Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/165 E. 2021/396 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/165 Esas – 2021/396
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/165
KARAR NO : 2021/396

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 25/05/2021
KARAR TARİHİ : 09/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/12/2021
DAVA:
Davacı vekili 25/05/2021 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin TÜRKPATENT nezdinde … sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun TÜRKPATENT resmi markalar bülteninde yayınlandığını; davalı şirketin … sayılı ve “… mağaza”, “… yaşam akademi”, “… kirala&… mutfak” ibareleri markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kabulü ile başvurunun reddine karar verildiğini, bu ret kararına karşı müvekkilin yeniden inceleme taleplerinin bu kez TÜRKPATENT … sayılı YİDK kararı ile nihai olarak başvurunun reddedildiği, oysa taraf markalarının birbirinden kök ve anlam bakımından tamamen farklı olduğunu, bir harfle farklı olduğunu, müvekkilinin firması enerji ve elektrik üretimi sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı … markasının temel faaliyet alanı olan “mutfak” işleri ve malzemeleriyle ilgili olmadığını, … kelimesinin Türkçe “zeka” anlamına geldiğini, İngilizcedeki karşılığı “intelligence” olan kelimeden türetildiğini, müvekkilinin firmasının resmi sloganı olan “…” da … kelimesinin zekayı çağrıştıran intelligence’dan geldiğinin kanıtı olduğunu, itiraza konu marka ile müvekkiline ait marka kapsamındaki emtiaların birbirinden tamamen farklı olduğunu, itiraz sahibinin iddia ettiği gibi seri marka olarak algılanmaya neden olmayacağını belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kararın yerinde olduğunu; “…” kelimesindeki “l” sesi “yerine “m” sesinin kullanılması başvuru markasını önceki tarihte başvurusu yapılmış olan “…” ibareli markalardan farklılaştırmaya yetmediğini, Davacı markası ile karşılaşan ortalama tüketicinin bu ibarenin neredeyse aynısını daha önce başka bir markada görmüş olduğundan yanılgıya düşebileceğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin ilk ticari faaliyetinin 1942 yılında başladığını, başta yapı ve tüketim ürünleri ile sağlık alanlarında, ulusal ve uluslararası pazarlara yönelik olarak faaliyet gösterdiğini, Türkiye’nin önde gelen sanayi topluluklarından biri olduğunu, … ibareli markalarının koruma altında olduğunu, … markalarının dünya çapında tanınmışlık vasfı edindiğini, tanınırlığının ilgili sektör dışına taştığını, … ibaresinin anlamsız ve yaratılmış bir sözcük olduğunu, bu sebeple ayırt ediciliğinin çok yüksek olduğunu, başvuru markasının ilk harfleri dahil, M harfi yerine L harfinin konulması dışında tüm harfler ve bunların sıralanışı müvekkilinin markasıyla aynı olduğunu, taraf markalarının okunuşundaki fonetik benzerliğin ve kelimelerin harfleri ve sıralanışındaki görsel veya biçimsel benzerliğin, kavramsal olarak anlamı bulunmayan “…” sözcüğünün özellikle tercih edilmesinin bir rastlantıdan ibaret olmayacağını, tek harf farklılığının karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırmayacağını, taraf markalarının kapsadıkları hizmetlerin aynı olduğunu, müvekkilinin markalarını aynı anda görüp detaylarını karşılaştıramayan ve daha önce yararlandığı 40.sınıftaki hizmetlerle ilgili müvekkilinin tanınmış … ibareli markasının göz ve kulağında kalan izine dayanarak sonraki aynı tür ürün ve hizmet alımlarında aynı markayı taşıyan ürün ve hizmetlerden yararlanmak isteyen ortalama düzeydeki yararlanıcıların, bu marka ve işaretin farklı işletmelere ait iki ayrı marka olduğunu algılamalarının mümkün olmadığını, müvekkilinin tanınmışlığından haksız kazanç elde edeceğini, Kurum kararının yerinde olduğunu, davacının tescil eylemindeki amacının müvekkilinin markasının sahip olduğu imajı transfer etmek, müvekkilini ilgili ürün sektöründe engellemek ve zarara uğratmak, markasına zarar verme ve zamanla müvekkilini piyasadan uzaklaştırmak olduğunu beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararı ile davacıya ait … kod nolu marka başvuru dosyası ve davalı şirkete ait marka tescil belgeleri getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, Türk Patent YİDK’nun … sayılı kararının iptali istemine ilişkindir. YİDK kararının davacı başvuru sahibine 29/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 25/05/2021 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davalı şirkete ait … sayılı ve “… mağaza”, “… yaşam akademi”, “… kirala&… mutfak” ibareli markaları yönünden davacının … sayılı “…” başvurusunun SMK’nin 6/1 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davacının 18/01/2021 tarihinde “…” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 40.sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davalı şirketin … sayılı ve “… mağaza”, “… yaşam akademi”, “… kirala&… mutfak” ibareli markaları ile benzerlik arz ettiğinden itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince kabulü üzerine başvurunun reddedildiğini, davacının yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak itirazın reddedilerek başvurunun reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 24/11/2021 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “….davacıya ait … numaralı marka başvurusu ile davalının … tescil numaralı mesnet markaları arasında bütüncül değerlendirme sonucunda marka ve işaretler arasında 40. Sınıfta “Adi metallerin işleme hizmetleri. Değerli metallerin işlenmesi hizmetleri. Fotografik ve sinematografik ürünlerin işlenmesi hizmetleri (Banyo, baskı ve foto gravür hizmetleri dahil). Gıdaların işlenmesi hizmetleri. Hayvan kesim hizmetleri. Deri ve kürk işleme hizmetleri. Saraçlık hizmetleri. Kumaş işleme hizmetleri, yün işleme hizmetleri. Terzilik hizmetleri, nakış işleme hizmetleri. Ahşap ve kereste işleme hizmetleri. Sanat eserlerinin çerçevelenmesi hizmetleri. Sıvı, kimyasal madde, gaz, hava işleme hizmetleri. Cam ve optik cam işleme hizmetleri. Malzemelerin montajı (üçüncü şahıslar adına) hizmetleri. Diş teknisyenliği (döküm) hizmetleri. Çömlekçilik hizmetleri. Enerji üretimi hizmetleri, jeneratörlerin kiralanması hizmetleri. Kağıdın işlenmesi. Baskı hizmetleri, ciltçilik hizmetleri. Plastik işleme hizmetleri” bakımından ilişkilendirme de dahil karıştırılma/benzerlik ihtimalinin bulunduğu…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 40.sınıftaki “40. Sınıf: Adi metallerin işleme hizmetleri. Değerli metallerin işlenmesi hizmetleri. Fotografik ve sinematografik ürünlerin işlenmesi hizmetleri, banyo, baskı ve foto gravür hizmetleri. Gıdaların kurutulması, konservelenmesi, dondurulması, pişirilmesi, tütsülenmesi, salamura edilmesi hizmetleri; gıda işleme ve üretimi konularında bilgi verilmesi hizmetleri. Hayvan kesim hizmetleri. Deri ve kürk işleme hizmetleri. Saraçlık hizmetleri. Kumaş işleme hizmetleri, yün işleme hizmetleri. Terzilik hizmetleri, nakış işleme hizmetleri. Ahşap ve kereste işleme hizmetleri. Sanat eserlerinin çerçevelenmesi hizmetleri. Sıvı, kimyasal madde, gaz, hava işleme hizmetleri. Cam ve optik cam işleme hizmetleri. Malzemelerin montajı (üçüncü şahıslar adına) hizmetleri. Diş teknisyenliği (döküm) hizmetleri. Çömlekçilik hizmetleri. Enerji üretimi hizmetleri, jeneratörlerin kiralanması hizmetleri. Kağıdın işlenmesi. Baskı hizmetleri, ciltçilik hizmetleri. Plastik işleme hizmetleri” mal ve hizmetlerin olduğu…” … sayılı ve “… mağaza”, “… yaşam akademi”, “… kirala&… mutfak” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 09, 16, 25, 35, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 45. sınıflardaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, davacı başvuru markasında yer alan 40.sınıfta yer alan “Adi metallerin işleme hizmetleri. Değerli metallerin işlenmesi hizmetleri. Fotografik ve sinematografik ürünlerin işlenmesi hizmetleri, banyo, baskı ve foto gravür hizmetleri. Gıdaların kurutulması, konservelenmesi, dondurulması, pişirilmesi, tütsülenmesi, salamura edilmesi hizmetleri;. Hayvan kesim hizmetleri. Deri ve kürk işleme hizmetleri. Saraçlık hizmetleri. Kumaş işleme hizmetleri, yün işleme hizmetleri. Terzilik hizmetleri, nakış işleme hizmetleri. Ahşap ve kereste işleme hizmetleri. Sanat eserlerinin çerçevelenmesi hizmetleri. Sıvı, kimyasal madde, gaz, hava işleme hizmetleri. Cam ve optik cam işleme hizmetleri. Malzemelerin montajı (üçüncü şahıslar adına) hizmetleri. Diş teknisyenliği (döküm) hizmetleri. Çömlekçilik hizmetleri. Enerji üretimi hizmetleri, jeneratörlerin kiralanması hizmetleri. Kağıdın işlenmesi. Baskı hizmetleri, ciltçilik hizmetleri. Plastik işleme hizmetleri” ile davalının redde mesnet markalarında yer alan 40. Sınıftaki hizmetlerin aynı, aynı tür olduğu; yine başvuru markası kapsamında 40. Sınıftaki “gıda işleme ve üretimi konularında bilgi verilmesi hizmetleri” nin de davalı markalarında 40. Sınıftaki “Gıdaların işlenmesi hizmetleri” ile benzer, ilişkili olduğu; zira işbu hizmetin yine işleme hizmetlerinin nasıl ve ne yöntemle yapıldığı/yapılacağı veya hangi gıdaların işleme yöntemine uygun olduğuna yönelik bilgi verilmesine ilişkin hizmet türü olduğu tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “… mağaza”, “… yaşam akademi”, “… kirala&… mutfak” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Görsel Benzerlik Alanında Değerlendirme
Kelime markalarında kelimenin yazım şekli değil kelimenin kendisi korunmaktadır. Bu nedenle, kelimenin büyük ya da küçük harfle ya da farklı yazım karakterinde yazılmış olmasının incelemeye etkisi yoktur. Kelime markalarında görsel değerlendirme; kelimenin uzunluğu/kısalığı, harf sayısı, harflerin dizilimi, kelime sayısı ve işaretlerin yapısı gözetilerek yapılmalıdır. Bu kapsamda taraf markaları görsel olarak değerlendirildiğinde; davacı markası da kelime markası olmakla birlikte düz beyaz zemin üzerine kalın punto ve siyah renkle ile yazılı “…” ibaresinden oluşmaktadır. Davalının redde mesnet markaları da yine düz beyaz zemin üzerine “…” + ek ibarelerden (mağaza, yaşam akademi, kirala ve … mutfak) oluşmaktadır. Görsel incelemede taraf markalarını birbirinden farklılaştırmaya yeterli düzeyde renk, şekil ve ayırt edici ek ibareler bulunmamaktadır.
İşitsel Benzerlik Alanında Değerlendirme
İşitsel benzerlik yönünden değerlendirmede markayı taşıyan malların, hizmetlerin muhatap alıcı veya kullanıcı kitlesinin de dikkate alınması gereklidir. Bu kapsamda, markaların telaffuzlarına göre kulakta bıraktıkları sese göre söz konusu olan benzerliktir. İşitsel olarak ortaya çıkan farklar, kısa kelimelerde uzun kelimelere göre daha büyük etki göstermektedir. Somut olay yönünden işitsel benzerlik değerlendirmesi yapıldığında davacı başvuru markası “…” şeklinde telaffuz edilirken davalı markaları da “….” olarak telaffuz edilecektir. Davalı markasında yer alan ek ibarelerin tescilli olduğu sınıflarda yer alan bir kısım mal ve hizmetler yönünden ayırt edici niteliğinin bulunmadığı, yani tüketici nezdinde tescilli olduğu mal ve hizmetlere yönelik mağazanın bulunduğu yahut bu mal ve hizmetlere yönelik akademik eğitimin verildiği gibi bir izlenim uyandırabileceği, bu sebeple davalı markalarındaki ayırt edici ve baskın unsurun … ibaresi olduğu, … ve … ibareleri yönünden işbu ibarelerin söyleniş tarzları, kulakta bıraktıkları tını, ses uyumları, vurguları bakımından taraf markaları arasında işitsel anlamda benzerlik olduğu düşünülmektedir.
Anlamsal Benzerlik Alanında Değerlendirme
Anlamsal benzerlikte ise iki markanın ortalama tüketici nezdinde, bu kişilerin zihinlerinde bıraktıkları iz ve imaj bakımından söz konusu olabilmektedir. Bir markanın tüketicisinin zihninde bırakacağı iz anlam karşılığı ile olabilmektedir. Buna göre; başvuru markasında yer alan “…” ibaresinin Türkçe, İngilizce veya başka bir dilde bir anlamı olmadığı, yine davalının markasında yer alan … ibaresinin de Türkçe veya herhangi bir dilde karşılığı bulunmayan, özgün, yaratılmış bir marka olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar bir kısım ilgili tüketici kitlesinin uygun fiyatlı, hızlı tüketime konu malı alan tüketiciye nazaran daha bilinçli tüketicilerden oluştuğu değerlendirilmiş olsa da, ilgili tüketici grubunun başvuru markasını davacının yeni bir versiyonu, yeni bir çeşidi, hizmeti sanabilecek, iktisaden birbirine bağlı işletmelerden geldiğini düşünebilecek; taraf markalarının farklı kaynaktan geldiğini anlayamayabilecektir. Bu kapsamda taraf markalarını gören tüketicinin zihninde herhangi bir anlam canlanmayacağından markaları bir arada gördüklerinde birbiri ile ilişkili, birbirinin serisi olarak algılayabileceklerdir. Zira ortalama tüketici, markaları aynı anda incelemeye tabi tutmadığı gibi küçük ayrıntılarını da dikkatli biçimde inceleyemez. Sadece geçmişte edindiği izlenimin etkisiyle hafızasında kalan ile yetinerek bir sonuca varmaya çalışır. Bu sebeple aynı, aynı tür, benzer olduğu kanaatine varılan başvuru markasındaki 40. Sınıftaki “Adi metallerin işleme hizmetleri. Değerli metallerin işlenmesi hizmetleri. Fotografik ve sinematografik ürünlerin işlenmesi hizmetleri (Banyo, baskı ve foto gravür hizmetleri dahil). Gıdaların işlenmesi hizmetleri. Hayvan kesim hizmetleri. Deri ve kürk işleme hizmetleri. Saraçlık hizmetleri. Kumaş işleme hizmetleri, yün işleme hizmetleri. Terzilik hizmetleri, nakış işleme hizmetleri. Ahşap ve kereste işleme hizmetleri. Sanat eserlerinin çerçevelenmesi hizmetleri. Sıvı, kimyasal madde, gaz, hava işleme hizmetleri. Cam ve optik cam işleme hizmetleri. Malzemelerin montajı (üçüncü şahıslar adına) hizmetleri. Diş teknisyenliği (döküm) hizmetleri. Çömlekçilik hizmetleri. Enerji üretimi hizmetleri, jeneratörlerin kiralanması hizmetleri. Kağıdın işlenmesi. Baskı hizmetleri, ciltçilik hizmetleri. Plastik işleme hizmetleri” yönünden taraf markalarının biçim, düzenleme ve tertip tarzı ile bıraktıkları genel izlenim itibariyle ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzer olduğu, çağrışımlarının ve bir bütün olarak uyandırdıkları kanaatin aynı olacak şekilde markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma/benzerlik ihtimali bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalılar için 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davalılar vekillerinin yüzüne karşı davacının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/12/2021