Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/163 E. 2021/191 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/329
KARAR NO : 2021/200

DAVA : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/09/2017
KARAR TARİHİ : 27/05/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/05/2021

İDDİA:
Davacı vekilli 22.09.2017 harç tarihli dava dilekçesi ve beyanlarında özetle; Müvekkil şirket … Mob. Tas. Paz. İnş. Taah. İht. Turz. San. Tic. Ltd. Şti. olarak “…” markası ile … ve ev aksesuarları üretim ve satışını yapan tanınmış bir firma olduğunu, müvekkilinin … sayılı “koltuk, konsol, sandelye, fiskos masası, masa” konulu tasarımların sahibi olduğunu, davalının müvekkilinin tescilli tasarımlarını haksız ve izinsiz olarak üretildiğini, pazarlandığını, satıldığını, bu durumun … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla) … Değişik İş dosyası ile tespit edildiğini belirterek, davalının, müvekkili şirketin tasarımlardan doğan haklarına tecavüz ettiğinin tespitine, tecavüz teşkil eden fiillerinin durdurulmasını, men ve ref’ine, 1.000,00 TL maddi, 3.000,00 TL manevi tazminatın işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve kararın ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı başvuru ile davacı markaları arasında benzerlik bulunmadığını, karıştırılma ihtimalinden de söz edilemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
ANKARA BAM 20.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI KARARI:
Mahkememizin ….karar sayılı davanın reddine dair verilen kararı, Ankara BAM 20.Hukuk Dairesinin … karar sayılı ilamıyla ve özetle; “…. Dava, tasarım hakkına tecavüzün tespiti, durdurulması, men ve ref’i, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
1-İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan 6100 sayılı HMK’nun 114/g maddesinde gider avansı, dava şartı olarak düzenlenmiştir. Aynı Yasa’nın 120/2. maddesinde, gider avansının yatırılması için mahkemenin davacıya iki haftalık kesin süre vermesi ve 115/2. maddesinde de dava şartı olan gider avansının yatırılmaması halinde davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedileceği düzenlenmiştir.
HMK’nun 324. maddesinde ise taraflardan her birinin ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorunda oldukları, tarafların birlikte aynı delilin ikamesini talep etmiş olmaları halinde gereken gideri yarı yarıya avans olarak ödeyecekleri ve taraflardan birisinin avans yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde, diğer tarafın bu avansı yatırabileceği ve aksi hâlde, talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılacağı, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümlerin saklı olduğu ifade edilmiştir.
03.04.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin 45. maddesinde, “(1) Davacı, yargılama harçları ile her yıl Bakanlıkça çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Gider avansı, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade eder. (2) Adli yardım talebiyle açılan dava ve işlerde adli yardım konusunda bir karar verilinceye kadar harç, gider ve delil avansı alınmaz. Kanunlardaki özel hükümler saklıdır. (3) Gider avansının yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde, mahkemece bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir. Dava şartı olan gider avansının yatırılmaması veya tamamlanmaması halinde, dava, dava şartı yokluğundan reddedilir. (4) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Delil avansı, tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade eder. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan biri avans yükümlülüğünü yerine getirmediğinde, diğer taraf bu avansı da yatırabilir. Delil avansını yatırmayan taraf, o delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılır. Tarafların üzerinde tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerle, kanunlardaki özel hükümler saklıdır. (5) Delil avansının ödenmesine, hâkim tarafından dilekçelerin verilmesi, ön inceleme aşaması veya tahkikatın başında karar verilir.” düzenlemesi mevcuttur. Anılan maddede gider avansı ve delil avansı birlikte düzenlenmiş olup, bu maddenin 1. fıkrası ile 4 ve 5. fıkraları arasında uyum bulunmadığından, HMK’nın 324. maddesi gözetilerek, Yönetmeliğin 45. maddesinin 4. ve 5. fıkralarının öncelikle uygulanması gerekmektedir (Pekcanıtez, Hakan/ Atalay, Oğuz/ Özekez, Muhammet, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku 13. Bası s. 880).
HMK’nun gider avansına ilişkin 120. maddesi ile delil avansına ilişkin 324. maddesi birlikte değerlendirildiğinde ve gider avansının yatırılmaması ile delil avansının yatırılmamasının farklı hukuki sonuçlara bağlandığı dikkate alındığında, gider avansının tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderleri kapsayacak şekilde yorumlanmasına olanak olmadığı, dava şartı olan gider avansının, delillerin ikamesi dışındaki yargılama giderlerini ifade ettiği kabul edilmelidir.
Delil avansına yönelik ara kararında ise mahkemece, hangi delil için ne miktarda avans yatırılacağı açıkça belirtilmeli ve avansın kesin süre içinde yatırılmaması halinde bu delilin ikamesinden vazgeçildiğinin kabulü ile dosya kapsamındaki delillere göre karar verileceğinin ihtar edilmesi gerekir.
Delil ikamesi avansının verilen kesin süre içinde yatırılmaması, davanın dava şartı yokluğu ile reddine neden teşkil etmez. Taraf belirtilen sürede delil avansı giderini yatırmazsa dayandığı o delilden vazgeçmiş sayılır. Yargıtayın emsal uygulaması da bu yöndedir (Yargıtay 3. HD.’nin 23.05.2018 tarih ve 2016/19570 E.- 2018/5727 K., 3. HD.’nin 04.04.2018 tarih ve 2016/11972 E.- 2018/3497 K., 5. HD.’nin 25.04.2018 tarih ve 2017/3513 E.- 2018/8206 K., 11. HD.’nin 28.02.2018 tarih ve 2016/7652 E.- 2018/1503 K., 20. HD.’nin 05.06.2018 tarih ve 2017/3304 E.- 2018/4335 K.).
Somut uyuşmazlıkta ise mahkemece davacı vekiline HMK.’nın 120/2. maddesine dayanılarak kesin süre verilmesine dair 12.04.2018 tarihli ara kararında, delil ikamesi için eksik kalan meblağın ödenmemesi halinde bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağı belirtilmiş olmasına karşın, yine aynı halde eldeki diğer delillere göre karar verileceği hususu belirtilmeyerek, hukuki sonuç kısmı tam olarak açıklanmamış ve hataya düşülmüştür. Dolayısıyla delil ikamesi için avans yatırılmasına dair mahkemece yapılan ihtarat, hukuka uygun değildir.
Bu itibarla mahkemece, bilirkişi ücretinin delil avansı olduğu ve yatırılmama halinde, 6100 sayılı HMK’nın 324/2 maddesi uyarınca ilgili delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılma sonucunu doğuracağının kabulü ile ihtaratta verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücretinin ikmal edilmemesi halinde, eldeki diğer delillere göre karar verileceği ifade edilmeyerek, mehilin sonuçları da hatalı belirtilmek suretiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, Dairemizce davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
2-İstinaf kararın niteliğine göre davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir
…” gerekçesi ile kararın kaldırılmasına karar verilmiş; usul ve yasaya uygun görülen özetlenen kaldırma kararına ilişkin ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
GEREKÇE:
Davacı vekili 25.05.2021 tarihli dilekçesi ile taraflar arasında imzalanmış olan 21.05.2021 tarihli “Sulh Sözleşmesi” başlıklı sözleşmeyi ibraz etmiş, 27.05.2021 tarihli celsede Sulh Sözleşmesi içeriğine göre karar verilmesini beyan etmiş, beyanını imzası ile onamıştır.
Dava konusunun tarafların üzerinde tasarrufta bulunabilecekleri hususlara ilişkin olduğu ve davacı vekilinin vekaletnamesinde sulh yetkilerinin bulunduğu anlaşıldığından, taraflar arasında imzalanan sulh sözleşmesi hükümlerinin aynen uygulanmasına, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Taraflar arasında imzalanan 21.05.2021 tarihli sulh sözleşmesi uyarınca;
1- T.C. Patent ve Marka Kurumu nezdinde tasarım sahipleri adına kayıtlı, uyuşmazlık konusu endüstriyel tasarımların gerçek hak sahiplerinin, tasarımcılarının ve öncelikli üreticilerinin tasarım sahiplerinin … … olması nedeniyle; davalı … Dünyası; taraflar arasında kararlaştırılan maddi ve manevi tazminat ,yargılama giderleri ve vekalet ücreti miktarını ödemekle yükümlü olduğuna,
2- Davalı … Dünyası, T.C. Patent ve Marka Kurumu nezdinde tasarım sahipleri adına kayıtlı ve uyuşmalık konusu endüstriyel tasarımların gerçek hak sahibinin … … olduğunu, bu tasarımlar hakkında bilgi sahibi olduğunu, bu tasarımlara yönelik haksız eylemlerinin aynı veya ayırt edici niteliğe sahip olmayan nitelikteki birebir benzer ürünleri iltibasa yol açacak şekilde piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için icapta bulunmak, ithal etmek, ticari amaçlı kullanmak, bu amaçlarla elde bulundurmak veya bu tür fiillere iştirak etmek, yardım, teşvik türündeki eylemlerde gerçekleştirilmesini kolaylaştırmak ve sair şekildeki haksız eylemlerini derhal durduracağını, tasarım hakkına tecavüzleri önlenmesine, işbu tasarımların üretiminde doğrudan kullanılan üretim araçlarının imha edileceğine,
3- Tasarım sahiplerinin hem delil tespiti dosyası ile hem de tecavüzün önlenmesi ve tazminat talepli davasına ilişkin olarak maddi ve manevi tazminat, yargılama gideri olarak 31.500,00 TL, vekalet ücreti olarak 3.500,00 TL olmak üzere toplam 35.000,00 TL ‘nin davalı … Dünyası tarafından … … vekili Av. …’na ait …Bankası TR…. hesabına peşin ve nakden 25.05.2021 tarihine kadar ödenmesi ile maddi yükümlülükler taraflarca ifa edilmiş olacağına,
4- … 3.Asliye Hukuk Mahkemesi … Değişik İş sayılı delil tespiti dosyası ile sabit olan davalı … Dünyası; keşif yapılan showroomunda teşhir ettiği ürünleri kaldırıp, imha edeceğini, görselleri hiçbir suretle internet, sosyal medya, katalog ve sair reklam amaçlı her türlü mecrada kullanmayacağına, mevcut tecavüzlerini sona erdireceğine,

5-Her iki taraf, yukarıdaki 3 maddesinde belirtilen meblağın davalı … Dünyası tarafından davacılara ödenmesi ile maddi anlamda başka bir yükümlülük altına girmemek üzere birbirlerinden başkaca bir dava masrafı ve avukatlık ücreti talep etmeyeceklerine,
6-Tasarım sahipleri adına kayıtlı, uyuşmazlık konusu tescilli endüstriyel tasarımlara tecavüzden doğan zararlarının, davalı … Dünyası’nın uzlaşma yönündeki girişimleri, Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesindeki iyiniyetli yaklaşımları neticesinde; tasarım sahiplerine endüstriyel tasarım konusundaki tüm emeklerine saygılı olacağı yönündeki taahhütleri doğrultusunda, sabit olan tecavüz eylemlerinden kaynaklı tüm zararların; (tasarımın tescili için yapılan masraflar, haksız fiillerin tespiti için yapılan masraflar, tecavüz edenin haksız rekabeti olmasaydı bu tasarımın sahibi tarafından kullanılması ile elde edebileceği gelir, tasarımın üretim, kalite ve standartları uygun olmayan nitelikte üretilerek piyasaya sürülmesi sonucu tasarımın itibarının zarara uğraması vb.) giderilmesi amacıyla açılan huzurdaki davada sulh olunmakla; … Dünyası’nın haksız eylemlerini tekrar etmeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt etmesine binaen ve de 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında, Türk Ticaret Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve Haksız Rekabet Hükümleri kapsamında tespit edilenlerin dışında başkaca tecavüz niteliğinde eylemlerinin tekrarlanması halinde; tasarım sahiplerinin doğacak her türlü maddi ve manevi zararlarına karşı hukuki ve cezai yollara başvurma, talepte bulunma hakları saklı tutulmasına,
7-Tarafların iş bu sözleşmenin maddelerine riayet etmekle yükümlü olduğunun KABULÜNE,
8-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 44,40 TL harçtan düşümü ile 4,90 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
9-Tarafların karşılıklı olarak sulh sözleşmesinde yazılanlar dışında yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığından bu hususta ayrıca karar verilmesine yer olmadığına,,
10-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hasaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.27/05/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.