslar arası tanınmışlığa ulaştıklarını, müvekkilinin mezkur markalarını dünyanın birçok ülkesinde distribütörleri/bağlı şirketleri vasıtasıyla satışa sunduğunu, Türkiye’de kendisi ve … POMPA SANAYİ VE TİC. LTD.ŞTİ. aracılığıyla satış ve tanıtımını yapmakta olduklarını, müvekkilinin“…” esas unsurlu ve “… … +Şekil” ibareli markalarını, başta menşei ülkesi Almanya olmak üzere Amerika’da, OHİM ve WIPO vasıtasıyla dünyanın birçok ülkesinde tescil ettirdiğini, davalı şirketin müvekkilinin aynı zamanda Şirket Ticaret Unvanının esas unsuru olan “…” esas unsurlu ve “… … +Şekil” ibareli markalarının ayırt edilemeyecek kadar aynısı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini 14.05.2013 tarih ve 2013/96334 başvuru numarası ile tescil ettirmek üzere TPMK’ya başvuruda bulunduğunu, bu başvuruya süresi içerisinde 14.04.2014 tarihinde itiraz ettiklerini, ancak TPMK Markalar Dairesi Başkanlığının 18.08.2016 tarih ve 2014-0-496482 sayılı kararı ile itirazlarının reddedildiğini, bunun üzerine, 20.10.2014 tarihinde YİDK nezdinde bir kez daha itirazda bulunduklarını, bu itirazın da 04.03.2015 tarih ve … sayılı YİDK kararı ile reddedildiğini, müvekkili şirketin “…” markasının yaratıcısı ve piyasada maruf hale getiren olması münasebetiyle gerçek hak sahibi olduğunu, davaya konu başvuruyu yapan davalının hiçbir şekilde marka üzerinde hak sahibi olmadığını, müvekkili şirketin mezkur markayı daha önce de kullanmakla birlikte, 1987 yılından beri Türkiye’de bağlı şirketi olan … Pompa Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. aracılığı ile satışa arz ettiğini, dava konusu marka başvurusunun müvekkilinin markası ile aynı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, müvekkilinin markasında bulunan şekil ibaresinin aynısının da davalı markasında kullanıldığını, dava konusu markanın müvekkilinin tescilli markasının adeta kopyası olduğunu, davalı şirketin bu başvurusunun kötü niyetle yapıldığının açıkça görüldüğünü, davaya konu ibarenin tesciline karar verilirse markaların kesin olarak karıştırılacağım, bu durumda müvekkilinin madden ve manen zarara uğrayacağını, müvekkilinin “…” ibareli markasının tanınmış marka olduğunu, müvekkilinin markasını dünyanın birçok ülkesinde tescil ettirmek suretiyle meşhur ve maruf hale getirdiğini, ayrıca dava konusu markada yer alan “…” ibaresinin müvekkilinin ticari unvanının asli unsuru olduğunu, bu sebeple 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesi uyarınca dava konusu başvurunun müvekkilinin markasından haksız fayda sağlayacağını, markanın sulanmasına ve imajının zedelenmesine sebep olacağını, başvurunun kötü niyetle yapıldığını belirterek, … sayılı YİDK kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde, taraf markalarını 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında incelerken eski ve yeni markaların aynı veya benzer olup olmadıklarının ve aynı ya da benzer mal/hizmetleri kapsayıp kapsamadıklarının dikkate alındığını, şekil ve ibarelerin benzer olduğunu, davacının tescilli markalarının kapsadığı mal ve hizmetler ile davalı markasının tescil ettirilmek istendiği malların benzer olmadığını ve ilişkilendirilebilecek nitelikte bir uyum da göstermediğini, benzerlik incelemesinde önemli olan ilkenin halkın karıştırma ihtimali olduğunu, mevcut durumda karıştırma ihtimalinin bulunmadığını, davalının marka kullanımında öncelik hakkı bulunduğu iddiasının hukuka uygun olmadığını 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesi uyarınca davalı başvurusundan önce hak sahibi olduğu iddialarının davalının 1994 yılından beri sahibi olduğu dava dışı markayı kullanmasına itiraz etmediği veya hükümsüz kılmadığını, böylece başvuruda yer alan 07. Sınıfta kullanıma hak kazandığı mallar yönünden tesciline engel olunamayacağı, 12. Sınıfta davacının tescilli markaları olmadığı da dikkate alındığında bu sınıf yönünden benzerlik olmadığının görüldüğünü, davacının tanmmışlık iddiasının hukuki mesnetten yoksun olduğunu, kaldı ki bir markanın tanınmış olmasının o marka ile benzerlik içeren markaların tesciline her durum ve şartta engel olunabileceği anlamına gelmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin dava dışı 94/008603 sayılı … ibareli markası nedeniyle kazanılmış hak sahibi olduğunu, müvekkilinin dava konusu markayı tescil ettirmek istediği malların 07. Sınıfta yer alan “Pumps and pumping apparatus” (Pompa ve pompalama araçları) ve 12. Sınıfta yer alan “ Motors, machine coupling and transmission components, especially gears apparatus for locomotion by land, air or water (motorlar, kavramalar, ve transmiyon kayışları, özellikle kara hava ve deniz taşıtları için dişliler) malları olduğunu, müvekkilinin dava dışı 94/008603 markasının “tulumbalar, özellikle santrifüj tulumbalar ve bunlarla ilgili parçalar ve bağlantılar” emtiaları için 1994 yılından bu yana tescilli olduğunu, bu yüzden özellikle “pumps and pumping apparatus” (pompa ve pompalama araçları) malları üzerinde kazanılmış hakkı olduğunu, … ibaresi müvekkilinin üzerine 1994 yılından beri tescilli olduğu halde gelinen tarihte aynı emtialar yönünden tescilin engellenmeye çalışılmasının Marka Hukuku ilkeleriyle bağdaşmadığını, müvekkilinin başvurusunda yer alan mallar ile davacı markalarının tescilli olduğu sınıflardaki emtiaların ilişkilendirilebilir olmadığını, dolayısıyla markalar arasında iltibas ihtimalinin bulunmadığını, davacının tescilli “…” ibareli markasının tanınmış olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, davacının “…” ibaresi üzerinde gerçek hak sahibi olduğu iddiasının kabul edilebilir olmadığını, davacının kötü niyete ilişkin iddialarının kötü niyetten yoksun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

ANKARA BAM 20.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI KARARI:
Mahkememizin 13/04/2017 tarih ve 2015/183 E. 2017/194 Sayılı kararında davanın kısmen kabulüne dair verilen kararı, Ankara BAM 20.Hukuk Dairesinin … K. sayılı ilamıyla ve özetle;
“…Dava, TPMK YİDK kararının iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve tarafların marka olarak kullanmak istedikleri “…+Şekil” ibarelerinin 556 sayılı KHK.’nın 8/1-b maddesi anlamında benzer olduğu gibi, davacının 7. sınıf “pompa ve pompalama aletleri” emtiası ile davalının markalarının tescilli olduğu 11. sınıf “su sirkülasyon aletleri, filtreler ve yüzme havuzları için su emme, temizleme aletleri” emtiasının, anılan KHK hükmü uyarınca benzer bulunduğu, ancak davalının 7. sınıf emtia üzerinde, 1998/008603 sayılı önceki markasına dayalı kazanılmış hakkının olması dolayısıyla davalının başvurusunu anılan 7. sınıf emtia üzerinde tescil ettirme hakkının bulunduğu, buna karşılık davalının başvurusunun tescil edilmek istendiği 12. sınıftaki “Motorlar, kavramalar, transmisyon kayışları, özellikle kara, hava ve deniz taşıtları için dişliler” emtiası yönünden ise davacının itirazına dayanak tescili markalarında benzer bir emtia sınıfı yoksa da, davacının markalarının “yüzme havuzu pompaları” emtiası yönünden tanınmış olması nedeniyle, davalı başvurusunun 12. sınıfta tescilinin, 556 sayılı KHK.’nın 8/4. maddesi uyarınca, davacı markalarının toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği, dolayısıyla bu emtia yönünden davacı yararına 556 sayılı MarKHK.’nın 8/4 maddesi şartlarının somut olayda oluştuğu hususlarının, mahkemece usulüne uygun şekilde yaptırılan iki ayrı bilirkişi heyeti incelemesi ile tespit edilmiş bulunduğu, bu durum karşısında mahkemece, 12. sınıfta yer alan emtia yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı anlaşılmakla, davacı ve davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir…” gerekçesi istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; taraf vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuş;

Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin …. karar sayılı ilamıyla özetle;
“… Dava, davalı marka başvurusuna itirazın reddine dair Kurum YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, davalı tarafın daha önceden tescilli olan 94/008603 başvuru, 155682 tescil numaralı “…” ibareli markasının dava konusu marka yönünden müktesep hak tescil ettiği gerekçesiyle davanın kısmen reddine karar verilmiştir.
Davaya konu, … sayılı TPMK YİDK karar tarihi ile işbu dava tarihinden önce, davacı tarafın, davalı şirket aleyhine, 94/008603 başvuru numaralı markanın, kullanmama nedeniyle iptali davası açılmış, talep, 556 sayılı KHK’nın 7/1-b, 8/1-b 8/3, 8/5, 35, 42/1-b maddeleri nedeniyle hükümsüzlük istemleri de dahil edilerek ıslah edilmiştir. Anılan davada verilecek kararın sonucunun bu dosyada verilecek kararı da etkileyeceği açık olup; ilk derece mahkemesince, anılan davada verilecek kararın kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru olmamış kararın anılan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
Bozma sebep ve şekline göre, davalıların tüm, davacı vekilinin yukarıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir…” gerekçesi ile bozulmuş; usul ve yasaya uygun görülen özetlenen bozma ilamına uyularak mahkememizin 21/01/2020 tarih 2019/397 E. 2020/38 K. Sayılı kararında davanın kısmen karar verilmiş olup, mahkememiz kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ 2.BOZMASI:
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin … karar sayılı ilamıyla özetle;
“…Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin YİDK kararının iptaline ilişkin ileri sürülen tüm temyiz istemleri yerinde değildir.
Dava, YİDK kararının iptali ve davalı markasının hükümsüzlüğüne ilişkindir.
Mahkemece, taraf markalarındaki ”…+şekil” ibaresinin tüketiciler nezdinde karıştırmaya yol açacak düzeyde benzer olduğu, ancak davalının 7. sınıf “pompa ve pompalama aletleri” emtiası yönünden kazanılmış hakkı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı markasının 12. sınıf emtialar yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Somut olayda, davalı şirketin 2013/96334 numaralı marka başvurusuna yönelik itirazında, davacı 2010/77643 ve 2010/77735 numaralı tescilli markalarına dayanmış olup, davacının itirazına dayanak bu markaların davalının benzerlik, önceye dayalı hak sahipliği ve tanınmışlık nedenlerine dayalı olarak açtığı hükümsüzlük davası sonucunda, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 2020/655 Esas, 2020/1009 Karar sayılı ilamı ile hükümsüz kılındığı ancak kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Davacının markalarının hükümsüzlüğüne ilişkin anılan davada verilecek hükümle, ”…+Şekil” ibaresinin gerçek hak sahibinin kim olduğu çözüme bağlanacaktır. anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece işbu davadaki hükümsüzlük istemi hakkında karar verilebilmesi için, davacının itirazına dayanak markaları hakkında davalı şirket tarafından açılan hükümsüzlük davasının neticesinin beklenerek değerlendirme yapılması gerekirken, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamış olup, bu nedenle hükümsüzlük davasına ilişkin kararın davalı şirket yararına bozulması gerekmiştir.
Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin hükümsüzlük davasına yönelik temyiz istemlerinin şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir…” gerekçesi ile bozulmuş; usul ve yasaya uygun görülen özetlenen bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce bekletici mesele yapılan Ankara BAM 20. Hukuk Dairesi’nin …K. Sayılı kararında, dava konusu YİDK’da davacıya ait itiraza mesnet 2010/77643, 2010/77735 sayılı “…”, “… …+ şekil” ibareli markaların hükümsüzlüğüne yönelik karar verilmiş olup, karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesince onanmıştır.
Somut olayda, davacının itiraza mesnet markalarının hükümsüz kılınması neticesinde “…+ şekil” ibaresinin gerçek hak sahibinin davalı şirket olduğu kanaatine varıldığından dava konusu YİDK kararının iptali isteminin ve hükümsüzlük isteminin reddine karar verilmiştir.
Usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 29/03/2021 tarih ve … sayılı ilamına uyularak yapılan değerlendirme neticesinde, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL harcın düşümü ile 53,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davalı TÜRKPATENT tarafından yapılan aşağıda dökümü gösterilen 271,50 TL masrafın davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Davalı şirket tarafından yapılan aşağıda dökümü gösterilen 171,50 TL masrafın davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 361. Maddesi uyarınca tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/12/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

Davalı Şirket Masraf Dökümü:
İstinaf Kan.Yol.Baş.Harcı 85,70.-TL
İstinaf Karar Harcı 31,40.-TL
Temyiz Karar Harcı 54,40.-TL
Toplam 171,50-TL

Davalı TÜRKPATENT Masraf Dökümü:
Posta Masrafı 100,00.-TL
İstinaf Kan.Yol.Baş.Harcı 85,70.-TL
İstinaf Karar Harcı 31,40.-TL
Temyiz Karar Harcı 54,40.-TL
Toplam 271,50-TL