Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/156 E. 2021/272 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/156
KARAR NO : 2021/272

DAVA :TPE YİDK Marka Karar İptali
DAVA TARİHİ :03.01.2005

DAVA :Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 04/10/2005
KARAR TARİHİ : 13/07/2021
YAZIM TARİHİ : 13/07/2021

Davalı/ karşı davacı … S.P.A sayın vekili karşı dava dilekçesinde ve sair beyanlarında özetle; davacı/karşı davalının … sayılı “…” ibareli başvurusundaki “boys” ibaresinin “çocuk, genç erkekler” anlamına geldiğini ve markada herhangi bir ayırt edici özelliğinin bulunmadığını, bu nedenle davacının“…” markası ile müvekkilinin “Ice” markasının 556 sayılı KHK 7/1 (b) ve 8/1 (b) maddeleri anlamında benzer olduğunu, müvekkilinin “ICE, …, … JEANS, … SPORT ICE” markalarının diğer sınıfların yanında 03, 18, 24, 25. Sınıfları da kapsadığını, bu ürünlerin 09. Sınıftaki ürünlerle de benzer olduğunu, 09. Sınıfta yer alan “gözlükler” ile 18. Sınıfta yer alan cüzdan, çanta, şemsiye ve aksesuarlarda ya da 25. Sınıftaki ayakkabı, kemer ve eldivenle farkı olmadığını, müvekkilinin “… ve … JEANS” markalarının 556 sayılı KHK’nin 7/1 (ı) anlamında tanınmış marka olduğunu, bu markalara benzer ve kötüniyetli davacı markasının farkı sınıflarda bile olsa tescilinin mümkün olmadığını ifade ederek, öncelikle kazanılmış hak oluşturduğu kanaatine ulaşılması durumunda davacı/karşı davalı adına tescilli … sayılı markanın hükümsüzlüğü için İstanbul FSHHM’de açılan davanın bekletici mesele yapılmasını ve davacının markasının 09, 18, 24 ve 35.08 sınıflar ve alt grup açısından hükümsüzlüğüne ve sicil kaydının terkinine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davacı/karşı davalı SDR Giyim Sanayi ve Ticaret A. Ş. sayın vekili karşı davaya ilişkin cevap ve sair beyanlarında özetle: davanın 556 sayılı KHK’nin 53. Maddesi uyarınca 2 aylık yasal sürede açılmadığını, ayrıca “BUZ” ve “ÇOCUKLAR” ibarelerinin birleşiminden oluşan ve hükümsüzlüğü istenen “…” markası ile karşı tarafın “ICE, …, … JEANS, … SPORT ICE” markaların birbirine benzemediğini, taraf markalarının yıllardır bir arada iltibasa neden olmadan kullanıldığını, kaldı ki müvekkil markasının kullanım sonucu ayırt edicilik kazandığını ileri sürerek açılan davanın reddini talep etmiştir.
YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ BOZMASI:
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 09.05.2019 tarih ve … esas, … karar sayılı ilamıyla özetle;
“…1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı–karşı davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Mahkemece davalı-karşı davacı adına tescilli “ICE” esas unsurlu tescilli markaları ile davacı-karşı davalı başvurusuna konu “İCEBOYS” ibaresi arasında benzerlik bulunduğu ve davalı -karşı davacıya ait markaların tanınmış marka olarak kabul edildiği ve davacı – karşı davalının kötüniyetli oluduğu gerekçesiyle karşı davanın kabulüne karar verilmiş ise de tek başına tanınmış markanın benzerinin ya da aynısının tescil ettirilmesi kötü niyetli marka tescili olarak yorumlanamaz. Tanınmış markanın aynı veya benzerlerinin tescil ettirilmesinin müeyyidesi ile kötü niyetli marka tescilinin müeyyidesi farklı olup, somut bir kötüniyet tespitinin olmaması halinde sadece karşı davacının tanınmış markasıyla ilişkilendirilebilecek mal ve hizmetler yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/4. Maddesindeki risklerin doğabileceği kabul edilerek her bir mal ve hizmet sınıfı yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle davacı-karşı davalı yararına bozulması gerekmiştir….” gerekçesi ile bozulmuş; usul ve yasaya uygun görülen özetlenen bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Buna göre davacı karşı davalı adına hükümsüzlüğe konu … sayılı markanın “iceboys” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 03, 09, 14, 18, 21, 24, 35.(08) sınıftaki “03 Çamaşırda, bulaşıkta, her türlü eşya ve mekan temizliğinde kullanılan maddeler: Deterjanlar, çamaşır suyu, çamaşır kolası, çivit, arap sabunu, yumuşatıcılar, kireçlenmeyi önleyiciler, kireç gidericiler, granül sabun, mekanik temizleme tozları, cam silme maddeleri, yer ve hali silme maddeleri, ağartma ve parlatma maddeleri… Parfümeri: Parfümler; uçucu yağlar (esans yağları), kolonyalar, losyonlar, deodorantlar, gülsuyu, traş losyonları, ter önleyici deodorantlar… Kozmetik mamulleri: Ojeler, rujlar, rimeller, kremler, saç boyaları, şampuanlar, saç bakımı ile ilgili maddeler; kaş kalemleri (eyeliner), dudak kalemleri, maskaralar, farlar, allıklar, cildi koruyucu kremler; fondötenler, pudralar; tırnak boyaları ve cilaları ile bunların sökücüleri ve temizleyicileri; kozmetik amaçlı aseton; tırnak bakım ürünleri, traş sabunları, traş kremleri, duş jelleri, petrolyum jeli, epilasyon ürünleri, kınalar; zayıflatıcı kozmetik ürünler; bronzlaştırıcı ürünler; dolu kozmetik çantaları (kozmetik setleri)… Kişisel kullanım için kozmetik veya temizlik amaçlı pedler, pamuklar: Kozmetik veya temizlik maddeleri emdirilmiş pedler ve pamuklar; pamuklu çubuklar, kulak temizleme çubukları; ıslak mendiller; makyaj temizleme pedleri ve pamukları… Sabunlar: Tıbbi amaçlı ve koku giderici olanlar da dahil kişisel kullanım için sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, terlemeye karşı sabunlar… Diş bakimi ürünleri: Diş macunları, diş pastaları, tıbbi diş temizleme maddeleri, diş temizleme tozları, diş suları , diş protezleri için temizleme maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları, anti tartar diş macunları… Aşındırıcı ürünler: Zımpara bezleri, zımpara kağıtları, zımpara tozları ve macunları, pomza taşları, pastalar… Cilalar: Deri eşyalar için cilalar; madeni eşyalar için cilalar; ahşap eşyalar için cilalar, zeminler için cilalar… Kozmetik ve parfümeri ürünleri ile sabunların üretiminde kullanılan doğal ürünler.09 Can kurtarıcı ve koruyucu donanımlar: Can yelekleri, can simitleri, yüzme kollukları, dalgıçlar için solunum cihazları, dalgıç ekipmanı, dalgıç giysileri, dalgıç gözlükleri; emniyet kemerleri, emniyet ağları; koruyucu giysiler, eldivenler, gözlükler, başlıklar (kasklar); işaret düdükleri ve fenerleri, işaret şamandıraları…Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları. 14 Taklitleri (imitasyon) de dahil mücevherler ve değerli taşlar, değerli metaller ile bunların alaşımları ve bunlardan mamul veya bunlarla kaplanmış eşyalardan takılar: Kol düğmeleri, kravat iğneleri, yaka iğneleri, broşlar, halhallar, bilezikler, yüzükler, altınlar, takılar, mücevherler ve kıymetli taşlar, madalyonlar… Saatler ve zaman ölçme cihazları: Kronometreler, metronomlar (rakkaslar) ve parçaları, saat kordonları… Takılar hariç değerli metallerden ve bunların alaşımlarından yapılmış veya bunlarla kaplanmış eşyalar: Süs eşyaları, heykeller, biblolar, vazolar, spor müsabakalarında verilen kupalar, sofra takımları (çatal-bıçak takımları hariç), puro ve sigara ağızlıkları, tabaklar, kaplar, kadehler, sigara tabakaları, tütün kutuları, küllükler, kağıtlıklar, havluluklar. 18 İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler… Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul başka sınıflarda yer almayan eşyalar: Çantalar, valizler, cüzdanlar, portföyler, çocuk taşımak için çantalar (portbebeler, kangurular), deri veya kösele kutular ve sandıklar, çek defteri kılıfları, kart kılıfları, boş tuvalet çantaları, boş alet çantaları, anahtarlıklar, para çantaları, torbalar, sırt çantaları, evrak çantaları, alışveriş ve okul çantaları, beslenme çantaları… Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar… Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları… Bağırsaklar, suni bağırsaklar (sucuk, salam ve sosis vb. doldurmak için). 24 Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar: Cam elyaf kumaşlar, gaz sızdırmaz kumaşlar; su geçirmeyen kumaşlar, hayvan derisi taklidi kumaşlar; her türlü astarlar, telalar, tekstilden filtre malzemeleri… Perdeler, duş perdeleri, evlerde kullanılan örtüler, muşambadan olanlar da dahil masa örtüleri, yatak örtüleri, çarşaflar, pikeler, yastık kılıfları, nevresimler, koltuk örtüleri, sehpa örtüleri, peçeteler, kumaştan mamul seccadeler, kağıt yatak örtüleri, bohçalar… Yorganlar, elyaflı yorganlar, battaniyeler… Banyo keseleri ve sabunlanma bezleri, el ve yüz havluları, banyo havluları… Kumaştan yapılmış duvar kaplamaları, duvar süsleri… Kumaş mendiller, Kumaştan yapılmış bayraklar, flamalar, etiketler, Hurçlar, kirli eşya torbaları… Bebekler için kundaklar, alt açma örtüleri. 35 Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri” mal ve hizmetlerin bulunduğu, davalı karşı davacı adına tescilli kısmi hükümsüzlüğe konu ve itiraza mesnet markalarının 112698, 109144, 109171, 109172 sayılı ve “ıce”, “…”, “ıceber jeans”, “… sport ıce” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 03, 16, 18, 24, 25, 27, 28.sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Davaya konu ve hükümsüzlüğü talep edilen davacı/karşı davalı markası ile davalı/karşı davacının hükümsüzlüğe mesnet markaları arasında, sınıflar açısından aynı veya aynı tür mallar ve hizmetler ile birlikte mal ve hizmetlerin türü, kullanım amaçları, işlevleri ve birbirleri ile olan ilişkileri (alternatif veya tamamlayıcı olması) nedeniyle bağlantılı ve benzer mallar ve hizmetlerin de bulunduğu tespit edilmiştir. Bu bağlamda davacı/karşı davalının hükümsüzlüğe konu markasında yer alan “Sınıf Kodu 09: Can kurtarıcı ve koruyucu donanımlar: koruyucu giysiler, eldivenler, gözlükler, başlıklar (kasklar); işaret düdükleri ve fenerleri, işaret şamandıraları… SINIF KODU 18: Bağırsaklar, suni bağırsaklar (sucuk, salam ve sosis vb. doldurmak için). SINIF KODU 24:Yorganlar, elyaflı yorganlar, battaniyeler… Bebekler için kundaklar, alt açma örtüleri…” dışında kalan tüm mallar ve hizmetlerle aynı, aynı tür, bağlantılı ve benzer malların davalı/karşı davacının hükümsüzlüğe gerekçe olan markalarının kapsamında bulunduğu tespit ve kabul edilmiştir.
Davacı/karşı davalıya ait ve hükümsüzlüğü talep edilen marka küçük harfle oluşturulmuş İCE ve farklı siyah çerçeve içindeki BOYS kelimesinden oluşmasına karşılık, davalı/karşı davacının hükümsüzlüğe mesnet markalarından ikisi “ICE” ve “…” şeklinde kelime markası iken diğer ikisi de “… JEANS LOGO” ve “… SPORT ICE LOGO” şeklinde oluşturulmuş karma markalardır. Tüm markalar ya münhasıran ICE ibaresinden oluşmuş veya ICE kökünden türetilmiştir. Ayrıca markaların “AYSBOYS” ile “AYS ve AYSBERG” şeklindeki telaffuzları da birbirine benzemektedir. Diğer taraftan davacı/karşı davalıya ait ve hükümsüzlüğü talep edilen markanın davalı/karşı davacını ICE markalarının serisi biçiminde algılanma olasılığı da bulunmaktadır. Sayılan bu nedenlerle bilirkişi heyeti taraf markaları arasında aynılık veya ayırt edilemeyecek kadar benzerlik bulunmamakla birlikte seri marka içine dahil olma ve bağlantı kurulması dahil karıştırılma ihtimaline yol açabilecek derecede benzerlik olduğu ve davacı/karşı davalıya ait … sayılı … markasının uyuşmazlık konusu 09-18-24 sınıfların tümü yönünden hükümsüz kılınabileceği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Bununla birlikte uyuşmazlıkta davacı/karşı davalı vekilinin taraf markalarının yıllardır bir arada iltibasa neden olmadan kullanıldığı ve davacı/karşı davalıya ait müvekkili markasının kullanım sonucu ayırt edicilik kazandığı iddialarını da incelemiştir. Huzurdaki hükümsüzlüğe konu markanın başvurusu 17.08.2001 tarihinde yapılmış, marka 17.06.2002 tarihli Resmi Marka Bülteninde ilan edilmiş, davalı/karşı davacı söz konusu markanın ilanına karşı itiraz etmiş ve uzun süreçlerden sonra markanın tescili 31.03.2007 tarihli Resmi Marka Gazetesinde ilan edilmiştir. Buna karşılık somut dava, davacı/karşı davalıya ait marka tescil edilmeden 04.10.2005 tarihinde açılmıştır. Dolayısıyla davacı/karşı davalıya ait markanın 17.06.2002 tarihli Resmi Marka Bülteninde ilanından itibaren taraflar arasında ihtilaf bulunduğu gibi huzurdaki dava dahi marka tescil edilmeden açılmıştır. Bu şartlar altında ve baştan beri çatışma konusu olan bir marka açısından, davacı/karşı davalı vekilinin taraf markalarının ihtilaf konusu olmadan yıllardır bir arada var oldukları biçimindeki iddiasının veya uyuşmazlıkta susma suretiyle hak kaybı müessesesinin koşullarının oluştuğunun kabulü mümkün olmadığından söz konusu iddia kabul edilebilir nitelikte bulunmamıştır.
Kullanım sonucu ayırt edicilik kazanma ise KHK m.7/son da düzenlenmiş olup, madde huzurdaki dava açılmadan önce 22.06.2004 tarih ve 5194 sayılı Kanun ile değişmiş olup hüküm “Bir marka tescil tarihinden önce kullanılmış ve tescile konu mallar veya hizmetlerle ilgili olarak bu kullanım sonucu ayırt edici bir nitelik kazanmış ise (a), (c) ve (d) bentlerine göre tescili reddedilemez” şeklini almıştır. Belirtilen nedenle benzerlik konulu işbu incelemede kullanım sonucu kazanılmış ayırt edicilik iddiasının dava tarihi itibariyle değerlendirmede dikkate alınması mümkün değildir. Maddenin değişiklikten önceki hali kullanım sonucu kazanılmış ayırt ediciliği “Bir marka tescil tarihinden önce kullanılmış ve tescile konu mallar veya hizmetlerle ilgili olarak bu kullanım sonucu ayırt edici bir nitelik kazanmış ise (b), (c) ve (d) bentlerine göre tescili reddedilemez” şeklinde ve benzerliği de kapsayacak şekilde düzenlemekle birlikte hüküm dava açılmadan değiştiğinden ve dava tarihinde yürürlükte olmayan bir hükmün incelemede dikkate alınması mümkün olmadığından davacı/karşı davalının söz konusu iddiası da kabul edilebilir nitelikte bulunmamıştır.
Davacı/karşı davalının markasının tanınmışlık gerekçesi ile hükümsüz kılınıp kılınamayacağı:
Söz konusu iddia bağlamında belirtilmesi gereken ilk husus tanınmışlığın statik bir durum olmadığıdır. Bu nedenle daha önce tanınmış olan bir markanın sonradan bu vasfını kaybetmesi veya bir markanın çok kısa sürede tanınmış marka statüsüne kavuşması mümkündür. Dolayısıyla, tanınmışlık değerlendirmesi, her somut olayda iddia, savunma ve dosyada mübrez belgelere göre hükümsüzlüğü talep edilen markanın başvurusunun yapıldığı tarihte ve tanınmışlığın iddia edildiği ülkeyle ilgili belgeler esas alınarak yapılır. Nitekim tanınmışlığı düzenleyen Paris Sözleşmesinin 1. mükerrer 6. Maddesi de doğrudan koruma talep edilen ülkeye atıf yapmaktadır.
Belirtilen hususlar “Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki belgeler göre, davacı şirketin 1917 yılından bu yana saat ve bununla ilgili ürünlerin ticareti ile iştigal ettiği, ….tanınmışlık vasfına sahip olduğu,…” (Yargıtay 11. H.D. 2005/15011 E., 2007/3530 K.) şeklinde yargı kararında da ele alınmıştır. Bu nedenle bilirkişi heyeti de kendisine sunulan belgeler çerçevesinde öncelikle davalı/karşı davacı markasının tanınmış olup olmadığını, bu sorunun olumlu yanıtlanması durumunda ise uyuşmazlıkta davacı/karşı davalı markasının tescilinin 556 sayılı KHK m.8/4’de belirtilen durumları ortaya çıkarıp çıkarmadığı problemini irdelemiştir. Zira kural olarak bir markanın aynı veya benzeri, başkaları tarafından farklı mal ve hizmetlerde kullanılabilir. Ancak 556 sayılı KHK. m.8/4 gereği bir markanın toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile sonraki markanın tescil başvurusu ret edilir.
Bu kapsamda, uyuşmazlıkta değerlendirilmesi gereken husus davalı/karşı davacı adına tescilli “ICE ve/veya …” markalarının ülkemizde tanınmış marka olup olmadığıdır. Yüksek Yargıtay çeşitli kararlarında tanınmış markayı “bir kişi veya teşebbüse sıkı sıkıya bağlı, garanti, kalite, kuvvetli reklam ve yaygın dağıtım içeren, müşteri, akraba, dost ve düşman ayrımı yapılmaksızın, coğrafi sınır, kültür ve yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışımdır.” şeklinde tanımlamıştır. Buna karşılık gerek 556 Sayılı KHK, gerekse tanınmış markalar ile ilgili düzenlemeler içeren ve ülkemizin de taraf olduğu Paris Sözleşmesi ve TRIPS Anlaşmasının ilgili hükümleri tanınmış marka kavramını açıkça tanımlamış değildir. Bununla birlikte, Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı (WIPO) öncülüğünde yürütülen çalışmalar sonucu ortaya çıkan Ortak Tavsiye Kararı ile tanınmış markalara Paris Sözleşmesi ve TRIPs Anlaşması ile sağlanan korumanın, daha uyumlu hale getirilerek birleştirilmesi ve daha anlaşılır kılınması sağlanmıştır. Söz konusu Karar’da tanınmış markaların tespiti amacıyla çeşitli kriterler [Markanın tescilinin ve kullanımının süresi, markanın tescilinin ve kullanımının yayıldığı coğrafi alan ve kapsam, yurt içi ve yurt dışı tesciller, markanın üzerinde kullanıldığı mal ve/veya hizmetin piyasadaki yaygınlığı, pazar payı, yıllık satış miktarı, markaya ilişkin promosyon çalışmalarının (özellikle de Türkiye’deki promosyon çalışmalarının) özellikleri, promosyonun süresi, devamlılığı, yayıldığı coğrafi alan, kapsam, promosyona harcanan para, promosyonun niteliği (TV reklamı, yerel gazete ilanı, sadece çocuk sahiplerine yönelik yapılan tanıtım vs.) , reklam niteliğinde olmayan ancak markanın tanıtımına faydalı olabilecek nitelikte faaliyetler, markanın tanınmışlığını gösteren idari-yargı kararları, markanın orijinalliği ve ayırt edicilik gücü, markanın tanınmışlığına ilişkin yapılmış kamuoyu araştırmaları varsa bunların sonuçları, markanın sahibi firmaya ilişkin özellikler (firmanın büyüklüğü, çalışan sayısı, ödenmiş sermayesi, cirosu, karı, yurt çapında ve yurt dışında sahip olduğu dağıtım kanalları: şubeleri, bayilikleri, servis ağı, ödediği vergi, ihraç miktarları, piyasasına hakimiyeti vs, markayı taşıyan ürüne veya marka sahibi firmaya ilişkin olarak alınmış belgeler, ödüller (TSE, TSEK, ISO vb. kalite belgeleri, kalite ödülü, çevre ödülü, mavi bayrak vs.), söz konusu ürünlerin ithalat ve ihracat olanakları, markanın parasal değeri, marka tescillerinin kapsadığı mal ve/veya hizmet portföyünün genişliği vb. ] belirlenmiş olup, bu kriterler halihazırda yerel idari makamlar ve mahkemeler tarafından da benimsenerek dikkate alınmaktadır. Nitekim TPE tarafından ilan edilen tanınmışlık kriterleri de benzer nitelik taşımaktadır. Öte yandan tanınmışlık, çeşitli faktörlerin etkisiyle (piyasa koşulları, tanıtım faaliyetleri, pazar payı vs.) zaman içerisinde değişkenlik gösteren bir olgudur. Bu husus dikkate alındığında, özellikle hükümsüzlük davalarında tanınmışlığın, hükümsüzlüğü talep edilen markaların tescili sürecindeki duruma göre değerlendirme yapılması gerekir. Diğer bir deyişle, davacının hükümsüzlüğünü talep ettiği markaların başvuru tarihinde tanınmış marka olduğunu ispatlaması beklenir.
Yapılan incelemede davalı/karşı davacının markalarının tanınmış marka olduğunu iddia ettiği tespit edilmiştir. Dava dosyasına sunulan delillerin incelenmesi neticesinde ise Ankara 8. Ticaret Mahkemesinin 28/03/2001 tarih ve 2000/98 Esas ve 2001/301 Karar sayılı ilamı ile davalı/karşı davacının “…” markasının tanınmış olduğunu hükme bağladığı ve söz konusu hükmün Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, İstanbul 4. FSHHM 29.05.2014 tarih ve 2012/22 E., 2014/122 K. Sayılı Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiş ilamında da aynı şekilde davalı/karşı davacının “…” markasının tanınmış olduğu hususunun teyit edildiği saptanmıştır. Dolayısıyla ihtilafta davalı/karşı davacının “…” markasının tanınmış olduğunun kabulü gerekmektedir. Tanınmış bir markanın karıştırılma ihtimali yaratacak derecede benzerinin aynı, aynı tür, bağlantılı ve benzer malların ve hizmetlerin yanı sıra “Sınıf Kodu 09: Can kurtarıcı ve koruyucu donanımlar: koruyucu giysiler, eldivenler, gözlükler, başlıklar (kasklar); işaret düdükleri ve fenerleri, işaret şamandıraları… SINIF KODU 18: Bağırsaklar, suni bağırsaklar (sucuk, salam ve sosis vb. doldurmak için). SINIF KODU 24:Yorganlar, elyaflı yorganlar, battaniyeler… Bebekler için kundaklar, alt açma örtüleri…” malları üzerinde kullanılmasının davalı/karşı davacının “…” markalarının toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yarar sağlayabileceği, tanınmış markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği kanaatine ulaşıldığından, davacı/karşı davalının 2001 16511 sayılı … markasının tanınmışlık gerekçesi ile uyuşmazlık konusu 09-18-24 sınıfların tümü yönünden hükümsüz kılınmasının yerinde olduğu sonuç ve kanaatine ulaşmıştır.
Davacı- karşı davalının hükümsüzlüğü istenen … sayılı markasında 35. Sınıf “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri.” hizmetler bulunmakta olup karşı davalı tarafından bu hizmetinde hükümsüzlüğü talep edilmiş ise de; tescilin içinde olduğu varsayılan ancak tescil belgesinde belirtilmeyen hizmetler bakımından hükümsüzlük kararı verilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından bu emtialar yönünden davanın reddine karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk dairesi 17.06.2020 tarih 219/4912 E. 2020/2970 K.)
Davacı/karşı davalının 2001 16511 sayılı … markasının kötüniyet gerekçesi ile hükümsüz kılınıp kılınamayacağı hususunu irdelemiştir. Davalı -karşı davacıya ait markaların tanınmış markanın benzerinin ya da aynısının tescil ettirilmesi kötü niyetli marka tescili olarak yorumlanamayacağından davalı-karşı davacının kötü niyet iddiası kabul edilmemiştir.
10.01.2017 gün ve 29994 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 22.12.2016 gün ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun Geçici Madde 1/(1) hükmü uyarınca anılan kanunun yayımı tarihinden önce yapılmış marka tescil başvurularına, başvuru tarihinde yürürlükte bilinen 556 sayılı KHK hükümlerinin uygulanmasının zorunlu bulunması, YİDK kararının iptali ve buna bağlı tescil istemli davaların başvuru tarihindeki hukuki durum nazara alınarak sonuca bağlanmalarının gerekli olması karşısında 556 sayılı KHK hükümlerinin uygulanarak sonuca bağlanmalarının icap etmesi nedeniyle yeni SMK’nın yargılamanın yukarıdaki biçimde sonuçlandırılmasını engellemediği düşünülmüştür.
Usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 09.05.2019 tarih ve … esas, … sayılı bozma ilamında belirtilen ve uyulan gerekçelerle; karşı dava yönünden davanın kısmen kabulüne, karşı davalıya ait … sayılı markanın 09-18-24 sınıflarında yer alan emtiaların tümü yönünden hükümsüzlüğüne, 35. sınıfta yer alan hizmetlerin hükümsüzlüğü istemi yönünden tescilin içinde olduğu varsayılan ancak tescil belgesinde belirtilmeyen hizmetler bakımından hükümsüzlük kararı verilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından bu sınıf yönünden hükümsüzlük talebinin ve fazlaya ilişkin taleplerin reddine, asıl dava onanarak kesinleşmiş olduğundan hüküm kurulmasına yer olmadığına, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
A-1-Karşı Dava Yönünden Davanın Kısmen Kabulüne,
2-Karşı Davalıya ait … sayılı markanın 09-18-24 sınıflarında yer alan emtiaların tümü yönünden hükümsüzlüğüne,
3-35. sınıfta yer alan hizmetlerin hükümsüzlüğü istemi yönünden tescilin içinde olduğu varsayılan ancak tescil belgesinde belirtilmeyen hizmetler bakımından hükümsüzlük kararı verilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından bu sınıf yönünden hükümsüzlük talebinin ve fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
4-Karşı davada alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 14,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 45,30 TL karar harcının karşı davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5- Karşı davada davacı için 5.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karşı davada reddedilen kısım yönünden davalı için 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7- Karşı davada, kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak belirlenmesine, davacı tarafından yapılan 2.458,65.-TL yargılama giderlerinden payına düşen 1.229,32 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın üzerinde bırakılmasına,
8- Karşı davada kabul ve ret oranına göre davalı tarafından yapılan 1.112,40 TL yargılama giderinden payına düşen 556,20 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalanın üzerinde bırakılmasına,
9-Kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak belirlenmesine, davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 2.342,10 TL yargılama giderinden payına düşen 1.171,05 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalanının davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
B-Asıl dava onanarak kesinleşmiş olduğundan hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Dair verilen karar, davalı-karşı davacının yüzüne karşı davacı-karşı davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 361. maddesi uyarınca tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/07/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.